Beşiktaş Çarşı demek: - Üzerinde adam gibi adam fenerbahçeli başbakan Tayyip Erdoğan yazan bir pankart yerine Tek Adam Kemal Atatürk yazan pankartı trübünde açmak demektir..
Doğmamış çocuğuna Beşiktaş marşını dinletmek, doğar doğmaz SİYAH BEYAZ forma almak ve şampiyonlar ligi final maçına 6 aylıkken götürme düşüyle yasamaktır BESiKTASLI olmak... BEYAZ gömleğine SİYAH kravat seçebilme ayrıcalığıdır BESiKTASLI olmak... Sari - kırmızı aristokrasi ve sari - lacivert küçük bir burjuva taraftarlığını reddetmek ve halktan biri olmanın gururudur BESiKTAsLI olmak... KARANLIĞI ARDINA ALIP BEMBEYAZ BİR YOLDA YÜRÜMEKTİR BesikTasLI olmak... yurdışında da SİYAH-BEYAZ'a gonul vermektır beşiktaşlilik
vefakâr, cefakâr beşiktaş taraftarı.....gün geçtikçe kalitesi artıyor....tartışmasız Türkiye'nin en coşkulu taraftarı.....ve de en esprili olanı.... :))
muhalifiz güzel ama birazda ahlak gerekir bu ne öfkedir gerçi öfke güzel şey ama kontrolsüz öfke insanın bile bile elektriğe çarpılmasından başka birşey değil
BEŞİKTAŞ ÇARŞI DÜŞMANINA KARŞI...KENDİ İNSANINA KOLUNDA AŞI...AÇ ve SEFİLLERİN YEDİĞİ YİYECEK TE AŞ'I.. BU SÖZLER HER FENERLİ ve CİMBOMLU YA KARŞI..saygılarımla..zaferhan --ÇARŞI AYRICALIKTIR-
ben kendimi bildim bileli beşiktaşlıyım beş yaşındaymışım beşiktaş galatasaray maçı varmış ben herkesle iddalaşıyormuşum biz yenecez diye maçı baştan sona kadar hop oturup hop kalkarak izlemişim maçı kaybetmişiz ağlamaya başlamışım kimseye söylemeden sessizce ağlıyormuşum ağlayarak uyumuşum beşiktaşlı olmak onu hissetmektir! ! ! yendiğinde açıp camı ağzından çıktığı kadar bağırabilmektir..anlatılmaz ki o sevgi.
Girilmez yazılı tabelanın tam altındaydı. Ameliyathane-nin o çirkin yüzlü kapısı o ana kadar ona hiç bu kadar soysuz gelmemişti. Başını iki küçük elinin arasına almış, oracığa çömelivermişti. Gözlerinden akan yaşlar Kızılırmak'ın deli suları gibiydi. Varsın aksındı. Hatta hiç durmasındı. Ama doktor amca müjdeli haberi bir an evvel versindi. 'Baban kurtuldu' desindi. 11 yaşındaki o gencecik yüreği şimdi bir ayrı çarpıyordu. Çaresizlik durağında beklemek onu bir hayli yıpratmıştı. Şöyle bir ayağa kalkar oldu. Acıktığını hissetmişti. Ellerine baktı... Kan içindeydi. Üzerinde babasının ona 100. yılda aldığı nostalji formalarından vardı. O günü hiç unutamıyordu. Babası iş çıkışı 'store'a uğramış, akşam yemeğinde ona sürpriz yapmıştı. Heyecandan sabaha kadar formayla dolaşmış, hiç uyumamıştı. Ya şimdi! Babası azraille çatışıyordu. Üstündeki formanın armasını öptü, gözlerini kapadı, ağzından iki üç kelime döküldü: 'Seninle ağladık, senle güldük biz...' Sonra bir duygu sağanağı patladı. Bir türlü gözlerine dolan yaşlara hakim olamıyordu. Formasının alt kısmıyla gözlerini sildi. 'Ne vardı sanki balkona çıkacak' diye kendi kendine hayıflandı. Fenerbahçe maçının atmosferinden etkilenmişti babası... Konya maçından sonra eve geldiğinde şampiyon oldukları sene diktirdiği bayrağı sandıktan çıkarmış, bir güzel ütülemişti. Bayrağı caddeye asacaktı. Ama ip eksikti. Onu da ertesi gün işten gelirken alacaktı. Bu işleri iyi biliyordu. 1982 şampiyonluğunda İstanbul'u bayrak delisi yapmışlardı. Antrenmanlıydı. İpi alıp geldiğinde bir yandan çocuğu ile konuşuyor, maaşını aldığında 1 numaralı Pancu formasını alacağını taahhüt ediyordu. İşte o anda balkonun en bakımsız ve çürük yeri çökmüştü. Babası gözü önünde Beşiktaş bayrağıyla aşağı düşüyordu. Bayrağın balkon demirlerine takılması düşüş hızını kesmişti. Hastaneye nasıl gelmişlerdi hatırlamıyordu. Birden irkildi. Babası hâlâ çatışıyor muydu azraille? Doktor hâlâ neden 'müjde' dememişti? Babası da annesi gibi onu terk mi edecekti? Hüzünler hiç bitmez miydi? Ve kapı açıldı... Doktor karşısında dimdik duran çocuğa ağlamaklı bir sesle ancak 'Kimin kimsen yok mu? ' diyebildi. 