ticari konuda belde de ikameti olan bir şahıs olarak fikirlerinizi almak istiyorum.farklı işlerle ilgili olarak görüşlerinizi almak istiyorum bayramınızı kutluyor çalışmalarınızda başarı diliyorum
çoğu zaman içinde yaşadığım,ruhumun sürekli gezinti halinde olduğu alem :) hayalle gerçeği ayırt edememek gibi bişey ama gerçeklerden daha güzel olduğu kesin :)
yaz toprağım yaz...gün gelir çıkar giderim burdan yaz...yaz ki bakıp bakıp okuyayım toprağım bu günleri hatırlayıp bi sahil kenarına gideyim....gözümü kapatıp yine dinleyeyim odalgaların sesini, koklayayım...gözümü açıp ağlayayım sonra...yaz ki sırf okumak için bekleyeyim,gün gelip okuyacağım diye iç geçireyim...harfi harfine yaz bu dediklerimi yaz ki unuttuğum hiç bir şey kalmasın...arama, sakın arama beni bir daha taki ben çıkıpta seni arayana kadar...gün gelip karşına çıkar süpriz yaparım diye hayaller kurayım...beni tanımazsın nasılsa şakalar yaparım sana ilk önce...sonra bi deniz kenarına götürür, ama böyle bolca dalgalı,dalgaları sahile vuran bir yere, oraya götürür bi çay ısmarlarım sana içeriz, biraz eskilerden konuşuruz belki, ama fazla uzun sürmez hemen yapacaklarımızı anlatırım, sen düşünme ben düşünürüm ne yapacağımızı başka ne yapabilirim ki canım sıkılmasın diye bu dört duvar arasında...bide dalgaları dinlerim tabi...ahh o dalgalrı bir görsem...bak unutma dalgası bol olan bir sahile gideceğiz...
Bir uçurum kenarındayım… O kadar yüksek ki…uzaktaki şehirleri seçebiliyorum…Manhattan’a kuş bakışı bakar misali…Ama uçurumun önü deniz…Mavinin dansını izliyorum ayaklarımın altındaki denizde..gözümün gördüğü her yanda yakamozlar var alabildiğine…
Deniz…Turkuaz…. Arada bir yunus fırlıyor uzaklardan…bir çırpınış görüyorum..Sonra kayboluyor…Yunusların ne kadar sevimli olduğunu düşünüyorum nedense…merak ediyorum acaba bir gün bir yunus balığının başını okşamak kısmet olacak mı diye….mutlu kılıyor bunu düşünmek beynimi…rahatlıyorum…
Yukarıda….Güneş… İçimi ısıtıyor…sanki ruhum titreme nöbetlerinden çıkmış gibi….fazla adrenalin yorgunu…
Güneşe hasretmiş gibi bir sükunet kaplıyor bedenimi apansız…rüzgarda dalgalanan saçlarımdan başlayarak parmak uçlarımda biten bir ısınma furyası…sanki bir şifacı gelmiş…bana reiki vermek için dokunmuş gibi bir his….dalga dalga yayılıyor yüreğime….Isınıyorum…..
Güneş var mı yok mu? ...aslında kimin umrunda… Ben hayalimdeki kırmızı kiremitli…bahçesinde renk renk katmeri misk kokulu güllerin oynaştığı, ebruli hanımelleri ve yaseminler olan evimde…. şöminenin önündeki pufıdık yastıklarımın olduğu kanepede oturuyor gibiyim…
Yine de içimde bir fırtınanın yaklaştığı hissi öncesi huzursuzluk…. Acabayla başlayan sorular zinciri kendime sorduğum…. Yanıtsız kalan…..
