Nerden bakarsan bak, hayat boktadır. Sizin için inşa edilmiş değildir hayat. Siz seks sonucu dünyaya gelen bir canlısınız ve şimdi hayatta kalmak için çabalıyorsunuz. Zaman geçtikçe sevdikleriniz hasta olup ölüyor ve siz sap gibi kalıyorsunuz.
İnsanlar gerçekte asla gitmezler. Gidenler ve ölenler tarafından işlenen en büyük suç budur. Arkalarında kalan sevenlerine, hayatlarının geri kalanı boyunca üstesinden gelmek zorunda kalacakları yankılarını bırakırlar.
Yaşadığımız durumlar mesela âşık olmak ,evlenmek,çocuk sahibi olmak,mutlu olmak ,mutsuz olmak vs.....gibi uzar gider hayat işte ne yaparsın içinde het duyguyu barındırıyor.
A. Z. Rumuzlu okuyucumuz: “Onuncu Sözde Zeylin İkinci Parçasının Birinci Makamında ‘hayatın yirmi dokuz hassası’ tabiri var. Bu ne demektir?” Bedîüzzaman Hazretleri, “Allah’ın rahmet eserlerine bir bak: Yer yüzünü, ölümünün ardından nasıl hayatlandırıyor! Şüphesiz O, ölülere de böylece hayat verecektir. O, her şeye Kadirdir”1 âyetinin bir tefsîri sadedinde Hayy ismini incelediği Otuzuncu Lem’a’nın Beşinci Nüktesinde hayatın ve mahiyetinin ne olduğunu yirmi dokuz maddede bildirir. Hayy ve Muhyî isimlerinin mühim bir tecellîsi olan hayatın yirmi dokuz önemli özelliğini, anladığımız kadarıyla kendi ifadelerimizle buraya alalım: 1- Hayat; bu kâinâtın en ehemmiyetli gâyesidir. 2- Hayat; bu kâinâtın en büyük netîcesidir. 3- Hayat; bu kâinâtın en parlak nûrudur. 4- Hayat; bu kâinâtın en lâtif ve en hoş özüdür, mayasıdır, hamurudur. 5- Hayat; bu kâinâtın gâyet süzülmüş bir çekirdeğidir. 6- Hayat; bu kâinâtın en mükemmel meyvesidir. 7- Hayat; bu kâinâtı olgunlaştıran en hârika mekanizmadır. 8- Hayat; bu kâinâtı güzelleştiren en güzel yüzdür. 9- Hayat; bu kâinâtın en güzel süsüdür. 10- Hayat; bu kâinâtın unsurlarını birleştiren bir sırdır. 11- Hayat; bu kâinâtın birim ve parçalarının birlik bağıdır. 12- Hayat; bu kâinâtın mükemmel oluşunun kaynağıdır. 13- Hayat; san’at ve mâhiyetçe bu kâinâtın en hârika bir rûh sahibi sırrıdır. 14- Hayat; bu kâinâtın; en küçük bir mahlûku, bir kâinât hükmüne getiren mû'cizeli bir hakîkatidir. 15- Hayat; bu kâinâtın özünü ve özetini her küçük mahlûkta toplayan bir kudret mû'cizesidir. 16- Hayat; en küçük bir mikro-parçayı en büyük bir kütle kadar büyük kılan, en küçük bir canlıyı bir âlem hükmüne getiren ve sevk ve idâre cihetinde kâinâtı bölünmesi ve ortaklığı kabul etmez bir bütün haline getiren fevkalâde hârika bir İlâhî san'attır. 17- Hayat; bu kâinâtın mâhiyetleri ve parçaları içinde Hayy ve Kayyûm olan Allah’ın varlığını, birliğini ve Allah’ın birlik tecellîlerini gösteren işâretlerin en parlağı, en keskini, en kesini ve en mükemmelidir. 18- Hayat; Allah’ın san’at eserlerinin hem en gizlisi, hem en görüneni; hem en kıymetlisi, hem en ucuzu; hem en nezîhi, hem en parlağı ve en mânâlısıdır. 19- Hayat; sâir varlıkları kendine hizmet ettiren nazlı, nâzik ve nezîh bir Rahmet cilvesidir. 