Kültür Sanat Edebiyat Şiir

hiroşima ve nagazaki sizce ne demek, hiroşima ve nagazaki size neyi çağrıştırıyor?

hiroşima ve nagazaki terimi Cem Nizamoglu tarafından tarihinde eklendi

  • Ahmet Sinan Yurdadoğan
    Ahmet Sinan Yurdadoğan

    gerçekten bu iki Japon kentininin insanlarına çok yazık olmuştur. Başka bir deyişle bu zavallı kişiler açgözlü Stalin Rusyasıyla onunla rekabet eden Amerika Birleşik Devletlerininde kurbanı olmuşlardır.

  • Sedat Baştürk
    Sedat Baştürk

    böle giderse düşeceğimiz durumun acı ama ibretli öyküsü

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    Amerikanın HİROŞİMA VE NAGAZAKİ dışındaki diğer marifetlerini tekrar hatırlamak için;
    http://www.Antoloji.Com/nusret_orhan şiir sayfamdan Amerika isimli şiiri bir kez okuyun lütfen

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    Katil ABD;
    * 1945 yılında Hiroşima ve Nagazak^'ye attığın bombalarla öldürdüğün yüzbinlerin ahı seni kahredecek.
    * Küba'da, Vietman'da, Kamboçya'da, Şili'de, Kore'de, Guetamala'da, Panama'da, Libya'da, Irak'da katlettiğin insanların ahı seni kahredecek.

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    ABD nin insanlık dışı eylemi.
    Sanki ABD nin insanlık içeren eylemi mi var.
    Katil ABD dünyanın her yerinde işgaliini sürdürüyor.

  • Ahmet Sinan Yurdadoğan
    Ahmet Sinan Yurdadoğan

    hiroshima ve nagazaki denince aklıma nedense hala devam eden rusya-amerika çıkar çatışması gelir. evet birleşik devletler bu bombaları bu iki japon kentine atarak savaşı daha kısa sürede ve daha fazla amerikan askeri ölmeden bitirmek istediysede bu bombaları atmasının ardında bugün pek dillendirilmeyen ve benim gibi tarih ve politikayla içli dışlı olanların bileceği bir nedenide var. Amerika bu bombaları japon kentlerine atarak KIZIM SANA SÖYLÜYORUM GELİNİM SEN ANLA kabilinden STALİN rusyasına mesaj göndermiştir. yani bu bomba sende henüz yok ayağını denk al ve özellikle avrupayı daha fazla kendi etki alanın haline getirmeye çalışma demek istemiştir.

  • Serkan Demir
    Serkan Demir

    yaw bu nasıl insanlık it bile bunu yapmaz

  • Ceren Özge Öztürk
    Ceren Özge Öztürk

    hiroşima; II.dünya savasında amerikanın japonyanın hiroşima eyaletine attığı atom bombasıdır.etkileri hala görülmektedir.o böldge çevresinde doğan çocuklar hemen hemen sakat doğuyorlar.

  • İcabi Çalıskan
    İcabi Çalıskan

    Vahşiliğin gösterimi vahşetin yaşatılması. Dünyanın bir taş gibi tepkisiz seyrettigi manzara.. Vahşeti yapana itibar.....

  • Asuva Dans Pistinde
    Asuva Dans Pistinde

    sonra ovagadan kömürleşmiş insanları çıkardılar

  • Hatice Uslu
    Hatice Uslu

    yaşamla ölüm arasında uçurumun ince bir çizgiye döndüğü; hala buram buram kan kokan; kıyametten bir kesit sunan iki yaralı güvercin. yazık ki barışın değil savaşın sembolü oldular.

  • Ezogelin Yildirim
    Ezogelin Yildirim

    abd den nasibini almis iki japon sehri

  • Halit Atalay
    Halit Atalay

    onursuzluk

  • Selçuk Akçaören
    Selçuk Akçaören

    atomu attılar çünkü Japonya son askere kadar savaşıp teslim olmayacaktı...Başta ABD ve müttefiklerinin ise Japonyayı işgal edip barışa zorlamaları ise kendilerine pahalıya mal olacaktı...tahmini 500.000 asker kayıp verilecekti...bu yüzden erkekçe savaşmak yerine kahpece atom bombası attılar japona...ben biliyorum abd ile savaşsak aynısı bizede olur bizide yenemiyeceklerini anlıyanca atomu atarlar....Korkak şerefsizler..

  • Tuncay Kangal
    Tuncay Kangal

    ABD'nin insanlık dışı bir eylemi

  • Tamara
    Tamara

    Kız Çocuğu



    Kapıları çalan benim
    kapıları birer birer.
    Gözünüze görünemem
    göze görünmez ölüler.

