benim sadık dostum kara topraktır demiş aşık veysel.ne de doğru demiş....o demişse vardır 1 bildiği ve yaşanmışlığı.ve son zamanlarda yaşam örgüsü içinde dost kavramının çok da yerleşik 1 yeri olduğunu sanmıyorum artık.herkes çıkar peşinde. siz gerçek 1 dost olduğunuzu düşünenlerdenseniz benim gibi vefa kavramının özünü bilenlerdensiniz ve çok acı çekmişsiniz demektir.artık soyumuz tükeniyor dostlar,anlayışlı,vefakar,fedakar,dost kıymeti bilen bizler tarih oluyoruz gibi.sizce de öyle değil mi? herkes şikayet ediyorsa kimse aradığını özlediğini bulamıyor demektir! benim 3 -5 dostum bana yeter diyorsanız benim gibi biraz züğürt tesellisi olayını yaşıyoruz demektir.ben elerim doğru eliycem de ama buna zorunluyuz herzaman kendi düşüncelerimize yakın insanlar karşımıza istediğimizi ihtiyaç duyduğumuz anda çıkmıyor ki.sorun bu bence doğru kiş doğru zaman doğru yer.talih bunları 1 araya getirdiğinde mutlu oluyoruz-ki bu zamana dilimi maalesef çok az-hep o anın özlemini çekiyoruz.eğer aradığımız vefa ise,emeğimize karşılıksa bunu 1 tek toprak veriyor geri.insanın nankörlüğü her dakika her yerde.
sen nasıl yanındaysan onun en zor anında, o da senin gibi olmalı. elini tutup kaldırmalısın ve son gücünle çekmelisin onu ileri. hep... durmadan, bıkmadan, usanmadan... ne zaman takılsa düşeradım olsa bilmeli tutacaksın elinden. düşmeyecek asla çünkü sen varsındır. geride kalmayacak o vakit çünkü sen... arkanda olmamalı o, önünde de, yanında olmalı. o yüzden o ne zaman ileri çıksa senden, seni de yanına çekmeli.
dost düşünmeden sırtını dönebileceğin insandır..kalleşlikten uzak mert olandır..sırtından hançerlenmeyeceğine emin olduğun insandır...fakat kalmışmıdır öylesi..yoktur deyip karamsarlığa düşülmemelidiir...illaki vardır...yaradan herkesi dost bildiği sevdiği insanların şerrinden korusun çünkü düşmanlarıyla herkes bir şekilde baş eder....
omuzuna yaslandığım derdimi ekmeğimi aşımı mutluluklarımı sevinçlerimi paylaştığım herkes gittiği zaman bile yanımda bulduğum acı ama gerçek söyleyen ve söyledikleri hep çıkan hep iyi ol diyen ne yaparsam yapayım beni bırakmayan tek yegane kişi... iyiki varsın dostum..
Ben dostlarımı, ne kalbimle, ne de aklımla severim, Olur ya... Kalp durur, Akıl unutur... Ben dostlarımı ruhumla severim. O ne durur ne de unutur... Mevlana
Kişinin kendisine yakın hissettiği; sorunları, kuşkuları, bunalımları, başkaldırıları ve coşkuları paylaştığı, bir nevi onda kendini bulup her şeyini paylaştığı çok güvendiği kişidir..
Matematiksel olmalı; Sevinci çarpmalı... Üzüntüyü bölmeli,... Geçmişi çıkarmalı... Yarını toplamalı... Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı... Ve her zaman, bütün parçalardan daha büyük olmalı... İşi bitince, seni bir tarafa atmamalı...
