Bâki kalamaz hoş bir sedâdan gayrı Seslen ol yâre ol sükuttan beri Rayihâlarınla kırmızı bir gül ol gülistanda Bülbül şem-i pervanedir etrafında.. :) Espoir-
gülün rengi bülbülün kanından kokusu bülbülün kokusundandır bülbülün aşkı aslında kendisinedir gülde kendini daha iyi gördüğünden onun dalın da şakılar
Bir küçücük gül ile minicik bülbülün devasa aşkıdır bu… Asırlardır dillenen, dilden dile söylenen…Leyla ile Mecnun misali… Sakın biri ottur, biri de kuş diye küçümsemeyin… Sonra öyle bir bülbül oluverirsiniz ki daha ötmesini bilmeden gülün goncasının açmasını bekler durursunuz… O minicik bülbül ki küçük bedenine bakmadan semada uçarken öyle bir koku duyar da kolu kanadı kırılır ki… Gülün rayihasının meftûnu olup kokunun peşine düşer... Uzun süre bu güzel kokunun sahibesini arar durur... Bulamayınca yüksek bir yerde yanık yanık öterek sesini duyurmaya çalışır…
Kaşları yayım,çehresi ayım Benlerin çoktur,akranın yoktur Bir yüzü mâhım,zülfü siyâhım Bakıp durmalı,cana sarmalı Hemen almalı
Gül uzaklardan gelen bu hoş serencâmı işitir…Bu efsunlu sesin sahibine meftun olur..Kokusunu rüzgarın ardından savurur sesin peşi sıra… Dikkat istirham ederim efendim… Bülbül gülü görmeden kokusuna,gül de bülbülü görmeden sesine aşık olur … Kavuşmaları fazla vakit almaz…Ancak vuslatta hasrete mani olamaz.. Bülbül güle öyle sevdalanır ki onun her halini görmek ister:
Yaprağında benim Dikenin de benim Ezan da benim Cefanda benim olsun Der…
Gül de bülbüle en güzel halini göstermek ister…Bir solar, bir açar…Ve gül kokusuyla dile gelir:
Her aşkın bir cilvesi vardır.. Bülbül ile gülün aşkının cilvesi ise birbirlerine aşık olup,kavuşup hasretlerinin son bulmamasıdır.. Yani vuslat hep başka bahara kalmıştır.. Bülbül öttükçe gül açar…gül açtıkça kokusu tüm aleme yayılır..gül utancından gonca haline döner..bülbül gülün bu halini görebilmek için var gücüyle öter.. Fakat gülün tomurcuktan goncaya geçtiği sırada,bülbül hep yorgunluktan bitap düşüp uykuya dalar…Bülbül her uyandığında gülü açmış bulur..Bülbül feryad figan edip göremediğine yanar..Ogünden beri her sabah vakti bu ızdıraplı aşk tekerrür eder.. Bülbül sevdiğinin gonca halini görmek hasretiyle bir ömür öter…
Gül sevdiği görebilsin diye bir ömür usanmadan açar ve solar…tekrar be tekrar…
Bülbülse her gün göremediğine yanar.. ve ertesi günü bekler…
Ne gül olmak kolay ne bülbül…
Bülbül olmayı seçtiysen bir ömür yanacaksın, gül olmayı seçtiysen bir ömür solacaksın...
Aşkın tarifini yaparken başvurulan misallerdendir gül ve bülbül...halbuki hakiki bir aşık değildir bülbül..bu durum çoğunlukla farkedilmez..Fuzuli'nin bir beyitinde temsil edilir bülbül ün hali:
' Ehl-i temkinem beni benzetme ey gül bülbüle Derde yok sabrı anın her lahza bin feryadı var' (Gülüm beni bülbül ile karıştırma sakın! Ben senin eşiğinde mekan edindim; hiçbir kapıda durduğu yok(derde) ,her an binlerce kapı dolaşıp ah vah ediyor)
Velhasıl bülbül sevdiğinin adını dile düşürüyor..o gerçek aşık olamaz diyor fuzuli.. Yine Leyla ya sormuşlar, 'sen mi daha büyük aşıksın Mecnun mu? ' diye 'Elbette ben daha büyük aşığım 'diye cevap vermiş. 'Çünkü ben aşkımı kimseye söylemedim; o ise bir dağ delisi gibi davrandı,sevgimizi ve adımı da dillere düşürdü'...
