Doors 60 ların 70 lerin efsanevi müzik topluluğu..
solist: Jim Morrison ] No Comment yani...
Riders on the storm, Whiskey Bar, The End, Ghost Song, Light My Fire, People Are Strange gibi efsanevi parçalara imza atmış, müzik tarihine damgasını vurmuş grup...
şarkılarındaki altyapıyı ve aforizmaları iyi anlamak lazım...
benim favorim ise jim morrison'un bir şiirini müzikle söylediği parça..
A Feast For Friends...
hani bu parçayı dinlemediyseniz, niye yaşıyorsunuz diye garip düşünceler aklıma geliyor.. :)
yeni gençlik(benm neslm) bilmezler doors u ama gelmş geçmş en ii gruptr... müziğn temel taşlarını oluştran grupların başında gelr nerdeyse... adamları dinleyin bidee size tavsiyem the end şarkısını dinleyerek başlayın işe... ışıkları kapatın yatanıza uzanın we sadece kulaklarınzda the end i duyun...
She lives on Love Street Lingers long on Love Street She has a house and garden I would like to see what happens
She has robes and she has monkeys Lazy diamond studded flunkies She has wisdom and knows what to do She has me and she has you
She has wisdom and knows what to do She has me and she has you
I see you live on Love Street There's this store where the creatures meet I wonder what they do in there Summer Sunday and a year I guess I like it fine, so far
She lives on Love Street Lingers long on Love Street She has a house and garden I would like to see what happens
La, la, la, la, la, la, la La, la, la, la, la, la, la La, la, la, la, la, la, la La, la, la, la, la, la, la La, la, la, la, la, la, la
ok kapılar demekde ben başka bişiye deyinicem:Ülkü Kilislioğlu'nun Kapılar isimli bir şiir kitabı war...çok küsel okumanısı tavsiye ederim....benden sölemesi...
doors ilk olarak bu kelimenin türkçe karşılığı olan kapıları çağrıştırıyor işte bu noktada tekrar the doors grubuna dönüyorum kapıların niteliği bazı kapılar kilitlidir bazı kapılar hep açıktır bazıkapılar tek yöne doğruaçılabilir ancak bazı kapılar ise her iki yöne doğru açılabilir the doors benim için her iki yöne doru açılabilen bir kapı jim morrisonun dediği gibi hayalle gerçek arasında bir kapı vardır ben o kapıyım....
Unhappy girl, Left all alone Playing solitaire Playing warden to your soul You are locked in a prison Of your own devise And you can't believe What it does to me To see you Crying Unhappy girl Tear your web away Saw thru all your bars Melt your cell today You are caught in a prison Of your own devise Unhappy girl Fly fast away Don't miss your chance To swim in mystery You are dying in a prison Of your own devise
ayrica basrollerini Val Kilmer ve Meg Ryan in paylastigi, Oliver Stone nun cektigi 91 yapimi, ayny ady tasiyan bir filmi vardyr grubun,,..Stone bu fimde,jim morrison u cok agresif yansitigi gerekcesiyle cok elestirilmistir,grup uyeleri tarafindan.. Filmde, Val Kilmer Jim Morrison u Meg Ryan da onun sevgilisi Pamela Courson y oynamistir.iyi de oynamislardir...
