© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan ve 19 Ocak 2007’de İstanbul Harbiye’de silahlı saldırı sonucu öldürülen gazeteci Hrant Dink, katledilişinin 14. yılında anılıyor. Gazeteci Hrant Dink kimdir? Nerelidir? İşte Dink’in biyografisi…
YETİMHANE’DE BAŞLAYAN BİR ÇOCUKLUK
Hrant Dink, 15 Eylül 1954'te, Malatya'da dünyaya geldi. Beş yaşında ailesiyle birlikte geldiği İstanbul'da, anne ve babasının ayrılması üzerine iki erkek kardeşiyle birlikte, Gedikpaşa'daki Ermeni Protestan Kilisesi'nin çocuk yuvasında yatılı olarak yaşamaya başladı. Üç kardeş, ilköğretimini bu kiliseye bağlı İncirdibi İlkokulu'nda sürdürürken; Dink, ortaokulu Bezciyan, liseyi ise Üsküdar'daki Surp Haç Tıbrevank Yatılı Okulu'nda okudu, Şişli Lisesi'nden mezun oldu. Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde zooloji eğitimi aldı. Bir süre sonra yetimhanede birlikte büyüdükleri Rakel Yağbasan ile evlenen Hrant Dink'in üç çocuğu oldu.
İSMİNİ 'FIRAT' OLARAK DEĞİŞTİRDİ
O dönem Türkiye'de gelişmekte olan sol siyasete aktif olarak katılan Dink, siyasi faaliyetlerinin Ermeni kimliği ile ilişkilendirilmesi ve cemaatin bundan zarar görebileceği endişesiyle, ismini mahkeme kararı ile 'Fırat' olarak değiştirdi. Bir süre kardeşleriyle birlikte açtığı yayınevi ve kırtasiye işlerini sürdüren Hrant Dink, eşi Rakel ile Anadolu’dan gelen kimsesiz çocukların yetiştiği Tuzla Ermeni Çocuk Kampı’nı yönetmeye başladı. Fakat devlet, açılışından 21 yıl sonra kampa el koydu. Tuzla Kampı'na "Ermeni militan yetiştirildiği" suçlaması ile devlet tarafından el konması sonrasında, Dink, siyasal görüşleri nedeniyle de üç kez gözaltına alındı ve tutuklandı. Hrant Dink, askerliğini ise Denizli Piyade Alayı'nda sekiz ay kısa dönem er olarak yaptı.
Yazı hayatına gazetelere yazdığı kitap eleştirileri ile başladı. 90'lı yıllarda Ermenice günlük Marmara Gazetesi'nde Çutak (Erm. keman) rumuzuyla, Ermeni tarihine ilişkin Türkiye'de çıkan kitaplara yönelik eleştiri yazıları yazmaya başladı. İstanbul Ermeni Patrikhanesi’ne, “Ermeni toplumu çok kapalı yaşıyor, kendimizi iyi anlatırsak önyargılar kırılır” diyerek bu amaçla Türkçe ve Ermenice bir gazete çıkarmayı önerdi.
AGOS’U KURDU
Hrant Dink, 5 Nisan 1996 tarihinde ilk sayısı yayımlanan Agos gazetesinin kuruculuğunu, yayın yönetmenliğini ve başyazarlığını üstlendi. Gazetenin ve kendisinin ana hedefi; Türkiye Ermeni toplumunun anadilini bilmeyen kesimiyle dayanışmak, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı Ermenilerin devlet nezdindeki sorunlarını kendi sesinden dile getirerek, geniş kamuoyunun desteğini almak ve Ermeni kültür ve tarihini ana kaynağından Türkiye toplumu ile paylaşmaktı. Agos dışında Yeni Yüzyıl ve BirGün gazetelerinde yazan Dink, yazılarında Türkiye'deki her etnik topluluğun barış içinde yaşaması gerektiğinin altını çiziyordu. Bununla birlikte Ermeni cemaatinin patrikhane dışında sivil bir merkezi olması gerektiğini savunuyordu.