'Kurtaramadık' diyememişti bile. Avucunda doktorluğuna lanet edercesine sıktığı bir kağıt parçası vardı. Sessizce uzatıverdi çocuğa... Ufacık elleriyle buruşuk kağıdı düzeltti. Kağıtta; 'Sevdamız uğruna canlar verdik biz Siyahın zindan olsun beyaz aydınlık Herkese nasip olmaz Beşiktaşlılık' yazıyordu.. çArşı işte bu
çarşı demek beşiktaşla birleşmiş ruh demektir.bunu böyle kabullenin tüm fb lilerin a.q.bir ALLAH bir BEŞİKTAŞ
çarşı BJK lilere ALLAH tan bir nimettir! ! ! ! şampiyon bjk
,
çarşı birlik aynı zamanda tek bır ruh olmaktır.bu ruhu yaşayan beşiktaşlıdır.trübinde takımını desteklemektır
Başka bir cumhuriyetten bahsetmemek demektir
Beşiktaş Çarşı demek: - Üzerinde adam gibi adam fenerbahçeli başbakan Tayyip Erdoğan yazan bir pankart yerine Tek Adam Kemal Atatürk yazan pankartı trübünde açmak demektir..
Beşiktaş Çarşı demek herşeye karşı olmak bir tek ATATÜRK'e karşı olmamak demektir
Bjk'nin en ateşli taraftar grubu hatta tüm türkiyede ki gruplar içerisinde ki en ateşli taraftar grubu.
Doğmamış çocuğuna Beşiktaş marşını dinletmek, doğar doğmaz SİYAH BEYAZ forma almak ve şampiyonlar ligi final maçına 6 aylıkken götürme düşüyle yasamaktır BESiKTASLI olmak... BEYAZ gömleğine SİYAH kravat seçebilme ayrıcalığıdır BESiKTASLI olmak... Sari - kırmızı aristokrasi ve sari - lacivert küçük bir burjuva taraftarlığını reddetmek ve halktan biri olmanın gururudur BESiKTAsLI olmak... KARANLIĞI ARDINA ALIP BEMBEYAZ BİR YOLDA YÜRÜMEKTİR BesikTasLI olmak... yurdışında da SİYAH-BEYAZ'a gonul vermektır beşiktaşlilik
çarşı beşiktaşla özleşmiş dünyada çok nadir bir birlikteliktir..
BEŞİKTAŞIMIZI ÖLÜMÜNE DESTEKLEYEN TÜRKİYENİN EN İYİ GRUBU
fazla söze gerek yok.. bknz: delyy..
şok şok tumerın askerlık sorunu çözüldü.tümere pembe teskere veriecekmiş.kaynak:çarşı
satılıkmış TÜM sevgilER
vefakâr, cefakâr beşiktaş taraftarı.....gün geçtikçe kalitesi artıyor....tartışmasız Türkiye'nin en coşkulu taraftarı.....ve de en esprili olanı.... :))
bknz. ortega pankartları..:P
muhalifiz güzel ama birazda ahlak gerekir bu ne öfkedir gerçi öfke güzel şey ama kontrolsüz öfke insanın bile bile elektriğe çarpılmasından başka birşey değil
...HER ŞEYE KARŞI
Sewgili Minigimi :)
Dönerci BJK taraftarı.YUH
beşiktaşın bilinçli muhalif taraftar grubu
Hayatlarına başka bir gaye olmayan zavallı keşler grubu..
...::... ultrAslan ...::...
tam bir holigan grubu ... bir tane erkek yok ...:::...adam bile bıçaklıyorlar
BEŞİKTAŞ ÇARŞI DÜŞMANINA KARŞI...KENDİ İNSANINA KOLUNDA AŞI...AÇ ve SEFİLLERİN YEDİĞİ YİYECEK TE AŞ'I.. BU SÖZLER HER FENERLİ ve CİMBOMLU YA KARŞI..saygılarımla..zaferhan --ÇARŞI AYRICALIKTIR-
çar$ı boynér oldu ;))
bé careful CARŞI girL
her şeye k@rşı
HAYAT! ! !
ben kendimi bildim bileli beşiktaşlıyım beş yaşındaymışım beşiktaş galatasaray maçı varmış ben herkesle iddalaşıyormuşum biz yenecez diye maçı baştan sona kadar hop oturup hop kalkarak izlemişim maçı kaybetmişiz ağlamaya başlamışım kimseye söylemeden sessizce ağlıyormuşum ağlayarak uyumuşum beşiktaşlı olmak onu hissetmektir! ! ! yendiğinde açıp camı ağzından çıktığı kadar bağırabilmektir..anlatılmaz ki o sevgi.