Ben seni sevdim seveli kaynayıp coştum Aklımı yağmaya verip fikrimi şaştım Mecnuna şimdi eş olup dağlara düştüm Sor güle bülbül ne çeker aşkın elinden Bir dahi gül koklamayım yarin elinden
Ezel bahar olmayınca / kırmızı gül bitmez imiş Kırmızı gül bitmeyince / dertli bülbül ötmez imiş Bülbül hevestir ötmeğe / sarılıp güle yatmağa Bahçıvan gülü satmağa / gül kadrini bilmez imiş Bahçıvan satma bu gülü / haramdır parası pulu Ağlatma dertli bülbülü / göz yaşın silmez imiş Bülbül güle hayran olur / hayran olur seyran olur Bazı insan hayvan olur / hayvan âdem olmaz imiş Şah Hatayi ölmeyince / tenim türab olmayınca Dost dosttan ayrılmayınca / dost kadrini bilmez imiş
Şairin anlatımı gayet açık değilmi? Gül sevileni dostu ifade ederken, bülbül de onu aşkıyla var eden, sevda ustası. Bence bu şiirin dediğinden öte söze ne hacet.Oku oku anla sevdalığı...
GÜL sadece gönül eri olan arif insanları değil aynı zamanda onların kelamlarını yani sözlerini de sembolize etmekteidr KAFESTEKİ BÜLBÜL ise Hâraret! Hâr ile sembolize edilen dumansız ateşten yaratılmış olan varlıkların esareti altında yaşayan garibanlardan daha garib olan bayanları sembolize etmektedir. Gül bülbüle ilk etapta aşıktır ve onu içine düşmüş olduğu esaretten kurtarabilemek için canla başla çalışmakta ve ona vefanının da ötesinde vefayı cefayı satın alarak göstermektedir. Bülbüller nasıl olsa gülüm benim halimi biliyor o ben yalanda söylesem durumları mı inkarla da ötsem bu inkarla ötüşlerim iftira boyutuna varsa bile asla solmaz asla bana kızmaz asla benden yardım elini çekmez diye düşünürler bildiklerini okumak sureti ile güllerine dünyayı dar ederler. ' ötme bülbül ötme bülbül derdi derde katma bülbül benim derdim bana yeter bir dertte sen katma bülbül ' sözünün anlamlarından bir tanesi onların hallerini inkarla ötmek sureti ile hem güllerinin gönüllerini soldurması hem derinliğini kaybetmesine vesile olması hem kendisine olan sevgisinin git gide azalması hemde onun bu inkarla ötüşlerine aldanan insanların güle zulm etmesidir. Ayrıca ötme bülbül ün anlamlarından bir tanesi de seni içine düştüğün esaretten kurtarmak icin canla başla çalısan gönül erinden baskasına muhrik gönül çekici nağmelerle ötme demektir. Bülbüller kadir kıymet bilmez Bencil ve de küstahtır. Bir o kadar da anlayışssız yunus emre hz onların bu hallerini güldeste eserinde şu beyitleri ile izhar etmiştir Benim dilim kuş dilidir ben bülbülüm dostum güldür (inkarlada ötsem) bilin gülüm solmaz benim' yunus emre güldeste eseri ama inanın soluyor ve hatta bu solmakla klamıyor nefrete dönüsüyor
Her kalibin hükümranlığı Allah'ın elindedir. Ve Allah güle yapılan Haksızlığı ve de ihanetleri Gülün kalbini bülbüle karşı soldurmak sureti ile onu bilinmezliğe mahkum ederek ödetiyor.
