Kültür Sanat Edebiyat Şiir

duymak sizce ne demek, duymak size neyi çağrıştırıyor?

duymak terimi Sel Suyu tarafından tarihinde eklendi

  • Gökhan Oflazoğlu
    Gökhan Oflazoğlu

    En iyinin inancı eksiktir büsbütün,
    en kötüyse şehvetli bir yoğunlukla
    dopdolu, belli ki bir giz açıklanmak
    üzere.

    William Butler YEATS, İrlandalı Mistik ŞAİR, 1919, Avrupanın ikazcılarından, sonra bilinenler.

  • Mine Uzel
    Mine Uzel

    dogru oldugunu bilseler bile
    insanlar kendileri hakkinda yapilan
    hicbir elestiriyi duymak istemiyor
    onlara daima duymak istedikleri seyleri söylemek zorundasiniz
    dogru olmasa bile
    yalan söyleyemeyenler grubuna dahil olanlardansaniz..........?

  • Melsa Koç
    Melsa Koç

    Bir anda uykudan kalktim
    çok ilginç bir ışık gördüm ama odanın ışığı kapalıydı
    bir baktım saat 3:30 gece facir vakti
    peki gördüğüm bu kadar ışık nerden
    birden şaşırıp kaldım baktım ki elimin yarısı duvarın içinde
    hemen elimi çıkardım korku içinde oturup elime bakıyordum
    tekrar elimi duvara dogru uzattım yine elim duvarın içine giriyordu! ! ! ! ! ! ! !
    bir gülümseme sesi duydum
    Yüzümü kardeşime dogru çevirdim, yatıyordu
    korku içinde yatağımdan kalkıp kardeşimi uyandırmaya gittim
    ama cevap vermedi
    annemin odasına doğru gittim
    babamı uyandırmaya çalıştım
    birilerinin bana cevap vermesini istiyorum ama kimse cevap vermiyordu annemi uyandırmak üzereyken, baktım ki annem uykudan uyandı uykudan uyandı ama benimle konuşmuyordu
    bismillahirrahmanirrahim diyordu ve tekrarlıyordu babamı uyandırdı, kalk kalk bir bakalım çocuklara dedi annem şimdi zamanımı bırak uyuyayim yarın ola hayır ola dedi babam ama annemin israrı üzerine babam kalkıverdi şaşkınlık içerisinde beraber odamıza doğru geldiler
    başladım bağırmağa, anne, baba ama hiç birisi cevap vermiyordu! ! ! annemin elbisesini çekiyor beni dinlemesini istiyordum ama annem beni hissetmiyordu! ! ! başladım annemin arkasından yürümeye ta bizim odaya kadar odamıza girdi ve ışıkları açıverdi ama benim için fark etmiyordu çünkü benim için her taraf ışıktı
    tam o sırada çok ilginç bir şeyle karşılaştım
    kendi vücüdumu gördim! ! !
    evet kendi vücüdumu oturup kendi kendimi seyredıyordum, iki taneydim kendi kendime soruyordum kimdir bu acaba? Nasılda bana benziyor! ! ! başladım kendi kendimi uyandırmaya, bu kabustan kurtulayım diye ama uyanamadım
    babam dedi ki bak yatıyorlar işte hadi yerimize gidelim ama annem sakin olamadı ve benim uyuduğum yatağa doğru gelerek beni uyandırmaya başladı kalk muhammed kalk bana cevap ver ama cevap veremiyordu! ! !
    bir kaç defa uğraştı ama yok. Birden baktım ki babamın gözlerinden yaşlar dökülüyor o babam ki şimdiye kadar onun göz yaşlarını görememiştim bağırışmalar başladı oracık yerden.. kardeşim uyandı ve sordu ne oldu? annem ona bağırarak, abin muhammed ölmüş çok acıklı bir şekilde ağlıyordu
    bağırmalar fazlalaştı anneme giderek, anne ağlama ben burdayım bak bana! ! ama kimse bana cevap vermiyordu, neden?
    oturup bağırmaya başladım, burdayım bakın işte ama kimse cevap vermiyordu başladım bağırmaya ya rabbi, ya rabbi ne olur beni bu rüyadan ve olduğum durumdan kurtar uzaktan bir ses duydum ve geldikçe de yükseliyordu
    bu ses allah’u taalenin bir ayeti idi
    ((andolsun sen bundan gaflette idin, derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir))
    birden iki kişi beni tuttular, ama insan değillerdi
    çok korktum! !
    başladim bağırmaya, bırakın beni, siz kimsiniz?
    Ne istiyorsunuz? kabire kadar senin gardiyanlarınız dediler
    ben ölmedim, daha yaşıyorum dedim neden beni kabire götürüyorsunuz? bırakın beni! ! Ben hissediyorum, konuşuyorum ve görüyorum, ben ölmedim
    bana gülümseyerek cevap verdiler dediler ki,
    ey insanlar sizler çok ilginç yaratıksınız, sanıyorsunuz ki ölüm hayatın sonudur ama bilmiyorsunuz ki asıl olan sizin yaşadığınız hayat bir rüyadan ibaret olup öldüğünüz zaman uyanıyorsunuz.
    Beni kabire doğru çekiyorlardı hala yoldayken baktım ki benim gibi insanlar ve yanlarında da aynı o iki yaratıktan var, kimi ağlayor kimi gülüyor ve kimi ise bağırıyordu onlara sordum neden böyle yapıyorlar?
    dediler ki, bu insanlar şaşkınlık içerisindeler, nereye gittiklerini biliyorlar, kimisi dalalettedir.. korku içinde sözlerini keserek sordum:
    ateşe gidiyorlar mi yani? evet dediler
    konuşmalarına devam ederek, o gülenler ise cennete gidiyorlar
    hemen sordum onlara, peki ben nereye gidecem? ? dediler ki, sen bazen iyi gidiyordun, bazende kötü
    bazen tövbe edip ertesi gün günah işliyordun ve izlediğin yol tam olarak belli değildive hep öyle yitik kalacaksın sözlerini korku içerisinde keserek sordum:
    yani ben ateşemi gidiyorum yoksa?
    Onlarda, Allahın rahmeti geniştir ve yolculukta uzundur dediler
    yüzümü çevirdim korku içerisinde baktım ailem, babam, amcam, kardeşlerim ve akrabalarım hepsi Bir sandık içinde beni taşıyorlardı Onlara koşarak gittim ve onlara dedim ki benim için dua edin lütfen
    Ama kimse bana cevap vermiyordu kimi ağlıyordu kimi ise hüzünlüydü Kardeşime giderek, dikkatli ol dünyanın fitnesi seni kandırmasın Beni duymasını çok isterdim O iki melek beni kabirdeki cesedimin üzerine bağladılar baktım ki babam toprak atıyor üzerime
    Kardeşlerim toprak atıyor Ordaki insanlar hepsi üzerime toprak atıyordu
    dedim ki, ahh keşke onların yerinde olsaydım
    Allaha tevbe etseydim
    dün sabah namazımı kılsaydım
    Keşke her gün rabbime dua etseydim Keşke her gün tevbemi yenileseydim Keşke kötülüklerden uzak dursaydım Başladım bağırmaya, ey insanlar dikkatli olun dünya hayatı sizleri kandırmasın
    en azından birisinin beni duymasını çok isterdim
    Peki sen beni duyuyormusun? ? ?

  • Bahadır Sancar
    Bahadır Sancar

    çok uzaklardaki bir sesi geç de olsa duymak ve ona yönelmek...