Pesimist gözlüklerimi takmış bir şekilde başımı çevirip son bir kez arkama bakıyorum…bakmaktan kendimi alamıyorum nedense…uzaklarda bir deniz fenerinin aydınlığını bekler misali…bir ışık aradığım…veya uzaklardan gelen bir sese de razı gibiyim sanki…
Gözlerime konuşlanmış iki damla yaşı fark ediyorum bakarken….umudun gözyaşları bunlar….ılık ılık akıyor istemsiz… Durduramıyorum…
Biliyorum bakmamam gerektiğini… gene de söz geçiremiyorum kendime…kendim bile kendime yar değilim ki…Kaçamak bir bakış fırlatıyorum arkama doğru…o kadar ürkeğim ki…o kadar ürkek…bir çocuk gibi saf ve yalvaran bir bakış bu yüzümdeki…gözlerimdeki yağmur bulutlarıyla karışık…
Bir de ne göreyim…İki tane kanadı olan bir kelebekmişim ben meğersem…Apansız bir sevinç kaplıyor yüreğimi…^^Ama ben kelebeksem…neden uçurumun kenarındayım ki? ^^ diye soruyorum kendime…^^Ne anlamı var ki…? ...Uçarım…^^.diyorum…^^İntihar neden…saçmalıyorum ben^^….diyip,gülümsüyorum…
Tam o esnada kanatlarımı oynatasım geliyor…nasıl bir şeymiş kanatlara sahip olmak merakından…
Kanatlarımın üzerinde skar dokuları…yaralanmış derinden…ama sonra iyileşmiş zamanla…kabullenmiş…belki hiçbir zaman eskisi kadar kuvvetli olmayacak…biliyorum içimde bir yerde ama….gene de biliyorum ki uçmaya devam edebileceğim yeniden….
Bu sağ omzumdaki iyiliklerimi yazan yazıcı melekmiş meğersem konuşan….
^^Bir yelkenli gibi mavilere açılma zamanı gelecek bir gün..ve bir gün yeniden, her şey, ama her şey güzel olacak…sana dememiş miydim? ^^… diyor…
Ayaklarımın altında deniz…ben uçurumun kenarındayım…bir adım atsam…sonsuz boşlukta bangie jumping yapıcam ipsiz olarak…ve bedenim bir beton kütlesi gibi denize düşerken…ciğerlerim tuzlu suyla dolarken…ben kendimi spontane olarak ölümün kollarına bırakıcam…Bir adım sonra sadece…bugüne kadar yüzlerce adım attım emeklemeye başladığım andan beri…Yapabilirim….Ama kararsızım….
Tam bu anda sağ cenabımda bir silüet beliriyor…Tam seçemiyorum önce…Merakım bin kat daha artmış bir şekilde bakıyorum…Başka bir kelebek olmalı bu….Onun da kanatları var…yaralıymış ama iyileşmiş gibi sanki…^^Bana benziyor^^.. diyorum…tam seçemediğim yüzünde sıcak bir gülümseme var…Şevkatli bir gülümseme…İçten…
Sanki bir merhem sürülüyor yaralarıma yeniden o gülümsemeyi fark edince…Ben de gülümsüyorum…
Aklıma ^^Titanic^^ geliyor birden nedense… Ve…^^The heart of the ocean^^…o mavi yakut kolye… Kate Winslet’im sanki…titaniğin önünde duruyorum …alt cenabımda geminin ucunu görebiliyorum…sular beyaz köpükler saçarak dağılıyor….arkamda belimden ve ellerimden tutan Leonardo Di Caprio…
Uçuyorum sanki…Nirvanaya ulaşmış gibi yükselişim…Kendimi yosun kokan maviye ve martıların çığlıklarına emanet ediyorum…
Geleceğini biliyordum diyorum….Biliyordum….Günlerce bekledim özlemle bu anı…
Özlemim....gel artık.... Kurtar bu zavallı ruhumu zalimlerin elinden.... Elimden tut...ve mavi ummanlara götür beni.... Yeşil ormanlara götür... Gökkuşaklarını göster bana.... Göster ki... Artık üşümesin yüreğim.... Ağlamasın gözlerim..... Varlığınla....can ver bana......
O kadar ki.... Ana rahmine dönen kalbimden... Bir bebek doğsun dünyaya...
Ve o bebeğin adı....AŞK....olsun....
Hep kötü anlarımda gelirdin Hızır misali…karanlıklarım aydınlıklara döner…İçimdeki siyahlar griye çalmaya başlar….Sonraysa maviyi öğretirdin bana….Mavi düşleri….
Al diyorum…Al….Tüm varlığım ruhum…ve o artık sana emanet… Beni mavi düşler ülkesine götür…
Beynimin kuytularında Richard Clayderman’dan Nostalgy çalıyor..Sonsuz bir sükünetteyim artık…
Huzur…bir su altı şehri manzarasındaki yitik hazinem…beni sarmalasın artık…diyorum içimden….hazırım çünkü….içimde büyüttüğüm aydınlıklarım o kadar büyük ki… Hazırım…
Kelebeğimin şevkat ve sevgiyle uzattığı elini tutuyorum…Beraberce gökyüzüne yükselmeye başlıyoruz….