Bülbüller kimi zaman menfaatleri bir anlık huzurları icin gülüne zulm ettirmeyi göze alacak kadar acımasız kimi zaman ise kendisini esaret altında tutan Hârın ' Halinden memnunmuş gibi gözük aksi halde falanca kimseye ve de gülüne zarar veririm ' telkinleine aldanacak kadar gafildir. Gafildir cünkü Herşeyin hükümranlığı Allah'ın kudret elindedir Allah'ın emir dalında açmak hara meydan okumak dururken kötünün emir dalında açmak Allah'ın rahmetinden mahrum olmaya eş değerdir yunus emre bülbüllere hitaben der ki ' sohbetlerde baş çatup durmayan aşık mıdır? ' yunus emre güldeste eseri Erkan ogur isimli değerli santıcmızın anadoolu beşik albümündeki bir şuhi sitemkar diye başlayan şarkısında ' Gül bülbüle aşık mı nedir Zarını (ağlayarak kendisine yalvbarmasını) bekler aman aman zatı peri hüznü sardı ' nakaratına yer vermiştir. bu aşktaki gizemlerden birisi de perilerdir periler dumansız ateşten yaratılan cinlerin bir çeşidir.
Haluk levnetin zor ask parcası da cok sey anlatır
Bülbüllerin bilmedikleri bir gercek vardır ki o da dört dörtlük müslüman olup rıza lokmaları olan gülleri ile evlenemezlerse kendisini vahset boyutundaki günlerin bekliyor olmasıdır Har işte bunu sağladıgı vakit bülbüle gercek yüzünü gösterir lutuf sunmayı bırakır tam amada zulme başlar onlar işin hersey bülbülleri Allah'ın rahmetinden kovurmak tamamen terk etmesini sağlamaktır.
bir kimse ne kadar derin bir derin bir denize düserse o kadar çok kulaç çekmek zorundadıre karaya ulaşmak için aynı şekilde bir kimse Allah a ve de gülüne ne kadar mahçup olmuşsa bii o kadar iyi olmadılır dört dörtlük olmaya mecburdur
BEN BU SEKILDE BILIYORUM OGRENDIM BUYUKLERIM DEN; Çok eski zamanlarda birgün birdelikanli varmis...Budelikanli çok zengin bir ailenin kizina asik olmus.Ama kizdelikanli fakir diye ona yüz vermiyormus. Genç bir yilbasi gecesi bütün cesaretini toplamis ve kizi yilbasi gecesi balosuna davet etmek için evine gitmis. Kapiyi genç kiz acmis.Kiza kendisini yilbasi gecesi balosuna davetetmeye geldigini, birlikte dans etmek istedigini söylemis.Kiz kabuletmis ama bir sarti varmis. Ondan balo için diktirdig elbisesinin yakasina takmak için kirmizi bir gül istemis.Delikanli sevinerek oradanayrilmis.Hemen kizin istedigi kirmizi gülü aramaya baslamis. Ama mevsimlerden kis oldugunu ve bu mevsimde bir gül bulamayacagini hic düsünememis.Bütün çiçekçileri dolasmis ama herkes ona kis mevsiminde gül ariyor diye deli gözüyle bakiyorlarmis.Genç çok üzgün bir sekilde evinin yolunu tutmus.Evine girerken bahçede henüz açmamis bir gül dali görmüs ama üzerinde sadece dikenler varmis.Gözlerinden bir damla yas süzülmüs.O sirada delikanlinin bahçesine bir bülbül gelmis.Delikanlinin agladigini gören bülbül buna çok üzülmüs. Sabaha kadar gül dalinin basinda bildigi en guzel sarkilari söylemis bülbül. Bülbülün güzel sesinden etkilenen gul dalI sabaha dogru beyaz bir gül açmis. Oysa ki genç kirmizi bir istiyormus.Beyaz bir gülün açtigini gören bülbül gögsünü dikenlerden birine batirarak kaninin akmasini saglamis.Bülbülün gögsünden akan kanla beyaz gül kirmizi güle dönüsmüs. Sabah bahçesinde kirmizi bir gül açtigini gören genç gülü alarak kizin evine gitmis. Kapiyi yine kiz açmis.Kizin yeni elbisesinin yakasina altindan yapilmis bir gül taktigini görmüs.Kiza istedigi kirmizi gülü getirdigini,baloya birlikte gidip dans edeceklerini hatirlatmis. Oysa ki genç kiz baloya kuyumcu bir gençle gidecegini yakasina da altindan yapilmis bir gül taktigin söylemis ve kapiyi kapatmis.Delikanli çok üzgün bir sekilde oradan ayrılmıis. özlerinden durmak bilmeyen yaslar süzülüyormu? .Caddeden karsiya geçerken elindeki kirmizi gül yere düsmüs.Çamurlu ve karli yolda arabalarin altinda ezilen gül kaybolup gitmis.Genç üzgün sekilde evine dönerken bahçesinde gül dalinin yaninda yerde yatan bir sey görmüs.Hemen yanina gitmis.Yerde gördügü bir hiç ugruna caninı veren fedakar bülbülmüs
