Kültür Sanat Edebiyat Şiir

hac sizce ne demek, hac size neyi çağrıştırıyor?

hac terimi Cem Nizamoglu tarafından tarihinde eklendi

  • Ahmet Ihsan Arac
    Ahmet Ihsan Arac

    Hac ibadetinin hikmetleri
    1) insanlara degisik kultur ve cografyalar gostererek ufuk acmak.
    2) yuce yaraticinin Dunyada refahi dagitma kemanizmasi, mesala turkiyedeki bir ciftci, ya da misirdaki bir esnaf, ya da cindeki bir baska mucit, buldugu hayati ve isleri kolaylastiran fikir ve tekniklerin hac vesilesi ile paylasilabilinir olmasi. Bu sekilde bilgi ve tecrube paylasimi yapilarak dunya da refahi dagilmasina vesile, hac
    3) mekke sehrinde ozellikle kabenin, sefa ve serve tepelerinin bulundugu manyatik alanin veya bir seyin insanin beynine ya da bedenine ruhsal sagligina kesinlikle bir katkisi vardir.
    4 ) zemzem suyunun bir katkisi vardir.
    5) hacerul esvet tasinin bir etkisi vardir.
    6) hac eski zamanin, sosyal medyasi, doger kulturlerle etkilesim, iletisim vesilesi
    7) irk dil, din, renk fark etmeksizin ummet bilincini gelistirmek...birlik ve beraberligi saglamak...
    Nasil ki cuma namazi, yerel bazda soyallesme, iletisim etkilesim vesilesi, hac da ummet bazinda iletisim ve etkilesim vesilesi
    Yukaridaki katkilar okadar buyuk ki bunu bir insanin, dusunup uydurabilecegi seylerin cok ustunde... bu kisi Muhammed mustafa s.a.v olsa bile..

  • Dağ Çiçeği
    Dağ Çiçeği

    Mahşer'de toplanmak gibi bir şey. Kişi orada kendisi ile hesaplaşıyor. Günahlarına ağlıyor. Yaradan'a sığınıp af diliyor.
    Af kapıları sonuna kadar açık. Bundan büyük nimet olur mu?

    Rabb'im tüm müslüman alemine nasip eder inşaallah.

  • Candle In The Wind
    Candle In The Wind

    MEKKE YOLCULUĞU

    Nabi, 1642 yılında Urfa’da doğar.Urfa’nın tanınmış ailelerindendir. Iyi bir eğitim görmüştür.Arapça’yı ve Farsça’yı çok iyi bilir. Devrinde “ Sultanü’ş-Şuara “ diye anılmıştır.

    Nabi ile ilgili, 1678 yılında hacca giderken yaşadığı rivayet edilen bir hadise vardır.

    Şair, hacca gitmeye niyet eder ve bir kafile ile yola koyulur. O dönemde günlerce süren meşakkatli bir yolculukla ancak menzile ulaşılabiliyordu.Şairin de içinde bulunduğu kafile Medine’ye yakın bir yerde vakit geç olduğu için mola verir. Nabi, mübarek yerlere yaklaşmış olmanın heyecanı ile uyuyamamıştır. Gözleri etrafta gezinirken bir kişinin ayakları kıbleye karşı yattığını görür. Böyle durumlarda çok hassas olan şair, irticalen şu mısraları söyler.



    Sakın terk-i edebden kuy-ı mahbub-ı Huda’dır bu

    Nazargah-ı Ilahi’dir makam-ı Mustafa’dır bu



    terk-i edeb: Edebi terketmek

    kuy-ı mahbub-ı Huda:Allah’ın sevgilisinin beldesi

    nazargah: Bakılan yer



    Bu beyti duyan kişi hemen toparlanır, ayağa kalkar. Davranışı kasti değildir ama çok utanır. Bir müddet sonra herkes toparlanır ve yola çıkarlar. Sabah ezanları okunurken Medine’ye yaklaşmışlardır.Fakat hayrete düşerler. Mescid-i Nebi’nin bütün minarelerinden müezzinler sala verir gibi şunları okumaktadır.



