“ ... Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak: “Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık! ”
Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız! Bizden, teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin! Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz.
' .......... Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü Yarılan göğsümüzden umutlar bican düştü Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü
Melekler sağnak sağnak gülümser maveradan Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar Mutluluk nağmeleri işitirler Hiradan Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar Bir bebeğin secdeye uzanırken elleri Paramparça, ateşler sahinin hayalleri ......... Sarardı yeşil yaprak; dal koptu; fidan düştü Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü Katil sinekler deldi hicabın perdesini İstiklal boşluğunda arılar nadan düştü ......... Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü ......... Haritanın en beyaz noktasına kan düştü Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü Mahkumlar yargılıyor; hakimler mahkum şimdi Hakların temeline sanki bir volkan düştü ......... Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü Güvenilen dağlara kar yağdi birer birer Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü ......... Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir Yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir Yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından Alsam, ölümsüzlüğü billur dudaklarından
Madeni arzuların ardında seyre daldım Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini Senin için görülen bir düş de ben olsaydim
Şehirler kabus dolu; köylere duman düştü Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali Hazindir ki; dertleri asmaya umman düştü .......... Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü İniltiler geliyor doğudan ve batıdan Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü ........... Kardeşler arasında heyhat, su-i zan düştü Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü Şarrkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü ....... Yağmur, sayrılığıma seninle derman düştü Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü ............ Nurullah Genç
israilin yaptığı zorbalık.. kabul.. ama sizinde sınırınızda bombalar patlasa.. füturunuzu elinize verseler.. dalarsınız.. değil mi? savaşı onaylamıyorum; müslüman ya da yahudi olmaları durumu değiştirmiyor.. hele de müslümanın müslümana savaş açtığı zamanları bilince..! üstüne üstlük müslümanın, hıristiyanla birleşip diğer müslümana kazık attığını bilince.. yine de savaşı bilen savaştan korkar diyorum.. ismet inönü gibi..
bu günlüğe harfler ölenlerin kanlarıyla yazılıyor. sen ey filistinli; mezarın bile olmıycak belki ama milyonların gönlünde yatıyorsun. yürüyor insanlar barış türküleriyle senin ölümün ecelinle olsun diye. çocuğun öksüz kalmasın sen evlat acısı tatma diye. günlüğüne son yazını da ekle deki bi tuana var benden kilometrelerce uzakta ama duaları her gece yanıbaşımda.
başkaldırın diyoruz,başkaldırın, öğretin karanlık tarihimizi. öğretin çocuklarımıza. yapışıp kalsın diye kanımız bir felaket arması gibi katillerin bayrağında. isteriz güçsüzleri koruyasınız güllelerden, enezleri koruyasınız, yara almasın hiçbir canlı ve geleceğin çocukları. akar oluk oluk cinayetin kanı, tıklayın onu, dört açın gözünüzü tetikte olun, hazırlanın kavgaya...
Bu müthiş felâkete hangi göz baksa ağlar Ey rahmet Nebi, meded, Mescid-i Aksa ağlar.! Nice zamanlar var ki ümmetin kanı heder, Gecesi ve gündüzü,arhk her anı heder.! Artık eski günler yok,cihanın yüzü kara Sabahı ve. akşamı.gece, gündüzü kara! .. Mazlumu kan gotürür,koca dünya ses etmez, Allah'ın rızasına hiç kimse heves etmez! Dinime kini vardır,bir olmuş yahudi,rum, İnsanın cinnetinden,ey Nebi, korkuyorum! ....
Başlığın konusu dışına çıkmak istemem ama layların bir de manevi daha doğrusu vicdani tarafını kanımca gösterecek gerçeği bir yazıyla aktarmak istiyorum:
Yeltsin, tankların üzerine çıktığında, tankların etrafındaki Rus askerleri hiçbir şey yapmamışlardı.. Tienanmen Meydanı'nda tankları durduran eli poşetli adamı, Çin tankları ezmemişti...
