"Tarih, Türk Devrimi'ni.anlatırken, bunun bir kurtuluş olduğunu en başta söyleyecektir. Bu kurtuluşun çeşitli aşamaları içinde de, özellikle kadınların kurtulmasını anacaktır." (Gazi Mustafa Kemal Paşa, 1923)
"Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle donanmaktır.”
"Cumhuriyet sayesinde bir kadın olarak güçlü bir şekilde hayatıma ve mücadeleme devam ediyorum. Tıpkı sanatta, siyasette, bilimde başarılı olan diğer kadınlarımız gibi...
Bence cumhuriyet, kadınların kendini keşfetme potansiyellerinin farkına varıp, hayaller kurabilmesine ve en önemlisi bu hayalleri gerçeğe dönüştürmesine imkan sağlıyor.
Cumhuriyete büyük bir borç hissediyorum. 100. yılda bize cumhuriyeti sunan, kuran Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını sonsuz bir minnet ve şükranla anmak istiyorum."
Eda Erdem Dündar A Milli Kadın Voleybol Takımı Kaptanı
"Gençlere en büyük tavsiyem, Nutuk'u okumaları... Okusunlar. Çocuklarına da okutsunlar. Tüm gerçekler orada var. Bu ülke nasıl kuruldu, Cumhuriyet nasıl bir nimettir öğrensin ve öğretsinler. Ve bugün söylenenlerin aksine bu milletin neler yaptığını neler yapabileceğini orada görsünler."
"Özellikle kadınlara verilen hakların yavaş yavaş cehalet denen canavarla elden gittiğini seyrettiğimiz zamanlar yaşıyoruz. Bu cehalete karşı azınlık olsak da Cumhuriyet Kadınları olarak direniyoruz."
Havva Aydanur Ertuğrul Ülkem Okuyor Derneği Başkanı
Henüz “Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (1948)" ve “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi (1979)” ... gibi uluslararası sözleşmelerin çok sonradan geldiği dünya gündeminde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde doğrudan kadın haklarına yönelik devrimlerle demokratikleşme yolunda kararlı adımlar atılmaya başlanmıştı.
Sizi, kadın hakları mı yoksa CUMHURİYET mi veya ikisi birden mi rahatsız ediyor bilemem.
Ama kadın haklarının aşağı çekilmesi hususunda sorgulanması gereken kişi veya kurumların varlığı konusunda aynı görüşü paylaşırım.
Ancak, sorgulanması gerekenler, elbette Ayşe veya Veli değildir. CUMHURİYET ise hiç değildir.
Sorgulanmasi gerekenler, , "Hamile kadın sokağa çıkmasın" diyebilen, kadının gülmesini yasaklamayı düşünen, kendi hayat görüşüne göre giyinmeyen kadınları "sürtük" diye damgalayabilenler ile kadını baski altina alip evine kapatarak ortaçağ karanlığına geri götürmek isteyen benzerleridir.
Ve elbette ilk imzacılarından olduğumuz, "kadına yönelik her türlü şiddeti önlemeyi amaçlayan" uluslararası insan hakları sözleşmesi niteliğindeki İstanbul Sözleşmesi'nden, tek kişinin ağzından çıkan emirle ayrılışımız da sorgulanmalıdır
Sonuç: Bunları da sorgulayabiliyor muyuz, CUMHURİYET'i / Değerlerini / Kazanımlarını ve tabii dolaylı olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sorumsuzca sorguladığımız gibi?..
Yanıtımız "Hayır, nerde o yürek?!" ise, susmaya devam edelim.
Kadın devriminin temelini aslında cumhuriyete dayandırmak tarihi bir yanlışlık olur. Geç Osmanlıdan itibaren başladığını görüyoruz. Jön Türklerinde bu konu hakkında katkıları önemlidir. Avrupa’daki akımlardan etkilenen Erken Türk Modernleşmesinin oluşumundaki en önemli iki faktör; ulus-devlet olabilmenin yarattığı ilkelerin sosyolojik davranışımıza yansıyan uygulamaları ile ikinci önemli faktör ise örnek modern ailelerin kurulmasıdır. Bir nevi orta aydın sınıfın ya da okumuş sınıfın oluşturulması. Bu oluşumda cinsiyetler arası görevlere baktığımızda erkekler devlet, kadınların ise aile kurulumunun rol modellere dönüştürüldüğünü görüyoruz. Bu iki önemli faktörden alt konu başlıklar açıldıkça açılır. Ve her bir maddesi önemli konu başlıkları içermekle birlikte mukayeseye açıktır. Kısacası şunu söylemek isterim: dünyada kadın hakları konusunda en sıkıntılı ülkeler arasındayız. Bu anlamda Cumhuriyetle birlikte modernleşen toplumuzun kadın hakları konusunda ne kadar başarılı olduğu sorgulanmalıdır. Ben Ayşe’nin, Veli’nin söylediğine değil uygulamaya bakarım.
