gidiyorum bir bilinmeze doğru hem yol, hem yolcu olmaya acılarımla başbaşa kalmaya gidiyorum bütün yıldızları takıp kanatlarıma bir kelebek gibi özgür olmaya gidiyorum
Seni sen gibi herşeyinle kabul edip sevdim Sindiremedin, sığdıramadın yüreğimi yüreğine Şimdi ellerine bıraktım yüreğimi GİDİYORUM seni uzaktan sevmeye ve seyretmeye
Ben bu dünyadan, dosttan,düşmandan aldım payımı gidiyorum, Günahlarımla, sevaplarımla aldım başımı gidiyorum Git gide yüreğime ince bir sızı girse... gizli bir ateş beni yaksada GİDİYORUM..................
gidiorum diyen için asla üzülmeyin wede ona inanmayın..gitmek isteyen haber wermeden cekip gider..kendini reklam etmez..bu şekilde işi uygulamaya döken we kendini akıllı sanan..kacan kowalanır die düşünen arkadaslar en yakın zamanda tekrar dönecek olanlardır....
Gidiyorum sözcüğünün anlamı söylendiği zamana ve mekana göre değişir. bu sözcük birini terederken söylenirse,bak gidiyorum.seni bırakablilyorum ama lütfen gitmeme izin verme anlamına gelir.karşıdaki sazan hiç birşey söylemeyip,gitme deme cesaretini gösteremez ise siz gerçekten gitmişsinizdir!
bilinirki bgidenler asla birdaha dönmeyecekler ve bu gidenide zorla tutamazsın bırakın gitsin hocam zaten sizin hiç olmamıştır... kalan sağlar bizimdir :)
Seni sana ve kim bilir daha kimlere bırakıyorum...Cebinde de bol bol mavi boncuk bırakıyorum... Kendimle olmaya, yalnız kalmaya, kısacası nefes almaya gidiyorum ben.... Not: Yedek anahtar paspasın altında ve paspas da tıpkı senin benim için olduğun gibi kapının dışında...
Bir amansız İstanbul akşamı Yorgun kaldırımlarında serseri adımlar Bir güvercinin kanı damlıyor şehre Bir ucuz haber bülteni asılsız bir ihbar Ben yakmışım İstanbul'u Sıla rengi gözlerine yandığım kadar Sıla rengi gözlerinde ben rehin Ben kayıp ben kaçak Katil zanlısıyım bu şehrin Tut ki aranıyorum İçindeyim bütün faili meçhul cinayetlerin Hüküm giymiş yüreğimde alaca bir ayrılık Ve dem tutmuş sevdanla yakıyorum kendimi Ardımda bıraktığım üç emanet Türküm sılam ve sen sevgili
Yanıbaşıma sensizlik yağdı her gece Bir ani ölüm ansızın pusuladı benliğimi Ve sevda tütülü saatlerde Bir masum karanfil yalayıp geçti Bütün sevdalıların alnını Yanıbaşıma sensizlik düştü her gece Sıla rengi gözlerin işgal etti düşüncelerimi Sensiz kaç yalnızlık uğurladım canevimden Düşlerimi kirli havasına terkettim İstanbul'un Tanımadığım üç beş kişiye ödünç verdim meteliklerimi Ve bu bela kokulu şehrin sokaklarında Kaç kişi gördü Hasretinin zehir izmaritlerini ezdiğimi Kimler bildi sensiz soluklarımda intihar koktuğunu Soğuk bir gecenin sırtında nöbetteyken hayat Kaçı anladı yaralı aklımda misafir yokluğunu Hasretimden kimler haberdar Beni İstanbul'a kim öğretti Nerden geliyor bu infilak sesleri Yüreğimdeki yangını kim ihbar etti
Seni özleyince yanıyor şehir Bir kor düşüyor sağ yanıma Bir çığ telaşı Hani o kimsenin bilmediği türden Her sabah şehri sisler kaplıyor Bir tren kalkıyor usulca gözbebeklerimden Sana adanmış şiirimde bir şair ağlıyor adıma Ve sensizliğin şafağında bir postacı Hasretin pulsuz mektubunu koyup gidiyor kapıma Seni özleyince kanıyor şehir Bir çocuğun buğulu bakışlarında Saklı kalıyor tebessümler İçimin ıssız iklimlerinde bir sevdadır büyüyor Bir papatya beyazı dokunuyor tenine akşamların Gözlerin bir sevda niyetine dalıyor yüreğime Bir kibrit alevinde düşler Ötesine savruluyor zamanın Bozbulanık bir hasretlik İnce ince işleyince içime Okları bana değiyor ayrılığın Gözlerin bir türkü niyetine dalıyor yüreğime Türkümüze kurşun sıkıyor ihanet a canım İstanbul benzemiyor sıla rengi gözlerine Umuda kurşun sıkıyor ihanet işte Ayrılık niyetini bozuyor sevdanın Hani çekilir bu sevdanın yükü de Yokluk alıyor sabrını adamın
