Ümitsizlik dediğimiz bir tercihtir şövalye, gerçekten tıpkı hayatımızın da aslında bir tercihten ibaret olması gibi :) tercihlerimizin sonuclari da melankoliye çıkıyor ne yazik ki ..Ama olsun ne de olsa damar seviyoruz :)İyi ki şarkılar var...
'oğlumu çöpe mi atayım' demiş, tecavüzcü katilin annesi... ve ağlamış... sizce üzülmeliyiz o anneye? ben üzülemedim galiba...
ölmüş oğlunun katilini aramak için tv çıkan bir kadın, yine o yayını arayıp; 'oğlunuz sapıktı, iş yerinin önünden geçerken bana ve başka kızlara laf atıyordu! ' diyen bi kızı, sende o yoldan geçmeseydin, niye geçiyordun o zaman diye azarlamıştı...
kadınlar ne çekiyorsa öyle annelerin yanlış yetiştirdiği oğulları yüzünden çekiyor...
'Umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki? Yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama…' Şükrü Erbaş
Ve hayat alay etmeye devam etti benimle sana benzeyen yüzler kokuna benzeyen kokular sesine benzeyen sesler çıkarttı karşıma yada bana mı öyle geldiler bilmem...
bu yağmur, bu deniz, bu kumsal bu yıldızlar, geçen yıllar bu sarhoşlar, bu yalnızlar...
Bugünlerde... Mallarimiz artti, keyfimiz azaldi. Daha büyük evlerde kaliyoruz ama daha küçük ailelerde yasiyoruz. Konforumuz artti ama zamanimiz daraldi. Diplomamiz bol ama sagduyumuz az. Uzmanliklar artti ama sorunlar çogaldi. Ilaçlar çogaldi, hastaliklar artti. Sorumsuzca para harciyoruz ama az gülüyoruz. Trafikte çok hizliyiz ama çabuk parliyoruz. Aksam geç yatiyor, sabah yorgun kalkiyoruz. Az kitap okuyor, çok televizyon seyrediyoruz. Varligimizi arttirdik ama degerlerimizi yitirdik. Çok konusuyor ama az gönül veriyoruz ve bol yalan söylüyoruz. Para kazanmayi ögrendik ama yuva kurmayi beceremedik. Hayata yillar ekledik, yillara hayat katamadik. Aya kadar gidip dönmeyi biliyoruz ama komsumuza geçmek için karsiya geçmiyoruz. Uzaya ulastik ama ruhun derinliklerine inemiyoruz. Havayi temizledik ama ruhlari kirlettik.Atomu parçaladik, önyargilarimizi yikamadik. Çok yaziyor ama az gelisiyoruz. Daha çok plan yapiyoruz ama daha az sonuç aliyoruz. Acele etmeyi ögrendik ama sabirli olmayi asla... Gelirimiz artti, karakterimiz zayifladi. Tanidiklar çogaldi, dostlar eksildi. Çabalar artti ama mutluluklar azaldi. Bilgisayar aglari kuruyoruz, bilgi otoyollari insa ediyoruz ama kendi aramizdaki iletisimde zorlaniyoruz. 'Dünya Barisi' der, silahlaniriz! Daha mutlu olmak için 'somurtarak' çalisiriz. Yani bugünlerde... Eve çift maasin girdigi ama çiftlerin bosandigi... Güzel evlerin yuva olamadigi... Kisa seyahatlarin, kagit mendil gibi iliskilerin... Yika çik gönüllerin, tek geceliklerin... Kilo dertlerinin ve her derde deva vitaminlerin... Vitrinlerin dolu ama gönüllerin bos oldugu... Günlerde yasiyoruz
çoğunlukla aynalara bakılır.! biri diğerinden farklı gösterir, umudunda.. kimi güzel görür kendini, tıpkı yaşadığı anların güzelliğine olan inancı gibidir gördüğü,yansımasıdır sanır iç güzelliğinin, kimi olduğundan farklı görür kendini,yükseklerde bir yerlere dokunur içten içe,hayallere dalar,acaba mı? dercesine... kimi olduğu gibi görür yansımasını..işte gördüğü aynasız bir hayaldir...orada hayattan ne arasa bulabilmiştir..! !
Hayat bir tiyatro sahnesidir, hep rol yapmak değil mi işimiz gücümüz..
Aslında bizler oyuncularız işte bu nedenledir gelişimiz, gidişimiz
Ümitsizlik dediğimiz bir tercihtir şövalye,
gerçekten tıpkı hayatımızın da aslında bir tercihten ibaret olması gibi :) tercihlerimizin sonuclari da melankoliye çıkıyor ne yazik ki ..Ama olsun ne de olsa damar seviyoruz :)İyi ki şarkılar var...
hayat hoyrat bu zamanda.
Su biter, seller durmaz...
ölelim diyecektim az kalsın. ölmeyelim. hiç ölmeyelim...
'oğlumu çöpe mi atayım' demiş, tecavüzcü katilin annesi...
ve ağlamış...
sizce üzülmeliyiz o anneye?
ben üzülemedim galiba...
