aşk ı memnu adlı kitabın yazarıdır kendisi.o zamanlar da topluma ibret olsun bak yengenle bu haltları yersen başına neler gelir gör mantığıyla yazılmıştır. fakat, şu anda toplu özendirir duruma gelmiştir dizi filmleriyle..ha tamam hatun kişi gider bihterin yüzüğünü ultra sexy elbisilerini,parfümünü alır zaten özenti bi toplumuz da iyile kötüyü de ayrt edin artık ya yengeyle aşk yaşamak iyi bişey değil! lütfen! !
Yirminci Yüzyılın Türk Romanı yasak bir aşk hikayesiyle, Halit Ziya Uşaklıgil’in büyük eseri Aşk-ı Memnu’yla başlar…
Türk roman yazarlığının başlangıcında duran isimdir Uşaklıgil…
Halit Ziya 1900’de yayınladığı Aşk-ı Memnu ve öncesinde yazdığı Mai ve Siyah ile Ferdi ve Şürekasın’da kırık hayatların, kırık kalpli kahramanların izini sürer… Kahramanlarının hemen hepsinin öldüğü Kırık Hayatlar’la roman serüvenini noktalar… Belki yazı dilinin sadeleşmesindendir romancılığı bırakması... Çünkü Uşaklıgil oldukça ağdalı bir osmanlıcayla yazmaktadır…
Yazarlık serüvenini öykü ve günlüklerle sürdüren Halid Ziya Uşaklıgil, 1945 yılında öldüğünde ölümsüz romanlar ve çok sayıda kısa öykü bırakır geride…
Türk edebiyatında roman türünde Ahmet Mithat Efendi'nin çalışmaları yok sayılamaz.Batılı anlamda ilk roman denemeleri ise Halid Ziya Uşaklıgil'e aittir.Onun romanlarında 'Servet-i Fünun' döneminin bütün izlerine rastlarız.Örneğin Mai ve Siyah romanındaki Ahmet Cemil bütün servet-i fünun şair ve yazarlarının duygu dünyasını bize yansıtmaktadır.Tevfik Fikret'in Süha ve Pervin adlı manzum hikayesindeki Süha'da Ahmet Cemil'den izler taşır.Halid Ziya türk romancılığı için önemli bir isimdir,aynı zamanda İzmir'de çıkardığı Nevruz dergisiylede dönemin önemli isimlerindendir.
Halid Ziya UŞAKLIGİL '40 YIL' adlı anı-romanında cumhuriyet öncesinin o karanlık günlerini,o dönem içerisinde dramatik bir şekilde boy veren ailevi acılarını,politik çalkantıları ve kendisinin nasıl edebiyata daha sıkı sıkıya bağlandığını o kadar mükemmel bir üslupla anlatmış ki bugün bile o kederler sanki ensenizdeymiş gibi hissedersiniz. kısaca söylemek gerekirse; edebiyat düşkünlerinin mutlaka ve mutlaka okuması gerekli bir eser..
Batılı anlamda ilk romanları yazmış yazardır.
Eserlerinde aile facialarını işler.
aşk ı memnu adlı kitabın yazarıdır kendisi.o zamanlar da topluma ibret olsun bak yengenle bu haltları yersen başına neler gelir gör mantığıyla yazılmıştır. fakat, şu anda toplu özendirir duruma gelmiştir dizi filmleriyle..ha tamam hatun kişi gider bihterin yüzüğünü ultra sexy elbisilerini,parfümünü alır zaten özenti bi toplumuz da iyile kötüyü de ayrt edin artık ya yengeyle aşk yaşamak iyi bişey değil! lütfen! !
Yirminci Yüzyılın Türk Romanı yasak bir aşk hikayesiyle, Halit Ziya Uşaklıgil’in büyük eseri Aşk-ı Memnu’yla başlar…
Türk roman yazarlığının başlangıcında duran isimdir Uşaklıgil…
Halit Ziya 1900’de yayınladığı Aşk-ı Memnu ve öncesinde yazdığı Mai ve Siyah ile Ferdi ve Şürekasın’da kırık hayatların, kırık kalpli kahramanların izini sürer… Kahramanlarının hemen hepsinin öldüğü Kırık Hayatlar’la roman serüvenini noktalar… Belki yazı dilinin sadeleşmesindendir romancılığı bırakması... Çünkü Uşaklıgil oldukça ağdalı bir osmanlıcayla yazmaktadır…
Yazarlık serüvenini öykü ve günlüklerle sürdüren Halid Ziya Uşaklıgil, 1945 yılında öldüğünde ölümsüz romanlar ve çok sayıda kısa öykü bırakır geride…
Türk edebiyatında roman türünde Ahmet Mithat Efendi'nin çalışmaları yok sayılamaz.Batılı anlamda ilk roman denemeleri ise Halid Ziya Uşaklıgil'e aittir.Onun romanlarında 'Servet-i Fünun' döneminin bütün izlerine rastlarız.Örneğin Mai ve Siyah romanındaki Ahmet Cemil bütün servet-i fünun şair ve yazarlarının duygu dünyasını bize yansıtmaktadır.Tevfik Fikret'in Süha ve Pervin adlı manzum hikayesindeki Süha'da Ahmet Cemil'den izler taşır.Halid Ziya türk romancılığı için önemli bir isimdir,aynı zamanda İzmir'de çıkardığı Nevruz dergisiylede dönemin önemli isimlerindendir.
halit ziya serveti fünun edebiyatının en gözde romancısıdır.türk edebiyatı romanının babası sayılır.
Mai ve Siyah gelir aklıma.. ve 5 nokta..
Halid Ziya UŞAKLIGİL '40 YIL' adlı anı-romanında cumhuriyet öncesinin o karanlık günlerini,o dönem içerisinde dramatik bir şekilde boy veren ailevi acılarını,politik çalkantıları ve kendisinin nasıl edebiyata daha sıkı sıkıya bağlandığını o kadar mükemmel bir üslupla anlatmış ki bugün bile o kederler sanki ensenizdeymiş gibi hissedersiniz. kısaca söylemek gerekirse; edebiyat düşkünlerinin mutlaka ve mutlaka okuması gerekli bir eser..
Bence edebiyat dünyamızda tam manasıyla ilk roman yazarımızdır SERVETİ FÜNUN YAZARLARINDAN OLAN HALİT ZİYA DÖNEMİNİNTARZINI ÜZERİNDE TAŞMIŞTIR.
severim kendilerini...