Çocuk olmak en büyük özgürlüktür... En büyük sorumluluğun derslerden iyi not almaktır, en büyük problemin istemediğin halde ıspanak yemek zorunda olmaktır, en büyük sıkıntın erken yatma gerekliliğinin dikte edilmesidir. Dünyada incir çekirdeğini doldurmayacak kadar küçük şeyler senin için büyük problemdir. Çünkü aslında, somut dünyan küçük ama hayal dünyan alabildiğine geniştir. Kİmse karışamaz kimse dışardan müdahalede bulunamaz. İçime özlem çöktü :)
Çocuk Olmak İstiyorum! ! 'Çocuk olmak istiyorum' diyorum kimseler duymadan, içten içe...
Ne tuhaf! Küçükken, hep büyümek isterdim...
Büyümek ve her istediğimi yapabilmek...
Şimdilerde ne çok gülüyorum, o zamanlar içten gelen isteğime...
Bir zamanlar 18 yaşında olmak, ne kadar büyük bir şeydi benim için!
Sanki hayat değişecekmiş gibi bekledim doğduğum günü...
Ve bir gün o gün geldi, artık 18 yaşındaydım...
Ne değişti?
Hiçbir şey... Koca bir hiçbir şey...
Hoş neyin değişmesini bekliyordum ki?
Cevap isteme, cevabım yok!
Masumdu tüm duygular o zaman...
Ne çok ağlardım... Kimseler görmezdi gözyaşlarımı... Daha çocukken, hayallerimi cebime koyup, unutmuştum rüyalarımı... Olgun, sorumluluk sahibi, ne yapması gerektiğini bilmesi gereken küçük bir kız...
Her şeyi taa o zamanlarda bile içime atardım... Kendi içimde çözmeye çalışmak, yapmaya çalıştığım en zor davranıştı belki de... Sevgimi belli edemez, hep kaçardım sevgi gösterisinde bulunanlardan... Bu özellik hala benimle!
'Kelebek' derlerdi bana arkadaşlarım... O zaman sebebini anlayamazdım... Şimdilerde anlıyorum... Kelebekler çok narindir, en ufak bir şeyde kırılırlar ya işte sebep bu! Hiç kırılamazdım ki oysa... Ne o zaman ne de şimdi! Hep anlayış ve sabırlı olmak bana yapışan hem en iyi hem en kötü özellik olsa gerek...
Şimdi 22 yaşındayım...
Ve yine ne tuhaftır ki, büyüme isteğim tersi bir hal aldı... Artık küçülmek istiyorum... Kapris yapmak, şımarmak istiyorum...! Her şeye gülmek, durup dururken ağlamak... Sokaklarda koşuşturmak... İçimde, kaygılara yer vermeden yaşamak... O an ne düşünüyorsam yapmak istiyorum belki de...
O zamanlar ne yapsan çocuk olduğundan hoş görülür ya, işte ben o hoşgörüyü özlüyorum...
Bayramlarda sabahın erken saatlerinde herkesten önce kalkıp, bayramlıklarımı giymek, doyasıya şeker yemek istiyorum...Ta ki babam 'dur kızım, dişlerin çürüyecek' diyene kadar...
Geceleri karanlıktan korkup, ışığı söndürmeden uyumak istiyorum... Yaramazlık yapıp, kaçmak istiyorum annemden... Bir de annemin yanında uyumak istiyorum, sıcacık...
Sözün özü; çocuk olmak istiyorum...
Büyümek; kötüleri tanımakmış... Büyümek; susmakmış... Büyümek; çaresizliğe boyun eğmekmiş... Büyümek; acıyı en derinlerde yaşamak, Sonra o acı ile gülebilmekmiş...
Her şeyi anlamakmış büyümek... Evet anlıyorum artık her şeyi... Ve anladığıma, ağlıyorum çaresizce...
Şimdilerde küçükken sebepsiz yere akıttığım gözyaşlarımı özlüyorum... Herkese küçük, bana büyük gelen mutluluklarımı istiyorum...
masum, tertemiz duyguların yoğunlaştığı bir satır, emek, sevgi, fedakarlık ve hoşgörü ile işlenen bir dantel, elmas, yakut ve incilerle süslü bir gerdanlık, ....