20- Hayat; Allah’ın isimlerinin ve sıfatlarının gâyet geniş bir tecellî alanıdır. 21- Hayat; Rahmân, Rezzâk, Rahîm, Kerîm, Hakîm gibi çok isimlerin cilvelerini kendinde toplayan; rızık, hikmet, inâyet, rahmet gibi çok hakîkatleri kendine tâbi eden ve görmek, işitmek ve hissetmek gibi bütün duyguların kaynağı olan Allah’ın eşsiz bir hilkatidir. 22- Hayat; bu kâinâtın tasfiye ve temizlik yapan, terakkî veren ve nurlandıran büyük tezgâh makinesidir. Öyle ki, milyarlarca zerreye ve hücreye yuva olan her canlı vücut, o zerrelerin vazife yapmaları, yaratılış tâlimat ve emirlerini yerine getirmeleri ve böylece nurlanmaları için bir okul, bir kışla ve bir misâfirhane hükmündedir. Hayy ve Muhyî olan Cenâb-ı Allah hayat makinesi vasıtasıyla, bu karanlıklı, fânî ve süflî olan dünya âlemini lâtifleştiriyor, ışıklandırıyor, bir nev'î bekâ veriyor ve böylece bâkî bir âleme gitmeye hazırlıyor. 23- Hayat; iki yüzü, yani mülk ve melekût yüzleri, yani dış ve iç yüzleri parlak, kirsiz, noksansız ve ulvî olan, perdesiz, vasıtasız, doğrudan doğruya Allah’ın kudret elinden çıkan bir müstesnâ mahlûktur. 24- Hayat; altı îmân rüknüne birden bakan ve ispat eden bir yüksek hakîkattir. 25- Hayat; Allah’ın varlığını ve benzersiz ve ezelî hayatını gösteren bir yüksek bürhandır. 26- Hayat; âhiret yurdunu ve âhiret yurdundaki bâkî hayatı tam bildiren bir büyük delildir. 27- Hayat; meleklerin hayatlarından haber veren bir nûrânî hakîkattir. 28- Hayat; peygamberlerin hayatlarına, kitapların hayatı anlamlandırmalarına, Allah’ın kader ve kazâ ile hayatı yönlendirmesine pek kuvvetli bakan ve bildiren bir mânevî göstergedir. 29- Hayat; bu kâinâtın en mühim bir İlâhî maksadı olan şükür, ibâdet, hamd ve muhabbeti netice veren bir büyük sırdır
Yaşayalım diye bize lütfedilen... dolu dolu yada bomboş... her hali elimizde olan/olamayan ne derler diyerek ertelediğimiz yapamadığımız , yaşayamadığımız bir sürü ŞEY' ler biriktirdiğimiz adına hayat dediğimiz, asla bizim olmayan...
Ahret inancı tam olan için dünyaya gelmiş olmanın anlamı zaten bir sorun oluşturmaz. İnançlı kişi öbür dünya çıkarı için bu dünyada hayatı güzelleştiren bir ahlâk disipliniyle yaşar. Ahret inancı olmayan veya bundan sık sık kuşkuya düşen çoğu insanın söyleği de "dünyaya bir daha mı geleceksin, hayatını yaşa" deyişidir. Eğer kişi bu deyişin temeline basarak hayatın zevkini çıkartmak için kötülüğü yücelten bir yaşam tarzı seçmemişse pek âlâ hoş görülmelidir. Bu durumdaki herkesin, "madem sözleşmesiz doğdum, bencil hayatımı yaşıyorum" deme ve yapma özgürlüğü olmalıdır. Herkesin öldükten sonra unutulmayı seçme hakkı da olmalıdır; fakat öldükten sonra lanet biri olarak anılma hakkı ve özgürlüğü kimseye verilemez. Çünkü lanet bir yaşantı biçimi asla kişinin bencil kimlik özeliyle sınırlı kalmaz, başka insanların yaşantı haklarından yer.
