gece saat tam on ikiyi vurduğunda, gözkapaklarının altında uyuyor mudur o koyu/derin mavi göl..., boncuktan bir kuş firar edip emanet şarkısıyla tam yedi kez uğrasın pencerene yâren…, yasla başını erenler aşkına omzuma, ve ömrümce kaybolma bir yere, çek sonsuzluğun esrarını içine, alnın değdikçe seccadene… olmasam da yarınlarda yanında, ışığa aşık pervane böcekleri ve müşterek dualar doğum günü hediyem olsun sana)}]
içinden geçen bu iç seslerin gibi, bildirdiklerinin hepsinden sonra gelen gaflet de olmayaydı, ah nolaydı…;
ve okunu esas kendi kalbine fırlatan aptal eros, aşkın kerpeteniyle söküyorum mitolojik çivilerini, tek tek..., şimdi öp o çivi izlerini bir bir..., ve seni; artık şizofren bir bulutun kendini astığı göğe teslim ediyorum...,
bilge bir kalbin dizlerine kapanmış kalbimle, hıçkırarak ağlamak ve bin yıl sürse de ömrüm, hakikatine ş(a\e)hid olarak teneşirde gözyaşlarınla yunmak, ve evvel giden kabri nurluların sırlı ırmağında; fenanın hiçliğinden arınmak istiyorum…, ah;
masum,anakuzusu,çıplak gezen,aklında bi fesatlık olmadan sırf birileri mutluolsun diye sağa sola oklar moklar fırlatarak oyun oynadığını sanan bi cocuk...ama oynadığı oyunun o insanları öldürebileceğinden haberi bile yok... densiz bebe:@
eros yunan mitolojisinde homorese göre afroditin oğlu sanırım ares le beraberliğinde meydana gelmişti...tasvir sanatında simgesi meşhur aşk okudur...inanılır ki eros gözüne kestirdiği çiftlere bu ou saplar ve böylece bu çift birbirine aşık olur...eros aşk tanrısı olarak bilidiği kadar günümüzde bir sex objesiymiş gibi de algılanır.eros tasvir edilirken küçük bir çocuk şeklinde tasvir edilir genellikle annesi afroditin yanında masumane bir tavır sergileyerek karşımıza çıkar...
şimdilerde vizyona giren 3 usta yönetmenin ki -en iyisi uzakdoğulu olandı en azından öyküsü- 3 ayrı hikayeden oluşan hiç yapılmamış değil ama değişik bişe olan ayrıca pek bi hayır yaptığımı da düşünerek mutlaka gidilmesi gerektiğini sölediğim bir sinema filmi...özellikle en çarpıcı olan uzakdoğulu yönetmenin çektiği EL isimli kısa metrajdı...
gece saat tam on ikiyi vurduğunda,
gözkapaklarının altında uyuyor mudur
o koyu/derin mavi göl...,
boncuktan bir kuş firar edip
emanet şarkısıyla tam yedi kez
uğrasın pencerene yâren…,
yasla başını erenler aşkına omzuma,
ve ömrümce kaybolma bir yere,
çek sonsuzluğun esrarını içine,
alnın değdikçe seccadene…
olmasam da yarınlarda yanında,
ışığa aşık pervane böcekleri
ve müşterek dualar
doğum günü hediyem olsun sana)}]
içinden geçen bu iç seslerin gibi,
bildirdiklerinin hepsinden sonra gelen
gaflet de olmayaydı,
ah nolaydı…;
ve okunu esas kendi kalbine fırlatan aptal eros,
aşkın kerpeteniyle söküyorum mitolojik çivilerini,
tek tek...,
şimdi öp o çivi izlerini
bir bir...,
ve seni; artık şizofren bir bulutun
kendini astığı göğe teslim ediyorum...,
bilge bir kalbin dizlerine kapanmış kalbimle,
hıçkırarak ağlamak ve bin yıl sürse de ömrüm,
hakikatine ş(a\e)hid olarak
teneşirde gözyaşlarınla yunmak,
ve evvel giden kabri nurluların
sırlı ırmağında;
fenanın hiçliğinden arınmak istiyorum…,
ah;
Prezervatif markası.
Eros Dünyaya eros,eline, beline, cebine eros.
Eskiden giydiğim donumun markası. Hay allah kaç sene geçmiş üzerinden :)
Kör...
masum,anakuzusu,çıplak gezen,aklında bi fesatlık olmadan sırf birileri mutluolsun diye sağa sola oklar moklar fırlatarak oyun oynadığını sanan bi cocuk...ama oynadığı oyunun o insanları öldürebileceğinden haberi bile yok... densiz bebe:@
eros yunan mitolojisinde homorese göre afroditin oğlu sanırım ares le beraberliğinde meydana gelmişti...tasvir sanatında simgesi meşhur aşk okudur...inanılır ki eros gözüne kestirdiği çiftlere bu ou saplar ve böylece bu çift birbirine aşık olur...eros aşk tanrısı olarak bilidiği kadar günümüzde bir sex objesiymiş gibi de algılanır.eros tasvir edilirken küçük bir çocuk şeklinde tasvir edilir genellikle annesi afroditin yanında masumane bir tavır sergileyerek karşımıza çıkar...
Günümüz tanrı mantığı ile hareket eden kimine ok atıp aşık eden kimine atmayan, keyfi kararları olan mitolojik bir birşey..
sevmiyom ben böyle filmleri..söylendiği gibi erotik falan da değildi ayrıca.sadece farklı yönetmenlerin ortaya çıkardığı uyum güzeldi.
erotik bi film...çok cazip gelmedi...
şimdilerde vizyona giren 3 usta yönetmenin ki -en iyisi uzakdoğulu olandı en azından öyküsü- 3 ayrı hikayeden oluşan hiç yapılmamış değil ama değişik bişe olan ayrıca pek bi hayır yaptığımı da düşünerek mutlaka gidilmesi gerektiğini sölediğim bir sinema filmi...özellikle en çarpıcı olan uzakdoğulu yönetmenin çektiği EL isimli kısa metrajdı...