Bence Türkiye üzerine oynanan oyunun bir piyonu.Bu,isim baka da olabilir di; şans Hırant Dink'e çıkmış.Ünlü bir söz vardır:'Filler kavga eder,çimenler ezilir.'diye...Ezilmemek için dikkat etmemiz gerekir.
BİR İNSANIN ÖLDÜRÜLMESİ BAŞLI BAŞINA KABUL EDİLEMEYECEK BİR ŞEY.AMA MEDENİYETİNİ GÜLLE DONATMIŞ BU MİLLET SOYKIRIMIN ANLAMINI BİLE BİLMEZ.KALDI Kİ ZAT I MUHTEREMİN DEDİĞİ GİBİ ERMENİ SOYKIRIMI DİYE BİR ŞEY OLAMAZ.VE ŞU DA BİLİNMELİDİR Kİ TÜRKİYE'DE VE OSMANLI'DA AZINLIK DİYE BİR ŞEY HİÇ OLMADI; ASLINDA HİÇ BİR TÜRK DEVLETİNDE BÖYLE BİR ŞEY OLMADI.BİZ BİZDEN OLMAYANLARI HEP BİZ GİBİ GÖRDÜK,ONLARLA BERABER YAŞADIK.HİÇ AZINLIK MUAMELESİ YAPMADIK. BİZİMLE BERABER YAŞAYANLARIN AZINLIK OLABİLMELERİ İÇİN ONLARIN AMERİKADAKİ KIZILDERİLİLER GİBİ OLMALARI GEREKİR YANİ HAKLARININ KISITLANMASI GEREKİR.TÜRKİYE'DE HANGİSİNİN HAKLARI KISITLIDIR.ZATEN BU MİLLETİN BAŞINA NE GELDİYSE BU İYİ NİYETTEN GELDİ.AMA BİZ TÜRKÜZ NEOLURSA OLSUN BU ÖZELLİK BİZİM GENLERİMİZDE VAR DEĞİŞTİREMEYİZ,DEĞİŞTİRİLMESİNİ TEKLİF EDEMEYİZ.BİZ BU ÖZELLİKLERİMİZLE BÜYÜĞÜZ.
bir ülkede azınlık olmak nasıl bir psikolojidir? düşündüm,anlamaya çalıştım.almanyada amerikada yaşayan türkleri düşündüm.orda varolma yaşama mücadelesi veren yurttaşkarımızı düşündüm.mesela mehmet özün sadece türk olmasından dolayı bir amerikan tarafından öldürüldüğü haberi gelmiş türkiyeye diye düşündüm.ne kadar üzücü olurdu...bu topraklarda gözünü açmış,yaşamış bir insanın kendi etnik topluluğuyla yaşadığı ülke insanı arasında nasıl uzlaşma yolları aradığını düşündüm...nasıl zor bir durumda olabileceğini düşündüm...üzüldüm...amerikanın çatısı altında tüm ırkların nasıl amerikan olma potasında eridiğini düşündüm,biz neden türklük potasında eriyemiyoruz düşündüm...Hrant DİNKe yapılan saldırının küçük bir beynin hazımsız gövdesine ait aptalca bir eylem olduğuna karar verdim
bir ülkede azınlık olmak nasıl bir psikolojidir? düşündüm,anlamaya çalıştım.almanyada amerikada yaşayan türkleri düşündüm.orda varolma yaşama mücadelesi veren yurttaşkarımızı düşündüm.mesela mehmet özün sadece türk olmasından dolayı bir amerikan tarafından öldürüldüğü haberi gelmiş türkiyeye diye düşündüm.ne kadar üzücü olurdu...bu topraklarda gözünü açmış,yaşamış bir insanın kendi etnik topluluğuyla yaşadığı ülke insanı arasında nasıl uzlaşma yolları aradığını düşündüm...nasıl zor bir durumda olabileceğini düşündüm...üzüldüm...amerikanın çatısı altında tüm ırkların nasıl amerikan olma potasında eridiğini düşündüm,biz neden türklük potasında eriyemiyoruz düşündüm...Hrant DİNKe yapılan saldırının küçük bir beynin hazımsız gövdesine ait aptalca bir eylem olduğuna karar verdim
onemli olan hrant dink in ne dusundugu degil. onemli olan hepimiz ermeniyiz diye bagıranların ermenilere karsı ve diger ulkelere karsı verdigimiz sehitlerimizin ne dusunmesi. ayrıca hrant fink te sadece turkiyeyi karıstırmak için secilmis bir insan onunda sucu yok. ama hepimiz ermeniyiz diye bagıranlar evet hepiniz ermeni ve yahudisiniz. bizde TURK üz ve MÜSLÜMANIZ.
Hrant DİNK'i Türkiye Cumhuriyetini seven bir insan olarak gözlerimin önünde canlandırıyorum. Ama öldükten sonra onun için sokaklara dökülen binlerce insan ona ihanet etti. Hem de hepimiz ermeniyiz diyerek onun fikirlerinin penceresini tamamen kapattı. Siz İnsanlar söyleyin. Hrant DİNK hepimiz ermeniyiz sloganına sağ duyulu yaklaşırmıydı hiç! Millet kavramının değerini ve yüceliğini kanında taşıyan ve bunu düşünceleriyle yazılarıyla dikte etme savaşı veren Hrant DİNK buna müsaade eder miydi. Etmeyeceğini siz de biliyordunuz. bir naaşın sonsuzluğa giden yolculuğunu provakatif eylemlerle, sloganlarla ki farklı ideolojik fikirleri de hakaretvari seviyede aşağılayarak, kendi amaçlarınızın menfaatlerine hizmetçi ettiniz. Tarih sizi de affetmeyecektir.