dunyaca unlu amerikalı physcodelic-rock grubu...hippie gencliinin en buyuk efsanelerinden biri...kadro: jim morrison: vocal robby krieger: guitars ray manzarek: keyboards john densmore: drums albumlere gelince: doors (67) strange days (68) waiting for the sun (68) the soft parade (69) morrison hotel (70) 13 (71) la woman (71) weird scenes inside the goldmine (71) an american prayer (78) (morrison'ın siirlerinden olusuyo) 1971'de efsanewi wokalistleri jim morrison'ı kaybetmelerine raamen oteki elemanlar hicbi bok yapamıycaklarını bile bile muzie dewam edip iki album daha yayınlamıslar...we hicbi bok yapamamıslar...light my fire, the end, back door man, riders in the storm, la woman gibi efsanewi otesi sarkıları war...ozellikle jim morrison sarkılara yazdıı siirleriyle muzikte bir cıgır actı soz yazımı konusunda...bide bunların 1991 yapımı oliver stone'un cektii the doors diye filmleri war...onunda soundtrack'i war... ve bide... Morrison 8 Aralık 1943’de Melbourne, Florida’da doğdu. Babası o doğduğu sırada donanmadaydı. Jim Morrison henüz 4 yaşındayken ilk defa korkuyu tattı. Belki de bildiğimiz Jim Morrison olmasına neden olan olay, çölde gerçekleşmişti. 'Ben, annem, babam, büyükanne ve büyükbaba, şafakta çölün içinden geçiyorduk ve Kızılderililerle dolu bir kamyona bir araba çarpmıştı. Neler olduğunu hatırlamıyorum ama Kızılderililer yol boyunca yatıyorlardı, ölümüne kanıyorlardı. Sonra araba durdu. Bu korkuyu ilk tadışımdı. Dört yaşında falan olmalıydım. Şimdi düşündüm de, oradaki bir veya iki Kızılderililin hayaletinin ruhları benim ruhuma sıçradı, ve hâlâ ordalar.' An American Prayer’da böyle anlatıyor Jim olayı ve ekliyor: 'Kanayan Kızılderililer saçılmış şafak vakti otoyola Hayaletler sarıyor küçük çocuğun nazik zihnini.'
Bu olay Jim için bir dönüm noktası niteliğindeydi. Hem ilk defa tattığı korku hem de kendi içine girdiğine inandığı Kızılderililerin ruhları, hayatının geri kalanına bir bakıma yön vereceklerdi.
Jim lise yıllarında çevresince bir dâhi olarak görüldü. Bunu IQ testi de kanıtlamıştı ve pek çok dâhi gibi biraz da garipti. Daha o yıllarda bir şeyler yazıyordu Jim, hatta o meşhur not defteri de oluşmaya başlamıştı. Sıra üniversiteye geldiğinde önce Miami’de okudu. Daha sonra ise ebeveyninin isteklerine karşı gelip sinema alanında eğitim görmek için UCLA’ya transfer oldu. İşte burada birlikte çok şey yapacakları Ray Manzarek ile tanıştı.
UCLA’ya bir ekonomi öğrencisi olarak gelen Ray de sinema bölümüne sonradan transfer olmuştu. Ray, o sıralar müzikle de uğraşıyordu. Kardeşleriyle birlikte Rick and the Ravens adlı bir grubu vardı ve gece klüplerinde çalıyorlardı. Jim okula devam ettiği sıralarda bu grupla beraber sahneye bile çıkmıştı. Ama gerçek müzik kariyerlerinin başlangıçı olan olay bir plajda gerçekleşti. Bu olayı Ray Manzarek şöyle anlatıyor: '1965 Ağustos’unun ortasıydı ve ben UCLA’dan bir iki ay önce mezun olmuştum. Los Angales’da kalmaya karar vermiştim ama ne yapacağımı bilmiyordum. Bir gün Venice’de bir plajda oturmuş ne yapacağımı düşünüyordum. Başımı kaldırıp güneşe baktım ve ne güzel bir gün dedim içimden. Gözlerimi açtığımda tanıdık birisini gördüm; bu Jim’di. O’na neler yaptığını sorduğumda, New York’a gitmekten vazgeçtiğini ve bir arkadaşının evinde kalıp, şarkı yazdığını söyledi. Bir tanesini söylemesi için ısrar ettim. Bana hemen orada Moonlight Drive’ ı (Ay ışığı Gezintisi) söyledi. Şarkının sözlerine hayran kalmıştım. Başka şarkılarının olup olmadığını sorduğumda bir kaç tane daha var dedi. Bir rock’n roll grubu kurmalıyız dediğimde ise, 'Bu tamamen benim yapmak istediğim şeydi.' diye karşılık verdi. Hatta grubun adını bile düşünmüştü: The Doors'
'Eğer algının kapıları temizlenirse her şey olduğu gibi görünür, uçsuz bucaksız.' Jim, William Blake’in bu sözünden ve Aldous Huxley'nin Algının Kapıları (The Doors of Perception) isimli kitabından etkilenerek düşünmüştü bu ismi ve ekledi: 'Bilinen ve bilinmeyen şeyler vardır ve aralarında da The Doors bulunur.'
Doors 60 ların 70 lerin efsanevi müzik topluluğu..
solist: Jim Morrison ] No Comment yani...
Riders on the storm, Whiskey Bar, The End, Ghost Song, Light My Fire, People Are Strange gibi efsanevi parçalara imza atmış, müzik tarihine damgasını vurmuş grup...