Bir amansız İstanbul akşamı anlayacağın Yorgun kaldırımlarında ben Hasretin kanı damlıyor şehre Can göçüyor bir virane sensizlikten geçerken Hüküm giymiş yüreğimde alaca bir ayrılık Dem tutmuş bir sevda Üç yalnızlık üç emanet Uğruna ölümle tanış çıktığım Hani yummadan gözlerimi Birbaşıma bütün şehri yaktığım Tut ki gidiyorum Sıla rengi gözlerinde kurşunlayıp hasreti Bir amansız İstanbul akşamında yakıyorum kendimi Ardımda bıraktığım üç emanet Türküm sılam ve sen sevgili
kazım koyuncu gidiyorum..fırtına dizisinde duydum ilk olarak geçen gün.. 'İşte gidiyorum; Birşey demeden Arkamı dönmeden Şikayet etmeden Hiçbirşey almadan Birşey vermeden Yol ayrılmış, görmeden GİDİYORUM!
Ne küslük var ne pişmanlık kalbimde Yürüyorum sanki senin yanında Sesin uzaklaşır herbir adımda Ayak izim kalmadan GİDİYORUM!
Gerdiğin tel kalbimde kırılmadı Gönülkuşu şarkıdan yorulmadı Bana kimse sen gibi sarılmadı Işığımız sönmeden GİDİYORUM! '
vazgeçtim git kalma artık yanımda gözlerini gözlerimden al ve git
sarmaşıklar dolama beynime artık ardından uzun yollar bırakarak git sesin kulağımda fısıltı kalsın sadece
al gönlünü, sıcak ellerini, gözlerini de al ve git giderken arkana bak ama sakın yüzüme bakma ve üzülme yumuşak, incecik git salınarak geride ben kaldım
'giden midir terkeden yoksa kalan mı? 'çelişkileri içerisinde 3 haftalığına antolojiye ve dostlara hoşçakal diyorum(yıllık izin dolayısı ile) .umarım bıraktığım gibi bulurum herkesi,sayfaları ve nedir'i :))))))))
Hepsi bu.
sezen aksu dan daha güzel kim anlatır bunu?
Zaman sadece birazcik zaman
Geçici bu öfke, bu hirs, bu intikam
Acilarimiz tarih kadar eski
Nefes alip vermek misali olagan
Zaman sadece birazcik zaman
Son buldugu yerde sevgiler bir tek an
Böyle benzer izler etrafinda
Aliskanliklarimiz bile siradan
Gidiyorum bütün asklar yüregimde
Gidiyorum kokun hala üzerimde
Sana korkular biraktim bir de yeni baslangiçlar
Bir kendim bir ben gidiyorum
Gidiyorum bütün asklar yüregimde
Gidiyorum kokun hala üzerimde
Sana korkular biraktim bir de yeni baslangiçlar
Bir kendim bir ben gidiyorum
Zaman sadece birazcik zaman
Kizginligim yalnizliktan korktugumdan
Bilirsin karanliktan da ürkerim çocuklar gibi
Isiklari hep yakarim bu korkudan
Gidiyorum bütün asklar yüregimde
Gidiyorum kokun hala üzerimde
Sana korkular biraktim bir de yeni baslangiçlar
Bir kendim bir ben gidiyorum
Gidiyorum bütün asklar yüregimde
Gidiyorum kokun hala üzerimde
Sana korkular biraktim bir de yeni baslangiçlar
Bir kendim bir ben gidiyorum
Gidiyorum bütün asklar yüregimde
Gidiyorum kokun hala üzerimde
Sana korkular biraktim bir de yeni baslangiçlar
Bir kendim bir ben gidiyorum
gidiyorum
bir bilinmeze doğru
hem yol, hem yolcu olmaya
acılarımla başbaşa kalmaya gidiyorum
bütün yıldızları takıp kanatlarıma
bir kelebek gibi özgür olmaya gidiyorum
Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
gidiyorummm...