    Sakın terk-i edebden kuy-ı mahbub-ı Huda’dır bu

    Nazargah-ı Ilahi’dir makam-ı Mustafa’dır bu



    Namazlar kılındıktan sonra kafilede bulunanlar büyük bir şaşkınlık içinde müezzine sorarlar. “ Bu şiiri şair Nabi daha bu gece yolda iken söylemişti.Siz nereden biliyorsunuz? ” Aldıkları cevap hem enteresan, hem de muhteşemdir. “Peygamber efendimiz (sav) bu gece rüyamızda bize bu beyti öğretti ve sabah ezandan önce okumamızı istedi.”

  • Hasan Tan
    Hasan Tan

    sonsuzluğa bağlanmak için her bağı koparmak..

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    HAC,
    arınmanın en güzel yolu
    HAC,
    tarifi imkansız duygu,
    HAC,
    anlatılmaz yaşanılır denen olgu.

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    HAC,
    mahşerin en canlı provası.
    HAC,
    insanın hep olmak için hiç olmaya çalışması.
    HAC,
    varoluş gayesinin bilincinde oluş.

  • Onur Bilge
    Onur Bilge

    ALLAH'IN ÇAĞRISIDIR.

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    Haccı araba para kaptırmak olarak görenler,
    Haccı turistik seyahat olarak değerlendirenler,
    Hacca millet hacı desinler diye gidenler,
    Haccı ibadet yerine çarşı pazar alışverişte geçirenler,
    Haccı kuru ifade ve şekillerin ötesine geçiremeyenler,

    Mana iklimindeki Haccın ne olduğunu kavrayamamış kişilerdir.
    Yinede Allah tümünün hacclarını kabul eder inşallah.

  • Nurcan Bingöl
    Nurcan Bingöl

    Hac ruhun arınması, bedenin günahlardan sıyrılması, dilin yakarışı, yüreğin huzuru, beynin odaklanması.....
    Allah herkese nasip etsin o kutsal topraklarda yaradanına sevgisini sunmasını... Peygamber efendimizin şefaatine nail olma hazzına ermeyi...

  • Hamza
    Hamza

    aynen arkandayim mr. greyder :)
    suudi arabistan lazlara bağlı bi vilayet olsa :)

  • Bay Grey
    Bay Grey

    milyonların kadın erkek ayrımsız tek yürek olup attıkları, tek ses olup haykırdıkları güzel organizasyon...
    Bide Suudilerde olmasa....

  • Gül Solmaz
    Gül Solmaz

    hac ve haç

    bir nokta neleri değiştiriyor...........

  • Ebrar Hasene
    Ebrar Hasene

    Muhammed İkbal, hacdan dönenlere sorarmış; “Bize Hacdan ne getirdiniz? ” diye. Onlar “Hurma, zemzem, takke ve seccade” diye cevap verince de İkbal, “Hayır, ben onları istemiyorum. Bana Hz. Ebu Bekir’in imanını ve sadakatini, Hz. Ömer’in cesaretini ve adaletini, Hz. Osman’ın hayasını ve edebini, Hz. Ali’nin ilmini ve cihad aşkını getireniniz yok mu? Ben sizlerden bunu beklerdim” dermiş.....(paylaşmak istedim)

  • Mâi Eflatun
    Mâi Eflatun

    Bismillâh...

    Hac ibadetine sadece İslamda değil diğer bildiğimiz pek çok dinde de rastlamak mümkündür..
    Efendim tıpkı namaz,oruç,sadaka vedahi bir çok ibadet gibi hac ibadeti de evrensel bir ibadet şeklidir...
    Üç büyük dinin temelinin de,hz. İbrahime dayandığı aşikârane bilgilerimizden olduğuna göre haccın da bu dinlerdeki varlığından kesinlikle söz edilebilir..
    Fakat her haccın merkezi farklıdır..Mekke,Kudüs,Roma vesaire..

    Merkezleri farklı da olsa Hac ibadetinin tüm dinlerdeki anlamları yine evrenseldir....
    Hac bir günahlardan arınma şeklidir...evet,salt bu özelliğinden bahsedeceğim ve hac ibadetinin artı getirilerini başka zamana saklıyacağım izninizle...

