insan ilk önce insandir ırkı ve dini ne olursa olsun.Türkiyede daha doğrusu türkçülük yapan devşirme ırkçıların hemen hemen hepsi türk ırkından değildirler.kendilerini daha türk göstermek için türkten daha türk kesiliyorlar hal böyle olunca kendi ırkını da dahil olmak üzere başkasının kendi kimliğine sahüp çıkmasını hazmedemiyor bu insan her kim olursa olsun her zaman ve her yerde her şey yapmaya hazırdır.Kendini inkar eden birinden her şey beklenir işin aksisi de bunu yaparken milleti için yaptığını sanıyor. bana göre Ermeneiler de tıpkı Kürtler gibi bu coğrafyanın asıl sahipleri olmasına rağmen her zaman baskı altında bırakılmaktadırlar Kürtlare din kardeşi adı altında biraz daha sinsice yaklaşııyor ama Ermenilerin öyle bir şansları da yok.ezilmiş bir halkın evladı olarak ezilmişliğin ne demekolduğunu bildiğim için ve dahası insan olduğum için Ermeniler de benim ve senin gibi birer Allahın yaratığı mahluklardır.
Ermeniler bana Ermeni Terörü / nü cagristiriyor...
Ermeni Terörü...
Türklere yönelik, başta ASALA olmak üzere Ermeni terör örgütlerinin saldırıları, 1973 yılında başladı ve aralarında diplomatlar, güvenlik görevlileri ve işadamlarının da bulunduğu 41 Türk vatandaşı katledildi.
(Esenboğa olayında 6 Türk ve 2 yabancı, Orly olayında 2 Türk ve 6 yabancı, İstanbul Kapalıçarşı olayında 2 Türk ve diplomatlara yönelik saldırılar sırasında da (1978 Madrit ve 1983 Belgrad) 2 yabancı Ermeni terörünün kurbanı oldu.)
Türklere yönelik saldırılar, 1984 yılı sonunda kesildi.
Ermeni terörü 27 Ocak 1973 - Los Angeles (ABD) Mehmet Baydar - Bahadır Demir * Türk vatandaşlarına yönelik ermeni saldırıları, 1973 yılında başladı. Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet BAYDAR ve Konsolos Bahadır DEMİR, 78 yaşındaki Amerikan uyruklu ermeni Gurgen (Karakin) Yanikiyan tarafından şehit edildi.
Elinde bulunan Abdülhamit'e ait bir tabloyu Türkiye'ye armağan etmek istediğini bildirerek, Baydar ve Demir'i Santa Barbara'daki Baltimore Oteline davet eden Yanikiyan, iki diplomatı otelde silahla üzerlerine ateş açarak öldürdü. Cinayetten sonra tutuklanan ve müebbet hapis cezasına çarptırılan Yanikiyan, 31 Aralık 1984 tarihinde af ile serbest bırakıldı. Yanikiyan, serbest kaldıktan kısa bir süre sonra öldü.
Türk diplomatlara karşı ilk saldırı olarak nitelenen bu olay, daha sonra bir cinayetler zincirini başlattı ve örgütlü Ermeni terörüne örnek oluşturdu.
22 Ekim 1975 - Viyana (Avusturya) Daniş Tunalıgil * Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Daniş TUNALIGİL, büyükelçiliği basan 3 terörist tarafından şehit edildi.
20 Şubat 1975'de Beyrut'taki THY bürosu bombalandı. Olayı, Gizli Ermeni Ordusu Esir Yanikiyan Gurubu üstlendi. Olay yerine bırakılan mektupta, 'Ermenilerin haklı davasında emperyalistlere karşı mücadele edileceği, eylemlerin Türkiye, İran ve ABD'yi hedef alacağı, bu bombalama eyleminin de bir başlangıç olduğu' bildirildi.
22 Ekim 1975 tarihinde, otomatik silahlı 3 kişi, Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği'ne girerek kapıdakileri etkisiz hale getirdikten sonra Büyükelçi'nin makam odasına girdiler. Burada Daniş Tunalıgil'e Türkçe, 'Siz Sefir misiniz? ' diye soran ve 'Evet' yanıtını alan saldırganlar, Tunalıgil'i otomatik silahlarla taradılar. Tunalıgil, olay yerinde can verdi. 3 terörist, hızla binayı terkederek, bir otomobille uzaklaştılar.
24 Ekim 1975 - Paris (Fransa) İsmail Erez - Talip Yener * Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail EREZ ve makam şoförü Talip YENER, büyükelçilik yakınlarında katledildi. Büyükelçi Erez'in makam aracı, yerel saatle 13.30 sıralarında Büyükelçilik yakınındaki Seine Nehri üzerindeki Bir Hakeim Köprüsü'nde pusuya düşürüldü. İsmail Erez ve makam şoförü Talip Yener, otomatik silahlarla taranarak öldürüldü. Saldırıyı 'Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları' adlı örgüt üstlendi.
16 Şubat 1976 - Beyrut (Lübnan) Oktar Cirit * Türkiye'nin Beyrut Büyükelçiliği Başkatibi Oktar CİRİT, bir salonda otururken, Ermeni terörizminin kurbanı oldu. Saldırıyı ASALA üstlendi. ASALA ilk kez bu cinayetle adını ortaya attı.
9 Haziran 1977 - Roma (İtalya) Taha Carım * Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Taha CARIM, büyükelçilik ikametgahının önünde iki teröristin açtığı ateş sonucu öldü. Saldırıyı bu kez 'Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları' adlı örgüt üstlendi.
2 Haziran 1978 - Madrit (İspanya) Necla Kuneralp - Beşir Balcıoğlu * Türkiye'nin Madrit Büyükelçisi Zeki KUNERALP'in makam aracına 3 terörist tarafından ateş açıldı. Arabada bulunan büyükelçinin eşi Necla KUNERALP ile emekli büyükelçi Beşir BALCIOĞLU, hayatlarını kaybettiler. Saldırıyı 'Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları' adlı örgüt üstlendi. Bu olayda, ilk kez bir yabancı da Ermeni teröristlerin Türklere yönelik saldırısı sırasında öldü. Makam Şoförü İspanyol Atonyo TORRES, teröristlerin kurşunlarına hedef oldu.
12 Ekim 1979 - Lahey (Hollanda) Ahmet Benler * Hollanda'daki Türkiye Büyükelçisi Özdemir BENLER'in oğlu Ahmet BENLER, silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Olayı bu kez hem 'Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları' hem de ASALA ayrı ayrı üstlendi.
22 Aralık 1979 - Paris (Fransa) Yılmaz Çolpan * Türkiye'nin Paris Turizm Müşaviri Yılmaz ÇOLPAN, bir teröristin saldırısı sonucu katledildi. Bu olay, Ermeni terörizminin Paris'teki ikinci saldırısı oldu. Olaydan sonra haber ajanslarına telefon eden bir kişi, Roma, Madrit ve Paris'teki eylemlerden 'Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları' adlı örgütün sorumlu olduğunu bildirerek, 'Türk Hükümeti Ermenilere hak tanımadığı için Avrupa'daki Türk diplomatlarını öldürüyoruz' dedi.