“Ben seni seviyorum” dedim minik kıza kıvır kıvır saçları, camgöbeği gözleri… ne de güzel gülüyor. Henüz 2 yaşında, “Ben seni seviyorum” dedim minik kıza…
Bir pınar suyu gibi berraktı Hani bilirsiniz canım Topraktan kaynar da Su yüzüne çıkar. İşte onun gibi… Lekesiz, berrak, saf, masum.
Kordon'da yürüyorum Karşıyaka evleri Sanki kapı numarası okunuyor! Hava o kadar berraktır bazen İşte, öyleydi, Minik kız…
“Ben seni seviyorum” dedim minik kıza..
Daha kötülüğü öğrenmemiş, Daha ikiyüzlülüğü öğrenmemiş, Daha kin, nefreti öğrenmemiş, Daha yalancılığı öğrenmemiş diye…
“Ben seni seviyorum” dedim minik kıza…
Gülüyor bana, Şen-şakrak bir kahkaha, Bakınca minik kızın yüzüne Sizin de yüzünüz gülüyor…
Ve düşünüyorsunuz! .. NEDEN? ..
Bu minik kızın günahı ne? .. Bu pis düzeni onun için mi kurduk? O saf, masum minik kızın hayalleri Ve geleceği… Bu ellerle mi kuracağız? Bu kafalarla mı kuracağız? NEDEN? ...
“Ben seni seviyorum” dedim minik kıza. Son bir kez… Ve içimden haykırdım…
Çocuk olmak; ölüm nedir, ölüm korkusu nedir bilmeden yaşamak demektir. Çocuk olmak; amir, müdür korkusu bilmeden düşüncelerini rahatlıkla söylemek demektir. Çocuk olmak; Küçücük bir olaydan dolayı küsüp 5 dakika sonra barışmak demektir. Çocuk olmak; Dünyanın gerçek sahibi olmak, dünyayı istediği gibi yönetmek demektir. Çocuk olmak; İçinde kin, nefret, ikiyüzlülük, yalancılık, riyakarlık gibi kötü düşünceleri barındırmamak demektir. Çocuk olmak; Yetinmek demektir, başkalarının hakkına saygı göstermek demektir, asla bencil olmamak demektir. Çocuk olmak; gerçek anlamda, olması gereken DÜNYA YAŞAMI demektir.
Of of.... Çocuk olmak.... Bir lunapark heyecanı ve şaşkınlığıyla hayata karışmak... Hergün büyüyen ellerinden ve yüreğinden habersiz olduğunca yaşamak, karışmak toza toprağa... Güzel şey, çocuk olmak, çocuk kalmak....
Çocuk olmak büymektir adım adım Oyunları masumane oynamaktır çıkarsızca Can ciğer arkadaşlıkları baki kılmaktır Unutmamaktır paylaşılan bir kurşun askeri Komşuya götürmektir bazende cindy bebeği
Onurlandırmaktır ebeveynlerini kendin içinde olsa Liderlik yarışına girmeden kahraman ilan etmektir kendini Mutlu olmaktır küçük dünyanda sahip olduklarınla Ağlamakır bazen gün boyu şimdi gülüp geçtiklerine Kirletilmemiş tek birey tek değer olmaktır
BİZ BÜYÜDÜK VE KİRLENDİ DÜNYA... daha ne denilebilirki! ! ! dahada kirlenecek çocuklarımıza güzel bi dünya bırakamıyoruz maalesef ki. yaşanmaz oluyor gün be gün. çocukken hiç aklıma gelmezdi su sıkıntısı, geçim sıkıntısı, pahalılık, açlık her şey diz boyu nerdeee eski çocukluğumuz. (hani kiraz ağacında yırtılan gömleğim, çaldılar çocukluğumu penceresiz kaldım anne, uçurtmam tel örgülere takıldı gençliğimi çaldılar anne.)
