Felsefi Taoculuğun ikinci ismi olan Chuang-Tzu'nun milattan önce 4.yüzyılda yaşadığı bilinse de tarihler konusunda net bir bilgi yoktur. Onun dönemine kadar Taoculuk Sarı Hakan'ın ve Lao-Tzu'nun öğretisi olarak bilinirdi. Ancak bu yüzyıldan sonra, bu felsefenin genel adı 'Lao-Tzu ve Chuang-Tzu öğretisi' olarak anılagelmiştir.
Chuang-Tzu yaşam felsefesi nedeniyle sosyal alanda aktif rol almayı reddetmiş ve bir fidanlıkta bahçıvanlık yaparak mütevazı ve yoksul bir yaşam sürdürmeyi yeğlemiştir. Söylenceye göre kendisine başbakanlık bile önerilmiş, ancak o, özgürlüğünü korumak adına bunu elinin tersiyle geri çevirmiştir, ki bu davranışı sonraki yıllarda Çin felsefe adamları tarafından sorumsuzluk olarak değerlendirilecekti.
Chuang-Tzu adını taşıyan eserlerin ne kadarının gerçekten ona ait olduğunu belirlemek mümkün değil, ama günümüze ulaşan 'Çiçekli Güney'in Kutsal Kitabı', İ.S. 742 yılında Tang imparatorluğu döneminde derlenmiş otuzüç kitapçıktan oluşur. Ancak bu kitabın 'içrek bölüm' denilen yedi kitapçık dışında kalan diğer yazıların ustanın kaleminden çıkıp çıkmadığı tartışma konusudur.
Chuang-Tzu, Lao-Tzu'nun ağırbaşlı üslubuna karşın, şakacı, kıvrak, benzetmelerle ve mesellerle bezeli bir anlatımla hitap eder okuyucuya.
Ve ona 'kelebek filozof' da denmesine neden olan mesel:
Chou (Chou, Chuang-Tzu'nun asıl adı) , bir gün kelebek olduğunu gördü düşünde... Sevinçle kanat çırpan, mutlu, Chou diye birinden haberi bile olmayan bir kelebek... Uyanıverdi birden, işte yeniden Chou olmuştu....
Düşündü,
'Acaba Chou mu gördü kelebek olduğunu düşünde, yoksa kelebek mi Chou olduğunu düşleyen...? '
* Taoculuk Üzerine Meseller-Diyaloglar YOL Yayınları, Çeviren: Ömer Tulgan
Çu ülkesinin prensi iki memurunu bilge Chuang Tzu'nun yanına gönderdi. Görevliler filozofu bir dere kıyısında balık tutarken buldular. Chuang Tzu'nun yanına saygıyla yaklaşan prensin adamları, O'na 'Hükümdarımız devlet işleriniz sizinle paylaşmak üzere sizi saraya davet ediyor' dediler. Bu sözleri duyan bilge hiç istifini bozmadan ve bir yandan oltasını tutup bir yandanda saray görevlilerine konuşarak şunları söyledi: 'İşittimki Çu sarayında kutsal bir kaplumbağa varmış, bu kaplumbağa ikibin yıl önce ölmüş olduğu halde prensin emriyle atalarının hatıralarının bulunduğu salondaki bir sandık içinde ihtimamla saklanıyormuş. Şimdi size soruyorum: Bir hazine gibi saklanmak üzere ölü ve içi boş olarak bir sarayda bulunmak mı ister bir kaplumbağa, yoksa canlı ve kuyruğu çamurda sürüklenen bir kaplumbağa olarak mı? ' Saray görevlileri 'Elbette' diye haykırdılar 'Kuyruğu çamurda sürüklensin diye hayatta kalmak ister.' Öyleyse diye mukabele etti Chuan Tzu 'Çekin gidin yolunuza ben de kuyruğumu çamurda sürükleyeceğim.'
https://pin.it/4t5yx8y
Felsefi Taoculuğun ikinci ismi olan Chuang-Tzu'nun milattan önce 4.yüzyılda yaşadığı bilinse de tarihler konusunda net bir bilgi yoktur. Onun dönemine kadar Taoculuk Sarı Hakan'ın ve Lao-Tzu'nun öğretisi olarak bilinirdi. Ancak bu yüzyıldan sonra, bu felsefenin genel adı 'Lao-Tzu ve Chuang-Tzu öğretisi' olarak anılagelmiştir.