31 Temmuz 1980 - Atina (Yunanistan) Galip Özmen - Neslihan Özmen * Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği İdari Ataşesi Galip ÖZMEN ile 14 yaşındaki kızı Neslihan ÖZMEN, bir teröristin silahlı saldırısı sonucu katledildiler. Galip Özmen'in eşi Sevil ÖZMEN ve oğulları Kaan ÖZMEN olaydan yaralı olarak kurtuldular. Saldırıyı bu kez ASALA üstlendi.
17 Aralık 1980 - Sidney (Avustralya) Şarık Arıyak - Engin Sever * Türkiye'nin Avustralya Başkonsolosu Şarık ARIYAK ile koruma görevlisi Engin SEVER, Ermeni terörizminin kurbanı oldular.
1980 yılında ayrıca; - 6 Şubat'ta Türkiye'nin İsviçre Büyükelçisi Doğan Türkmen, Bern'de uğradığı saldırıdan yara almadan kurtuldu. - 17 Nisan'da Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Vecdi Türel'in makam aracına ateş açıldı. Türel ve koruma görevlisi Tahsin Güvenç saldırıdan yaralı olarak kurtuldular. - 26 Eylül'de Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Basın Danışmanı Selçuk BAKKALBAŞI, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı.
4 Mart 1981 - Paris (Fransa) Reşat Moralı - Tecelli Arı * Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Reşat MORALI ile din görevlisi Tecelli ARI, Çalışma Ataşeliği'nden çıkıp arabaya binecekleri sırada 2 teröristin saldırısına uğradılar. Moralı saldırı sırasında hayatını kaybederken, din görevlisi Arı, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede öldü. Saldırıyı ASALA üstlendi. Bu olay ile Ermeni terörizminin, Paris'teki üçüncü katliamı oldu. Türkiye, Türk diplomatlarını etkin bir şekilde korumadığı için Fransa'ya protesto notası verdi.
9 Haziran 1981 - Cenevre (İsviçre) M. Savaş Yergüz * Türkiye'nin Cenevre Başkonsolosluğu Sözleşmeli Sekreteri Mehmet Savaş YERGÜZ, evine gitmek üzere konsolosluktan ayrıldıktan hemen sonra uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Saldırıyı ASALA üstlendi. Olaydan sonra yakalanan Lübnan uyruklu Ermeni terörist Mardiros Camgozyan, 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.
24 Eylül 1981 - Paris (Fransa) Cemal Özen * Türkiye'nin Paris Başkonsolosluğu ile Kültür Ataşeliği'nin bulunduğu binayı işgal eden 4 ermeni terörist, 56 Türk görevli ve vatandaşı rehin aldı. Teröristler, kendilerine müdahale etmek isteyen güvenlik görevlisi Cemal ÖZEN'i öldürdüler, Başkonsolos Kaya İNAL'ı yaraladılar. Ermeni teröristler, Türkiye'de siyasi tutuklu 12 kişinin salınarak Paris'e getirilmesini istediler. İsteklerinin kabul edilmeyeceğini anlayan teröristler 15 saat sonra polise teslim oldular. Türkiye, Fransa'yı bir kez daha uyarırken, Fransa da saldırıyı kınadı. Olayı ASALA üstlendi. Saldırıyı gerçekleştiren 4 ermeni terörist, Vasken Sakosesliyan, Kevork Abraham Gözliyan, Aram Avedis Basmaciyan ve Agop Abraham Turfanyan, 31 Ocak 1984'de Fransa'da 7'şer yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Mahkemenin sonucu Türkiye'de büyük tepkiyle karşılandı.
1981 yılında ayrıca; - 2 Nisan'da Türkiye'nin Kopenhag Çalışma Ataşesi Cavit Demir, oturduğu apartmanın asansöründe uğradığı silahlı saldırıdan yaralı olarak kurtuldu. - 25 Ekim'de Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği İkinci Katibi Gökberk Ergenekon, yolda yürürken saldırıya uğradı. Ergenekon, olaydan hafif yaralarla kurtuldu.
28 Ocak 1982 - Los Angeles (ABD) Kemal Arıkan * Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal ARIKAN öldürüldü. Arıkan'ın katili Taşnak militanı Hampig Sasunyan, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
5 Mayıs 1982 - Boston (ABD) Orhan Gündüz * Türkiye'nin Boston Fahri Başkonsolosu Orhan GÜNDÜZ, uğradığı silahlı saldırıda öldü.
7 Haziran - Lizbon (Portekiz) Erkut Akbay - Nadide Akbay * Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği İdari Ataşesi Erkut AKBAY otomobilinde uğradığı silahlı saldırıda öldü. Otomobilde bulunan eşi Nadide AKBAY, yaralı olarak kaldırıldığı hastanede bir süre sonra yaşamını yitirdi.
27 Ağustos 1982 - Ottawa (Kanada) Atilla Altıkat * Türkiye'nin Ottowa Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Atilla ALTIKAT, silahlı saldırı sonucu öldü.
9 Eylül 1982 - Burgaz (Bulgaristan) Bora Süelkan * Türkiye'nin Burgaz Başkonsolosluğu İdari Ataşesi Bora SÜELKAN katledildi.
1982 yılında ayrıca; - 8 Nisan'daTürkiye'nin Ottawa Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Kani GÜNGÖR, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı. - 21 Temmuz'da Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosu Kemal Demirer'e konutu önünde silahlı saldırı düzenlendi. Demirer, olaydan yara almadan kurtulurken, saldırgan yaralı olarak yakalandı. - 7 Ağustos'da ASALA'ya bağlı 2 terörist Ankara Esenboğa Havalimanında düzenlediği silahlı baskında 8 kişi öldü, 72 kişi yaralandı. Bu, Ermeni terörizminin Türkiye'deki ilk eylemi oldu. ESENBOĞA OLAYI
9 Mart 1983 - Belgrad (Yugoslavya) Galip Balkar * Türkiye'nin Belgrad Büyükelçisi Galip BALKAR'a 2 terörist tarafından 9 Mart'ta silahlı saldırı düzenlendi. Olayda ağır yaralanan BALKAR, 11 Mart'ta hayatını kaybetti. Olayda, bir Yugoslav öğrenci de öldü. Saldırıyı yapan Kirkor Levonyan ile Raffi Aleksandr, olaydan tam bir yıl sonra 9 Mart 1984'de 20'şer yıl ağır hapis cezasına çarptırıldılar.
14 Temmuz 1983 - Brüksel (Belçika) Dursun Aksoy * Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği İdari Ataşesi Dursun AKSOY, ermeni teröristlerce katledildi.