Ah ne güzel ne güzel… Ne güzeldi sahiden bir zamanlar çocuk olmak! Küçücük yürekte sonsuz umutlar taşımak! Sonsuz düşler kurmak yastığa başını koyar koymaz… Ucu bucağı olmayan hayallere dalıp gitmek… Ve sonsuz zamanlarım olsun ister oynadığı oyunlar erken bitmesin diye… Kopmak koparılmak istemez bir türlü oyunlarından, arkadaşlarından… En azından ben böyleydim… Sabahın erken saatlerinde ilk öten horozla merhaba der yeni doğan güne… Kendimi alel acele atardım sokağın kucağına… Kendi dünyası vardı iyiliğin kol gezdiği kötülüğün olmadığı… Okuduğu masal kitaplarına inanır kendinin de O kahramanlardan biri olduğuna inanırdı… Bunun olmadığının aksine onu kimse inandıramazdı… O buna inanmıştı bir kere kabul etmekten ve ona anlayış göstermekten başka çareleri de yoktu kimsenin… Yarın ne olur endişesi taşımaz hiçbir çocuk! Sadece o gün vardır onun için… Ve hiç bitmesin sona ermesin istediği o gün… Nasıl da can atar bir an önce büyümek için… En büyük arzusu emeliydi bu onun için… Oysa bilse ne kadar özleyeceğini çocukluğu vazgeçerdi bu isteğinden eminim… Ama bilmiyordu fark etmiyordu etrafında olup bitenleri… Olup bitenlere aklı ermiyordu… Yoramıyor yorumlayamıyor hiçbir şeyi… Çocuk gözüyle değerlendiriyordu her şeyi sadece… Ne zordu halbuki büyük olmak! Çocuk kalbiyle bunu anlaması ne zordu… Kendine ait dünyasında her şey ne güzel sorunsuz işliyordu… Ya da büyüklere öyle geliyordu… Hiç bilmiyordu ki anne ve babasının ve diğer tüm çocuk olmayanların bin türlü endişesi olduğunu… Onların yaşadığı sıkıntıları, dertleri yanında kendinin yaşadığı sıkıntı ve içine attığı dertlerin hepsi onlarınkinin yanında devede kulak kalır… Çocuk olmak çocukluğunu doya doya yaşamak güzelde… Ya çocuk olamamak ve çocukluğunu yaşayamamak ne acıdır kim bilir? Ben yaşadım diye bilmek göğsünü gere gere… Ne büyük bir şans bir çocuk için bunu diyebilmek! ! ! Ve özlem duya bilmek o günlere... Bir daha geri gelmeyeceğini bile bile… Derin bir ah! Of! Vah çekerek… Ey gidi günler ey! Ve keşke! Diyerek…
çoçuk olmak mutlu olmaktır bence hiç ummadıgın kadar çoçuk olmak yalansız yaşamaktır bence çoçuk olmak hayattır bence hayat dolu olmaktır çoçuk olmak belki zor ama biraz olsun çoçuklugu yaşamak zor değil aslında her insan biraz çoçuktur şimdi nekadar inkar etsedeeeeeeeeee çoçuk kalanlara
Büyüsekte çocoğuz hala.Çünkü hepimizin içinde bir çocuk var.İçimizdeki çocuktur bizdeki güzelikler,içinizdeki çocuk hep uyanık kalsın hayata küsmesin.Doğan cüceoğlunun dediği gibi.*İçinizdeki çocoğu uyandırın.....*
cocuk olmak,icinden geceni acikca soyleyebilmektir; lafi eveleyip gevelemeden; bir top dondurmayla mutlu olabilmek ya da dusup dizi kanadiginda anneye kosabilmektir; opsun de acisi gecsin diye....
Çocuklarla ilgili görüşümü bir şiirle belirttiğimi düşündüğümden şiirimi buraya aldım.Şiirde anlattığım gibi her türlü sorumluluktan kaçıp özgür yaşama isteğidir çocukluk.
İki dirhem, bir çekirdek, Akça pakça on yaşında bir erkek. Yaladı dondurmasını ürkek ürkek. Ikındı sıkındı, Dikilivermişti karşısına çünkü anası. Daha dün ödenmişti dünyanın parası, Kirlenirse üstü başı, Bozulurdu fiyakası, Ve annesiyle de bozulurdu arası. Somurttu çocuk, Tatsızdı sütlü dondurması.
Oynayıp gülen çocuklarla doluydu sokak, Fakat ona her şey yasak, Yeniydi çünkü üstü başı, Tutmuyordu baş kaldırmaya da yaşı, Bir daha yaladı, Tatsızdı, tatsızdı sütlü dondurması...
