Bir iş için sivasın bir ilçesine gitmiştim geçen sene. İlçeye hakim bir tepeden ilçeyi izlerken kendi kendime dedim ki, bir insan bu şehirde neden yaşar ki..? Aradan bir zaman geçti kendi ilçeme hakim bir tepeden güneşin batışını izlerken dikkat ettim, bir çoğumuzu yaşadığımız yerde tutan sebep toprağın üzerindekiler değil altındakiler.
Oltu ilçesindeyim hocam. Ben 20 sene önce hüneydoğuya gitmiştim. Urfa, Diyarbakır ve Mardin üçlüsünde büyülenmiştim. Hatta Midyat'a doyamadım bir gün daha kaldım o zaman. Kalbimi orada bıraktım ve bir gün buraya gelicem yeniden diye, ama gidemedim. Memur olarak gitmekte zor hocam. Eviydi kirasıydı bakınca çıkamıyorsun çakılı kaldığın yerden.
Ben rizeye gittim bir defa o da 3 -4 saat zor dayandım. Ablamın anlattığının bir miktarı zaten bizim burada da var. Ben bugün dinlenmek için iki çam arasındaki hamakta uyudum. Semaver çam kokusu yeşillik, doğa sis hepsi mevcut.
Abla ya öyle anlatmışsın ki, bir çok karadenizli şair gelse böyle anlatamazdı karadenizi. Toplanın millet karadenize gidiyoruz :)) ama şimdi soğuktur oralar.
Rabia abla en son ne zaman gittiğini bilmiyorum!! Ben üç sene önce gittim, güzelliği karşısında söyledikleriniz yetersiz kalıyor diyebilirim. Ama benim gördüğüm Karadeniz, Arapdenizi olmuştu:)
Mustafa hocam, eğitim sistemine değinmişken. Antalya da bu geceyi dışarda geçirmek zorunda kalan tıp öğrencileri var. İki hafta önce öğrenciler okula çağırıldı. Geçen seneki uygulamarı telafi etmek için. İki hafta yurtlarda geçiçi barınma sağlandı, çarşamba günü süreniz doldu diyerek hepsi kapı dışarı edildi. Bunu fırsat bilen vatandaşlar bir odalık evin kirasını 700-800 TL den 3000-4000 TL ye çıkardı. Ulaşabildiğimiz öğrencileri geçici barındırmaya çalışıyoruz.
Maşallah maşallah bugün espriler şakalar. Çoluk çocuk yanında keyfin yerinde belli. Allah daim etsin. Türkiyede eğitim neden düşük seviyede belli oluyor. "Okuma yazma" denen şeyleri okuyup yazmışız yıllarca. :)(
Schopenhauer klasik alman işte. Soğuk ve buyurgan. Ben tam tersini düşünüyorum. İnsan kıymet gördüğünü hissedince mutlu olur. Nankörlük mü? O herkes için geçerli olamaz ki. Her insan da biraz nankörlük potansiyeli vardır. Ayrıca Schopenhauer'un bu işi yanlış tespit ettiği köpekle verdiği örnekten belli. Köpeklerin nankörlük etmek gibi bir şansları yok galiba.
Burada bir sabahınız yahşi ola diye bir selammve güzel bie müzik vardı o da silinmiş. ;)) O halde Rabia abla. Sabahınız aydınlık ve gününüz hayırlı olsun.
Dünya çok bozuluyor gerçekten. Çayı sevmeyen ama şiir seven insanlar var. Millet çayı şekersiz içiyor bu da ilginç geliyor. Ve çok fazla sigarayı bırakan insan var bu da üzücü.
Kahveye yetişemedim soğumuştur. Ve ben yine de içeceklerin sultanı olan, ve bize onu helal kıldığı için Rabbimize şükretmemiz gereken çaya davet ediyorum. Hem de soba çayı.
Toplanın millet, şiir vadisinde kampa gidiyoruz. Hadi güne tam ortasından şiirle başlayalım. Günaydın herkese.
Zaman olmuştur ki Yanar mor zambaklar buğulu gece lambaları Bir katar kaybolur haydarpaşa garı'ndan Bırakıp gümüş çığlıklarını tel tel ardında Ağır ve cefakar bir marşandiz katarı Kıvamlı bir sessizliğe batmış ıhlamurlar Yalnız kuzguncuk'taki yalıda Karanlık bir gazelhan Yanık yanık bir aşk-i bi-amani söyler
Bir iş için sivasın bir ilçesine gitmiştim geçen sene. İlçeye hakim bir tepeden ilçeyi izlerken kendi kendime dedim ki, bir insan bu şehirde neden yaşar ki..?
Aradan bir zaman geçti kendi ilçeme hakim bir tepeden güneşin batışını izlerken dikkat ettim, bir çoğumuzu yaşadığımız yerde tutan sebep toprağın üzerindekiler değil altındakiler.
Kırkağaç ve somada travmalarımız var. Geçelim ;))
Vallaha abla iyi gezmişsin belli. Her mevsimin kendine uygun mekanını biliyorsun.
Oltu ilçesindeyim hocam.
Ben 20 sene önce hüneydoğuya gitmiştim. Urfa, Diyarbakır ve Mardin üçlüsünde büyülenmiştim.
Hatta Midyat'a doyamadım bir gün daha kaldım o zaman. Kalbimi orada bıraktım ve bir gün buraya gelicem yeniden diye, ama gidemedim. Memur olarak gitmekte zor hocam. Eviydi kirasıydı bakınca çıkamıyorsun çakılı kaldığın yerden.
