ne kadar savunsam kendimi meşru müdafaa anlayacaksın halbuki kadim zamanların surlarından salarken düşlerimi, taşların arasına iliştirmiştim savunmamı...
göğün kapıları açılmıştı, gemiye çivi olmuştuk yan yana … çekiçle örselenirken ruhumuz tüm tufanı seyretmiştik beyaz meşenin aralığında…
kıyam etmiştik o gün. kıblegâh da tûba ışıltısı ile ummana düşmüştük.. düş/tü… ne zor uyanmıştık bilmez misin?
İki fısıltı gibi çarpışmıştık kuyunun dibinde Ellerini doğrayan kadınlar Her göz züleyha’ya yusuf iken Sırtımı dayayacak ağaç aradım
Kalbime adını düşür Kalbime adını düşür
Yaprağa boyasını süren nakkaş, Deliği onaran ruh,Yürek ortama saplanan ok,Yalın ayak bastığım sahra,Gecelediğim balığın karnı,Dağdağalı deniz,Sağım-solum azalarım,Acziyetim, fakirliğim, Muştuma inen nur, mermerin arasından sızan su,dala yürüyen hayat, Yemen'de Aden ile Umman arasında, Ahkaf... Elif. Lâm. Râ
Hüsn-ü zannımı yenileyerek,Rahim ismine sığınarak,’’la taknetu minallah’’ayetinde hıçkıran imamın sesiyle,hasret zincirlerimi kırarak paramparça,’’ne mutlu o gariblere ‘’nidasını duyunca,cesaretimi korkaklığıma düğümleyerek düştüm kapına! ... Badı- ı sabada kapına geldim nalan olan gönlümle aşkın şarabına bandımda geldim firakına mübtela ömrümle Ey hünkarım sana visal etmek kavlimle tahammül kalmamış bu biçare halimle lutfeyle mülkünden bir zerre ile Şem’in de bir nur ver aydınlanayım canan derim,canı vermektir istidadım cilvegahından bir köz düşürde yanayım tenha yerinde boğan kırılır kan kırmızı gülleri bülbül mecnun olur sukut eder terennümleri Derdimin şifası sendedir Yarab Lal olan dilimin sözü,sendedir Yarab üryan geldim kapına,günah defterim sendedir Yarab düçar olmuş dertlerimin eczası sendedir Yarab Şifamı tez eyle dilimi söz eyle günahımı setr eyle meftun geldim kapına beni sana ram eyle… Fi Emanillah…
İlk gelişim değil ki, Yaşarsam biliyorum, Son gelişimde olmayacak............. Nasıl geldim ise önceleri, Yine geldim.............. Gelmem gerektiği için geldim........ Sen gelenleri red etmediğin için geldim............. Utanmadan, Sıkılmadan Arlanmadan............. Geldim............. Başka kapım yokki gidecek............ Gelişler sana olduğu için, Gidişlerin sana olması gerektiği için....... Yollların çıkışı,Varışı Sen olduğun için.......... İşlediğim, Bin kabahata, Bin günaha rağmen............... Af talebi için geldim, Bağışlaman için................ Merhametine geldim, Rahmetine.......... İçime düşen bir pişmanlık sebebi ile........ Bir kez daha, Bir kere daha Geldim...........
Tövbe.................
Bakacak yüzüm yok, Duracak halim yok,
İçime düşen ateş ile geldim, Gözyaşlarım ile geldim.......... Sana gelinmesi lazım, Birgün hepten sana gelinecek, O gün gelmeden gelinmesi gerektiği için geldim.....................
Geldim,
Kötülüklerim ile, Çirkinliklerim ile, Azgınlıklarım ile, Sol yan kefesi dolu, Taşıyamadığım ağırlıklar ile geldim.............
İçime doğduğunda tekrar aşk, Yaktığında bağrı,
YANIYORUMMMMMM.......
Gidiş yerim yok, Çarem yok,
Boynum bükük, Yüzüm yok.............
Hiçliği tekrar yaşıyarak, Kalbe doğan ümid ile,
Ellerimi açarak, Yavrunun anneye duyduğu hasretten daha büyük bir hasret ile,
Bilerek, Görerek, İsteyerek,
Geldim......
Tövbe..........
Mülküm işte, Mülkiyetinin içinde bazen şımarık bir çocuk edası ile,
İsyan, Nisyan, Hata, Günah ne varsa............
Mülkünüm işte, Düştüğümde aşkın içinede,
Mülkünüm...........
Hepsini red ediyorum, Merhamet, Af diliyorum, Pişmanlık duyuyorum, Sana sığınıyorum,
SAHİBİME, RABBİME....... Beni benden iyi bilensin, İçimi dışımı Herşeyi, Bilensin..........
Yarab, Ümidsizler kapısı değilki kapın, Bu umud ile geldim............ Tövbe........... TÖVBELERİ KABUL EDEN OLDUĞUN İÇİN GELDİM............. Geldim, Bugün yine sana geldim.........
