Denizi oyle ozledim ki. Akdenizi ama. Yerlerin ruhlari mi vardir. Topragin suyun insanla konusan sarıp sarmalayan... Deniz benim icin biraz da Magosa. Evet, Girneden de cok. Hisarin ustune cikar denize bakardik. Orda sanki Kibrisin yuzyillarini gorur gibi olurdum. Limana gelen gemileri getirdiklerini. Surlar ustunde gozlerimin onunden tarih gecerdi. Sehir icinde hurma agaclari. Her yerin ayri bir tilsimi vardi. Gumus plaj geliyor aklima ve Altin plaj. O ismi hak ediyorlar. Goz alabildigine deniz. Okulun istiridye kabugu seklinde yapilmis dinlenme tesisleri. Oraya Elizle giderdik hep. O kumlarin ustunde cember atardi ben onu izlerdim gulumseyerek. Kisin kimse yoktu. Bazen bunaldigimda kalkip bogaza giderdim. Firdevs, Duygu, Kadriye veya Ozge. Deniz dedin mi onlarin hikayeleri. Penceremden deniz gorunurdu. Huzur verirdi. Ben suyu seviyorum. Ruhumu dinlendiriyor. Denize alismis biri icin uzak olmak ne kadar zor. Deniz dedin mi universite, yaz, cocukluk anilari.. Ada.. Ada kiziydim.. Kibris.
ben sudan korkarim,denizdende korkarim ama cok severim denizi. gizemlidir deniz,ihtisamli. 'finding nimo'filmini izledikten sonra deniz bana daha sevecen gelmeye basladi.
Deniz durgun göl gibi, gitgide genişliyor Sular kayalıklarda nurdan izler işliyor, Engine sarkan gökler baştan başa yıldızlı.. Şimdi göğsümde kalbim çarpıyor hızlı hızlı.
Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya Dalmış suyun koynunda bir gecelik uykuya Bazan uzunlaşıyor, bazan da kıvranıyor Durgun suyun altında bir mum gibi yanıyor
Yakın olayım diye bu gökten gelen ize Öyle eğilmişim ki kayalardan denize Alnımdan düşen saçlar yorulmuş suya değdi Baktım geniş ufuklar başımın üstündeydi
Bilemem nasıl oldu geldi ki öyle bir an Yenilmez bir haz duyup denize atılmaktan Kurtulmak ne kolaymış faniliğimden dedim Doğruldum atılırken bir dakika titredim
Bir dakika sonsuzluk doldu taştı gönlümden Bir dakika bir ömrü kurtarmıştı ölümden.
Denize dönmek istiyorum! Mavi aynasında suların: boy verip görünmek istiyorum! Denize dönmek istiyorum!
Gemiler gider aydın ufuklara gemiler gider! Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder. Elbet ömrüm gemilerde bir gün olsun nöbete yeter. Ve madem ki bir gün ölüm mukadder; Ben sularda batan bir ışık gibi sularda sönmek istiyorum! Denize dönmek istiyorum! Denize dönmek istiyorum!
rüzgar fısıldamış bir kez çağrını kızgın nefesini taşımış yüzüme çöpçatan ben, kumsalın aşığı deli kız yerimde nasıl durayım kahrolsun durgunluğum köpüklensin sevdam sarı sıcaklar okşasın sırtımı içilsin serinliğim hasretimin ana rahmi mavi dünyam toprağım yerimde nasıl durayım ayrılıklara dönmeliyim bırak beni kumsalım kurursa saçlarım çürür dudaklarım yanında nasıl kalayım
istanbul da doğmuş büyümüş bir insana ankara güzeldir diyemezsiniz. çünkü denizi olmayan şehir değil güzel olmak şehir bile değildir. bir şehre güzel kimliğini veren denizidir.
deniz bana derinlikleri, uzakları, özgürlükleri anımsatıyor. Ve ilk aşkı, ilk gençliği, ilk gözyaşlarını..deniz benim yürekten inandığım genç bir devrimcinin ismi. deniz çocuğumun da ismi..'deniz olunmalı oğul '
Denizi oyle ozledim ki. Akdenizi ama.
Yerlerin ruhlari mi vardir. Topragin suyun insanla konusan sarıp sarmalayan...
Deniz benim icin biraz da Magosa. Evet, Girneden de cok.
Hisarin ustune cikar denize bakardik. Orda sanki Kibrisin yuzyillarini gorur gibi olurdum. Limana gelen gemileri getirdiklerini. Surlar ustunde gozlerimin onunden tarih gecerdi.
Sehir icinde hurma agaclari.
Her yerin ayri bir tilsimi vardi.
