Sessizlik,huzur ve de bana ilhamın geldiği vakitler İnsanın kendisiyle buluştuğu saatler güneşin telaşından işe koşmasından mola verdiğimiz tek güzel anlar
Yeterince dolu değil midir gece Güneş her gün kusmuyor muydu Gördüklerini Teslim ederken Vaktini Rahat bırakalım Gecenin yakasını Ağzı yok dilin yok ki garibimin Bir kerede o anlatsın derdini bizlere
işte tam da burada; denizin okyanusa; - sen bu soruların cevabını bulabildin mi diye aşkla sormasıdır ki, onları ummana kıyı yapan… ve bir ip/urgan istemek üstüne, üste çıkarken el, kol, ayak bağlamaya mütemayil isyanların tereddütlü zuhuruna madem mani olunamıyor, o halde peki, yüz yüze gelene kadar azığı kesme orucu, bir yönüyle ip kesen bir dağcının hayat bahşetmesi değil midir canı pahasına… yetersiz verilerle ileri düzey analizler yapmak, okyanusun denizi, kendi kararına getirmek cehdi içinde bulunduğu zannıyla, kendini kendinden savuruşu gibi tehlikeli sulara çekmesiyle neticelenecektir… ötelere bakan okyanus gözlerdeki endişeyi gerçekten okuyamıyor olması denizin, hatta korkuyu; muhal olduğuna göre, ummanla yüz yüze gelindiğinde, her şey için geç olabileceği ihtimali de bu kadar ortada dururken, sahilden daha fazla açılmak, bu yüzleşmede “benle beni istememe” opsiyonuna, aktivasyon almak demektir sadece… okyanusun burada konaklayacağız tam burada kararlılığında, denize haykırdığı; görmüyor musun tehlikeli sulardayız, ağır hasar olur ikazına, denizden gelen, en başında bilmiyor muyduk tehlikeyi umman kadar biz de, ve söylediğimin hükmü yok ki direksiyona geceyim sitemi ve askıya alma fikri ve konaklama kararı sürecinin dışında bırakılmışlıktan müşteki tavrıyla; okyanusu durak gözlemeden habersizlik suçlamasıyla varılan konum ve koordinatta, denizin okyanusa, seni sevmekten ve senden razı olmaktan vazgeçmeyeceğim ben, demesiyle umman dile gelir…
deniz ve okyanus, yaradılışlarının iktizası olan fıtratlarında meknûz, aynı istikamete bakamayıp, göz teması kurdukları, göz göze geldikleri her karşıtlıkta biliyorlardı ki, umman sözünü aşktan yana kullanmıştır, yürürken durmak ve ayaktayken oturmak ihtiyâdıdır bu peygamber uygulamasında da keza, nefs ve ruhun çatışma anlarının yönetimindeki ilk yapılacak olan; durmak, oturmak, yani nefesim ve kalbim var benim diyebilmektir… ki aslolan sükûtu okuyabilmektir bir nâsı anlarken dahi, o da hiçbir meâl ve tefsirde aramakla bulunamaz… aşk; bu anlamda mecburî istikamettir, bu manaya varmak dileyen her kula ve sanılanın aksine, nafile değil farzdır, ummanın sözünün üstüne söz söylemeyeceklerden olabilmek için…
''Eğer sonsuz bir hayat ve mutluluk istiyorsan, uyuma, dostun aşk ateşiyle yan, yakıl, uyuma! Yüzlerce gece uyudun, ondan ne elde ettiğini, ne kazandığını gördün. Allah için olsun, bu gece sabaha kadar uyuma!'' Mevlânâ
*** Mevlana'nın her tespitine kayıtsız şartsız doğrudur diyemeyiz. Tarihsel devinimde konjonktürel geçişler vardır. Din-mezhep-bilim gibi mefhumlar toplumsal şekillenmeyi beliler ve yönlendirir....
zihnini terbiye edebilen kalbinin sesini duyar kalbe teslim olmayı bilir zaten doğru kişilerle kaypten kalbe öyle bir muhabbet olur ki zihin mecburen aradan çekilir.