Seni sen gibi herşeyinle kabul edip sevdim
Sindiremedin, sığdıramadın yüreğimi yüreğine
Şimdi ellerine bıraktım yüreğimi
GİDİYORUM
seni uzaktan sevmeye ve seyretmeye
gidiyorum
işte gidiyorum...
birşey demeden, arkamı dönmeden şikayet etmeden
hiçbirşey almadan, birşey vermeden
yol ayrılmış görmeden gidiyorum...
ne küslük var ne pişmanlık var kalbimde
yürüyorum sanki senin yanında
sesim uzaklaşır herbir adımda
hayat bize kalmadan gidiyorum
gerdiğin tel kalbimde kırılmadı
gönül kuşum şarkıdan yorulmadı
bana kimse senin gibi sarılmadı
ışığımız sönmeden gidiyorum
Kazım Koyuncu.......Muhteşem söylemiş
Ben bu dünyadan, dosttan,düşmandan aldım payımı gidiyorum,
Günahlarımla, sevaplarımla aldım başımı gidiyorum
Git gide yüreğime ince bir sızı girse... gizli bir ateş beni yaksada GİDİYORUM..................
gidiorum diyen için asla üzülmeyin wede ona inanmayın..gitmek isteyen haber wermeden cekip gider..kendini reklam etmez..bu şekilde işi uygulamaya döken we kendini akıllı sanan..kacan kowalanır die düşünen arkadaslar en yakın zamanda tekrar dönecek olanlardır....
Gidiyorum sözcüğünün anlamı söylendiği zamana ve mekana göre değişir. bu sözcük birini terederken söylenirse,bak gidiyorum.seni bırakablilyorum ama lütfen gitmeme izin verme anlamına gelir.karşıdaki sazan hiç birşey söylemeyip,gitme deme cesaretini gösteremez ise siz gerçekten gitmişsinizdir!
bilinirki bgidenler asla birdaha dönmeyecekler ve bu gidenide zorla tutamazsın bırakın gitsin hocam zaten sizin hiç olmamıştır... kalan sağlar bizimdir :)
kürkçü dükkanında bekliyorum geç kalma
kararını verdiyse bir zat,engellemek zordur.
Gidersen git diyip göndereceksin.GELİYORUM DER BELKİ BİR GÜN.KİM BİLİR?
Seni sana ve kim bilir daha kimlere bırakıyorum...Cebinde de bol bol mavi boncuk bırakıyorum...
Kendimle olmaya, yalnız kalmaya, kısacası nefes almaya gidiyorum ben....
Not: Yedek anahtar paspasın altında ve paspas da tıpkı senin benim için olduğun gibi kapının dışında...
Tut ki Gidiyorum
Bir amansız İstanbul akşamı
Yorgun kaldırımlarında serseri adımlar
Bir güvercinin kanı damlıyor şehre
Bir ucuz haber bülteni asılsız bir ihbar
Ben yakmışım İstanbul'u
Sıla rengi gözlerine yandığım kadar
Sıla rengi gözlerinde ben rehin
Ben kayıp ben kaçak
Katil zanlısıyım bu şehrin
Tut ki aranıyorum
İçindeyim bütün faili meçhul cinayetlerin
Hüküm giymiş yüreğimde alaca bir ayrılık
Ve dem tutmuş sevdanla yakıyorum kendimi
Ardımda bıraktığım üç emanet
Türküm sılam ve sen sevgili
Yanıbaşıma sensizlik yağdı her gece
Bir ani ölüm ansızın pusuladı benliğimi
Ve sevda tütülü saatlerde
Bir masum karanfil yalayıp geçti
Bütün sevdalıların alnını
Yanıbaşıma sensizlik düştü her gece
Sıla rengi gözlerin işgal etti düşüncelerimi
Sensiz kaç yalnızlık uğurladım canevimden
Düşlerimi kirli havasına terkettim İstanbul'un
Tanımadığım üç beş kişiye ödünç verdim meteliklerimi
Ve bu bela kokulu şehrin sokaklarında
Kaç kişi gördü
Hasretinin zehir izmaritlerini ezdiğimi
Kimler bildi sensiz soluklarımda intihar koktuğunu
Soğuk bir gecenin sırtında nöbetteyken hayat
Kaçı anladı yaralı aklımda misafir yokluğunu
Hasretimden kimler haberdar
Beni İstanbul'a kim öğretti
Nerden geliyor bu infilak sesleri
Yüreğimdeki yangını kim ihbar etti
Seni özleyince yanıyor şehir
Bir kor düşüyor sağ yanıma
Bir çığ telaşı
Hani o kimsenin bilmediği türden