Gul ile bulbulun hikayesini bilmiyormusun eter, peki o zaman anlatayim Oscar Wildenindir esasinda, ya da eski bir masaldir da o hikayaye aktarmistir. Bir gun genc adam kosarak iceriye girer ve kendi kendine soylenmeye baslar. Kirmizi bir gul benden kirmizi bir gul istedi. Ancak bu sekilde o benimle gelecek. O bana benimle gelecegini soyledi. Bana. Yani bana. Yani ben. Heyecan icindedir yerinde duramiyordur. Ama nerden bulacagim ki der? Bahce gul agaclari ile doludur. Ama gul mevsimi degil ki simdi. Gider ve agaclara sorar lutfen lutfen bana bir gul verin o, o benimle cikacak baloya benimle gelecek. Lutfenn. Agaclar ellerinde olmadigini soylerler. Tam o esnada bulbul adamin yakarislarini duyar. Ve o da adamin aski icin bir gul arayisina katilir. Ve teker teker gider agaclarla konusur, bir tanesi ben zaten kirmizi gul vermiyorum benim rengim beyaz der digeri de uzgunum deyip bulbule sirtini doner. En sonunda bir gul agaci tamam der. Tamam ama yalniz bir sartim var. Gece onikiye dogru geleceksin ayisigi altinda bana guzel sesinle sarki soyleyeceksin, sonra bana kalbinden bir damla kan vereceksin. Unutma kalbinden olmali ve benim dalimda bir tane gul belirecek. Ve oyle olur tam ayisigi ciktiginda bulbul gul agacina gider ve ona en guzel sesi ile sarkilar soylemeye baslar. En tatli en ozel nereden bildigini hatirlamadigi tinilardir, sesi aska donusmustur ask olmustur. Ve uzaktan saatin onikiyi vurdugunu duyarlar, gul agaci yaklas der daha yaklas yaklas, ve en sonunda gulun dikeni bulbulun icine girer tuylerinden gecer kalbini deler. Sabah uyandiginda genc adam gul agacinin ustunde bir tane kirmizi gul bulur. Altinda da olu bir bulbul yatmaktadir. Sevinc icindedir, istekleri cevap bulmustur, sonra sevdigi kiza goturur o gulu. Kiz haa bu mu der, bana elmaslar onerildi beni almaya gelecekler, onunla gidecegim. Cocuk ta kizginlikla cikar ve gulu yere atar. Gulun uzerinden araba gecer....
Bâki kalamaz hoş bir sedâdan gayrı
Seslen ol yâre ol sükuttan beri
Rayihâlarınla kırmızı bir gül ol gülistanda
Bülbül şem-i pervanedir etrafında.. :)
Espoir-
Bilirim âşıksın güle
Gülün hâlinden kim bile
Bahçedeki gonca güle
Dolaşıp söz atma bülbül..
Yunus
' Bülbül gül e,gül dedi.
Gül,gülmedi gitti.
Gül bülbül e,bülbül Gül e,
Yar olmadı gitti...'
Daha çok Divan edebiyatımızda sıklıkla kullanılan
kalıplaşmış kelime...
Senden bilirim bana yok faide ey gül
Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül
kavuşamayan aşıklar.
gülün rengi bülbülün kanından kokusu bülbülün kokusundandır bülbülün aşkı aslında kendisinedir gülde kendini daha iyi gördüğünden onun dalın da şakılar
Bir küçücük gül ile minicik bülbülün devasa aşkıdır bu…
Asırlardır dillenen, dilden dile söylenen…Leyla ile Mecnun misali…
Sakın biri ottur, biri de kuş diye küçümsemeyin…
Sonra öyle bir bülbül oluverirsiniz ki daha ötmesini bilmeden gülün goncasının açmasını bekler durursunuz…
O minicik bülbül ki küçük bedenine bakmadan semada uçarken öyle bir koku duyar da kolu kanadı kırılır ki… Gülün rayihasının meftûnu olup kokunun peşine düşer...
