futbol:özelikle türkiye de futbol futbol olmaktan çıkmış terör anarşi olmuş malesef bu gün Avrupa da insanlar fubol u bir spor olarak görüyorlar düşünün aralarında meshep varkı var adamlar yine de bizim gösterdiğimiz kadar büyük tepki yi göstermiyorlar bir gs li asla fb nin avrupada başarılı olmasını istemez bit fb li de gs nin başarılı olmasını istemez halbuki futbol dostluk ve kardeşlik içerinde seyredilince zevkli olur ama malesef bizim ülkemizde futbol futbol olmaktan çıkmıştır ve ben bu duruma çok üzülüyorum
Futbol, bir spor olmaktan çıkmış, kütlelerin afyonu ve tam bir sömürü sektörü haline getirlmiştir! Üstat Necip Fazıl ne güzel söylemiş: 'Bir maç için kahveleri, tribünleri dolduran o genç yığınlar goool! diye bağıracaklarına bi oooooool! diye bağırsalar bu ülkede neler olurdu neler! '
' Bir kere yönetim bu işi bilmiyor arkadaş '... ' Eğer oda teknik direktörse ben ne olayım '... ' O adam orada mı oynatılır yahu '... Evet bizim ülkemizde her on kişiden dokuzu teknik direktördür...)
FUTBOLUN KISA TARİHÇESİ Futbolun nerede ve nasıl icat edildiği tam olarak bilinmemekle beraber, eski tarihi uygarlıklardan Çinliler, Romalılar, Mısırlılar, Yunanlılar ve Maya'larda bu kültürlerin bir parçası olan ayakla vurulan bir oyun oynadıklarından bahsedilmektedir. İlk futbol oyun kuralları, 1863 yılında Londra Futbol Birliği tarafından geliştirilmiştir. Futbol oyunu ingiliz askerler, gemiciler ve ticaret yapanlar vasıtasıyla Hindistan, Güney Afrika, Avrupa ve Güney Amerika' ya götürülmüştür. Uluslararası Futbol Federasyonu Birliği (FIFA) 21 Mayıs 1904 yılında Fransa Paris'te Fransa, Belçika, Hollanda, İsveç, İsviçre, Danimarka ve İspanya Futbol Federasyonlarının katılımı ile kurulmuş ve diğer avrupa ülkelerinin katılımı bundan sonraki tarihlerde olmuştur. İlk Dünya Kupası FIFA tarafından 1930 yılında Uruguay'da organize edilmiş ve ilk dünya kupasını Uruguay kendi evinde kalmasını sağlamıştır. 19. yüzyılın sonuna doğru futbol Amerika'ya götürülmüş ve burada öncelikle göçmenler tarafından oynanan bir spor dalı olarak kalmış; ulusal futbol (soccer) liginin kurulması 1970' li yıllara rastlar. Futbol ilk 1908 yılında olimpik bir spor dalı olarak kabul edilmiş ve ilk Olimpiyat madalyasını İngiltere milli takımı kazanmıştır. Günümüzde, futbol uluslararası alanda popülerliği ve izleyicisi en fazla artan spor dallarının başında gelmektedir. TÜRKİYE' DE FUTBOLUN KISA TARİHÇESİ Birçok tarihsel verilere bakıldığında, futbol oyununu dünyanın bir çok yerine götürenlerin İngilizler olduğu anlaşılmaktadır. İngilizlerin çeşitli nedenlerle dünyanın her yerine yayıldığı dönemlerde, Anadolu ve Osmanlı denetimindeki ülkelerde tütün ve pamuk ticareti yapmak için liman kentlere yerleşmişler. İşte bu İngiliz aileler, gemiciler, askerler, ticaret adamları yanlarında pipo, viski gibi ticari malların yanı sıra futbolu da beraberlerinde ülkemize ilk getirenler olmuşlardır. Bu ailelerin erkekleri kendi aralarında iddialı futbol müsabakaları oynarken, buradaki yakın dostları ve komşuları da onlara katılmışlardır. Daha sonra bunların yanına Rumlar da iştirak etmiş ve futbol oynayanların sayısında hızlı bir artış görülmüştür. Araştırmalar ve eldeki belgelerden ülkemizde ilk futbol maçlarının Selanik'te 1875 yılında oynandığını göstermektedir. Yine 1877 yılında