Hayat bomboş, sonunda ölüm olan ne güzel olbilir ki? yaşarken de hep pürüz çıkıyor ama herşeyden çıkıyor, gönül rahatlığıyla yaşatmıyorlar bizi, sevmek öpmek yada sarılmak ihtiyaçtan ileri gelen şeyleri bile apamaz olduk, ne o yiyiyoruz, çalışıyoruz yaşlanıyoruz ve bazen gençken bile ölebiliyoruz, çok sıkıcı lan!! Biri çıksa da gel lan senle biz olalım dese ne iyi olurdu.. bari ölene kadar..
Nerden bakarsan bak, hayat boktadır. Sizin için inşa edilmiş değildir hayat. Siz seks sonucu dünyaya gelen bir canlısınız ve şimdi hayatta kalmak için çabalıyorsunuz. Zaman geçtikçe sevdikleriniz hasta olup ölüyor ve siz sap gibi kalıyorsunuz.
İnsanlar gerçekte asla gitmezler. Gidenler ve ölenler tarafından işlenen en büyük suç budur. Arkalarında kalan sevenlerine, hayatlarının geri kalanı boyunca üstesinden gelmek zorunda kalacakları yankılarını bırakırlar.
arzu hayatın yarısıdır, kayıtsızlıksa ölümün. Halil Cibran
Yaşadığımız durumlar mesela âşık olmak ,evlenmek,çocuk sahibi olmak,mutlu olmak ,mutsuz olmak vs.....gibi uzar gider hayat işte ne yaparsın içinde het duyguyu barındırıyor.
Hayat, bütün mevcudatin merkezinde bir
Şuuru küllidir.
Eve dönMek..
......
Hayat ; su damlasıdır.
A. Z. Rumuzlu okuyucumuz: “Onuncu Sözde Zeylin İkinci Parçasının Birinci Makamında ‘hayatın yirmi dokuz hassası’ tabiri var. Bu ne demektir?”
Bedîüzzaman Hazretleri, “Allah’ın rahmet eserlerine bir bak: Yer yüzünü, ölümünün ardından nasıl hayatlandırıyor! Şüphesiz O, ölülere de böylece hayat verecektir. O, her şeye Kadirdir”1 âyetinin bir tefsîri sadedinde Hayy ismini incelediği Otuzuncu Lem’a’nın Beşinci Nüktesinde hayatın ve mahiyetinin ne olduğunu yirmi dokuz maddede bildirir. Hayy ve Muhyî isimlerinin mühim bir tecellîsi olan hayatın yirmi dokuz önemli özelliğini, anladığımız kadarıyla kendi ifadelerimizle buraya alalım:
1- Hayat; bu kâinâtın en ehemmiyetli gâyesidir.
2- Hayat; bu kâinâtın en büyük netîcesidir.
3- Hayat; bu kâinâtın en parlak nûrudur.
4- Hayat; bu kâinâtın en lâtif ve en hoş özüdür, mayasıdır, hamurudur.
5- Hayat; bu kâinâtın gâyet süzülmüş bir çekirdeğidir.
6- Hayat; bu kâinâtın en mükemmel meyvesidir.
7- Hayat; bu kâinâtı olgunlaştıran en hârika mekanizmadır.
8- Hayat; bu kâinâtı güzelleştiren en güzel yüzdür.
9- Hayat; bu kâinâtın en güzel süsüdür.
10- Hayat; bu kâinâtın unsurlarını birleştiren bir sırdır.
11- Hayat; bu kâinâtın birim ve parçalarının birlik bağıdır.
