Hayat bir aşktır...Onu yaşayınız. Hayat bir hediyedir..Onu alınız. Hayat bir görevdir...Onu yapınız. Hayat bir yarışmadır...Ona katılınız. Hayat bir amaçtır...Onu başarınız. Hayat bir fırsattır...Onu kaçırmayınız. Hayat bir üzüntüdür..Onu yeniniz. Hayat bir mücadeledir..Onu kazanınız. Hayat bir yalnızlıktır..Onunla yüzleşiniz. Hayat bir güzelliktir...Devamına dua ediniz. Hayat bir şarkıdır...Siz de söyleyin. Hayat bir dostluktur...Değerlendirin. Hayat bir sözdür...Yerine getirin. Hayat bir yolculuktur...Onu 'mutlulukla' tamamlayın.
arasıra mızıkçılık yapar küseriz..çocukça..oyunu bozan bizmişiz gibi bakmaz yüzümüze..sabrederiz bekleriz..elbet dağılacaktır bir gün bu matem havası..değilmiki zorlukla beraber gelen bir kolaylık var..sukut ederiz.....kendini tanıtır..ve artık seyir halindeyiz.. barışırız kimi zaman onunla.. sabahın ilk ışıklarıyla kucaklaşırız yeniden..dur der..dur ve acele etme..daha tanışacağın bahar tadında yarınlar var..umut yükle der..illede tebessüm et.. ansızın yakalar ve bir bir açar sayfalarımızı önümüze..özümüze dönelim diye inzar eder...hayat bu bizide alıp kervanına zamanın derinliğinde ab ı hayata doğru akar gider..
yatarken herdefasında herşeyi son halini vermiş,bitirmiş,açık ve uyum içinde bırakmak isterim aslında.hani yatışın kalkışı olmazsa geride yarımlarım kalmasın diye düşünerek.askıda bırakmaları sevmediğimden.ama o gecelerin sabahında gözlerime ışık dolarken de ***hâlâ yaşıyorum*** diyerek devam...........işte hayat
Hayatımız, bilinçli ve bilinçsizce verdiğimiz kararların toplamıdır... Eğer seçim yapma yeteneğimizi kullanırsak, hayatımızın her anını kontrol edebiliriz... Kendi hayatımızdan kendimizin sorumlu olduğunu bilmek gerçek özgürlüktür...
Bence hayat bir oyundur. Tabi oyun dedisekde bilgisayar oyunları atari oyunları gibi değil. Mesala yenmekde vardır yenilmekde vardır. Yani diyelimki eşinizden boşandınız ve bir tanede çocuğunuz var. Eşiniz mahkemeye dava açtı. çocuğu kendisi almak için. Ama sizde çocuğun kendinizde kalmasını istiyosunuz. Ve sonra hakim sizi dava için mahkemeye çağırıyo. Ve sonra eşiniz size bazı küçük kusurlarınızı açığa veriyo. ve siz ne yapıyosunuz davayı kaybettiğiniz için hemen şiddete yol açıyosunuz. Ve bu sefer hapislere düşüyorsunuz. Burda size bir tavsiyem olacak. Kendinize bir Racon kitabı hazırlayın. Bu kitaba kendi nefsinizi yazın. Hergün bir sayfa yazmanız yeterli olacaktır. Benden bu kadar. Elimden geleni sizlerle paylaştım. Hayat zordur akarsu doludur.
hayat O gittiğinde anlamsızlaşmasada ağırlaşan,kendini hep hatırlatan, emrivaki yaptıran,kaba saba,insan kılığına girse yüzüne bakmayacağım, ama mecburen göz ucuyla bakıp,hafifce başımla selam vereceğim saçma,absurd,uçuk bişeydir..bence...
çözemezsiniz beni yaralayabilir ya da sendeletebilir ama tutamazsınız bir deliyi zaman onda saplı bıçak hatıralar yara sussada konuşsada hayat hala yalan ve hala alçak
'bir mücadeledir hayat ve tehlikede yaşamaktır.denize dal ve dalgalarla pençeleş.hayat başkasından kurtulmak ve kendini beyt-ü'l harem sanmaktır'.....................................................(muhammed ikbal)
Hayat seni boşvermeye başladım, kötü olan neyin varsa unutmaya çalışıyorum. Sen bana çelme takmaya devam et, belki düşerim ama sana da kendime de gülümsemesini iyi bilirim..
düsünsenize cami'de uyaniyorsunuz. Bir tahta sandik icersinde, herkes karsinizda saf durmus, iyiliginize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmis vaziyette.