Sen her şeyden öte En Sevdiğimsin... Yollarda; adımlarımın başında, Ve arkamda; dönsem hemen arkamda, Sağımda, solumda… Sen, benim ruhumun en engin, en derin köşelerinde, Her ân ve her hâl ile benimlesin. Dilimde sen; zikre lâyık olan her daim… Kalbimde Sen; yürek atışımda olan… Kulağımda sen; her sözüne inanılan, güvenilen… Ellerim Sana; her açtığımda Sana yalvaran… Adımlarımda Sen; her gittiğim yerde Sen olan… Düşüncelerimde Sen; hiçbir şüpheye yer vermeyen… Azametini, merhametini, şefkatini, Tüm âlemlere sahip oluşunu, Ve tüm âlemlere hükmedişini, Rab oluşunu, Tüm mahlûkata yer ve zaman verişini Bir ve eşsiz oluşunu, Tek dayanak, tek ümit verici oluşunu, Varlığını, Yüceliğini, Tüm saydığım ve sayamadığım, Saymakla da bitiremeyeceğim esmâ–i ilâhîni, Yani Seni istiyorum Allah'ım! .. Seni…Bir tek Seni… Sen… Ey Yüce Rabbim! Rızana ulaşanlardan eyle bizi... Sana Ulaşanlardan Eyle… (Âminn)
Ümid makamında kızıl güller...içimde taşan bir nehir ve gözlerim okçu tepesinde.Dizlerimde takatsizlik,omuz başlarımda ağırlık,teslim olmaya hazır esirinim.
verilecek her ceza katında mükafat bilenecektir.bölünüp bin parça olsam da her zerrem seni tesbih edecektir. yüreğimde Yusuf'i ayetler, Meryem'in duası, Hu ile düşer başım secdene...
çıkart beni bu melun karanlıktan.Kalp okkama batır kalemini nurun yazsın cihana 'kulum beni nasıl bilirse, öyle bilirim 'dediğini.
Bad-ı sabada kapına geldim nalan olan gönlümle aşkın şarabına bandımda geldim firakına mübtela ömrümle
Ey hünkarım sana visal etmek kavlimle tahammül kalmamış bu biçare halimle lutfeyle mülkünden bir zerre ile Şem'in de bir nur ver aydınlanayım canan derim,canı vermektir istidadım cilvegahından bir köz düşürde yanayım tenha yerinde bağın kırılır kan kırmızı gülleri bülbül mecnun olur sukut eder terennümleri
Derdimin şifası sendedir Yarab Lâl olan dilimin sözü,sendedir Yarab üryan geldim kapına,günah defterim sendedir Yarab düçar olmuş dertlerimin eczası sendedir Yarab
Şifamı tez eyle dilimi söz eyle günahımı setr eyle meftun geldim kapına beni sana ram eyle...
hepimiz bir duayız aslında. 'duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var' ayetinin yansımasıyız ab-ı hayata. avuç içlerimizin Rabbe ulaşırken tüm bedenmizi kapısına taşımasıdır dua. avuç içleridir gerçek bedenin. avuç için olmazsa helede ağacın dallarını rahmet nidasında, rahmet arzusunda olduğunu belli edercesine uzanmıyorsa ukbaya, yoksun demektir taşıdığın canda. avuç içinle varsın.avuç içinle yaşarsın. avuç içindir nefes alan. en azından nefes almana sebep olan... avuç içindir konuşan, düşünen, yorulan. avuç içindir Rabbinle tek buluşan. Rabbin'in sana yakınlığı senden öncedir. sen kendini bilmezden önce, O(cc) , senide bilmiştir, isteğinide, avuç içinide. öyleki biz dua etmezden önce kalbimizden geçen var olup aydınlık bulmuştur bir anda. işte budur Rabbin'in seni senden önce bilmesi. bazen olurda karanlıkta çırpınırsın aydınlığa olan hasretinden. işte buda senin rabbinden önce kendni bilmendir. avuç içini yok saymandır. açabilirmisin bir kilitli kapıyı avuç içini kullanmadan. açamadığın gibi karanlığa brünür kapı. anahtarsız girersin ama sadece karanlıktan öteye. ama rabbin yine seni senden önce bilir. iyice karanlığa salarda avuç içini kullanma aşkı verir sana. seni karanlıktan alırda bir elmas gibi varlığın merkezine oturtur. elmasın aslı kömürdür. karanlıktır. eğer o karanlıkta kalmamış, hüzünlenmemiş, yanmamış parçalanmamış olsa elmas olma lutfuna erişebilirmi bir aciz kömür layığında... eğer kendini görmezden önce Rabbinse gördüğün, avuç içinle çıkarsan huzuruna Rabbinin, rabbinin karanlıktaki hüznününde, aydınlıktaki rahatlığınıdaondan geldiğini bilip, bir elhamdürillah dersen, dua dua rahmet dökülür sanki kalbine. istersen bir dene. ayrıca sakın unutma! sen bir duasın. annenin babanın evlat hasretiyle ettiği bir dua....