Bu ülkede yaşayan herkes TÜRKTÜR. Nasılki ben bu ülkenin değerlerini koruyup kolluyorsam herkes de aynısnı yapmalı. İlköğrenimim boyunca hergün and içtim, ilkelerimi, yasalarımı hergün tekrar ettim. İstşklal Marşı' mı söyledim. Ama, Dink gibi bazı bölümlerini atlamadan (Dink öyle diyor. İstikla Marşı' nı okurken 'Kahraman ırkıma bir gülé bölümünü okumazmış.) .Eeeee hani Dinki savunanlar bunu hiç söylemediler. Hem bu ülkenin ekmeğini ye hem deisteğinin gibi bu değerleri reddet. Uyanın yaaa. neredeyse Türk vatanında Tüküm demeyi bile yasaklayacaklar.
Ben hrant dink değilim.çünkü ben ermeni olarak doğmadım bu ülkede.ben onun yaşadıklarını bilemem.ermeni olduğum için doğduğum topraklardan istanbula göçmek zorunda kalmadım ben.kendimi ve ailemi korumak için belli bölgelerde yerleşmek zorunda hissetmedim kendimi.her olasılığa karşı pasaportumu hazır tutma gereği duymadım hiç.kendi ülkemde yabancı gibi davranılmadı bana. Tc vatandaşı olarak askere alınıpta ermeni kökenliyim diye elime silah verilmemezlik edilmedi benim.ve ülkemde kendi kimliğime sahip çıkarak barış içinde yaşamak için mücadele ederken “şerefli bir katil” tarafından arkamdan kahpece vurulmadım ben.
Ben keje değilim çünkü ben kürt olarak doğmadım bu ülkede.ana dilimi kullanmam yasaklanmadı benim.sırf kürt olduğum için ikinci sınıf muamelesi görmedim kendi topraklarımda.bir yandan pkknın dayatmalarını diğer yandan türk ordusunun dayatmalarını yaşamadım ben. köyüm yakılıp, doğup büyüdüğüm topraklardan sürülmedim.sürgün olarak gittiğim şehirlerde de köyünüze dönün pis Kürtler diye kovulmadım, linç korkusuyla yaşamadım. Dükkandan bozma evlerde 30-40 kişi yaşamak zorunda kalmadım ben.kimliksiz bırakılmaya çalışıldıkca şovenizmin batağına daha da çok batmadım.kimliğimi kanla elimde tutmaya çalışmadım.eğitimsiz, aç, işsiz bırakılmadım.
Ben ne ermeniyim ne kürdüm ne yahudiyim, ne Çerkez ne Abaza ne laz ne süryaniyim.ben sadece bu topraklarda ki mozaiğin bir parçasıyım. Azınlıkların yaşadığı zorlukları yaşamadığım için bilemem ama anlamaya çalışırım çünkü insanım ben.
dağda ölen gerillanın annesi ne hissediyorsa, Manisa davasında cezaevi arabasına konup götürülen çocuğunun arkasından daha çok küçük o diye feryat eden anne ne hissediyorsa, güneydoğuda savaşta ölen oğlunun mezarı başında soğuktur toprak üşürsün sen şimdi diye ağlayan anne ne hissediyorsa yüreğimde, beynimde hissederim çünkü anneyim ben.
DİYARBAKIR Lice'de şehit olan J.Komd.Astsb.Kd.Çvş.Kadir AYDIN'a ithafen yazılmıştır.
Ruhun şad olsun.
EY KOCA DÜNYA BEN DE ÖLDÜM
Ey koca dünya ben de öldüm, Belli ki hiç birinizin haberi yok, Hem de DİNK'ten sadece bir gün önce, Ama sen ne duydun, ne gördün, ne de umursadın...
Ölümümden hemen sonra kameralar gelmedi oraya. Halk'ta toplanmadı ellerinde karanfil ve mumlarla, Hiçbir devlet büyüğü ve Amerika da kınamadı ölümümü, Ve yazmadılar adımı mezar taşımdan başka, hiçbir yere...
Halbuki benim adım öz ve öz Türkçe idi, 'Kadir AYDIN' Okunması, söylenmesi ve yazılması onunkinden daha kolaydı, Ama anmadı beni babamdan gayrı kimse, onu andıkları gibi, Ve yazılmadı başka hiçbir yere adım, anamın yüreğinden başka...
Ben gencecik fidandım, daha hiç tomurcuk vermemiş, Ve soldurdular beni Lice'de, hayatımın baharında, Beni de vurdular, ben de öldüm, bilmem duydunuz mu? Ama Bulamadılar beni vuranları 32 saatte, belki de hiç aramadılar...
Ben kendi vatanımda, vatanımı vatansızlardan korumak için öldüm, Ben Türk'tüm, adım Türkçe, ama öğrenemedi adımı hiç kimse, Bir kez bile manşet de olamadım ya o gül yüzümle gazetelere, İşte EY KOCA DÜNYA BEN ASIL O GÜN ÖLDÜM...
HRANT DİNK Hrant Dink bu ülkenin bir vatandaşı idi.Nasıl bir vatandaş olduğu ise tartışılır tabiiki.Öldürülüş biçimin tasvip etmek asla mümkün değildir.Ancak şu kadarını belirtmek isterim ki; Medyadan takip ettiğimiz kadarıyla bir zamanlar kendisi de bir terör örgütünün içinde yer almış ve vatandaşı olduğu bu ülkede birçok yıkıcı faaliyetlerde bulunmuştur.Acaba,kimlerin öksüz,kimlerin dul kalmasında katkısı olmuştur.Denilebilir ki 'rüzgar ekip fırtına biçmiştir.Şimdi arkasından methiyeler yazılmasına anlam veremiyorum.TİKKO adlı örgütte yer aldığını,faaliyet gösterdiğini (medyadan duyuldu) bile bile bu ülkeyi,bu Cumhuriyeti hepimiz kadar çok sevdiğine inanmak saf olmaktan öte bir kavramla ifade edilebilir. Kısaca,Hrant Dink'in öldürülmesini bir insan olarak asla tasvip etmiyorum,keşke o da geçmişte böyle düşünebilseydi.Vatansever olduğuna ve Türkiye Cumhuriyeti'ni sevdiğine de asla inanmıyorum.
belki bir dava adamıydi davasinin adamiydi. belki savunduğu düsünceyi yırtik ayakkabiyla destekleyen biriydi.ezilme acisinin yasayabileceği bir ülkede bir toprakta kimsenin söylemeye cesaret edemediği düsüncesini söyledi.Söyledi doğru.Ama bunu bize söylememeliydi.Bizim Doğuda ermenilerden neler cektiğimizi kim anlayabilirdi. Kim o felaket gunlerini unutturabilirdi.Asla unutturamazdi kimse. Hrant Dink in cezasini vermek bir kula asla düsmez di.Bu yanlış tamam.katılıyorum.Ama temkin ve istikametli davranmak,hele hele milli duygularin kabarik olan bir ükede,DAVAM demek dikkat ister....Cahil çoksa ki hele...