"Laik Cumhuriyet, kadınlar için nefes borusudur, eşitliktir, özgürlüktür ve insan haklarıdır...Kafes arkasından parlamento kürsüsüne yürüyüştür...Karanlıkta kaldığında, omzuna dokunan bir el, bir ışıktır."
"Bu ülkede doğduğum için kendimi her zaman şanslı hissettim. Bunun en büyük nedeni Cumhuriyet... Beni ben yapan ve bugün özgürce var olmamı sağlayan koca çınar Cumhuriyet, sen çok yaşa!"
Cumhuriyetimizi kutluyor olmak bana bir cumhuriyet kadını olarak gurur ve onur veriyor.
Ben bir asker torunuyum, öğretmen kızıyım. Asla Ata’sının yolundan şaşmamış, onun ilke ve inkılaplarını hayatına geçirmiş ve 33 yıldır mesleğini sürdüren, iki kız evladı yetiştiren bir anne, bir kadın, bir vatandaşım.
"Ne mutlu Türk’üm diyene, ne mutlu Cumhuriyet’le kalana, ne mutlu Atatürk’ün yolunda olana" diyorum.
Melek Celal (1896-1976) (Unutulmuş bir Cumhuriyet Kadını)
?si=_X84bmOkpcQXTb2x
Türk ressam, heykeltıraş, yazardır. İlk Türk kadın ressam ve heykeltıraşlarından olup, ayrıca yazardır. Resim ve heykel sanatı dışında, işleme, hat ve tezhip gibi el sanatları ile de ilgilenmiştir. Eski yazı ustalarını ve Türk işlemeleriyle süslemelerini dünyaya tanıtan kitaplar yayımlamıştır...Şair Yahya Kemal ile dostluğu meşhurdur.
(Yaşamı ve sanatı ile ayrıntılar için bkz: Wikimedia)
KADIN CUMHURİYETTİR ! Cumhuriyetle birlikte yaşanılan reformlar, daha önce ikinci sınıf vatandaş sayılan kadınları çok fazla etkilemiştir.
Cumhuriyetin ve Mustafa Kemal’in ideali kadının yaşamda aktif ve üretici yurttaş kimliğiyle bulunması ve erkeklerle eşit haklardan yararlanmasıdır. Böylece kadınlar insan ve vatandaş olmanın avantajlarını erkeklerle eşit şekilde paylaşmaya başlamışlardır.
Ve Cumhuriyet, kadınların içinde yaşadığı toplumun bir üyesi olmaktan gurur duyduğu bir dönemdir.
Tuğçe Yılmaz TGB (Türkiye Gençlik Birliği) Sivas İl Yöneticisi
Kadının adının dahi olmadığı bir toplumdan, hayatın her alanında; eğitimde, sağlıkta, çalışma hayatında, üretimde eşitlikte, aile içi dengelerde, özetle sosyal ve siyasi arenada, özgür ve eşit bir şekilde adının var olması savaşı veren kadınların görünür kılınması, Mustafa Kemal Paşa ve mücadele arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet sayesinde gün yüzüne çıkmıştır.
İstanbul’da bir kadın şoför olarak görev yapıyorum.
Kadınlara, Cumhuriyet ile seçme ve seçilme hakkı ve hayatın her alanında eşit olarak yer alma hakkını sağlayan başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Cumhuriyetin elde edilmesinde emeği geçen herkesi şükranla yad ediyorum.
Halide Edip,Sabiha Gökçen,Ülkü Sema Toksöz, Meliha Sand, Süreyya Ağaoğlu.. ve niceleri işte gerçek Cumhuriyet Kadınları bizler ise onların sadece gölgesiyiz..