    Hiroşima'da öleli
    oluyor bir on yıl kadar.
    Yedi yaşında bir kızım,
    büyümez ölü çocuklar.

    Saçlarım tutuştu önce,
    gözlerim yandı kavruldu.
    Bir avuç kül oluverdim,
    külüm havaya savruldu.

    Benim sizden kendim için
    hiçbir şey istediğim yok.
    Şeker bile yiyemez ki
    kâat gibi yanan çocuk.

    Çalıyorum kapınızı,
    teyze, amca, bir imza ver.
    Çocuklar öldürülmesin,
    şeker de yiyebilsinler


    Nazım Hikmet Ran

  • Melike
    Melike

    yılllar geçti.'Bir hiroşima yeter','Hiroşimalar Olmasın' sloganları söylenrdi durdu; insanoğlunun bilime bir kez daha yenik düşmemesi,Hiroşimaların tekrarlanmaması için.İnsanlığın karşısında yıllardır acının anıtı gibi duruyor Hiroşima ve Nagazaki...On binlerce insan havaya uçtu.Binlercesi ölümcül yaralar aldı
    Bilim kurudur,yalındır ama yüzbinlerce insan birer kobay durumunu düşerse o kuru yalın adına bilim denen ama kimi zaman vahşet sayılabilen bir cılgınlıkla savaşma gereği ortaya çıkar.1945'de amerikalılar bile bile mi attılar little boy'u? Evet bile bile...Biliyorlardı bir anda koskoca bir kentn yok olacağını.Akıllara takılın ise; 'Acaba radyasyonun yıllır süren etkisini hiç hesaba katmışmıydılar? sanmam.Çünkü savaşta indirilen darbe düşmanı çökertmek içindir.O gün içindir,o an içindir.

  • Garbi Yeli
    Garbi Yeli

    Geçtiğimiz günlerde belgeselini izledim,bombanın yol açtığı tahribat ve bütün tarihi gerçekler gerçekten yürek burkuyor..


    kapıları çalan benim
    kapıları birer birer.

    gözünüze görünemem
    göze görünmez ölüler.

    hiroşima'da öleli
    oluyor bir on yıl kadar.
    yedi yaşında bir kızım,
    büyümez ölü çocuklar.

    saçlarım tutuştu önce,
    gözlerim yandı kavruldu.
    bir avuç kül oluverdim,
    külüm havaya savruldu.

    benim sizden kendim için
    hiçbir şey istediğim yok.
    şeker bile yiyemez ki
    kâat gibi yanan çocuk.

    çalıyorum kapınızı,
    teyze, amca, bir imza ver.
    çocuklar öldürülmesin
    şeker de yiyebilsinler.

  • Saliha Yadigar
    Saliha Yadigar

    Her anımsadığımda içimi kanatan olay.

  • Sezgin Yeşiltaş
    Sezgin Yeşiltaş

    Savaşın kuralı olmaz. Olursa zaten onun adı savaş olmaz dostluk maçı falan olur. Elinde silahı olan ölmek yerine elbette kullanacak..
    Amerika karşıtlığı için komünal fantazileri olanların halkı kışkırtmak için kullandığı bir hikayedir.

  • Sule Yılmaz
    Sule Yılmaz

    Hirosimada ölmesin çocuklar......sekerde yiyebilsinler.......

  • Fatma Sena Gündüz
    Fatma Sena Gündüz

    hiroşima ve negazakiyi bombalayan uçak mürettabıtının; bombalama olayından önce çektirdikleri hatıra fotografı en ilginç yanıdır bence bu olayı.hesinin suratında muhteşem bi tebessüm vardı.

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    http://www.pcf.city.hiroshima.jp/top_e.html