27 Temmuz 1983 - Lizbon (Portekiz) Cahide Mıhçıoğlu * Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği, 5 Ermeni terörist tarafından basıldı ve bina içindekiler rehin alındı. Baskın sırasında büyükelçilik Müsteşarı Yurtsev MIHÇIOĞLU'nun eşi Cahide MIHÇIOĞLU hayatını kaybetti. Portekiz polisi, düzenlediği operasyonla rehineleri kurtardı, 5 teröristi de öldürdü. Saldırıyı, 'Ermeni Devrimci Ordusu' adlı örgüt üstlendi. Örgüt, teröristlerin öldürülmesi nedeniyle Portekiz Başbakanı Mario Soarez'i ölümle tehdit etti.
1983 yılında ayrıca; - 16 Haziran'da İstanbul Kapalıçarşı'da bir terörist tarafından halkın üzerine ateş açıldı. Olayda 2 kişi öldü, 21 kişi de yaralandı. Saldırgan, olay yerinde öldürüldü. Olayı bir ermeni teröristin yaptığı anlaşıldı. - 15 Temmuz'da THY'nin Paris Orly havalimanındaki bürosu önünde bomba patladı. Olayda, 2'si Türk, 4'ü Fransız, 1'i Amerikalı, 1'i de İsveçli olmak üzere 8 kişi öldü, 28'i Türk, 63 kişi de yaralandı. Bu olay tarihe 'Orly Katliamı' olarak geçti.
28 Nisan 1984 - Tahran (İran) Işık Yönder * Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Sekreteri Şadiye YÖNDER'in eşi, İran ile Türkiye arasında ticaret yapan işadamı Işık YÖNDER, bir ASALA militanı tarafından öldürüldü. . 20 Haziran 1984 - Viyana (Avusturya) Erdoğan Özen * Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Erdoğan ÖZEN, otomobiline yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Olayı, 'Ermeni Devrimci Ordusu' adlı örgüt üstlendi. . 19 Kasım 1984 - Viyana (Avusturya) Evner Ergun * Türkiye'nin BM Temsilciliğinde görevli Evner ERGUN, aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Bu olayı da, 'Ermeni Devrimci Ordusu' adlı örgüt üstlendi.
1984 yılında ayrıca; - 27 Mart'ta Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavir Yardımcısı Işıl ÜNEL'in otomobiline bomba yerleştirmeye çalışan bir terörist, bombanın elinde patlaması sonucu öldü. - 28 Mart'ta yine Tahran'da Büyükelçilik Başkatibi Hasan Servet ÖKTEM ve Büyükelçilik Ataşe Yardımcısı İsmail PAMUKÇU, evlerinin önünde uğradıkları silahlı saldırıda yaralandılar.
ermeniler bir millettir.bizim üllemızdede varlar . her zaman da gelip yaşayabilirler ancak.başkaları tarafından görevli olarak değil tabi.ülkemızde çirkin oyun oynamayan herkese acık ne olursa olsun.
Hani Afganistanda bir fotoğrafçı zavallı bir kız çocuğunun resmini çekip bu resimle dünyaca ünlü olup milyonlarca dolar kazanmıştı..Yıllar sonra bu fotoğrafçı bu kızı yeniden bulduğunda kızın evlendiğini ve çok fakir bir hayat sürdüğünü görmüştü.. Ermeniler bu durumda işte, kimi onları kullanıp Nobel alıyor,kimi oy alıyor ama Ermeniler açlıktan ölüyor.. Osmanlı Millet -i Sadıka! demiş; ama bu millet,Azarbaycan ın %20 sini gasbetmiş ve Türkleri 1915 te yaptıkları gibi, 80 yıl sonra yeniden kesmiş, bir milyon Azeriyi mülteci durumuna düşürüp kamplara sürmüştür..Hala 1 milyon Türk çadırda yaşarken Türk halkı Lübnana,Filistin e yardım toplayıp zekatlar vermektedir..Halbuki Filistinliler (FKÖ) Türkiye ye terörist yetiştirmiş başka bir halt yapmamıştır..
ERMENI demek YERBENIM demektir,çünki onların gözü toprakdan doymuyor,kendi devletlerini kurmak için denizden denize işğal praoqramları var bunu hayata geçirmek iddiasındalar.
Babamın sevgili okul arkadaşı, dostu ve kardeşi Edward amcayı unuttum bak.. :)) Ankara ticaret lisesi ve eski adıyla Yüksek Ticaret'ten babamın okul arkadaşı sevgili Edward amca ve eşi Rosa teyze... Acaba bu hatırnazlık durumu ırksal özellikleri falan mıdır kiii..... Tek gayr-i müslüm ve de ermeni olan arkadaşları olmasına karşın her bayram seyran arar, kart atar, bütün düğün, cenaze, iyi ve kötü günlerde herkesi arayıp haber veren toplayan odur hep...
Bu yetmiş küsür yaş civarındaki lise ve fakülteden okul arkadaşlarını bir araya getirmeyi görev edinmiş gibidir adeta Edward amca... pek çok organizasyon yaparak onları toplar.. Her ayın ilk cuması toplanırlar.. Nasıl başarırsa hayatta olan öğretmenlerini filan da bulur getirir hatta.. Pikniklere gezilere giderler.. Ayaş'taki kendi bağ evinde bütün bu kadroyu ağırladığında biz çocuklar hatta torunlar falan da davetliydik... Aynı göğün altında aynı toprakların insanı olmanın ortak sevgisi ve dostluğun kardeşliğin sıcaklığı içinde geçirilmiş unutulmaz bir gündü
Üniversiteden sevgili arkadaşım, dostum ve kardeşim Ogi'yi hatırlatıyor bu terim... Yıllardır görmedim ve çok da özledim aslında.. Öyle hatırnaz bir kızdı ki; ders aralarında kantine inerken her gördüğüne selam verip, hatır sora sora aşağı inene kadar çoğunlukla diğer dersin saati gelirdi... yıllığa bile yazmıştık hatır sormaktan kantinde bir çay içemeden okulu bitirdi diye... :))) Canım ya nerelerdedir kimbilir.. hayat herbirimizi bir yana uçurdu...
ermeniler bu topraklarda yaşamış 1.dünya savaşında ayaklanmışlar köyler basmışlar kan dökmüşler kadınları çocukları öldürmüşler yakmışlar yıkmışlar hiç bir zaman dostça yaşanacak durum sergilememişler. dostça kardeşçe diyenler yalan söylüyor. inanmıyorum.
Ne yazık ki bizim halkımız da dahil Dünya kamuoyu “katliam” ile “ soykırım” arasındaki farka dikkat etmemektedir.
Bir katliamın soykırım olarak tanımlanması için 3 temel koşulun bir arada bulunması gerekir:
1) Katliamın (bir etnik veya dini gruba karşı) resmi devlet politikası olarak yapılması 2) Bu katliamın tek bir yerde değil, tüm ülkede uygulanması 3) Katliamın bir defa değil, sürekli olarak yapılması.
Yabancı dilde Genocide terimiyle ifade edilen soykırım suçu özel olarak tanımlanmış bir eylemdir. Nazilerin, eski Yogoslavya’nın Sırp ve Hırvat kökenli yönetici ve komutanlarının yaptığı gibi.