***MUHTEREM KARDEŞİM*** Dünya'da kendin olarak kalıp menzile ulaşmak istersen, Dünya'nın en büyük Savaşını vermen gerekir. Ancak bu Savaş bir başladı mı asla bitmez.... -----OZAN ÇAKIROĞLU-----
bu topraklar ne güzel insanlar yetiştirdi. aydınlanma değil merhamet kutbu burası. aydınlanan aydınlatan kutbun tüm merhametsizliğine vijdansızlığına inat merhamet kutbunda sevgiyi yücelten insanlık birbirini yemeyi bırakıp gerçek ve tek sorunumuzun güneşin yok olması demek olduğunu ve ne zaman bu tek ve yegane evrensel sorunumuza el ele verip eğileceğimize dikkat çeken hakiki aydınlar vardı. alev alatlı o aydınlardan en sevileni tanınanı her kesimce kabul göreniydi diyebiliriz.
aylardan kasım da değil üstelik ama öyle güzel söylüyor ki tuval dinlememek olmazdı. ve kendime kızıyorum sen nasıl korkunç bir insansın gazzede bebekler çocuklar ölmüşken ve ölmeye devam edecekken nasıl olur bir şarkı dinlersin insanlar çok kirliyiz çok eksiğiz
grange ölü ruhlar ormanı okuyorum. böyle ısmarlama yazılmış gibi kitapları seviyorum yormuyor, alıcısı belli, hedef kitlesi belli, yormuyor süpriz yok. beğenme beğenmeme sorunu yok.
" Bülbüller sadece bizi keyiflendirmek için öterler.İnsanların bahçelerini didiklemez, mısır ambarlarına yuva yapmazlar.Kalplerini bize açıp yuva yapmaktan başka bir şey yapmaz onlar... İşte bu yüzden bir bülbülü öldürmek günahtır." Truman Capote
23 Aralık Şehit Çocuklar anısına yürüyüş İstanbul Saraçhane de sessiz yürüyüşe katilimlarinizi bekliyoruz. Çocuğunuzun bir oyuncagini beraberinizde getirirseniz bu oyuncaklar sonrasında depremzede çocuklara bağışlanacaktir.
Seni bu emellerinden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedbaht mazlum yanlılarına karşı daima zalimin pacasina yapışacak zalimden daha fazla zalimi savunacaksin
Her kelin bir kör alıcısı vardır. İsrail'in bile bir gideri var hem de Vijdanla merhametle yoğrulmuş bu topraklarda bile. Eyyyy elindeki starbuks bardagini tüm dünyanın gözüne atlamış olduğu sınıfsal basamağın - ki buna inandirilmaya en çok kendisinin ihtiyacı vardır -bir gostergesi olarak sokma cabasindaki türk genci Muhtaç olduğun ve buram buram yoksulluğunu duyumsadigin özgüven elinde tuttuğun plastik bardaktaki bayat kahvede mevcuttur. Ve hatta senin yegâne hedefin ve istikametin büyük Atatürk ün tüm o emperyalist ülkelere karşı verdiği mücadelenin bir ödülü olarak onların kültür lerine has olan pizzayı hamburgeri ve colayi ve dahi kahveyi her koşul ve şartta her imkansızlık ve seriatta tuketebilmektir.
Zara' nin tasarımcısı ve CEO'su emirlerindeki yüzlerce çalışanları ile İsrail'in emrinde olduklarını belirtmiş. Zara' nin son vitrin dizaynları in filistin halkının açılarıyla alay edercesine düzenlenmesi tabii ki bir tesadüf değildi. Ve bu durum vijdanli insanlarin alışveriş alışkanlıklarında zarayi boykot etmek gibi bir karşılık buldu. Zara' büyük bir zararin yaklaşmakta olduğunu hissedip bu vitrin konseptinin bir tesadüf olduğuna insanları iknaya çalıştı ancak bu çalışmaya hizmet eden bu çalışmaya katılmış olan hiçbir çalışanının görevine son vermedi. Zara' nin bu ikiyüzlülüğü duyarlı tüketicilerin gözünden kaçmadı ve zara ABD de büyük bir protesto eylemi ile karşılaştı.