“Allahım! Gönlümü sana bağlayacak, darmadağın hâlimi bir araya toplayacak, dağınık ve parçalanmış işlerimi birbirine yaklaştıracak kötü itiyat ve fitnelerden beni koruyacak, dilimi ıslah edecek, bâtınımı koruyacak, zâhirimi yükseltecek, amelimi temizleyip arttıracak, yüzümü ak edecek, rızana ulaştıracak ve her kötülükten beni koruyacak olan rahmetini senin fazlından isterim.'
... 'Rabbim! Sen beni nasılsam öyle görüyorsun zaten; ve eminim ki bende Seni memnun edecek bir şey olmadığını görüyorsundur. Ya Rabbi! ben kendimde acılardan başka bir şey göremiyorum.rabbim bana bak,çektiğim acıları gör,beni dertten derde koyan hastalıklarımı gör. Bak bana ey mukaddes kurtarıcım! Senin kudret elinin bende açtığı yaraları gör.merhametle bak şu bedenime,acılarımı şefkatinle gör.lütfet de,bu acılarım Senin beni hasta yatağımda ziyaret etmene vesile olsun.'..................................................................................(*)
Rabbim, Bir insan koy kalbime Ama o insan senin de sevdiğin olsun Ve bana öyle bir insan sevdir ki O insanın kalbi seninle sevişen bir mabed olsun Beni öyle bir insanla buluştur ki benden önce Onunla buluşmuş olan sen olasın Onunla el ele tutuştuğumuzda İkimizin üzerinden senin elin olsun.
Bana öyle gözler göste ki Ben o gözlerden sana bakayım Bana öyle bir eş ver ki O gözler cennete açılan iki pencere olsun
Onunla öyle bir yolda yürüyelim ki Kılavuzumuz sen olasın ey Rabbim Öyle bir eş ver ki bana Ona sarıldığımda kainat bize baksın Birbirine sarılsın
Sevgimiz kurtla kuzuları barıştırsın Bize bakıp şeytan Adem’e secde etsin Günah sevap uğruna kendini feda etsin Ölüler birer birer uyansın sevgimizle
Bize öyle bir eş ver ki Rabbim! Sevgimizde Muhammed sevilsin Öyle sevelim ki birbirimizi Hz. Hatice göklerden bize seslensin ve desin ki; Bak ya Muhammed bak su sevgililere onlar bizde,bizde onlardayız Bak aşkımız birkez daha yaşanıyor yer yüzünde Allah aşkımızı öyle çok seviyorki binlerce insana yasatıyor..
ben burada yapılan duaların amin deyicisiyim:') özellikle rumuzu cezimli bir arkadaşım varki onun dualarına daha bir özenerek amin diyorum hoşgörün beni:')
dua... bütün sır bu üç harftedir artık. dua... yakarma, yalvarma, dileme, isteme, bekleme, sığınma, boyun eğme, kendinden vazgeçme, kendini silme, yok etme, o'nun eşiğinde bir köle olduğunu fısıldama, o'nun kapısından ayrılmadan, orada öylece, günlerce, aylarca, yıllarca bekleme, rahmet ve inayet'ini umma, alemleri kuşatan sonsuz merhametine, esirgeyiciliğine iltica etme, derdi derman bilme, o'nun koruyuculuğuna yerleşerek, bütün varlığın üzerinde, insan olmanın yüce anlamına gelme... bu üç harf, kullluğun tüm gizlerini içinde taşır... allah, kendisine arı bir dille ve saf bir yürekle yalvaran herkesin duasına cevap verir. 'duanız olmasa ne öneminiz var' ifadesi, yakarmanın değerini ve nadideliğini işaret eder.
'Allah'ım önce gönlümüzü duaya meylettirirsin,sonra da duaların karşılığını verirsin.'yüce Allah bir şeyin olmasını muradettiğinde kulunun gönlüne o hususta dua etme arzusu verir,sonra da o duayı kabul eder....................................................................................(*)
'nice dualar vardır ki,dua edenin ziyan ve helakine sebeptir; yüce Allah böyle duaları kereminden dolayı kabul etmez.'.................................(*)
'...canımda bir damla ilim var,onu arzudan ve vücud toprağından kurtar...'..........................................................................................(*)
(Ey Muhammed!) De ki: “Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin! ” (Furkan Suresi 77.ayet) Dua mü'minin silahıdır. (hadis-i şerif)
*Allahümme veffiknâ ilâ mâ tühibbu ve terdâ.
Manası: Allahım bizi kendi isteğimiz değil, senin hakkımızda razı olacağın, rıza ve hoşnutluğunu kazandıracak işlere muvaffak eyle.
*Rabbenâ lâ tüziğ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâ. (Âl-i İmran 3/8)
Manası: Allahım hidayet buyurduktan sonra kalplerimizi kaydırma.
*Ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete ayn.
Manası: Göz açıp kapama ölçüsünde bile olsa beni nefsimle baş başa bırakma.
*Allahümme ahsin âkibetenâ fi’l-umûri küllihâ.
Manası: Allahım! Bütün işlerde akıbetimizi güzel eyle.
*Allahümme innî es’elüke min hayri mâ seeleke bihî cemîu’l-Enbiyâi ve’l-Mürselîne ve’l-Evliyâi ve’l-Asfiyâi ve’l-Mukarrebîne ve’l-Makbûlîne ındeke, eûzü bike min şerri mesteâze minhü cemîu’l-Enbiyâi ve’l-Mürselîne ve’l-Evliyâi ve’l-Asfiyâi ve’l-Mukarrebîne ve’l-Makbûlîne ındek.
Manası: Allah’ım! Ben bütün enbiya, mürselin, evliya, asfiya, mukarrebin (sana yakın kullarının) ve makbûlînin (senin nezdinde makbul kullarının) senden istediği hayırları istiyor ve bütün bunların sana sığındığı şerlerden ben de sana sığınıyorum.
*Rabbi yessir velâ tuassir Rabbi temmim bil-hayr.
Manası: Rabbim işimi kolaylaştır, zorlaştırma ve sonunu hayırlı kıl.
*Allâhümmerzuknî fehmen nebiyyîne ve hıfzal mürselîne ve ilhamel melâiketil mukarrebîne âmîne yâ rabbel âlemiyn.
Manası: Allah’ım! Bana nebîlerinin anlama, peygamberlerinin ezberleme, huzuruna yakın meleklerin de ilham gücünü ver. Duamı kabul eyle, ey alemlerin Rabbi Allah’ım!
*Allahım! Fayda vermeyen ilimden, ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, yaşarmayan gözden ve icabet edilmeyen duadan Sana sığınırım.
*Rabbimiz! Üstümüze sağanak sağanak sabır yağdır; ayaklarımızı sabit kıl, kaydırma ve kafirler güruhuna karşı bize yardım eyle.
*Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz şeylerle bizi sorumlu tutma. Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme.
*Amellerimizi ihlasla derinleştir ve ümitlerimizi de ye’sin insafsızlığına bırakma.
*Rabbimiz! Bizi zalimlerin zulmüne bırakıp işkence etme.
*Allahım! Kendini de sevdiklerini de bizlere sevdir.
Bir gün bir abime dedim ki
'Ellerimi duaya açınca bazen utanıyorum yüzüme sürmeye, ya sen, sende de oluyormu'?
O da bana dedi ki
'hocam herşeye rağmen ellerimi kaldırabildiysem yüzüme de sürebilirim'
:-(
Ya Baki!
Ne zaman lezzet alsam tükenince elem çekerim
Lezzetleri daim eyleyen sensin
Ne zaman kavuşsam ardından ayrılığı beklerim
Kavuşmaları sahici eyleyen sensin
Ne kadar çok sevdam varsa o kadar çok veda beslerim
Kalbime ebedi sevdalar düşüren sensin
Ömrüm kısa elim yetişmiyor kalbim kandır
Baki olan ancak sensin Beka bahşet imanıma
Ya Varis!
Yok bildiklerim senin nazarındadır
Yitirdiklerim senin katındadır
Bitirdiklerim senin yanındadır
Unuttuklarım senin hatırındadır
Unutulmuşları sonunda sen anarsın
Gidene de kalana da Varis sensin
Ebedi kavuşmaklar ver bana
nisyanından bolca eyle ihsan
şükürler ederim bir felah bulsam
ne kadar savunsam kendimi meşru müdafaa anlayacaksın halbuki kadim zamanların surlarından salarken düşlerimi, taşların arasına iliştirmiştim savunmamı...
göğün kapıları açılmıştı, gemiye çivi olmuştuk yan yana … çekiçle örselenirken ruhumuz tüm tufanı seyretmiştik beyaz meşenin aralığında…
kıyam etmiştik o gün. kıblegâh da tûba ışıltısı ile ummana düşmüştük.. düş/tü… ne zor uyanmıştık bilmez misin?
İki fısıltı gibi çarpışmıştık kuyunun dibinde Ellerini doğrayan kadınlar Her göz züleyha’ya yusuf iken Sırtımı dayayacak ağaç aradım
Kalbime adını düşür
Kalbime adını düşür
Yaprağa boyasını süren nakkaş, Deliği onaran ruh,Yürek ortama saplanan ok,Yalın ayak bastığım sahra,Gecelediğim balığın karnı,Dağdağalı deniz,Sağım-solum azalarım,Acziyetim, fakirliğim, Muştuma inen nur, mermerin arasından sızan su,dala yürüyen hayat, Yemen'de Aden ile Umman arasında, Ahkaf...
Elif. Lâm. Râ
Ebediyeti arzulayan korkak yanımla,
Pençesindeyim ebabilin tırnaklarında
Ey yar göçebeliğimi hicretim say! ..
