Kültür Sanat Edebiyat Şiir

gılgamış destanı sizce ne demek, gılgamış destanı size neyi çağrıştırıyor?

gılgamış destanı terimi Ajda Çalışkan tarafından tarihinde eklendi

  • Metin Aksungur
    Metin Aksungur

    gılgamış büyük öküz demek. Otarihe göre oldukça akıllı bir insan.Endiko gibi güçlü bir rakibini sex şavaşıyla güçten düşürüp yenmesini bilmiştir.Onun için bugün bile kadın engüçlü bir silahtır kullanmayıbilirseniz.Benim düşüncem

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Yıl 1872. Londra Kıraliyet Akademisi'nde,Masser Shmit adında bir İngiliz Mezopotamya'dan gelen çivi yazılı tabletlerde,Tufan hikayesinin yazıldığını söylüyordu.tevrat'ta Tanrı tarafından yazdırılmış olduğuna inanılan bu olayın incelemeler sonunda tarihte ilk kral kahraman Gilgameş zamanında yazılmış olduğu ortaya çıkıyordu.

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Tüm araştırmacılar,Tevrat’ta ki bu öykünün kaynağının “Sümer Tufan efsanesi”olduğunda birleşirler.Tevrat’tan bin yılı aşkın bir zaman öncesinin ürünü olan “Gılgamış Destanı” Nuh’un bu “efsanedeki adı “Utnapiştim ‘dir.

  • Nirvan Özçelik
    Nirvan Özçelik

    ölümsüzlük tabletlerini arıyordu,göbek deliği yoktu.Uruk kralı sümerlere ait destan.Her sayfası büyük bir heyecan veriyordu.Çok güzel bir kitaptı....

  • Aytül Süzer
    Aytül Süzer

    gılgamış destanını
    bana özetle gönderebilirmisiniz?

  • Ahmet Sarı
    Ahmet Sarı

    insan üstü güce sahip birinin masalımsı yaşantısı

  • Kawa Hesıni
    Kawa Hesıni

    enkidu yu beğenmiştim..ilunayı da.. yalanım yok geceleri onun hayelleriyle yatıp sabahları onunla merhebe derdim güne kasvetli...enkiduyu öldürme isteği depreşir zaman zaman..bazen o zamanda yaşama isteği belirir içimde...etkileyici çok etkileyici..gılgameşin tilmun adası hayelleri ve tüm okuyucuların bildiği o hazin son...güzeldi...

  • Edaa
    Edaa

    erken saatların bahçede gezinen güneşi
    susmuş ruhun gömüsü, tek kavuştağı ağıtın,
    ağaçsız deniz üstündeki yol gösterici, sen,
    yön belirten ışık, geleceği söyleyen çanak,
    anlat bana gılgamış’ın başından geçenleri,

    o ki, uykusuz dal dolu akik bir sağrak,
    lâcivert taşından bir kap, evcil yağ dolu,
    saçı sunmuştu sana, ilk ağlayışında,
    o ki, üçte bir insan, üçte iki tanrı,
    renkli sedire uzandı artık, yatacak

    yüce kıal gılgamış, uruk’un başa duvarcısı,
    bilge tanrıça nibsun’un oğlu, hangi esinle
    aradı ölümsüzlüğü ağzında ırmakların,
    sen, dağı ovayı yıkan, geçmişteki gelecek,
    anlat bana onun ikinci kez ağlayışını,

    yiğitler de, erenler de ay’a benzetirler,
    gittikçe büyür, ışır, solup gider sonra,
    sürülerle yıldız geçer omuz başından,
    her şeyi bilendi o, gizleri görürdü,
    yüreğin sesi tohumsuz yağmura döner.

    ekip biçme, sıcak soğuk bitmez durdukça dünya,
    gece, başını kanadının altına koydu mu,
    susar otların altındaki gizemli çıtırtı,
    sağanağa tutulan güçlü dağ arpası titrer,
    ölümlü gılgamış’ın dönüşünü anlat bana.

    homurdanan arslan ufaldıkça ufalır,
    şöyle tuttu mu kuyruğundan çöl faresi dersini
    silkeler ölümünü, yeleli baş tuzbuz,
    kente dönerken avaz avaz yükselir gök, sallan,
    karılarını kapar soyluların bu kez,
    bırakmaz ilk geceyi ekin biçmiş sevgiliye,
    eşit bir güç yarat, erinç bağışla bize.

    yaz aylarını gezdiren ışık duyulmaz kışın,
    bir gözde yıldız vardır, ötekinde günah,
    yarılmış incirdeki ısı erimez asmada,
    sağ elin düzeni ayrı, sol elin ayrı,
    iki kocaman ağaç bilmelisin: yakın-ırak,
    doğa’nın yasası başkadır, kentin başka,
    yükselen yakarılarla duvarı karıştırma.

  • Edaa
    Edaa

    ÖLÜMSÜZLÜĞÜN ARANDIĞI BİR DESTAN: GILGAMIŞ DESTANI

    Gılgamış destanı Nuh Tufanı'nın anlatıldığı ilk yazılı eserdir. Uruk kentinin kralı Gılgamış'ın yaşamını anlatan destan, kimilerine göre kutsal kitapların da kaynağıdır.

