Evet Atatürk ölünce birilerinin bir şeyler yapması gerekiyordu.Ama bu Deniz Gezmiş'in yaptığı gibi,Mehmetçik öldürmek,polis yaralamak,taksi şöförünü öldürmek,araba parçalamak değildi.
Deniz bize döndü: 'Cezaevinden bizi yangından mal kaçırır gibi kapıp havada getirdiler. Ayakkabılarımızın bağlarını bile bağlamamıza fırsat vermediler. Postallarımın bağlarını bağlasınlar; asılınca postallarımın ayağımdan düşmesini istemem,' dedi. Bir görevli, eğilip Deniz'in açılmış bağcıklarını bağladı. İki gardiyan iki kolundan kavradı. 'Hadi,' dediler. Deniz, kalktı, dimdik yürüdü iki gardiyanın arasında. Çok metin gitti.
En uzun koşuysa elbet Türkiye'de de Devrim O, onun en güzel yüz metresini koştu En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak... En hızlısıydı hepimizin, En önce göğüsledi ipi... Acıyorsam sana anam avradım olsun, Ama aşk olsun sana çocuk, AŞK olsun! '
' Türkiye'nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim. Ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz. Onu ancak işbirlikçiler düşünsün. Ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye’nin bağımsızlığına armğan etmekten onur duyuyorum. Bu bağımsızlık düşüncesini mezara kadar götüreceğiz.'
1. Amerikan emperyalistleri, işbirlikçileri ve toprak ağaları halkımızın baş düşmanıdırlar.
2. Halkımızın ve gençliğin hiçbir siyasi partiye güveni yoktur.
3. Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye'yi kumak için,
- Yurdumuz bütün Amerikan askeri üslerinden ve tesislerinden, bütün Amerikan askerlerinden, barış gönüllülerinden ve bütün Amerikan sivil uzmanlarından temizlenmelidir.
- Yeraltı ve yerüstü servetlerimizi sömüren bütün yabancı şirketlere ve yabancılarla işbirliği yapan zenginlerin mallarına el konmalıdır.
- Milli çıkarlarımızı zedeleyen bütün ikili anlaşmalar feshedilmeli, NATO ve CENTO'dan çıkılmalıdır.
- Toprak ağalığı ve tefecilik ortadan kaldırılmalı ve ağaların toprakları yoksul köylülere dağıtılmalıdır.
- Bütün milli sınıf ve tabakaların, işçilerin, köylülerin, memurların ve öğretmenlerin teşkilatlanmalarını ve demokratik mücadelesini engelleyen bütün kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
- Bütün ilkokullar, ortaokullar, liseler, yüksekokullar ve üniversiteler, bütün eğitim ve öğretim sistemimiz yabancılara değil, Türkiye halkına hizmet eder duruma getirilmelidir.
- İstiklali tam Türkiye için mücadele, gerçek demokrasinin kurulması için mücadele devrimci görevimizdir.
Bu uğurda mücadeleye katılmak, her yurtseverin hem hakkı hem de görevidir.
'... Asılma günü gelip çatınca, o sevdiğim giysilerimi giyeceğim. Postallarımı, parkamı. Beyaz ölüm gömleğini giydirmek isteyecekler, giymeyeceğim. Kesin direneceğim ve giymeyeceğim. Öyle her zamanki gibi, eyleme gidiş tavrımla gideceğim darağacına. Yok, tıraş falan da olmayacağım. Önce gidip orada oturacak, bir sigara yakacağım. Sonra demli güzel bir çay içeceğim. Ha, bak, Rodrigo’nun o ünlü gitar konçertosunu dinlemek isterim orada. Bak bunu çok isterim. Sanırım, asılacak bir insanın son isteklerini geri çevirmezler. Bunları isteyeceğim. ...' Erdal Öz- Deniz Gezmiş Anlatıyor, Cem Yayınları, 1976
çınarı yıkmak için baltayı köküne vururlar. evi yıkmak için sokarlar kundağı temele. kartal uçmaz olur kanadı kırılınca. düşünebilir miyiz başımız vurulunca?
onlar köküdür memleketin, dallara yürüyen su bu kökte saklıdır. onlar umudun temeli, onlar kanadı hürriyetin, halkın aklıdır.
kaç kere kaç yerde baltalandı kök yürümez oldu su dallar kurudu. kırıldı kanat öldürdüler aklı; ve sonra yolladılar insanları salhaneye. çünkü böyledir asrımızın gerçeklerinden biri.
Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in avukatlarından Mükerrem Erdoğan anlatıyor:
Deniz, gardiyanın elinde tuttuğu sigaradan derin bir soluk çekti. 'İki gün öncesine kadar 'Birinci' sigarası içiyorduk,' dedi. 'Sonucun böyle olacağını bildiğimizden, hiç olmazsa son iki günümüzde filtreli sigara içelim dedik.' Ardından da 'Gelmekle çok iyi ettiniz,' dedi. 'Ölüme nasıl gittiğimizi gözlerinizle görüp yarınki kuşaklara doğru anlatasınız diye sizlerin bu olaya tanık olmanızı istedik. Cezaevlerindeki devrimcileri benim için tek tek öpün. Bizleri de Taylan'ın yanına gömün.'
deniz gezmiş ATATÜRKÇÜ olduğu için cezalandırılan ne ilk ne de son kişi.... Türkiye Cumhuriyeti atatürkçülükten vazgeçti millet olmaktan vazgeçti ümmet olayı seçti.. Bunun bedelini bu ülke EMPERYALİST amerikanın sömürgesi olmasın diye çalışanlar ödedi ve ödemeye devam ediyor..... DEVRİM ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR..
ben hiçbir taraf yanlısı değilim ama abdullah çatlının yaptıkları ortada adam bu vatan için birşeyler yapmış ne olursa olsun.. Deniz Gezmiş e gelince birşeyler yapmaya çalışmış ama acaba bunları gerçekten yürekten mi yaptı ayrıca Atatürkçüyüz diyor ama Atatürk ün yüzde yüz karşı olduğu bir ideoloji peşinde koşuyor... Asılmadan önceki son lafları ise gerçekten çelişkili...özellikle şu iki kelime... Yaşasın bağımsız Türkiye...Yaşasın Kürt halkının bağımsızlığı... Yaşasın Atatürk devrimleri...Yaşasın Marksizm-Leninizm yüce ideolojisi. Şimdi bu konuya söylenecek tek söz var: bu ne perhiz ne lahana turşusu...
anlayana çok şey anlatır deniz gezmiş......fakat atlanan bi nokta var bence...'selda bağcan'yaşadığı hayat tam inandığı doğrultuda....çok takdir ederim kendisini.....hiç evlenmedi neden biliyomusunuz....çünkü kendisini deniz gezmiş'e adadı.....zaten nişanlıydılar....bu aşk karşısında eğilmekten onur duyarım.....
Herşeye rağmen düşmana inat yaşayacağız.Yarın bizim çünkü... Biz öleceğiz ama çocuklarımız bırakacağımız mirasi taşıyacaklar yüreklerinde... Ve onların yürekleri bizim altında ezildiğimiz korkuları taşımayacak........
Yılmaz Güney
Herşeye sahiplenmeyin kime söylediğimi onlar çok iyi biliyor.
“... bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler. Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir.”
Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in ölümünün üzerinden 32 yıl geçti. Deniz Gezmiş’in idam sehpasına çıkmadan önce yazdığı yukarıdaki sözler hâlâ unutulmadı. Sürgitinde gerçekleşen, sol hareket açısından birçok olumsuz gelişmeler bile o dönemin gençlik önderlerinin hatırasını silemedi. Sol cenah bir kenara, muhafazakâr veya sağcı kesimler bile onu sahiplenmeye çalıştı. Birileri için ateşli delikanlılık yıllarında anarşik faaliyetlere katılmış bir “fidan”; kimileri için bir masal kahramanı derekesine indirgenen bir film malzemesi olsa da, biz devrimciler için sorun, tereddüt etmeksizin mücadeleye atılmış bu önemli insanların siyasal hayatından gerekli dersleri çıkarmak ve bunu sınıf mücadelesi bağlamında değerlendirmek olmalıdır.