Chuang-Tzu yaşam felsefesi nedeniyle sosyal alanda aktif rol almayı reddetmiş ve bir fidanlıkta bahçıvanlık yaparak mütevazı ve yoksul bir yaşam sürdürmeyi yeğlemiştir. Söylenceye göre kendisine başbakanlık bile önerilmiş, ancak o, özgürlüğünü korumak adına bunu elinin tersiyle geri çevirmiştir, ki bu davranışı sonraki yıllarda Çin felsefe adamları tarafından sorumsuzluk olarak değerlendirilecekti.
Chuang-Tzu adını taşıyan eserlerin ne kadarının gerçekten ona ait olduğunu belirlemek mümkün değil, ama günümüze ulaşan 'Çiçekli Güney'in Kutsal Kitabı', İ.S. 742 yılında Tang imparatorluğu döneminde derlenmiş otuzüç kitapçıktan oluşur. Ancak bu kitabın 'içrek bölüm' denilen yedi kitapçık dışında kalan diğer yazıların ustanın kaleminden çıkıp çıkmadığı tartışma konusudur.
Chuang-Tzu, Lao-Tzu'nun ağırbaşlı üslubuna karşın, şakacı, kıvrak, benzetmelerle ve mesellerle bezeli bir anlatımla hitap eder okuyucuya.
Ve ona 'kelebek filozof' da denmesine neden olan mesel:
Chou (Chou, Chuang-Tzu'nun asıl adı) , bir gün kelebek olduğunu gördü düşünde... Sevinçle kanat çırpan, mutlu, Chou diye birinden haberi bile olmayan bir kelebek... Uyanıverdi birden, işte yeniden Chou olmuştu....
Düşündü,
'Acaba Chou mu gördü kelebek olduğunu düşünde, yoksa kelebek mi Chou olduğunu düşleyen...? '
* Taoculuk Üzerine Meseller-Diyaloglar
YOL Yayınları, Çeviren: Ömer Tulgan
bilenler konuşmuyor,
konuşanlar bilmiyor,
(Tao Te Ching, 56. mesel)
meseldir sözümün onda dokuzu
eski ustalardan onda yedisi
bir yudum su kadar gündelik sözler
Gök'ün uyumundan gelir büyüsü
Chuang Tzu öldü mü?
Felek öcün aldı mı?
Kötü dünya kaldı mı?
imdi yürek yırtılır?
Nedense takıldı dilime bu şekilde günlerdir..
Çu ülkesinin prensi iki memurunu bilge Chuang Tzu'nun yanına gönderdi. Görevliler filozofu bir dere kıyısında balık tutarken buldular. Chuang Tzu'nun yanına saygıyla yaklaşan prensin adamları, O'na 'Hükümdarımız devlet işleriniz sizinle paylaşmak üzere sizi saraya davet ediyor' dediler. Bu sözleri duyan bilge hiç istifini bozmadan ve bir yandan oltasını tutup bir yandanda saray görevlilerine konuşarak şunları söyledi:
'İşittimki Çu sarayında kutsal bir kaplumbağa varmış, bu kaplumbağa ikibin yıl önce ölmüş olduğu halde prensin emriyle atalarının hatıralarının bulunduğu salondaki bir sandık içinde ihtimamla saklanıyormuş. Şimdi size soruyorum: Bir hazine gibi saklanmak üzere ölü ve içi boş olarak bir sarayda bulunmak mı ister bir kaplumbağa, yoksa canlı ve kuyruğu çamurda sürüklenen bir kaplumbağa olarak mı? '
Saray görevlileri 'Elbette' diye haykırdılar 'Kuyruğu çamurda sürüklensin diye hayatta kalmak ister.'
Öyleyse diye mukabele etti Chuan Tzu 'Çekin gidin yolunuza ben de kuyruğumu çamurda sürükleyeceğim.'