Uzun süre bu güzel kokunun sahibesini arar durur...
Bulamayınca yüksek bir yerde yanık yanık öterek sesini duyurmaya çalışır…
Kaşları yayım,çehresi ayım
Benlerin çoktur,akranın yoktur
Bir yüzü mâhım,zülfü siyâhım
Bakıp durmalı,cana sarmalı
Hemen almalı
Gül uzaklardan gelen bu hoş serencâmı işitir…Bu efsunlu sesin sahibine meftun olur..Kokusunu rüzgarın ardından savurur sesin peşi sıra…
Dikkat istirham ederim efendim…
Bülbül gülü görmeden kokusuna,gül de bülbülü görmeden sesine aşık olur …
Kavuşmaları fazla vakit almaz…Ancak vuslatta hasrete mani olamaz..
Bülbül güle öyle sevdalanır ki onun her halini görmek ister:
Yaprağında benim
Dikenin de benim
Ezan da benim
Cefanda benim olsun
Der…
Gül de bülbüle en güzel halini göstermek ister…Bir solar, bir açar…Ve gül kokusuyla dile gelir:
Ah benim efendim selvi bülendim..
İzzette yektâ,saadette bîhemtâ
Muhabbette lânazîr
Güzellikte bîkusûr
Candan azîzim, şekerden lezîzim
Efendim, cânım, sultânım
Makbûlünüz olmaktır niyâzım…
Her aşkın bir cilvesi vardır..
Bülbül ile gülün aşkının cilvesi ise birbirlerine aşık olup,kavuşup hasretlerinin son bulmamasıdır..
Yani vuslat hep başka bahara kalmıştır..
Bülbül öttükçe gül açar…gül açtıkça kokusu tüm aleme yayılır..gül utancından gonca haline döner..bülbül gülün bu halini görebilmek için var gücüyle öter..
Fakat gülün tomurcuktan goncaya geçtiği sırada,bülbül hep yorgunluktan bitap düşüp uykuya dalar…Bülbül her uyandığında gülü açmış bulur..Bülbül feryad figan edip göremediğine yanar..Ogünden beri her sabah vakti bu ızdıraplı aşk tekerrür eder..
Bülbül sevdiğinin gonca halini görmek hasretiyle bir ömür öter…
Gül sevdiği görebilsin diye bir ömür usanmadan açar ve solar…tekrar be tekrar…
Bülbülse her gün göremediğine yanar.. ve ertesi günü bekler…
Ne gül olmak kolay ne bülbül…
Bülbül olmayı seçtiysen bir ömür yanacaksın, gül olmayı seçtiysen bir ömür solacaksın...
Aşkın tarifini yaparken başvurulan misallerdendir gül ve bülbül...halbuki hakiki bir aşık değildir bülbül..bu durum çoğunlukla farkedilmez..Fuzuli'nin bir beyitinde temsil edilir bülbül ün hali:
' Ehl-i temkinem beni benzetme ey gül bülbüle
Derde yok sabrı anın her lahza bin feryadı var'
(Gülüm beni bülbül ile karıştırma sakın! Ben senin eşiğinde mekan edindim; hiçbir kapıda durduğu yok(derde) ,her an binlerce kapı dolaşıp ah vah ediyor)
Velhasıl bülbül sevdiğinin adını dile düşürüyor..o gerçek aşık olamaz diyor fuzuli..
Yine Leyla ya sormuşlar, 'sen mi daha büyük aşıksın Mecnun mu? ' diye
'Elbette ben daha büyük aşığım 'diye cevap vermiş.
'Çünkü ben aşkımı kimseye söylemedim; o ise bir dağ delisi gibi davrandı,sevgimizi ve adımı da dillere düşürdü'...
gül,gül dedi bülbüle
bülbül gülmedi gitti
gül bülbüle,bülbül güle
yâr olmadı gitti....