    şimdi sadece islam değil de tüm dinleri düşünerek bir genel izahata geçeceğim:

    kutsal yerler inanan insanlar için din hayatının merkezi, hayatlarına yön veren ve anlam kazandıran mekanlardır....kişinin dini ne olursa olsun insan fıtratı böylesi kutsal yerlere ihtiyaç duymuş ve bu ''kutsal'' duygusunu mabedlerinde daha ayyuka çıkarmıştır..daha derinden hissetmiştir..
    şimdi..neden bu yerlere kutsal demiştir insan?

    1- bu yerlerin Allah tarafından işaret edilmiş olması sebebiyle...
    misal hz. davud'a kudüsteki Süleyman mabedi melekler tarafından işaret edilmişti...
    Hâkezâ Kabe'nin yeri de hz. İbrahime işaret edilmişti....

    2-bu yerlerde Yaradanın kudretinin hissedilmesi,orda hazır bulunması bu kudretin...

    3- Allah'ın o yerde gücünü izhar etmesi,mesela sina dağında Hz. Musa ile konuşması hasebiyle sina dağını kutsal atfetmiştir yahudiler..

    belki maddeleri çoğaltabiliriz de...

    şimdi; bu mekanları insan neden ziyaret eder?
    bu kutsal sayılan beldelerin insana vereceği maddi,manevi ve ahlâki güzelliklerden nasiplenmektir asıl hedef..
    hac mefhumunu kabul eden tüm dinlerin ortak olgusu bu hac için ortak bir mekan olmasıdır..(zamanın ortak olması ise islamiyette keskin olarak ayetlerle ifade edilmiştir) ...
    belli ritüellerin olmasıdır...

    kutsalınız,kaynağınız nerdeyse hac ibadetinizi orada yaparsınız...

    Vesselâm..

  • Hilal Tekin
    Hilal Tekin

    Allah' ım bu görevi yerine getirmeyi her müslümana nasip eder inşeallah.
    Amin.

  • Sebahattin Zorlu
    Sebahattin Zorlu

    Hac, İslâm’ın beş esasından birisidir. Hem malî ve hem de bedenî bir ibadettir.

    Hac, kelime olarak, 'yönelmek, kasdetmek, bir kimseyi ya da bir yeri çokça ziyaret etmek' anlamlarına gelir.

    Dini bir terim olarak hac, 'Belirli bir zamanda usulüne uygun olarak ihrama girdikten sonra Arafat’ta vakfe yapmak, Kâbe’yi tavaf ederek ziyaret etmek ve diğer bazı dini görevleri yerine getirmek' suretiyle yapılan ibadeti ifade eder. Bu ibadeti yerine getirene hacı denir.

    Hac, hicretin IX. yılında farz kılınmıştır. Haccın farz olduğu hükmü, Kur’an ve Sünnette bildirilmiştir. Bu konuda tüm müslümanlar görüş birliği içerisindedirler. Kur’an-ı Kerîm’de, 'Gitmeye gücü yetenlerin Kâbe’yi haccetmeleri insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır.'buyurulmuştur. Hz. Peygamber de, “İslâm beş temel esas üzerine kurulmuştur.
    Bunlar, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın peygamberi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, Kâbe’yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmaktır.” buyurmaktadır.

  • Sebahattin Zorlu
    Sebahattin Zorlu

    'Ey Hacca gidenler, nereye böyle?

    Tez gelin çöllerden döne döne

    Aradığınız sevgili burada,

    Duvar bitişik komşunuz.

    Durun, gördünüzse suretsiz suretini O´nun

    Hacı da sizsiniz, Kabe de ev sahibi de”

