Çocuktum, şeker versin diye beklediğimi sanıp elime tutuşturmuştu şekerleri, git artık demişti. İçimden birşey koptu, sonra boğazıma bir fil oturdu. Fili hiç görmemiştim ama ağırlığını biliyordum. Boğazına oturduğunda, insanın gözünden yaş geliyordu. Ben şeker istemiyorum diyemedim. Sadece yanında olmak çok güzeldi. Ama o bunu göremeyecek kadar dünyaya dalmıştı. Bir çocuğun sevgisini hissetmeyecek kadar büyüktü. İlk o zaman anladım; hayal kırıklığında insanın kalbinden de bir parça koptuğunu...
15 temmuzu takip eden geceler demokrasi nöbetlerine gelmeyen kardeşlerim ve anne babam , ve eşimin ailesi benim en büyük hayal kırıklığım oldu. bir çok yanlışın üstüne bunu da yaşamak benim için dayanılmazdı. üstelik gerekçeleri ne bu darbeye olmaları ne de bu nöbetlerin gerekliliğine inanmıyor olmaları değildi, sebep sadece nasıl olsa birileri gider di. onlar açıkca söylemediler bunu ama ben bunu okuyabiliyordum.
_O(*) da, diğer herkes(**) gibiymiş Orlic. _Hayır Orlic. O'nun için, kalın,ucuz,okuru az romanlardan fırlamış betimlemelerde bulunmayacağım. O, olması gerektiği gibi kalıcak zihinimin müştemeliyatında... _Erken öğrendiğim iyi oldu, geç öğrenseydim de değişen bir şey olmiyacaktı Orlic. -------- * Benden öğrenen :-) **Muhabbete, bal (bir damla bile olsa) için giren
son zamanlarda pek aşina oldugum,'boyle olmamaliydi' cumlesinin beraberinde getirdigi duygu...hatta kişinin artık hayal kumamasına bile sebep olabilir.
Her şeyin başladığına inandığımızda ve o günün geldiğine inandığımızda beklenmedik bir şeyin gerçekleşmesi duvara toslamak gibidir. Geriye baktığınızda o kadar emek o kadar çaba en ufak bir şeyle paramparça olmuş. Bunun adına hayal kırıklığı diyolar ama bence hayalin bittiği tükendiği andır ve sonrası var tabiki .Bu hayalinizin ya da beklentinizin gerçekleşmemesinin içinizde açtığı derin yaralar. Asla sarılamayacak acısını her zaman hissedeceğiniz arad bir kendini gündeme getiricek yaraların acısı. Aslında siz bunu hiç haketmiyordunuz.Peki ne olduda bu noktaya gelindi. Nerde yanlış yaptım ben diye sorular başlıyor devamında.belki de en başındaydı suç onu istemekti hata; ama bunu bilemezdiniz ki bu ağır yıkıcı darbeyi yaşamadan. İlla bunun öğrenilmesi için bu yaraların açılması mı gerekiyormuş diye sorunca galiba öyleymiş cevabı yankılanıyor kulaklarda.Yanlış ta olsa öyleymiş. Bazı şeyler her zaman elimizde olmuyor.Bazen duygu rüzgarı alıp götürüyor .Oradan oraya savuruyor.ancak bizi bir yerlere fırlattığında o rüzgarın akışından kurtuluyoruz. Acı bir şekilde öğreniliyor gerçek olan şeyler. Ellerimiz kanamaya başlıyor üstümüz paramparça olmuş durumda. Oysa o fırtınaya hiç kapılmammalıydık dimi. Ama olan olmuş oluyor artık en son elimizde kalan ise her gün onunla biraz daha yok olşumuzu seyretmek.
nasıl paramparça bir gökyüzüydü bu böyle...bu konuda iki yüz sayfalık bir kitap yazabileceğini düşündü. yalnızca ilk sayfaya 'gökyüzü paramparçadir, bütün değil' diye yazacaktı. geri kalan bembeyaz sayfalara bakan insan, gökyüzünü hayal edebilecek; sayfaları çevirdikçe, gökyüzü parçalanacaktı zaten...
inandım çok inandım... o kadar açtım ki evde yemek var sandım... lakin geldim yoktu yemek dolaba daldım... bomboştu... markete koştum... hava kararmış market kapanmıştı... çaresiz lokantaya gittim bir masaya oturdum... önüme salata kondu ekmek kondu... doydum... hamd ilen...
hayatı ve gercegi, acıyı, insanlara olan olan nefretimin artmasını, içimin acımasını, gözlerimin dolmasını, isyan etmeyi, ve en yakın arkadasım kardesim dostum dedigim insanı...
hayal kırıklığı inasının canını kimi zaman çok acıtsa da hayal kurmaya değer..ve o acıları bi an önce yok sayıp gerçeklemesi mümkün hayallerle yola dewam! ! ! ! !
Çocuktum, şeker versin diye beklediğimi sanıp elime tutuşturmuştu şekerleri, git artık demişti. İçimden birşey koptu, sonra boğazıma bir fil oturdu. Fili hiç görmemiştim ama ağırlığını biliyordum. Boğazına oturduğunda, insanın gözünden yaş geliyordu. Ben şeker istemiyorum diyemedim. Sadece yanında olmak çok güzeldi. Ama o bunu göremeyecek kadar dünyaya dalmıştı. Bir çocuğun sevgisini hissetmeyecek kadar büyüktü. İlk o zaman anladım; hayal kırıklığında insanın kalbinden de bir parça koptuğunu...
Hayal kurmamak bazen işe yarıyor, hayal kırıklığı bir an'lık oluyor..