  • F
    F

    Nükleer silahlar, şimdiye dek “düşman”a karşı iki kez kullanıldı. Bugünkü bombalara göre küçük (12-13 kiloton gücünde) ve ilkel bir atom bombası 6 Ağustos 1945 pazartesi günü saat 08; 15’te Hiroşima’ya atıldı.Bombayı atan B-29’da görevli havacı Robert Lewis Hiroşima’nın yokoluşunu görünce: “Aman tanrım, biz ne yaptık? ” diye bir not düşüyor seyir defterine.
    Ve üç gün sonra...Şafağın sökmesiyle ağustos böcekleri ötmeye başlıyor sanki Nagazaki için son kez. Çok geçmeden saat tam 11:02’de ışıktan binlerce kez kuvvetli bir patlama... rüzgar...yıkıntılar...Nagazaki kan ağlıyor! ..
    İkinci atom bombasının (20 kiloton gücünde) Nagazaki’de kaç kişinin ölümüne sebep olduğu bugün hala tam olarak bilinmiyor. Bombaların atılışından sonraki 5 yıl içinde ölenlerin sayısının Hiroşima’da 200-250 bin Nagazaki’de ise 150 bin’e ulaştığı tahmin ediliyor.
    Hiroşima’ya atılan “Little Boy” adlı 4,5 tonluk uranyum bombası ve Nagazaki’ye atılan Fat Man adlı ilk plütonyum bombası taş taş üstünde bırakmadı. Bedenleri asfaltta kazınan insanların izleri katliamın ne kadar “başarılı” olduğunu anlatmaya yetmiştir herhalde! .. Nükleer felaketi yaşamış olmanın psikolojik etkileri ise hala sürmekte.9 Ağustos 1945’te Nagazaki’de bulunan Yoshiaki Fukahori dramını şöyle dile getiriyor: “Bazıları kurtulanların ölenlerden daha şanslı olduğunu söylüyor ama gerçekten öyle mi? .. Radyasyona maruz kaldığımda küçük olduğum için sağlığımın geleceği konusunda büyük bir kuşku içindeydim...Karım da kurbanlardan biri ve hasta...Ebeveynler olarak, ikinci kuşak kurbanlardan olan çocuklarımızın geleceğinden kuşkuluyuz...Benim çocuklarım, sağlıklı çocukların anne ve babası olabilecekler mi? ..Ailemin üçüncü kuşağı yaşayacak mı?
    Hiroşima ve Nagazaki’de insanlarda bir “mental anestezi”, bir “menfal felç” durumu saptanmıştır. İnsanlar en yakınlarını gömmeyi bile yapamaz hale gelmişlerdir. Bunun sonucunda oluşan suçluluk ve kendini aşağılama duygusu ise, kurtulanları büyük ölçüde etkilemiştir.

  • F
    F

    ABD, 6 Ağustos 1945'te Hiroşima, 9 Ağustos 1945'te ise, Nagasaki kentlerine atom bombası attı. Mezarlığa dönen kentlerde olay sırasında ve sonrasında toplam 305 bin kişi yaşamını yitirdi.

  • Eylem Yıldız
    Eylem Yıldız

    abd her zaman aynı abd
    KATİL yani

  • Fahrettin Özdemir
    Fahrettin Özdemir

    Pearl Harbour filminin girişinde bir yazı vardı: Tarihin gördüğü en alçakça saldırı...Sanırım bahsettikleri o en alçakça saldırıyı kendilerinin hiroşima ve nagazakiye yaptıklarını örtmeye çalışıyorlardı sadece.

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    (resimler - www.tagesschau.de/aktuell/meldungen/0,2044, OID989544,00.html - sağ üst köşede)

    6 Ağustos 1945’te atılan ilk Amerikan atom bombası Japonya’nın liman şehri Hiroşima’yı haritadan silmiş,100 kişinin de ölümüne neden olmuştu. Üç gün sonra da Nagazaki üzerinde patlatılan ilk plütonyum bombası yine çok sayıda kişinin ölümüne ve maddi hasara yol açmıştı.
    6 Ağustos 1945 dünya tarihine adeta kazınmış bir gün. Atom çağını açan tarih. Onyıllarca sürecek silahlanma yarışının ve Soğuk Savaş'ın ilk perdesi.

    Nazi Almanyası 1945 mayısında teslim olmuştu. Avrupa tamamen harap vaziyetteydi. Pasifik Savaşı ise bir türlü bitmek bilmiyordu. Pearl Harbor kabusunu atlatan ABD Kraliyet Japonyası’nın işgal ettiği adaları bir bir geri alıyordu. Ama yoğun hava saldırıları bile Japon adalarının mücadele hırsını kıramamıştı.

    İlk atom bombasını geliştirme yarışında Sovyetler Birliği’ni yenen ABD,1945 Temmuzu’nda atom ve plütonyum bombası geliştirdi. Almanya teslim olmakla bu bombadan kurtulmuştu. Bu harika silah Japonları teslim olmaya zorlayacaktı.

    Hiroşima yok oldu

    Hiroşima önemli bir liman şehriydi. Hava saldırılarına hedef olmayan Hiroşima 300 binlik nüfusuyla da ideal bir deneme yeriydi.

