Nusret Orhan acaba Hz Ali R.a Görmediğim ALLAHA tapmam deyişini söylemişmi ya söylemediyse büyük vebal altındasınız bilesiniz ayağınızı ona göre denk atın...
Enel hak hak benim demek,şöyleki kendimle konuştuğum zaman rabbimle konuştuğuma inanırım ben bu da demekki rabbim benim içimde ne yerde ne gökte o bana en yakın yerde. benim kıblem insandır çünki yer insan biraz haktır.Enelhakka varanlar neyazıkki çok azdır, İnsanlar enel hakkı allaha şirk koşmak sanacak kadar gafil olabilir ama onlara kızmamak gerek,rabbim istese herkesi enel hakkın bilincine vardırırdı.
Hallac-ı Mansur 'Enel Hakk' yani 'Ben Hakk'ım' sözü onu idama götürmüştür.
Oysa, Yunus Emre'nin, ' Bir ben vardır bende benden içeru ' deyişi ile Hz. Ali'nin 'Görmediğim Allah'a tapmam' deyişi, yine Cüneyd-i Bağdadi gibi bir Allah dostunun 'Cübbemin altında Allah'tan gayrısı yoktur' deyişleri hep aynı kapıya çıkar.
Hallac-ı Mansur bu sözü vecd halinde söylemiştir. Zahiri yani dış anlamına bakıldığında 'Ben Hakk'ım' demektir. O dönemin aklı kıtları bu sözün kelime anlamına bakarak onun Allah'lık iddiasında bulunduğunu belirterek idam etmişlerdir.
enel hakk hkkı bilmeyen ve bulmayan kişiden duyulursa şirktir şayet hakkı bulan bir zat bu sözü söyledi diye idam edildi bu kimse hallac-ı mansur ks haz. bu söz herkişinin değil er kişinin işidir hakkı bulmaktan geçer yoksa sayfallar yassak bu söz burdda açıklanacak değil selam olsun hidayete tabi olanlara
vacib'ul vücud ile hamhal olma olarak tefsir edilebilir...cüneyd-i bağdadîden sonra aynı hislerin sahibi hallacın sözünü sakınmadan söylemesi onu küfre sapmış olarak nitelemelerine ve sonunda ölümlerine neden olmuştur...ölüme giderken hz. isanın incilde mezkur duasına müteşabih bir dua etmeiştir...Allahım onlar beni anlamadılar.beni öldürerek kendilerine zulmediyorlar..sen onları affet...mealinde...
ben hakkım...veya cübbemin içindeki,veya sarığımın içindeki Allah'tan başkası değildir. gibi sözler vahdet-i vücudu ihsasın vecd halidir...
allah (c.c.) insanı yaratırken kendi nurunda bir parca vermistir. sınırlıda olsa insanda allahın bazı sıfatları vardır. ve yaratılan herseyde allahın bi izi bi eşkali vardır, bi ağaçta guzel bir manzarada insanda vs. bu yuzden ben enel-hakk demek ben onun bir suretiyim onun yarattıgı bir seyim demektir.
ene arapça ben hak allah demek ilk eatapta ben allahım analmına gelmektedir ki bu da allaha şirk koşmak anlaına yani küfüre girer oysa hallacı mansur yeryüzündeki nesnelerin allahın yansıması olduğunu dolyısıyla insanın da allahın bir parçası olduğunu belirtiyor tabi o dönem çok ağır cezalara çarptırılıyor
Hayret makamında sarfedilmiş sözlerdi Hallac-ı mansur tarafından..ancak gelin görün ki şimdilerde esfel makamındakilerin haykırışları duyulmakta..Hallac ile aynı kaderi mi paylaşıyorlar derseniz..işte meydan...
Tanrı olduğunu iddia edene zaten ölüm yoktur. Derisi yüzülen ya da çarmıha gerilen bedendir. Yaşayabiliyorsa asıl bedensizken yaşasın bakalım.. Ne gezer? Eğer varsa ya Amerika'da ya Kanada'da yaşıyor olmalı bunlar.. Ya da Afrika'daki açlar mutlak bir laneti hakedecek iş yapmıştır.. Fazla söze gerek yok. Görünen köye kılavuz aranıyorsa hala,, geri kalmış beyinlerin basit kendine yönelik tatminleridir.