Tehcir Arapça “göç” anlamını taşıyan “hicret” sözcüğünden gelir, göç ettirme demektir. Bugünkü Türkçe’de sürgünü karşılayan bir sözcüktür. “Ermeni Tehcir”i denilen olay, I. Dünya Savaşı sırasında, Osmanlı İmparatorluğu’nun savaş halinde olduğu Çarlık Rusyası ile iş birliği halinde isyana ve savaşa başlayan, Türklere ve kürtlere karşı katliama girişen Ermenilerin Doğu Cephesi’nde savaşan orduyu arkadan vurmalarını önlemek için güneye, Suriye’ye sürülmeleri harekatıdır.
Hem milliyetçilik akımlarının hem de Avrupa’nın Osmanlı’yı paylaşma çabalarının etkisiyle Ermeniler, uzun bir süredir isyan ve bağımsızlık hazırlığı içindeyken I. Dünya Savaşı patladı. Hem örgütlenme hem silahlanma açısından güçlenen Ermeniler Kasım 1914’te Rusya ile savaş başlayınca Osmanlı topraklarında eyleme geçtiler, Türkleri ve Kürtleri öldürmeye başladılar.
Bitlis,Halep,Dörtyol,Kayseri’de Ermeni ayaklanmaları başladı. İttihatçılar 1915 yılı başında ordunun çeşitli kademelerindeki Ermenilerin görevlerinden uzaklaştırılmaları için bir karar yayınladı. Van, Bitlis, Diyarbakır gibi yerlerdeki Ermeni nüfusu da Osmanlı ordusunu arkadan vuracak bir örgütlenme ve ayaklanma içindeydi. Sadece Ruslar değil, İngilizler ve Fransızlar da Ermeni ayaklanmasını destekliyordu.
Yabancı kaynaklar bu hareketlerin Ermenilerin Osmanlılar tarafından ezilmelerine bağlamakta, yıllardır süren Ermeni komitacılığının ayrılıkçı isyanlara yönelik etkilerini yok saymaktadır. Ruslarla savaşta olan Osmanlılar cephe gerisindeki Ermeni isyanıyla da boğuşmak zorunda kalmıştır. Tabi bu ortamda her iki taraf da, yani hem Ermeniler hem de Türklerle Kürtler karşılıklı bir katliama girişmişlerdir.
Nisan 1915’te Ermeni komitacılar Van’ı ele geçirdiler.Binlerce Türk ve Kürt öldürüldü. Rus birlikleri kente girdi, katliam devam etti. İşte Ermenilerin artık her yıl andıkları 24 Nisan 1915 tarihindeki tehcir (sürgün) kararı bu ortam içinde alındı. 16-55 yaş arasındaki Ermeni nüfusun Bağdat Demiryolu’ndan uzağa, Suriye’ye sürülmesi başladı.
Zaten savaş koşulları içinde olan yoksul bir ülkede kimi zaman ekmek ve su bulmak bile sorun olmaktaydı. Bu sürgün sırasında Ermenilerin öldüğü doğrudur. İşte başta Fransa olmak üzere, Batı’daki pek çok ülkenin “Ermeni Soykırımı yoktur” denmesinin bile yasaklanmasına yol açan Ermeni Soykırımı iddialarına temel oluşturan olay budur.
İşin ilginç yanı Osmanlılar I.Dünya Savaşı’nda yenildikten sonra tehcirden sorumlu 1400’e yakın memurun Divan-ı Harp’te yargılanmış olması ve pek çok kişinin hapis cezası almasının yanında 40 kişinin de idam edilmiş olmasıdır. Yani hesaplaşma hemen başlamış, suçlu bulunanlar hemen cezalandırılmıştır.
Selçuklu ve Osmanlı'nın koruduğu ve zengin ettiği fakat Osmanlı yönetiminden rahatsız olup,topraklarında gözü olan; Taşnak ve Hıncak cemiyetleriyle Avrupa,Amerika ve Rusya'nın kullandığı,kullanılmış etnik bir millet
ben aslen mardinliyim benim dedemin babası kurtuluş savaşalarında doğu cephesinde ruslara karşı ve ermenilere karşı savaşmış ve savaştan gazi olarak memleketine dönerken bismil ovasında bir ermeni köyünde bir ermeninin evine misafir olmuş hani bu geceyi geçirim sabaha köyüme ulaşırım diye evin sahibi ermenide elinde bir bıçak bu gece bir koyun kesecem demiş dedem dedem pek önemsememiş faka ev sahibinin oğlu insaflıymış biraz dedem anlatıldığına göre çok güzel yüzlü bir insanmış ve çokta gençmiş o zaman dedeme demişki babam koyun yerine seni kesecek sen savaş gazisisin babamın çok zorun a gitmiş sizi harbde onun için bu gece sizi koyun gibib kesecek köydekiler duyarsa zaten yaşatmaz diye dedemi köyden kaçırtmış o genç olmasa heralde ben dünyada olmayacaktım o zamanlar bizim taraflardada çok ermeni köyleri varmış adları batasıcalar
Anadolu ve Azerbaycanda Türkleri kesenler. Azerbaycan topraklarının batısına göçmen olarak gelip,sonrada kendilerine Türkün topraklarında devlet kuran, türkün çocuklarını boruların içine doldurub,her iki tarafını kaynakladıktan sonra, ana-atalarının gözleri önünde dağdan yuvarlayan, ana-babaları ağaçlara bağlayıb çoçuklarının önünde üstlerine benzin döküp yakan,insanliğin ayıbını işleyen bir Yer gezegeninin insan şeklinde olan bir toplumdur. ERMENİSİN-DEMEK Kİ, HIRSIZSIN! A.S.Puşkin.
osmanlıdan beri haksızlıga katlıamlara ugramış bir mıllet..hala da ölee..
Avrupa nın Türklere karşı kullandığı piyonu.
insan ilk önce insandir ırkı ve dini ne olursa olsun.Türkiyede daha doğrusu türkçülük yapan devşirme ırkçıların hemen hemen hepsi türk ırkından değildirler.kendilerini daha türk göstermek için türkten daha türk kesiliyorlar hal böyle olunca kendi ırkını da dahil olmak üzere başkasının kendi kimliğine sahüp çıkmasını hazmedemiyor bu insan her kim olursa olsun her zaman ve her yerde her şey yapmaya hazırdır.Kendini inkar eden birinden her şey beklenir işin aksisi de bunu yaparken milleti için yaptığını sanıyor. bana göre Ermeneiler de tıpkı Kürtler gibi bu coğrafyanın asıl sahipleri olmasına rağmen her zaman baskı altında bırakılmaktadırlar Kürtlare din kardeşi adı altında biraz daha sinsice yaklaşııyor ama Ermenilerin öyle bir şansları da yok.ezilmiş bir halkın evladı olarak ezilmişliğin ne demekolduğunu bildiğim için ve dahası insan olduğum için Ermeniler de benim ve senin gibi birer Allahın yaratığı mahluklardır.
tefecilik.türk milletine kin.