İzmir'in Bornova çayırları ilk futbolla tanışmıştır. İzmir'de hafta sonu ve akşamları Rumlarla takviyeli İngiliz takımları arasındaki bu maçların ilk izleyicileri, bu ailelere mensup kadınlar ve kızlar olarak bilinmektedir. O dönemlerde Türklere yasak olan spor yapma ve kulüp kurma izni ülkemizdeki yabancılar için serbest bırakılmıştır. Müslüman ve Türk gençleri bu son derece cazip oyuna karşı büyük heves duymalarına rağmen yasaklar yüzünden futbol oynamaktan uzak kalmışlardır. Bu nedenle, ilk kulüpler yabancılar ve Müslüman olmayanlar tarafından kurulmuş ve ilk futbol maçlarıda onlar tarafından oynanmıştır. İlk modern futbol İstanbul'da 1890 yılında başlamış ve yine Türkiye'de ilk futbol kulübü 1902 yılında Mr. James La Fontaine ile Mr. Herace Armitage'nin katkılarıyla Kadıköy'de İngilizler ve Rumlar tarafından kurulan 'Cadikeu Fuetball Club' dır. Bu kulübü Moda Football Club ve Rumların Elpis Club'ı izlemiştir. Bu arada ilk futbol oynayan Türk gençleri de ecnebi isimleri altında futbol oynamışlar ve bunların ilki bir deniz subayı olan Fuat Hüsnü Kayacan'dır. Kayacan 'Bobi' takma adıyla İngiliz takımlarında futbol oynayan ilk Türk futbolcusudur. Daha sonra Fuat Hüsnü Kayacan ve Reşat Danyal büyük bir gizlilik içinde sürdürdükleri faaliyetlerin sonunda ilk Türk takımı Black Stacking adıyla ortaya çıkmış ve bugünkü Fenerbahçe stadının hemen karşısındaki (Halil Mahmudiye) İlköğretim okulunun altındaki Hurşit Ağa Kahvehanesini lokal olarak seçen gençler papazın çayırında müsabakalarını oynamışlardır. Fakat Black Stacking Football Club istibdat devrinde gelişemeden kapatılmıştır. Türkiye'de ilk futbol ligi 1903 yılında İmojen, Moda, Kadıköy ve Elpis takımlarının iştirak etmesiyle Fenerbahçe stadının bulunduğu papazın çayırında yapılmıştır. Tamamen Türklerden kurulu ilk futbol takımı olan Galatasaray 1905 yılında kurulmuş. Bunu 1907 yılında Fenerbahçe 1908 yılında Vefa ve 1903 yılında Beşiktaş Jimnastik Kulübü kurulmuş fakat futbol branşının açılması 1911 yılında gerçekleştirilebilmiştir. 1908 yılında 2. Meşrutiyetin ilanından sonra, Türkiye'de futbolun bir Federasyon çatısı altında toplanması çalışmaları sonuçsuz kalmıştır. Ülkemiz sporu ve futbolunun kalkınması ve örgütlenmesi Cumhuriyet döneminde başlamıştır. 1922 yılında toplanan İstanbul kulüp temsilcileri Türkiye idman Cemiyetleri İttifakını (TİCİ) kurmuşlar ve futbol encümeni adı altında futbol federasyonunu teşkil ederek, FIFA'ya üye olmak için harekete geçmişlerdir. 21 Mayıs 1923'de Cenevre'de yapılan FIFA toplantısında Türkiye asil üyeliğe kabul edilmiştir. Futbol Federasyonu, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (1922-1936) Türkiye Spor Kurumu (1936-1938) ve Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü ve takiben Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü (1938'den günümüze) bu örgütlerin denetimi altında bugünlere gelmiştir. Şu anda, Futbol Federasyonu Başbakanlığa bağlı özerk bir kurum olarak futbol faaliyetlerini sürdürmektedir. TÜRK FUTBOLUNDA ÖNEMLİ TARİHLER • 1890 yılındaTürkiye'de ilk futbol oyununun İzmir'de İngilizler tarafından kendi aralarında oynanışı. • 1895 yılında İstanbul'da ilk futbol kulübü olan Moda F.C'nin İngilizler tarafından kurulması. • 1897 yılında İstanbul'da ilk defa İzmir ve İstanbul' da yaşayan İngiliz ve