Hrant Dink Ermeni kökenli bir vatandaşımızdır. Kökleri ve kendisi bizimle birlikte yaşamış, Türk’ün engin hoşgörüsüne sığınarak sağlığında dilediğince Türk Milleti aleyhine faaliyetler içinde olmuştur. Eskiden TİKKO gibi örgütler içinde uç militanlık yaparken Kaç insanımızın kanına girdiği veya kanına girilmesine sebep olduğu meçhuldür. Bizlere yutturulmaya çalışıldığı gibi öyle beyaz barış güvercini asla olmamıştır. Aşağıda orijinal metnini yayınladığım makalesi onun tam olarak ne olduğu konusunda bir fikir verir. Böyle olması onun öldürülmeyi hak etttiği anlamını taşımaz. O ve onun gibiler birer ibret vesikası gibi hep durmalı ve Türk Milleti kendi aleyhinde olanların neler yaptığı, nasıl davrandığı konusunda bilgi sahibi olup ona göre kendini koruma reflekslerini geliştirmelidir. Bu gelişimimize oldukça katkı sağlayan Hrant Dink’in ölümü bu anlamda önemli bir kayıptır.
13 Şubat 2004 tarihli makalenin orijinal metni “Türk”ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarında mevcuttur. Yeter ki bu mevcudiyetin farkında olunsun. Bu farkındalığın asıl sorumlusu ise Diaspora’ya yayılmış Ermenilerden ziyade Ermenistan yönetimleridir. Ermenistan hükümetlerinin sorumluluklarının bilincinde olmaları ve gereğini yerine getirmeleri aslolandır. *** Ne var ki 12 yıllık bağımsızlık döneminde Diaspora ile Ermenistan ilişkilerine bakıldığında, Ermenistan hükümetlerinin henüz bu sorumluluğun bilincine yeterince varmadıkları görülür. Birkaç gösterişli “Pan Armenian Buluşması” dışında işlevsel bir “Diaspora-Ermenistan buluşması” mekanizması dahi kurulamamıştır. Ermenistan’ın Diaspora ile ilişkileri bazen Diaspora’nın bazen de Ermenistan’ın inisiyatifinde ağır aksak yürütülmüş, kalıcı ve daha ziyade Ermenistan merkezli bir kurumlaşmaya gidilememiştir. *** Oysa Ermenistan’ın çoktan özel ve çok güçlü bir Diaspora Bakanlığı kurmuş olması gerekirdi. Bu bakanlık sayesinde de dünyanın en ücra köşelerine dahi dağılmış ve dağılacak tek Ermeni bireyinin dahi nasıl kucaklanabileceği temel bir kaygıya dönüştürülebilir, sonrasında bu kaygı doğrultusunda hareket edilir ve buna göre projeler geliştirilebilirdi. Bunun yapılmamış olması hâlâ büyük bir eksik olarak gözüküyor. Bu kaygısızlığıyla Ermenistan kendisinin ne denli bir ana kök olduğunun farkında değil ki Diasporadakilere de bunu hissettirebilsin. Bu da gösteriyor ki Ermenistan elbette layık ama Ermenistan yönetimleri henüz Diasporalıya layık değil. *** Ermenistan’ın Diasporalı bireyle kuracağı birebir ilişkinin Diaspora Ermeni’sinin kimliğinde ve kimliğin yeni cümlelerinin kuruluşunda oynayacağı rol çok büyüktür ve tartışmasızdır. Bugün Diaspora’da açık tutulan Ermeni okullarının, dil kurslarının, sosyal ya da kültürel kurumların ya da diğer tüm kolektif faaliyetlerin yegane amacı Ermeni kimliğini yeni kuşaklara taşımak, korumak ve mümkünse geliştirmektir. Bu amaç için milyonlarca dolar harcanır. Sonuçta elde edilen, bilinen ama konuşul(a) mayan bir dil ile arada bir kilisesine giden ama o kadarla yetinen bir kimliktir. Oysa diğer taraftan öyle bir gerçek vardır ki bunun gereğini yerine getirmek artık kaçınılmazdır. O da Ermenistan’la Diasporalının kuracağı moral diyalogun bizatihi kendisinin en doğal okul olduğudur. *** Diasporalı gencin bu okullarda okumamış, bu kiliselere gitmemiş olsa da bir kez Ermenistan denilen doğal okulla tanışması kimliği için çok şey ifade eder. Diaspora gencine on yıllar içinde eğitimle ve kiliseyle verilen Ermeni kimliğiyle, o gencin Ermenistan’ı bir kez ziyaret ederek edineceği kimlik arasında ikincisinin lehine ağır basan bir köklülük söz konusudur. Bu dediğimizin ne denli doğru olup olmadığını denemek o denli pahalı bir şey değildir. Bir kenara ayrılacak üç beş kuruşla bir gencin yıllık tatilinin 15 gününü Ermenistan sokaklarında geçirmesi pekala sağlanabilir. *** Ermenistan’ı ziyaret eden ve öncesinde Ermeni kimliğinden bir hayli de uzak gözüken gencin, 15-20 günlük bu sürede edinmiş olduğu kimliğin nasıl damardan absorbe edildiği görülecektir. Artık o dakikadan itibaren gencin bu kimliğini dünyanın neresinde yaşıyor olursa olsun unutması bir daha olanaksızdır. Gayrı o kimlik ona damardan şırıngalanmıştır... Dolayısıyla gençler için Ermenistan’a özel seyahat turlarının düzenlenmesi birincil derecede kimlik kazandırıcı faaliyettir. Bu çalışmalar ne pahasına olursa olsun her yerde yıllık programların başına alınmalıdır. *** Ermeni kimliğin doğrudan Ermenistan’dan edinilecek cümleleri, kelimelerle anlatılamayacak denli zengin kazanımlardır. Bu durum, saksıda yetiştirilmeye çalışılan narin bir bitkinin kendi toprağı, kendi suyu ve kendi güneşiyle tanışmasına da benzetilebilir. Denemesi bedavadır... Herkese önerilir.