"Tarih, Türk Devrimi'ni.anlatırken, bunun bir kurtuluş olduğunu en başta söyleyecektir. Bu kurtuluşun çeşitli aşamaları içinde de, özellikle kadınların kurtulmasını anacaktır." (Gazi Mustafa Kemal Paşa, 1923)
"Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle donanmaktır.”
* Çağdaş Cumhuriyet Kadını
/ Tuba Emlek
"Cumhuriyet sayesinde bir kadın olarak güçlü bir şekilde hayatıma ve mücadeleme devam ediyorum. Tıpkı sanatta, siyasette, bilimde başarılı olan diğer kadınlarımız gibi...
Bence cumhuriyet, kadınların kendini keşfetme potansiyellerinin farkına varıp, hayaller kurabilmesine ve en önemlisi bu hayalleri gerçeğe dönüştürmesine imkan sağlıyor.
Cumhuriyete büyük bir borç hissediyorum. 100. yılda bize cumhuriyeti sunan, kuran Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını sonsuz bir minnet ve şükranla anmak istiyorum."
Eda Erdem Dündar
A Milli Kadın Voleybol Takımı Kaptanı
"Gençlere en büyük tavsiyem, Nutuk'u okumaları... Okusunlar. Çocuklarına da okutsunlar. Tüm gerçekler orada var. Bu ülke nasıl kuruldu, Cumhuriyet nasıl bir nimettir öğrensin ve öğretsinler. Ve bugün söylenenlerin aksine bu milletin neler yaptığını neler yapabileceğini orada görsünler."
Hatice Sertdemir
Bulgaristan göçmeni
"Özellikle kadınlara verilen hakların yavaş yavaş cehalet denen canavarla elden gittiğini seyrettiğimiz zamanlar yaşıyoruz. Bu cehalete karşı azınlık olsak da Cumhuriyet Kadınları olarak direniyoruz."
Havva Aydanur Ertuğrul
Ülkem Okuyor Derneği Başkanı
"Bir kadının en güzel örtüsü, ahlak örtüsüdür."
Bahriye Üçok (1919-1990)
Türk tarihçi, ilk kadın ilahiyat akademisyeni, senatör ve milletvekili
"Laiklik, kadındır.
Yobazlığın panzehiri, laik kadınlardır.
Keriman Halis Ece’dir laiklik...
Sabiha Gökçen’dir,
Halet Çambel’dir,
Bahriye Üçok’tur,
Türkan Saylan’dır,
Suna Kıraç’tır,
Yıldız Kenter’dir,
Müzeyyen Senar’dır,
Adile Naşit’tir,
Duygu Asena’dır,
Filenin sultanlarıdır,
Potanın perileridir...
İşte bu nedenle, Mustafa Kemal vizyonunun, Türk Devrim mucizesinin merkezinde “laiklik" ve “kadın” vardı.
Ve işte bu tam bu nedenle,
Atatürk düşmanlarının, karşı devrimcilerin ortak paydasında
“din tüccarlığı” vardır, “laik kadına”
alerji vardır."
* Yaşamak Cesaret İster, Yılmaz Özdil
Henüz
“Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (1948)"
ve
“Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi (1979)”
... gibi uluslararası sözleşmelerin çok sonradan geldiği dünya gündeminde
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde doğrudan kadın haklarına yönelik devrimlerle demokratikleşme yolunda kararlı adımlar atılmaya başlanmıştı.
Bu nedenle
CUMHURİYET,
BİR KADIN DEVRİMİDİR!
"Bir Türk kadını olarak, öğretmen olarak, anne olarak kendi yolumda kendi kararlarımla yaşıyorsam, bunu Cumhuriyet’e, Atatürk’e borçluyum.
ATA’mın izinde önce kendime, sonra tüm çocuklara ışık olacağım nice Cumhuriyetli günler göreceğime inancım sonsuz…
Atatürk ile ve Cumhuriyet ile kalın!"
Selin Uyar
Öğretmen, Tekirdağ
Gereği düşünüldü.
Tarih huzurunda kayda geçildi:
"CUMHURİYET ve KADIN, BİRBİRLERİNİN OLMAZSA OLMAZLARIDIR."
Sizi, kadın hakları mı yoksa CUMHURİYET mi veya ikisi birden mi rahatsız ediyor bilemem.
Ama kadın haklarının aşağı çekilmesi hususunda sorgulanması gereken kişi veya kurumların varlığı konusunda aynı görüşü paylaşırım.