Bir köşede dalıp karanlığa, Bakarken gözleri. Fark etmedi yanına sokulan Beşiktaşlı yavru köpeği. Uzunca bir süre ağzı açık, Dondurmaya baktı dili sarkık köpek… Ama görmedi bizimki, onu, Hırlayana denk. Korkup Kaçacaktı ki, Durdurdu onu, Dostça sallanan bir kuyruk, Ve gülümseyerek bakan akı büyük iki göz... Bakıştılar bir süre âşıklar gibi, Bu iki yavru erkek. Aniden Yatıp yere yuvarlanarak, Tadını çıkarmak istedi köpek olan, Güvenin ve özgürlüğün. Keyfince kaşınıp, gerindi çocuğa inat. Daha da istiyordu şımarmak. Sürünüp bizimkine hırladı. Haydi, uzat, Şu dondurmayı der gibi… Yoktu ağzında bir şeycikler, Fakat bakıp çocuğun gözlerine, Yalandı yine, Yalandı köpek tatlı tatlı... Çocuk yaladı, Bir daha, Bir daha yaladı… Tatsızdı, Yine tatsızdı sütlü dondurması...
İstem dışı, Düştü iki yana kolu, Ve yine istem dışı, Eğince boynunu elindeki külah, Aktı eriyen dondurması… Sıçradı yavru, Sıçradı çamurlu patileriyle, Hop, hoop... Aktı dondurmanın sütleri yavrunun ağzına, Aktı şekeri cillop gibi pantolona... Anlamsızdı çocuğun da artık durması, Sarıldı yavru ona, Sarıldı o, yavruya... Akan özgürlüğü yaladı çocuk, Tatlıydı kalan sütlü dondurması. İki yanağı iki kırmızı gül oldu, Güldükçe çocuk. Özgürleştikçe yayılıyordu gül yüzüne, Yayılıyordu çocukça mutluluk.
Biri sahiplenildiğinden memnun, Diğeri zincirleri kırdığından, Biri önde, diğeri arkada, Uçarcasına mutluluktan Kayboldu iki yavru, Kendini bulanlar sokağında.
Ana Duygu:Çocukların kendine göre ihtiyaçları, yaşantıları, eğlenceleri vardır.Onlardan yetişkin davranışı beklemek onları tanımadığımız, anlamadığımız anlamına gelir.Onları mutlu edelim derken mutsuz etmiş oluruz..kendilerini tanımalarına, çocukluklarını yaşamalarına müsade edelim. (10.10.2008 22:54)
ben bir çocuk gelşimci olarak cevap vermek istiyorum...çocuk dünyanın en saf halidrr. karşılık beklemz hiçbişeyden..emek ister..sonra meyvesini veriir..ama ihmale n gelmez asla ve telafisi yoktur çocuğa yapılan hatanın..kopyasını çeker gördüklerinin.o yüzden güzel şeyler görmeisini sağlayın..ve sevin sevdiğinizi belli edin..ona güvenn...seviyorum ya çocukları ne yaapym kelimler yetmez buna.....saygılar
hiç büyümek gibi bir niyetim yok...
acaba nasıl büyür bir çocuk? bir fikrim olsaydı keşke...
Çocuk olmak en büyük özgürlüktür... En büyük sorumluluğun derslerden iyi not almaktır, en büyük problemin istemediğin halde ıspanak yemek zorunda olmaktır, en büyük sıkıntın erken yatma gerekliliğinin dikte edilmesidir. Dünyada incir çekirdeğini doldurmayacak kadar küçük şeyler senin için büyük problemdir. Çünkü aslında, somut dünyan küçük ama hayal dünyan alabildiğine geniştir. Kİmse karışamaz kimse dışardan müdahalede bulunamaz. İçime özlem çöktü :)
çocuk olmak,adı üstünde çocuk olmak demektir.
Çocuk Olmak İstiyorum! !
'Çocuk olmak istiyorum' diyorum kimseler duymadan, içten içe...
Ne tuhaf! Küçükken, hep büyümek isterdim...
Büyümek ve her istediğimi yapabilmek...
Şimdilerde ne çok gülüyorum, o zamanlar içten gelen isteğime...
Bir zamanlar 18 yaşında olmak, ne kadar büyük bir şeydi benim için!
Sanki hayat değişecekmiş gibi bekledim doğduğum günü...