Gumus plaj geliyor aklima ve Altin plaj. O ismi hak ediyorlar. Goz alabildigine deniz. Okulun istiridye kabugu seklinde yapilmis dinlenme tesisleri. Oraya Elizle giderdik hep. O kumlarin ustunde cember atardi ben onu izlerdim gulumseyerek. Kisin kimse yoktu. Bazen bunaldigimda kalkip bogaza giderdim. Firdevs, Duygu, Kadriye veya Ozge. Deniz dedin mi onlarin hikayeleri.
Penceremden deniz gorunurdu. Huzur verirdi. Ben suyu seviyorum.
Ruhumu dinlendiriyor. Denize alismis biri icin uzak olmak ne kadar zor.
Deniz dedin mi universite, yaz, cocukluk anilari..
Ada.. Ada kiziydim.. Kibris.
ben sudan korkarim,denizdende korkarim ama cok severim denizi. gizemlidir deniz,ihtisamli. 'finding nimo'filmini izledikten sonra deniz bana daha sevecen gelmeye basladi.
yine denizlere açılsam, uzak denizlere
burnumda o tatlı yosun kokusu
kulağımda nameleri martıların
yine denizlere açılsam diyorum
o engin denizlere
yelkenimi alabildiğince doldursa rüzgar
ahh, açılsam diyorum denizlere yine
o mavi, o berrak, o hırçın denizlere
derdin tasanın olmadığı bir dünyada
sessizliğin ortasında dalgaların sesinde
mavi, uysal bi tebessüm..
denizler, hüzün sarhoşluğum......
Deniz durgun göl gibi, gitgide genişliyor
Sular kayalıklarda nurdan izler işliyor,
Engine sarkan gökler baştan başa yıldızlı..
Şimdi göğsümde kalbim çarpıyor hızlı hızlı.
Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya
Dalmış suyun koynunda bir gecelik uykuya
Bazan uzunlaşıyor, bazan da kıvranıyor
Durgun suyun altında bir mum gibi yanıyor
Yakın olayım diye bu gökten gelen ize
Öyle eğilmişim ki kayalardan denize
Alnımdan düşen saçlar yorulmuş suya değdi
Baktım geniş ufuklar başımın üstündeydi
Bilemem nasıl oldu geldi ki öyle bir an
Yenilmez bir haz duyup denize atılmaktan
Kurtulmak ne kolaymış faniliğimden dedim
Doğruldum atılırken bir dakika titredim
Bir dakika sonsuzluk doldu taştı gönlümden
Bir dakika bir ömrü kurtarmıştı ölümden.
Bir Dakika/ Nazım Hikmet (ilk şiirlerinden)
Denize dönmek istiyorum!
Mavi aynasında suların:
boy verip görünmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Gemiler gider aydın ufuklara gemiler gider!
Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder.
Elbet ömrüm gemilerde bir gün olsun nöbete yeter.
Ve madem ki bir gün ölüm mukadder;
Ben sularda batan bir ışık gibi
sularda sönmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Hasret/ Nazım Hikmet
BULUT MU OLSAM
Denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.
Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam,
yosun mu yoksa? ..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.
Nazım Hikmat Ran
eğer denizi seyretmenin keyfi olmasaydı İstanbul'u bu kadar sevemezdim..
eğer denizi seyretmenin keyfi olmasaydı Istanbul'u bu kadar sevemezdim..
rüzgar fısıldamış bir kez çağrını
kızgın nefesini taşımış yüzüme çöpçatan
ben, kumsalın aşığı deli kız
yerimde nasıl durayım
kahrolsun durgunluğum
köpüklensin sevdam
sarı sıcaklar okşasın sırtımı
içilsin serinliğim
hasretimin ana rahmi mavi dünyam toprağım
yerimde nasıl durayım
ayrılıklara dönmeliyim bırak beni kumsalım
kurursa saçlarım
çürür dudaklarım
yanında nasıl kalayım
engin olan ufukku görebildiğin kendini özgür ve huzurlu hissettiğm mavi......karadeniz.....
istanbul da doğmuş büyümüş bir insana ankara güzeldir diyemezsiniz. çünkü denizi olmayan şehir değil güzel olmak şehir bile değildir. bir şehre güzel kimliğini veren denizidir.
...denizim ben batık aşklarla dolu...
...Bilge Karasu...Göçmüş Kediler Bahçesi...
insanlarin denizde ki dev dalgalar içi nde kendini bulması ya da berrak bir denizde kendi güzelliğini görüp denize atlamasıdir...
deniz bana derinlikleri, uzakları, özgürlükleri anımsatıyor. Ve ilk aşkı, ilk gençliği, ilk gözyaşlarını..deniz benim yürekten inandığım genç bir devrimcinin ismi. deniz çocuğumun da ismi..'deniz olunmalı oğul '