Tabuttan dogruluyorsunuz, yasli, olgun ve agirbasli olarak. Herkes etrafinizda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazir. Arabaniza kurulup evinize gidiyorsunuz. Dogar dogmaz devlet size maas bagliyor, aylik veya üc ayda bir maasinizi aliyorsunuz. Ne güzel, hazir maas, hazir ev...
Altmisli yaslara kadar hersey garanti, huzur içinde yasiyorsunuz. Sagliginiz gittikge düzeliyor. Kaslar gücleniyor, kuvvetleniyorsunuz.
Bir gün calismak istiyorsunuz ve ise ilk basladiginiz gün size hosgeldin hediyesi olarak bir plaket ve altin kol saati veriyor patronunuz.. Ve Genel Müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak ise basliyorsunuz. Herkes karsinizda elpence divan... Vücudunuzda da bazi hosa giden hareketler de basliyor Gittikge zayifliyor forma giriyorsunuz Diger hormonal Aktiviteler artiyor, fevkalade..... Aman ne güzel günler basliyor...
Derken birgün patron size artik üniversiteye gitsen iyi olur diyor. Bu arada Babaniz ortaya cikmis, fazla calistin diyor artik eve dön, isi birak, okumaya basla, harciligin benden olsun...'
Keyfe bakar misiniz? ? ?
Okudugunuz dersler gittikce kolaylasiyor
Ekmek elden su gölden bir dönem basliyor.
Derken Anne ve Babaniz sizi götürüp getirmeye basliyor, araba kullanma derdi de yok artik...
Günün birinde sizi okuldan da aliyorlar, evde otur keyfine bak, oyuncalaklarinla oyna' diyorlar...
Mamaniz agziniza veriliyor, zaman zaman altinizi bile temizliyorlar, hatta bu durum aliskanlik yaratiyor ve hic tuvalet kullanmamaya basliyorsunuz.
Derken Anneniz bir gün size süt verme kararini aliyor ve baska bir keyifli dönem basliyor.
Mama artik her yerde, her an ve en taze seklinde hazir.
Bir gün karanlik ilik ve sicak bir ortama giriyorsunuz.
Beslenmek icin agzinizi acmaya dahi gerek yok, bir kordondan besleniyorsunuz sicacik yumusacik! Gürültüsüz ve patirsiz bir ortamda yasiyorsunuz.
Kücülüyor, kücülüyor, ufacik bir hücre halini aliyorsunuz.
bazen başa sarıyormuş gibi olsa da aslında bizden habersiz önümüzde gidiyordur.. ya yakalarsın beraber gidersin ya da gerisinde kalır kaybedersin...inancın, azmin ve kararların hayatındır...
Hayat bir aşktır...Onu yaşayınız.
Hayat bir hediyedir..Onu alınız.
Hayat bir görevdir...Onu yapınız.
Hayat bir yarışmadır...Ona katılınız.
Hayat bir amaçtır...Onu başarınız.
Hayat bir fırsattır...Onu kaçırmayınız.
Hayat bir üzüntüdür..Onu yeniniz.
Hayat bir mücadeledir..Onu kazanınız.
Hayat bir yalnızlıktır..Onunla yüzleşiniz.
Hayat bir güzelliktir...Devamına dua ediniz.
Hayat bir şarkıdır...Siz de söyleyin.
Hayat bir dostluktur...Değerlendirin.
Hayat bir sözdür...Yerine getirin.