yırtık pabuç(
Fetö'nün ilk cinayeti. Büyük bir tezgah kurmak istediler. Ama Nedim Şener bozdu bütün planı.
hrant dink salt bir ermeni olduğu için öldürülmedi fetöcülerce. aynı zamanda ermeni diasporasına da meydan okuyabilecek yüreklilikte ve ermeni meselesine bir soy kırım olarak bakmanın yanlış olduğunu ermeni meselesinin tarihçiler tarafından araştırılması gerektiğini savunacak kadar da feraset sahibi akıl izan sahibi bir gazeteci idi. yani hakiki anlamda gazeteciydi. fetö bu adam adamı ortadan kaldırmakla, sesini kesmekle ermeni meselesinin türkleer lehine çözümlenmesini de önlemiş oluyordu. yani bir taşla sayısız kuş anlayacağınız. düşünün bir dink bir ermeni ama ermeni meselesinin çözülmesini ermeniler aleyhine olma bahasına da olsa akılcıl bir şekilde olmasını istiyordu, öbür taraftan fetö göya türk ama ermeni meselesinin çözümünün türkler aleyhine olmasını isteyecek hatta bu uğurda cinayet işleyecek kadar soyuna ihanet içinde .
hrant dink fetönün sayısız faillerinden biridir. allah mekanını cennet etsin, ruhu şad olsun onu öylece sokak ortasında bir garibana yakışır şekilde delik ayakkabısıyla soğuk kaldırımlara boylu boyunca uzatanlar umarım o kaldırımları da bulamaz uzanacak
'Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce.' güvercinleride vururlar:(
hepimiz hrant olmayalım,ölen hep biz olmayalım.Kendimizi mağdurun yerine koymak yerine,faşizmin karşısına koyalım artık.
Hrant,kardeşim,ölümünün 3. yılında,Ağcaları,samastları kucaklayan zavallılara inat,oğlunu ve sevgilini kucaklamaya gittik kapına...Sensiz eksiğiz...Ama asla aciz değil...Bu kez değil...
Yaşasın halkların kadeşliği...
kör ölür badem gözlü olur bu adam öldürülmeden önce ALLAH aşkına kim tanıyordu ya bunu...
sevelim yada sevmeyelim ölenin arkasından kötü konuşulmaz...
rahmetli bu ülke için ne yaptı...o hrantın arkasından yürüyen binler acaba vatanları için gençliğinin baharında toprağa düşen onca şehidimizin hangisinin arkasından yürüdü ha...
o biz ermeniyiz diyenler hiç düşündümü hiç...
ASALA terörü bir bir diplomatlarımızı şehit ederken Türkiyedeki ermeniler dedilermi biz Türk üz bizim vatanımız Türkiye diye...
biz faşist diyenler kendine sorsun..
Asala terörü en azdığı dönemde bile türkiye de hangi ermeniye yan gözle bakıldı...
Ve sorarım Ermenistan meraklılarına ermenicilere...
Türkiye de ne kadar ermeni var 360.000
peki soy olarak vatanımız sayılan kafkasya toprağı ermenistanda ne kadar türk var...ben söyliyeyim resmi olarak hiç yok...anladınızmı hiç yok...şimdi siz söyleyin kim faşist...