Çünkü hem Rus askerlerinin, hem de Çin askerlerinin son tahlilde bir vicdanı vardı...
Yeltsin, tankın üzerine çıkarak cesaretini gösterdi tamam ama bir de ona dokunmayan, dokunamayan Rus askerinin vicdanı var hesaba katılması gereken... Tienanmen Meydanı'nda tankların önüne çıkan genç adamın cesareti tarihe geçmeli, tamam ama, tankı onun üzerine sürmeyen Çinli'yi de unutmamalıyız...
****
Peki ya buldozeri kullanan İsrail askeri? Bu nasıl bir gözü dönmüşlüktür ki, buldozeri genç bir kadının üzerinden iki kez geçiriyor. Bu nasıl bir vicdansızlıktır ki, kadının genç olması, Amerikalı olması, bağırması, ağlaması hiçbir etki yapmıyor... Bir filmde rastlasak, gözümüzü çevirir, bakamayız... Ama o, uyguluyor!
İsrail buldozerinin üzerinden iki kez geçmesiyle öldürülen 23 yaşındaki Amerikalı Rachel Corrie'nin annesine yazdığı mektuplar, dünkü gazetelerde yayınlandı... Rachel, o mektuplarda en çok bir sözcüğün altını çiziyor Vicdan... 'Amerika'ya dönemem vicdanım rahat etmez' diyor. 'Burada gördüklerim vicdanımı sızlatıyor' diyor.
O mektuplarda okuduğum bir cümle ise, Rus askerinde olan, Çin askerinde olan ama İsrail askerinde olmayan şeyi açıklamaya yetiyor... Rachel, annesine şunu yazıyor 'Burada olup bitenleri gördükten sonra insana olan inancımı yitirdim..' Haklıymışsın Rachel.. Biz de insana olan inancımızı yitirdik....
Buldozer asıl Amerika'yı ezdi Saatlerce konuşsak anlatamazdık... Ama Rachel, ölümüyle anlatmayı başardı...
Rachel'in buldozerle ezilerek öldürülmesi, Amerika'nın iki yüzlülüğünü en çarpıcı ve dramatik şekilde ortaya koydu...
Amerika, kendi ülkesinden çıkan 23 yaşındaki cesur ve vicdanlı kızın verdiği canla sarsıldı..
Bakmayın siz Amerikan yönetiminin olaya doğru dürüst tepki göstermemesine. Amerikan basınının olayı es geçmesine de takılmayın... Amerika, tam da 'teröre karşı haklı savaş' adı altında Bağdat'ın üzerine bomba yağdırmak için saatleri sayarken, bir buldozerin üzerinden geçtiğini aslında bal gibi fark etti...
Şimdi vicdanı olan herkes şu soruyu soruyor Amerika'ya 'Madem amacın devlet terörünü yok etmek, İsrail'e neden sesini çıkarmıyorsun?
Bana ılık rüzgarları gönderin Tel örgüler ardına Sevgilinin gözlerinde Benim olsun Yağmur damlaları mavisi Yeşile mahkum edin bozkırı Boy atsın sevda Bana bir türkü söyleyin Yarınlarıma uzansın Tel örgüler ebem olsun Doğursun hasretimi Ağlamasın çocuklar Çocuklar ağlamasın Sözüm var Beyrut sokaklarında öldürün beni Her sabah saat beşte öldürün beni Sözüm var Beyrut sokaklarında yaşatın beni
yazmak dahi bir nevi içindeki irini akıtmaktır.yani dağları devirmişsin hissini veren eylemsizliktir.vicdan konforudur.rahat uyumanı sağlar.
“
...
Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak:
“Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık! ”
Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek!
Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız!
Bizden, teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin! Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz.
Bırakın savaşçı onuruyla ölelim!
...
Temennimiz, Allah’ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır!
...“
' ..........
Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü
Yarılan göğsümüzden umutlar bican düştü
Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin
En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü
Melekler sağnak sağnak gülümser maveradan
Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar
Mutluluk nağmeleri işitirler Hiradan
Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar
Bir bebeğin secdeye uzanırken elleri
Paramparça, ateşler sahinin hayalleri
.........
Sarardı yeşil yaprak; dal koptu; fidan düştü
Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü
Katil sinekler deldi hicabın perdesini
İstiklal boşluğunda arılar nadan düştü
.........
Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü
Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü
Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara
Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü
.........
Haritanın en beyaz noktasına kan düştü
Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü
Mahkumlar yargılıyor; hakimler mahkum şimdi
Hakların temeline sanki bir volkan düştü
.........
Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü
İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü
Güvenilen dağlara kar yağdi birer birer
Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü
.........
Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini
Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir
Yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini
Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir
Yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından
Alsam, ölümsüzlüğü billur dudaklarından
Madeni arzuların ardında seyre daldım
Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini
Senin için görülen bir düş de ben olsaydim
Şehirler kabus dolu; köylere duman düştü
Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü
Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali
Hazindir ki; dertleri asmaya umman düştü
..........
Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü
Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü
İniltiler geliyor doğudan ve batıdan
Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü
...........
Kardeşler arasında heyhat, su-i zan düştü
Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü
Şarrkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın
İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü
.......
Yağmur, sayrılığıma seninle derman düştü
Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü
Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün
Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü
............
Nurullah Genç
...
Neredesin..!
Ey İsmail'in boğazındaki merhamet..!
üzerimizdeki bu acıyı kaldır..!
Ya ebabilleri gönder, ya bizi de oraya aldır..!
...
israilin yaptığı zorbalık.. kabul.. ama sizinde sınırınızda bombalar patlasa.. füturunuzu elinize verseler.. dalarsınız.. değil mi?
savaşı onaylamıyorum; müslüman ya da yahudi olmaları durumu değiştirmiyor.. hele de müslümanın müslümana savaş açtığı zamanları bilince..! üstüne üstlük müslümanın, hıristiyanla birleşip diğer müslümana kazık attığını bilince.. yine de savaşı bilen savaştan korkar diyorum.. ismet inönü gibi..
bu günlüğe harfler ölenlerin kanlarıyla yazılıyor.
sen ey filistinli;
mezarın bile olmıycak belki ama milyonların gönlünde yatıyorsun.
yürüyor insanlar barış türküleriyle senin ölümün ecelinle olsun diye.
çocuğun öksüz kalmasın
sen evlat acısı tatma diye.
günlüğüne son yazını da ekle
deki bi tuana var benden kilometrelerce uzakta
ama duaları her gece yanıbaşımda.
başkaldırın diyoruz,başkaldırın,
öğretin karanlık tarihimizi.
öğretin çocuklarımıza.
yapışıp kalsın diye kanımız
bir felaket arması gibi
katillerin bayrağında.
isteriz güçsüzleri
koruyasınız güllelerden,
enezleri koruyasınız,
yara almasın hiçbir canlı
ve geleceğin çocukları.
akar oluk oluk cinayetin kanı,
tıklayın onu,
dört açın gözünüzü
tetikte olun,
hazırlanın kavgaya...
Bu müthiş felâkete hangi göz baksa ağlar
Ey rahmet Nebi, meded, Mescid-i Aksa ağlar.!
Nice zamanlar var ki ümmetin kanı heder,
Gecesi ve gündüzü,arhk her anı heder.!
Artık eski günler yok,cihanın yüzü kara
Sabahı ve. akşamı.gece, gündüzü kara! ..
Mazlumu kan gotürür,koca dünya ses etmez,
Allah'ın rızasına hiç kimse heves etmez!
Dinime kini vardır,bir olmuş yahudi,rum,
İnsanın cinnetinden,ey Nebi, korkuyorum! ....