İnsanlar konuşurlar, birlikte olurlar, Doğada çiçekle, koku salarlar, Bazı günler dertleşir, sırdaş ararlar, İşte o an dostluk akla gelir. Bir dostum var diye, başlar bir kişi, Ardından anlatır, tüm yaşantısını, Bilmez karşısında, şaşkın bakanları. Neyse dostluk güzel şey, her zaman için. Bazen sıcak bir çay, sıcak bir söz, Her haliyle sımsıcak sevgiler ve duygular… Dostluk paylaşıldıkça güzeldir… Dostluğu ancak, dost olanlar bilir…
Zamanın birinde, bir oduncu ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana rastlamış. Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an gözgöze gelmiş. Yaradana olan aşkı -yılan bile olsa- yaratılana yansımış ve yılana vurmaya kıyamamış. Yılanda duygulanmış ve dile gelmiş. 'Ey insanoglu, sen bana kıyamadın, bende sana iyilik edecegim' demiş. Bir kör kuyuya dalmış ve kaybolmuş. Biraz sonra agzında bir altın lira ile dönmüş ve 'Bundan böyle ömür boyu sana hergün bir altın lira verecegim! ' demiş. Oduncu altını bozdurmuş ve evinde ogün şenlik olmuş. Ailesid ahil hiç kimseye olanı bite4ni anlatmamış. Herkes sadece oduncunun çok çalıştıgı için durumunun düzeldigini zannetmiş. Oduncu yıllar boyu hergün o kör kuyunun başına gitmiş, yılan ile buluşmuş ve altınını almış. Birgün oduncu agır hastalanmış. Kuyunun başına gidemez olmuş. Birkaç gün geçince bolluga alışmış evinde darlık başlamış. Oduncu oglunu yanına çagırmış ve yılanın sırrını anlatmış. 'Kör kuyunun başına git ve oglum oldugunu söyle; yılan sana altın verecek! ' demiş. Oglu inanmamış ama gitmiş. Yılan önce saklanmış, sonra ortaya çıkmış. Onun oduncunun oglu olduguna iyice kanaat getirince de kuyuya inip bir altın getirmiş. Oglan önce inanmadıgı hikayenin gerçek oldugunu görünce hırsa kapılmış, 'Kimbilir daha ne kadar altın var kuyunun içinde! ' diye düşünmüş. Hırsla yılanı öldürmek için bir hamle yapmış, ıskalamış ama yılanın kuyrugunu koparmış. Yılan da can havliyle dönüp oglanı sokmuş ve öldürmüş. Akşam yaklaşıp da oglu gelmeyince oduncu iyice endişelenmiş. Hasta yatagından sürünerek bile olsa kalkmış. Kuyunun başına gitmiş ki oglu cansız yatıyor. Yılanda o anda görünmüş; kuyrugu yok ve kanlar içinde. Oduncu durumu anlamış ve çok üzülmüş. Canının parçası oglu yerde cansız, yıllardır velinimeti olan yılanda yaralı... 'Hatalı olan oglum olmalı! ' demiş ve yılandan özür dilemiş. 'Tekrar dost olalım! ' demiş. Yılan ise acı acı gülümsemiş:
'Çok isterdim ama sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı varken biz artık dost olamayız! ' demiş.
dünyada bize verılen en büyük hediye dosttur...hayatımda bana en güzel hediyeyi dünya verdi..dünya bana bi dost verdi bundan daha güzel bi hediye olabılırmı? bence dostluk oturup saatlerce konusmak degıldır beraber gülmek,beraber aglamak degıldır gercek dostluk; dostun yanında olmadıgı halde onunla yüregınle aglayabılmektır yüregınle gülebılmektır...dostum dedıgın kişi seninle cok sey paylasıyor olabılır ve bunun adı dostluktur sana göre ama bana göre önce dostunlla yüregını paylasman lazım o benım dostum dıyebılmen için.YAN YANA degil YANA YANA yasamaktır.dostluk sözle degıl özde yasanır,dilde degıl yürektedir.yüregını paylasabılmektır onunla herseyden önce.anlıcagınız gercek dostluk yürek işidir ve bunu her yigit basaramaz...ama ben basardım yüregımı paylastıgım tek gercek dostumla...biz beraber basardık.tesekkur ederım bana bu güzel dostlugu yasattıdın için ve daim yasayacagımız için...selam ve dua ile hayırlı aksamlar...
Dostun mu var? e r d i n var neylersin? Eski dost düşman olmaz derler; olursa elini kesersin! f e k a t Ayıdan post; düşmandan dost olmaz; unutmazsan eyyi edersin!
Bulanlara selam olsun efendim..
benim sadık dostum kara topraktır demiş aşık veysel.ne de doğru demiş....o demişse vardır 1 bildiği ve yaşanmışlığı.ve son zamanlarda yaşam örgüsü içinde dost kavramının çok da yerleşik 1 yeri olduğunu sanmıyorum artık.herkes çıkar peşinde. siz gerçek 1 dost olduğunuzu düşünenlerdenseniz benim gibi vefa kavramının özünü bilenlerdensiniz ve çok acı çekmişsiniz demektir.artık soyumuz tükeniyor dostlar,anlayışlı,vefakar,fedakar,dost kıymeti bilen bizler tarih oluyoruz gibi.sizce de öyle değil mi? herkes şikayet ediyorsa kimse aradığını özlediğini bulamıyor demektir! benim 3 -5 dostum bana yeter diyorsanız benim gibi biraz züğürt tesellisi olayını yaşıyoruz demektir.ben elerim doğru eliycem de ama buna zorunluyuz herzaman kendi düşüncelerimize yakın insanlar karşımıza istediğimizi ihtiyaç duyduğumuz anda çıkmıyor ki.sorun bu bence doğru kiş doğru zaman doğru yer.talih bunları 1 araya getirdiğinde mutlu oluyoruz-ki bu zamana dilimi maalesef çok az-hep o anın özlemini çekiyoruz.eğer aradığımız vefa ise,emeğimize karşılıksa bunu 1 tek toprak veriyor geri.insanın nankörlüğü her dakika her yerde.