Türkiye deki ermenilerin hiçbir sorunu yok kendi ilkokulları liseleri var...kendi mabedleri var kendi papazları var kim karışıyor onlara...bana söyleyin hiç türkiye de fakir bir ermeni varmı? ? ? ? ...size söyliyeyim en fakirinin durumu türkiyedeki milyonlarca türkden daha iyidir...
ve ermeniyiz diyenler sınır açılsın diyenler...
ermenistanda buraya köpekler girebilir ama türkler giremez yazılı dükkanlar dururken...ermenistanda ağrı erzurum van ığdır erzincan bayburt gibi şehirlerimizi içine alan büyük ermenistan haritaları devlet dairelerindeyken...ermenistan milli takımının ambleminde ağrı dağı varken hangi kardeşlikden söz ediyorsunuz...
bize olmayan bir suçu atarak iftira eden dünyanın her yerinden bir yalanın anıtlarını diktirterek nasıl barış olacak...
soykırım olması için toplu mezar olması lazım hani nerde? ? ? ?
evet 1915 de bazı olaylar olmuş ama türkler ermenileri vurmuşsa ermenilerde türkleri vurmuştur bunlar taşnak çeteleri ve hamidiye alayları arasında olmuştur...ve sürgün sırasında da ölenler olmuştur acılar çekilmiştir evet ama buna soykırım demek büyük bir yalandır çünkü devlet bu olaylarda asla taraf olmamıştır...
ve sınırın açılmasını isteyenler soykırım var diyenler...
erzurumda byburt da van da erzincanda trabzondan diyarbakırda sivas da yozgatta kayseride kars da bir bir ermeni çetelerinin yaptığı katliamların izleri toplu mezarla çıkarken...bütün dünyanın terör örgütü olarak gördüğü asalanın eski militanlarının ermenistan ordusunda subay olarak görev yaparken...ve ermenilerin zorla karabağı işgal edip hocalıda 1100 sivil insanı hunharca katledildiği ve 1918 de baküde 30.000 azeri türkünü bakü sokaklarında katlettiği belgeler daha dururken...
Neyden bahsediyorsunuz....
Saygılarla...
Santinius
Almanya da Türk evlerini yakan faşistleri lanetlemesini bilirsiniz.Ama burda onlardan HİÇ BİR FARKINIZ YOK.
'Papaz öldü hristiyan olduk.
Hrant Dink öldü, ermeni olduk.
Allah(C.C.) Bülent Ersoy 'u başımızdan eksik etmesin
xD '
Bunu yazacak kadar halsiyetsizsin
Ermeni yurttaşımız ölmedi ÖLDÜRÜLDÜ peki kim yaptı.Sizin gibi faşist zihniyetliler.
Filistinli kardeslerimizi öldürenler kim siyonistler yanii sizin gibi FAŞİSTLER
Biz İNSANIZ İNSANNNNNNN.YARATAN BİR DİYORUZ SONUNA KADAR DA SÖZÜMÜZE SAHİP ÇIKARIZ.ÖNCE İNSAN...
İNADINA ERMENİYİZ İNADINA FİLİSTİNLİYİZ
Hrant’ın katli,tam da bu hedeflere uygun bir dönemde,zamanda,koşullarda gerçekleştirildi.Ama dün olduğu gibi bugün de,bu katliamlar halkları birbirinden uzaklaştırmak yerine daha çok yakınlaştırma işlevi görmüştür ve görmeye devam edecektir.
Sıkılan kurşunlar,”Ermeni Hrant’a” değil; halkların kardeşliğine,birliğine,mücadelesine sıkılmıştır.Hrant’ı anmak,halkların kardeşlik ve birlik bağlarının daha da güçlendirilmesi ve mücadelesinin yükseltilmesi demek olmalıdır.Hrantların anılması demek “sistemle-düzenle radikal anlamda hesaplaşılması” demektir.Hrantları anmak demek,devrimi gerçek kılmak demek olmalıdır.Her zamankinden daha da önemlidir,halkların kardeşliği ve birliği…
“Hrantlar ölmez, Agoslar susmaz! ”, “Ermeni halkı yalnız değildir! ”, “İnadına hepimiz Ermeni’yiz!
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ
bir iki madde. iyi okuyun...
1 -'Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur.” (13 Şubat 2004) .