Hayat bir yolculuktur...Onu 'mutlulukla' tamamlayın.
bir demet menekşe,bir iki sap papatya,ve ısırganlar...! ! !
sizce hayatı tarif edebildim mi? ?
arasıra mızıkçılık yapar küseriz..çocukça..oyunu bozan bizmişiz gibi bakmaz yüzümüze..sabrederiz bekleriz..elbet dağılacaktır bir gün bu matem havası..değilmiki zorlukla beraber gelen bir kolaylık var..sukut ederiz.....kendini tanıtır..ve artık seyir halindeyiz..
barışırız kimi zaman onunla.. sabahın ilk ışıklarıyla kucaklaşırız yeniden..dur der..dur ve acele etme..daha tanışacağın bahar tadında yarınlar var..umut yükle der..illede tebessüm et..
ansızın yakalar ve bir bir açar sayfalarımızı önümüze..özümüze dönelim diye inzar eder...hayat bu bizide alıp kervanına zamanın derinliğinde ab ı hayata doğru akar gider..
ya bence bana bos seylerı anlatıyo hanı hayat yasdıkca guzel derler ya bence yasadıkca boku cıkıyo
düşe kalka büyürken kalkamayız birçoğumuz...
yatarken herdefasında herşeyi son halini vermiş,bitirmiş,açık ve uyum içinde bırakmak isterim aslında.hani yatışın kalkışı olmazsa geride yarımlarım kalmasın diye düşünerek.askıda bırakmaları sevmediğimden.ama o gecelerin sabahında gözlerime ışık dolarken de ***hâlâ yaşıyorum*** diyerek devam...........işte hayat
Hayatımız, bilinçli ve bilinçsizce verdiğimiz kararların toplamıdır...
Eğer seçim yapma yeteneğimizi kullanırsak, hayatımızın her anını kontrol edebiliriz...
Kendi hayatımızdan kendimizin sorumlu olduğunu bilmek gerçek özgürlüktür...
nefes alabildiğini hissetmek..
Silgi kullanmadan resim çizme sanatıdr HAYAT...
kısa bir yolculuk....
bi günde bikaç saaat! ! !
Çocukken derdi ki dadım
Çoğu gitti, azı kaldı
Büyüdüm, ihtiyarladım
Çoğu gitti, azı kaldı....
N.F.K.
:) +:(
bence hayat bir sınavdır. bu sınavda bazıları kalemlerini bazıları silgilerini unutur. yani bu hayatta bazıları yaşamayı bazıları da sevmeyi unutur
Bence hayat bir oyundur. Tabi oyun dedisekde bilgisayar oyunları atari oyunları gibi değil. Mesala yenmekde vardır yenilmekde vardır. Yani diyelimki eşinizden boşandınız ve bir tanede çocuğunuz var. Eşiniz mahkemeye dava açtı. çocuğu kendisi almak için. Ama sizde çocuğun kendinizde kalmasını istiyosunuz. Ve sonra hakim sizi dava için mahkemeye çağırıyo. Ve sonra eşiniz size bazı küçük kusurlarınızı açığa veriyo. ve siz ne yapıyosunuz davayı kaybettiğiniz için hemen şiddete yol açıyosunuz. Ve bu sefer hapislere düşüyorsunuz. Burda size bir tavsiyem olacak. Kendinize bir Racon kitabı hazırlayın. Bu kitaba kendi nefsinizi yazın. Hergün bir sayfa yazmanız yeterli olacaktır. Benden bu kadar. Elimden geleni sizlerle paylaştım. Hayat zordur akarsu doludur.
hayat O gittiğinde anlamsızlaşmasada ağırlaşan,kendini hep hatırlatan, emrivaki yaptıran,kaba saba,insan kılığına girse yüzüne bakmayacağım, ama mecburen göz ucuyla bakıp,hafifce başımla selam vereceğim saçma,absurd,uçuk bişeydir..bence...
söğüt gölgesi..
insanların çoğu hayatlarının sonunda geriye dönüp baktıklarında
molalarda yaşadıklarını görürler. taktir etmeden ve zevk almadan
yanlarından geçip giden şeyin aslında hayatları olduğunu gördüklerinde
şaşırırlar.
schopenhauer
çözemezsiniz beni
yaralayabilir ya da sendeletebilir
ama tutamazsınız bir deliyi
zaman onda saplı bıçak
hatıralar yara
sussada konuşsada
hayat hala yalan ve hala alçak
ya Hayy...
hiçliğin rahminden varlıkla şereflenip sonsuzluğa biçilmek...
O'nun muhatabiyetiyle şerefli kılınmak...
Nâzenin bu ömrümüz bir göz yumup açmış gibi
Geldi geçti duymadık bir kuş konup uçmuş gibi...