Kaf dağının ardındaki mavi düşler ülkesine doğru….
IMAGINE imagine there's no heaven /hayal et cennetin olmadığını it's easy if you try/ denersen kolaydır no hell below us /cehennem yok altımızda above us only sky/ üstümüzdeyse sadece gökyüzü imagine all the people/ tüm insanların living for today/ bugün için yaşadığını hayal et
imagine there's no countries/ hayal et ülkelerin olmadığını it isn't hard to do/ o kadar zor değil bu nothing to kill or die for/ uğruna ölecek ya da öldürecek birşey yok and no religion too /ve din de yok tabii imagine all the people/ tüm insanların living life in peace /barış içinde yaşadığını hayal et
you may say I'm a dreamer /hayalci diyebilirsin bana but I'm not the only one /oysa yanlız değilim ben I hope some day you'll join us/ umarım birgün sen de katılırsın bize and the world will be one/ ve bir olur bütün dünya
imagine there's no possessions /hayal et malın mülkün olmadığını I wonder if you can /merak ediyorum yapabilir misin no need to greed nor hunger /ne açlık var ne açgözlülük a brotherhood of man /insanların hepsi kardeş imagine all the people /tüm insanların sharing all the world /tüm dünyayı paylaştığını hayal et
gerçekleşmesini isteyip de çaba harcamadığımız boşluklar.eylemden çok sayışa geçtiğimizde hayallerde boğuluyoruz..yine de hedefe ulaşmada iyi bir motiv.........arada işe yarar :))
Hayal kurmak dua etmektir. Yasamak istediginiz hayatin duygularin goruntulerini yakalayin. Sonra olabildigine icine girin yasayin o goruntuyu. Bir is yeri mi dusunuyorsunuz? Sahip oldugunuzda hissettiginiz tatmini yakalamaya calisin. Bir odadaysaniz bir manzaradaysaniz o manzaranin kokulari nasil? Ayaginizi bastiginiz zeminin dosemesi. Veya o manzaranin icindeki sesler. Veya hayal ettiginiz bir kadin veya erkekse kim oldugunu bilmeden ozlediginiz. O zaman onun yaninda hissetmeyi istediginiz duyguyu yakalamaya calisin.Duygulara odaklanin. Huzur deyin ve huzuru cagirin. Sevinc deyin icinizde bir yerde yukselmesini bekleyin. Sadece ucunu yakalayip bekleyin. Dogru sekilde hayal kuran bilinc altina inerek yarini yaratir. Cunku dusuncelerden de cok duygulardir bize cizdigimiz yolu getiren. Bunaliyorsaniz siyahi birakin gozunuzu kapatin ve isikla dolu bir yol dusunun. Orda yurudukce hafiflediginizi. Ve attiginiz her adimla sukredin. Bilinc alti cocuk gibidir. O gercek nedir bilmez. İnanirsan inandigin yasam senin olur.
Hayal kurduğum zaman bazen bir pirens, Bazen bir hayal kahramanı, Bazen bir mafya babası, Bazen dünyanın en mutlu insanı, İşte hayaller güzel dir yeterki içinde kötü ve kin barındırmasın.
Bence hayatımızı güzelleştiren hayallerimiz, onlar sayesinde katlanıyoruz bütün zorluklara, onlar sayesinde yaşamın güzel olabileceğine inanıyoruz belki de... Bazen hayallerimiz gerçek olamasa da, iyi ki var onlar diyorum ve iyi ki kimse karışamıyor onlara, iyi ki onlar sadece bize ait. Ne olursa olsun hayal kurmaktan asla vaz geçmiycem ve umarım kimse vaz geçmez, çünkü hayalsiz bir hayat düşünemiyorum.
ticari konuda belde de ikameti olan bir şahıs olarak fikirlerinizi almak istiyorum.farklı işlerle ilgili olarak görüşlerinizi almak istiyorum
bayramınızı kutluyor çalışmalarınızda başarı diliyorum
gerçek olmayan.. ama insanı mutlu eden düş..