Zara' nin tasarımcısı ve CEO'su emirlerindeki yüzlerce çalışanları ile İsrail'in emrinde olduklarını belirtmiş. Zara' nin son vitrin dizaynları in filistin halkının açılarıyla alay edercesine düzenlenmesi tabii ki bir tesadüf değildi. Ve bu durum vijdanli insanlarin alışveriş alışkanlıklarında zarayi boykot etmek gibi bir karşılık buldu. Zara' büyük bir zararin yaklaşmakta olduğunu hissedip bu vitrin konseptinin bir tesadüf olduğuna insanları iknaya çalıştı ancak bu çalışmaya hizmet eden bu çalışmaya katılmış olan hiçbir çalışanının görevine son vermedi. Zara' nin bu ikiyüzlülüğü duyarlı tüketicilerin gözünden kaçmadı ve zara ABD de büyük bir protesto eylemi ile karşılaştı.
Aycin Kantoglu hanımefendi saygıdeğer üstadımız Cemil Meriç ' in bir munevverin nasıl olması gerektiği tanımına uygun olarak ve Alev Alatlı hanımefendinin bu topraklarda almış olduğun eğitimin zekâtını ver şiarinca bilgi duygu ve kültür donanımını en iyi şekilde bu topluma tamda gerekli zamanda tekrar yansıtmak suretiyle Aydın'ın aydinlatma misyonunu yerine getirmiştir. Kendisini daima hürmetle yadedecegiz.
uyuyunca geçmez, geçince uyursun şampiyon :pp
***EYY BEŞER KARDEŞİM***
Müspet Fen-Bilimsiz menzil alınmaz
Azap Çeşmesinden testi dolunmaz
Vuslatsız sevdanın sonu bilinmez
Eser ocağında, Yel yavaş-yavaş.
.
Kendini kaptırma hayal-düşlere
Sevdalanıp düşme memnu aşklara
Meyletme kel-fodul-uyuz başlara
Mahşere evrilir, Yol yavaş-yavaş.
.
Rantiye Atına binmek istersen
Ölmeden Sıratı, görmek istersen
Mahşer kazanın da yanmak istersen
Papaz Şarabıyla, dol yavaş-yavaş...
-----OZAN ÇAKIROĞLU------
Sessizlik,huzur ve de bana ilhamın geldiği vakitler
İnsanın kendisiyle buluştuğu saatler güneşin telaşından işe koşmasından mola verdiğimiz tek güzel anlar
Yeterince dolu değil midir gece
Güneş her gün kusmuyor muydu Gördüklerini
Teslim ederken Vaktini
Rahat bırakalım Gecenin yakasını
Ağzı yok dilin yok ki garibimin
Bir kerede o anlatsın derdini bizlere
işte tam da burada; denizin okyanusa; - sen bu soruların cevabını bulabildin mi diye aşkla sormasıdır ki, onları ummana kıyı yapan… ve bir ip/urgan istemek üstüne, üste çıkarken el, kol, ayak bağlamaya mütemayil isyanların tereddütlü zuhuruna madem mani olunamıyor, o halde peki, yüz yüze gelene kadar azığı kesme orucu, bir yönüyle ip kesen bir dağcının hayat bahşetmesi değil midir canı pahasına… yetersiz verilerle ileri düzey analizler yapmak, okyanusun denizi, kendi kararına getirmek cehdi içinde bulunduğu zannıyla, kendini kendinden savuruşu gibi tehlikeli sulara çekmesiyle neticelenecektir… ötelere bakan okyanus gözlerdeki endişeyi gerçekten okuyamıyor olması denizin, hatta korkuyu; muhal olduğuna göre, ummanla yüz yüze gelindiğinde, her şey için geç olabileceği ihtimali de bu kadar ortada dururken, sahilden daha fazla açılmak, bu yüzleşmede “benle beni istememe” opsiyonuna, aktivasyon almak demektir sadece… okyanusun burada konaklayacağız tam burada kararlılığında, denize haykırdığı; görmüyor musun tehlikeli sulardayız, ağır hasar olur ikazına, denizden gelen, en başında bilmiyor muyduk tehlikeyi umman kadar biz de, ve söylediğimin hükmü yok ki direksiyona geceyim sitemi ve askıya alma fikri ve konaklama kararı sürecinin dışında bırakılmışlıktan müşteki tavrıyla; okyanusu durak gözlemeden habersizlik suçlamasıyla varılan konum ve koordinatta, denizin okyanusa, seni sevmekten ve senden razı olmaktan vazgeçmeyeceğim ben, demesiyle umman dile gelir…
deniz ve okyanus, yaradılışlarının iktizası olan fıtratlarında meknûz, aynı istikamete bakamayıp, göz teması kurdukları, göz göze geldikleri her karşıtlıkta biliyorlardı ki, umman sözünü aşktan yana kullanmıştır, yürürken durmak ve ayaktayken oturmak ihtiyâdıdır bu peygamber uygulamasında da keza, nefs ve ruhun çatışma anlarının yönetimindeki ilk yapılacak olan; durmak, oturmak, yani nefesim ve kalbim var benim diyebilmektir… ki aslolan sükûtu okuyabilmektir bir nâsı anlarken dahi, o da hiçbir meâl ve tefsirde aramakla bulunamaz… aşk; bu anlamda mecburî istikamettir, bu manaya varmak dileyen her kula ve sanılanın aksine, nafile değil farzdır, ummanın sözünün üstüne söz söylemeyeceklerden olabilmek için…
''Eğer sonsuz bir hayat ve mutluluk istiyorsan, uyuma, dostun aşk ateşiyle yan, yakıl, uyuma! Yüzlerce gece uyudun, ondan ne elde ettiğini, ne kazandığını gördün. Allah için olsun, bu gece sabaha kadar uyuma!'' Mevlânâ