Her sabah şehri sisler kaplıyor
Bir tren kalkıyor usulca gözbebeklerimden
Sana adanmış şiirimde bir şair ağlıyor adıma
Ve sensizliğin şafağında bir postacı
Hasretin pulsuz mektubunu koyup gidiyor kapıma
Seni özleyince kanıyor şehir
Bir çocuğun buğulu bakışlarında
Saklı kalıyor tebessümler
İçimin ıssız iklimlerinde bir sevdadır büyüyor
Bir papatya beyazı dokunuyor tenine akşamların
Gözlerin bir sevda niyetine dalıyor yüreğime
Bir kibrit alevinde düşler
Ötesine savruluyor zamanın
Bozbulanık bir hasretlik
İnce ince işleyince içime
Okları bana değiyor ayrılığın
Gözlerin bir türkü niyetine dalıyor yüreğime
Türkümüze kurşun sıkıyor ihanet a canım
İstanbul benzemiyor sıla rengi gözlerine
Umuda kurşun sıkıyor ihanet işte
Ayrılık niyetini bozuyor sevdanın
Hani çekilir bu sevdanın yükü de
Yokluk alıyor sabrını adamın
Bir amansız İstanbul akşamı anlayacağın
Yorgun kaldırımlarında ben
Hasretin kanı damlıyor şehre
Can göçüyor bir virane sensizlikten geçerken
Hüküm giymiş yüreğimde alaca bir ayrılık
Dem tutmuş bir sevda
Üç yalnızlık üç emanet
Uğruna ölümle tanış çıktığım
Hani yummadan gözlerimi
Birbaşıma bütün şehri yaktığım
Tut ki gidiyorum
Sıla rengi gözlerinde kurşunlayıp hasreti
Bir amansız İstanbul akşamında yakıyorum kendimi
Ardımda bıraktığım üç emanet
Türküm sılam ve sen sevgili
(10 ağustos 2002 ERCİŞ)
Gülşen Çağan
Gidiyorummmm...bir kaç güne kadar yolcuyummmm...
dönüşşşş.....kimbilebilir ki.......
yolcu abbas baglasan durmaz..............
gidiyorum,,,,,,,
ağlayıp isyan etmemek üzere,
BELKİ UNUTAMAM AMA,
alışmayı öğrenmek için,
ben bu diyardan gidiyorum.........
gidiyorum,,,,,,
umudum bitip tükensede,
mutluluğu aramak üzere,
BELKİ BULAMAM AMA,
kendimi avutmak için,
ben bu diyardan gidiyorum............
evet gidiyorum.........
yüreğim sana
veda ediyorum........
kaldıramıyor seni bu beden.......
biliyorum,
kederlerimde hep senin yüzünden........
verdiğin acılar belkide,
hak etmeyenleri çok sevdiğinden.....
hoşçakal yüreğim.......
seni istemiyorum.......
artık sensiz yaşıyorum ben................
kazım koyuncu gidiyorum..fırtına dizisinde duydum ilk olarak geçen gün..
'İşte gidiyorum;
Birşey demeden
Arkamı dönmeden
Şikayet etmeden
Hiçbirşey almadan
Birşey vermeden
Yol ayrılmış, görmeden GİDİYORUM!
Ne küslük var ne pişmanlık kalbimde
Yürüyorum sanki senin yanında
Sesin uzaklaşır herbir adımda
Ayak izim kalmadan GİDİYORUM!
Gerdiğin tel kalbimde kırılmadı
Gönülkuşu şarkıdan yorulmadı
Bana kimse sen gibi sarılmadı
Işığımız sönmeden GİDİYORUM! '
gitme kal...
gitmek, bedeni götürmektir, anıları diil..
çünkü anılar o mekanlar var..
....... ve bir hafta yokum...
gidiyorum,
bütün aşklar yüreğimde..........
gidiyorum,
kokun hala üzerimde............
Git
vazgeçtim
git kalma artık yanımda
gözlerini gözlerimden al
ve git
sarmaşıklar dolama beynime artık
ardından uzun yollar bırakarak git
sesin kulağımda fısıltı kalsın sadece
al gönlünü,
sıcak ellerini,
gözlerini de al ve git
giderken arkana bak
ama sakın yüzüme bakma ve üzülme
yumuşak,
incecik git salınarak
geride ben kaldım
Oktay Celep
'giden midir terkeden yoksa kalan mı? 'çelişkileri içerisinde 3 haftalığına antolojiye ve dostlara hoşçakal diyorum(yıllık izin dolayısı ile) .umarım bıraktığım gibi bulurum herkesi,sayfaları ve nedir'i :))))))))
şuan kafa dağıtmaya...
kaçmak bu,
kendimden ve herşeyden.