şarkılarındaki altyapıyı ve aforizmaları iyi anlamak lazım...
benim favorim ise jim morrison'un bir şiirini müzikle söylediği parça..
A Feast For Friends...
hani bu parçayı dinlemediyseniz, niye yaşıyorsunuz diye garip düşünceler aklıma geliyor.. :)
yeni gençlik(benm neslm) bilmezler doors u ama gelmş geçmş en ii gruptr... müziğn temel taşlarını oluştran grupların başında gelr nerdeyse... adamları dinleyin bidee size tavsiyem the end şarkısını dinleyerek başlayın işe... ışıkları kapatın yatanıza uzanın we sadece kulaklarınzda the end i duyun...
the ghost song
bu şarkıyı ve daha pek çok güzel şarkısını...
Love Street
She lives on Love Street
Lingers long on Love Street
She has a house and garden
I would like to see what happens
She has robes and she has monkeys
Lazy diamond studded flunkies
She has wisdom and knows what to do
She has me and she has you
She has wisdom and knows what to do
She has me and she has you
I see you live on Love Street
There's this store where the creatures meet
I wonder what they do in there
Summer Sunday and a year
I guess I like it fine, so far
She lives on Love Street
Lingers long on Love Street
She has a house and garden
I would like to see what happens
La, la, la, la, la, la, la
La, la, la, la, la, la, la
La, la, la, la, la, la, la
La, la, la, la, la, la, la
La, la, la, la, la, la, la
'Riders On The Storm.....'parçanın başındaki yağmur efektiyle tam bir sonbahar şarkısı
ok kapılar demekde ben başka bişiye deyinicem:Ülkü Kilislioğlu'nun Kapılar isimli bir şiir kitabı war...çok küsel okumanısı tavsiye ederim....benden sölemesi...
doors ilk olarak bu kelimenin türkçe karşılığı olan kapıları çağrıştırıyor işte bu noktada tekrar the doors grubuna dönüyorum kapıların niteliği bazı kapılar kilitlidir bazı kapılar hep açıktır bazıkapılar tek yöne doğruaçılabilir ancak bazı kapılar ise her iki yöne doğru açılabilir the doors benim için her iki yöne doru açılabilen bir kapı jim morrisonun dediği gibi hayalle gerçek arasında bir kapı vardır ben o kapıyım....
Unhappy Girl
The Doors
Unhappy girl, Left all alone
Playing solitaire
Playing warden to your soul
You are locked in a prison
Of your own devise
And you can't believe
What it does to me
To see you
Crying
Unhappy girl
Tear your web away
Saw thru all your bars
Melt your cell today
You are caught in a prison
Of your own devise
Unhappy girl
Fly fast away
Don't miss your chance
To swim in mystery
You are dying in a prison
Of your own devise
ayrica basrollerini Val Kilmer ve Meg Ryan in paylastigi, Oliver Stone nun cektigi 91 yapimi, ayny ady tasiyan bir filmi vardyr grubun,,..Stone bu fimde,jim morrison u cok agresif yansitigi gerekcesiyle cok elestirilmistir,grup uyeleri tarafindan.. Filmde, Val Kilmer Jim Morrison u
Meg Ryan da onun sevgilisi Pamela Courson y oynamistir.iyi de oynamislardir...
dunyaca unlu amerikalı physcodelic-rock grubu...hippie gencliinin en buyuk efsanelerinden biri...kadro:
jim morrison: vocal
robby krieger: guitars
ray manzarek: keyboards
john densmore: drums
albumlere gelince:
doors (67)
strange days (68)
waiting for the sun (68)
the soft parade (69)
morrison hotel (70)
13 (71)
la woman (71)
weird scenes inside the goldmine (71)
an american prayer (78) (morrison'ın siirlerinden olusuyo)
1971'de efsanewi wokalistleri jim morrison'ı kaybetmelerine raamen oteki elemanlar hicbi bok yapamıycaklarını bile bile muzie dewam edip iki album daha yayınlamıslar...we hicbi bok yapamamıslar...light my fire, the end, back door man, riders in the storm, la woman gibi efsanewi otesi sarkıları war...ozellikle jim morrison sarkılara yazdıı siirleriyle muzikte bir cıgır actı soz yazımı konusunda...bide bunların 1991 yapımı oliver stone'un cektii the doors diye filmleri war...onunda soundtrack'i war...
ve bide...