    Mevlana

  • Hasan Ali Topçu
    Hasan Ali Topçu

    BİR ÖNERİ.....
    1-Dinimizin şartlarından olan Hac görevi, bazı koşulları sağlayan müslümanların tamamına farzdır.
    2-Yüce Allah bu farzı bazı sonuçlar doğurması için emretmiştir.
    3-İslamın kalesi Kabe'de görülecek Hac vazifesi esnasında, müminler ekonomik güçlerinden bir kısmını bu topraklara bırakacaktır.(Kurban keserek, bir süre de olsa konaklama-yeme ihtiyaçlarını bu topraklarda gidererek)
    4-Bu ekonomik güç, islamın kalesini güçlendirecektir.
    5-Hac vazifesinin görüleceği coğrafi bölge, bir ülkenin, bir ırkın, bir siyasi düşüncenin ya da bir faklı gücün elinde olamaz. O kutsal coğrafyanın kontrolü sadece islama ait olmalıdır.
    6-O kutsal coğrafyaya aktarılan ekonomik güç, bir ülkenin, bir ırkın, bir siyasi düşüncenin ya da bir faklı gücün kullanımına tahsis edilemez. O kutsal coğrafyaya aktarılan ekonomik güç ile islamın kalesinin güçlenmesi, o kalede biriken güç ile islam ümmetinin sorunlarının giderilmesi gerekmektedir.
    7-ÖNERİM şudur.
    'Hac görevinin yerine getirileceği coğrafya(müştemilatıyla beraber) , oluşturulacak bir yönetim birimine devredilmelidir.
    Oluştrulacak yönetim birimi, biriken ekonomik gücü, geri kalmış, aç, yoksul, zavallı, cahil müslümanların ihtiyaçlarını karşılamak için kullanmalıdır.
    Müslüman nüfus barındıran ülkeler, müslüman nüfusları oranında yönetimde söz sahibi olmalıdır.'
    Lütfen bu öneriyi değerlendirin ve eleştirin.
    Ama eleştirilerinizi 'Buna amerika izin vermez, araplar bu işe karşı durur, öyle bir yönetim birimini oluşturmak mümkün olmaz vs' gibi umutsuzlukla ve karamsarlıkla yapmayın.
    Bu önerini olumlu ya da olumsuz sonuçları konusunda eleştiri yapın.
    Herkese selam ederim.

  • Nalan Bezirgan
    Nalan Bezirgan

    İslamın beş şartından bırı,Her musluman ınsanın yapması farz olan ıs.Herkeze yapmayı Rabbım nasıp etsın! ! ! ! ! ! !

  • Hilal Yavuz
    Hilal Yavuz

    en gidilesi,görülesi,önünde diz çöküp ağlanası yer..

  • İnci Yurdakul
    İnci Yurdakul

    Gidilmesi gereken bir yer,iman dolu yureklerin buluştuğu yer,

  • İsmail Çınar
    İsmail Çınar

    kutsal ziyaretin suudiler tarfından ticarete ve hayvanların gereksizce katli
    ile ziyana dönme olayı...taşlarken ölen insanlara bir şey demiyim artık :)

  • Zerrin Kalender
    Zerrin Kalender

    Arınma pozitif enerji muhakkak gidilmesi gereken bir yer keşke imkanlar olsa.....

  • Ünal
    Ünal

    Özlem

  • Mâi Eflatun
    Mâi Eflatun

    ..Arafat'tır..

  • Aydın Aydın
    Aydın Aydın

    Hacc suresi:

    25. Küfre sapanlar, Allah'ın yolundan alıkoyarlar. Hem sürekli içinde kalan hem dışarıdan gelen tüm insanlar için oluşturduğumuz Mescid-i Haram'dan da geri çeviriyorlar. Kim orada zulmederek haktan sapmak isterse, biz ona acıklı bir azabı tattıracağız.

    26. Bir zamanlar İbrahim için, o evin yerini, şöyle diyerek hazırlamıştık: Bana hiçbir şeyi ortak koşma, evimi; tavaf edenler, kıyamda duranlar, rükû-secde edenler için temizle.

    27. İnsanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmiş binitler üzerinde sana ulaşsınlar.

    28. Kendilerine ait bir takım yararlara tanık olsunlar. Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerinde belirli günlerde Allah'ın adını ansınlar. İşte bunlardan yiyin, sıkıntı içindeki fakiri de doyurun.

    29. Sonra, kirlerini atsınlar, adaklarını yerine getirsinler, saldırılardan korunmuş/tarihî/yüce evi tavaf etsinler.

    30..İşte böyle. Kim Allah'ın yasaklarına saygılı olursa bu, Rabbi katında kendisi için çok hayırlı olur. Karşınızda okunarak açıklananlar hariç, tüm hayvanlar size helal kılınmışır. Artık putların pisliğinden, yalan sözden uzak durun.