Ve bir gün o gün geldi, artık 18 yaşındaydım...
Ne değişti?
Hiçbir şey... Koca bir hiçbir şey...
Hoş neyin değişmesini bekliyordum ki?
Cevap isteme, cevabım yok!
Masumdu tüm duygular o zaman...
Ne çok ağlardım...
Kimseler görmezdi gözyaşlarımı...
Daha çocukken, hayallerimi cebime koyup, unutmuştum rüyalarımı...
Olgun, sorumluluk sahibi, ne yapması gerektiğini bilmesi gereken küçük bir kız...
Her şeyi taa o zamanlarda bile içime atardım...
Kendi içimde çözmeye çalışmak, yapmaya çalıştığım en zor davranıştı belki de...
Sevgimi belli edemez, hep kaçardım sevgi gösterisinde bulunanlardan...
Bu özellik hala benimle!
'Kelebek' derlerdi bana arkadaşlarım...
O zaman sebebini anlayamazdım...
Şimdilerde anlıyorum...
Kelebekler çok narindir, en ufak bir şeyde kırılırlar ya işte sebep bu!
Hiç kırılamazdım ki oysa...
Ne o zaman ne de şimdi!
Hep anlayış ve sabırlı olmak bana yapışan hem en iyi hem en kötü özellik olsa gerek...
Şimdi 22 yaşındayım...
Ve yine ne tuhaftır ki, büyüme isteğim tersi bir hal aldı...
Artık küçülmek istiyorum...
Kapris yapmak, şımarmak istiyorum...!
Her şeye gülmek, durup dururken ağlamak...
Sokaklarda koşuşturmak...
İçimde, kaygılara yer vermeden yaşamak...
O an ne düşünüyorsam yapmak istiyorum belki de...
O zamanlar ne yapsan çocuk olduğundan hoş görülür ya, işte ben o hoşgörüyü özlüyorum...
Bayramlarda sabahın erken saatlerinde herkesten önce kalkıp, bayramlıklarımı giymek, doyasıya şeker yemek istiyorum...Ta ki babam 'dur kızım, dişlerin çürüyecek' diyene kadar...
Geceleri karanlıktan korkup, ışığı söndürmeden uyumak istiyorum... Yaramazlık yapıp, kaçmak istiyorum annemden... Bir de annemin yanında uyumak istiyorum, sıcacık...
Sözün özü; çocuk olmak istiyorum...
Büyümek; kötüleri tanımakmış...
Büyümek; susmakmış...
Büyümek; çaresizliğe boyun eğmekmiş...
Büyümek; acıyı en derinlerde yaşamak,
Sonra o acı ile gülebilmekmiş...
Her şeyi anlamakmış büyümek...
Evet anlıyorum artık her şeyi...
Ve anladığıma, ağlıyorum çaresizce...
Şimdilerde küçükken sebepsiz yere akıttığım gözyaşlarımı özlüyorum...
Herkese küçük, bana büyük gelen mutluluklarımı istiyorum...
Ben dileğimi geri aldım!
Çocuk olmak istiyorum...
Doyasıya çocuk olmak...
Sevimli, mutlu, küçük bir kız çocuğu…!
Bu mümkün mü?
_ALINTI_
%100 doğal olabilmek. katıksız.
asr_ı saadette çocuk olmak isterdim :)
çocuk olmak;
masum, tertemiz duyguların yoğunlaştığı bir satır,
emek, sevgi, fedakarlık ve hoşgörü ile işlenen bir dantel,
elmas, yakut ve incilerle süslü bir gerdanlık,
....
bembeyaz bir sayfa... ne çizersen o kalacak...
Çocuk olmak işte böyle birşey...
MİNİK KIZ
“Ben seni seviyorum” dedim
minik kıza
kıvır kıvır saçları,
camgöbeği gözleri…
ne de güzel gülüyor.
Henüz 2 yaşında,
“Ben seni seviyorum” dedim
minik kıza…
Bir pınar suyu gibi berraktı
Hani bilirsiniz canım
Topraktan kaynar da
Su yüzüne çıkar.
İşte onun gibi…
Lekesiz, berrak, saf, masum.
Kordon'da yürüyorum
Karşıyaka evleri
Sanki kapı numarası okunuyor!