Başlığın konusu dışına çıkmak istemem ama layların bir de manevi daha doğrusu vicdani tarafını kanımca gösterecek gerçeği bir yazıyla aktarmak istiyorum:
Yeltsin, tankların üzerine çıktığında, tankların etrafındaki Rus askerleri hiçbir şey yapmamışlardı.. Tienanmen Meydanı'nda tankları durduran eli poşetli adamı, Çin tankları ezmemişti...
Çünkü hem Rus askerlerinin, hem de Çin askerlerinin son tahlilde bir vicdanı vardı...
Yeltsin, tankın üzerine çıkarak cesaretini gösterdi tamam ama bir de ona dokunmayan, dokunamayan Rus askerinin vicdanı var hesaba katılması gereken... Tienanmen Meydanı'nda tankların önüne çıkan genç adamın cesareti
tarihe geçmeli, tamam ama, tankı onun üzerine sürmeyen Çinli'yi de unutmamalıyız...
****
Peki ya buldozeri kullanan İsrail askeri? Bu nasıl bir gözü dönmüşlüktür ki, buldozeri genç bir kadının üzerinden iki kez geçiriyor. Bu nasıl bir vicdansızlıktır ki, kadının genç olması, Amerikalı olması, bağırması, ağlaması hiçbir etki yapmıyor... Bir filmde rastlasak, gözümüzü çevirir, bakamayız... Ama o, uyguluyor!
İsrail buldozerinin üzerinden iki kez geçmesiyle öldürülen 23 yaşındaki Amerikalı Rachel Corrie'nin annesine yazdığı mektuplar, dünkü gazetelerde yayınlandı... Rachel, o mektuplarda en çok bir sözcüğün altını çiziyor Vicdan... 'Amerika'ya dönemem vicdanım rahat etmez' diyor. 'Burada gördüklerim vicdanımı sızlatıyor' diyor.
O mektuplarda okuduğum bir cümle ise, Rus askerinde olan, Çin askerinde olan ama İsrail askerinde olmayan şeyi açıklamaya yetiyor... Rachel, annesine
şunu yazıyor 'Burada olup bitenleri gördükten sonra insana olan inancımı yitirdim..' Haklıymışsın Rachel.. Biz de insana olan inancımızı yitirdik....
Buldozer asıl Amerika'yı ezdi Saatlerce konuşsak anlatamazdık... Ama Rachel, ölümüyle anlatmayı başardı...
Rachel'in buldozerle ezilerek öldürülmesi, Amerika'nın iki yüzlülüğünü en çarpıcı ve dramatik şekilde ortaya koydu...
Amerika, kendi ülkesinden çıkan 23 yaşındaki cesur ve vicdanlı kızın verdiği canla sarsıldı..
Bakmayın siz Amerikan yönetiminin olaya doğru dürüst tepki göstermemesine. Amerikan basınının olayı es geçmesine de takılmayın... Amerika, tam da 'teröre karşı haklı savaş' adı altında Bağdat'ın üzerine bomba yağdırmak için saatleri sayarken, bir buldozerin üzerinden geçtiğini aslında bal gibi
fark etti...
Şimdi vicdanı olan herkes şu soruyu soruyor Amerika'ya 'Madem amacın devlet terörünü yok etmek, İsrail'e neden sesini çıkarmıyorsun?
AHMET HAKAN-SABAH
Filistin Günlüğü
Bana ılık rüzgarları gönderin
Tel örgüler ardına
Sevgilinin gözlerinde
Benim olsun
Yağmur damlaları mavisi
Yeşile mahkum edin bozkırı
Boy atsın sevda
Bana bir türkü söyleyin
Yarınlarıma uzansın
Tel örgüler ebem olsun
Doğursun hasretimi
Ağlamasın çocuklar
Çocuklar ağlamasın
Sözüm var
Beyrut sokaklarında öldürün beni
Her sabah saat beşte öldürün beni
Sözüm var
Beyrut sokaklarında yaşatın beni
Grup Yorum