BU YAZI 3 BÖLÜMLÜK BİR GAZETE ARAŞTIRMA YAZISIDIR. 3 BÖLÜMÜDE OKUDUĞUNDA YUKARIDA YAZAN MANTIĞI KÖTÜLEYEN, MİLLİYETÇİLİĞİN HER TÜRLÜSÜNE KARŞI OLAN BİRİ OLDUĞUNU ANLARDINIZ. İÇİNDEN BİR CÜMLEYİ İPLE ÇEKERSEN O CÜMLEYİ DEDİĞİNİ SANARSIN. O CÜMLEYİ KÖTÜLEYEN BİR YAZIYDI.
BURADA O KADAR UZUN AÇIKLAMA YAPACAĞINIZA ÖNCE OTURUP BİR YAZIYI TAM OKUYUN.
2- ermeni terör örgütünün cinayetlerini saymışsın.
EMİN OL HRANT DİNK O CİNAYETLERE VE ÖRGÜTE SENDEN DAHA ÇOK KARŞIYDI VE MÜCADELE EDİYORDU. ERMENİ DİASPORASI HRANT DİNKİN YAZILARI YÜZÜNDEN HAİNLİKLE ŞUÇLUYORDU. HRANTIN TEK DERDİ BARIŞTI VE HRANT KAFATASÇI DEĞİLDİ
bence pek önemli biri deil.anlamıyorum.yaşarken onu çoğu kişi bilmiyordu.hatta umursamıyordu.nedense ölünce değer kazandı.onu takmayanlar birden hrant dink suikasti protestocusu oldular.bence yaşarken nasıl davranıldıysa ölüncede öyle olmalıydı.uzatmak greksiz bence
Öldürenin Yüzü Yusuf Değil.
Akbabaların Ölümü.
Cinayetin her türlüsü bizim tasvibimizin dışındadır. Ata Türkeş’in vasiyetidir. “Ne ölmenizi ne de öldürmenizi istiyorum, ben sizin yaşamanızı istiyorum” demiştir. Ata Türkeş’in emirlerine itaat konusunda ki ısrarımız bir katatonik şizofrenin hareketsiz kalmada ısrarıyla aynıdır. Bunu maktul de biliyordu. Bu ülkede güvercinleri vurmazlar diyordu. Doğru da söylüyordu Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan her kimseyi hiçbir ülkücü, milliyetçi, vatansever nefsi müdafaa halleri dışında öldürmeyi düşünemez. Güvercin darbı meselinden devam edecek olursak; Güvercinler elbiselerimizi, arabalarımızın camlarını, ağaçlarımızı, sokaklarımızı kirletiyor olabilirler, varlıklarından ciddi anlamda rahatsız da olabiliriz hatta kendilerini güvercin addeden bu grubun bir akbaba sürüsünden ibaret oluğunun farkında olduğumuzu da söylemeliyim, evet akbabaların erken ölümüne üzülecek de değiliz, ancak hiç kimsenin canına, malına, namusuna hiçbir ülkücü, milliyetçinin tenezzülü olmamıştır ve olmayacaktır. Bunun için kimse Ogün Samast suratında Yusuf yüzlü ülkücüler aranmasın.
Türkün Kanıyla Doldur Boşalt.
'Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur.” (13 Şubat 2004) . Adı Türk olsun olmasın hangi zihniyet (vatan hainlerini tenzih ediyorum) , hangi çağdaş, hangi aydın yukarıda ki cümleyi okuduğun da mide spazmı geçirmiyor? Varsayalım aydınlarımız, çağdaşlarımız, gazetelerinde ki köşelerinden uzun uzun köşe yazanlarımız bu kadar hoşgörü sahibiler ise ben ülkücü vatansever Bülent Bora Baltacı “ Ermeni den boşalacak zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan Türk’ün Türk Cumhuriyetleriyle kuracağı asil damarında mevcuttur” diye iddiada bulunsam aynı engin hoşgörüyü bana da gösterebilirler mi? Merhumun beyanatlarından şovenizmde sınır tanımadığına başka örnekler veriyorum; “Ermeniler ve Yahudiler bu özel nedenlere sahip Diasporanın bilinen iki klasik örnekleridir.