Ben seni sevdim seveli kaynayıp coştum
Aklımı yağmaya verip fikrimi şaştım
Mecnuna şimdi eş olup dağlara düştüm
Sor güle bülbül ne çeker aşkın elinden
Bir dahi gül koklamayım yarin elinden
Bestenegâr makamından :)
Ezel bahar olmayınca / kırmızı gül bitmez imiş
Kırmızı gül bitmeyince / dertli bülbül ötmez imiş
Bülbül hevestir ötmeğe / sarılıp güle yatmağa
Bahçıvan gülü satmağa / gül kadrini bilmez imiş
Bahçıvan satma bu gülü / haramdır parası pulu
Ağlatma dertli bülbülü / göz yaşın silmez imiş
Bülbül güle hayran olur / hayran olur seyran olur
Bazı insan hayvan olur / hayvan âdem olmaz imiş
Şah Hatayi ölmeyince / tenim türab olmayınca
Dost dosttan ayrılmayınca / dost kadrini bilmez imiş
Şairin anlatımı gayet açık değilmi?
Gül sevileni dostu ifade ederken, bülbül de onu aşkıyla var eden, sevda ustası.
Bence bu şiirin dediğinden öte söze ne hacet.Oku oku anla sevdalığı...
beraber kafayı bulmuşlar, başka bişe yok, dağılın...
Gül ve bülbül Ve içimdeki tarifsiz sızı.
Gül ve bülbül ilişkisinde hem mutluluk hem acı biraradadır.........
Bülbül aşık olmuş güle,gayri gül bülbülü neylesin...
Bilirim aşıksın Gül'e
Gül'ün hali ya kim bile
Bizim bahçedeki Gül'e
Dolaşıp el atma Bülbül
o gül, beni bana, bana beni çağrıştırıyor
youtube da güzel bi video su var..tavsiye edilir..gül bül diye aratın hat sanatıyla ilgili bi video...kızları etkilemek içinde önerilir.. :)))
GÜL BÜLBÜL AŞKININ HAKİKATİ GÜL BÜLBÜL AŞKI HAKKINDA HERŞEY BU SATIRLARDA....
GÜL sadece gönül eri olan arif insanları değil aynı zamanda onların kelamlarını yani sözlerini de sembolize etmekteidr
KAFESTEKİ BÜLBÜL ise Hâraret! Hâr ile sembolize edilen dumansız ateşten yaratılmış olan varlıkların esareti altında yaşayan garibanlardan daha garib olan bayanları sembolize etmektedir. Gül bülbüle ilk etapta aşıktır ve onu içine düşmüş olduğu esaretten kurtarabilemek için canla başla çalışmakta ve ona vefanının da ötesinde vefayı cefayı satın alarak göstermektedir.
Bülbüller nasıl olsa gülüm benim halimi biliyor o ben yalanda söylesem durumları mı inkarla da ötsem bu inkarla ötüşlerim iftira boyutuna varsa bile asla solmaz asla bana kızmaz asla benden yardım elini çekmez diye düşünürler bildiklerini okumak sureti ile güllerine dünyayı dar ederler. ' ötme bülbül ötme bülbül derdi derde katma bülbül benim derdim bana yeter bir dertte sen katma bülbül ' sözünün anlamlarından bir tanesi onların hallerini inkarla ötmek sureti ile hem güllerinin gönüllerini soldurması hem derinliğini kaybetmesine vesile olması hem kendisine olan sevgisinin git gide azalması hemde onun bu inkarla ötüşlerine aldanan insanların güle zulm etmesidir. Ayrıca ötme bülbül ün anlamlarından bir tanesi de seni içine düştüğün esaretten kurtarmak icin canla başla çalısan gönül erinden baskasına muhrik gönül çekici nağmelerle ötme demektir.
Bülbüller kadir kıymet bilmez Bencil ve de küstahtır. Bir o kadar da anlayışssız yunus emre hz onların bu hallerini güldeste eserinde şu beyitleri ile izhar etmiştir
Benim dilim kuş dilidir
ben bülbülüm dostum güldür
(inkarlada ötsem) bilin gülüm solmaz benim' yunus emre güldeste eseri
ama inanın soluyor ve hatta bu solmakla klamıyor nefrete dönüsüyor
Her kalibin hükümranlığı Allah'ın elindedir. Ve Allah güle yapılan Haksızlığı ve de ihanetleri Gülün kalbini bülbüle karşı soldurmak sureti ile onu bilinmezliğe mahkum ederek ödetiyor.