Hüsn-ü zannımı yenileyerek,Rahim ismine sığınarak,’’la taknetu
minallah’’ayetinde hıçkıran imamın sesiyle,hasret zincirlerimi kırarak
paramparça,’’ne mutlu o gariblere ‘’nidasını duyunca,cesaretimi korkaklığıma düğümleyerek düştüm kapına! ...
Badı- ı sabada kapına geldim
nalan olan gönlümle
aşkın şarabına bandımda geldim
firakına mübtela ömrümle
Ey hünkarım sana visal etmek kavlimle
tahammül kalmamış bu biçare halimle
lutfeyle mülkünden bir zerre ile
Şem’in de bir nur ver aydınlanayım
canan derim,canı vermektir istidadım
cilvegahından bir köz düşürde yanayım
tenha yerinde boğan
kırılır kan kırmızı gülleri
bülbül mecnun olur
sukut eder terennümleri
Derdimin şifası sendedir Yarab
Lal olan dilimin sözü,sendedir Yarab
üryan geldim kapına,günah defterim sendedir Yarab
düçar olmuş dertlerimin eczası sendedir Yarab
Şifamı tez eyle
dilimi söz eyle
günahımı setr eyle
meftun geldim kapına
beni sana ram eyle…
Fi Emanillah…
Aminn
Geldim,
İlk gelişim değil ki,
Yaşarsam biliyorum,
Son gelişimde olmayacak.............
Nasıl geldim ise önceleri,
Yine geldim..............
Gelmem gerektiği için geldim........
Sen gelenleri red etmediğin için geldim.............
Utanmadan,
Sıkılmadan
Arlanmadan.............
Geldim.............
Başka kapım yokki gidecek............
Gelişler sana olduğu için,
Gidişlerin sana olması gerektiği için.......
Yollların çıkışı,Varışı Sen olduğun için..........
İşlediğim,
Bin kabahata,
Bin günaha rağmen...............
Af talebi için geldim,
Bağışlaman için................
Merhametine geldim,
Rahmetine..........
İçime düşen bir pişmanlık sebebi ile........
Bir kez daha,
Bir kere daha
Geldim...........
Tövbe.................
Bakacak yüzüm yok,
Duracak halim yok,
İçime düşen ateş ile geldim,
Gözyaşlarım ile geldim..........
Sana gelinmesi lazım,
Birgün hepten sana gelinecek,
O gün gelmeden gelinmesi gerektiği için geldim.....................
Geldim,
Kötülüklerim ile,
Çirkinliklerim ile,
Azgınlıklarım ile,
Sol yan kefesi dolu,
Taşıyamadığım ağırlıklar ile geldim.............
İçime doğduğunda tekrar aşk,
Yaktığında bağrı,
YANIYORUMMMMMM.......
Gidiş yerim yok,
Çarem yok,
Boynum bükük,
Yüzüm yok.............
Hiçliği tekrar yaşıyarak,
Kalbe doğan ümid ile,
Ellerimi açarak,
Yavrunun anneye duyduğu hasretten daha büyük bir hasret ile,
Bilerek,
Görerek,
İsteyerek,
Geldim......
Tövbe..........
Mülküm işte,
Mülkiyetinin içinde bazen şımarık bir çocuk edası ile,
İsyan,
Nisyan,
Hata,
Günah ne varsa............
Mülkünüm işte,
Düştüğümde aşkın içinede,
Mülkünüm...........
Hepsini red ediyorum,
Merhamet,
Af diliyorum,
Pişmanlık duyuyorum,
Sana sığınıyorum,
SAHİBİME,
RABBİME.......
Beni benden iyi bilensin,
İçimi dışımı Herşeyi,
Bilensin..........
Yarab,
Ümidsizler kapısı değilki kapın,
Bu umud ile geldim............
Tövbe...........
TÖVBELERİ KABUL EDEN OLDUĞUN İÇİN GELDİM.............
Geldim,
Bugün yine sana geldim.........
Sen her şeyden öte En Sevdiğimsin...
Yollarda; adımlarımın başında,
Ve arkamda; dönsem hemen arkamda,
Sağımda, solumda…
Sen, benim ruhumun en engin, en derin köşelerinde,
Her ân ve her hâl ile benimlesin.
Dilimde sen; zikre lâyık olan her daim…
Kalbimde Sen; yürek atışımda olan…
Kulağımda sen; her sözüne inanılan, güvenilen…
Ellerim Sana; her açtığımda Sana yalvaran…
Adımlarımda Sen; her gittiğim yerde Sen olan…
Düşüncelerimde Sen; hiçbir şüpheye yer vermeyen…
Azametini, merhametini, şefkatini,
Tüm âlemlere sahip oluşunu,
Ve tüm âlemlere hükmedişini, Rab oluşunu,
Tüm mahlûkata yer ve zaman verişini
Bir ve eşsiz oluşunu,
Tek dayanak, tek ümit verici oluşunu,
Varlığını, Yüceliğini,
Tüm saydığım ve sayamadığım,
Saymakla da bitiremeyeceğim esmâ–i ilâhîni,
Yani Seni istiyorum Allah'ım! .. Seni…Bir tek Seni…
Sen… Ey Yüce Rabbim!