  • Hasan Ali Topçu
    Hasan Ali Topçu

    BİR ÖNERİ.....
    1-Dinimizin şartlarından olan Hac görevi, bazı koşulları sağlayan müslümanların tamamına farzdır.
    2-Yüce Allah bu farzı bazı sonuçlar doğurması için emretmiştir.
    3-İslamın kalesi Kabe'de görülecek Hac vazifesi esnasında, müminler ekonomik güçlerinden bir kısmını bu topraklara bırakacaktır.(Kurban keserek, bir süre de olsa konaklama-yeme ihtiyaçlarını bu topraklarda gidererek)
    4-Bu ekonomik güç, islamın kalesini güçlendirecektir.
    5-Hac vazifesinin görüleceği coğrafi bölge, bir ülkenin, bir ırkın, bir siyasi düşüncenin ya da bir faklı gücün elinde olamaz. O kutsal coğrafyanın kontrolü sadece islama ait olmalıdır.
    6-O kutsal coğrafyaya aktarılan ekonomik güç, bir ülkenin, bir ırkın, bir siyasi düşüncenin ya da bir faklı gücün kullanımına tahsis edilemez. O kutsal coğrafyaya aktarılan ekonomik güç ile islamın kalesinin güçlenmesi, o kalede biriken güç ile islam ümmetinin sorunlarının giderilmesi gerekmektedir.
    7-ÖNERİM şudur.
    'Hac görevinin yerine getirileceği coğrafya(müştemilatıyla beraber) , oluşturulacak bir yönetim birimine devredilmelidir.
    Oluştrulacak yönetim birimi, biriken ekonomik gücü, geri kalmış, aç, yoksul, zavallı, cahil müslümanların ihtiyaçlarını karşılamak için kullanmalıdır.
    Müslüman nüfus barındıran ülkeler, müslüman nüfusları oranında yönetimde söz sahibi olmalıdır.'
    Lütfen bu öneriyi değerlendirin ve eleştirin.
    Ama eleştirilerinizi 'Buna amerika izin vermez, araplar bu işe karşı durur, öyle bir yönetim birimini oluşturmak mümkün olmaz vs' gibi umutsuzlukla ve karamsarlıkla yapmayın.
    Bu önerini olumlu ya da olumsuz sonuçları konusunda eleştiri yapın.
    Herkese selam ederim.

  • Özge
    Özge

    http://www.varliktanveriler.com/new/kitap/varlikyeni/

    KÂBE – TANRI EVİ
    Tanrı, kendi yüzünün her yönde olduğunu ve Tanrının her şeyi kapladığını buyurduğu halde, yine de Müslümanların Tanrı huzurunda “elpençe divan” durup Rabbına dua etmesi için, Peygambere hitaben “Ve akim vecheke şetrel mescidil haram- Yüzünü Mescid-i Haram’a Mekke’deki Kâbeye çevir” (Bakara, 144) demekle, Müslümanların kıblesinin Kâbe olduğunu kesinlikle açıklamıştır. Onun kıble ve Tanrı evi olmasının nedeni: Kabe’nin yukarıdan bakıldığı zaman bir nokta ve her tarafının kıble oluşunda, ayrıca duvarlarının örtüsünün siyah renkte olmasında gizlidir.İnsanın Kalbi ile de ilişkilidir.Bedenin orta kısmında sayılan kalp gibi, Kâbe de aşağı yukarı, dünyanın ortası sayılır. Orası 12 ay, her zaman bol ışık alır ve aydınlıktır.İnsan-ı Kâmil’in kalbi gibi, O da kutsal bir nokta, bir dairedir. İnsan-ı Kamil’in kalbine tecelli ettiği gibi,Tanrı, bu daireye de Zatı ile tecelli etmiştir.Tanrının “Vech Nuru-Yüzünün Nuru” bu kutsal dairede Peygamberlere ve Velilere gösterilmiştir.

