kimisinin fincanda kimisinin de ince belli bardakta görmekten ve yudumlamaktan keyif aldığı içeceklerdendir çay...
Tarih boyunca farklı kültürler/medeniyetler bu bitkiyi kullanarak su haricinde sıvı gıdalara yönelmişlerdir...
Fakat hepsinin de başında elbette çinliler geliyor...
Çayın ilk değdiği dudaklar onlarınki...
filmlerinde izlemişsinizdir o çay ritüellerini....
sıradan bir günde ''yorulduk bi çay demleyin de içelim'' mantığından çok daha derin anlamlar barındırır Çinlilerin hazırladıkları çay...
Batıya nasıl gittiği ise tahminleriniz üzre hindistana gelen ingiliz güruhunun bu güzelliği görüp keşfetmesi ve genel kaide üzerine sahiplenmesiyle olmuştur...
''elden ayrıksı'' diye tabir ettiğimiz bu ada millet bilinen o güzelim çaya süt katarak marjinal ve kendilerine has bir oluş istemişlerse de bizim çayımız süte gelmeyendir...
süt bozar bizim çayımızı ;)
Türkiyede çayın kendi topraklarında yetişip de kültürümüzün ayrılmazı haline gelişi nerden baksanız 1920'lerin başlarına tekabül eder...
çay sohbetleri...
çay geceleri...
çay kaçamakları...
çay da çay işte... ;)
sabah afyon patlamamışsa demle bir çay deyiveriyoruz...akşam arkadaşlarla sohbet yavansa çayımız eksik ondan diyoruz...işyerlerimizde gelen gidene en hoş ikram yine çay tabii..
ocakta demlenen çelik demliklerdeki çaylara lezzet artırıcı formüller buluyoruz.. mesela porselen demlikte demlenen çayın tadı daha güzel, rengi daha parlak olur kanısına vararak porselenlere hücum ediyoruz...
ama Mâi der ki; semaverde kömür ateşinde demlenmiş ve bir köy evinin bacasında yeşilliklerin üzerine oturup da ağustos sıcağında karşıki karlı dağlara bakarak yudumlanan çay gibisi yoktur...
evet efendim....
bu nedir şimdi böyle demeyin....
tutmasanız daha sayfalarca çay anlatabilirim şurda :))
Çayın fabrikada yapılırken duyulan o kokuyu hayatı boyunca alamamış,bunun ve bu mesajın varlığından bihaber her sabah çay içmekte olan onca insan için gerçekten üzülüyorum.
Her çayın demleme süresi farklı olmakla birlikte ülkemizde kullanılan fermante siyah çaylar için ideal süre 5 dakika.
* İyi bir çay demlemek için üç şey gerekli: Su, çay ve çay takımı... Çay ne denli iyiyse, sert ve kireçli suya karşı o denli hassas bir tepki gösterir. Stephan Reimertz, 'Çayın Kültür Tarihi' adlı kitabında dördüncü unsur olarak havayı da ekliyor.
* Çay demliğinin metal olmaması ve deterjanla yıkanmaması gerekir. Demlik; toprak, porselen ya da cam olabilir. Gümüş bir çaydanlık kullanıyorsanız bunun içinin porselen olmasına özen gösterin.
* Çayı sıcak ve nemli ortamlardan uzak tutun. Kavanozda saklayın ancak uzun süre bekletmeden taze iken tüketin.
* Çayı asla bekletilmiş suyla demlemeyin. Aksine mineraller açısından zengin bir suyla çok güzel çay demleyebilirsiniz. 10 saniye gibi kısa bir zamanda kaynayan su ile çayınızı demleyin.
* Kaynayıp soğumuş suyu tekrar kaynatarak çay demlemeyin.
* Demliği önceden ısıtın, çünkü su dökülürken demlik öyle ısı kaybeder ki, çayı çay yapan reaksiyon gerçekleşmez.
* Uzmanlar 100 ml su için 2 gr çay öneriyorlar.
* Her çayın demleme süresi farklı olmakla birlikte ülkemizde kullanılan fermante siyah çaylar için ideal süre 5 dakika.