Rumlardan kurulu karmaların karşılaşmaları. • 1900 yılında ilk Türk futbolcusu Fuat Hüsnü Kayacan'ın 'Bobi' takma adı altında İngiliz takımlarında top oynaması. • 1900 yılında ilk Türk takımı Black Stocking (Siyah Uzun Çoraplılar) Fuat Hüsnü Kayacan ve Reşat Danyal tarafından kurulması ve yaptığı ilk müsabakadan sonra o devrin hafiyeleri tarafından jurnal edilmesi sebebiyle kapanmak zorunda kalması. • 1903 yılında Beşiktaş Jimnastik Kulübünün kurulması. Ancak futbol dalı 1911 yılında faal duruma gelmiştir. • 1905 yılında ilk Türk Futbol kulübü Galatasaray'ın Ali Sami Yen tarafından Mekteb-i Sultani Galatasaray Lisesi'nde kurulması. • 1907 yılında Fenerbahçe Spor kulübünün kurulması. • 1908 yılında Vefa Spor Kulübünün kurulması. • 1908 yılında ilk defa iki Türk kulübü Galatasaray ile Fenerbahçe'nin karşılaşması ve maçı Galatasaray'ın kazanması. FUTBOL GENEL OYUN KURALLARI Futbol herkesin rahatlıkla anlayabileceği basit kurallara sahiptir. Bu nedenle her yaş, cins ve seviyede kişiler tarafından rahatlıkla oynanabilir. Bu özellikleri nedeniyle dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan tarafından hem oynanan hem de seyirci olarak takip edilen en popüler spor dallarından biri olmuştur. Oyunun temel kuralı; kaleciler dahil her takım onbir sporcudan oluşur ve kaleciler dışındaki oyuncuların elleri hariç, belirlenmiş kurallar dahilinde vücudunun herhangi bir yerini kullanarak, rakip kaleye gol atabilmektir. En fazla gol atan galip sayılır. Aynı takım oyuncuları aynı renk ve desen forma, şort, tozluk, tekmelik ve özel futbol ayakkabısı (krampon) giyerler. Genellikle deri malzemeden yapılma top kullanılır. Oyuna orta saha çizgisinden bir takımın başlama vuruşuyla başlanır. Oyun, topun oyun alanı dışına çıkması, kural ihlali, faul veya gol olması dışında devam eder. Oyun süresi özel turnuvalar dışında 45 dakikadan iki devre halinde 90 dakikadan oluşur. Oyunun duraksama zamanları hakem takdiriyle her devre sonuna eklenir. 15 dakikalık devre arası molası vardır. Oyun bir orta ve yardımcı iki hakem olmak üzere üç hakem tarafından yönetilir. Oyun sırasında dördüncü hakemde yedek olarak bulunur. Ceza alanı içinde yapılan fauller ve ihlaller penaltı olarak değerlendirilip, penaltı noktasından kaleye direk vuruş olarak kullanılır. Ceza alanı dışında yapılan kural ihlalleri ve fauller indirek vuruş olarak olarak kullanılır; yani topun oyuna sokulabilmesi veya gol olabilmesi için pası yapan oyuncu dışında bir başka oyuncuya da değmesi gerekir. Top yan çizgilerden oyun alanını terk ederse, top, diğer takım oyuncuları tarafından iki elle atılan TAÇ atışıyla oyuna sokulur. Taç atışı sırasında ayaklar yerden kesilmemeli, eğer kesilirse, bu kural ihlaline girer ve taç atışıyla topu oyuna sokma diğer takıma geçer. Taç atışı, hiçkimseye değmeden kaleye girerse gol olarak değer bulmaz. Oyun karşı takımın indirek vuruşuyla başlar. Top, savunma oyuncuları veya kalecinin müdahalesiyle kale yan çizgilerinden çıkarsa, bu karşı takıma KORNER atma hakkını kazandırır. Korner, köşe bayrakları noktasından ayakla kullanarak yapılır. Eğer top, atak yapan takım oyuncuları müdahalesiyle kale yan çizgilerinden geçerse, bu OUT olarak değerlendirilir. Top, ceza alanı içinden kaleci veya savunma oyuncusu tarafından ayakla out atışı kullanılarak oyuna sokulur.