3 çeşit dost vardır:
1. si ekmek gibidir,hergün ararsın,
2. si ilaç gibidir,lazım oldukça ararsın,
3. sü mikrop gibidir o seni arar bulur.
ah ne kaa güzel bir şeydir bu! =)
dost1:ilişkileri geçmişe dayanan aralarında sıkı bağ bulunan güvenin maksimum düzeyde olduğu bir ilişki biçimi
dost2:evli erkek yada kadının sevgililerine verilen ad
not: Allah'ım bu nasıl bi çelişki))
hala varmı diyenler sorunun parçası olmayı kabullenenlerdir..CANDOSTUM..günde bir kere duyuyorum ve.............
sen nasıl yanındaysan onun en zor anında, o da senin gibi olmalı. elini tutup kaldırmalısın ve son gücünle çekmelisin onu ileri. hep... durmadan, bıkmadan, usanmadan... ne zaman takılsa düşeradım olsa bilmeli tutacaksın elinden. düşmeyecek asla çünkü sen varsındır. geride kalmayacak o vakit çünkü sen... arkanda olmamalı o, önünde de, yanında olmalı. o yüzden o ne zaman ileri çıksa senden, seni de yanına çekmeli.
Bir ekmeği böler gibi,dosta selam verir gibi paylaşmak bilgilerimizi kardeşçe,özgürce ve insanca.
Dostlatımız, biz caddenin kenarında
alevler içinde yanarken, karşıya geçip üstümüze işemeye üşenen kimselerdir...
dost düşünmeden sırtını dönebileceğin insandır..kalleşlikten uzak mert olandır..sırtından hançerlenmeyeceğine emin olduğun insandır...fakat kalmışmıdır öylesi..yoktur deyip karamsarlığa düşülmemelidiir...illaki vardır...yaradan herkesi dost bildiği sevdiği insanların şerrinden korusun çünkü düşmanlarıyla herkes bir şekilde baş eder....
omuzuna yaslandığım derdimi ekmeğimi aşımı mutluluklarımı sevinçlerimi paylaştığım herkes gittiği zaman bile yanımda bulduğum acı ama gerçek söyleyen ve söyledikleri hep çıkan hep iyi ol diyen ne yaparsam yapayım beni bırakmayan tek yegane kişi... iyiki varsın dostum..
'Dost bîperva, felek, bîrahm, devran bîsükûn,
Dert çok, hemderd yok, düşman kavî tâli zebun.'
Bir vakitler s/aklımı kaptırdığım. Hiç dememiştim o gümrah saçlarında yıldızlar gördüğümde sızladığımı her yanımın. Her yanı hicran olan 'can'.
en çok aranan, buldum sanılan, ama yine aldanılan...
Ben dostlarımı, ne kalbimle, ne de aklımla severim,
Olur ya...
Kalp durur,
Akıl unutur...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur ne de unutur...
Mevlana
DOST SEVGİSİ HİÇ BİTMEYEN, YARESİ EN ACI VERENDİR...
Kişinin kendisine yakın hissettiği; sorunları, kuşkuları, bunalımları, başkaldırıları ve coşkuları paylaştığı, bir nevi onda kendini bulup her şeyini paylaştığı çok güvendiği kişidir..
Mevlana'nın dediği gibi, DOST:
Matematiksel olmalı;
Sevinci çarpmalı...
Üzüntüyü bölmeli,...
Geçmişi çıkarmalı...
Yarını toplamalı...
Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı...
Ve her zaman, bütün parçalardan daha büyük olmalı...
İşi bitince,
seni bir tarafa atmamalı...
Saygı ile...
Ayağıma diken battığında gelip çıkarandır dost.
Ağladığımda teselli eden, yüreğim yandığında ateşimi söndürendir dost.
Düştüğümde elimden tutan, arkamdan tekme atmayandır.
kesinlikle sevgili...
.
'Geldim O dost ilinden koka koka gülünden...' Şahım'dan
.
Dostluk
İnsanlar konuşurlar, birlikte olurlar,
Doğada çiçekle, koku salarlar,
Bazı günler dertleşir, sırdaş ararlar,
İşte o an dostluk akla gelir.
Bir dostum var diye, başlar bir kişi,
Ardından anlatır, tüm yaşantısını,
Bilmez karşısında, şaşkın bakanları.
Neyse dostluk güzel şey, her zaman için.
