Bazı insanlar tarafından mukaddes bir hayvandır. Ben için,yani bir hayvensever ve belgeselsever biri için,sadece hayranlık uyandıracak bir hayvandır. Hayranlıktan kasıtım şudur ki,filler diğer hayvanlara nâzaran,aile bağları çok kuvvetli ve yardım-sever canlılardır.Diğer hayvanlarda da bu var,fakat,sadece akrabaları için geçerli.Oysa fillerde akraba olsun olmasın,kendi türünden her bireye yardım eder.
Fazla uzatmadan,bazı insanlar için neden kutsal sayıldığını söyleyeyim. Fillerin dişleri,yer yüzünde ateşten sonra en SAF maddedir.Sudan bile daha saf. Şaşırmanız normal,biz insanlara ancak şaşırmak düşer zaten. :))
Bir fil tırnaklarını kırmızıya niye boyar? Kızıl erik ağaçlarının arasında gizlenebilsin diye. Bu gibi sado-mazoşist amerikan fıkralarını, ilk kez volksvagen-fil örnekleriyle tanıdık. Altmışlı yıllar bu tür fil şakaları patlamasına tanık olmuş. Nedeni hala tartışılıyor. Psikanalize dayanan bir yoruma göre, fil, baba figürünün yerine geçiyor; sanırım, altı tonu bulan ağırlığı, şahlandığında beş metreyi geçen boyu ve iki küsur metrelik mızrağı andıran dişleriyle kızışmış erkek Afrika fili olsa gerek bu fil. Fillerin insan dışında düşman bilmez bu heybetli yapıları yanında, insan yaşamına bir perspektif sunan ve memeliler dünyasında ender görülen bir özelliği daha var. Anasoylu bir topluluk yaşamı sürdürüyorlar. Hatta buna ana erki bile diyebiliriz. Çünkü, ana filin kızları ve onların yavrularından oluşan takımın, nerede duraklayacağını, nerede konuşlanacağını, hangiyönde yayılacağını bu baş ana belirliyor. İlk yürüyen o oluyor, otlamaya, su içmeye önce o başlıyor ötekiler onu izliyor.Çok kuvvetli bir dayanışma var dişi takımında, ölmekte olan bir file yardım çabaları öldükten sonra bile epey bir zaman daha sürüyor. Ortak annelik yapıyorlar, bir kısım dişi uyurken ötekiler yavruların gözetimi ve korunması için bekçilik ediyor. Dişiler arasında önderlik dövüşü olmuyor. Bazen ananın kız kardeşleri de takıma katılıyor ama hep en yaşlı ve dolayısıyla en deneyimli olan önder oluyor. Baş ana öldüğünde yerini alan ya en yaşlı kızı oluyor ya da kalanlar başka bir takıma geçiyorlar. Nüfus arttıkça genç dişiler ayrılıp başka takımlar kuruyorlar.
tatli br hayvan, kocaman bir cusse; ama o cusseye cocuk ifdesi veren bir tatlilik, ben onlari 'Yesil Yol'daki o kocaman; cocuk yurekli siyahi adama benzetiyorum...
Hindistan'da çok önemli... onlara yol bile veriyorlar :)))
7 farklı boyda fil....sıra sıra dizilmiş...uğur getirdiğine inanılır...
satrancta guclu taslardan biri.....
Bazı insanlar tarafından mukaddes bir hayvandır.
Ben için,yani bir hayvensever ve belgeselsever biri için,sadece hayranlık uyandıracak bir hayvandır.
Hayranlıktan kasıtım şudur ki,filler diğer hayvanlara nâzaran,aile bağları çok kuvvetli ve yardım-sever canlılardır.Diğer hayvanlarda da bu var,fakat,sadece akrabaları için geçerli.Oysa fillerde akraba olsun olmasın,kendi türünden her bireye yardım eder.
Fazla uzatmadan,bazı insanlar için neden kutsal sayıldığını söyleyeyim.
Fillerin dişleri,yer yüzünde ateşten sonra en SAF maddedir.Sudan bile daha saf.
Şaşırmanız normal,biz insanlara ancak şaşırmak düşer zaten. :))
fil vakaası ve helâk olan ebrehen'in ordusu....
dünyada zıplayamayan tek hayvan.
Hafıza gücü bakımından kadınlarla boy ölçüşebilen tek yaratık.(Filler ve kadınlar asla unutmaz.)
'Kinim dinimdir'
Fil suresi:
1. Görmedin mi ne yaptı Rabbin fil yâranına!
2. Tuzaklarını boşa çıkarmadı mı onların?
3. Gönderdi üzerlerine sürüler halinde kuş,
4. Atıyorlardı onlara kurumuş çamurdan damgalı taş.
5. Nihayet, onları yenik ekin yaprağına çevirdi.
mor bi tane var odamda.. :)
Sabundan yaptığım ilk heykeldi. Sonra alçıdan yunus yapmıştım..
yavrusu alıp evde beslemek istiyoruuuum... :))
büyyük hayvan, dişi de büyük, dışkısı da, ayağı da, boyu da...kocaman yaf...
büyük bir elektirik süpürgesine benziyo
Bir fil tırnaklarını kırmızıya niye boyar? Kızıl erik ağaçlarının arasında gizlenebilsin diye. Bu gibi sado-mazoşist amerikan fıkralarını, ilk kez volksvagen-fil örnekleriyle tanıdık. Altmışlı yıllar bu tür fil şakaları patlamasına tanık olmuş. Nedeni hala tartışılıyor. Psikanalize dayanan bir yoruma göre, fil, baba figürünün yerine geçiyor; sanırım, altı tonu bulan ağırlığı, şahlandığında beş metreyi geçen boyu ve iki küsur metrelik mızrağı andıran dişleriyle kızışmış erkek Afrika fili olsa gerek bu fil.
Fillerin insan dışında düşman bilmez bu heybetli yapıları yanında, insan yaşamına bir perspektif sunan ve memeliler dünyasında ender görülen bir özelliği daha var. Anasoylu bir topluluk yaşamı sürdürüyorlar. Hatta buna ana erki bile diyebiliriz. Çünkü, ana filin kızları ve onların yavrularından oluşan takımın, nerede duraklayacağını, nerede konuşlanacağını, hangiyönde yayılacağını bu baş ana belirliyor. İlk yürüyen o oluyor, otlamaya, su içmeye önce o başlıyor ötekiler onu izliyor.Çok kuvvetli bir dayanışma var dişi takımında, ölmekte olan bir file yardım çabaları öldükten sonra bile epey bir zaman daha sürüyor. Ortak annelik yapıyorlar, bir kısım dişi uyurken ötekiler yavruların gözetimi ve korunması için bekçilik ediyor. Dişiler arasında önderlik dövüşü olmuyor. Bazen ananın kız kardeşleri de takıma katılıyor ama hep en yaşlı ve dolayısıyla en deneyimli olan önder oluyor. Baş ana öldüğünde yerini alan ya en yaşlı kızı oluyor ya da kalanlar başka bir takıma geçiyorlar. Nüfus arttıkça genç dişiler ayrılıp başka takımlar kuruyorlar.
mamutun bi boy küçüüdür. :)
Bi dumbo vardı koca kulaklı die kimse sevmezdi..Ben seviodum ama.
tatli br hayvan,
kocaman bir cusse; ama o cusseye cocuk ifdesi veren bir tatlilik, ben onlari 'Yesil Yol'daki o kocaman; cocuk yurekli siyahi adama benzetiyorum...