sahi ya bu erkekler niye bizi futboldan anlamıyor zanneder ki? kaldı ki ben bir çok erkekten daha fazla futbol bilgisine ve yorum yeteneğine sahibim. kaldı ki bu bir ilgi meselesi. ama futbol için 'boş iş' diyenlere karşıyım. futbol hem güzel hem eğlenceli. bir de erman&şansal ikilisi yakasını salsa daha iyi olacak ya, neyse
Futbol...Bayanların, erkekler tarafından, anlamaz diye gördüğü ama isterse çok iyi anladığı... Bir Fb.li olarak bu terime çok şeyler yazabilirim...Hırçınlığın,saygısızlığın,vahşiliğin olmadığı ortamlarda görüşelim...
futbol ingilizlerde kültürdür.......türklerde bir stres platformu.... ingiliz seyircisi takımı yenilsede alkışlar........türk seyirci yönetimden -malzemeciye kadar söver..... ingiliz seyircisi her şartta stadı doldurur......türk seyircisi stadı doldurmak için şehri ayağa kaldırsa anca doldurur......(beleş değilse) ... ingiizlerde futbol eğlencedir.........türklerde ise deşarj alanı......
seyir zevkidir...insanı güzelliiyle büyüleyen,kendisini kendisinden alandır...karşılıksız sevmedir...yenmedir...yenilmedir...aslında en güzeli berabere kalmadır...faul yaptığında özür dilemedir...elle gol attığında elle attım golü diyebilmedir...rakibi tebrik etmektir...rakip olmadan kendinin olmadan kendisinin bi anlamı olmayacağını bilmektir..saygıdır... biraz fener,biraz okochadır..aslında seyir zevki veren her takım,oyuncudur... ama şu televizyonda izlediğimiz şey asla değildir... işin içine bu kadar paranın girdiği bi organizasyonda normal tabii! hiç bir zevki kalmadıda artık... yazık!
bence deli saçması ortada bi top war herkez onun peşinden koşuo...anlayamadım hala 5 sene oynadım ama saçma geldi bıraktım....şimdide futbolcuları zengin yapıoz işteeee.....
22 gişinin hep birden zavallı gücücük bir topa, tekme üstüne tekme attığı bi oyundur. bide meydanda 22 kişinin 3 denede hakimleri olur.
gel gelelim zavallı tekme üstüne tekme yiyen topun 1 tane bile hakimi yoktur.. yane top tam bi garibandır.. bu yönüyle futbol çok adaletsiz bi oyundur.
herkesler buna oyun gözüynen bağarlar emme insanın aklına hemmen şu soru dakılıyo 'acaba topda bunun bi oyun olduğunumu düşünüyoki'? bence düşünmüyodur. çünküysem top devamlı yumruk yimekten hoşlaşan boksör gibin deeldir..... bu oyunda gerçek gahraman olan top, acımasız, gözü dönmüş 22 kişiye garşı mücadele eden en gerçek bi kahramandır. yane bence her maçta asıl galip olan toptur, 22 kişiden dayak yer ve üstüne üstlük 'yıkılmadım ayaktayım' türküsünü söyler.. taraftarlara gelinceee stadı dolduran binlerce kişi heç utanmadan bide tekmecilere tezahürat yaparlar... bi gaç kez top kelimesi geçen tezahürat yaparlar emme o da 'hop hop hakem, top hakem' dir.. ne gadder acı deelmi?
futbol hayat felsefemdir.hamal bir oyun olsada o atmosferi yaşamayan bilemez..şu anda sakatlığım dolayısıyla oynayamıyorum fakat her geçen gün beni içine çeken 'lanet' birşey...
80 den sonra Türkiyedeki gençliği ve diğer bazılarını uyutmak için uydurulmuştur.Aslında güzel spordurda 'İnsanlar doğu cephesinde alınan bir şehirden çok bir maçın skoru ile daha çok ilgili'Adolf Hitler
modern çağın meydan savaşı... bundandır ki sık sık oyun ve savaş arasındaki çizgi silikleşivermekte...
Futbol insanların birbirleriyle olay çıkarmalarını kavga etmelerini önlemek için çıkarılmış bir spor dalıdır. Gerçekten.
küfür fanatizm namus meselesi cinayet kıyım
Zamane uyuşturucusu!
İpin üstündeki canbaz!