kardeşlerim deniz gezmişide abdullah çatlısıda ağcasıda bu ülkenin bu devletin bu toprakların insanları hepsinin kendilerine göre bir fikri vardı bu fikirler kimileri tarafından desteklendi kimileri tarafından desteklenmedi ama hepsi bitti.biraz gerçekci olup gözlerimizi açalım dünyaya ve birde türkiyenin durumuna bakalım elin oğlu neler yapıyor nelerle uğraşıyor biz nelerle uğraşıyoruz şuanki türkiyede biz hala sağ-sol davası yapıp birbirimizi yiyorsak bu bizim çok büyük bir ayıbımızdır gelin kardeş olalım birlik olalım bu vatan bu topraklar hepimizin sağcısı solcusu kürdü arabı zazası alevsi sunisi hepimiz insanız ayrım yapmayalım eğer insansak birbirimize insan olduğumuz için değer verelim.ne mutlu türkiyeliyim diyene
Türkiye'nin bugün getirildiği durumu yıllar öncesinden görmüş ve bunu engelleyebilmek için savaşmış bir KAHRAMAN....
ben deniz gezmişi asılırken gören bi askerle konuştum bana çok delikanlı ve cesur bi adamdı demişti...
Türkiye'nin bugün getirildiği durumu yıllar öncesinden görmüş ve bunu engelleyebilmek için savaşmış bir KAHRAMAN....
o derbeder zamanların 68 kuşagının en büyük onuru
Evet Atatürk ölünce birilerinin bir şeyler yapması gerekiyordu.Ama bu Deniz Gezmiş'in yaptığı gibi,Mehmetçik öldürmek,polis yaralamak,taksi şöförünü öldürmek,araba parçalamak değildi.
Avukat Mükerrem Erdoğan anlatıyor:
Deniz bize döndü:
'Cezaevinden bizi yangından mal kaçırır gibi kapıp havada getirdiler. Ayakkabılarımızın bağlarını bile bağlamamıza fırsat vermediler. Postallarımın bağlarını bağlasınlar; asılınca postallarımın ayağımdan düşmesini istemem,' dedi.
Bir görevli, eğilip Deniz'in açılmış bağcıklarını bağladı.
İki gardiyan iki kolundan kavradı. 'Hadi,' dediler.
Deniz, kalktı, dimdik yürüdü iki gardiyanın arasında.
Çok metin gitti.
(Gülünün Solduğu Akşam)
'MARE NOSTRUM
En uzun koşuysa elbet Türkiye'de de Devrim
O, onun en güzel yüz metresini koştu
En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak...
En hızlısıydı hepimizin,
En önce göğüsledi ipi...
Acıyorsam sana anam avradım olsun,
Ama aşk olsun sana çocuk, AŞK olsun! '
Can Yücel
hayatı dışardan seyretmeyip O'na dahil olanlardan...
Halk kahramını ama hangi halkın kahramanı.Türk değil,bu kesin.
' Türkiye'nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim. Ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz. Onu ancak işbirlikçiler düşünsün. Ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye’nin bağımsızlığına armğan etmekten onur duyuyorum. Bu bağımsızlık düşüncesini mezara kadar götüreceğiz.'
Mustafa Kemal'in Meclisi'nde
Dev-Genç Kararları
1. Amerikan emperyalistleri, işbirlikçileri ve toprak ağaları halkımızın baş düşmanıdırlar.
2. Halkımızın ve gençliğin hiçbir siyasi partiye güveni yoktur.
3. Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye'yi kumak için,
- Yurdumuz bütün Amerikan askeri üslerinden ve tesislerinden, bütün Amerikan askerlerinden, barış gönüllülerinden ve bütün Amerikan sivil uzmanlarından temizlenmelidir.
- Yeraltı ve yerüstü servetlerimizi sömüren bütün yabancı şirketlere ve yabancılarla işbirliği yapan zenginlerin mallarına el konmalıdır.
- Milli çıkarlarımızı zedeleyen bütün ikili anlaşmalar feshedilmeli, NATO ve CENTO'dan çıkılmalıdır.
- Toprak ağalığı ve tefecilik ortadan kaldırılmalı ve ağaların toprakları yoksul köylülere dağıtılmalıdır.