Morrison 8 Aralık 1943’de Melbourne, Florida’da doğdu. Babası o doğduğu sırada donanmadaydı. Jim Morrison henüz
4 yaşındayken ilk defa korkuyu tattı. Belki de bildiğimiz Jim Morrison olmasına neden olan olay, çölde gerçekleşmişti.
'Ben, annem, babam, büyükanne ve büyükbaba, şafakta çölün içinden geçiyorduk ve Kızılderililerle dolu bir kamyona
bir araba çarpmıştı. Neler olduğunu hatırlamıyorum ama Kızılderililer yol boyunca yatıyorlardı, ölümüne kanıyorlardı.
Sonra araba durdu. Bu korkuyu ilk tadışımdı. Dört yaşında falan olmalıydım. Şimdi düşündüm de, oradaki bir veya iki
Kızılderililin hayaletinin ruhları benim ruhuma sıçradı, ve hâlâ ordalar.' An American Prayer’da böyle anlatıyor Jim olayı
ve ekliyor: 'Kanayan Kızılderililer saçılmış şafak vakti otoyola Hayaletler sarıyor küçük çocuğun nazik zihnini.'
Bu olay Jim için bir dönüm noktası niteliğindeydi. Hem ilk defa tattığı korku hem de kendi içine girdiğine inandığı
Kızılderililerin ruhları, hayatının geri kalanına bir bakıma yön vereceklerdi.
Jim lise yıllarında çevresince bir dâhi olarak görüldü. Bunu IQ testi de kanıtlamıştı ve pek çok dâhi gibi biraz da garipti.
Daha o yıllarda bir şeyler yazıyordu Jim, hatta o meşhur not defteri de oluşmaya başlamıştı. Sıra üniversiteye geldiğinde
önce Miami’de okudu. Daha sonra ise ebeveyninin isteklerine karşı gelip sinema alanında eğitim görmek için UCLA’ya
transfer oldu. İşte burada birlikte çok şey yapacakları Ray Manzarek ile tanıştı.
UCLA’ya bir ekonomi öğrencisi olarak gelen Ray de sinema bölümüne sonradan transfer olmuştu. Ray, o sıralar müzikle de
uğraşıyordu. Kardeşleriyle birlikte Rick and the Ravens adlı bir grubu vardı ve gece klüplerinde çalıyorlardı. Jim okula devam
ettiği sıralarda bu grupla beraber sahneye bile çıkmıştı. Ama gerçek müzik kariyerlerinin başlangıçı olan olay bir plajda
gerçekleşti. Bu olayı Ray Manzarek şöyle anlatıyor: '1965 Ağustos’unun ortasıydı ve ben UCLA’dan bir iki ay önce mezun
olmuştum. Los Angales’da kalmaya karar vermiştim ama ne yapacağımı bilmiyordum. Bir gün Venice’de bir plajda oturmuş
ne yapacağımı düşünüyordum. Başımı kaldırıp güneşe baktım ve ne güzel bir gün dedim içimden. Gözlerimi açtığımda
tanıdık birisini gördüm; bu Jim’di. O’na neler yaptığını sorduğumda, New York’a gitmekten vazgeçtiğini ve bir arkadaşının
evinde kalıp, şarkı yazdığını söyledi. Bir tanesini söylemesi için ısrar ettim. Bana hemen orada Moonlight Drive’ ı
(Ay ışığı Gezintisi) söyledi. Şarkının sözlerine hayran kalmıştım. Başka şarkılarının olup olmadığını sorduğumda bir kaç tane
daha var dedi. Bir rock’n roll grubu kurmalıyız dediğimde ise, 'Bu tamamen benim yapmak istediğim şeydi.'
diye karşılık verdi. Hatta grubun adını bile düşünmüştü: The Doors'
'Eğer algının kapıları temizlenirse her şey olduğu gibi görünür, uçsuz bucaksız.' Jim, William Blake’in bu sözünden
ve Aldous Huxley'nin Algının Kapıları (The Doors of Perception) isimli kitabından etkilenerek düşünmüştü bu ismi ve ekledi:
'Bilinen ve bilinmeyen şeyler vardır ve aralarında da The Doors bulunur.'
ilk olarak eski erkek arkadaşımı çağrıştırıyo....