*** Mevlana'nın her tespitine kayıtsız şartsız doğrudur diyemeyiz.
Tarihsel devinimde konjonktürel geçişler vardır. Din-mezhep-bilim
gibi mefhumlar toplumsal şekillenmeyi beliler ve yönlendirir....
"mevlana' nın doğrunun ve yanlışın ötesinde bir yer var
seninle orada buluşacağız
dediği yer de işte kalptir."
zihnini terbiye edebilen kalbinin sesini duyar
kalbe teslim olmayı bilir
zaten doğru kişilerle kaypten kalbe öyle bir muhabbet olur ki
zihin mecburen aradan çekilir.
***MUHTEREM KARDEŞİM***
Dünya'da kendin olarak kalıp menzile ulaşmak istersen, Dünya'nın en büyük
Savaşını vermen gerekir. Ancak bu Savaş bir başladı mı asla bitmez....
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
eserler vardır
bunun gibi
ölümsüzdürler.
bu topraklar ne güzel insanlar yetiştirdi.
aydınlanma değil merhamet kutbu burası.
aydınlanan aydınlatan kutbun tüm merhametsizliğine vijdansızlığına inat merhamet kutbunda sevgiyi yücelten
insanlık birbirini yemeyi bırakıp gerçek ve tek sorunumuzun güneşin yok olması demek olduğunu ve ne zaman bu tek ve yegane evrensel sorunumuza el ele verip eğileceğimize dikkat çeken hakiki aydınlar vardı.
alev alatlı o aydınlardan en sevileni tanınanı her kesimce kabul göreniydi diyebiliriz.
Rabbim rahmetler etsin güzel cesur yürekli kadin
?si=nq05hrHJExm0AC8t
Bu da sabah müziğimiz olsun
Milletinden aldıklarını yine milletine verebilen kadim sanatcilara selam olsun .
Sizi ayakta alkışlıyoruz.
aylardan kasım da değil üstelik
ama öyle güzel söylüyor ki tuval
dinlememek olmazdı.
ve kendime kızıyorum
sen nasıl korkunç bir insansın gazzede bebekler çocuklar ölmüşken ve ölmeye devam edecekken nasıl olur bir şarkı dinlersin
insanlar çok kirliyiz çok eksiğiz
seyrek gülüş sen ne güzel bir şeysin
nazlanırsın ama bir gün gelirsin'
düşen bir yaprağa bağladım hayatımı
olsun artık diyorum ne olacaksa
grange ölü ruhlar ormanı okuyorum.
böyle ısmarlama yazılmış gibi kitapları seviyorum yormuyor, alıcısı belli, hedef kitlesi belli, yormuyor süpriz yok.
beğenme beğenmeme sorunu yok.
eline sağlık demiş
fatih altaylı abimiz
eşine şiddet uygulayan adamdan başka bir şey beklemek mümkün müydü?
Anladım ben zitliklardir bizi besleyen
Satın alınamayan şeyleri severim ben
deniz gibi,
gökyüzü gibi,
ay ve güneş gibi,
ve sevgi gibi
Sabahattin Ali
" Bülbüller sadece bizi keyiflendirmek için öterler.İnsanların bahçelerini didiklemez, mısır ambarlarına yuva yapmazlar.Kalplerini bize açıp yuva yapmaktan başka bir şey yapmaz onlar...