Hrant Dik bir ermeni milliyetçisidir.12Eylül öncesinde Fırat kod adı ile yasadışı TİKKO örgütüne katılmış burda militan yetiştirmiştir.Belkide onun yetiştirdiklerinden biri rahmetli Recep Haşatlı ve Eşinin, İlhan Darendelioğlunun,Recep Haşatlı'nın katili olmuşlardır.Tunceli dağlarında kripto ermenilerinin araştırmasını yapmış kendisi ile birlikte aynı zamanda TİKKO'ya katılan ermeni arkadaşı bu dağlarda öldürülmüştür. Eşi Rakel bu militanlık dönemlerinde kendisinin hangi militanları yetiş tirdiğini ve onların hangi cinayetleriişlediğini kamuoyuna açıklarsa sevi niriz.Nede olsa bu ülkeyi çok sevdiklerini söylemişlerdi.
Ermeni kökenli bir TÜRK VATANDAŞI... Yani bir TÜRK.... Bir kişinin kökeni, onun TÜRK olmasını engellemez. TÜRKLÜK zaten bir ırk olmak değil, siyasal ve kültürel bir varlık olmanın adıdır. Dolayısıyla TÜRK diye bir ırk yeryüzünde bulunmamaktadır. ATATÜRK, TÜRK'ü şöyle tanımlar: 'TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI OLAN HERKES TÜRK'TÜR' ve devamı, 'TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ KURAN HALKLARA TÜRK HALKI DENİR'.. Bunun üzerine başka söylenecek söz kaldı mı? Hirant Dink bir TÜRK vatandaşıydı ve emperyalist batının sözde Soykırım iddiaları karşısında TÜRKİYE'den yana tavır aldığı ve bu yönde birçok beyanda bulunduğu için, bizzat batının istihbarat örgütlerince ortadan kaldırılmıştır. Bunun böyle olduğunu en aptal bir insan bile kolayca anlar; çünkü Hirant Dink'in öldürülmesi ne Türkiye'nin ne de herhangi bir milliyetçi görüşün işine yarar; onun ölümü ancak ve ancak Ermeni diyasporasının ve dolayısıyla AB'nin ve ABD'nin işine yarar. Soykırım iddiaları, batının Türkiye'yi parçalamak için bulduğu en önemli araçlardan biridir.
Beyaz barış güzvercinlerini... Masum güvercinlere kıyacak; acımasız ellerinde olduğunu... Türkiye'de; dinin kullanılarak,küçücük çocuklarca,insan katledildiğini... Aydınların yokolmak zorunda olduğu,yönetimin seçtiğimiz değilde, seçilen kişilerin elinde olduğu bir ülkede yaşadığımızı çağrıştırıyor...
Hrant DİNK,insan sevgisi,sevecenliği,duygusallığı gözlerine yansımış güzel bir insandı.Hepimiz kadar bu ülkeyi çok seviyordu. Güzel yurdumun, tüm renkleri ile barış içinde yaşamak çok mu zor? Aynı topraklarda doğduğumuzu neden unutuyoruz?
'Mahkemeden cez alırsam bu ülkede durmam' diyen ama mahkeme ceza verdiği halde ülkeden gitmeyen insan. 'Türkten çıkarılacak pis kan' diyordu mevzubahis yazıda bunun dışında bu türlü pek çok makalesi yayımlanmıştır kökeni Türkiyede ihanetle paralellik arzeden hemen her kişide olduğu gibi marksisttir. Oğluna ermenilerin milli ülkü haline getirdikleri arart ismini vermesi dahi düşüncesinin ne olduğunu izaha yeterlidir. Bir gün öldürülmüş ve ülkede kıymete binmiştir. Daha önce öldürülen ve kutsallaştırılan bütün sol gazeteciler gibi yüksek perdeden ölümü lanetlenmiştir. (İsmail Hakkı Gerçeksöz, İlhan Egemen Darendelioğlu, Kemal Fedai Çoşkuner gibi milliyetçi-ülkücü gezetecilerin adı unutulmuş-unutturulmuştur) Cenazesini 'Hepimiz ermeniyiz' sloganları ile kaldırılmıştır. (Bir pankart dikkatimi çekmişti hepimiz kürdüz hepimiz ermeniyiz yazıyordu pankartta oysa hrant dink ermenileri kürtlerin öldürdüğünüde söylemişti geçmişte) demekki bölücü zihniyet bulduğu her fırsatı iyi değerlendiriyor. Ölümünden sonra dışişleri bakanlığı Türkiyeyi katil gösteren diaspora temsilcilerini masraflarını kendisi karşılayarak cenazeye getirmiştir.
yazar
İnsan,dost,sıcak,güzellik ve yitirdiğimiz.
Bence Türkiye üzerine oynanan oyunun bir piyonu.Bu,isim baka da olabilir di; şans Hırant Dink'e çıkmış.Ünlü bir söz vardır:'Filler kavga eder,çimenler ezilir.'diye...Ezilmemek için dikkat etmemiz gerekir.
