Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Fransa sizce ne demek, Fransa size neyi çağrıştırıyor?

Fransa terimi Nesrin Cansever tarafından tarihinde eklendi

  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç

    FRANSA'NIN ANLADIĞI DİL: BOYKOT

    M.NİHAT MALKOÇ

    Durup dururken sözde Ermeni soykırımının inkârını suç sayan tasarıyı Türkiye'nin ve AB'nin tepkilerine rağmen kabul eden Fransa artık çok olmaya başladı. Fransızların sinsi Türk düşmanlığını bilmemize rağmen son aldıkları saçma sapan kararla bunu bu kadar aşikâr göstermelerine şaşırdık. Biz şaşırırken dünyanın medeni ülkeleri bu karara güldü. Herkes Fransa'yla dalga geçmeye başladı. Çünkü karar çok komikti. Alınan kararda fikir ve vicdan hürriyeti hiçe sayılıyor. Fransa bu kadarla da kalmıyor Ermeni soykırımını inkâr edenlere çok ağır bir para cezasını öngörüyor. Yıl 2006… Yer Fransa…Filmin türü komedi! ...

    İlk bakışta Fransa'nın Ermeni hayranlığı hepimizi şaşırtıyor. Çünkü Ermenistan bile bu konuda Fransa kadar radikal kararlar almamıştır. Aslında Fransızların Ermenileri kayırma gibi bir dertleri yoktur. Onların asıl gayesi Türkiye'nin AB yolunu kapatmaktır. Fransa'nın Türkiye'ye karşı Osmanlı'dan gelen tarihi bir kini vardır. Bazı tarihi hakikatleri sindirmede güçlük çekmektedirler. Hele Türkiye'nin gelecekte AB'ye üye olmasına asla tahammül edemeyeceklerdir. Bu hususta her fırsatta ülkemizin önünü keseceklerdir. Milli duruşu ilke edinen bizler Fransa'nın bu tutumunu hazmedemesek de Batı'dan ilham alan besleme aydınlar bu küstahlığı rahatlıkla içlerine sindirebilmektedirler.

    Ülkemizde özellikle tanzimatla başlayan Fransız tesiri bugüne kadar devam etmiştir. Bu etki azalsa da bugün hâlâ devam etmektedir. Galatasaray, Saint Joseph, Notre Dame de Sion, Saint Benoit Liseleri ve Galatasaray Üniversitesi ülkemizdeki Fransız menşeli okullardır. Bu okullar Fransız dilini ve kültürünü Türkçenin ve Türk kültürünün önüne geçirmenin mücadelesi içindedirler. Bu okullar nerden bakarsan misyonerlik faaliyetleri yürütmektedirler. Fransız din adamları tarafından kurulmuşlardır. Faaliyetleri şüpheler uyandırmaktadır. Bizce yeri ve zamanı gelmişken bu kurumların da boykot edilmesi gerekir. Benim ülkeme kuyu kazanın dilini de, okulunu da istemem. Varsın Fransa'nın dilinden ve mimsiz medeniyetinden mahrum kalalım. Fransızların yaptığı bu son densizlikten sonra bu okulların da kızağa çekilmesi gerekir. En azından bu okullara olan talebin azalması temennimizdir. Bu okulların Türk kültürüne hiçbir katkısı yoktur; hatta zararı vardır.

    Bilindiği gibi Fransa'yla tarih boyunca diplomatik ve ekonomik ilişkilerimiz oldu. Onlar hep bizden koparmaya çalıştılar. Para, toprak, imtiyaz… Bizler de hep onların dümen suyunda gittik. Orta yolu bulma konusunda hiç taviz vermediler, bizden taviz beklediler. Bizler yumuşak başlı olduğumuz için hep geri adım attık. Tepkilerimizi sözden öteye götürmedik. Kuru kınama sözleri hiçbir zaman Fransa'yı geri adım atmaya zorlayamadı.

    Bu sefer böyle olmamalı… Tepkimiz sözden öteye gitmeli… Fransızlar sözden anlamaz. Onların anladığı dil boykottur. Zira ülkemizde çok sayıda Fransız markası satılmaktadır. Bizler eğer ülkemizi seviyorsak bizi kıskaca almak isteyen ve her fırsatta yok etmeye çalışan Fransa'ya ekonomik ambargo uygulamalıyız. Ciddi olarak geri adım atıncaya kadar Fransız mallarını evimize, işyerimize sokmamalıyız. Paramızda bu hainleri beslememeliyiz. Bu kargaları besledikçe gözümüzü oyuyorlar. Gelin bu basiret körlüğüne son verelim. Hangi malın Fransızlara ait olduğunu bilmiyorsanız alın size liste… İşte Fransız ürünleri… Bu ürünlerden uzak durun. Türkiye'de yaygın olarak satılan Fransız ürünlerini sektörleriyle birlikte dikkatinize sunuyorum:

    'Benzin: Total, Elf; Süpermarket: Carrefour, Gima, Dia Endi, ChampionSA; İnşaat: Ondulin Avrasya (Onduline -Bituline-Isoline) , Lafarge, Chryso, Weber Markem; Seyahat: Air France, Club Med; Tıraş Bıçağı: BIC; Çakmak: BIC, Cartier; Kırtasiye: BIC, Sheaffer; Yoğurt: Danone, Yoplait; Şişe Suyu: Perrier, Danone, Evian; Mutfak ve diğer ev eşyaları: Tefal; Oto Lastiği: Michelin, Uniroyal, Recamic; Oto Yedek Parça: Valeo; Otomobil: Renault, Peugeot, Citroen; Spor Ekipmanı: Le coq sportif; Motosiklet, Bisiklet: Peugeot; Giyim: Lacoste, Givenchy, Pierre Cardin, Yves Saint Laurent, Etam, René Derby, Sonia Rykiel, Cacharel, Daniel Hechter; Çanta: Longchamps, Lancel, Louis Vuitton; Şampuan: L'Oreal, Studio Line, Lancome; Saç ürünleri: L'Oreal, Studio Line, Garnier, Kerastase; Cilt Bakım ürünleri: Clarins, Guerlain, Avon, Avene; Bebek giyim, mama, oyuncak: Bledina, Mellin, Majorette, DPAM, Petit Bateau; Kozmetik: L'Oreal, La Roche Posay, Biotherm, Christian Dior, Clarins, Vichy; Parfüm: Chanel, Christian Dior, Clarins, Drakkar Noir, Fahrenheit, Lancome, Lavendar Harvest; Dergi: Marie Claire, Elle; Telekom: Alcatel; Sigorta: AXA, Güneş Sigorta, Başak Sigorta, Başak Emeklilik (Groupama International): Finans: Societe General Bankası, TEB (Türk Ekonomi Bankası): İlaç firmaları: Sanofi …'

    Bu listeyi daha da uzatabiliriz. Özgürlük, eşitlik ve demokrasinin anavatanı olmakla övünen Fransa'nın siyasi ve ideolojik bir yaklaşımla ifade özgürlüğünü kısıtlaması ve tarihe müdahale etmeye kalkışması demokrasiye vurulmuş bir darbedir. Gerçi bizler Fransızların bu ikiyüzlülüğüne tarihten bu yana alışığız. Bunlar bizim için sürpriz değil.

    Bizler haklı tepkimizi koyarsak ve bunda kararlı olursak onlar da bu çeşit küstahlıkları yapmaya bir daha cesaret edemezler. Fransız'ın lafa karnı toktur. En doğru eylem boykottur. Zira Fransız ekonomisi bugünlerde hiç de iyi bir dönem geçirmiyor. Milletçe boykotumuzda kararlı olalım. Fransız malları ucuz ve kaliteli olsa da almayalım. Bu tepkinin bir vatandaşlık görevi olduğunu unutmayalım. Ülke olarak Fransız mallarını topyekûn boykot edersek onlar da bu tarz densizliklere bir daha kalkışamazlar.

  • Huseyin
    Huseyin

    çöplük tarihi bilmeyen ve tarihinde pislik yatan bir çöplük başka bişey olamazzz

  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç

    FRANSIZ’A FRANSIZ KALMAK! ...

    M.NİHAT MALKOÇ

    Tarih boyunca ne çektiysek Fransızlardan çektik. Medeniyetin beşiği olarak gösterilen Fransa, tarih boyunca Osmanlı Devleti’ne onca zorluk çıkardı. Hatta Osmanlı’nın çöküşüne zemin hazırlayan da Fransız İhtilali’dir. Bu ihtilal milliyetçilik akımlarının yayılmasını beraberinde getirdi. Böylelikle çok milliyetli olan Osmanlı’da bölünmeler başladı.

    Geçenlerde Fransa Meclisi Genel Kurulu yapacağını yaptı; Sosyalist Parti’nin sunduğu ‘Ermeni soykırımı’nı inkârın suç sayılmasını öngören yasa teklifini kabul etti. Teklif, soykırımı inkâr edenler hakkında bir yıl hapis ve 45 bin euroya kadar para cezası öngörüyor. Görüldüğü gibi bu çirkin tasarının akılla, mantıkla ve medeniyetle bağdaşır tarafı yoktur. Voltier’in, Russo’nun ve Mostesque’nun çocuklarının bu hale düştüğünü görmek bizi şaşırtıyor, hatta utandırıyor. Bu çağda bu mantık! ... Bu geriye gidiş değil de nedir?