    Çoğu tarihçi, tarihin, çivi yazısını bulan Sümerlilerle başladığını söyler. M.Ö. 4 bininci yılın ikinci yarısında Aşağı Mezopotomya'da yaşayan; Ur, Uruk, Kiş, Eridu, Lagaş ve Nippu gibi önemli kentler kuran Sümerlerden geriye, o dönemi yansıtan pek çok eser kalmıştır. Bunlardan belki de en önemlisi, içinde Nuh Tufanı'nın da anlatıldığı Gılgamış Destanı'dır. Sümer diliyle 'Sha Nagba İmuru' yani 'Her şeyi görmüş olan' Gılgamış, bugün Gaziantep'in Suriye'ye sınır ilçesi Karkamış'ın o dönemki adıyla, Uruk kentinin kralıdır.

    İlk yazılış tarihi M.Ö. 2500-3000 yılları arasında olduğu tahmin edilen destan, Sümerce 12 tane kil tablete yazılmıştır. İlk yazılımın dışında destan, daha sonra Babil döneminde iki kez daha yazılmıştır. Toplam 2 bin 900 satır olduğu tahmin edilen destanın en önemli bölümleri eksiktir. Sadece yüzde 60'ı tam olarak bulunan şiir formatında yazılmış destanın bazı dizelerinin başı ve sonu yoktur. Destanın Sümerce yazımının anlaşılması oldukça zordur. M.Ö. 1800 yıllarında Babil kralı Hamurabi zamanında tekrar yazılan Gılgamış Destanı'nın üç tableti bulunamamıştır. Destanın son yazılım tarihi tam olarak bilinemese de, son ozanının, Kassitler çağında yaşamış Sin Lekke Unnini adında bir sanatçı olduğu kabul edilmektedir.

    Destanın kahramanı Uruk Kralı Gılgamış, dörttü üçü tanrı, dörtte biri insan olan bir varlıktır. Gılgamış halk tarafından çok sevilir ama, kral aynı zamanda sert, güçlü ve mağrurdur. Halk bu öfkeli kralın burnu biraz sürtülsün düşüncesiyle tanrılardan yardım ister. Dualar boşa gitmez ve tanrıça Aruru, yarı vahşi bir yaratık olan Enkidu'yu yeryüzüne gönderir. Enkidu destanın ikinci önemli karakteridir. Fakat Enkidu'nun kırlarda yaptığı kıyımlar Gılgamış'tan çok dilekte bulunan Uruk halkının başına bela olur. Gılgamış, Enkidu'yu yola getirmek için güzel bir fahişe yollar ve ehlileşmesini sağlar. Kadının peşinden kente gelen Enkidu krallar gibi ağırlanır, güzel kokularla yıkanır, kentlilere özgün elbiseler giyer, oturup kalkma dersleri alır. Tanrının isteğinin aksine Gılgamış'la Enkidu çok iyi arkadaş olurlar.

    Güçlerini sınamak için yola koyulan ikili, kendilerine hasım olarak, korkunç sesiyle bile insanları öldürebilen Sedir ormanının korucusu dev Huvava'yı seçer. Ancak devin gürleyişi karşısında Enkidu korkudan dona kalır. Gılgamış ise etkilenmez ve devi öldürür. Bunu gören tanrıça İştar, Gılgamış'a aşık olur. Fakat Gılgamış tanrıça İştar'ı, fahişe gibi davranıp her önüne gelenle hatta hayvanlarla bile birlikte olduğu için aşağılar ve reddeder. Tanrıçanın intikam almak için Uruk kentine yaptığı saldırılar ise iki kahraman tarafından bertaraf edilir.

    Günün birinde Enkidu ölüme yenik düşer. Dostunu yitirdiği için çılgına dönen Gılgamış, kendisinin de bir gün öleceği gerçeği ile karşılaştığından paniğe kapılır. Ölümsüzlüğün sırrını öğrenmek için 'tufan'ı yaşamış ve ölümsüzlüğe ermiş olan Utnapiştim'i görmeye gider. Utnapiştim, binbir zorlukla Mutlular Adası'ndaki evine gelen Gılgamış'ı geri çevirmez ve ona tufanı anlatır. Tanrılar bir tufan ile insanları yok etme kararı alırlar. Ancak Utnapiştim, tanrı Ea'nın uyarısı üzerine ailesini, çeşitli zenaat erbabını, hayvan ve bitki türlerini içine alacak yedi bölümden oluşan bir gemi inşa eder. Yedi gün, yedi gece süren ve yeryüzünün sularla kaplandığı tufan sonunda Utnapiştim'in gemisi Nisir Dağı'nın tepesinde karaya oturur.

    Utnapiştim, Gılgamış'tan, genç kalmanın sırrının, denizin diplerinde bulunan bir bitkide olduğunu saklamaz. Kral sevinçle denizin diplerine dalar ve otu bulur. Ancak Gılgamış'ın yorgunluktan uykuya dalmasından yararlanan bir yılan, otu yutuverir. Destan, yılanların her bahar deri değiştirmesini bu olaya bağlamıştır. Ebediyen varolma şansını yitiren Gılgamış deliye döner. Çaresiz bir biçimde geldiği Uruk'ta artık Enkidu'nun ruhuyla kurduğu ilişkiden başka avuntusu kalmamıştır. Gılgamış, Enkidu'ya ölümden sonraki hayata dair yönelttiği sorularla biraz olsun teselli bulurken bilgeliğin dünyanın nimetlerinden yararlanmak anlamına geldiğini kavrar ve destan da sona erer.

  • Banu Çetin
    Banu Çetin

    sümerlere ait bir destandır.gılgamış uruk kralıdır..ana teması gılgamışın ölümsüzlük beklentisidir...

  • Ayca Şen
    Ayca Şen

    okuycaksanız cumhuriyet yayınlarınınkini okuyun gerisi fasa fiso..