İşim gereği gittiğim her yerde ısmarlanıp içimi benim için tam bir işkence haline gelen ama içerken yinede gülümsemek zorunda kaldığım sıvı... Ayrıca bugün çay üreticisi olan bir zattan dinlediğim kadarıyla Türk çayları yanlış kurutma ve bilmem ne yöntemlerinden dolayı çok miktarda alfatoksin içeriyormuş, kullanmamak gerekliymiş....
tomurcuk kokulu,sıcak
tavşan kanı olacak
bardağı ince belli
tazecik içilmeli :))
taze içilirse sindirimi kolaylaştırır ben günde 20 bardak içmez isem başım çatlıyor
Onsuz bir gün düşünemiyorum; ince belli cam bardakta,demli ve şekersiz bir çayın tadı bambaşkadır,tavsiye edililir ;)
kimisinin fincanda kimisinin de ince belli bardakta görmekten ve yudumlamaktan keyif aldığı içeceklerdendir çay...
Tarih boyunca farklı kültürler/medeniyetler bu bitkiyi kullanarak su haricinde sıvı gıdalara yönelmişlerdir...
Fakat hepsinin de başında elbette çinliler geliyor...
Çayın ilk değdiği dudaklar onlarınki...
filmlerinde izlemişsinizdir o çay ritüellerini....
sıradan bir günde ''yorulduk bi çay demleyin de içelim'' mantığından çok daha derin anlamlar barındırır Çinlilerin hazırladıkları çay...
Batıya nasıl gittiği ise tahminleriniz üzre hindistana gelen ingiliz güruhunun bu güzelliği görüp keşfetmesi ve genel kaide üzerine sahiplenmesiyle olmuştur...
''elden ayrıksı'' diye tabir ettiğimiz bu ada millet bilinen o güzelim çaya süt katarak marjinal ve kendilerine has bir oluş istemişlerse de bizim çayımız süte gelmeyendir...
süt bozar bizim çayımızı ;)
Türkiyede çayın kendi topraklarında yetişip de kültürümüzün ayrılmazı haline gelişi nerden baksanız 1920'lerin başlarına tekabül eder...
çay sohbetleri...
çay geceleri...
çay kaçamakları...
çay da çay işte... ;)
sabah afyon patlamamışsa demle bir çay deyiveriyoruz...akşam arkadaşlarla sohbet yavansa çayımız eksik ondan diyoruz...işyerlerimizde gelen gidene en hoş ikram yine çay tabii..
ocakta demlenen çelik demliklerdeki çaylara lezzet artırıcı formüller buluyoruz.. mesela porselen demlikte demlenen çayın tadı daha güzel, rengi daha parlak olur kanısına vararak porselenlere hücum ediyoruz...
ama Mâi der ki; semaverde kömür ateşinde demlenmiş ve bir köy evinin bacasında yeşilliklerin üzerine oturup da ağustos sıcağında karşıki karlı dağlara bakarak yudumlanan çay gibisi yoktur...
evet efendim....
bu nedir şimdi böyle demeyin....
tutmasanız daha sayfalarca çay anlatabilirim şurda :))
bknz. iftara 3 kala Mâi ;)
derviş içeceği derler..
Uzakta kalınca yeşil yaprağına duyulan hasreti 100 galon çay bile gideremez.
Aslı lazım.
Çayın fabrikada yapılırken duyulan o kokuyu hayatı boyunca alamamış,bunun ve bu mesajın varlığından bihaber her sabah çay içmekte olan onca insan için gerçekten üzülüyorum.
hayatımın parçası... olmazsa olmazım...
bir bardak çayın dudak payı kadar/ım/mıyım
Gönül ne çay ister
Ne çayhane
Gönül sohbet ister
Çay bahane.....
düşünme vakti... hesap vakti...
her yudum yeni bir çıkarım...
her yudum yeni bir hayıflanma...
her yudum yeni bir muhasebenin başlangıcı...
rahatlık,neşe,dilenmek,sohbet,özgürlük,düşünmek.sakinlik
Elime aldığım şekersiz demli bir bardak çay,unutturur tüm sıkıntıları biran...