Ermeniler bana
Ermeni Terörü / nü cagristiriyor...
Ermeni Terörü...
Türklere yönelik, başta ASALA olmak üzere Ermeni terör örgütlerinin saldırıları, 1973 yılında başladı ve aralarında diplomatlar, güvenlik görevlileri ve işadamlarının da bulunduğu 41 Türk vatandaşı katledildi.
(Esenboğa olayında 6 Türk ve 2 yabancı, Orly olayında 2 Türk ve 6 yabancı, İstanbul Kapalıçarşı olayında 2 Türk ve diplomatlara yönelik saldırılar sırasında da (1978 Madrit ve 1983 Belgrad) 2 yabancı Ermeni terörünün kurbanı oldu.)
Türklere yönelik saldırılar, 1984 yılı sonunda kesildi.
Ermeni terörü
27 Ocak 1973 - Los Angeles (ABD) Mehmet Baydar - Bahadır Demir
* Türk vatandaşlarına yönelik ermeni saldırıları, 1973 yılında başladı. Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet BAYDAR ve Konsolos Bahadır DEMİR, 78 yaşındaki Amerikan uyruklu ermeni Gurgen (Karakin) Yanikiyan tarafından şehit edildi.
Elinde bulunan Abdülhamit'e ait bir tabloyu Türkiye'ye armağan etmek istediğini bildirerek, Baydar ve Demir'i Santa Barbara'daki Baltimore Oteline davet eden Yanikiyan, iki diplomatı otelde silahla üzerlerine ateş açarak öldürdü. Cinayetten sonra tutuklanan ve müebbet hapis cezasına çarptırılan Yanikiyan, 31 Aralık 1984 tarihinde af ile serbest bırakıldı. Yanikiyan, serbest kaldıktan kısa bir süre sonra öldü.
Türk diplomatlara karşı ilk saldırı olarak nitelenen bu olay, daha sonra bir cinayetler zincirini başlattı ve örgütlü Ermeni terörüne örnek oluşturdu.
22 Ekim 1975 - Viyana (Avusturya) Daniş Tunalıgil
* Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Daniş TUNALIGİL, büyükelçiliği basan 3 terörist tarafından şehit edildi.
20 Şubat 1975'de Beyrut'taki THY bürosu bombalandı. Olayı, Gizli Ermeni Ordusu Esir Yanikiyan Gurubu üstlendi. Olay yerine bırakılan mektupta, 'Ermenilerin haklı davasında emperyalistlere karşı mücadele edileceği, eylemlerin Türkiye, İran ve ABD'yi hedef alacağı, bu bombalama eyleminin de bir başlangıç olduğu' bildirildi.
22 Ekim 1975 tarihinde, otomatik silahlı 3 kişi, Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği'ne girerek kapıdakileri etkisiz hale getirdikten sonra Büyükelçi'nin makam odasına girdiler. Burada Daniş Tunalıgil'e Türkçe, 'Siz Sefir misiniz? ' diye soran ve 'Evet' yanıtını alan saldırganlar, Tunalıgil'i otomatik silahlarla taradılar. Tunalıgil, olay yerinde can verdi. 3 terörist, hızla binayı terkederek, bir otomobille uzaklaştılar.
24 Ekim 1975 - Paris (Fransa) İsmail Erez - Talip Yener
* Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail EREZ ve makam şoförü Talip YENER, büyükelçilik yakınlarında katledildi. Büyükelçi Erez'in makam aracı, yerel saatle 13.30 sıralarında Büyükelçilik yakınındaki Seine Nehri üzerindeki Bir Hakeim Köprüsü'nde pusuya düşürüldü. İsmail Erez ve makam şoförü Talip Yener, otomatik silahlarla taranarak öldürüldü. Saldırıyı 'Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları' adlı örgüt üstlendi.
16 Şubat 1976 - Beyrut (Lübnan) Oktar Cirit
* Türkiye'nin Beyrut Büyükelçiliği Başkatibi Oktar CİRİT, bir salonda otururken, Ermeni terörizminin kurbanı oldu. Saldırıyı ASALA üstlendi. ASALA ilk kez bu cinayetle adını ortaya attı.
9 Haziran 1977 - Roma (İtalya) Taha Carım
* Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Taha CARIM, büyükelçilik ikametgahının önünde iki teröristin açtığı ateş sonucu öldü. Saldırıyı bu kez 'Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları' adlı örgüt üstlendi.
2 Haziran 1978 - Madrit (İspanya) Necla Kuneralp - Beşir Balcıoğlu
* Türkiye'nin Madrit Büyükelçisi Zeki KUNERALP'in makam aracına 3 terörist tarafından ateş açıldı. Arabada bulunan büyükelçinin eşi Necla KUNERALP ile emekli büyükelçi Beşir BALCIOĞLU, hayatlarını kaybettiler. Saldırıyı 'Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları' adlı örgüt üstlendi. Bu olayda, ilk kez bir yabancı da Ermeni teröristlerin Türklere yönelik saldırısı sırasında öldü. Makam Şoförü İspanyol Atonyo TORRES, teröristlerin kurşunlarına hedef oldu.
12 Ekim 1979 - Lahey (Hollanda) Ahmet Benler
* Hollanda'daki Türkiye Büyükelçisi Özdemir BENLER'in oğlu Ahmet BENLER, silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Olayı bu kez hem 'Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları' hem de ASALA ayrı ayrı üstlendi.
22 Aralık 1979 - Paris (Fransa) Yılmaz Çolpan
* Türkiye'nin Paris Turizm Müşaviri Yılmaz ÇOLPAN, bir teröristin saldırısı sonucu katledildi. Bu olay, Ermeni terörizminin Paris'teki ikinci saldırısı oldu. Olaydan sonra haber ajanslarına telefon eden bir kişi, Roma, Madrit ve Paris'teki eylemlerden 'Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları' adlı örgütün sorumlu olduğunu bildirerek, 'Türk Hükümeti Ermenilere hak tanımadığı için Avrupa'daki Türk diplomatlarını öldürüyoruz' dedi.
31 Temmuz 1980 - Atina (Yunanistan) Galip Özmen - Neslihan Özmen
* Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği İdari Ataşesi Galip ÖZMEN ile 14 yaşındaki kızı Neslihan ÖZMEN, bir teröristin silahlı saldırısı sonucu katledildiler. Galip Özmen'in eşi Sevil ÖZMEN ve oğulları Kaan ÖZMEN olaydan yaralı olarak kurtuldular. Saldırıyı bu kez ASALA üstlendi.
17 Aralık 1980 - Sidney (Avustralya) Şarık Arıyak - Engin Sever
* Türkiye'nin Avustralya Başkonsolosu Şarık ARIYAK ile koruma görevlisi Engin SEVER, Ermeni terörizminin kurbanı oldular.
1980 yılında ayrıca;
- 6 Şubat'ta Türkiye'nin İsviçre Büyükelçisi Doğan Türkmen, Bern'de uğradığı saldırıdan yara almadan kurtuldu.