BİR İNSANIN ÖLDÜRÜLMESİ BAŞLI BAŞINA KABUL EDİLEMEYECEK BİR ŞEY.AMA MEDENİYETİNİ GÜLLE DONATMIŞ BU MİLLET SOYKIRIMIN ANLAMINI BİLE BİLMEZ.KALDI Kİ ZAT I MUHTEREMİN DEDİĞİ GİBİ ERMENİ SOYKIRIMI DİYE BİR ŞEY OLAMAZ.VE ŞU DA BİLİNMELİDİR Kİ TÜRKİYE'DE VE OSMANLI'DA AZINLIK DİYE BİR ŞEY HİÇ OLMADI; ASLINDA HİÇ BİR TÜRK DEVLETİNDE BÖYLE BİR ŞEY OLMADI.BİZ BİZDEN OLMAYANLARI HEP BİZ GİBİ GÖRDÜK,ONLARLA BERABER YAŞADIK.HİÇ AZINLIK MUAMELESİ YAPMADIK. BİZİMLE BERABER YAŞAYANLARIN AZINLIK OLABİLMELERİ İÇİN ONLARIN AMERİKADAKİ KIZILDERİLİLER GİBİ OLMALARI GEREKİR YANİ HAKLARININ KISITLANMASI GEREKİR.TÜRKİYE'DE HANGİSİNİN HAKLARI KISITLIDIR.ZATEN BU MİLLETİN BAŞINA NE GELDİYSE BU İYİ NİYETTEN GELDİ.AMA BİZ TÜRKÜZ NEOLURSA OLSUN BU ÖZELLİK BİZİM GENLERİMİZDE VAR DEĞİŞTİREMEYİZ,DEĞİŞTİRİLMESİNİ TEKLİF EDEMEYİZ.BİZ BU ÖZELLİKLERİMİZLE BÜYÜĞÜZ.
bir ülkede azınlık olmak nasıl bir psikolojidir? düşündüm,anlamaya çalıştım.almanyada amerikada yaşayan türkleri düşündüm.orda varolma yaşama mücadelesi veren yurttaşkarımızı düşündüm.mesela mehmet özün sadece türk olmasından dolayı bir amerikan tarafından öldürüldüğü haberi gelmiş türkiyeye diye düşündüm.ne kadar üzücü olurdu...bu topraklarda gözünü açmış,yaşamış bir insanın kendi etnik topluluğuyla yaşadığı ülke insanı arasında nasıl uzlaşma yolları aradığını düşündüm...nasıl zor bir durumda olabileceğini düşündüm...üzüldüm...amerikanın çatısı altında tüm ırkların nasıl amerikan olma potasında eridiğini düşündüm,biz neden türklük potasında eriyemiyoruz düşündüm...Hrant DİNKe yapılan saldırının küçük bir beynin hazımsız gövdesine ait aptalca bir eylem olduğuna karar verdim
bir ülkede azınlık olmak nasıl bir psikolojidir? düşündüm,anlamaya çalıştım.almanyada amerikada yaşayan türkleri düşündüm.orda varolma yaşama mücadelesi veren yurttaşkarımızı düşündüm.mesela mehmet özün sadece türk olmasından dolayı bir amerikan tarafından öldürüldüğü haberi gelmiş türkiyeye diye düşündüm.ne kadar üzücü olurdu...bu topraklarda gözünü açmış,yaşamış bir insanın kendi etnik topluluğuyla yaşadığı ülke insanı arasında nasıl uzlaşma yolları aradığını düşündüm...nasıl zor bir durumda olabileceğini düşündüm...üzüldüm...amerikanın çatısı altında tüm ırkların nasıl amerikan olma potasında eridiğini düşündüm,biz neden türklük potasında eriyemiyoruz düşündüm...Hrant DİNKe yapılan saldırının küçük bir beynin hazımsız gövdesine ait aptalca bir eylem olduğuna karar verdim
onemli olan hrant dink in ne dusundugu degil. onemli olan hepimiz ermeniyiz diye bagıranların ermenilere karsı ve diger ulkelere karsı verdigimiz sehitlerimizin ne dusunmesi. ayrıca hrant fink te sadece turkiyeyi karıstırmak için secilmis bir insan onunda sucu yok. ama hepimiz ermeniyiz diye bagıranlar evet hepiniz ermeni ve yahudisiniz. bizde TURK üz ve MÜSLÜMANIZ.
Hrant DİNK'i Türkiye Cumhuriyetini seven bir insan olarak gözlerimin önünde canlandırıyorum. Ama öldükten sonra onun için sokaklara dökülen binlerce insan ona ihanet etti. Hem de hepimiz ermeniyiz diyerek onun fikirlerinin penceresini tamamen kapattı. Siz İnsanlar söyleyin. Hrant DİNK hepimiz ermeniyiz sloganına sağ duyulu yaklaşırmıydı hiç! Millet kavramının değerini ve yüceliğini kanında taşıyan ve bunu düşünceleriyle yazılarıyla dikte etme savaşı veren Hrant DİNK buna müsaade eder miydi. Etmeyeceğini siz de biliyordunuz. bir naaşın sonsuzluğa giden yolculuğunu provakatif eylemlerle, sloganlarla ki farklı ideolojik fikirleri de hakaretvari seviyede aşağılayarak, kendi amaçlarınızın menfaatlerine hizmetçi ettiniz. Tarih sizi de affetmeyecektir.
Hrant DİNK'in anısına...
Ne olduğu belirsiz hertürlü ihanete kullanılmaya müsait zavallı KİRALIK kalem
iyi adamdı
Bu ülkede yaşayan herkes TÜRKTÜR. Nasılki ben bu ülkenin değerlerini koruyup kolluyorsam herkes de aynısnı yapmalı. İlköğrenimim boyunca hergün and içtim, ilkelerimi, yasalarımı hergün tekrar ettim. İstşklal Marşı' mı söyledim. Ama, Dink gibi bazı bölümlerini atlamadan (Dink öyle diyor. İstikla Marşı' nı okurken 'Kahraman ırkıma bir gülé bölümünü okumazmış.) .Eeeee hani Dinki savunanlar bunu hiç söylemediler. Hem bu ülkenin ekmeğini ye hem deisteğinin gibi bu değerleri reddet. Uyanın yaaa. neredeyse Türk vatanında Tüküm demeyi bile yasaklayacaklar.