Bu sırada 'canbaza bak' diyenler neler götürüyor acaba!
koş allah koş..
futbol:özelikle türkiye de futbol futbol olmaktan çıkmış terör anarşi olmuş malesef bu gün Avrupa da insanlar fubol u bir spor olarak görüyorlar düşünün aralarında meshep varkı var adamlar yine de bizim gösterdiğimiz kadar büyük tepki yi göstermiyorlar bir gs li asla fb nin avrupada başarılı olmasını istemez bit fb li de gs nin başarılı olmasını istemez halbuki futbol dostluk ve kardeşlik içerinde seyredilince zevkli olur ama malesef bizim ülkemizde futbol futbol olmaktan çıkmıştır ve ben bu duruma çok üzülüyorum
Futbol, bir spor olmaktan çıkmış, kütlelerin afyonu ve tam bir sömürü sektörü haline getirlmiştir! Üstat Necip Fazıl ne güzel söylemiş: 'Bir maç için kahveleri, tribünleri dolduran o genç yığınlar goool! diye bağıracaklarına bi oooooool! diye bağırsalar bu ülkede neler olurdu neler! '
' Bir kere yönetim bu işi bilmiyor arkadaş '... ' Eğer oda teknik direktörse ben ne olayım '... ' O adam orada mı oynatılır yahu '... Evet bizim ülkemizde her on kişiden dokuzu teknik direktördür...)
FUTBOLUN KISA TARİHÇESİ
Futbolun nerede ve nasıl icat edildiği tam olarak bilinmemekle beraber, eski tarihi uygarlıklardan Çinliler, Romalılar, Mısırlılar, Yunanlılar ve Maya'larda bu kültürlerin bir parçası olan ayakla vurulan bir oyun oynadıklarından bahsedilmektedir. İlk futbol oyun kuralları, 1863 yılında Londra Futbol Birliği tarafından geliştirilmiştir. Futbol oyunu ingiliz askerler, gemiciler ve ticaret yapanlar vasıtasıyla Hindistan, Güney Afrika, Avrupa ve Güney Amerika' ya götürülmüştür.
Uluslararası Futbol Federasyonu Birliği (FIFA) 21 Mayıs 1904 yılında Fransa Paris'te Fransa, Belçika, Hollanda, İsveç, İsviçre, Danimarka ve İspanya Futbol Federasyonlarının katılımı ile kurulmuş ve diğer avrupa ülkelerinin katılımı bundan sonraki tarihlerde olmuştur. İlk Dünya Kupası FIFA tarafından 1930 yılında Uruguay'da organize edilmiş ve ilk dünya kupasını Uruguay kendi evinde kalmasını sağlamıştır.
19. yüzyılın sonuna doğru futbol Amerika'ya götürülmüş ve burada öncelikle göçmenler tarafından oynanan bir spor dalı olarak kalmış; ulusal futbol (soccer) liginin kurulması 1970' li yıllara rastlar. Futbol ilk 1908 yılında olimpik bir spor dalı olarak kabul edilmiş ve ilk Olimpiyat madalyasını İngiltere milli takımı kazanmıştır. Günümüzde, futbol uluslararası alanda popülerliği ve izleyicisi en fazla artan spor dallarının başında gelmektedir.
TÜRKİYE' DE FUTBOLUN KISA TARİHÇESİ Birçok tarihsel verilere bakıldığında, futbol oyununu dünyanın bir çok yerine götürenlerin İngilizler olduğu anlaşılmaktadır. İngilizlerin çeşitli nedenlerle dünyanın her yerine yayıldığı dönemlerde, Anadolu ve Osmanlı denetimindeki ülkelerde tütün ve pamuk ticareti yapmak için liman kentlere yerleşmişler. İşte bu İngiliz aileler, gemiciler, askerler, ticaret adamları yanlarında pipo, viski gibi ticari malların yanı sıra futbolu da beraberlerinde ülkemize ilk getirenler olmuşlardır. Bu ailelerin erkekleri kendi aralarında iddialı futbol müsabakaları oynarken, buradaki yakın dostları ve komşuları da onlara katılmışlardır. Daha sonra bunların yanına Rumlar da iştirak etmiş ve futbol oynayanların sayısında hızlı bir artış görülmüştür.
Araştırmalar ve eldeki belgelerden ülkemizde ilk futbol maçlarının Selanik'te 1875 yılında oynandığını göstermektedir. Yine 1877 yılında İzmir'in Bornova çayırları ilk futbolla tanışmıştır. İzmir'de hafta sonu ve akşamları Rumlarla takviyeli İngiliz takımları arasındaki bu maçların ilk izleyicileri, bu ailelere mensup kadınlar ve kızlar olarak bilinmektedir. O dönemlerde Türklere yasak olan spor yapma ve kulüp kurma izni ülkemizdeki yabancılar için serbest bırakılmıştır.