- 17 Nisan'da Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Vecdi Türel'in makam aracına ateş açıldı. Türel ve koruma görevlisi Tahsin Güvenç saldırıdan yaralı olarak kurtuldular.
- 26 Eylül'de Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Basın Danışmanı Selçuk BAKKALBAŞI, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı.
4 Mart 1981 - Paris (Fransa) Reşat Moralı - Tecelli Arı
* Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Reşat MORALI ile din görevlisi Tecelli ARI, Çalışma Ataşeliği'nden çıkıp arabaya binecekleri sırada 2 teröristin saldırısına uğradılar. Moralı saldırı sırasında hayatını kaybederken, din görevlisi Arı, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede öldü. Saldırıyı ASALA üstlendi. Bu olay ile Ermeni terörizminin, Paris'teki üçüncü katliamı oldu. Türkiye, Türk diplomatlarını etkin bir şekilde korumadığı için Fransa'ya protesto notası verdi.
9 Haziran 1981 - Cenevre (İsviçre) M. Savaş Yergüz
* Türkiye'nin Cenevre Başkonsolosluğu Sözleşmeli Sekreteri Mehmet Savaş YERGÜZ, evine gitmek üzere konsolosluktan ayrıldıktan hemen sonra uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Saldırıyı ASALA üstlendi. Olaydan sonra yakalanan Lübnan uyruklu Ermeni terörist Mardiros Camgozyan, 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.
24 Eylül 1981 - Paris (Fransa) Cemal Özen
* Türkiye'nin Paris Başkonsolosluğu ile Kültür Ataşeliği'nin bulunduğu binayı işgal eden 4 ermeni terörist, 56 Türk görevli ve vatandaşı rehin aldı. Teröristler, kendilerine müdahale etmek isteyen güvenlik görevlisi Cemal ÖZEN'i öldürdüler, Başkonsolos Kaya İNAL'ı yaraladılar. Ermeni teröristler, Türkiye'de siyasi tutuklu 12 kişinin salınarak Paris'e getirilmesini istediler. İsteklerinin kabul edilmeyeceğini anlayan teröristler 15 saat sonra polise teslim oldular. Türkiye, Fransa'yı bir kez daha uyarırken, Fransa da saldırıyı kınadı. Olayı ASALA üstlendi. Saldırıyı gerçekleştiren 4 ermeni terörist, Vasken Sakosesliyan, Kevork Abraham Gözliyan, Aram Avedis Basmaciyan ve Agop Abraham Turfanyan, 31 Ocak 1984'de Fransa'da 7'şer yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Mahkemenin sonucu Türkiye'de büyük tepkiyle karşılandı.
1981 yılında ayrıca;
- 2 Nisan'da Türkiye'nin Kopenhag Çalışma Ataşesi Cavit Demir, oturduğu apartmanın asansöründe uğradığı silahlı saldırıdan yaralı olarak kurtuldu.
- 25 Ekim'de Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği İkinci Katibi Gökberk Ergenekon, yolda yürürken saldırıya uğradı. Ergenekon, olaydan hafif yaralarla kurtuldu.
28 Ocak 1982 - Los Angeles (ABD) Kemal Arıkan
* Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal ARIKAN öldürüldü. Arıkan'ın katili Taşnak militanı Hampig Sasunyan, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
5 Mayıs 1982 - Boston (ABD) Orhan Gündüz
* Türkiye'nin Boston Fahri Başkonsolosu Orhan GÜNDÜZ, uğradığı silahlı saldırıda öldü.
7 Haziran - Lizbon (Portekiz) Erkut Akbay - Nadide Akbay
* Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği İdari Ataşesi Erkut AKBAY otomobilinde uğradığı silahlı saldırıda öldü. Otomobilde bulunan eşi Nadide AKBAY, yaralı olarak kaldırıldığı hastanede bir süre sonra yaşamını yitirdi.
27 Ağustos 1982 - Ottawa (Kanada) Atilla Altıkat
* Türkiye'nin Ottowa Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Atilla ALTIKAT, silahlı saldırı sonucu öldü.
9 Eylül 1982 - Burgaz (Bulgaristan) Bora Süelkan
* Türkiye'nin Burgaz Başkonsolosluğu İdari Ataşesi Bora SÜELKAN katledildi.
1982 yılında ayrıca;
- 8 Nisan'daTürkiye'nin Ottawa Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Kani GÜNGÖR, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı.
- 21 Temmuz'da Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosu Kemal Demirer'e konutu önünde silahlı saldırı düzenlendi. Demirer, olaydan yara almadan kurtulurken, saldırgan yaralı olarak yakalandı.
- 7 Ağustos'da ASALA'ya bağlı 2 terörist Ankara Esenboğa Havalimanında düzenlediği silahlı baskında 8 kişi öldü, 72 kişi yaralandı. Bu, Ermeni terörizminin Türkiye'deki ilk eylemi oldu. ESENBOĞA OLAYI
9 Mart 1983 - Belgrad (Yugoslavya) Galip Balkar
* Türkiye'nin Belgrad Büyükelçisi Galip BALKAR'a 2 terörist tarafından 9 Mart'ta silahlı saldırı düzenlendi. Olayda ağır yaralanan BALKAR, 11 Mart'ta hayatını kaybetti. Olayda, bir Yugoslav öğrenci de öldü. Saldırıyı yapan Kirkor Levonyan ile Raffi Aleksandr, olaydan tam bir yıl sonra 9 Mart 1984'de 20'şer yıl ağır hapis cezasına çarptırıldılar.
14 Temmuz 1983 - Brüksel (Belçika) Dursun Aksoy
* Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği İdari Ataşesi Dursun AKSOY, ermeni teröristlerce katledildi.
27 Temmuz 1983 - Lizbon (Portekiz) Cahide Mıhçıoğlu
* Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği, 5 Ermeni terörist tarafından basıldı ve bina içindekiler rehin alındı. Baskın sırasında büyükelçilik Müsteşarı Yurtsev MIHÇIOĞLU'nun eşi Cahide MIHÇIOĞLU hayatını kaybetti. Portekiz polisi, düzenlediği operasyonla rehineleri kurtardı, 5 teröristi de öldürdü. Saldırıyı, 'Ermeni Devrimci Ordusu' adlı örgüt üstlendi. Örgüt, teröristlerin öldürülmesi nedeniyle Portekiz Başbakanı Mario Soarez'i ölümle tehdit etti.
1983 yılında ayrıca;
- 16 Haziran'da İstanbul Kapalıçarşı'da bir terörist tarafından halkın üzerine ateş açıldı. Olayda 2 kişi öldü, 21 kişi de yaralandı. Saldırgan, olay yerinde öldürüldü. Olayı bir ermeni teröristin yaptığı anlaşıldı.
- 15 Temmuz'da THY'nin Paris Orly havalimanındaki bürosu önünde bomba patladı. Olayda, 2'si Türk, 4'ü Fransız, 1'i Amerikalı, 1'i de İsveçli olmak üzere 8 kişi öldü, 28'i Türk, 63 kişi de yaralandı. Bu olay tarihe 'Orly Katliamı' olarak geçti.