    B-29 tipi bir Amerikan bombardıman uçağı 6 Ağustos 1945’te mahalli saatle 8.15’te ölümcül yükünü Hiroşima’ya bıraktı. ‘Little Boy’ adlı 4,5 tonluk uranyum bombası 500 metre yükseklikte patlatığı anda bu şirin Japon şehri cehenneme döndü. Birkaç saniye içinde kilometrelerce karelik bir alanda hayat söndü, taş taş üstünde kalmadı. Yüksek ısı yaklaşık 100 bin kişiyi anında kavurdu, yok etti.

    Sadece bedeni asfalta kazınan bomba kurbanlarının izleri görülebiliyordu. Patlama yüzünden ölenlerin sayısı 1950 yılında 200 bine yükselmişti. 'Little Boy' askeri bakımdan başarılı olmuştu. Elona Gay’in pilotu ‘hedefin göz kararıyla ve çok etkili bir şekilde bombalandığını’ söylerken, yardımcı pilot bu korkunç manzara karşısında, ‘Aman Allah’ım, biz ne yaptık’ demekten kendini alamıyordu.

    Ve Nagazaki

    Üç gün sonra sıra Fat Man adlı ilk plütonyum bombasının düşman üzerinde denenmesine sıra gelmişti. Fukuoka’da hava kapalı olduğu için alternatif hedef olan Nagazaki’de karar kılındı. Şehir haritadan silindi,250 bin kişiden 75 bini patlama anında öldü. Bir o kadarı da bombanın uzun vadeli etkileri yüzünden can verecekti.57 önce patlatılan atom bombaları yüzünden azap içinde yaşayan Japonlar’a rastlamak hala mümkün.

    İkinci patlamanın hemen ardından Sovyetler Birliği’nin de savaş ilan etmesi Japonya’yı dize getirdi. İmparator halkı dayanılması mümkün olmayan sonuca katlanmaya çağırıyordu. İkinci Dünya Savaşı sona ermişti ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

    Atom bombası ve Nagasaki’den geriye kalan...

    Fumiko Miura

    9 Ağustos yaklaşıyor ve ben; 57 yıl önce Nagasaki’ye atom bombası atılmasını hatırlıyorum. O tarihte 16 yaşında bir öğrenciydim. Şimdi 73 yaşındayım ve şu an bile imdat çığlıklarını duyabiliyorum. Bir plutonyum bombası 74 bin insanı öldürmüş,75 binini ağır yaralamıştı. Bu bomba,21 bin ton patlayıcının gücüne sahipti ve atıldığı alanın sıcaklığı, bir anda 3-4 bin derecelere yükselmişti. Patlamanın dört kilometre yakınında bulunan neredeyse herkes yanmış, ölmüş, en azından yaralanmıştı.

    Kimse beklemiyordu

    Nagasaki’nin 240 bin nüfuslu halkı saldırıya hazırlıksız yakalanmıştı. O gün erkenden hava saldırısı alarmının çalındığını duymuştum, fakat birkaç saat sonra alarm sustu. Tam olarak ne zaman olduğunu hatırlamıyorum, fakat sanırım saat sekizden önceydi. Kavurucu bir sıcak vardı, şafağın sökmesiyle ağustos böcekleri ötmeye başlamıştı. Sığınakta, bizi yanıklara ve yaralanmalara karşı koruyacağını düşündüğümüz koruma başlıklarımız ve uzun kollu ceketlerimizin içinde terden patlıyorduk.

    Bu yüzden hava saldırı alarmının iptal edilmesiyle rahatlamıştık ve koruma başlıklarımızı çıkartıp işimize geri döndük.1944’te, devletin emriyle, orta ve yüksekokul öğrencileri silah fabrikalarında ya da ordu ile ilgili alanlarda çalışıyorlardı. Her yaştan ve her cinsiyetten insan, çalışıp kıymetli yaşamlarını “kahramanca”, “kutsal” bir savaşa “kurban” ediyorlardı.

    Patlama... rüzgâr... yıkıntılar...

    Saat 11 civarında; bir B-29’un iki katlı ordu karargâhının üstünde uçtuğunu duyar gibi oldum. Eğer her şey yolunda ise, neden bir Amerikan saldırı uçağının tepemizde uçtuğunu merak ettim. Uçağa ateş açılmamıştı. Biz günlük kıyafetlerimizin içinde çalışıyorduk ve camlar ve kapılar sonuna kadar açıktı, çünkü iki katlı karargâhımızda nemli, boğucu bir sıcak vardı.