Ancak, sorgulanması gerekenler, elbette Ayşe veya Veli değildir. CUMHURİYET ise hiç değildir.
Sorgulanmasi gerekenler,
, "Hamile kadın sokağa çıkmasın" diyebilen, kadının gülmesini yasaklamayı düşünen, kendi hayat görüşüne göre giyinmeyen kadınları "sürtük" diye damgalayabilenler ile kadını baski altina alip evine kapatarak ortaçağ karanlığına geri götürmek isteyen benzerleridir.
Ve elbette ilk imzacılarından olduğumuz, "kadına yönelik her türlü şiddeti önlemeyi amaçlayan"
uluslararası insan hakları sözleşmesi niteliğindeki İstanbul Sözleşmesi'nden, tek kişinin ağzından çıkan emirle ayrılışımız da sorgulanmalıdır
Sonuç:
Bunları da sorgulayabiliyor muyuz, CUMHURİYET'i / Değerlerini / Kazanımlarını ve tabii dolaylı olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sorumsuzca sorguladığımız gibi?..
Yanıtımız "Hayır, nerde o yürek?!" ise, susmaya devam edelim.
... Şşttt, uyuyOsss!
Kadın devriminin temelini aslında cumhuriyete dayandırmak tarihi bir yanlışlık olur. Geç Osmanlıdan itibaren başladığını görüyoruz. Jön Türklerinde bu konu hakkında katkıları önemlidir. Avrupa’daki akımlardan etkilenen Erken Türk Modernleşmesinin oluşumundaki en önemli iki faktör; ulus-devlet olabilmenin yarattığı ilkelerin sosyolojik davranışımıza yansıyan uygulamaları ile ikinci önemli faktör ise örnek modern ailelerin kurulmasıdır. Bir nevi orta aydın sınıfın ya da okumuş sınıfın oluşturulması. Bu oluşumda cinsiyetler arası görevlere baktığımızda erkekler devlet, kadınların ise aile kurulumunun rol modellere dönüştürüldüğünü görüyoruz. Bu iki önemli faktörden alt konu başlıklar açıldıkça açılır. Ve her bir maddesi önemli konu başlıkları içermekle birlikte mukayeseye açıktır. Kısacası şunu söylemek isterim: dünyada kadın hakları konusunda en sıkıntılı ülkeler arasındayız. Bu anlamda Cumhuriyetle birlikte modernleşen toplumuzun kadın hakları konusunda ne kadar başarılı olduğu sorgulanmalıdır. Ben Ayşe’nin, Veli’nin söylediğine değil uygulamaya bakarım.
"Laik Cumhuriyet, kadınlar için nefes borusudur, eşitliktir, özgürlüktür ve insan haklarıdır...Kafes arkasından parlamento kürsüsüne yürüyüştür...Karanlıkta kaldığında, omzuna dokunan bir el, bir ışıktır."
Önay Alpago
Öğretim görevlisi
Eski devlet bakanı
"Bu ülkede doğduğum için kendimi her zaman şanslı hissettim. Bunun en büyük nedeni Cumhuriyet... Beni ben yapan ve bugün özgürce var olmamı sağlayan koca çınar Cumhuriyet, sen çok yaşa!"
* Hazal Ocak, Gazeteci
"Cumhuriyet,
Yaşama sevinci
Yarına dair umut
Laiklik
Çağdaşlık
Hukukun üstünlüğü
Özgürlük
Eşitlik
Düşünceyi ifade özgürlüğü
KADIN HAKLARI...
... demektir."
Sibel GÜNEŞ
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
Genel Sekreteri
Ebru Eroğlu
MSÜ Kara Harp Okulu'nu
birincilikle bitirdi.
İkra Kuyumcu
MSÜ Hava Harp Okulu'nu
birincilikle bitirdi.
Şeyda Yıldırım
MSÜ Deniz Harp Okulu'nu
birincilikle bitirdi.
Cumhuriyet Kadını 3 Teğmenimiz
Ulusumuzun Onurudur!
Onlarla omuz omuza ve ben de
MUSTAFA KEMAL’in ASKERİYİM!
İnadına!
Kadına T.C. yakışır.
Cumhuriyetimizi kutluyor olmak bana bir cumhuriyet kadını olarak gurur ve onur veriyor.