28 Nisan 1984 - Tahran (İran) Işık Yönder
* Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Sekreteri Şadiye YÖNDER'in eşi, İran ile Türkiye arasında ticaret yapan işadamı Işık YÖNDER, bir ASALA militanı tarafından öldürüldü.
.
20 Haziran 1984 - Viyana (Avusturya) Erdoğan Özen
* Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Erdoğan ÖZEN, otomobiline yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Olayı, 'Ermeni Devrimci Ordusu' adlı örgüt üstlendi.
.
19 Kasım 1984 - Viyana (Avusturya) Evner Ergun
* Türkiye'nin BM Temsilciliğinde görevli Evner ERGUN, aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Bu olayı da, 'Ermeni Devrimci Ordusu' adlı örgüt üstlendi.
1984 yılında ayrıca;
- 27 Mart'ta Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavir Yardımcısı Işıl ÜNEL'in otomobiline bomba yerleştirmeye çalışan bir terörist, bombanın elinde patlaması sonucu öldü.
- 28 Mart'ta yine Tahran'da Büyükelçilik Başkatibi Hasan Servet ÖKTEM ve Büyükelçilik Ataşe Yardımcısı İsmail PAMUKÇU, evlerinin önünde uğradıkları silahlı saldırıda yaralandılar.
ermeniler bir millettir.bizim üllemızdede varlar . her zaman da gelip yaşayabilirler ancak.başkaları tarafından görevli olarak değil tabi.ülkemızde çirkin oyun oynamayan herkese acık ne olursa olsun.
farklılıklarımız bizim güzelliklerimizdir.Herkesi kendimiz yaparsak sürekli aynaya bakmaktan sıkılmayacakmıyız.
Bu ülkedeki tüm halklar ülkeyi zenginleştiren insanlar.....kimse kalkıp kendi kafasına göre dışlamasın kimseyi..
atalarımın bir zamanlar ki komşuları....komşu diyorum ama icten hesaplı bi komşuluk bu...atalarım onlara onlar atama zarar vermişler...ne yazık! ...
Hani Afganistanda bir fotoğrafçı zavallı bir kız çocuğunun resmini çekip bu resimle dünyaca ünlü olup milyonlarca dolar kazanmıştı..Yıllar sonra bu fotoğrafçı bu kızı yeniden bulduğunda kızın evlendiğini ve çok fakir bir hayat sürdüğünü görmüştü..
Ermeniler bu durumda işte, kimi onları kullanıp Nobel alıyor,kimi oy alıyor ama Ermeniler açlıktan ölüyor..
Osmanlı Millet -i Sadıka! demiş; ama bu millet,Azarbaycan ın %20 sini gasbetmiş ve Türkleri 1915 te yaptıkları gibi, 80 yıl sonra yeniden kesmiş, bir milyon Azeriyi mülteci durumuna düşürüp kamplara sürmüştür..Hala 1 milyon Türk çadırda yaşarken Türk halkı Lübnana,Filistin e yardım toplayıp zekatlar vermektedir..Halbuki Filistinliler (FKÖ) Türkiye ye terörist yetiştirmiş başka bir halt yapmamıştır..
Bizler için onlar vampir, onlar için bizler birer vampir
ERMENI demek YERBENIM demektir,çünki onların gözü toprakdan doymuyor,kendi devletlerini kurmak için denizden denize işğal praoqramları var bunu hayata geçirmek iddiasındalar.
varsa gücünüz......... varsa soykırım...........ve eğer hesap sormak istiyosanız......biz burdayız.......yiyorsa.......
Babamın sevgili okul arkadaşı, dostu ve kardeşi Edward amcayı unuttum bak.. :))
Ankara ticaret lisesi ve eski adıyla Yüksek Ticaret'ten babamın okul arkadaşı sevgili Edward amca ve eşi Rosa teyze...
Acaba bu hatırnazlık durumu ırksal özellikleri falan mıdır kiii.....
Tek gayr-i müslüm ve de ermeni olan arkadaşları olmasına karşın her bayram seyran arar, kart atar, bütün düğün, cenaze, iyi ve kötü günlerde herkesi arayıp haber veren toplayan odur hep...
Bu yetmiş küsür yaş civarındaki lise ve fakülteden okul arkadaşlarını bir araya getirmeyi görev edinmiş gibidir adeta Edward amca... pek çok organizasyon yaparak onları toplar.. Her ayın ilk cuması toplanırlar.. Nasıl başarırsa hayatta olan öğretmenlerini filan da bulur getirir hatta.. Pikniklere gezilere giderler.. Ayaş'taki kendi bağ evinde bütün bu kadroyu ağırladığında biz çocuklar hatta torunlar falan da davetliydik... Aynı göğün altında aynı toprakların insanı olmanın ortak sevgisi ve dostluğun kardeşliğin sıcaklığı içinde geçirilmiş unutulmaz bir gündü
Üniversiteden sevgili arkadaşım, dostum ve kardeşim Ogi'yi hatırlatıyor bu terim...
Yıllardır görmedim ve çok da özledim aslında.. Öyle hatırnaz bir kızdı ki;
ders aralarında kantine inerken her gördüğüne selam verip, hatır sora sora aşağı inene kadar çoğunlukla diğer dersin saati gelirdi... yıllığa bile yazmıştık hatır sormaktan kantinde bir çay içemeden okulu bitirdi diye... :)))
Canım ya nerelerdedir kimbilir.. hayat herbirimizi bir yana uçurdu...
ermeniler bu topraklarda yaşamış 1.dünya savaşında ayaklanmışlar köyler basmışlar kan dökmüşler kadınları çocukları öldürmüşler yakmışlar yıkmışlar hiç bir zaman dostça yaşanacak durum sergilememişler. dostça kardeşçe diyenler yalan söylüyor.
inanmıyorum.
malesefler.....
bakın:ermeni oldukları için yadırganan insanlar.....
malesef ermeniler....
bazıları ile aynı yerde bulunuyoruz............. :))
definelere tılsım koyan
soykırım iddasında bulunan
işeyaramaz bi grup insan
oğuz boylu bozkur soylu yiğit türkoğlu
'inadına kardeşlik' kampanyasına destek verdiğim, geçmişteki karşılıklı hataları unutup, şimdi sıcak ve yakın gördüğüm komşu dostlar.........
'' İNADINA KARDEŞLİK''.............'' İNADINA DOSTLUK ''
`Hiç xiretek nemawa sed car qasem be Quran
Peydabe Ermenistan, name yek le Kurdan'
(Hiç gayret kalmadı, yüz kere Kuran'a ahd olsun,
Hele kurulsun Ermenistan, Kürtler'den tek kişi kalmaz)
(Hacı Kadir Koyi, Kürt şairi)
Ne yazık ki bizim halkımız da dahil Dünya kamuoyu “katliam” ile “ soykırım” arasındaki farka dikkat etmemektedir.