- Bütün milli sınıf ve tabakaların, işçilerin, köylülerin, memurların ve öğretmenlerin teşkilatlanmalarını ve demokratik mücadelesini engelleyen bütün kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
- Bütün ilkokullar, ortaokullar, liseler, yüksekokullar ve üniversiteler, bütün eğitim ve öğretim sistemimiz yabancılara değil, Türkiye halkına hizmet eder duruma getirilmelidir.
- İstiklali tam Türkiye için mücadele, gerçek demokrasinin kurulması için mücadele devrimci görevimizdir.
Bu uğurda mücadeleye katılmak, her yurtseverin hem hakkı hem de görevidir.
Milli Kurtuluşçu İlk Büyük Millet Meclisi'nde
toplantı yapan Devrimci Gençler.
halk kahramanı...........
Suçlu ve zararlıydı...
Komünist diktatörlere özenip, onlar gibi milletin başına Firavun olmak istemişti...
Lâyığını buldu...
davalarında samimiydiler ve haklıydılar.
Kendi savaşınızı açmalısınız kendi düşünceleriniz uğruna,düşünceniz yenilse bile dürüstlüğünüz zafer çığlığı atmalıdır bunu için...
'...
Asılma günü gelip çatınca, o sevdiğim giysilerimi giyeceğim. Postallarımı, parkamı.
Beyaz ölüm gömleğini giydirmek isteyecekler, giymeyeceğim. Kesin direneceğim ve giymeyeceğim.
Öyle her zamanki gibi, eyleme gidiş tavrımla gideceğim darağacına.
Yok, tıraş falan da olmayacağım.
Önce gidip orada oturacak, bir sigara yakacağım.
Sonra demli güzel bir çay içeceğim.
Ha, bak, Rodrigo’nun o ünlü gitar konçertosunu dinlemek isterim orada. Bak bunu çok isterim. Sanırım, asılacak bir insanın son isteklerini geri çevirmezler. Bunları isteyeceğim.
...'
Erdal Öz- Deniz Gezmiş Anlatıyor, Cem Yayınları, 1976
çınarı yıkmak için
baltayı köküne vururlar.
evi yıkmak için
sokarlar kundağı temele.
kartal uçmaz olur
kanadı kırılınca.
düşünebilir miyiz
başımız vurulunca?
onlar köküdür memleketin,
dallara yürüyen su
bu kökte saklıdır.
onlar umudun temeli,
onlar kanadı hürriyetin,
halkın aklıdır.
kaç kere kaç yerde baltalandı kök
yürümez oldu su
dallar kurudu.
kırıldı kanat
öldürdüler aklı;
ve sonra yolladılar insanları salhaneye.
çünkü böyledir
asrımızın gerçeklerinden biri.
nâzım hikmet
ınancı ve vefayı kısaca insan olmayı
Bizim Deniz.
Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in avukatlarından Mükerrem Erdoğan anlatıyor:
Deniz, gardiyanın elinde tuttuğu sigaradan derin bir soluk çekti.
'İki gün öncesine kadar 'Birinci' sigarası içiyorduk,' dedi. 'Sonucun böyle olacağını bildiğimizden, hiç olmazsa son iki günümüzde filtreli sigara içelim dedik.' Ardından da 'Gelmekle çok iyi ettiniz,' dedi. 'Ölüme nasıl gittiğimizi gözlerinizle görüp yarınki kuşaklara doğru anlatasınız diye sizlerin bu olaya tanık olmanızı istedik. Cezaevlerindeki devrimcileri benim için tek tek öpün. Bizleri de Taylan'ın yanına gömün.'
(Gülünün Solduğu Akşam'dan)
deniz gezmiş ATATÜRKÇÜ olduğu için cezalandırılan ne ilk ne de son kişi.... Türkiye Cumhuriyeti atatürkçülükten vazgeçti millet olmaktan vazgeçti ümmet olayı seçti.. Bunun bedelini bu ülke EMPERYALİST amerikanın sömürgesi olmasın diye çalışanlar ödedi ve ödemeye devam ediyor..... DEVRİM ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR..
ben hiçbir taraf yanlısı değilim ama abdullah çatlının yaptıkları ortada adam bu vatan için birşeyler yapmış ne olursa olsun..