Bülbüller kimi zaman menfaatleri bir anlık huzurları icin gülüne zulm ettirmeyi göze alacak kadar acımasız kimi zaman ise kendisini esaret altında tutan Hârın ' Halinden memnunmuş gibi gözük aksi halde falanca kimseye ve de gülüne zarar veririm ' telkinleine aldanacak kadar gafildir.
Gafildir cünkü Herşeyin hükümranlığı Allah'ın kudret elindedir Allah'ın emir dalında açmak hara meydan okumak dururken kötünün emir dalında açmak Allah'ın rahmetinden mahrum olmaya eş değerdir
yunus emre bülbüllere hitaben der ki
' sohbetlerde baş çatup durmayan aşık mıdır? ' yunus emre güldeste eseri
Erkan ogur isimli değerli santıcmızın anadoolu beşik albümündeki bir şuhi sitemkar diye başlayan şarkısında ' Gül bülbüle aşık mı nedir Zarını (ağlayarak kendisine yalvbarmasını) bekler aman aman zatı peri hüznü sardı '
nakaratına yer vermiştir.
bu aşktaki gizemlerden birisi de perilerdir
periler dumansız ateşten yaratılan cinlerin bir çeşidir.
Haluk levnetin zor ask parcası da cok sey anlatır
Bülbüllerin bilmedikleri bir gercek vardır ki o da dört dörtlük müslüman olup rıza lokmaları olan gülleri ile evlenemezlerse kendisini vahset boyutundaki günlerin bekliyor olmasıdır Har işte bunu sağladıgı vakit bülbüle gercek yüzünü gösterir lutuf sunmayı bırakır tam amada zulme başlar onlar işin hersey bülbülleri Allah'ın rahmetinden kovurmak tamamen terk etmesini sağlamaktır.
bir kimse ne kadar derin bir derin bir denize düserse o kadar çok kulaç çekmek zorundadıre karaya ulaşmak için aynı şekilde bir kimse Allah a ve de gülüne ne kadar mahçup olmuşsa bii o kadar iyi olmadılır dört dörtlük olmaya mecburdur
Dîvân edebiyatında çok sevipte birbirine kavuşamayan aşkların
kadîm temsilcileridir; Gül ile Bülbül
Bir gül dedi bülbül güle, Gül gülmedi gitti,
Gül bülbüle, bülbül güle, Yar olmadı gitti..
BEN BU SEKILDE BILIYORUM OGRENDIM BUYUKLERIM DEN;
Çok eski zamanlarda birgün birdelikanli varmis...Budelikanli çok zengin bir ailenin kizina asik olmus.Ama kizdelikanli fakir diye ona yüz vermiyormus. Genç bir yilbasi gecesi bütün cesaretini toplamis ve kizi yilbasi gecesi balosuna davet etmek için evine gitmis. Kapiyi genç kiz acmis.Kiza kendisini yilbasi gecesi balosuna davetetmeye geldigini, birlikte dans etmek istedigini söylemis.Kiz kabuletmis ama bir sarti varmis. Ondan balo için diktirdig elbisesinin yakasina takmak için kirmizi bir gül istemis.Delikanli sevinerek oradanayrilmis.Hemen kizin istedigi kirmizi gülü aramaya baslamis. Ama mevsimlerden kis oldugunu ve bu mevsimde bir gül bulamayacagini hic düsünememis.Bütün çiçekçileri dolasmis ama herkes ona kis mevsiminde gül ariyor diye deli gözüyle bakiyorlarmis.Genç çok üzgün bir sekilde evinin yolunu tutmus.Evine girerken bahçede henüz açmamis bir gül dali görmüs ama üzerinde sadece dikenler varmis.Gözlerinden bir damla yas süzülmüs.O sirada delikanlinin bahçesine bir bülbül gelmis.Delikanlinin agladigini gören bülbül buna çok üzülmüs. Sabaha kadar gül dalinin basinda bildigi en guzel sarkilari söylemis bülbül. Bülbülün güzel sesinden etkilenen gul dalI sabaha dogru beyaz bir gül açmis. Oysa ki genç kirmizi bir istiyormus.Beyaz bir gülün açtigini gören bülbül gögsünü dikenlerden birine batirarak kaninin akmasini saglamis.Bülbülün gögsünden akan