Bazen sıcak bir çay, sıcak bir söz,
Her haliyle sımsıcak sevgiler ve duygular…
Dostluk paylaşıldıkça güzeldir…
Dostluğu ancak, dost olanlar bilir…
(19-04-1995-Amasya)
Soner Aldemir
Zamanın birinde, bir oduncu ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana rastlamış. Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an gözgöze gelmiş. Yaradana olan aşkı -yılan bile olsa- yaratılana yansımış ve yılana vurmaya kıyamamış. Yılanda duygulanmış ve dile gelmiş. 'Ey insanoglu, sen bana kıyamadın, bende sana iyilik edecegim' demiş. Bir kör kuyuya dalmış ve kaybolmuş. Biraz sonra agzında bir altın lira ile dönmüş ve 'Bundan böyle ömür boyu sana hergün bir altın lira verecegim! ' demiş. Oduncu altını bozdurmuş ve evinde ogün şenlik olmuş. Ailesid ahil hiç kimseye olanı bite4ni anlatmamış. Herkes sadece oduncunun çok çalıştıgı için durumunun düzeldigini zannetmiş. Oduncu yıllar boyu hergün o kör kuyunun başına gitmiş, yılan ile buluşmuş ve altınını almış. Birgün oduncu agır hastalanmış. Kuyunun başına gidemez olmuş. Birkaç gün geçince bolluga alışmış evinde darlık başlamış. Oduncu oglunu yanına çagırmış ve yılanın sırrını anlatmış. 'Kör kuyunun başına git ve oglum oldugunu söyle; yılan sana altın verecek! ' demiş. Oglu inanmamış ama gitmiş. Yılan önce saklanmış, sonra ortaya çıkmış. Onun oduncunun oglu olduguna iyice kanaat getirince de kuyuya inip bir altın getirmiş. Oglan önce inanmadıgı hikayenin gerçek oldugunu görünce hırsa kapılmış, 'Kimbilir daha ne kadar altın var kuyunun içinde! ' diye düşünmüş. Hırsla yılanı öldürmek için bir hamle yapmış, ıskalamış ama yılanın kuyrugunu koparmış. Yılan da can havliyle dönüp oglanı sokmuş ve öldürmüş. Akşam yaklaşıp da oglu gelmeyince oduncu iyice endişelenmiş. Hasta yatagından sürünerek bile olsa kalkmış. Kuyunun başına gitmiş ki oglu cansız yatıyor. Yılanda o anda görünmüş; kuyrugu yok ve kanlar içinde. Oduncu durumu anlamış ve çok üzülmüş. Canının parçası oglu yerde cansız, yıllardır velinimeti olan yılanda yaralı...
'Hatalı olan oglum olmalı! ' demiş ve yılandan özür dilemiş. 'Tekrar dost olalım! ' demiş. Yılan ise acı acı gülümsemiş:
'Çok isterdim ama sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı varken biz artık dost olamayız! ' demiş.
İlla, dostun ğülü yaralar beni,beni Pir Sultan Abdal,Osmanlıya haklı davasında baş kaldıran büyük bir Anadolu ozanı.
Arkadaş; DOST*tur.Dost CAN*dır..Can CANACAN katandır...
dünyada bize verılen en büyük hediye dosttur...hayatımda bana en güzel hediyeyi dünya verdi..dünya bana bi dost verdi bundan daha güzel bi hediye olabılırmı? bence dostluk oturup saatlerce konusmak degıldır beraber gülmek,beraber aglamak degıldır gercek dostluk; dostun yanında olmadıgı halde onunla yüregınle aglayabılmektır yüregınle gülebılmektır...dostum dedıgın kişi seninle cok sey paylasıyor olabılır ve bunun adı dostluktur sana göre ama bana göre önce dostunlla yüregını paylasman lazım o benım dostum dıyebılmen için.YAN YANA degil YANA YANA yasamaktır.dostluk sözle degıl özde yasanır,dilde degıl yürektedir.yüregını paylasabılmektır onunla herseyden önce.anlıcagınız gercek dostluk yürek işidir ve bunu her yigit basaramaz...ama ben basardım yüregımı paylastıgım tek gercek dostumla...biz beraber basardık.tesekkur ederım bana bu güzel dostlugu yasattıdın için ve daim yasayacagımız için...selam ve dua ile hayırlı aksamlar...
dost yarası dahada derin oluyor...
O'nu düşünmek, sebepsiz,
O'nun için kaygılanmak, nedensiz,
O'na varlığını verebilmek karşılıksız,
O'nunla paylaşmak, sorgusuz,
O'na güven duymak, sonsuz,
O'nun hüznünü hissedebilmek, sessiz,
O'ndan vazgeçmek, imkansız…
uzaklarda bir yerlerde, türküler söyleniyor
Dostun mu var?
e
r
d
i
n
var neylersin? Eski dost düşman olmaz derler; olursa elini kesersin!
f
e
k
a
t
Ayıdan post; düşmandan dost olmaz; unutmazsan eyyi edersin!