Rızana ulaşanlardan eyle bizi...
Sana Ulaşanlardan Eyle… (Âminn)
Ey Kadir olan Allah’ım! *
Ailemize sorumluluk, halkımıza bilim,
inananlarımıza aydınlık, aydınlarımıza iman,
tutucularımıza anlayış, kavramışlarımıza tutuculuk,
kadınlarımıza bilinç, erkeklerimize şeref,
ihtiyarlarımıza bilgi, gençlerimize soyluluk,
öğretmen ve üstadlarımıza, öğrencilerimize inanç,
uyuyanlarımıza uyanıklık, uyanıklarımıza irade,
tebliğlerimize gerçek, dindarlarımıza din,
yazarlarımıza güvenirlik, sanatkarlarımıza dert, şairlerimize şuur,
araştırıcılarımıza hedef, ümidsizlerimize ümit,
zayıflarımıza güç, muhafazakarlarımıza hareket,
ölümcül uykularda olanlarımıza hayat ve dirilik,
körlerimize görme, suskunlarımıza feryat,
müslümanlarımıza Kuran,Sünnet ve Ehl-i Beyt bilinci,
tüm mezheplerimize birlik,
kıskançlarımıza şifa,
egoistlerimize sabır,
halkımıza kendini bilme,
tüm uluslardan kurulu milletimize samimiyet, basiret, feraset, cesaret,
fedakarlık yeteneği, kurtuluşa layık oluş ve izzet bağışla! !
amin...
*Dr.Ali Şeriati'nin bir duası...
Azad et,
Azab etme Rabbim
Rabbim....
Ümid makamında kızıl güller...içimde taşan bir nehir ve gözlerim okçu tepesinde.Dizlerimde takatsizlik,omuz başlarımda ağırlık,teslim olmaya hazır esirinim.
verilecek her ceza katında mükafat bilenecektir.bölünüp bin parça olsam da her zerrem seni tesbih edecektir. yüreğimde Yusuf'i ayetler, Meryem'in duası, Hu ile düşer başım secdene...
çıkart beni bu melun karanlıktan.Kalp okkama batır kalemini nurun yazsın cihana 'kulum beni nasıl bilirse, öyle bilirim 'dediğini.
Hüsn-ü zannımı yenileyerek, Rahim ismine sığınarak,'la taknetu minallah' ayetinde hıçkıran imamın sesiyle, hasret zincirlerimi kırarak paramparça, 'ne mutlu o gariblere 'nidasını duyunca,cesaretimi korkaklığıma düğümleyerek düştüm kapına! ...
Bad-ı sabada kapına geldim
nalan olan gönlümle
aşkın şarabına bandımda geldim
firakına mübtela ömrümle
Ey hünkarım sana visal etmek kavlimle
tahammül kalmamış bu biçare halimle
lutfeyle mülkünden bir zerre ile
Şem'in de bir nur ver aydınlanayım
canan derim,canı vermektir istidadım
cilvegahından bir köz düşürde yanayım
tenha yerinde bağın
kırılır kan kırmızı gülleri
bülbül mecnun olur
sukut eder terennümleri
Derdimin şifası sendedir Yarab
Lâl olan dilimin sözü,sendedir Yarab
üryan geldim kapına,günah defterim sendedir Yarab
düçar olmuş dertlerimin eczası sendedir Yarab
Şifamı tez eyle
dilimi söz eyle
günahımı setr eyle
meftun geldim kapına
beni sana ram eyle...
'''La İlahe İlla Ente Sübhaneke İnni Küntü Minezzalimin ''
Kavmini terk eyleyince Yunus (a.s.) Celâlî tecellilerle karşılaşmamış mıydı?
Dalgalar kabardığında bilmişti dalgalar gemiye değil...Yunusa tevessüldeydi...
Teslim ediverdi kendini sulara...Direnmenin faydası olmadığını bildiydi...
ve işte o zaman...Balığın karnında zulmetteki âvâzıdır bu dua...
hepimiz bir duayız aslında. 'duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var' ayetinin yansımasıyız ab-ı hayata. avuç içlerimizin Rabbe ulaşırken tüm bedenmizi kapısına taşımasıdır dua. avuç içleridir gerçek bedenin. avuç için olmazsa helede ağacın dallarını rahmet nidasında, rahmet arzusunda olduğunu belli edercesine uzanmıyorsa ukbaya, yoksun demektir taşıdığın canda.
avuç içinle varsın.avuç içinle yaşarsın. avuç içindir nefes alan. en azından nefes almana sebep olan... avuç içindir konuşan, düşünen, yorulan. avuç içindir Rabbinle tek buluşan.
