Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla! Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım; Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım. Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın, Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın, Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin; Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
Nesâi 'nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir: 'Bir münâdi, her gece şöyle nida edip bağırır: 'Ey hayır isteyen, gel! Ey şer isteyen kendini şerden tut! '
Ey gönül! Bu iki günlük aşkı bırak, çünkü iki günlük aşktan fayda gelmez. Kıyamet gününde birlikte bulunabileceğin bir aşkı seç.............................(*)
Ey sonbahar Ey hüzünlü gözleri aşkın ve mevsimlerin Ne zaman geldin Güneşin üstüne düşen gölge
Ey sonbahar Yalnız kadın Saltanatı dulluğun Aklından gelip geçen bütün yazlar Ayışığı kadar sadeydi Ayışığı kadar temiz Hatırladığın kış geceleri
Şimdi ağzında renklerin bütün tadı Kızılın güneş tadı Mavinin su tadı Beyaz zambakların utanmaz tadı Hiçbir kuş barınamaz seninle Yüreğin en eski aşk kırgını
Boş limonluklar, kurutulmuş elmalar Kayıp gider, ürperdikçe zeytin ağaçları Eylül böylece ayrılığın ve ölümün mührüdür Kaybolan zamanların Yaşayamadıklarımızın Bu çılgın oyun, hayatlar içinde Devinip duran Ortak bir düş salgını
İşte aşkım İşte ruhum İşte ben Ey sonbahar Savrulup duruyoruz Rüzgarlarınla Yapraklarınla
...yedi kat göğün yetimiydin göğsümde
yol kokusu başın
şimdi kimin sesinde uyuyor?
kimin ırmağındasın şimdi
o dağdan bu ovaya sürdüğün at
şimdi kimin ağacına bağlı?
yeşerdi mi tarlan
acı kök tadın aldın mı dünyadan?
bir avlunun karanlığından bakıp
her aşk kusur soyundandır
dedin mi her kapıda?
yarık içinde tırmandığın dut dalı
sana da verdi mi yemişin?
herkesten bir taş eksiltirken
ördün mü duvarın?
onca aşk geçtin
hani ne var heybende?
her seferinde başka bir kapıdan
topuklarken ayrılığın atını
dinmek bildi mi içindeki sahra sesi?
onca yıl
veda ovasını gezip durdun da
gördün mü merhamet tepesini?
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
Ey! gözlerime bahşedilmiş mucize,
Ey! yüreğime hediye edilmiş Cennet kokusu,
Ey! nefesime serpiştirilmiş bir yudum taze hayat,
Nefesindeki hayatla soluklandığım saklı sevdam,
Çaresiz sizleri biraz korku ve biraz açlıkla imtihan edeceğiz.' (Bakara, 2/155)
Nesâi 'nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir: 'Bir münâdi, her gece şöyle nida edip bağırır: 'Ey hayır isteyen, gel! Ey şer isteyen kendini şerden tut! '
Ey gönül! Bu iki günlük aşkı bırak, çünkü iki günlük aşktan fayda gelmez.
Kıyamet gününde birlikte bulunabileceğin bir aşkı seç.............................(*)
Ey sonbahar
Ey hüzünlü gözleri aşkın ve mevsimlerin
Ne zaman geldin
Güneşin üstüne düşen gölge
Ey sonbahar
Yalnız kadın
Saltanatı dulluğun
Aklından gelip geçen bütün yazlar
Ayışığı kadar sadeydi
Ayışığı kadar temiz
Hatırladığın kış geceleri
Şimdi ağzında renklerin bütün tadı
Kızılın güneş tadı
Mavinin su tadı
Beyaz zambakların utanmaz tadı
Hiçbir kuş barınamaz seninle
Yüreğin en eski aşk kırgını
Boş limonluklar, kurutulmuş elmalar
Kayıp gider, ürperdikçe zeytin ağaçları
Eylül böylece ayrılığın ve ölümün mührüdür
Kaybolan zamanların
Yaşayamadıklarımızın
Bu çılgın oyun, hayatlar içinde
Devinip duran
Ortak bir düş salgını
İşte aşkım
İşte ruhum
İşte ben
Ey sonbahar
Savrulup duruyoruz
Rüzgarlarınla
Yapraklarınla
ey başını eyeceksen yalnızca aşk için ey..
eyy allahım beni senden ayırma (amin amin amin) ..
Ey tanrım, ey adalet tanrısı!
Sen değil, göklerde oturan!
İçimizdeki sen, ey tanrım,
içimdeki, yüreğimdeki, ruhumdaki!
Dostum beni niçin zar incitirsin
Verdiğim ikrardan dönen değilim ey
Senden başkasına meylimi vermem
Uçup daldan dala konan değilim ey
Dostum gönüllenme giden tez gelir
Herkes sevdiğine cilve naz gelir ey
Yar yüzüne yüz yıl baksam az gelir
Yüz dahi baksam kanan değilim ey
Karacoğlan bilir benim halimi
Kadir Mevlam açık etsin yolumu
Senden başkasına vermem meylimi
Vallahi billahi veren değilim ey
Karacaoglan