Her ikisinin de özel nedeni aynıdır... Soykırıma uğramış olmak.
Dolayısıyla onlara kimliklerini korumayla ilgili insanlığın tanıdığı hak bir miktar ayrımcı ve pozitif durumda olmalıdır.” (23 Ocak 2004) . Bir Ermeni kendi milleti adına tüm insanlıktan tolerans istemek de kendi adına sakınca görmüyor, ben 1910 larda Anadolu da Ermenilerce 1970 lerde Kuzey Kıbrıs ta Rumlarca, 1990 larda Karabağ da yine Ermenilerce, halen Doğu Türkistan da Çinlilerce, Kuzey Irak ta Amerikalılar eliyle peşmergelerce soydaşları öldürülen bir Türk milliyetçisiyim ben tüm insanlıktan değil, Türk vatanında doğan, Türk vatanında yaşamakta olan kendi aydınımdan, çağdaşımdan, böyle bir ayrıcalık istirham etmekten ziyade taze acılarımızı görmezden gelerek bizi rencide etmemelerini rica ediyorum.
Hangi Halkların Kardeşliği.
27 Ocak 1973 – Türkiye’nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve Konsolos Bahadır Demir 78 yaşındaki Amerikan uyruklu ermeni Gurgen (Karakin) Yanikiyan tarafından şehit edildi.
22 Ekim 1975 – Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Daniş Tunalıgil büyükelçiliği basan 3 ermeni terörist tarafından şehit edildi.
24 Ekim 1975 - Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail Erez ve makam şoförü Talip Yener, büyükelçilik yakınlarında katledildi.
16 Şubat 1976 - Türkiye'nin Beyrut Büyükelçiliği Başkatibi Oktar Cirit, ermeni teröristlerce şehit edildi.
9 Haziran 1977 - Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Taha Carım, büyükelçilik ikametgahının önünde iki ermeni teröristin açtığı ateş sonucu şehit oldu.
2 Haziran 1978 - Türkiye'nin Madrid Büyükelçisi Zeki Kuneralp'in makam aracına ermeni teröristler tarafından ateş açıldı. Arabada bulunan büyükelçinin eşi Necla Kuneralp ile emekli büyükelçi Beşir Balcıoğlu, şehit oldular.
12 Ekim 1979 - Hollanda'daki Türkiye Büyükelçisi Özdemir Benler'in oğlu Ahmet Benler, silahlı saldırı sonucu şehit oldu.
22 Aralık 1979 - Paris Türkiye'nin Paris Turizm Müşaviri Yılmaz Çolpan, bir teröristin saldırısı sonucu katledildi.
31 Temmuz 1980 - Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği İdari Ataşesi Galip Özmen ile 14 yaşındaki kızı Neslihan Özmen, bir teröristin silahlı saldırısı sonucu katledildiler. Galip Özmen'in eşi Sevil Özmen ve oğulları Kaan Özmen olaydan yaralı olarak kurtuldular.
17 Aralık 1980 - Türkiye'nin Avustralya Başkonsolosu Şarık Arıyak ile koruma görevlisi Engin Sever, ermeni teröristlerce şehit edildiler.
Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Reşat Moralı ile din görevlisi Tecelli Arı, Çalışma Ataşeliği'nden çıkıp arabaya binecekleri sırada 2 ermeni teröristin saldırısına uğradılar. Moralı saldırı sırasında hayatını kaybederken, din görevlisi Arı, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede şehit oldu.
9 Haziran 1981 - Türkiye'nin Cenevre Başkonsolosluğu Sözleşmeli Sekreteri Mehmet Savaş Yergüz, evine gitmek üzere konsolosluktan ayrıldıktan hemen sonra uğradığı silahlı saldırıda şehit oldu.