ene arapça da ben demektir...hakk ise allahın isimlerindendir.enel-hakk ise tasavvufta en yüksek mertebedir.ki o makama çıkan çok azdır.muhiddin-i arabi hz.leri bu makama çıkan ender ötesi insanlardandır o bir kamil-i mükemmildir...o enel hakk mertebesine çıkmış ve insanları biraraya toplamış ve ayağını yere vurarak sizin taptığınız benim ayaklarımın altındadır demiştir ve buna anlam veremeyen insanlar şeran onun idamına karar vermişler ve idma etmişlerdir aradan yıllar geçtikten sonra yavuz sultan selim şam ı fethetmiştir ve bi dükkanın tabelasında sin şın sad harflerini görmüştür ne olduğunu sorunca insanlar o dükkanın muhiddini arabi hz.lerinin bi talebesine ait olduğunu söylemiştir ve olayı anlatmışlar o da muhiddini arabi hz.lerinin enel hakk iddiasında bulunduğu yeri sormuş onlarda götürmüşler ve yavuz emir vermiş 'kazın burayı' kazmışlar...ve ne çıkmış biliomusunuz BİR KÜP ALTIN...evet insanlar o dönemde kendilerini kaybetmiş allahı zikredeceklerine onu düşüneceklerine parayı düşünür olmuşlar...benim bildiğim enel hakk ka çıkan iki kişi daha var biri abdulkadir geylani hz.leri diğeride seyyit sultan muhammet raşit hz.leri...vaktim olsa onlardan da bahsederdim...esselam
ene Arapça ben ve hak da hiç değişmeden kalan demektir enel-hakk, ben değişmeden kaldım demektir. mana maddesiz algılanmaz. ancak maddesiz algılanabilir hale geldiyse hak olmuştur. çünkü madde akıcı ve değişkendir. hak ise layığıyla değişmeden kalan demektir. genel mana budur. derin olarak kavranması için tasavvuf irdelenmelidir.
Bu mantiğın temeli 'tüm kainat Allah tandır ve Allah her yerdedir. Ben de bu kainatin bir parçasıysam Allah benim de içimdedir, bende de Allahtan bir parça vardır. Bu durumda ben Allahın bir parçasıyım' fikridir. ancak buradaki anlam inceliğini anlayamayan söz konusu devrin yöneticileri bu dervişleri derhal idam ettirmişlerdir. Bakınız: Hallacı Mansur
Nusret Orhan acaba Hz Ali R.a Görmediğim ALLAHA tapmam deyişini söylemişmi ya söylemediyse büyük vebal altındasınız bilesiniz ayağınızı ona göre denk atın...
Enel hak hak benim demek,şöyleki kendimle konuştuğum zaman rabbimle konuştuğuma inanırım ben bu da demekki rabbim benim içimde ne yerde ne gökte o bana en yakın yerde. benim kıblem insandır çünki yer insan biraz haktır.Enelhakka varanlar neyazıkki çok azdır, İnsanlar enel hakkı allaha şirk koşmak sanacak kadar gafil olabilir ama onlara kızmamak gerek,rabbim istese herkesi enel hakkın bilincine vardırırdı.
Hallac-ı Mansur 'Enel Hakk' yani 'Ben Hakk'ım' sözü onu idama götürmüştür.
Oysa,
Yunus Emre'nin, ' Bir ben vardır bende benden içeru ' deyişi ile
Hz. Ali'nin 'Görmediğim Allah'a tapmam' deyişi,
yine Cüneyd-i Bağdadi gibi bir Allah dostunun 'Cübbemin altında Allah'tan gayrısı yoktur' deyişleri hep aynı kapıya çıkar.
Hallac-ı Mansur bu sözü vecd halinde söylemiştir.
Zahiri yani dış anlamına bakıldığında 'Ben Hakk'ım' demektir.
O dönemin aklı kıtları bu sözün kelime anlamına bakarak onun Allah'lık iddiasında bulunduğunu belirterek idam etmişlerdir.
enel hakk hkkı bilmeyen ve bulmayan kişiden duyulursa şirktir
şayet hakkı bulan bir zat bu sözü söyledi diye idam edildi bu kimse hallac-ı mansur ks haz. bu söz herkişinin değil er kişinin işidir hakkı bulmaktan geçer yoksa sayfallar yassak bu söz burdda açıklanacak değil
selam olsun hidayete tabi olanlara
vacib'ul vücud ile hamhal olma olarak tefsir edilebilir...cüneyd-i bağdadîden sonra aynı hislerin sahibi hallacın sözünü sakınmadan söylemesi onu küfre sapmış olarak nitelemelerine ve sonunda ölümlerine neden olmuştur...ölüme giderken hz. isanın incilde mezkur duasına müteşabih bir dua etmeiştir...Allahım onlar beni anlamadılar.beni öldürerek kendilerine zulmediyorlar..sen onları affet...mealinde...
ben hakkım...veya cübbemin içindeki,veya sarığımın içindeki Allah'tan başkası değildir. gibi sözler vahdet-i vücudu ihsasın vecd halidir...
zira bir ayine-yi mücelleda pinhanız
Enel Hakk kadehiyle bir yudum içen sızdı
Tanrılık şarabından
Şişelerle, küplerle içtim ben sızmadım
Ben hacetler kıblesiyim
Gönül kıblesiyim ben
Ben cuma mescidi değilim
İnsanlık mescidiyim ben...