İşte bu yüzden bir bülbülü öldürmek günahtır."
Truman Capote
24 Aralık Şehit Çocuklar anısına yürüyüş
Ankara kagittepede.
23 Aralık Şehit Çocuklar anısına yürüyüş
İstanbul Saraçhane de sessiz yürüyüşe katilimlarinizi bekliyoruz.
Çocuğunuzun bir oyuncagini beraberinizde getirirseniz bu oyuncaklar sonrasında depremzede çocuklara bağışlanacaktir.
Bir ara da MC Donalds da bir etkinlik yaparız ne dersiniz bu gençlerin üzüntüden soluğu MC donaldsda aldıklarının artık anlatılması lazım
Seni bu emellerinden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedbaht mazlum yanlılarına karşı daima zalimin pacasina yapışacak zalimden daha fazla zalimi savunacaksin
Her kelin bir kör alıcısı vardır.
İsrail'in bile bir gideri var hem de
Vijdanla merhametle yoğrulmuş bu topraklarda bile.
Eyyyy elindeki starbuks bardagini tüm dünyanın gözüne atlamış olduğu sınıfsal basamağın - ki buna inandirilmaya en çok kendisinin ihtiyacı vardır -bir gostergesi olarak sokma cabasindaki türk genci
Muhtaç olduğun ve buram buram yoksulluğunu duyumsadigin özgüven elinde tuttuğun plastik bardaktaki bayat kahvede mevcuttur.
Ve hatta senin yegâne hedefin ve istikametin büyük Atatürk ün tüm o emperyalist ülkelere karşı verdiği mücadelenin bir ödülü olarak onların kültür lerine has olan pizzayı hamburgeri ve colayi ve dahi kahveyi her koşul ve şartta her imkansızlık ve seriatta tuketebilmektir.
Zara' nin tasarımcısı ve CEO'su emirlerindeki yüzlerce çalışanları ile İsrail'in emrinde olduklarını belirtmiş.
Zara' nin son vitrin dizaynları in filistin halkının açılarıyla alay edercesine düzenlenmesi tabii ki bir tesadüf değildi.
Ve bu durum vijdanli insanlarin alışveriş alışkanlıklarında zarayi boykot etmek gibi bir karşılık buldu. Zara' büyük bir zararin yaklaşmakta olduğunu hissedip bu vitrin konseptinin bir tesadüf olduğuna insanları iknaya çalıştı ancak bu çalışmaya hizmet eden bu çalışmaya katılmış olan hiçbir çalışanının görevine son vermedi.
Zara' nin bu ikiyüzlülüğü duyarlı tüketicilerin gözünden kaçmadı ve zara ABD de büyük bir protesto eylemi ile karşılaştı.
Zara' nin tasarımcısı ve CEO'su emirlerindeki yüzlerce çalışanları ile İsrail'in emrinde olduklarını belirtmiş.
Zara' nin son vitrin dizaynları in filistin halkının açılarıyla alay edercesine düzenlenmesi tabii ki bir tesadüf değildi.
Ve bu durum vijdanli insanlarin alışveriş alışkanlıklarında zarayi boykot etmek gibi bir karşılık buldu. Zara' büyük bir zararin yaklaşmakta olduğunu hissedip bu vitrin konseptinin bir tesadüf olduğuna insanları iknaya çalıştı ancak bu çalışmaya hizmet eden bu çalışmaya katılmış olan hiçbir çalışanının görevine son vermedi.
Zara' nin bu ikiyüzlülüğü duyarlı tüketicilerin gözünden kaçmadı ve zara ABD de büyük bir protesto eylemi ile karşılaştı.
Aycin Kantoglu hanımefendi saygıdeğer üstadımız Cemil Meriç ' in bir munevverin nasıl olması gerektiği tanımına uygun olarak ve Alev Alatlı hanımefendinin bu topraklarda almış olduğun eğitimin zekâtını ver şiarinca bilgi duygu ve kültür donanımını en iyi şekilde bu topluma tamda gerekli zamanda tekrar yansıtmak suretiyle Aydın'ın aydinlatma misyonunu yerine getirmiştir.
Kendisini daima hürmetle yadedecegiz.