24 Eylül 1981 - Türkiye'nin Paris Başkonsolosluğu ile Kültür Ataşeliği'nin bulunduğu binayı işgal eden 4 ermeni terörist, 56 Türk görevli ve vatandaşı rehin aldı. Teröristler, kendilerine müdahale etmek isteyen güvenlik görevlisi Cemal Özen'i şehit ettiler, Başkonsolos Kaya İnal'ı yaraladılar.
28 Ocak 1982 - Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan ermeni teröristlerce şehit edildi.
5 Mayıs 1982 - Türkiye'nin Boston Fahri Başkonsolosu Orhan Gündüz, uğradığı silahlı saldırıda şehit düştü.
7 Haziran - Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği İdari Ataşesi Erkut Akbay otomobilinde uğradığı silahlı saldırıda şehit oldu. Otomobilde bulunan eşi Nadide Akbay, yaralı olarak kaldırıldığı hastanede bir süre sonra yaşamını yitirdi.
27 Ağustos 1982 - Türkiye'nin Ottowa Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Atilla Altıkat, silahlı saldırı sonucu şehit oldu.
9 Eylül 1982 - Türkiye'nin Burgaz Başkonsolosluğu İdari Ataşesi Bora Süelkan katledildi
9 Mart 1983 - Türkiye'nin Belgrad Büyükelçisi Galip Balkar'a 2 terörist tarafından 9 Mart'ta silahlı saldırı düzenlendi. Olayda ağır yaralanan Balkar, 11 Mart'ta şehit oldu.
14 Temmuz 1983 - Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği İdari Ataşesi Dursun Aksoy, ermeni teröristlerce katledildi.
27 Temmuz 1983 - Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği, 5 Ermeni terörist tarafından basıldı ve bina içindekiler rehin alındı. Baskın sırasında büyükelçilik Müsteşarı Yurtsev Mıhçıoğlu'nun eşi Cahide Mıhçıoğlu şehit oldu.
28 Nisan 1984 - Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Sekreteri Şadiye Yönder'in eşi, Işık Yönder, bir ASALA militanı tarafından şehit edildi.
20 Haziran 1984 - Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Erdoğan Özen, otomobiline yerleştirilen bombanın patlaması sonucu şehit oldu.
19 Kasım 1984 - Türkiye'nin BM Temsilciliğinde görevli Evner Ergun, aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu şehit oldu.
Evet Ogün Samast teröristtir, bunu Türkiye Cumhuriyeti devleti tepeden tırnağa böyle kabul etmiştir ve gereğini yapmıştır, gereği ile de yetinmemiş bizzat sayın başbakan maktulu bağrına basarak acısını tüm dünyaya göstermiştir. Bizde ahval böyle iken hangi ermeni devleti, bırakalım devleti hangi aklı selimi çıkıp ta Los Angeles, Viyana, Paris, Beyrut, Roma, Madrid, Lahey, Atina, Sidney, Cenevre, Boston, Lizbon, Burgaz, Belgrad, Brüksel, Tahran, Viyana ve Azerbaycan Elibey dağlarında katledilmiş bir Türk için üzgünlüğünü belirtmiş olsun.
Milliyetçi Mikroplara Hijyenik Müdahale.