    Fransa’da Ermeni soykırımının inkârını suç sayan yasa teklifi, Türkiye’de iktidardan muhalefete; gazeteci, yazar ve yayıncılara kadar geniş bir kesimi haklı bir biçimde ayağa kaldırdı. Her zaman olduğu gibi yine milli bir konuda ortak paydada buluştuk. Bu duruş, necip milletimizin bir meziyetidir. Tasarıyla ilgili ortak görüş, ifade özgürlüğünün bu yasa ile darbe alacak olmasıdır.

    Nasıl olur da kişilere inanmadıkları şeyi kanun zoruyla dayatırsınız? Hatta kabul etmezlerse bir yıl hapis cezası verirsiniz. Yetmedi, 45 bin euro para cezasıyla cezalandırırsınız. Ortaçağda mı yaşıyorsunuz siz? Hani sizin sosyal demokratlığınız? Hani demokrasi, insan hakları, fikir hürriyeti? ...Güldürmeyin insanı Allah aşkına! ...Komik, hatta çok komik oluyorsunuz. Saçma sapan esprilerle de olsa dünyayı güldürüyorsunuz. Fakat güldürürken tavrınızdaki ciddiyetten ödün vermiyorsunuz.

    Görünen o ki Fransa, sırtındaki Cezayir kamburunu görmezlikten gelip Ermenilerin sözcülüğünü yapıyor. Ermenilerden daha Ermenici kimliğine bürünüyor. Aslında bu Fransa’nın değil, Fransa’daki Ermeni lobilerinin çirkefliklerinin neticesidir. Bilindiği gibi Cezayir Soykırımında Fransız yönetimi altında 1,5 milyon kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi de işkence ve kötü muameleden geçmiştir. Fransa, Cezayir’de sadece insanlara karşı değil, insanların kimliklerine ve kültürlerine karşı da bir soykırım uygulamıştır. Bugün Cezayir’de Fransız soykırımının izleri hâlâ belirgin olarak görülebilmektedir.

    Cezayir resmi kaynaklarına göre soykırımın asıl başladığı tarih Setif Katliamı’dır. Bu katliamda kırk beş bin sivil gösterici Fransız askerler tarafından katledilmiştir. Bu ne demektir? Bir ülkeye destur almadan giriyorsunuz ve önünüze geleni kırıp geçiriyorsunuz. Sonra da develiğinizi unutup başkalarının eğrilerini arıyorsunuz.

    Fransa’nın Cezayir’de yaptığı işkence ve katliamlar tüm canlılığıyla hâla hafızalardadır. Durum bundan ibaretken bugünkü Fransa, soykırım bir yana, olaylardaki sorumluluğunu dahi kabul etmiş değildir. Paris hükümetine göre tüm bu olaylar tarihçilere bırakılmalıdır. Kendilerine gelince işi tarihçilere havale ederken bizim hesabımızı siyaset arenasında yargısız infaz yaparak görüyorlar. Budur Fransa’nın gerçek yüzü…

    Fransa’nın bugünlerde yaptığı şey, kendisi gibi soykırım suçluları bulup bu yolda yalnız olmadığını göstermektir. Yani kabul etmeseler de demek istiyorlar ki ‘Sadece biz soykırım yapmadık, Türkiye de yaptı.’ Fakat kendilerine gelince tarihi tarihçilere bırakmak gerektiğini ifade eden Fransa, bize gelince Ermenilerin avukatlığına soyunuyor, tarihi tarihçilere bırakmıyor. Bu tavır çifte standart değil de nedir? Onların bu yaklaşımı tarihi kinlerinin tezahürüdür. Fransızlar hâlâ Osmanlı’nın devamı olan Türkiye’yi hazmedemiyorlar.

    Fransızlar garip insanlar… Ben onların yerinde olsam ‘soykırım’ kelimesini sözlüklere bile sokmazdım. Çünkü olur ya bu sözcük Cezayir’de yapılanları hatırlatır. Bugün Cezayir’deki ‘İstiklal Müzesi’nde bir ‘Soykırım’ bölümü vardır; burada sömürgecilik dönemi sergilenir. Aynı müzede Cezayir çölünde Fransa atom denemesi yaparken Cezayirlileri kobay olarak kullandığını gösteren bir yağlıboya tablo vardır. Bunları söz konusu müzeyi gezenler bilir. Bu belgeler ve bilgiler nedense dünya gündeminden uzak tutulmaya çalışılmıştır.