ölmüş oğlunun katilini aramak için tv çıkan bir kadın, yine o yayını arayıp; 'oğlunuz sapıktı, iş yerinin önünden geçerken bana ve başka kızlara laf atıyordu! ' diyen bi kızı, sende o yoldan geçmeseydin, niye geçiyordun o zaman diye azarlamıştı...
kadınlar ne çekiyorsa öyle annelerin yanlış yetiştirdiği oğulları yüzünden çekiyor...
tıpkı 'baltayla ağaç' hikayesinde olduğu gibi...
hayat çok garip gerçekten...
Garip olan hayat degil, hayattakiler...
'Umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki?
Yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama…'
Şükrü Erbaş
Bazen susmak gerekiyormuş,bazen bomboş bakmak gerekiyormuş hayatın yalanlarına.
Anlamaya çalışmak saçmalık! Anlamadan yaşamak gerekiyormuş.
Ama bazen unutmak gerekiyormuş, unutulma pahasına.
Zaman değilmiş gideni getiren, aslında zamanmış var olanı götüren.
Sunay AKIN.
Ve hayat alay etmeye devam etti benimle sana benzeyen yüzler kokuna benzeyen kokular sesine benzeyen sesler çıkarttı karşıma yada bana mı öyle geldiler bilmem...
bu yağmur,
bu deniz,
bu kumsal
bu yıldızlar,
geçen yıllar
bu sarhoşlar,
bu yalnızlar...
bu şarkı beni çok duygulandırıyor çoookkk seviyorum.hhheee bu arada arkadaşlar aranıza ben yeni kayıt oldum.işşallah çok iii anlaşırız.
Yooo hayat garip değil garip olan biz insanlarız.
Bugünlerde... Mallarimiz artti, keyfimiz azaldi. Daha büyük evlerde kaliyoruz ama daha küçük ailelerde yasiyoruz. Konforumuz artti ama zamanimiz daraldi. Diplomamiz bol ama sagduyumuz az. Uzmanliklar artti ama sorunlar çogaldi. Ilaçlar çogaldi, hastaliklar artti. Sorumsuzca para harciyoruz ama az gülüyoruz. Trafikte çok hizliyiz ama çabuk parliyoruz. Aksam geç yatiyor, sabah yorgun kalkiyoruz. Az kitap okuyor, çok televizyon seyrediyoruz. Varligimizi arttirdik ama degerlerimizi yitirdik. Çok konusuyor ama az gönül veriyoruz ve bol yalan söylüyoruz. Para kazanmayi ögrendik ama yuva kurmayi beceremedik. Hayata yillar ekledik, yillara hayat katamadik. Aya kadar gidip dönmeyi biliyoruz ama komsumuza geçmek için karsiya geçmiyoruz. Uzaya ulastik ama ruhun derinliklerine inemiyoruz. Havayi temizledik ama ruhlari kirlettik.Atomu parçaladik, önyargilarimizi yikamadik. Çok yaziyor ama az gelisiyoruz. Daha çok plan yapiyoruz ama daha az sonuç aliyoruz. Acele etmeyi ögrendik ama sabirli olmayi asla... Gelirimiz artti, karakterimiz zayifladi. Tanidiklar çogaldi, dostlar eksildi. Çabalar artti ama mutluluklar azaldi. Bilgisayar aglari kuruyoruz, bilgi otoyollari insa ediyoruz ama kendi aramizdaki iletisimde zorlaniyoruz. 'Dünya Barisi' der, silahlaniriz! Daha mutlu olmak için 'somurtarak' çalisiriz. Yani bugünlerde... Eve çift maasin girdigi ama çiftlerin bosandigi... Güzel evlerin yuva olamadigi... Kisa seyahatlarin, kagit mendil gibi iliskilerin... Yika çik gönüllerin, tek geceliklerin... Kilo dertlerinin ve her derde deva vitaminlerin... Vitrinlerin dolu ama gönüllerin bos oldugu... Günlerde yasiyoruz
çoğunlukla aynalara bakılır.!
biri diğerinden farklı gösterir, umudunda..
kimi güzel görür kendini, tıpkı yaşadığı anların güzelliğine olan inancı gibidir gördüğü,yansımasıdır sanır iç güzelliğinin,
kimi olduğundan farklı görür kendini,yükseklerde bir yerlere dokunur içten içe,hayallere dalar,acaba mı? dercesine...
kimi olduğu gibi görür yansımasını..işte gördüğü aynasız bir hayaldir...orada hayattan ne arasa bulabilmiştir..! !
Ne varsa dünyada bir rüya demek
Birazda hayatı boşvermek gerek
Her şeyin çaresi sevmektir sevmek
Hayat devam ediyor bak
En güzel şey mutlu olmak
Gideceğiz çırılçıplak
Hayat ne garip of
Hayat çok garip
Yalan olur bir gün yalan
Yaşadığın aşkın sevdan
Yaradandır baki kalan
Hayat ne garip of
Hayat çok garip
Gün gelir yalnızlık korkusu çöker
Hayat film gibi son yazar biter
Dert etme kendine gülümse yeter
Hayat devam ediyor bak
En güzel şey mutlu olmak
Gideceğiz çırılçıplak
Hayat ne garip of
Hayat çok garip
Yine de insan bazen bunu düşünmekten kendini alamıyor.