'bir mücadeledir hayat ve tehlikede yaşamaktır.denize dal ve dalgalarla pençeleş.hayat başkasından kurtulmak ve kendini beyt-ü'l harem sanmaktır'.....................................................(muhammed ikbal)
“hep sakındılar beni hayattan
akşam yatılır, sabah kalkılır
denize uzaktan bakılır
hayat, pencerenin ötesinde akıp giden
bir dünyadır
çiçek ben, gökte yıldız, okyanusta inci
hint kumaşı ve asrın mucizesi
sonra
birgün
apansız
hayatın içine salıverdiler
cümleler kurmadan
hayat üzerine öyküler okumadan
hep sakındılar beni hayattan
hayat hiçbir şeyini sakınmadı
hayattan sakındılar
hayat sakınmadı”
hayatıma fön çeksem düzelirmi?
hayat herşeye rağmen gülümseyebilmektir..
Bir gün babanın kanser olduğunu öğrendiğinde...
Altı ay ömrü kaldı dediklerinde...
Ona hasretle bakarken...
Hem ne kadar değerli hemde ne kadar değersiz olduğunu anladığın zaman dilimi....
Hayat seni boşvermeye başladım, kötü olan neyin varsa unutmaya çalışıyorum. Sen bana çelme takmaya devam et, belki düşerim ama sana da kendime de gülümsemesini iyi bilirim..
hayati tersten yasasak nasil olurdu acaba :)
düsünsenize cami'de uyaniyorsunuz. Bir tahta sandik icersinde, herkes karsinizda saf durmus, iyiliginize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmis vaziyette.
Tabuttan dogruluyorsunuz, yasli, olgun ve agirbasli olarak. Herkes etrafinizda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazir.
Arabaniza kurulup evinize gidiyorsunuz.
Dogar dogmaz devlet size maas bagliyor, aylik veya üc ayda bir maasinizi aliyorsunuz. Ne güzel, hazir maas, hazir ev...
Altmisli yaslara kadar hersey garanti, huzur içinde yasiyorsunuz.
Sagliginiz gittikge düzeliyor.
Kaslar gücleniyor, kuvvetleniyorsunuz.
Bir gün calismak istiyorsunuz ve ise ilk basladiginiz gün size hosgeldin hediyesi olarak bir plaket ve altin kol saati veriyor patronunuz.. Ve Genel Müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak ise basliyorsunuz.
Herkes karsinizda elpence divan...
Vücudunuzda da bazi hosa giden hareketler de basliyor
Gittikge zayifliyor forma giriyorsunuz
Diger hormonal Aktiviteler artiyor, fevkalade.....
Aman ne güzel günler basliyor...
Derken birgün patron size artik üniversiteye gitsen iyi olur diyor. Bu arada
Babaniz ortaya cikmis, fazla calistin diyor artik eve dön, isi birak, okumaya basla, harciligin benden olsun...'
Keyfe bakar misiniz? ? ?
Okudugunuz dersler gittikce kolaylasiyor
Ekmek elden su gölden bir dönem basliyor.
Derken Anne ve Babaniz sizi götürüp getirmeye basliyor, araba kullanma derdi de yok artik...
Günün birinde sizi okuldan da aliyorlar, evde otur keyfine bak, oyuncalaklarinla oyna' diyorlar...
Mamaniz agziniza veriliyor, zaman zaman altinizi bile temizliyorlar, hatta bu durum aliskanlik yaratiyor ve hic tuvalet kullanmamaya basliyorsunuz.
Derken Anneniz bir gün size süt verme kararini aliyor ve baska bir keyifli dönem basliyor.
Mama artik her yerde, her an ve en taze seklinde hazir.
Bir gün karanlik ilik ve sicak bir ortama giriyorsunuz.
Beslenmek icin agzinizi acmaya dahi gerek yok, bir kordondan besleniyorsunuz sicacik yumusacik! Gürültüsüz ve patirsiz bir ortamda yasiyorsunuz.
Kücülüyor, kücülüyor, ufacik bir hücre halini aliyorsunuz.
calinti...
NASIL OLURDU AMA :))
ölümün nişanlısı....bir hayat ve bir ölüm ve bir gerdek gecesi.......ve yeni bir hayat...... ebediii..... :)
bazen başa sarıyormuş gibi olsa da aslında bizden habersiz önümüzde gidiyordur.. ya yakalarsın beraber gidersin ya da gerisinde kalır kaybedersin...inancın, azmin ve kararların hayatındır...