Ben hrant dink değilim.çünkü ben ermeni olarak doğmadım bu ülkede.ben onun yaşadıklarını bilemem.ermeni olduğum için doğduğum topraklardan istanbula göçmek zorunda kalmadım ben.kendimi ve ailemi korumak için belli bölgelerde yerleşmek zorunda hissetmedim kendimi.her olasılığa karşı pasaportumu hazır tutma gereği duymadım hiç.kendi ülkemde yabancı gibi davranılmadı bana. Tc vatandaşı olarak askere alınıpta ermeni kökenliyim diye elime silah verilmemezlik edilmedi benim.ve ülkemde kendi kimliğime sahip çıkarak barış içinde yaşamak için mücadele ederken “şerefli bir katil” tarafından arkamdan kahpece vurulmadım ben.
Ben keje değilim çünkü ben kürt olarak doğmadım bu ülkede.ana dilimi kullanmam yasaklanmadı benim.sırf kürt olduğum için ikinci sınıf muamelesi görmedim kendi topraklarımda.bir yandan pkknın dayatmalarını diğer yandan türk ordusunun dayatmalarını yaşamadım ben. köyüm yakılıp, doğup büyüdüğüm topraklardan sürülmedim.sürgün olarak gittiğim şehirlerde de köyünüze dönün pis Kürtler diye kovulmadım, linç korkusuyla yaşamadım. Dükkandan bozma evlerde 30-40 kişi yaşamak zorunda kalmadım ben.kimliksiz bırakılmaya çalışıldıkca şovenizmin batağına daha da çok batmadım.kimliğimi kanla elimde tutmaya çalışmadım.eğitimsiz, aç, işsiz bırakılmadım.
Ben ne ermeniyim ne kürdüm ne yahudiyim, ne Çerkez ne Abaza ne laz ne süryaniyim.ben sadece bu topraklarda ki mozaiğin bir parçasıyım. Azınlıkların yaşadığı zorlukları yaşamadığım için bilemem ama anlamaya çalışırım çünkü insanım ben.
dağda ölen gerillanın annesi ne hissediyorsa, Manisa davasında cezaevi arabasına konup götürülen çocuğunun arkasından daha çok küçük o diye feryat eden anne ne hissediyorsa, güneydoğuda savaşta ölen oğlunun mezarı başında soğuktur toprak üşürsün sen şimdi diye ağlayan anne ne hissediyorsa yüreğimde, beynimde hissederim çünkü anneyim ben.
VATAN'ı için (adını bile sonradan öğrendiğim)
DİYARBAKIR Lice'de şehit olan J.Komd.Astsb.Kd.Çvş.Kadir AYDIN'a ithafen yazılmıştır.
Ruhun şad olsun.
EY KOCA DÜNYA BEN DE ÖLDÜM
Ey koca dünya ben de öldüm,
Belli ki hiç birinizin haberi yok,
Hem de DİNK'ten sadece bir gün önce,
Ama sen ne duydun, ne gördün, ne de umursadın...
Ölümümden hemen sonra kameralar gelmedi oraya.
Halk'ta toplanmadı ellerinde karanfil ve mumlarla,
Hiçbir devlet büyüğü ve Amerika da kınamadı ölümümü, Ve yazmadılar adımı mezar taşımdan başka, hiçbir yere...
Halbuki benim adım öz ve öz Türkçe idi, 'Kadir AYDIN'
Okunması, söylenmesi ve yazılması onunkinden daha kolaydı,
Ama anmadı beni babamdan gayrı kimse, onu andıkları gibi,
Ve yazılmadı başka hiçbir yere adım, anamın yüreğinden başka...
Ben gencecik fidandım, daha hiç tomurcuk vermemiş,
Ve soldurdular beni Lice'de, hayatımın baharında,
Beni de vurdular, ben de öldüm, bilmem duydunuz mu? Ama Bulamadılar beni vuranları 32 saatte, belki de hiç aramadılar...
Ben kendi vatanımda, vatanımı vatansızlardan korumak için öldüm,
Ben Türk'tüm, adım Türkçe, ama öğrenemedi adımı hiç kimse,
Bir kez bile manşet de olamadım ya o gül yüzümle gazetelere,
İşte EY KOCA DÜNYA BEN ASIL O GÜN ÖLDÜM...
HRANT DİNK
Hrant Dink bu ülkenin bir vatandaşı idi.Nasıl bir vatandaş olduğu ise tartışılır tabiiki.Öldürülüş biçimin tasvip etmek asla mümkün değildir.Ancak şu kadarını belirtmek isterim ki; Medyadan takip ettiğimiz kadarıyla bir zamanlar kendisi de bir terör örgütünün içinde yer almış ve vatandaşı olduğu bu ülkede birçok yıkıcı faaliyetlerde bulunmuştur.Acaba,kimlerin öksüz,kimlerin dul kalmasında katkısı olmuştur.Denilebilir ki 'rüzgar ekip fırtına biçmiştir.Şimdi arkasından methiyeler yazılmasına anlam veremiyorum.TİKKO adlı örgütte yer aldığını,faaliyet gösterdiğini (medyadan duyuldu) bile bile bu ülkeyi,bu Cumhuriyeti hepimiz kadar çok sevdiğine inanmak saf olmaktan öte bir kavramla ifade edilebilir.
Kısaca,Hrant Dink'in öldürülmesini bir insan olarak asla tasvip etmiyorum,keşke o da geçmişte böyle düşünebilseydi.Vatansever olduğuna ve Türkiye Cumhuriyeti'ni sevdiğine de asla inanmıyorum.
belki bir dava adamıydi davasinin adamiydi. belki savunduğu düsünceyi yırtik ayakkabiyla destekleyen biriydi.ezilme acisinin yasayabileceği bir ülkede bir toprakta kimsenin söylemeye cesaret edemediği düsüncesini söyledi.Söyledi doğru.Ama bunu bize söylememeliydi.Bizim Doğuda ermenilerden neler cektiğimizi kim anlayabilirdi. Kim o felaket gunlerini unutturabilirdi.Asla unutturamazdi kimse. Hrant Dink in cezasini vermek bir kula asla düsmez di.Bu yanlış tamam.katılıyorum.Ama temkin ve istikametli davranmak,hele hele milli duygularin kabarik olan bir ükede,DAVAM demek dikkat ister....Cahil çoksa ki hele...
biz türküz.1 ermeninin arkasından ağlamaya vaktim yok ben binlerce şehidimin yasını tutuyorum.anlayana....