    O dakikada ışıktan binlerce kez kuvvetli bir patlama beni çarptı. Neredeyse gözlerimi kör ettiğini hissettim. Koltuğumdan sıçradım ve camları, kapıları, tavanı ve duvarları yerle bir eden çok büyük bir rüzgâr çarparak tüm binayı salladı. Yere düşüp bilincimi kaybetmeden önce merdivenlere koşmaya çalıştığımı anımsıyorum. Çok sıcak bir patlamaydı, cam kırıkları ve yıkıntılardan parçalar ortalığa saçılmıştı. Ben tam merkezdeki yakıcı sıcaklığı hissetmedim, her şeyin ve herkesin bir anda eridiği o sıcaklığı. Sonradan, sıcaklığın merkezden uzaklaştıkça azaldığını öğrendim. Ben merkezden 2 bin 800 metre uzaklıktaydım.

    Bir kentin sonu

    Kendime geldiğimde, akşam saatleriydi. Karargâhın avlusunda uzanıyordum. Hâlâ oraya nasıl geldiğimi bilmiyorum. Üzerimde sayısız cam, tahta ve beton parçası vardı, her iki kolumdan da kan kaybediyordum. Bütüm vücudum ağrıyordu. Kısa kollu mavi bluzum ve pantalonum parça parça olmuştu ve kan içindeydi. Ama kendimi sakin hissediyordum. Saatime baktım, kırılmıştı. Moloz yığınları arasına oturup güneşin batışını izledim. Bunun Nagasaki’nin ve Japonya’nın sonu olduğunu düşündüm. Ailemin hayatta olması için dua ettim. Bana yıllarca kamikazenin (kutsal rüzgârın) bir gün Japonya’yı kurtarmak için eseceği, kesin bir zafer getireceği öğretilmişti, fakat ABD uçağına saldıracak kutsal bir rüzgâr yoktu...

    İlk hedef Kokura’ydı

    Talihli imişim ki, kurtuldum. Fakat günlük yaşamım, ölüm ve korkunun sektesine uğradı. Yaşadığım için kendimi hep suçlu hissettim.

    Sonraları bu ikinci bombanın asıl hedefinin, kuzey Kyushu’da bulunan ülkenin en büyük endüstri şehri Kokura olduğunu öğrendim. Gemi yapımı merkezi olan Nagasaki ise ikinci hedefti.9 Ağustos sabahı, savaş uçağı Kokura üstünde uçmaya başladığında bulutlar şehrin üzerine yığılmış ve yakıtı azalan uçak Nagasaki’ye yönelmiş. Nagasaki’ye ulaştığında görüş netliği zayıfmış. Bu nedenle 3300 metre kuzey batıya yönelmiş ve bulutta bombanın geçebileceği kadar geniş bir delik bulduğu anda bombayı atmış. Saat 11: 02’de patladı. Birçok insan, enkazın altında kapana kısıldı, patlamadan kurtulan birkaç kişi ise, sonradan çıkan yangında öldü. Kömürleşmiş bedenler, kızıl harabelerin arasına yığıldı...

    Atom bombası hastalığı

    Bomba hakkında hükümet tarafından bir açıklama yapılmamıştı; bir hafta boyunca onun atom bombası olduğunu bile bilmeden yaşadık. Bombanın atıldığı gün, Sovyetler Birliği’nin Japonya’ya savaş ilan ettiğini öğrendik. Bizi hâlâ müttefiklere karşı savaşmaya zorlayan hükümet beni çileden çıkarıyordu. Yaralanmıştık, gerekli tedavi yapılmıyordu, yiyeceğimiz, giyeceğimiz yoktu. Yine de hükümet, sloganını bağırmaya devam ediyordu. “Ichioku gyokusai! ” (100 milyon insan onurlu ölümü karşılamalıydı, Asla teslim olma!) Japon hükümeti kimin için vardı, merak ediyorum.

    Kısa süre sonra, hayatta kalanlar garip bir hastalığa yakalandı. Kusma, iştah kaybı, ishal, yüksek ateş, halsizlik, vücutlarının birçok bölgesinde mor halkalar, ağız, dişeti ve gırtlakta kanama, saç dökülmesi, ve akyuvarların azalması. Biz buna “atom bombası hastalığı” dedik; hafif yaralanmış görünen kişiler, çok kısa bir süre içinde veya aylar sonra, öldüler...

    Onyıllar sonra bile, defalarca kanser ameliyatı oldum. Yine de henüz yıkılmadım. Nagasaki’de acımasızca öldürülen insanlar ve kendim için, daha çok yaşamak istiyorum. Bedenim bir gün ölebilir ama ruhumun yenilmez olacağına inanıyorum. Umarım gelecekte insanlık nükleer silahlardan kaçınacak kadar akıllı davranır.

    Kaynak: The Guardian Gazetesi
    6 Ağustos 2002