Bir hürriyete sarılır gibi sarılıyorum, sağlam adımlarla ilerleyen zarif bir gölgeye. Her salise diyorum efendim, an be an. Bir gölgenin renklerini ezberlemek nedir bilir misiniz? Ben bütün renklerinizi göğsümde taşıyorum.
Dört kelebek bir gün bir ateş görmüşler. Bunun nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istemişler. Birinci kelebek ateşe biraz yaklaşmış ve üzerinin aydınlandığını görmüş. Arkadaşlarının yanına gelmiş ve:
“Bu ateş aydınlatıcı bir şey! ” demiş..
İkinci kelebek bununla yetinmeyerek daha fazla şey öğrenmek istemiş. Biraz daha yaklaşmış ve ısındığını hissetmiş… Demiş ki:
“Aynı zamanda bu ateş ısıtıcı bir şey! ”
Üçüncü kelebek bununla da yetinmemiş. Biraz daha, biraz daha yaklaşmış. Bir anda ateşin kanatlarını yaladığını hissetmiş ve yanmış kanatlarıyla geri dönmüş. O da şöyle demiş:
“Ve bu ateş yakıcı birşey!
Sonuncu kelebek daha da çok şey öğrenmek istiyormuş…
Biraz yaklaşmış, aydınlandığını görmüş!
Biraz daha yaklaşmış, ısındığını hissetmiş!
Biraz daha yaklaşmış, ateş kanatlarını kavurmuş!
Ve biraz daha yaklaştıktan sonra tamamen yanan kelebek “pofff” diye ortadan kayboluvermiş…
Ateşin gerçekten ne olduğunu belki bir tek o öğrenmiş ama geri dönüp te anlatamamış… Çünkü o, kaybolmuş ateşin içinde; ve bir şeyi ancak içinde kaybolan bilebilirmiş! ..
kulaklarım patlıyor sessizliğinden yorgunluğundan ölüyorum sinekler yapışıyor vücuduma gitmiyorlar yayılıyor kanları vurduğumda denizi araladım geçtim bir aşktan attım kum torbalarımı döktüm yaprakları ama uzandın tenime hissettim terim aktı parmak aralarından
bazen, ne yaparsan yap olmuyor bazen kanım hızlanıyor bazen damarlarımda kan çanakları aynada levham boynumda bir yapbozu tamamlarken bakıyorum büyük parçan eksik kalbin olduğu
bazen bir vücudu sarıyorum banıp parmağımı tadına bakıp gözümü sevmeye karartıp yapamıyorum bazen...
acı bir tat kalıyor ağzımda bazen yutup unutup bazen tükürüyorum bazen ayılıp uyanıp bir nefesle yanımda adı yok sırtı var bana dönük bükük soğuğa çeviriyorum suyu ağlıyorum bakıp içine ayılamayıp anlayamıyorum bazen..
derimin altında başarılı ayrılık notları yazılmış, çöpe atılmış intihar mektupları vuruyorum sokaklara bedenimi hayallere hayatımı yine omuzlarıma acımı alsınlar diye sığınıp kurtaracak kadınlara 15 dakkamı bazen..
bitti zor oldu ama bitti yapamadım benim başka bir kalbi bedenin zayıftı, kalbin güçlüydü belki haritası ama çok silikti sert bir şeydi iliklerimde aşk dayandım, ittim sığmadı, kanırmadı girmedi ama sıktım pis kanı akıttım yaramdan iyileştirmeye yaladım geçmişti sanki soktum neşteri göğsüme inanmaya halim kalmadı diye bitti zor oldu ama bitti bazen..
korkma bilirim acıyı tedaviyi imkansızlığın kekremsi tadını dün insanlara baktım kendi kirli camımdan terkedilmişler çoktan yaradan tarafından
ben kesilene kadar yüzdüm ama görünmeyince karan bıraktım kendimi battım bir taş gibi yanmıştı, çizilmişti ama sayrettim ağlayarak sabredip çok sevdiğim bir filmi artık yalnız senin için üzülüyorum bitti zor oldu ama bitti
benim de zaten hiç gücüm yok yüzüm yok hiç umudum yok ama bil ki farklı bir hayaldi işkenceydi bazen bazen çok güzeldi
ama anlıyorum sesinden kurtulmuşsun sen nokta konmuş bitmiş en güzel hikayem
Korkma bilirim acıyı tedaviyi
İmkansızlığın kekremsi tadını
Dün insanlara baktım kendi kirli camımdan
Terkedilmişler çoktan yaradan tarafından
Küçük bir an için
Ait olmak için
Eski aşklar gibi
Kapında...
çoluk çocuk torunlarınıza kadar kan kusar gibi üzüldüklerini görmeden son nefesinizi veremeyin ki yaşattıklarınızı anlarsınız belki
yaşattıklarınızı çoluk çocuğunuza torunlarınıza kadar yaşamadan son nefesinizi veremeyin.
Bir hürriyete sarılır gibi sarılıyorum, sağlam adımlarla ilerleyen zarif bir gölgeye. Her salise diyorum efendim, an be an. Bir gölgenin renklerini ezberlemek nedir bilir misiniz? Ben bütün renklerinizi göğsümde taşıyorum.
Dört kelebek bir gün bir ateş görmüşler. Bunun nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istemişler. Birinci kelebek ateşe biraz yaklaşmış ve üzerinin aydınlandığını görmüş. Arkadaşlarının yanına gelmiş ve:
“Bu ateş aydınlatıcı bir şey! ” demiş..