Hrant Dink Ermeni kökenli bir vatandaşımızdır. Kökleri ve kendisi bizimle birlikte yaşamış, Türk’ün engin hoşgörüsüne sığınarak sağlığında dilediğince Türk Milleti aleyhine faaliyetler içinde olmuştur. Eskiden TİKKO gibi örgütler içinde uç militanlık yaparken Kaç insanımızın kanına girdiği veya kanına girilmesine sebep olduğu meçhuldür. Bizlere yutturulmaya çalışıldığı gibi öyle beyaz barış güvercini asla olmamıştır.
Aşağıda orijinal metnini yayınladığım makalesi onun tam olarak ne olduğu konusunda bir fikir verir. Böyle olması onun öldürülmeyi hak etttiği anlamını taşımaz. O ve onun gibiler birer ibret vesikası gibi hep durmalı ve Türk Milleti kendi aleyhinde olanların neler yaptığı, nasıl davrandığı konusunda bilgi sahibi olup ona göre kendini koruma reflekslerini geliştirmelidir. Bu gelişimimize oldukça katkı sağlayan Hrant Dink’in ölümü bu anlamda önemli bir kayıptır.
13 Şubat 2004 tarihli makalenin orijinal metni
“Türk”ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarında mevcuttur.
Yeter ki bu mevcudiyetin farkında olunsun.
Bu farkındalığın asıl sorumlusu ise Diaspora’ya yayılmış Ermenilerden ziyade Ermenistan yönetimleridir. Ermenistan hükümetlerinin sorumluluklarının bilincinde olmaları ve gereğini yerine getirmeleri aslolandır.
***
Ne var ki 12 yıllık bağımsızlık döneminde Diaspora ile Ermenistan ilişkilerine bakıldığında, Ermenistan hükümetlerinin henüz bu sorumluluğun bilincine yeterince varmadıkları görülür. Birkaç gösterişli “Pan Armenian Buluşması” dışında işlevsel bir “Diaspora-Ermenistan buluşması” mekanizması dahi kurulamamıştır.
Ermenistan’ın Diaspora ile ilişkileri bazen Diaspora’nın bazen de Ermenistan’ın inisiyatifinde ağır aksak yürütülmüş, kalıcı ve daha ziyade Ermenistan merkezli bir kurumlaşmaya gidilememiştir.
***
Oysa Ermenistan’ın çoktan özel ve çok güçlü bir Diaspora Bakanlığı kurmuş olması gerekirdi. Bu bakanlık sayesinde de dünyanın en ücra köşelerine dahi dağılmış ve dağılacak tek Ermeni bireyinin dahi nasıl kucaklanabileceği temel bir kaygıya dönüştürülebilir, sonrasında bu kaygı doğrultusunda hareket edilir ve buna göre projeler geliştirilebilirdi.
Bunun yapılmamış olması hâlâ büyük bir eksik olarak gözüküyor. Bu kaygısızlığıyla Ermenistan kendisinin ne denli bir ana kök olduğunun farkında değil ki Diasporadakilere de bunu hissettirebilsin.
Bu da gösteriyor ki Ermenistan elbette layık ama Ermenistan yönetimleri henüz Diasporalıya layık değil.
***
Ermenistan’ın Diasporalı bireyle kuracağı birebir ilişkinin Diaspora Ermeni’sinin kimliğinde ve kimliğin yeni cümlelerinin kuruluşunda oynayacağı rol çok büyüktür ve tartışmasızdır.
Bugün Diaspora’da açık tutulan Ermeni okullarının, dil kurslarının, sosyal ya da kültürel kurumların ya da diğer tüm kolektif faaliyetlerin yegane amacı Ermeni kimliğini yeni kuşaklara taşımak, korumak ve mümkünse geliştirmektir. Bu amaç için milyonlarca dolar harcanır. Sonuçta elde edilen, bilinen ama konuşul(a) mayan bir dil ile arada bir kilisesine giden ama o kadarla yetinen bir kimliktir.
Oysa diğer taraftan öyle bir gerçek vardır ki bunun gereğini yerine getirmek artık kaçınılmazdır.
O da Ermenistan’la Diasporalının kuracağı moral diyalogun bizatihi kendisinin en doğal okul olduğudur.
***
Diasporalı gencin bu okullarda okumamış, bu kiliselere gitmemiş olsa da bir kez Ermenistan denilen doğal okulla tanışması kimliği için çok şey ifade eder.
Diaspora gencine on yıllar içinde eğitimle ve kiliseyle verilen Ermeni kimliğiyle, o gencin Ermenistan’ı bir kez ziyaret ederek edineceği kimlik arasında ikincisinin lehine ağır basan bir köklülük söz konusudur.
Bu dediğimizin ne denli doğru olup olmadığını denemek o denli pahalı bir şey değildir. Bir kenara ayrılacak üç beş kuruşla bir gencin yıllık tatilinin 15 gününü Ermenistan sokaklarında geçirmesi pekala sağlanabilir.
***
Ermenistan’ı ziyaret eden ve öncesinde Ermeni kimliğinden bir hayli de uzak gözüken gencin, 15-20 günlük bu sürede edinmiş olduğu kimliğin nasıl damardan absorbe edildiği görülecektir.
Artık o dakikadan itibaren gencin bu kimliğini dünyanın neresinde yaşıyor olursa olsun unutması bir daha olanaksızdır.
Gayrı o kimlik ona damardan şırıngalanmıştır...
Dolayısıyla gençler için Ermenistan’a özel seyahat turlarının düzenlenmesi birincil derecede kimlik kazandırıcı faaliyettir. Bu çalışmalar ne pahasına olursa olsun her yerde yıllık programların başına alınmalıdır.