Ben bir asker torunuyum, öğretmen kızıyım. Asla Ata’sının yolundan şaşmamış, onun ilke ve inkılaplarını hayatına geçirmiş ve 33 yıldır mesleğini sürdüren, iki kız evladı yetiştiren bir anne, bir kadın, bir vatandaşım.
"Ne mutlu Türk’üm diyene, ne mutlu Cumhuriyet’le kalana, ne mutlu Atatürk’ün yolunda olana" diyorum.
* Yeşim Salkım, Sanatçı
Melek Celal (1896-1976)
(Unutulmuş bir Cumhuriyet Kadını)
?si=_X84bmOkpcQXTb2x
Türk ressam, heykeltıraş, yazardır.
İlk Türk kadın ressam ve heykeltıraşlarından olup, ayrıca yazardır. Resim ve heykel sanatı dışında, işleme, hat ve tezhip gibi el sanatları ile de ilgilenmiştir. Eski yazı ustalarını ve Türk işlemeleriyle süslemelerini dünyaya tanıtan kitaplar yayımlamıştır...Şair Yahya Kemal ile dostluğu meşhurdur.
(Yaşamı ve sanatı ile ayrıntılar için bkz: Wikimedia)
Cumhuriyet’i var eden kadınlar
+
Cumhuriyet’in var ettiği kadınlar
=
Işıl Işıl Yarınlar
CUMHURİYETİMİZİN
Mesleklerine göre ilk KADINLAR Listesinden bazı isimler:
İlk kadın doktor
Safiye Ali
İlk kadın opera sanatçısı
Semiha Berksoy
İlk kadın adalet bakanı:
Aysel Çelikel
İlk kadın Anayasa Mahkemesi başkanı: Tülay Tuğcu
İlk kadın arkeolog: Jale İnan
İlk kadın avukat: Süreyya Ağaoğlu
İlk kadın bakan ve rektör:
Türkân Akyol
İlk kadın başhekim: Gönül Bingöl
İlk kadın baro başkanı:
Fatma Nermin Özkaya
İlk kadın belediye başkanı:
Sadiye Hanım
İlk kadın belediye otobüsü şoförü: Fatma Kasapoğlu
İlk kadın büyükelçi: Filiz Dinçmen
İlk kadın ceza ve ağırceza hakimi: Muazzez Halet Işıkpınar
İlk kadın Cumhuriyet savcısı: Nebahat Sarıyal
İlk kadın temizlik işçisi: Elif Yazgan
İlk kadın dağcı (Everest'te zirveye tırmanan): Eylem Elif Maviş
İlk kadın danıştay başkanı:
Füruzan İkincioğulları
İlk kadın dekan: Nüzhet Gökdoğan
İlk kadın diplomat: Adile Ayda
İlk kadın diş hekimi:
Ferdane Bozdoğan Erberk
İlk kadın doğum uzmanı:
Pakize İzzet Tarzi
İlk kadın eczacı:
Fatma Belkıs Derman
İlk kadın emniyet müdürü:
Feriha Sanerk
İlk kadın F16 pilotu: Berna Şen
İlk kadın filo komutanı:
Binbaşı Esra Özatay
İlk kadın fotoğrafçı: Semiha Es
İlk kadın futbol hakemi:
Drahşan Arda
İlk kadın gardiyan: Sıddıka Sebatlı
İlk kadın gazeteci:
Selma Rıza Feraceli
İlk kadın general: Özlem Yılmaz
İlk kadın gök bilimci:
Nüzhet Gökdoğan
İlk kadın hakim: Suat Berk
İlk kadın hemşire: Esma Deniz
İlk kadın heykeltıraş:
Sabiha Bengütaş
İlk kadın jet pilotu Leman Altınçekiç
İlk kadın kaymakam:
Elif Arslan Miskioğlu
İlk kadın kimyager: Remziye Hisar
İlk kadın komando:
Tülin Tepedeldiren
İlk kadın makinist: Seher Aytaç
İlk kadın Millî Eğitim müdürü:
Güler Karakülah
İlk kadın millî maç hakemi:
Lale Orta
İlk kadın muhtar: Gül Esin
İlk kadın orman mühendisi:
Binnaz Zehra Sert
İlk kadın paraşütçü: Yıldız Eruçman
İlk kadın petrol mühendisi:
Halide Ural Türktan
İlk kadın pilot: Bedriye Tahir Gökmen
İlk kadın pilot (ticari havayolları):
Alev Kılıçkeser Hottin
İlk kadın polis memuru: Betül Diker
İlk kadın profesör:
Fazıla Şevket Giz
İlk kadın radyo spikeri:
Emel Gazimihal
İlk kadın rallici: Azize Hanım
İlk kadın rektör: Saffet Rıza Alpar
İlk kadın romancı:
Fatma Aliye Hanım
İlk kadın savaş pilotu:
Sabiha Gökçen
İlk kadın sendika başkanı:
Dervişe Koç
İlk kadın siyasal parti genel başkanı: Doç. Dr. Behice Sadık Boran
İlk kadın siyasetçi:
Emine Semiye Hanım
İlk kadın subay: Ülkü Sema Toksöz
İlk kadın TBMM başkanvekili:
Nermin Neftçi
İlk kadın televizyon spikeri:
Nuran Devres
İlk kadın tiyatro oyuncusu:
Afife Jale
İlk kadın vali: Lale Aytaman
İlk kadın veteriner hekim:
Merver Ansel
İlk kadın zabıta memuru: Afife İpek
İlk kadın ziraat mühendisi:
Fatma Nadide
İlk seçilmiş kadın bakan:
İmren Aykut
KADIN CUMHURİYETTİR !