kanla beyaz gül kirmizi güle dönüsmüs. Sabah bahçesinde kirmizi bir gül açtigini gören genç gülü alarak kizin evine gitmis. Kapiyi yine kiz açmis.Kizin yeni elbisesinin yakasina altindan yapilmis bir gül taktigini görmüs.Kiza istedigi kirmizi gülü getirdigini,baloya birlikte gidip dans edeceklerini hatirlatmis. Oysa ki genç kiz baloya kuyumcu bir gençle gidecegini yakasina da altindan yapilmis bir gül taktigin söylemis ve kapiyi kapatmis.Delikanli çok üzgün bir sekilde oradan ayrılmıis. özlerinden durmak bilmeyen yaslar süzülüyormu? .Caddeden karsiya geçerken elindeki kirmizi gül yere düsmüs.Çamurlu ve karli yolda arabalarin altinda ezilen gül kaybolup gitmis.Genç üzgün sekilde evine dönerken bahçesinde gül dalinin yaninda yerde yatan bir sey görmüs.Hemen yanina gitmis.Yerde gördügü bir hiç ugruna caninı veren fedakar bülbülmüs
Gul ile bulbulun hikayesini bilmiyormusun eter, peki o zaman anlatayim Oscar Wildenindir esasinda, ya da eski bir masaldir da o hikayaye aktarmistir.
Bir gun genc adam kosarak iceriye girer ve kendi kendine soylenmeye baslar. Kirmizi bir gul benden kirmizi bir gul istedi. Ancak bu sekilde o benimle gelecek. O bana benimle gelecegini soyledi. Bana. Yani bana. Yani ben. Heyecan icindedir yerinde duramiyordur. Ama nerden bulacagim ki der? Bahce gul agaclari ile doludur. Ama gul mevsimi degil ki simdi. Gider ve agaclara sorar lutfen lutfen bana bir gul verin o, o benimle cikacak baloya benimle gelecek. Lutfenn. Agaclar ellerinde olmadigini soylerler. Tam o esnada bulbul adamin yakarislarini duyar. Ve o da adamin aski icin bir gul arayisina katilir. Ve teker teker gider agaclarla konusur, bir tanesi ben zaten kirmizi gul vermiyorum benim rengim beyaz der digeri de uzgunum deyip bulbule sirtini doner. En sonunda bir gul agaci tamam der. Tamam ama yalniz bir sartim var. Gece onikiye dogru geleceksin ayisigi altinda bana guzel sesinle sarki soyleyeceksin, sonra bana kalbinden bir damla kan vereceksin. Unutma kalbinden olmali ve benim dalimda bir tane gul belirecek. Ve oyle olur tam ayisigi ciktiginda bulbul gul agacina gider ve ona en guzel sesi ile sarkilar soylemeye baslar. En tatli en ozel nereden bildigini hatirlamadigi tinilardir, sesi aska donusmustur ask olmustur. Ve uzaktan saatin onikiyi vurdugunu duyarlar, gul agaci yaklas der daha yaklas yaklas, ve en sonunda gulun dikeni bulbulun icine girer tuylerinden gecer kalbini deler.
Sabah uyandiginda genc adam gul agacinin ustunde bir tane kirmizi gul bulur. Altinda da olu bir bulbul yatmaktadir. Sevinc icindedir, istekleri cevap bulmustur, sonra sevdigi kiza goturur o gulu.
Kiz haa bu mu der, bana elmaslar onerildi beni almaya gelecekler, onunla gidecegim.
Cocuk ta kizginlikla cikar ve gulu yere atar. Gulun uzerinden araba gecer....
bir gonceye bir hâre nigâh eyledi bülbül
derdi iki olduğuna âh eyledi bülbül
bir âh iel gül-zârı siyâh eyledi bülbül
..
senden bana bilirim yok bir faide ey gül
gül yağını elelr sürünür çatlasa bülbül
..
andelîb i zârı berg i gül ile tekfîn etdiler
üstüne bir gülistan beyti telkîn etdiler
..
nazli güzel ile onu simartan, etrafinda dolanan, dil döken erkek...
aşık ve maşuk
gel gül dedi bülbül güle gül gülmedi gitti
gül bülbüle bülgül güle yar olmadı gitti...