Müslüman ve Türk gençleri bu son derece cazip oyuna karşı büyük heves duymalarına rağmen yasaklar yüzünden futbol oynamaktan uzak kalmışlardır. Bu nedenle, ilk kulüpler yabancılar ve Müslüman olmayanlar tarafından kurulmuş ve ilk futbol maçlarıda onlar tarafından oynanmıştır.
İlk modern futbol İstanbul'da 1890 yılında başlamış ve yine Türkiye'de ilk futbol kulübü 1902 yılında Mr. James La Fontaine ile Mr. Herace Armitage'nin katkılarıyla Kadıköy'de İngilizler ve Rumlar tarafından kurulan 'Cadikeu Fuetball Club' dır. Bu kulübü Moda Football Club ve Rumların Elpis Club'ı izlemiştir.
Bu arada ilk futbol oynayan Türk gençleri de ecnebi isimleri altında futbol oynamışlar ve bunların ilki bir deniz subayı olan Fuat Hüsnü Kayacan'dır. Kayacan 'Bobi' takma adıyla İngiliz takımlarında futbol oynayan ilk Türk futbolcusudur. Daha sonra Fuat Hüsnü Kayacan ve Reşat Danyal büyük bir gizlilik içinde sürdürdükleri faaliyetlerin sonunda ilk Türk takımı Black Stacking adıyla ortaya çıkmış ve bugünkü Fenerbahçe stadının hemen karşısındaki (Halil Mahmudiye) İlköğretim okulunun altındaki Hurşit Ağa Kahvehanesini lokal olarak seçen gençler papazın çayırında müsabakalarını oynamışlardır. Fakat Black Stacking Football Club istibdat devrinde gelişemeden kapatılmıştır.
Türkiye'de ilk futbol ligi 1903 yılında İmojen, Moda, Kadıköy ve Elpis takımlarının iştirak etmesiyle Fenerbahçe stadının bulunduğu papazın çayırında yapılmıştır. Tamamen Türklerden kurulu ilk futbol takımı olan Galatasaray 1905 yılında kurulmuş. Bunu 1907 yılında Fenerbahçe 1908 yılında Vefa ve 1903 yılında Beşiktaş Jimnastik Kulübü kurulmuş fakat futbol branşının açılması 1911 yılında gerçekleştirilebilmiştir. 1908 yılında 2. Meşrutiyetin ilanından sonra, Türkiye'de futbolun bir Federasyon çatısı altında toplanması çalışmaları sonuçsuz kalmıştır. Ülkemiz sporu ve futbolunun kalkınması ve örgütlenmesi Cumhuriyet döneminde başlamıştır.
1922 yılında toplanan İstanbul kulüp temsilcileri Türkiye idman Cemiyetleri İttifakını (TİCİ) kurmuşlar ve futbol encümeni adı altında futbol federasyonunu teşkil ederek, FIFA'ya üye olmak için harekete geçmişlerdir. 21 Mayıs 1923'de Cenevre'de yapılan FIFA toplantısında Türkiye asil üyeliğe kabul edilmiştir. Futbol Federasyonu, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (1922-1936) Türkiye Spor Kurumu (1936-1938) ve Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü ve takiben Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü (1938'den günümüze) bu örgütlerin denetimi altında bugünlere gelmiştir.
Şu anda, Futbol Federasyonu Başbakanlığa bağlı özerk bir kurum olarak futbol faaliyetlerini sürdürmektedir.
TÜRK FUTBOLUNDA ÖNEMLİ TARİHLER
• 1890 yılındaTürkiye'de ilk futbol oyununun İzmir'de İngilizler tarafından kendi aralarında oynanışı.
• 1895 yılında İstanbul'da ilk futbol kulübü olan Moda F.C'nin İngilizler tarafından kurulması.
• 1897 yılında İstanbul'da ilk defa İzmir ve İstanbul' da yaşayan İngiliz ve Rumlardan kurulu karmaların karşılaşmaları.
• 1900 yılında ilk Türk futbolcusu Fuat Hüsnü Kayacan'ın 'Bobi' takma adı altında İngiliz takımlarında top oynaması.
• 1900 yılında ilk Türk takımı Black Stocking (Siyah Uzun Çoraplılar) Fuat Hüsnü Kayacan ve Reşat Danyal tarafından kurulması ve yaptığı ilk müsabakadan sonra o devrin hafiyeleri tarafından jurnal edilmesi sebebiyle kapanmak zorunda kalması.