çoğu zaman içinde yaşadığım,ruhumun sürekli gezinti halinde olduğu alem :) hayalle gerçeği ayırt edememek gibi bişey ama gerçeklerden daha güzel olduğu kesin :)
yaz toprağım yaz...gün gelir çıkar giderim burdan yaz...yaz ki bakıp bakıp okuyayım toprağım bu günleri hatırlayıp bi sahil kenarına gideyim....gözümü kapatıp yine dinleyeyim odalgaların sesini, koklayayım...gözümü açıp ağlayayım sonra...yaz ki sırf okumak için bekleyeyim,gün gelip okuyacağım diye iç geçireyim...harfi harfine yaz bu dediklerimi yaz ki unuttuğum hiç bir şey kalmasın...arama, sakın arama beni bir daha taki ben çıkıpta seni arayana kadar...gün gelip karşına çıkar süpriz yaparım diye hayaller kurayım...beni tanımazsın nasılsa şakalar yaparım sana ilk önce...sonra bi deniz kenarına götürür, ama böyle bolca dalgalı,dalgaları sahile vuran bir yere, oraya götürür bi çay ısmarlarım sana içeriz, biraz eskilerden konuşuruz belki, ama fazla uzun sürmez hemen yapacaklarımızı anlatırım, sen düşünme ben düşünürüm ne yapacağımızı başka ne yapabilirim ki canım sıkılmasın diye bu dört duvar arasında...bide dalgaları dinlerim tabi...ahh o dalgalrı bir görsem...bak unutma dalgası bol olan bir sahile gideceğiz...
hayallerim bile değişti...çok değişti hemde çocukluğumdan beri...zaten çocukluğumdan ne kaldıki geri...
MAVİ DÜŞLER ÜLKESİNE SEYAHAT..
Bir uçurum kenarındayım…
O kadar yüksek ki…uzaktaki şehirleri seçebiliyorum…Manhattan’a kuş bakışı bakar misali…Ama uçurumun önü deniz…Mavinin dansını izliyorum ayaklarımın altındaki denizde..gözümün gördüğü her yanda yakamozlar var alabildiğine…
Deniz…Turkuaz….
Arada bir yunus fırlıyor uzaklardan…bir çırpınış görüyorum..Sonra kayboluyor…Yunusların ne kadar sevimli olduğunu düşünüyorum nedense…merak ediyorum acaba bir gün bir yunus balığının başını okşamak kısmet olacak mı diye….mutlu kılıyor bunu düşünmek beynimi…rahatlıyorum…
Yukarıda….Güneş…
İçimi ısıtıyor…sanki ruhum titreme nöbetlerinden çıkmış gibi….fazla adrenalin yorgunu…
Güneşe hasretmiş gibi bir sükunet kaplıyor bedenimi apansız…rüzgarda dalgalanan saçlarımdan başlayarak parmak uçlarımda biten bir ısınma furyası…sanki bir şifacı gelmiş…bana reiki vermek için dokunmuş gibi bir his….dalga dalga yayılıyor yüreğime….Isınıyorum…..
Güneş var mı yok mu? ...aslında kimin umrunda…
Ben hayalimdeki kırmızı kiremitli…bahçesinde renk renk katmeri misk kokulu güllerin oynaştığı, ebruli hanımelleri ve yaseminler olan evimde…. şöminenin önündeki pufıdık yastıklarımın olduğu kanepede oturuyor gibiyim…
Yine de içimde bir fırtınanın yaklaştığı hissi öncesi huzursuzluk….
Acabayla başlayan sorular zinciri kendime sorduğum…. Yanıtsız kalan…..
Pesimist gözlüklerimi takmış bir şekilde başımı çevirip son bir kez arkama bakıyorum…bakmaktan kendimi alamıyorum nedense…uzaklarda bir deniz fenerinin aydınlığını bekler misali…bir ışık aradığım…veya uzaklardan gelen bir sese de razı gibiyim sanki…
Gözlerime konuşlanmış iki damla yaşı fark ediyorum bakarken….umudun gözyaşları bunlar….ılık ılık akıyor istemsiz…
Durduramıyorum…
Biliyorum bakmamam gerektiğini… gene de söz geçiremiyorum kendime…kendim bile kendime yar değilim ki…Kaçamak bir bakış fırlatıyorum arkama doğru…o kadar ürkeğim ki…o kadar ürkek…bir çocuk gibi saf ve yalvaran bir bakış bu yüzümdeki…gözlerimdeki yağmur bulutlarıyla karışık…
Bir de ne göreyim…İki tane kanadı olan bir kelebekmişim ben meğersem…Apansız bir sevinç kaplıyor yüreğimi…^^Ama ben kelebeksem…neden uçurumun kenarındayım ki? ^^ diye soruyorum kendime…^^Ne anlamı var ki…? ...Uçarım…^^.diyorum…^^İntihar neden…saçmalıyorum ben^^….diyip,gülümsüyorum…
Tam o esnada kanatlarımı oynatasım geliyor…nasıl bir şeymiş kanatlara sahip olmak merakından…
Kanatlarımın üzerinde skar dokuları…yaralanmış derinden…ama sonra iyileşmiş zamanla…kabullenmiş…belki hiçbir zaman eskisi kadar kuvvetli olmayacak…biliyorum içimde bir yerde ama….gene de biliyorum ki uçmaya devam edebileceğim yeniden….