Deniz Gezmiş e gelince birşeyler yapmaya çalışmış ama acaba bunları gerçekten yürekten mi yaptı ayrıca Atatürkçüyüz diyor ama Atatürk ün yüzde yüz karşı olduğu bir ideoloji peşinde koşuyor...
Asılmadan önceki son lafları ise gerçekten çelişkili...özellikle şu iki kelime...
Yaşasın bağımsız Türkiye...Yaşasın Kürt halkının bağımsızlığı...
Yaşasın Atatürk devrimleri...Yaşasın Marksizm-Leninizm yüce ideolojisi.
Şimdi bu konuya söylenecek tek söz var:
bu ne perhiz ne lahana turşusu...
1: bu direnişte belkide hepimiz ölebiliriz..
2: ama gelecek kuşaklara bir direniş geleneği bırakırız
işin birinci kısmında bir hata olduğunu kimse düşünmez sanırım.. ama ikinci şıkta bir sorun olduğu çok açık..
anlayana çok şey anlatır deniz gezmiş......fakat atlanan bi nokta var bence...'selda bağcan'yaşadığı hayat tam inandığı doğrultuda....çok takdir ederim kendisini.....hiç evlenmedi neden biliyomusunuz....çünkü kendisini deniz gezmiş'e adadı.....zaten nişanlıydılar....bu aşk karşısında eğilmekten onur duyarım.....
'Ölüme karşı bütün bu yürekliliği, sana dünya görüşün veriyor.'
Deniz Gezmiş
(Gülünün Solduğu Akşam'dan)
Herşeye rağmen düşmana inat yaşayacağız.Yarın bizim çünkü... Biz öleceğiz ama çocuklarımız bırakacağımız mirasi taşıyacaklar yüreklerinde... Ve onların yürekleri bizim altında ezildiğimiz korkuları taşımayacak........
Yılmaz Güney
Herşeye sahiplenmeyin kime söylediğimi onlar çok iyi biliyor.
“... bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler. Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir.”
Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in ölümünün üzerinden 32 yıl geçti. Deniz Gezmiş’in idam sehpasına çıkmadan önce yazdığı yukarıdaki sözler hâlâ unutulmadı. Sürgitinde gerçekleşen, sol hareket açısından birçok olumsuz gelişmeler bile o dönemin gençlik önderlerinin hatırasını silemedi. Sol cenah bir kenara, muhafazakâr veya sağcı kesimler bile onu sahiplenmeye çalıştı. Birileri için ateşli delikanlılık yıllarında anarşik faaliyetlere katılmış bir “fidan”; kimileri için bir masal kahramanı derekesine indirgenen bir film malzemesi olsa da, biz devrimciler için sorun, tereddüt etmeksizin mücadeleye atılmış bu önemli insanların siyasal hayatından gerekli dersleri çıkarmak ve bunu sınıf mücadelesi bağlamında değerlendirmek olmalıdır.
Heykel kırmak,fabrika yakmak gibi vatanına milletine çok hayırlı işleri olmuştur bu kişinin! Tam bir VATANSEVER! ;)
sağda solda olay çıkaran huzur bozan biriydi cezasını aldı.
kardeşlerim deniz gezmişide abdullah çatlısıda ağcasıda bu ülkenin bu devletin bu toprakların insanları hepsinin kendilerine göre bir fikri vardı bu fikirler kimileri tarafından desteklendi kimileri tarafından desteklenmedi ama hepsi bitti.biraz gerçekci olup gözlerimizi açalım dünyaya ve birde türkiyenin durumuna bakalım elin oğlu neler yapıyor nelerle uğraşıyor biz nelerle uğraşıyoruz şuanki türkiyede biz hala sağ-sol davası yapıp birbirimizi yiyorsak bu bizim çok büyük bir ayıbımızdır gelin kardeş olalım birlik olalım bu vatan bu topraklar hepimizin sağcısı solcusu kürdü arabı zazası alevsi sunisi hepimiz insanız ayrım yapmayalım eğer insansak birbirimize insan olduğumuz için değer verelim.ne mutlu türkiyeliyim diyene