    Onun etrafı – duvarları- siyah bir örtü ile örtülüdür.İslamın kutsal saydığı renk yeşil olduğu halde, O yine de siyah örtü ile örtülüdür.Siyah, perde sırrındandır. İnsan gözünü yumduğu zaman, kalbinin ve iç alemin manevi siyah bir örtü ile perdelendiğini görür.Kabe de böyledir. Gecenin siyahı, aydınlığa perdedir. Demek ki,bu perdenin ardında büyük bir aydınlık, büyük bir gerçek vardır.Bu nedenle siyah örtü ile örtülüdür.Gafillere perdelidir.O tıpkı İnsan-ı Kâmil’in kalbi gibidir.”Yere Göğe sığmam, gerçek Mü’minin kalbindeyim” sırrı ile kalp ve Kâbe’nin sırrı aynıdır.Tanrı nuru gafillere gizli, olduğu için, beden maddesinin kalbi gizlediği gibi (ki madde karanlığı temsil eder) Kabe de,Kabedeki Tanrı Nuru da, siyah bir örtü ile

    gizlenmiş, sır edilmiştir.Yani örtünün anlamı budur. Anlayan anlar, Arif olanlar bilir. Onun etrafında dönülüp tavaf edilmesi, Tanrının her yerde olduğu, hiçbir suret ve şekle benzetilmemesi gerçeğine dayanır. Gafil insan, gözünü yumduğu zaman, kalbini ve kalbindeki nuru göremediği gibi zaten, “gafilin kalbinde nur olmaz”. Kabeye baktığı zaman da Onun üstündeki siyah sır perdesini görür. Kabedeki Tanrı tecellisini göremez, hatta bu siyah perdenin neyi ifade ettiğini ve Onun derin anlamını da anlayamaz.

    Gafillere Kabe sırrı meçhuldür.Onu ancak kalbi, “Beytül Mamur- İmar edilmiş ev “ olan İnsan_ı Kâmil bilir ve anlar. Kâbedeki kutsallığı o büyük insanlar bilirler. Ne mutlu Onu anlayana ve ondaki Tanrı tecellisini görerekten Onu ziyaret eden gerçek Hacılara, Gerçeği bilmeden ve desinler için, şöhret için, bir insan Kabeye yüz yıl baksa ve onu bin defa ziyaret etse ne Ondan bir şey anlar, ne de fayda görür. Kabeye Tanrı Evi denilmesinin nedenleri yukarıda yeterince açıklanmıştır. “Yere göğe sığmam, Mümin- gerçek müminin kalbindeyim” kutsal Tanrı sözü ile de; “İnsan-ı Kâmil’in kalbi, Kabe ve hatta Beytül Mamur’dur. Kabeyi – Tanrı evini ziyaret eden, bizzat alemlerin Rabbı Allahü Azimi ziyeret etmiş olur. İşte bu nedenle Kabe’yi tavaf edenin tüm günahları af olur denmiştir.

    Allah hepimizi Ehl-i Kıble, Ehl-i İslam, Ehl-i Kur’an olarak Resulullah ve Ehl-i Beytinin muhabbetiyle yaşata ve öldüre……..
    Kâzım Yardımcı/ADIYAMAN

  • Fatma Sena Gündüz
    Fatma Sena Gündüz

    mekkede hacılar gene birbirini taşlamış.
    gözleri kararıyo heral bu ne kinse?
    yav altı üstü bi şeytan timsali noldunuz.)

  • Tuba Gün
    Tuba Gün

    Dünya üzerinde inan Rabbimi tanıyan,ama tam ama eksik,insanların buluştuğu gerçek ama gerçek olamayacak kadarda ulaşılmaz bir olay.Her nekedar Türkiyedekilere göre yaşlılıkla birlikte yapılan bir ibadet gibi görünsede asla öyle olmadı.
    Sadece içini boşalttılar ama Allah nurunu tamamlar biz biliyoruz ki o diyarlar kara parçası olamayacak kadar mucizevi değerli.Ne hükümetler arası protokol ne politika ne de maddi yeterlilik değil,sadece hac.
    Oraya gitmek istemekle gitmek arasında ciddi bir fark yok buna emin olun.Yollar sadece görüntü..Ama orası mucizenin ta kendisi........