• 1903 yılında Beşiktaş Jimnastik Kulübünün kurulması. Ancak futbol dalı 1911 yılında faal duruma gelmiştir.
• 1905 yılında ilk Türk Futbol kulübü Galatasaray'ın Ali Sami Yen tarafından Mekteb-i Sultani Galatasaray Lisesi'nde kurulması.
• 1907 yılında Fenerbahçe Spor kulübünün kurulması.
• 1908 yılında Vefa Spor Kulübünün kurulması.
• 1908 yılında ilk defa iki Türk kulübü Galatasaray ile Fenerbahçe'nin karşılaşması ve maçı Galatasaray'ın kazanması.
FUTBOL GENEL OYUN KURALLARI Futbol herkesin rahatlıkla anlayabileceği basit kurallara sahiptir. Bu nedenle her yaş, cins ve seviyede kişiler tarafından rahatlıkla oynanabilir. Bu özellikleri nedeniyle dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan tarafından hem oynanan hem de seyirci olarak takip edilen en popüler spor dallarından biri olmuştur. Oyunun temel kuralı; kaleciler dahil her takım onbir sporcudan oluşur ve kaleciler dışındaki oyuncuların elleri hariç, belirlenmiş kurallar dahilinde vücudunun herhangi bir yerini kullanarak, rakip kaleye gol atabilmektir. En fazla gol atan galip sayılır.
Aynı takım oyuncuları aynı renk ve desen forma, şort, tozluk, tekmelik ve özel futbol ayakkabısı (krampon) giyerler. Genellikle deri malzemeden yapılma top kullanılır. Oyuna orta saha çizgisinden bir takımın başlama vuruşuyla başlanır. Oyun, topun oyun alanı dışına çıkması, kural ihlali, faul veya gol olması dışında devam eder. Oyun süresi özel turnuvalar dışında 45 dakikadan iki devre halinde 90 dakikadan oluşur. Oyunun duraksama zamanları hakem takdiriyle her devre sonuna eklenir. 15 dakikalık devre arası molası vardır. Oyun bir orta ve yardımcı iki hakem olmak üzere üç hakem tarafından yönetilir. Oyun sırasında dördüncü hakemde yedek olarak bulunur.
Ceza alanı içinde yapılan fauller ve ihlaller penaltı olarak değerlendirilip, penaltı noktasından kaleye direk vuruş olarak kullanılır. Ceza alanı dışında yapılan kural ihlalleri ve fauller indirek vuruş olarak olarak kullanılır; yani topun oyuna sokulabilmesi veya gol olabilmesi için pası yapan oyuncu dışında bir başka oyuncuya da değmesi gerekir.
Top yan çizgilerden oyun alanını terk ederse, top, diğer takım oyuncuları tarafından iki elle atılan TAÇ atışıyla oyuna sokulur. Taç atışı sırasında ayaklar yerden kesilmemeli, eğer kesilirse, bu kural ihlaline girer ve taç atışıyla topu oyuna sokma diğer takıma geçer. Taç atışı, hiçkimseye değmeden kaleye girerse gol olarak değer bulmaz. Oyun karşı takımın indirek vuruşuyla başlar.
Top, savunma oyuncuları veya kalecinin müdahalesiyle kale yan çizgilerinden çıkarsa, bu karşı takıma KORNER atma hakkını kazandırır. Korner, köşe bayrakları noktasından ayakla kullanarak yapılır. Eğer top, atak yapan takım oyuncuları müdahalesiyle kale yan çizgilerinden geçerse, bu OUT olarak değerlendirilir. Top, ceza alanı içinden kaleci veya savunma oyuncusu tarafından ayakla out atışı kullanılarak oyuna sokulur.
sadece, erkeklerin tekelinde olmayan bir tutku... :)))
çagrıştırdığı tek şey boş vakit..koşun arkadaşlar......
sahi ya bu erkekler niye bizi futboldan anlamıyor zanneder ki? kaldı ki ben bir çok erkekten daha fazla futbol bilgisine ve yorum yeteneğine sahibim. kaldı ki bu bir ilgi meselesi. ama futbol için 'boş iş' diyenlere karşıyım. futbol hem güzel hem eğlenceli. bir de erman&şansal ikilisi yakasını salsa daha iyi olacak ya, neyse
Futbol...Bayanların, erkekler tarafından, anlamaz diye gördüğü ama isterse çok iyi anladığı...