Ben rizeye gittim bir defa o da 3 -4 saat zor dayandım.
Ablamın anlattığının bir miktarı zaten bizim burada da var. Ben bugün dinlenmek için iki çam arasındaki hamakta uyudum. Semaver çam kokusu yeşillik, doğa sis hepsi mevcut.
Abla ya öyle anlatmışsın ki, bir çok karadenizli şair gelse böyle anlatamazdı karadenizi.
Toplanın millet karadenize gidiyoruz :)) ama şimdi soğuktur oralar.
Rabia abla en son ne zaman gittiğini bilmiyorum!!
Ben üç sene önce gittim, güzelliği karşısında söyledikleriniz yetersiz kalıyor diyebilirim.
Ama benim gördüğüm Karadeniz, Arapdenizi olmuştu:)
Abla öyle anlattın ki kalkıp karadenize gidesim geldi. Ne için gidiyorsun diye soranlara da, çay koklamaya diyeyim ;)(
Ben biraz patates sökeyim. Genelde hanımefendiler severler çayın yanına patates salatası :)
Bu arada dua edin bereketi olsun diye
Mustafa hocam, eğitim sistemine değinmişken.
Antalya da bu geceyi dışarda geçirmek zorunda kalan tıp öğrencileri var.
İki hafta önce öğrenciler okula çağırıldı.
Geçen seneki uygulamarı telafi etmek için.
İki hafta yurtlarda geçiçi barınma sağlandı, çarşamba günü süreniz doldu diyerek hepsi kapı dışarı edildi.
Bunu fırsat bilen vatandaşlar bir odalık evin kirasını 700-800 TL den 3000-4000 TL ye çıkardı.
Ulaşabildiğimiz öğrencileri geçici barındırmaya çalışıyoruz.
Maşallah maşallah bugün espriler şakalar. Çoluk çocuk yanında keyfin yerinde belli.
Allah daim etsin.
Türkiyede eğitim neden düşük seviyede belli oluyor. "Okuma yazma" denen şeyleri okuyup yazmışız yıllarca. :)(
Eyvallah. Ben de radyoyu açayım bari güzel bir türkü eşlik etsin çaylı sohbete.
Schopenhauer klasik alman işte. Soğuk ve buyurgan. Ben tam tersini düşünüyorum. İnsan kıymet gördüğünü hissedince mutlu olur. Nankörlük mü? O herkes için geçerli olamaz ki. Her insan da biraz nankörlük potansiyeli vardır.
Ayrıca Schopenhauer'un bu işi yanlış tespit ettiği köpekle verdiği örnekten belli.
Köpeklerin nankörlük etmek gibi bir şansları yok galiba.
Ben de aşırı demli içmem ama mutlaka bir şeker alırım ağzıma. Hem şanındandır memleketin kıtlama şekeri meşhur. :))
Burada bir sabahınız yahşi ola diye bir selammve güzel bie müzik vardı o da silinmiş. ;))
O halde Rabia abla. Sabahınız aydınlık ve gününüz hayırlı olsun.
Günaydın herkese her şeye ve "her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsa."
Hocam, çay demli ve kıtlama şeker ile içilir
Dünya çok bozuluyor gerçekten. Çayı sevmeyen ama şiir seven insanlar var. Millet çayı şekersiz içiyor bu da ilginç geliyor. Ve çok fazla sigarayı bırakan insan var bu da üzücü.
Leyla ile mecnun dizisinde bir sahne vardı. İsmail abi diyor ki, "Mecnun, adamlar çay ikram etti bana. Çay ikram eden adam kötü olur mu?"
https://images.app.goo.gl/asQ32tY4LmCBatuT6
:)
Ehil birinin elinden içmemişsin çayı anlaşılan.
Kışa ısıtır yaza serinletir bir şifa:)
Afiyet şifa olsun:)
Kahveye yetişemedim soğumuştur. Ve ben yine de içeceklerin sultanı olan, ve bize onu helal kıldığı için Rabbimize şükretmemiz gereken çaya davet ediyorum. Hem de soba çayı.
https://youtube.com/shorts/b42PQqCI_Po?feature=share
Hayırlı geceler...
Kahve bahane sohbet şahane:)
Oh maşallah kahveler çaylar muhabbetler.
Geceniz hayrolsun.
Kimse gelmemiş :(( Haftanın son gün yoğunluğu galiba.
Bir tane de sesli şiir bırakayım da.
Çayımın demiyle toprağın kahvesine karışıyor gözlerinin rengi,
Çam kokusunu tütsülüyorum, hasretine.
Ateşin çıtırtı sesleri, huzuru yayıyor sessizliğe...
Uzanıyor bulutlara doğru yalnızlığım yine...
Ve Uzakların Türküsü dolanıyor dilime...
Kamp ateşi Mustafa hocam dan:)
Hayırlı vakitler...
Toplanın millet, şiir vadisinde kampa gidiyoruz.
Hadi güne tam ortasından şiirle başlayalım.
Günaydın herkese.
Zaman olmuştur ki
Yanar mor zambaklar buğulu gece lambaları
Bir katar kaybolur haydarpaşa garı'ndan
Bırakıp gümüş çığlıklarını tel tel ardında
Ağır ve cefakar bir marşandiz katarı
Kıvamlı bir sessizliğe batmış ıhlamurlar
Yalnız kuzguncuk'taki yalıda
Karanlık bir gazelhan
Yanık yanık bir aşk-i bi-amani söyler
Güzel paylaşım yüreğinize sağlık.
Hayırlı geceler...