Mevlana
allah (c.c.) insanı yaratırken kendi nurunda bir parca vermistir. sınırlıda olsa insanda allahın bazı sıfatları vardır. ve yaratılan herseyde allahın bi izi bi eşkali vardır, bi ağaçta guzel bir manzarada insanda vs. bu yuzden ben enel-hakk demek ben onun bir suretiyim onun yarattıgı bir seyim demektir.
not: sanatçı kendini eserinde ortaya koyar.
ene arapça ben hak allah demek ilk eatapta ben allahım analmına gelmektedir ki bu da allaha şirk koşmak anlaına yani küfüre girer
oysa hallacı mansur yeryüzündeki nesnelerin allahın yansıması olduğunu dolyısıyla insanın da allahın bir parçası olduğunu belirtiyor tabi o dönem çok ağır cezalara çarptırılıyor
Hayret makamında sarfedilmiş sözlerdi Hallac-ı mansur tarafından..ancak gelin görün ki şimdilerde esfel makamındakilerin haykırışları duyulmakta..Hallac ile aynı kaderi mi paylaşıyorlar derseniz..işte meydan...
Tanrı olduğunu iddia edene zaten ölüm yoktur. Derisi yüzülen ya da çarmıha gerilen bedendir. Yaşayabiliyorsa asıl bedensizken yaşasın bakalım..
Ne gezer?
Eğer varsa ya Amerika'da ya Kanada'da yaşıyor olmalı bunlar.. Ya da Afrika'daki açlar mutlak bir laneti hakedecek iş yapmıştır..
Fazla söze gerek yok. Görünen köye kılavuz aranıyorsa hala,, geri kalmış beyinlerin basit kendine yönelik tatminleridir.
ene arapça da ben demektir...hakk ise allahın isimlerindendir.enel-hakk ise tasavvufta en yüksek mertebedir.ki o makama çıkan çok azdır.muhiddin-i arabi hz.leri bu makama çıkan ender ötesi insanlardandır o bir kamil-i mükemmildir...o enel hakk mertebesine çıkmış ve insanları biraraya toplamış ve ayağını yere vurarak sizin taptığınız benim ayaklarımın altındadır demiştir ve buna anlam veremeyen insanlar şeran onun idamına karar vermişler ve idma etmişlerdir aradan yıllar geçtikten sonra yavuz sultan selim şam ı fethetmiştir ve bi dükkanın tabelasında sin şın sad harflerini görmüştür ne olduğunu sorunca insanlar o dükkanın muhiddini arabi hz.lerinin bi talebesine ait olduğunu söylemiştir ve olayı anlatmışlar o da muhiddini arabi hz.lerinin enel hakk iddiasında bulunduğu yeri sormuş onlarda götürmüşler ve yavuz emir vermiş 'kazın burayı' kazmışlar...ve ne çıkmış biliomusunuz BİR KÜP ALTIN...evet insanlar o dönemde kendilerini kaybetmiş allahı zikredeceklerine onu düşüneceklerine parayı düşünür olmuşlar...benim bildiğim enel hakk ka çıkan iki kişi daha var biri abdulkadir geylani hz.leri diğeride seyyit sultan muhammet raşit hz.leri...vaktim olsa onlardan da bahsederdim...esselam
ene Arapça ben ve hak da hiç değişmeden kalan demektir
enel-hakk, ben değişmeden kaldım demektir. mana maddesiz algılanmaz. ancak maddesiz algılanabilir hale geldiyse hak olmuştur. çünkü madde akıcı ve değişkendir. hak ise layığıyla değişmeden kalan demektir. genel mana budur. derin olarak kavranması için tasavvuf irdelenmelidir.
Bu mantiğın temeli 'tüm kainat Allah tandır ve Allah her yerdedir. Ben de bu kainatin bir parçasıysam Allah benim de içimdedir, bende de Allahtan bir parça vardır. Bu durumda ben Allahın bir parçasıyım' fikridir. ancak buradaki anlam inceliğini anlayamayan söz konusu devrin yöneticileri bu dervişleri derhal idam ettirmişlerdir.
Bakınız: Hallacı Mansur
Arapça 'Ben Tanrıyim' anlamına gelen cümle.