Bu sağ omzumdaki iyiliklerimi yazan yazıcı melekmiş meğersem konuşan….
^^Bir yelkenli gibi mavilere açılma zamanı gelecek bir gün..ve bir gün yeniden, her şey, ama her şey güzel olacak…sana dememiş miydim? ^^… diyor…
Ayaklarımın altında deniz…ben uçurumun kenarındayım…bir adım atsam…sonsuz boşlukta bangie jumping yapıcam ipsiz olarak…ve bedenim bir beton kütlesi gibi denize düşerken…ciğerlerim tuzlu suyla dolarken…ben kendimi spontane olarak ölümün kollarına bırakıcam…Bir adım sonra sadece…bugüne kadar yüzlerce adım attım emeklemeye başladığım andan beri…Yapabilirim….Ama kararsızım….
Tam bu anda sağ cenabımda bir silüet beliriyor…Tam seçemiyorum önce…Merakım bin kat daha artmış bir şekilde bakıyorum…Başka bir kelebek olmalı bu….Onun da kanatları var…yaralıymış ama iyileşmiş gibi sanki…^^Bana benziyor^^.. diyorum…tam seçemediğim yüzünde sıcak bir gülümseme var…Şevkatli bir gülümseme…İçten…
Sanki bir merhem sürülüyor yaralarıma yeniden o gülümsemeyi fark edince…Ben de gülümsüyorum…
Aklıma ^^Titanic^^ geliyor birden nedense…
Ve…^^The heart of the ocean^^…o mavi yakut kolye…
Kate Winslet’im sanki…titaniğin önünde duruyorum …alt cenabımda geminin ucunu görebiliyorum…sular beyaz köpükler saçarak dağılıyor….arkamda belimden ve ellerimden tutan Leonardo Di Caprio…
Uçuyorum sanki…Nirvanaya ulaşmış gibi yükselişim…Kendimi yosun kokan maviye ve martıların çığlıklarına emanet ediyorum…
Geleceğini biliyordum diyorum….Biliyordum….Günlerce bekledim özlemle bu anı…
Özlemim....gel artık....
Kurtar bu zavallı ruhumu zalimlerin elinden....
Elimden tut...ve mavi ummanlara götür beni....
Yeşil ormanlara götür...
Gökkuşaklarını göster bana....
Göster ki...
Artık üşümesin yüreğim....
Ağlamasın gözlerim.....
Varlığınla....can ver bana......
O kadar ki....
Ana rahmine dönen kalbimden...
Bir bebek doğsun dünyaya...
Ve o bebeğin adı....AŞK....olsun....
Hep kötü anlarımda gelirdin Hızır misali…karanlıklarım aydınlıklara döner…İçimdeki siyahlar griye çalmaya başlar….Sonraysa maviyi öğretirdin bana….Mavi düşleri….
Al diyorum…Al….Tüm varlığım ruhum…ve o artık sana emanet…
Beni mavi düşler ülkesine götür…
Beynimin kuytularında Richard Clayderman’dan Nostalgy çalıyor..Sonsuz bir sükünetteyim artık…
Huzur…bir su altı şehri manzarasındaki yitik hazinem…beni sarmalasın artık…diyorum içimden….hazırım çünkü….içimde büyüttüğüm aydınlıklarım o kadar büyük ki…
Hazırım…
Kelebeğimin şevkat ve sevgiyle uzattığı elini tutuyorum…Beraberce gökyüzüne yükselmeye başlıyoruz….
Kaf dağının ardındaki mavi düşler ülkesine doğru….