Bir katliamın soykırım olarak tanımlanması için 3 temel koşulun bir arada bulunması gerekir:
1) Katliamın (bir etnik veya dini gruba karşı) resmi devlet politikası olarak yapılması
2) Bu katliamın tek bir yerde değil, tüm ülkede uygulanması
3) Katliamın bir defa değil, sürekli olarak yapılması.
Yabancı dilde Genocide terimiyle ifade edilen soykırım suçu özel olarak tanımlanmış bir eylemdir. Nazilerin, eski Yogoslavya’nın Sırp ve Hırvat kökenli yönetici ve komutanlarının yaptığı gibi.
Tehcir Arapça “göç” anlamını taşıyan “hicret” sözcüğünden gelir, göç ettirme demektir. Bugünkü Türkçe’de sürgünü karşılayan bir sözcüktür. “Ermeni Tehcir”i denilen olay, I. Dünya Savaşı sırasında, Osmanlı İmparatorluğu’nun savaş halinde olduğu Çarlık Rusyası ile iş birliği halinde isyana ve savaşa başlayan, Türklere ve kürtlere karşı katliama girişen Ermenilerin Doğu Cephesi’nde savaşan orduyu arkadan vurmalarını önlemek için güneye, Suriye’ye sürülmeleri harekatıdır.
Hem milliyetçilik akımlarının hem de Avrupa’nın Osmanlı’yı paylaşma çabalarının etkisiyle Ermeniler, uzun bir süredir isyan ve bağımsızlık hazırlığı içindeyken I. Dünya Savaşı patladı. Hem örgütlenme hem silahlanma açısından güçlenen Ermeniler Kasım 1914’te Rusya ile savaş başlayınca Osmanlı topraklarında eyleme geçtiler, Türkleri ve Kürtleri öldürmeye başladılar.
Bitlis,Halep,Dörtyol,Kayseri’de Ermeni ayaklanmaları başladı. İttihatçılar 1915 yılı başında ordunun çeşitli kademelerindeki Ermenilerin görevlerinden uzaklaştırılmaları için bir karar yayınladı. Van, Bitlis, Diyarbakır gibi yerlerdeki Ermeni nüfusu da Osmanlı ordusunu arkadan vuracak bir örgütlenme ve ayaklanma içindeydi. Sadece Ruslar değil, İngilizler ve Fransızlar da Ermeni ayaklanmasını destekliyordu.
Yabancı kaynaklar bu hareketlerin Ermenilerin Osmanlılar tarafından ezilmelerine bağlamakta, yıllardır süren Ermeni komitacılığının ayrılıkçı isyanlara yönelik etkilerini yok saymaktadır. Ruslarla savaşta olan Osmanlılar cephe gerisindeki Ermeni isyanıyla da boğuşmak zorunda kalmıştır. Tabi bu ortamda her iki taraf da, yani hem Ermeniler hem de Türklerle Kürtler karşılıklı bir katliama girişmişlerdir.
Nisan 1915’te Ermeni komitacılar Van’ı ele geçirdiler.Binlerce Türk ve Kürt öldürüldü. Rus birlikleri kente girdi, katliam devam etti. İşte Ermenilerin artık her yıl andıkları 24 Nisan 1915 tarihindeki tehcir (sürgün) kararı bu ortam içinde alındı. 16-55 yaş arasındaki Ermeni nüfusun Bağdat Demiryolu’ndan uzağa, Suriye’ye sürülmesi başladı.
Zaten savaş koşulları içinde olan yoksul bir ülkede kimi zaman ekmek ve su bulmak bile sorun olmaktaydı. Bu sürgün sırasında Ermenilerin öldüğü doğrudur. İşte başta Fransa olmak üzere, Batı’daki pek çok ülkenin “Ermeni Soykırımı yoktur” denmesinin bile yasaklanmasına yol açan Ermeni Soykırımı iddialarına temel oluşturan olay budur.
İşin ilginç yanı Osmanlılar I.Dünya Savaşı’nda yenildikten sonra tehcirden sorumlu 1400’e yakın memurun Divan-ı Harp’te yargılanmış olması ve pek çok kişinin hapis cezası almasının yanında 40 kişinin de idam edilmiş olmasıdır. Yani hesaplaşma hemen başlamış, suçlu bulunanlar hemen cezalandırılmıştır.
Emre Kongar/Tarihimizle Yüzleşmek
atalarim yüzünden mahcup oldugum insanlar...umarim birgün bizi affederler....
tarih nedir, nasıldır, gerçek nedir bunlardan habersiz yaşayan bir millet, ee tabi bu da işlerine gelmiyor değil
ermeniler..önce bize 'zeytin dalı' vermeliler! ....öyle bedavadan kapı yok! ....zeytin dalını görmeden kapıyı sakın açma evlat! ....gör ve aç! .......- ;))
'entry' miz...diaspora ya nanik...Pp
Selçuklu ve Osmanlı'nın koruduğu ve zengin ettiği fakat Osmanlı yönetiminden rahatsız olup,topraklarında gözü olan; Taşnak ve Hıncak cemiyetleriyle Avrupa,Amerika ve Rusya'nın kullandığı,kullanılmış etnik bir millet
ermeniler ve diğer bütün dünya halkları kardeşimizdir. YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ! ! !
ben aslen mardinliyim benim dedemin babası kurtuluş savaşalarında doğu cephesinde ruslara karşı ve ermenilere karşı savaşmış ve savaştan gazi olarak memleketine dönerken bismil ovasında bir ermeni köyünde bir ermeninin evine misafir olmuş hani bu geceyi geçirim sabaha köyüme ulaşırım diye evin sahibi ermenide elinde bir bıçak bu gece bir koyun kesecem demiş dedem dedem pek önemsememiş faka ev sahibinin oğlu insaflıymış biraz dedem anlatıldığına göre çok güzel yüzlü bir insanmış ve çokta gençmiş o zaman dedeme demişki babam koyun yerine seni kesecek sen savaş gazisisin babamın çok zorun a gitmiş sizi harbde onun için bu gece sizi koyun gibib kesecek köydekiler duyarsa zaten yaşatmaz diye dedemi köyden kaçırtmış o genç olmasa heralde ben dünyada olmayacaktım o zamanlar bizim taraflardada çok ermeni köyleri varmış adları batasıcalar
Anadolu ve Azerbaycanda Türkleri kesenler.
Azerbaycan topraklarının batısına göçmen olarak gelip,sonrada kendilerine Türkün topraklarında devlet kuran, türkün çocuklarını boruların içine doldurub,her iki tarafını kaynakladıktan sonra, ana-atalarının gözleri önünde dağdan yuvarlayan, ana-babaları ağaçlara bağlayıb çoçuklarının önünde üstlerine benzin döküp yakan,insanliğin ayıbını işleyen bir Yer gezegeninin insan şeklinde olan bir toplumdur.
ERMENİSİN-DEMEK Kİ, HIRSIZSIN! A.S.Puşkin.