12- Hayat; bu kâinâtın mükemmel oluşunun kaynağıdır.
13- Hayat; san’at ve mâhiyetçe bu kâinâtın en hârika bir rûh sahibi sırrıdır.
14- Hayat; bu kâinâtın; en küçük bir mahlûku, bir kâinât hükmüne getiren mû'cizeli bir hakîkatidir.
15- Hayat; bu kâinâtın özünü ve özetini her küçük mahlûkta toplayan bir kudret mû'cizesidir.
16- Hayat; en küçük bir mikro-parçayı en büyük bir kütle kadar büyük kılan, en küçük bir canlıyı bir âlem hükmüne getiren ve sevk ve idâre cihetinde kâinâtı bölünmesi ve ortaklığı kabul etmez bir bütün haline getiren fevkalâde hârika bir İlâhî san'attır.
17- Hayat; bu kâinâtın mâhiyetleri ve parçaları içinde Hayy ve Kayyûm olan Allah’ın varlığını, birliğini ve Allah’ın birlik tecellîlerini gösteren işâretlerin en parlağı, en keskini, en kesini ve en mükemmelidir.
18- Hayat; Allah’ın san’at eserlerinin hem en gizlisi, hem en görüneni; hem en kıymetlisi, hem en ucuzu; hem en nezîhi, hem en parlağı ve en mânâlısıdır.
19- Hayat; sâir varlıkları kendine hizmet ettiren nazlı, nâzik ve nezîh bir Rahmet cilvesidir.
20- Hayat; Allah’ın isimlerinin ve sıfatlarının gâyet geniş bir tecellî alanıdır.
21- Hayat; Rahmân, Rezzâk, Rahîm, Kerîm, Hakîm gibi çok isimlerin cilvelerini kendinde toplayan; rızık, hikmet, inâyet, rahmet gibi çok hakîkatleri kendine tâbi eden ve görmek, işitmek ve hissetmek gibi bütün duyguların kaynağı olan Allah’ın eşsiz bir hilkatidir.
22- Hayat; bu kâinâtın tasfiye ve temizlik yapan, terakkî veren ve nurlandıran büyük tezgâh makinesidir. Öyle ki, milyarlarca zerreye ve hücreye yuva olan her canlı vücut, o zerrelerin vazife yapmaları, yaratılış tâlimat ve emirlerini yerine getirmeleri ve böylece nurlanmaları için bir okul, bir kışla ve bir misâfirhane hükmündedir. Hayy ve Muhyî olan Cenâb-ı Allah hayat makinesi vasıtasıyla, bu karanlıklı, fânî ve süflî olan dünya âlemini lâtifleştiriyor, ışıklandırıyor, bir nev'î bekâ veriyor ve böylece bâkî bir âleme gitmeye hazırlıyor.
23- Hayat; iki yüzü, yani mülk ve melekût yüzleri, yani dış ve iç yüzleri parlak, kirsiz, noksansız ve ulvî olan, perdesiz, vasıtasız, doğrudan doğruya Allah’ın kudret elinden çıkan bir müstesnâ mahlûktur.
24- Hayat; altı îmân rüknüne birden bakan ve ispat eden bir yüksek hakîkattir.
25- Hayat; Allah’ın varlığını ve benzersiz ve ezelî hayatını gösteren bir yüksek bürhandır.
26- Hayat; âhiret yurdunu ve âhiret yurdundaki bâkî hayatı tam bildiren bir büyük delildir.
27- Hayat; meleklerin hayatlarından haber veren bir nûrânî hakîkattir.
28- Hayat; peygamberlerin hayatlarına, kitapların hayatı anlamlandırmalarına, Allah’ın kader ve kazâ ile hayatı yönlendirmesine pek kuvvetli bakan ve bildiren bir mânevî göstergedir.