Hava o kadar berraktır bazen
İşte, öyleydi,
Minik kız…
“Ben seni seviyorum” dedim
minik kıza..
Daha kötülüğü öğrenmemiş,
Daha ikiyüzlülüğü öğrenmemiş,
Daha kin, nefreti öğrenmemiş,
Daha yalancılığı öğrenmemiş diye…
“Ben seni seviyorum” dedim
minik kıza…
Gülüyor bana,
Şen-şakrak bir kahkaha,
Bakınca minik kızın yüzüne
Sizin de yüzünüz gülüyor…
Ve düşünüyorsunuz! ..
NEDEN? ..
Bu minik kızın günahı ne? ..
Bu pis düzeni onun için mi kurduk?
O saf, masum minik kızın hayalleri
Ve geleceği…
Bu ellerle mi kuracağız?
Bu kafalarla mı kuracağız?
NEDEN? ...
“Ben seni seviyorum” dedim
minik kıza.
Son bir kez…
Ve içimden haykırdım…
“KEŞKE HEP ÖYLE KALSA! ..!
Çocuklar kadar masum ve sevgi dolu olmak var-dı.. büyüdükçe neler oluyor bize?
cocuk olmak oynayabılmektır delıce utanmadan usanmadan..
Çocuk olmak; ölüm nedir, ölüm korkusu nedir bilmeden yaşamak demektir.
Çocuk olmak; amir, müdür korkusu bilmeden düşüncelerini rahatlıkla söylemek demektir.
Çocuk olmak; Küçücük bir olaydan dolayı küsüp 5 dakika sonra barışmak demektir.
Çocuk olmak; Dünyanın gerçek sahibi olmak, dünyayı istediği gibi yönetmek demektir.
Çocuk olmak; İçinde kin, nefret, ikiyüzlülük, yalancılık, riyakarlık gibi kötü düşünceleri barındırmamak demektir.
Çocuk olmak; Yetinmek demektir, başkalarının hakkına saygı göstermek demektir, asla bencil olmamak demektir.
Çocuk olmak; gerçek anlamda, olması gereken DÜNYA YAŞAMI demektir.
ben hiç çocuk olamadım hep boynu bükük kaldım
Of of....
Çocuk olmak.... Bir lunapark heyecanı ve şaşkınlığıyla hayata karışmak...
Hergün büyüyen ellerinden ve yüreğinden habersiz olduğunca yaşamak, karışmak toza toprağa...
Güzel şey, çocuk olmak, çocuk kalmak....
üniversiteyi kazanana kadar çocuk olmak iyiydi ama şimdi diyorum ki büyük olmak daha iyi ders çalışmak da olmasa :)
oraya geri dönüs varmiki?
merak etmek sorgulamak soru sormak
Çocuk olmak büymektir adım adım
Oyunları masumane oynamaktır çıkarsızca
Can ciğer arkadaşlıkları baki kılmaktır
Unutmamaktır paylaşılan bir kurşun askeri
Komşuya götürmektir bazende cindy bebeği
Onurlandırmaktır ebeveynlerini kendin içinde olsa
Liderlik yarışına girmeden kahraman ilan etmektir kendini
Mutlu olmaktır küçük dünyanda sahip olduklarınla
Ağlamakır bazen gün boyu şimdi gülüp geçtiklerine
Kirletilmemiş tek birey tek değer olmaktır
tek gerçek.......................tır
BİZ BÜYÜDÜK VE KİRLENDİ DÜNYA... daha ne denilebilirki! ! !
dahada kirlenecek çocuklarımıza güzel bi dünya bırakamıyoruz maalesef ki. yaşanmaz oluyor gün be gün. çocukken hiç aklıma gelmezdi su sıkıntısı, geçim sıkıntısı, pahalılık, açlık her şey diz boyu nerdeee eski çocukluğumuz. (hani kiraz ağacında yırtılan gömleğim, çaldılar çocukluğumu penceresiz kaldım anne, uçurtmam tel örgülere takıldı gençliğimi çaldılar anne.)