Benim için anlamsız bir içecek; olsa da olur,olmasa da...Vücutta demir emilimini azaltıcı etkisi var diye biliyorum.
sıcak bir fincan çay gibisi yok...
Her çayın demleme süresi farklı olmakla birlikte ülkemizde kullanılan fermante siyah çaylar için ideal süre 5 dakika.
* İyi bir çay demlemek için üç şey gerekli: Su, çay ve çay takımı... Çay ne denli iyiyse, sert ve kireçli suya karşı o denli hassas bir tepki gösterir. Stephan Reimertz, 'Çayın Kültür Tarihi' adlı kitabında dördüncü unsur olarak havayı da ekliyor.
* Çay demliğinin metal olmaması ve deterjanla yıkanmaması gerekir. Demlik; toprak, porselen ya da cam olabilir. Gümüş bir çaydanlık kullanıyorsanız bunun içinin porselen olmasına özen gösterin.
* Çayı sıcak ve nemli ortamlardan uzak tutun. Kavanozda saklayın ancak uzun süre bekletmeden taze iken tüketin.
* Çayı asla bekletilmiş suyla demlemeyin. Aksine mineraller açısından zengin bir suyla çok güzel çay demleyebilirsiniz. 10 saniye gibi kısa bir zamanda kaynayan su ile çayınızı demleyin.
* Kaynayıp soğumuş suyu tekrar kaynatarak çay demlemeyin.
* Demliği önceden ısıtın, çünkü su dökülürken demlik öyle ısı kaybeder ki, çayı çay yapan reaksiyon gerçekleşmez.
* Uzmanlar 100 ml su için 2 gr çay öneriyorlar.
* Her çayın demleme süresi farklı olmakla birlikte ülkemizde kullanılan fermante siyah çaylar için ideal süre 5 dakika.
ben çayımı bu kurallara uyarak demlerim.
Şu an içtiğim sıvı...
Birileri kaçak çayın iyi olduğundan bahsetmişti...
Gecenin bu saatinde deneyelim dedik... :)))
Ehhhhhh...
hahaha
eğer kaçaksa demle yerliyse aman haaaa :)
İşim gereği gittiğim her yerde ısmarlanıp içimi benim için tam bir işkence haline gelen ama içerken yinede gülümsemek zorunda kaldığım sıvı...
Ayrıca bugün çay üreticisi olan bir zattan dinlediğim kadarıyla Türk çayları yanlış kurutma ve bilmem ne yöntemlerinden dolayı çok miktarda alfatoksin içeriyormuş, kullanmamak gerekliymiş....
katıksız rizeli çayı olmalı önemliside ardeşenden :)
çok sağolun efenim..bu akşam içtiğim çayın haddi hesabı yok.. :)
çay bile demleyebiliyorum artık. ehh bekarlık zor. kendi işini kendin yapıyorsun.birde bekarlık sultanlık derler, yalan yalan inanmayın.
Dem karası muhabbet...gece..yalnızlık ve düşünceler yumağı! 'Pencere kenarı sabahlarım/ bardağımda çay soğumuş.' Şeyda Yiğit...
Yanında sigara ile vazgeçemediğim tat..yokluğunu düşünemiyorum bile!
'Doldur sofi çay doldur' ilk duyduğumda gülmekten yerlere yattığım bir 'İlahi' demek istemiyorum ama öyle deniyomuş :))
şimdi içiyorum :)
poşet moşet ama olsun idare ediyo :)
şimdi iyi gider :)
hava tam çaylık ;)
kıtlama olursa peki.....yoksa tabi kii viski (jb) ..tavsiye ederim tabikine.......hohoho yyy
az kullanılmış bir adet demlik poşetten iki fincan çay çıkarma... :)))
Tiryakiyken nefret eder oldum kahrolsun elektrikli çaydanlık bozuntuları:(Bu sabahtan sonra bir daha içmem sanırım:(