Rabbin'in sana yakınlığı senden öncedir. sen kendini bilmezden önce, O(cc) , senide bilmiştir, isteğinide, avuç içinide. öyleki biz dua etmezden önce kalbimizden geçen var olup aydınlık bulmuştur bir anda. işte budur Rabbin'in seni senden önce bilmesi.
bazen olurda karanlıkta çırpınırsın aydınlığa olan hasretinden. işte buda senin rabbinden önce kendni bilmendir. avuç içini yok saymandır. açabilirmisin bir kilitli kapıyı avuç içini kullanmadan. açamadığın gibi karanlığa brünür kapı. anahtarsız girersin ama sadece karanlıktan öteye. ama rabbin yine seni senden önce bilir. iyice karanlığa salarda avuç içini kullanma aşkı verir sana. seni karanlıktan alırda bir elmas gibi varlığın merkezine oturtur. elmasın aslı kömürdür. karanlıktır. eğer o karanlıkta kalmamış, hüzünlenmemiş, yanmamış parçalanmamış olsa elmas olma lutfuna erişebilirmi bir aciz kömür layığında...
eğer kendini görmezden önce Rabbinse gördüğün, avuç içinle çıkarsan huzuruna Rabbinin, rabbinin karanlıktaki hüznününde, aydınlıktaki rahatlığınıdaondan geldiğini bilip, bir elhamdürillah dersen, dua dua rahmet dökülür sanki kalbine. istersen bir dene. ayrıca sakın unutma! sen bir duasın. annenin babanın evlat hasretiyle ettiği bir dua....
'Rabbim, bana istememeyi isteyebilmeyi nasib et.'...yusuf a.s ın duası
Dua,dua eler karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
Göz yaşı bir tarla, hep yoncalanmış.....
ALLAH'ım bütün nefes alanları koru....onları bütün kötülüklerden uzak tut...
Ey daimi, Ey Dehri, Ey Evvel, Ey Ahir,Ey Batın,
sesimi duy ey Zahir! !
kulun Zekeriyyanın sesnini duyduğun gibi...
Hasbunallahu ve ni'mel vekil.
Allah, bize yeter, O ne güzel vekildir. Ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır.'
hacmi üç harf kadar...
iki hece...
bir çırpılık söylenişi var...
küçücük yer kaplayan bir kelimenin içine sığdırdıklarımız ya?
içine sığdırdıklarımız oranında büyük kelime....Dua...
“Allahım! Gönlümü sana bağlayacak, darmadağın hâlimi bir araya toplayacak, dağınık ve parçalanmış işlerimi birbirine yaklaştıracak kötü itiyat ve fitnelerden beni koruyacak, dilimi ıslah edecek, bâtınımı koruyacak, zâhirimi yükseltecek, amelimi temizleyip arttıracak, yüzümü ak edecek, rızana ulaştıracak ve her kötülükten beni koruyacak olan rahmetini senin fazlından isterim.'
AMİN AMİN AMİN....
Allah a ulaşmamı sağlayan şebeke. Her yerde çeker.
...
'Rabbim! Sen beni nasılsam öyle görüyorsun zaten; ve eminim ki bende Seni memnun edecek bir şey olmadığını görüyorsundur.
Ya Rabbi! ben kendimde acılardan başka bir şey göremiyorum.rabbim bana bak,çektiğim acıları gör,beni dertten derde koyan hastalıklarımı gör.
Bak bana ey mukaddes kurtarıcım! Senin kudret elinin bende açtığı yaraları gör.merhametle bak şu bedenime,acılarımı şefkatinle gör.lütfet de,bu acılarım Senin beni hasta yatağımda ziyaret etmene vesile olsun.'..................................................................................(*)
'Yitirdiğim cenneti ver bana rabbim..'
Rabbim,
Bir insan koy kalbime Ama o insan senin de sevdiğin olsun
Ve bana öyle bir insan sevdir ki
O insanın kalbi seninle sevişen bir mabed olsun
Beni öyle bir insanla buluştur ki benden önce
Onunla buluşmuş olan sen olasın
Onunla el ele tutuştuğumuzda
İkimizin üzerinden senin elin olsun.
Bana öyle gözler göste ki
Ben o gözlerden sana bakayım
Bana öyle bir eş ver ki
O gözler cennete açılan iki pencere olsun
Onunla öyle bir yolda yürüyelim ki
Kılavuzumuz sen olasın ey Rabbim
Öyle bir eş ver ki bana
Ona sarıldığımda kainat bize baksın
Birbirine sarılsın
Sevgimiz kurtla kuzuları barıştırsın
Bize bakıp şeytan Adem’e secde etsin
Günah sevap uğruna kendini feda etsin
Ölüler birer birer uyansın sevgimizle
Bize öyle bir eş ver ki Rabbim!