Ah ne güzel ne güzel… Ne güzeldi sahiden bir zamanlar çocuk olmak! Küçücük yürekte sonsuz umutlar taşımak! Sonsuz düşler kurmak yastığa başını koyar koymaz… Ucu bucağı olmayan hayallere dalıp gitmek… Ve sonsuz zamanlarım olsun ister oynadığı oyunlar erken bitmesin diye… Kopmak koparılmak istemez bir türlü oyunlarından, arkadaşlarından… En azından ben böyleydim… Sabahın erken saatlerinde ilk öten horozla merhaba der yeni doğan güne… Kendimi alel acele atardım sokağın kucağına…
Kendi dünyası vardı iyiliğin kol gezdiği kötülüğün olmadığı… Okuduğu masal kitaplarına inanır kendinin de O kahramanlardan biri olduğuna inanırdı… Bunun olmadığının aksine onu kimse inandıramazdı… O buna inanmıştı bir kere kabul etmekten ve ona anlayış göstermekten başka çareleri de yoktu kimsenin…
Yarın ne olur endişesi taşımaz hiçbir çocuk! Sadece o gün vardır onun için… Ve hiç bitmesin sona ermesin istediği o gün…
Nasıl da can atar bir an önce büyümek için… En büyük arzusu emeliydi bu onun için… Oysa bilse ne kadar özleyeceğini çocukluğu vazgeçerdi bu isteğinden eminim… Ama bilmiyordu fark etmiyordu etrafında olup bitenleri… Olup bitenlere aklı ermiyordu… Yoramıyor yorumlayamıyor hiçbir şeyi… Çocuk gözüyle değerlendiriyordu her şeyi sadece… Ne zordu halbuki büyük olmak! Çocuk kalbiyle bunu anlaması ne zordu… Kendine ait dünyasında her şey ne güzel sorunsuz işliyordu… Ya da büyüklere öyle geliyordu… Hiç bilmiyordu ki anne ve babasının ve diğer tüm çocuk olmayanların bin türlü endişesi olduğunu… Onların yaşadığı sıkıntıları, dertleri yanında kendinin yaşadığı sıkıntı ve içine attığı dertlerin hepsi onlarınkinin yanında devede kulak kalır… Çocuk olmak çocukluğunu doya doya yaşamak güzelde… Ya çocuk olamamak ve çocukluğunu yaşayamamak ne acıdır kim bilir?
Ben yaşadım diye bilmek göğsünü gere gere… Ne büyük bir şans bir çocuk için bunu diyebilmek! ! ! Ve özlem duya bilmek o günlere...
Bir daha geri gelmeyeceğini bile bile… Derin bir ah! Of! Vah çekerek… Ey gidi günler ey! Ve keşke! Diyerek…
çoçuk olmak mutlu olmaktır bence hiç ummadıgın kadar çoçuk olmak yalansız yaşamaktır bence çoçuk olmak hayattır bence hayat dolu olmaktır çoçuk olmak belki zor ama biraz olsun çoçuklugu yaşamak zor değil aslında her insan biraz çoçuktur şimdi nekadar inkar etsedeeeeeeeeee çoçuk kalanlara
Bembeyaz olmak....
Hayata ışıl ışıl gözlerle bakabilmek...
Tek derdinin istediğin pamuk şekerinin vaktinde alınmıyor olması....
KEŞKE AYAKKABI NUMARAM 25 OLSAYDI.......
babamın gelişini beklemek şarkı söyleyen bebeğim ile dans etmek.ah o günleri nasıl özlüyorum.zamanı geri sara bilsem!
cocuk olmak keçdigim yollari tekrar keçmek- sanmiyorum ki isterim.en iyisi gelecege bakmak. cocukluk bir keçmişdir keçdi ve gitti.....
Masumiyetın diğer adı..
Büyüsekte çocoğuz hala.Çünkü hepimizin içinde bir çocuk var.İçimizdeki çocuktur bizdeki güzelikler,içinizdeki çocuk hep uyanık kalsın hayata küsmesin.Doğan cüceoğlunun dediği gibi.*İçinizdeki çocoğu uyandırın.....*
seniii, annemee diceeemm..... anneeeeeeeeee :))))
cocuk olmak,icinden geceni acikca soyleyebilmektir; lafi eveleyip gevelemeden; bir top dondurmayla mutlu olabilmek ya da dusup dizi kanadiginda anneye kosabilmektir; opsun de acisi gecsin diye....