Evet sizin gördüğünüz gözle biz, toplum huzurunu bozan, köylü,lumpen, sapık, manyak (bu terimler işbirlikçi medya tarafından bizzat milliyetçiler için kullanılmıştır.) ,hasta ruhlu bireyleriz, tedirginliğinizi mazur görüyor önünüzdeki tek engelin en muhteşem engel oluşuna kahroluşunuzu gülümsemeyle seyrediyoruz. Sahibi olduğunuz mevzilerden sebebini anlayabildiğim kininizi kusarken bir yandan da devletin etkili ve yetkili kurallarını göreve çağırışlarınızı, devlet eliyle olmazsa ermeni, rum, peşmerge eliyle fark etmez şu bizim mikropları bir hijyene tabi tutalım çaba yada en azından heveslerinizi esefle tespit ediyoruz. Oyuna gelmeyeceğiz tekrar ediyoruz Ata Türkeş’in emrine vasiyetine tabi olmakta sizleri çıldırtacak kadar ısrarcıyız, bizlerin yükseköğrenim görmek, yabancı dil öğrenmek,meslek hayatımızda ilerlemek, evlenmek, baba olmak, demokratik yollarla siyaset yapmak, sizin deyiminizle en “lumpenimizin” bile helal kazançla evine ekmek götürmek gibi toplum dışı, faşizanca bir uğraşı var. Bu sebeplerden ötürü üzgünüz sokağa inmiyoruz, balkondan seyredeceğiz. Siz çağdaş cellatlarınıza balkonlarımızı işaret edin ya da lütfen susun herkes için en iyisi bu.
Bülent Bora BALTACI
BİR GÜVERCİNDİ O ÖZGÜRCE UÇMAK İSTEYEN HERKESİN OLAN BU DÜNYANIN GÖKLERİNDE.BİR TÜRKÜYÜ KARDEŞÇE SÖYLEMEK İSTEDİ OMUZ OMUZA.BIRAKMADILAR.ÖĞRENDİKKİ BU ÜLKEDE GÜVERCİNLERİ DE VURURLAR...BU DİZELER DE BENDEN;
Sözcüklerin utancından susup,
Sessizliğin hüküm sürdüğü biryerlerdeyim
Ve sahipsiz artık göklerim
N e yaptınız güvercinlerine memleketimin? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ?
hrant dink anlamını bilmiyorum ama mükemmel bir udi idiiii dinleyin tawsiye ederim....
bana göre bu ülkeye emek veren herkesin esit hakları vardır,eger bu ulkede yasıyorsan vergı verıyorsan gorevlerını yerıne getırıyorsan bu ulkede yasama hakkına sahıpsin.ama su bır gercek olmuskı gunumuzde cogunluk konusur azınlık susar.ulkem sadece belli bır kıtlenın sesini duyurmaya yetkı verıyor,sayet özgürluk varsa kımse ulkeme zarar vermeden konusmalı,bugun hrant dink yarın babam diger gun ben,kardeslık ve saygı dolu gunler istıyorum
hrant dink'in hatası akp döneminde ölmek oldu. zararsız bir insan. üstünden ermeni asıllılar da nemalandı, avrupalılar da. halbuki o sadece ölmüştü
ben hırant dinki çoook seviyordum ve halende seviyorum yazdaığı bütün yazıların önünde saygıyla eğiliyorum onu unutmayacağım asla bilirim unutmak ihanettir [YARALI ŞAİR EVİNAN
Çok şanslı bir ermeni
Emperyalizmin sözcüsü olmadığı için CIA'nın örgütlediği süpernato=susurluk çetesi tarafından katledilen değerli bir insan. Bu ülkenin insanı güvercinleri vurmaz, güvercinleri ancak Amerikan katili ve içimizdeki hain işbirlikçileri vurur.
Türkiye de yaşayan ve bu ülkenin yurttaşı olan askerliğini türkiyede yapan ve türkide de doğan bir insan için ne denmesi kelimesinden ziyade ne yapabiliriz ve bu olayların önüne geçebiliriz
Hirant dink için yazdığım bir şiirle Hirant dink'ı anıyorum...
-----------
Bugün önemli bir gün, bir tarih yazıyoruz.
Hrant DİNK sayesinde, belki barışıyoruz.
On binlerce vatandaş, bu törene katıldı.
Barış istemeyenler, bir kenara atıldı.
Güle güle Hrant DİNK, yolun Aydınlık olsun.
Sana kıyan ellere, bin kere lanet olsun.
Savunduğun ilkeler, bize ışık tutacak.
Düşmanca yaşayanlar, sonunda barışacak.
Bu muhteşem töreni, ağlayarak izledim.