Sevgimizde Muhammed sevilsin
Öyle sevelim ki birbirimizi
Hz. Hatice göklerden bize seslensin ve desin ki;
Bak ya Muhammed bak su sevgililere onlar bizde,bizde onlardayız
Bak aşkımız birkez daha yaşanıyor yer yüzünde
Allah aşkımızı öyle çok seviyorki binlerce insana yasatıyor..
ben burada yapılan duaların amin deyicisiyim:')
özellikle rumuzu cezimli bir arkadaşım varki onun dualarına daha bir özenerek amin diyorum hoşgörün beni:')
dua... bütün sır bu üç harftedir artık. dua... yakarma, yalvarma, dileme, isteme, bekleme, sığınma, boyun eğme, kendinden vazgeçme, kendini silme, yok etme, o'nun eşiğinde bir köle olduğunu fısıldama, o'nun kapısından ayrılmadan, orada öylece, günlerce, aylarca, yıllarca bekleme, rahmet ve inayet'ini umma, alemleri kuşatan sonsuz merhametine, esirgeyiciliğine iltica etme, derdi derman bilme, o'nun koruyuculuğuna yerleşerek, bütün varlığın üzerinde, insan olmanın yüce anlamına gelme... bu üç harf, kullluğun tüm gizlerini içinde taşır...
allah, kendisine arı bir dille ve saf bir yürekle yalvaran herkesin duasına cevap verir. 'duanız olmasa ne öneminiz var' ifadesi, yakarmanın değerini ve nadideliğini işaret eder.
'Allah'ım önce gönlümüzü duaya meylettirirsin,sonra da duaların karşılığını verirsin.'yüce Allah bir şeyin olmasını muradettiğinde kulunun gönlüne o hususta dua etme arzusu verir,sonra da o duayı kabul eder....................................................................................(*)
'nice dualar vardır ki,dua edenin ziyan ve helakine sebeptir; yüce Allah böyle duaları kereminden dolayı kabul etmez.'.................................(*)
'...canımda bir damla ilim var,onu arzudan ve vücud toprağından kurtar...'..........................................................................................(*)
DUA
(Ey Muhammed!) De ki: “Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin! ”
(Furkan Suresi 77.ayet)
Dua mü'minin silahıdır. (hadis-i şerif)
*Allahümme veffiknâ ilâ mâ tühibbu ve terdâ.
Manası: Allahım bizi kendi isteğimiz değil, senin hakkımızda razı olacağın, rıza ve hoşnutluğunu kazandıracak işlere muvaffak eyle.
*Rabbenâ lâ tüziğ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâ. (Âl-i İmran 3/8)
Manası: Allahım hidayet buyurduktan sonra kalplerimizi kaydırma.
*Ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete ayn.
Manası: Göz açıp kapama ölçüsünde bile olsa beni nefsimle baş başa bırakma.
*Allahümme ahsin âkibetenâ fi’l-umûri küllihâ.
Manası: Allahım! Bütün işlerde akıbetimizi güzel eyle.
*Allahümme innî es’elüke min hayri mâ seeleke bihî cemîu’l-Enbiyâi ve’l-Mürselîne ve’l-Evliyâi ve’l-Asfiyâi ve’l-Mukarrebîne ve’l-Makbûlîne ındeke, eûzü bike min şerri mesteâze minhü cemîu’l-Enbiyâi ve’l-Mürselîne ve’l-Evliyâi ve’l-Asfiyâi ve’l-Mukarrebîne ve’l-Makbûlîne ındek.
Manası: Allah’ım! Ben bütün enbiya, mürselin, evliya, asfiya, mukarrebin (sana yakın kullarının) ve makbûlînin (senin nezdinde makbul kullarının) senden istediği hayırları istiyor ve bütün bunların sana sığındığı şerlerden ben de sana sığınıyorum.
*Rabbi yessir velâ tuassir Rabbi temmim bil-hayr.
Manası: Rabbim işimi kolaylaştır, zorlaştırma ve sonunu hayırlı kıl.
*Allâhümmerzuknî fehmen nebiyyîne ve hıfzal mürselîne ve ilhamel melâiketil mukarrebîne âmîne yâ rabbel âlemiyn.
Manası: Allah’ım! Bana nebîlerinin anlama, peygamberlerinin ezberleme, huzuruna yakın meleklerin de ilham gücünü ver. Duamı kabul eyle, ey alemlerin Rabbi Allah’ım!
*Allahım! Fayda vermeyen ilimden, ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, yaşarmayan gözden ve icabet edilmeyen duadan Sana sığınırım.
*Rabbimiz! Üstümüze sağanak sağanak sabır yağdır; ayaklarımızı sabit kıl, kaydırma ve kafirler güruhuna karşı bize yardım eyle.
*Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz şeylerle bizi sorumlu tutma. Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme.
*Amellerimizi ihlasla derinleştir ve ümitlerimizi de ye’sin insafsızlığına bırakma.
*Rabbimiz! Bizi zalimlerin zulmüne bırakıp işkence etme.
*Allahım! Kendini de sevdiklerini de bizlere sevdir.