Çocuklarla ilgili görüşümü bir şiirle belirttiğimi düşündüğümden şiirimi buraya aldım.Şiirde anlattığım gibi her türlü sorumluluktan kaçıp özgür yaşama isteğidir çocukluk.
TEMA:Çocukların dünyası
Konu:Çocuklardan beklenilen davranışlar
KENDİNİ BULANLAR SOKAĞI
İki dirhem, bir çekirdek,
Akça pakça on yaşında bir erkek.
Yaladı dondurmasını ürkek ürkek.
Ikındı sıkındı,
Dikilivermişti karşısına çünkü anası.
Daha dün ödenmişti dünyanın parası,
Kirlenirse üstü başı,
Bozulurdu fiyakası,
Ve annesiyle de bozulurdu arası.
Somurttu çocuk,
Tatsızdı sütlü dondurması.
Oynayıp gülen çocuklarla doluydu sokak,
Fakat ona her şey yasak,
Yeniydi çünkü üstü başı,
Tutmuyordu baş kaldırmaya da yaşı,
Bir daha yaladı,
Tatsızdı, tatsızdı sütlü dondurması...
Bir köşede dalıp karanlığa,
Bakarken gözleri.
Fark etmedi yanına sokulan
Beşiktaşlı yavru köpeği.
Uzunca bir süre ağzı açık,
Dondurmaya baktı dili sarkık köpek…
Ama görmedi bizimki, onu,
Hırlayana denk.
Korkup Kaçacaktı ki,
Durdurdu onu,
Dostça sallanan bir kuyruk,
Ve gülümseyerek bakan akı büyük iki göz...
Bakıştılar bir süre âşıklar gibi,
Bu iki yavru erkek.
Aniden Yatıp yere yuvarlanarak,
Tadını çıkarmak istedi köpek olan,
Güvenin ve özgürlüğün.
Keyfince kaşınıp, gerindi çocuğa inat.
Daha da istiyordu şımarmak.
Sürünüp bizimkine hırladı.
Haydi, uzat,
Şu dondurmayı der gibi…
Yoktu ağzında bir şeycikler,
Fakat bakıp çocuğun gözlerine,
Yalandı yine,
Yalandı köpek tatlı tatlı...
Çocuk yaladı,
Bir daha,
Bir daha yaladı…
Tatsızdı,
Yine tatsızdı sütlü dondurması...
İstem dışı,
Düştü iki yana kolu,
Ve yine istem dışı,
Eğince boynunu elindeki külah,
Aktı eriyen dondurması…
Sıçradı yavru,
Sıçradı çamurlu patileriyle,
Hop, hoop...
Aktı dondurmanın sütleri yavrunun ağzına,
Aktı şekeri cillop gibi pantolona...
Anlamsızdı çocuğun da artık durması,
Sarıldı yavru ona,
Sarıldı o, yavruya...
Akan özgürlüğü yaladı çocuk,
Tatlıydı kalan sütlü dondurması.
İki yanağı iki kırmızı gül oldu,
Güldükçe çocuk.
Özgürleştikçe yayılıyordu gül yüzüne,
Yayılıyordu çocukça mutluluk.
Biri sahiplenildiğinden memnun,
Diğeri zincirleri kırdığından,
Biri önde, diğeri arkada,
Uçarcasına mutluluktan
Kayboldu iki yavru,
Kendini bulanlar sokağında.
Ana Duygu:Çocukların kendine göre ihtiyaçları, yaşantıları, eğlenceleri vardır.Onlardan yetişkin davranışı beklemek onları tanımadığımız, anlamadığımız anlamına gelir.Onları mutlu edelim derken mutsuz etmiş oluruz..kendilerini tanımalarına, çocukluklarını yaşamalarına müsade edelim. (10.10.2008 22:54)
ben bir çocuk gelşimci olarak cevap vermek istiyorum...çocuk dünyanın en saf halidrr. karşılık beklemz hiçbişeyden..emek ister..sonra meyvesini veriir..ama ihmale n gelmez asla ve telafisi yoktur çocuğa yapılan hatanın..kopyasını çeker gördüklerinin.o yüzden güzel şeyler görmeisini sağlayın..ve sevin sevdiğinizi belli edin..ona güvenn...seviyorum ya çocukları ne yaapym kelimler yetmez buna.....saygılar
tüm büyümüş yanlarına inat...
başara bilirsen ne güzel...