29- Hayat; bu kâinâtın en mühim bir İlâhî maksadı olan şükür, ibâdet, hamd ve muhabbeti netice veren bir büyük sırdır
Yaşayalım diye bize lütfedilen...
dolu dolu yada bomboş...
her hali elimizde olan/olamayan
ne derler diyerek ertelediğimiz yapamadığımız , yaşayamadığımız bir sürü ŞEY' ler biriktirdiğimiz adına hayat dediğimiz, asla bizim olmayan...
Ahret inancı tam olan için dünyaya gelmiş olmanın anlamı zaten bir sorun oluşturmaz. İnançlı kişi öbür dünya çıkarı için bu dünyada hayatı güzelleştiren bir ahlâk disipliniyle yaşar. Ahret inancı olmayan veya bundan sık sık kuşkuya düşen çoğu insanın söyleği de "dünyaya bir daha mı geleceksin, hayatını yaşa" deyişidir. Eğer kişi bu deyişin temeline basarak hayatın zevkini çıkartmak için kötülüğü yücelten bir yaşam tarzı seçmemişse pek âlâ hoş görülmelidir. Bu durumdaki herkesin, "madem sözleşmesiz doğdum, bencil hayatımı yaşıyorum" deme ve yapma özgürlüğü olmalıdır. Herkesin öldükten sonra unutulmayı seçme hakkı da olmalıdır; fakat öldükten sonra lanet biri olarak anılma hakkı ve özgürlüğü kimseye verilemez. Çünkü lanet bir yaşantı biçimi asla kişinin bencil kimlik özeliyle sınırlı kalmaz, başka insanların yaşantı haklarından yer.
Karışık duygularla mücalede etmektir
tutarlı ve kararlı olursanız ve davanızda haklıysanız daima kazanırsınız ve yolun sonundaki ödül sizindir.
bu yol dikenli, bu yol zor, ama imkansız değil yürümek.
hayatın kolay olacağını kimse söylememişti ki
ilahi olandan alınmış en güzel armağan.
Tika basa yalnizlık ....
başlangıç ve bitiş arsındaki kısır döngü...
Hayallerle gerceklerin arasi...genelde örtüşmez ya hayallerdesindir ya da gerçeklerde ...
girdap hüzün labirent çıkmaz sokak otizm vefasızlık mücadele kaybedenler kulübünde daim üyelik sıfıra sıfır elde var sıfır
insanın gerisini kaşıması,
yüreğini kaşımasından çok daha kolaydır.
Öyle bir yerdeyim ki;
Ne gitmesi mümkün,
Ne kalması mümkün olan,
Öylece bir yerdeyim işte...
...
Vazgeçmekle direnmek arasında,
Akla karanın tam ortasındayım...
Kaybetmenin arifesinde,
Yeni bir hayatın eşiğindeyim...
Kalsam canım yanacak,
Gitsem Hayatım...
Hz. Mevlana
"Bir başka kæder için hazırlanmış şu yenik askerlere benziyor hayat…”
Aragon
“Bir başka kEder için hazırlanmış şu yenik askerlere benziyor hayat…”
ARAGON
Hayat bomboş, sonunda ölüm olan ne güzel olbilir ki? yaşarken de hep pürüz çıkıyor ama herşeyden çıkıyor, gönül rahatlığıyla yaşatmıyorlar bizi, sevmek öpmek yada sarılmak ihtiyaçtan ileri gelen şeyleri bile apamaz olduk, ne o yiyiyoruz, çalışıyoruz yaşlanıyoruz ve bazen gençken bile ölebiliyoruz, çok sıkıcı lan!! Biri çıksa da gel lan senle biz olalım dese ne iyi olurdu.. bari ölene kadar..
şu 8 milyar insan var ama sanki kimse yok gibi etrafımda..
Daha öğrenemedim.
Cendere...
kimine göre nekadar da kısa,.. kimine göre de nekadar uzun
Hayat tesadüflerde anlam arama çabasıdır.
Bir sınavdır?