Bir Fb.li olarak bu terime çok şeyler yazabilirim...Hırçınlığın,saygısızlığın,vahşiliğin olmadığı ortamlarda görüşelim...
futbol ingilizlerde kültürdür.......türklerde bir stres platformu....
ingiliz seyircisi takımı yenilsede alkışlar........türk seyirci yönetimden -malzemeciye kadar söver.....
ingiliz seyircisi her şartta stadı doldurur......türk seyircisi stadı doldurmak için şehri ayağa kaldırsa anca doldurur......(beleş değilse) ...
ingiizlerde futbol eğlencedir.........türklerde ise deşarj alanı......
ispanyollar için 3f vardır.franco,futbol,fiesta.türkler için ise futbol futbol futbol....
zevk alınan oyun
İngiltere’de izlenir…
Futbol’un beşiğinde…
bu ülkede artık maç seyretmenin hiç bir zevki kalmadı içine ettiler futbolun
seyir zevkidir...insanı güzelliiyle büyüleyen,kendisini kendisinden alandır...karşılıksız sevmedir...yenmedir...yenilmedir...aslında en güzeli berabere kalmadır...faul yaptığında özür dilemedir...elle gol attığında elle attım golü diyebilmedir...rakibi tebrik etmektir...rakip olmadan kendinin olmadan kendisinin bi anlamı olmayacağını bilmektir..saygıdır...
biraz fener,biraz okochadır..aslında seyir zevki veren her takım,oyuncudur...
ama şu televizyonda izlediğimiz şey asla değildir...
işin içine bu kadar paranın girdiği bi organizasyonda normal tabii!
hiç bir zevki kalmadıda artık...
yazık!
futbol fanatikleri
Bknz: Seviyesiz inSan toplulugu..
bence deli saçması ortada bi top war herkez onun peşinden koşuo...anlayamadım hala 5 sene oynadım ama saçma geldi bıraktım....şimdide futbolcuları zengin yapıoz işteeee.....
Seçmeli olarak aldığım kabus... Dönem bitiyor çok şükür...
miyonların tutkusu ve tabiki fenerbahçe....
22 deli+ 3 doktorun bi topu takip etmesi...
22 gişinin hep birden zavallı gücücük bir topa, tekme üstüne tekme attığı bi oyundur. bide meydanda 22 kişinin 3 denede hakimleri olur.
gel gelelim zavallı tekme üstüne tekme yiyen topun 1 tane bile hakimi yoktur.. yane top tam bi garibandır.. bu yönüyle futbol çok adaletsiz bi oyundur.
herkesler buna oyun gözüynen bağarlar emme insanın aklına hemmen şu soru dakılıyo 'acaba topda bunun bi oyun olduğunumu düşünüyoki'?
bence düşünmüyodur. çünküysem top devamlı yumruk yimekten hoşlaşan boksör gibin deeldir.....
bu oyunda gerçek gahraman olan top, acımasız, gözü dönmüş 22 kişiye garşı mücadele eden en gerçek bi kahramandır. yane bence her maçta asıl galip olan toptur, 22 kişiden dayak yer ve üstüne üstlük 'yıkılmadım ayaktayım' türküsünü söyler..
taraftarlara gelinceee stadı dolduran binlerce kişi heç utanmadan bide tekmecilere tezahürat yaparlar... bi gaç kez top kelimesi geçen tezahürat yaparlar emme o da 'hop hop hakem, top hakem' dir..
ne gadder acı deelmi?
futbol hem insan sağlığı açısından hemde milli bir paylaşımdır
futbol hayat felsefemdir.hamal bir oyun olsada o atmosferi yaşamayan bilemez..şu anda sakatlığım dolayısıyla oynayamıyorum fakat her geçen gün beni içine çeken 'lanet' birşey...
spor deyince özellikle erkeklerin tek aklına gelen şey...
80 den sonra Türkiyedeki gençliği ve diğer bazılarını uyutmak için uydurulmuştur.Aslında güzel spordurda
'İnsanlar doğu cephesinde alınan bir şehirden çok bir maçın skoru ile daha çok ilgili'Adolf Hitler
Vazgeçmem mümkün değil.
En azından Ronaldinho var olduğu sürece. ;)
Hayır,hayır.O var olmasa bile...