    Dünyanın kültür atlası olan Fransa’da ifade özgürlüğünü, demokrasiyi, katılımcılığı barış ve dostluğu hiçe sayacak tarihi gerçeklerden ve temellerden yoksun bir yasa tasarısı inatla ve ısrarla hayata geçirilmeye çalışmakta, bununla medeniyetler arasına nifak sokulmaktadır. Oysa yüzyılımızın medeniyetler ittifakının tesisine ihtiyacı var. Ayrılık tohumları ekenler kin ve nefret biçecektir. Bilinmelidir ki bu yanlı ve çirkin karara Türkiye’deki Ermeniler de sıcak bakmıyor. Çünkü bizim devlet olarak Ermenistan’la sıkıntılarımız olsa da fert ölçeğinde Türkiye’deki Ermenilerle meselemiz yoktur. Onlarla tarihi ve kültürel bağlarımız vardır. Onlar da diğer insanlar gibi bu ülkenin birinci sınıf vatandaşlarıdırlar. Fakat bu gibi tasarılar bu dostluğu bozuyor. Daha doğrusu güven duygusunu zedeliyor, zihinleri bulandırıyor. Fransa’nın gayesi de Türk-Ermeni ilişkilerini germek ve puslu havada avlanmaktır. Onların bu çirkin emellerine fırsat vermeyelim.

    Durum bu iken bizler ne yapabiliriz? Ülkemizde yüzlerce Fransız malı satılmaktadır. Bu ülkeden otomotivden tekstile, gıdadan kozmetiğe kadar yüzlerce kalem mal ithal edilmektedir. Fransızlar sözden anlamazlar. Onlar ekonominin dilinden anlarlar. Paramızla bu küstah milleti semirtmeyelim. Fransız mallarını almayalım. Bu konuda duyarsız olmayalım. Fransızlara Fransız kalmayalım. Ta ki hatalarını anlayıp özür dileyinceye kadar…

  • Yoldas
    Yoldas

    Tarihiyle yüzleşmek istemeyen bir korkak...

  • Selçuk Akçaören
    Selçuk Akçaören

    Fransa Türk ün en büyük düşmanıdır.
    Asırlar boyu dost görünüp kapitülasyonlarla iliğimizi sömürdüler.
    Siyasal dostunuz deyip arkamızdan ingiltere ile Rusya ile ittifaklar içine girerek kuyumuzu kazdılar.
    1.Dünya Savaşı sonrası güneydoğuda kurulacak kukla Kürdistan ın en büyük savunucularındandılar ama sonra bunu başaramayınca bu seferde Ermenileri kullanmaya başladılar.
    Arkadaşlar evet Ermeniler bize tarih boyunca zarar vermişlerdir ama şunu anlayalım ki hiçbir insan ana karnında kötü niyetli doğmaz şu anki Ermenistan da ki iktidardaki Ermeniler Diaspora ermenileri yani tüm ermeni halkını temsil etmiyor.Fransa da asla Ermenilerin dostu falan olmadı Türkiye ye karşı Ermenileri kullanıyor Ermenilerle Türklerin dost olamsını istemiyor.

  • Sultan Fatih Yağcı
    Sultan Fatih Yağcı

    Şimdi aleyhte oy kullanan
    19 kişiyi
    bir sene hapis ve para cezasına
    çarptırmaları gerekmiyor muydu? haksızlık var bu işte..

  • Bay Grey
    Bay Grey

    Dün BM' de Cezayirde soykırım yapmadılar diye oy verilerek tarafımızdan kınanmaktan kurtulan ama bugün Türkler Ermenilere soykırım yaptılar diye bir yasa çıkartılması gündemde olduğu için sizde Cezayirde yapmıştınız o zaman bizde bununla ilgili yasa çıkartırız dediğimiz ülke.
    Burada bir garabet söz konusu ama bu garabetin müsebbibi Fransızlar değil... :)))

  • Efe Güven
    Efe Güven

    Temel, Fransa'ya gitmis. Tabelada Fransa yaziyomus! ! Oda 'AAA! Burayi da mi Sabanci aldi? ' demis!

  • Derya Asya
    Derya Asya

    dogup buyudugum ve maalesef hala yasadigim yer:(

  • Sezgin Yeşiltaş
    Sezgin Yeşiltaş

    Fransanyalıların yaşadığı bir ülkedir. Bir sürü ırk yaşadığı için burdakilere fransanyalılar denir. Zaten sadece Fransızların yaşadığı bir ülke olsaydı adı Fransya olurdu.

  • Sezgin Yeşiltaş
    Sezgin Yeşiltaş

    Fransızca konuşan hatta fransızca 'hayır' diyenlerin ülkesi :)