İkinci kelebek bununla yetinmeyerek daha fazla şey öğrenmek istemiş. Biraz daha yaklaşmış ve ısındığını hissetmiş… Demiş ki:
“Aynı zamanda bu ateş ısıtıcı bir şey! ”
Üçüncü kelebek bununla da yetinmemiş. Biraz daha, biraz daha yaklaşmış. Bir anda ateşin kanatlarını yaladığını hissetmiş ve yanmış kanatlarıyla geri dönmüş. O da şöyle demiş:
“Ve bu ateş yakıcı birşey!
Sonuncu kelebek daha da çok şey öğrenmek istiyormuş…
Biraz yaklaşmış, aydınlandığını görmüş!
Biraz daha yaklaşmış, ısındığını hissetmiş!
Biraz daha yaklaşmış, ateş kanatlarını kavurmuş!
Ve biraz daha yaklaştıktan sonra tamamen yanan kelebek “pofff” diye ortadan kayboluvermiş…
Ateşin gerçekten ne olduğunu belki bir tek o öğrenmiş ama geri dönüp te anlatamamış… Çünkü o, kaybolmuş ateşin içinde; ve bir şeyi ancak içinde kaybolan bilebilirmiş! ..
ALINTI
... GÖRÜNMEYİNCE KARAN BIRAKTIM KENDİMİ BATTIM BİR TAŞ GİBİ...
çok damar parça ve ŞEBOM dan başkasıyla söyleseydi bu kadar olmazdı yani gitmezdi
Teoman-Şebnem Ferah şarkısı...hayatımda ilk ve tek begendıgım teoman sarkısı...şarkısı mı şiiri mi orasıda tartışılır...
ama anlıyorum sesinden
kurtulmuşsun sen
nokta konmuş
bitmiş
en güzel hikayem...
Tercih edemiyorum. Belki Issız.
hikayem uzun
kendimle bir zaman evvel barıştım
kendimde çoğul yaşayabileceğim zannımdan dolayı suskundum sana..
hepsi bu...
Günler boyu bıkıp usanmadan dilediğim parça
üç nokta :)
aşka nokta koyabilirseniz en güzel hikayeye sahip olursunuz.. yoksa trajediniz olur..
annem
1. Güzel Bir Gün Ölmek İçin
2. Duş
3. Bugün
4. Gökdelenler
5. Ayna
6. İnsanlar
7. Parti
8. Tuzak
9. Dedi Annem
10. En Güzel Hikayem
Teoman / En Güzel Hikayem
kulaklarım patlıyor sessizliğinden
yorgunluğundan ölüyorum
sinekler yapışıyor vücuduma
gitmiyorlar
yayılıyor kanları vurduğumda
denizi araladım geçtim
bir aşktan
attım kum torbalarımı
döktüm yaprakları
ama uzandın tenime
hissettim
terim aktı parmak aralarından
bazen, ne yaparsan yap olmuyor bazen
kanım hızlanıyor bazen
damarlarımda
kan çanakları aynada
levham boynumda
bir yapbozu tamamlarken
bakıyorum
büyük parçan eksik
kalbin olduğu
bazen bir vücudu sarıyorum
banıp parmağımı
tadına bakıp
gözümü sevmeye karartıp
yapamıyorum
bazen...
acı bir tat kalıyor
ağzımda
bazen yutup
unutup
bazen tükürüyorum
bazen ayılıp
uyanıp bir nefesle yanımda
adı yok
sırtı var bana dönük
bükük
soğuğa çeviriyorum suyu
ağlıyorum
bakıp içine
ayılamayıp anlayamıyorum
bazen..
derimin altında
başarılı ayrılık notları
yazılmış, çöpe atılmış
intihar mektupları
vuruyorum sokaklara bedenimi
hayallere
hayatımı yine omuzlarıma
acımı alsınlar diye sığınıp kurtaracak kadınlara
15 dakkamı bazen..
bitti
zor oldu ama bitti
yapamadım benim
başka bir kalbi
bedenin zayıftı, kalbin güçlüydü
belki
haritası ama çok
silikti
sert bir şeydi iliklerimde
aşk
dayandım, ittim
sığmadı, kanırmadı girmedi
ama
sıktım pis kanı
akıttım yaramdan
iyileştirmeye yaladım
geçmişti
sanki
soktum neşteri göğsüme
inanmaya halim kalmadı
diye
bitti
zor oldu ama bitti
bazen..
korkma
bilirim acıyı
tedaviyi
imkansızlığın kekremsi tadını
dün insanlara baktım
kendi kirli camımdan
terkedilmişler çoktan
yaradan tarafından
ben kesilene kadar yüzdüm ama
görünmeyince karan
bıraktım kendimi battım
bir taş gibi
yanmıştı, çizilmişti ama
sayrettim ağlayarak
sabredip
çok sevdiğim bir filmi
artık yalnız senin için
üzülüyorum
bitti
zor oldu ama
bitti
benim de zaten hiç gücüm yok
yüzüm yok hiç
umudum yok
ama bil ki
farklı bir hayaldi
işkenceydi bazen
bazen çok güzeldi
ama anlıyorum sesinden
kurtulmuşsun sen
nokta konmuş
bitmiş
en güzel hikayem
Teoman