Eternalflame/Kasım 2003
Benim gerceklestirdigim seylere, sizin hayalleriniz dahii uzanamaz..
Fatih Sultan Mehmed
Tam şuan sukutunu yaşadığım! ..
Oldu olacak olmadı olmayacak asla
Alemde boş yere sa'yu hazer ettim.
IMAGINE
imagine there's no heaven /hayal et cennetin olmadığını
it's easy if you try/ denersen kolaydır
no hell below us /cehennem yok altımızda
above us only sky/ üstümüzdeyse sadece gökyüzü
imagine all the people/ tüm insanların
living for today/ bugün için yaşadığını hayal et
imagine there's no countries/ hayal et ülkelerin olmadığını
it isn't hard to do/ o kadar zor değil bu
nothing to kill or die for/ uğruna ölecek ya da öldürecek birşey yok
and no religion too /ve din de yok tabii
imagine all the people/ tüm insanların
living life in peace /barış içinde yaşadığını hayal et
you may say I'm a dreamer /hayalci diyebilirsin bana
but I'm not the only one /oysa yanlız değilim ben
I hope some day you'll join us/ umarım birgün sen de katılırsın bize
and the world will be one/ ve bir olur bütün dünya
imagine there's no possessions /hayal et malın mülkün olmadığını
I wonder if you can /merak ediyorum yapabilir misin
no need to greed nor hunger /ne açlık var ne açgözlülük
a brotherhood of man /insanların hepsi kardeş
imagine all the people /tüm insanların
sharing all the world /tüm dünyayı paylaştığını hayal et
john lennon
gerçekleşmesini isteyip de çaba harcamadığımız boşluklar.eylemden çok sayışa geçtiğimizde hayallerde boğuluyoruz..yine de hedefe ulaşmada iyi bir motiv.........arada işe yarar :))
Hayal kurmak dua etmektir.
Yasamak istediginiz hayatin duygularin goruntulerini yakalayin. Sonra olabildigine icine girin yasayin o goruntuyu.
Bir is yeri mi dusunuyorsunuz?
Sahip oldugunuzda hissettiginiz tatmini yakalamaya calisin.
Bir odadaysaniz bir manzaradaysaniz o manzaranin kokulari nasil?
Ayaginizi bastiginiz zeminin dosemesi. Veya o manzaranin icindeki sesler.
Veya hayal ettiginiz bir kadin veya erkekse kim oldugunu bilmeden ozlediginiz. O zaman onun yaninda hissetmeyi istediginiz duyguyu yakalamaya calisin.Duygulara odaklanin.
Huzur deyin ve huzuru cagirin. Sevinc deyin icinizde bir yerde yukselmesini bekleyin. Sadece ucunu yakalayip bekleyin.
Dogru sekilde hayal kuran bilinc altina inerek yarini yaratir.
Cunku dusuncelerden de cok duygulardir bize cizdigimiz yolu getiren.
Bunaliyorsaniz siyahi birakin gozunuzu kapatin ve isikla dolu bir yol dusunun. Orda yurudukce hafiflediginizi. Ve attiginiz her adimla sukredin.
Bilinc alti cocuk gibidir. O gercek nedir bilmez. İnanirsan inandigin yasam senin olur.
Hayal kurduğum zaman bazen bir pirens,
Bazen bir hayal kahramanı,
Bazen bir mafya babası,
Bazen dünyanın en mutlu insanı,
İşte hayaller güzel dir yeterki içinde kötü ve kin barındırmasın.
Önce ayna daki kendinize bakın, bu sizsinizdir yani gerçek budur, birde beyninizdeki size bakın çoğunuz güzel, mert, cesur sanarsınız işte hayal budur..
Bence hayatımızı güzelleştiren hayallerimiz, onlar sayesinde katlanıyoruz bütün zorluklara, onlar sayesinde yaşamın güzel olabileceğine inanıyoruz belki de... Bazen hayallerimiz gerçek olamasa da, iyi ki var onlar diyorum ve iyi ki kimse karışamıyor onlara, iyi ki onlar sadece bize ait.
Ne olursa olsun hayal kurmaktan asla vaz geçmiycem ve umarım kimse vaz geçmez, çünkü hayalsiz bir hayat düşünemiyorum.
İyi ki hayallerimizi elimizden almaya güçleri yetmiyor.
yeşillikler içinde bir tatil hayal ediyorum...huzuru bulabilmek için..