Sevgiyi ve barışı,son derece özledim..
Dünya bizi seyretsin, baksın nasıl birleştik.
Düşmanlıklar köreldi, öne geçti kardeşlik.
Bu cenaze töreni, Dünyaya örnek olsun.
Cinayetler kınansın, gönüller sevgi dolsun.
Sevgili arkadaşlar, sağduyulu olalım.
Terörün karşısında, her zaman dik duralım.
Abdulkadir Azaklı
zengin olmadan da saygın olunabileceğini gösteren en büyük üstadlardan...
'EVET KENDİMİ BİR GÜvERCİNİN RUH TEDİRGİNLİĞİ İÇİNDE GÖREBİLİRİM,
AMA BİLİYORUM Kİ BU ÜLKEDE İNSANLAR GÜVERCİNLERE DOKUNMAZ. GÜVERCİNLER KENTİN TA İÇLERİNDE, İNSAN KALABALIKLARINDA DAHİ YAŞAMLARINI SÜRDÜRÜRLER. EVET BİRAZ ÜRKEKÇE AMA BİR O KADAR DA ÖZGÜRCE'
(HRANT DİNK) BU ÜLKEDE GÜVERCİNLERİDE VURUYORLAR HRANT:(((
Dünyaya sevgiyle dokunmaya çalışırken
Ölüm ansızın geldi, dokundu
Sıcak bir yürek
Soğumayan sevgi yarattı yüreklerde
Öyle zaman vardır ki,fırsatçı insanlar bayraklıştıracak bir sembol,bir tabu ararlar.Bu bir ceset olursa daha çok işlerine gelir.Hrant Dink bu anlamda kullanılmıştır ve kullanılmaya da devam edecektir.
insanlık,özgürlük,eşitlik,demokrasi,sevgi,saygı,sanat,estetik,bilim,ilericilik,modern,çağdaş,insan hakları,adil üleşim,v.b.sayısızca değeri anlatır bize,Hrant Dink.onun çizdiği yol bize ışık olsun.
Hırant Dink, bu vatanın güzel evlatlarından birisidir. Hırant Dink, emperyalist batılıların ermeni halkını kandırarak Osmanlıya isyan ettirdiğini, Osmanlı adaleti ile karşılaştığında ise ermeni halkına hiç sahip olmadığını gören, bu yüzden hristiyanlıktan küsen bir aydındır.
Hırant Dink, batının emperyalist çehresini çok iyi idrak eden, onların emperyalizmine karşı çıkan bir insandır.
Biz ermeni değiliz, Müslüman Türküz, ancak, Hırant Dink ise bizim komşumuz, vatandaşımızdır. Aynı vatanın evlatlarıyız. Aynı atmosferi soluklayan insanlarıyız.
Hırant Dink hiç bir zaman, bizim milli ve manevi değerlerimize hakaret etmedi. Bizim islami değerlerimize küfretmedi. Bize hiç bir zaman hakaret etmedi. Bizi annemizin kara çarşafı ile, bacımızın tesettürü ile aşağılamadı. Bizimle bu vatanı kardeşçe paylaştı, kardeşçe yaşadı, ancak kalleşçe öldürüldü. Yazık.
hırant dink türk vatandaşı ve aynı zamanda ünlü ve kendı halınde bır basın mensubu
Türkiye,de ve diger bircok ülkede maalesef farkli düsünceye yer yok.Kendimize benzemeyeni kültürel bir zenginlik degi,l korkulacak birsey gibi görüyoruz.Komsumuzu, arkadasimizi, sevgilimizi kendimiz gibi düsünmeye ve davranmaya itiyoruz.Oysa gelismis beyin bunu bir kültür mirasi, zenginlik olarak görür tersi korkar.Hrant Dink bence korkan insanlar tarafindan yok edilmeye calisildi.
Düsünce yok edilemez ki.Onun insancil, demokrat düsüncesi yasiyor ve yasayacak...