Cumhuriyetle birlikte yaşanılan reformlar, daha önce ikinci sınıf vatandaş sayılan kadınları çok fazla etkilemiştir.
Cumhuriyetin ve Mustafa Kemal’in ideali kadının yaşamda aktif ve üretici yurttaş kimliğiyle bulunması ve erkeklerle eşit haklardan yararlanmasıdır. Böylece kadınlar insan ve vatandaş olmanın avantajlarını erkeklerle eşit şekilde paylaşmaya başlamışlardır.
Ve Cumhuriyet, kadınların içinde yaşadığı toplumun bir üyesi olmaktan gurur duyduğu bir dönemdir.
Tuğçe Yılmaz
TGB (Türkiye Gençlik Birliği)
Sivas İl Yöneticisi
Kadının adının dahi olmadığı bir toplumdan, hayatın her alanında; eğitimde, sağlıkta, çalışma hayatında, üretimde eşitlikte, aile içi dengelerde, özetle sosyal ve siyasi arenada, özgür ve eşit bir şekilde adının var olması savaşı veren kadınların görünür kılınması, Mustafa Kemal Paşa ve mücadele arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet sayesinde gün yüzüne çıkmıştır.
Semra Aydın
Üsküdar Acıbadem Mah. Muhtarı
Son yıllarda yaşadığımız olumsuzluklar
senin kabahatin değil sevgili Cumhuriyet; seni yanlış anladılar...Ama olsun, bir daha anlatırız!
* Ayfer Sevinç
Kadının özgürleşmesi ve eğitim, iş gücü ve siyasete, yani kamusal yaşama dahil olması Cumhuriyet’in en önemli kazanımlarındandır.
Tüm bu kazanımların alt yapısı da laiklik ilkesiyle kuvvetlendirilmiştir.
Esin Köymen
TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı
Cumhuriyet, özgür ve bağımsız bir hayatın güvencesidir ve bize emanet edilen en kutsal mirastır.
Hayatlarını hiçe sayarak bize bu günleri armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tüm yol arkadaşlarını şükran, minnet, sevgi ve saygıyla anıyorum.
Ne mutlu ki bir CUMHURİYET KADINIYIM, ne mutlu ki ATAM’ın izindeyim.
Türkan Şoray
İstanbul’da bir kadın şoför olarak görev yapıyorum.
Kadınlara, Cumhuriyet ile seçme ve seçilme hakkı ve hayatın her alanında eşit olarak yer alma hakkını sağlayan başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Cumhuriyetin elde edilmesinde emeği geçen herkesi şükranla yad ediyorum.
* Asiye Yıldırım, İETT şoförü
Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın düzeyde, her şeyin üstünde, yüksek ve şerefli bir varlıktır.
*Mustafa Kemal Atatürk
(Alıntı: Perihan Naci Eldeniz)
Her eğitimli kadının bu Cumhuriyet'e borcu vardır. *Türkan Saylan
Halide Edip,Sabiha Gökçen,Ülkü Sema Toksöz, Meliha Sand, Süreyya Ağaoğlu.. ve niceleri işte gerçek Cumhuriyet Kadınları bizler ise onların sadece gölgesiyiz..