***
Ermeni kimliğin doğrudan Ermenistan’dan edinilecek cümleleri, kelimelerle anlatılamayacak denli zengin kazanımlardır.
Bu durum, saksıda yetiştirilmeye çalışılan narin bir bitkinin kendi toprağı, kendi suyu ve kendi güneşiyle tanışmasına da benzetilebilir.
Denemesi bedavadır... Herkese önerilir.
Hrant Dik bir ermeni milliyetçisidir.12Eylül öncesinde Fırat kod adı ile
yasadışı TİKKO örgütüne katılmış burda militan yetiştirmiştir.Belkide onun yetiştirdiklerinden biri rahmetli Recep Haşatlı ve Eşinin, İlhan Darendelioğlunun,Recep Haşatlı'nın katili olmuşlardır.Tunceli dağlarında
kripto ermenilerinin araştırmasını yapmış kendisi ile birlikte aynı zamanda TİKKO'ya katılan ermeni arkadaşı bu dağlarda öldürülmüştür.
Eşi Rakel bu militanlık dönemlerinde kendisinin hangi militanları yetiş
tirdiğini ve onların hangi cinayetleriişlediğini kamuoyuna açıklarsa sevi
niriz.Nede olsa bu ülkeyi çok sevdiklerini söylemişlerdi.
Ermeni kökenli bir TÜRK VATANDAŞI... Yani bir TÜRK.... Bir kişinin kökeni, onun TÜRK olmasını engellemez. TÜRKLÜK zaten bir ırk olmak değil, siyasal ve kültürel bir varlık olmanın adıdır. Dolayısıyla TÜRK diye bir ırk yeryüzünde bulunmamaktadır. ATATÜRK, TÜRK'ü şöyle tanımlar: 'TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI OLAN HERKES TÜRK'TÜR' ve devamı, 'TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ KURAN HALKLARA TÜRK HALKI DENİR'.. Bunun üzerine başka söylenecek söz kaldı mı? Hirant Dink bir TÜRK vatandaşıydı ve emperyalist batının sözde Soykırım iddiaları karşısında TÜRKİYE'den yana tavır aldığı ve bu yönde birçok beyanda bulunduğu için, bizzat batının istihbarat örgütlerince ortadan kaldırılmıştır. Bunun böyle olduğunu en aptal bir insan bile kolayca anlar; çünkü Hirant Dink'in öldürülmesi ne Türkiye'nin ne de herhangi bir milliyetçi görüşün işine yarar; onun ölümü ancak ve ancak Ermeni diyasporasının ve dolayısıyla AB'nin ve ABD'nin işine yarar. Soykırım iddiaları, batının Türkiye'yi parçalamak için bulduğu en önemli araçlardan biridir.
Beyaz barış güzvercinlerini...
Masum güvercinlere kıyacak; acımasız ellerinde olduğunu...
Türkiye'de; dinin kullanılarak,küçücük çocuklarca,insan katledildiğini...
Aydınların yokolmak zorunda olduğu,yönetimin seçtiğimiz değilde,
seçilen kişilerin elinde olduğu bir ülkede yaşadığımızı çağrıştırıyor...
insanların meşrubat markasıymış gibi ısrarla HRANT DRİNK olarak andığı,cenazesiyle herkesin ermeni olduğu ama benim ısrarla ermemeni olduğum,şahıs...
Hrant DİNK,insan sevgisi,sevecenliği,duygusallığı gözlerine yansımış güzel bir insandı.Hepimiz kadar bu ülkeyi çok seviyordu.
Güzel yurdumun, tüm renkleri ile barış içinde yaşamak çok mu zor? Aynı topraklarda doğduğumuzu neden unutuyoruz?
Türkiyeye yada türklere hiç lazım olmayan ama öldürülmeyecek kadar kendini türk sanan,kendi halinde bir şahsiyetmiş gibi görünen
abd li abi zevatın planlı programlı olarak gerçekleştirdiği provakatif eylemde ölen zavallı, gereksiz bir şahıs...
hrant dink.. Bu ülkenin çağdaş yüzünün hain ellerce katledilişinin bir simgesidir..
Artık hiçbirşey...
'Mahkemeden cez alırsam bu ülkede durmam' diyen ama mahkeme ceza verdiği halde ülkeden gitmeyen insan.
'Türkten çıkarılacak pis kan' diyordu mevzubahis yazıda bunun dışında bu türlü pek çok makalesi yayımlanmıştır kökeni Türkiyede ihanetle paralellik arzeden hemen her kişide olduğu gibi marksisttir. Oğluna ermenilerin milli ülkü haline getirdikleri arart ismini vermesi dahi düşüncesinin ne olduğunu izaha yeterlidir.
Bir gün öldürülmüş ve ülkede kıymete binmiştir. Daha önce öldürülen ve kutsallaştırılan bütün sol gazeteciler gibi yüksek perdeden ölümü lanetlenmiştir. (İsmail Hakkı Gerçeksöz, İlhan Egemen Darendelioğlu, Kemal Fedai Çoşkuner gibi milliyetçi-ülkücü gezetecilerin adı unutulmuş-unutturulmuştur)
Cenazesini 'Hepimiz ermeniyiz' sloganları ile kaldırılmıştır. (Bir pankart dikkatimi çekmişti hepimiz kürdüz hepimiz ermeniyiz yazıyordu pankartta oysa hrant dink ermenileri kürtlerin öldürdüğünüde söylemişti geçmişte) demekki bölücü zihniyet bulduğu her fırsatı iyi değerlendiriyor.
Ölümünden sonra dışişleri bakanlığı Türkiyeyi katil gösteren diaspora temsilcilerini masraflarını kendisi karşılayarak cenazeye getirmiştir.
Bu millet hrant dink e gösterdigi ilgiyi ölen binlerce sehitlerizden birine gösterseydi bugun hala sehit veriyor olmazdık
birtane ermeni ökdü milyonlar yürüdü hergün mehmetcikler ölüyor hangimiz yürüdü? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ?
ermeni, ben Türküm, Allah Rahmet Eylesin