15 temmuzu takip eden geceler demokrasi nöbetlerine gelmeyen kardeşlerim ve anne babam , ve eşimin ailesi benim en büyük hayal kırıklığım oldu. bir çok yanlışın üstüne bunu da yaşamak benim için dayanılmazdı. üstelik gerekçeleri ne bu darbeye olmaları ne de bu nöbetlerin gerekliliğine inanmıyor olmaları değildi, sebep sadece nasıl olsa birileri gider di. onlar açıkca söylemediler bunu ama ben bunu okuyabiliyordum.
_O(*) da, diğer herkes(**) gibiymiş Orlic.
_Hayır Orlic. O'nun için, kalın,ucuz,okuru az romanlardan fırlamış betimlemelerde bulunmayacağım. O, olması gerektiği gibi kalıcak zihinimin müştemeliyatında...
_Erken öğrendiğim iyi oldu, geç öğrenseydim de değişen bir şey olmiyacaktı Orlic.
--------
* Benden öğrenen :-)
**Muhabbete, bal (bir damla bile olsa) için giren
Hayal kırıklığı ne ki, paramparça olan 'güvenmek' hissinin yanında!
Telefona çocuksu bir heyecanla kaydettiğimiz o numarayı, yetişkin gözyaşıyla silmektir hayal kırıklığı...
bulutların üzerindeyken birden yere çakılmaktır
ne kadar az ve kücük hayal kurarsaniz okadar az ugrayacagınız kırıklık.
Hayal kırıklığı; umduğumuz birşeyin olmadığını öğrendiğimiz zamanki duygudur.
son zamanlarda pek aşina oldugum,'boyle olmamaliydi' cumlesinin beraberinde getirdigi duygu...hatta kişinin artık hayal kumamasına bile sebep olabilir.
Ne de uzun bir yol;
bitmeyen...
“…her gülün ziyânı
neden kokusu kadar..”
Her şeyin başladığına inandığımızda ve o günün geldiğine inandığımızda beklenmedik bir şeyin gerçekleşmesi duvara toslamak gibidir.
Geriye baktığınızda o kadar emek o kadar çaba en ufak bir şeyle paramparça olmuş.
Bunun adına hayal kırıklığı diyolar ama bence hayalin bittiği tükendiği andır ve sonrası var tabiki
.Bu hayalinizin ya da beklentinizin gerçekleşmemesinin içinizde açtığı derin yaralar.
Asla sarılamayacak acısını her zaman hissedeceğiniz arad bir kendini gündeme getiricek yaraların acısı.
Aslında siz bunu hiç haketmiyordunuz.Peki ne olduda bu noktaya gelindi.
Nerde yanlış yaptım ben diye sorular başlıyor devamında.belki de en başındaydı suç onu istemekti hata; ama bunu bilemezdiniz ki bu ağır yıkıcı darbeyi yaşamadan.
İlla bunun öğrenilmesi için bu yaraların açılması mı gerekiyormuş diye sorunca galiba öyleymiş cevabı yankılanıyor kulaklarda.Yanlış ta olsa öyleymiş.
Bazı şeyler her zaman elimizde olmuyor.Bazen duygu rüzgarı alıp götürüyor
.Oradan oraya savuruyor.ancak bizi bir yerlere fırlattığında o rüzgarın akışından kurtuluyoruz.
Acı bir şekilde öğreniliyor gerçek olan şeyler.
Ellerimiz kanamaya başlıyor üstümüz paramparça olmuş durumda.
Oysa o fırtınaya hiç kapılmammalıydık dimi.
Ama olan olmuş oluyor artık en son elimizde kalan ise her gün onunla biraz daha yok olşumuzu seyretmek.
TOZ PEMBE DUNYANIN
PEMBESI YOK OLUM
SADECE TOZU KALMASI
Waldo neden herkes açlığını konuşuyor..
utanıyorum ben sen dağıldıkça..
parçalanıyor dünya..
kuşlar hep erken mi göçteler?
nasıl paramparça bir gökyüzüydü bu böyle...bu konuda iki yüz sayfalık bir kitap yazabileceğini düşündü. yalnızca ilk sayfaya 'gökyüzü paramparçadir, bütün değil' diye yazacaktı. geri kalan bembeyaz sayfalara bakan insan, gökyüzünü hayal edebilecek; sayfaları çevirdikçe, gökyüzü parçalanacaktı zaten...
niye kiriyorlar hayalleri
sonra batip
canimizi acitiyor
Kişinin bittiğini zannettiği an.
Çaresizlik duvarı ile çareler kapısı arasında bocalam durumu.
Gitgeller yaşama sendromu.
inandım çok inandım...
o kadar açtım ki evde yemek var sandım...
lakin geldim yoktu yemek dolaba daldım...
bomboştu...
markete koştum...
hava kararmış market kapanmıştı...
çaresiz lokantaya gittim bir masaya oturdum...
önüme salata kondu ekmek kondu...
doydum...
hamd ilen...
ayazın sığıntı çerkezliğinde yanılmış olmak...
hayatı ve gercegi, acıyı, insanlara olan olan nefretimin artmasını, içimin acımasını, gözlerimin dolmasını, isyan etmeyi, ve en yakın arkadasım kardesim dostum dedigim insanı...
kırılmasından korktuğumuzdan; kurmuyoruz artık hayal; öyle mantıklı öyle ciddi öyle güvende yaşayıp gidiyoruz..
sözde büyümek dedikleri olgu..........
tıkanıp kalması hayatın...acı fakat gerçek...
tıkanıp kalması hayatın...acı fakat gerçek...
ilerisi için güzel şeyler bunlar.Hep daha iyiye.
hayal kırıklığı inasının canını kimi zaman çok acıtsa da hayal kurmaya değer..ve o acıları bi an önce yok sayıp gerçeklemesi mümkün hayallerle yola dewam! ! ! ! !
hayal kırıklığı bence hayatın bittiği demektir