ÇARŞI kapalının ortasında sıralanan bir gurup değildir. ÇARŞI bir ruhtur. ÇARŞI, New York’da Metro trenine yazılmış
siyah beyaz bir grafitidir, Prag'da duvara yazılmış bir yazıdır, Erzincan'da bir dağın yamacına yazılmış sevgidir,
Adana'da bir rengi bozuk derneğinin duvarlarına boyanmış siyah'la beyazdır, Galatasaray lisesi duvarına yazılmış
'ÇARŞI ULAN' işaretidir. Bir Tiyatro sahnesinde hiç bir dekora uymadan sırtında taşınan kutsal BEŞİKTAŞ
formasındadır ÇARŞI. Zonguldak'ta maden göçüğünden çıkarıldığında ilk nefesle sorulan 'maç kaç kaç? '
sorusundadır ÇARŞI. Hakeme kızdığında 'Satanist hakem' diye bağırıp gündemi takip edenlerdir. Atatürk’e dil uzatan
dönemin milletvekili Hasan Mezarcı'ya 'Hasan Mezarcı'ya kafam girsin' diyen tezahüratıyla Cumhuriyet'in Kemalist
çizgisindeki duruşunun ödünsüz sesidir. Ezik civcivler'in yalakalıklarına 'TEK ADAM, ATAM' yada 'Bir Pankartta
Verhaugen’e Aç Avrupa Şampiyonu Ol Fener' diyen zekadır.CARSI,fenerbahce lisesinde sarı lacivert kıravat yerine
siyah beyaz kıravat takıp dolasabilme cesaretidir'BEŞİKTAŞ aşkını pankartlarda 'Başka Boyutların Tanrısı' diye ifade
eden kalp’dir. Ceza'sı gereği boş kalmış tribünlere 'RUHUMUZ YETER' yazan yüreklerdir. Kaşınanı tesislerinde ziyaret
eden yada ellerine verdikleri 'Cobarde Gallina Ortega (Korkak Tavuk Ortega) ' pankartıyla maymun edenlerdir.
'Erkek Adam Renkli Takım Tutmaz' deyip alemi dut yemiş bülbüle çevirenlerdir. 'Işıklar Söndüğü Zaman Tüm
Fenerliler Güzeldir' pankartıyla herkesi güldürenlerdir. 'Bizim taraftarımız daha fazla' diye böbürlenenlere 'en fazla
sinek'de bokun üzerinde olur' cevabını yapıştıranlardır. Futbolcusuna kızdığında 'Aşkımız renklere sizlere değil' diyen
renk aşkıdır. 2 Km bayrak yapıp dünya rekoru kıran sevgidir, o bayrağın en arkasında hiç bırakmadan duran 72
yaşındaki teyzedir. Dünkü Bükreş maçında televizyonların gösterdiği, o soğukda, ayakta boynunda siyah beyaz
kaşkoluyla titreyerek KARAKARTALLARINI seyreden nine'dir. Tribünde bir doktordur, işçidir, iş adamıdır, okuma
yazma bilmeyen bir sokak çocuğudur, profesördür. Omuz omuza zıplayıp 'Beşiktaşım benim biricik sevgilim' diye
gözünde yaş gırtlağını yırtan Solcusudur, Sağcısıdır, Ateistidir, Hacısıdır, Müslümanıdır, Ermenisidir, Yahudisidir,
Hıristiyanıdır.
Irak işgalinden önce Savaşa karşı duran yurtseverlerin yanındaki ruhtur. Mitinglerde 'BEŞİKTAŞLIYIZ, SAVAŞA
KARŞIYIZ' tezahüratlarında, Tribün'de 'Savaşa HAYIR', 'Amerikan Şahinlerine karşı Karakartallar' pankartlarıyla
tepkisini koyandır. Bir F16 burnuna yapılmış Kartal’dır. ÇARŞI’nın 'A' sını Anarşinin 'A'sıyla yazan güce tapmayan
isyankarlıktır. 'Siyah Beyaz Ölüm Yaşam' diyen felsefedir. Holiganlığı kahpelik, delikanlılığıda hayat felsefesi olarak
benimseyenlerdir. Sevinmek için sevmeyendir, inadına inançla bağlı olandır. Nazım Hikmet'in 'ASLOLAN HAYATTIR'
ına tribünlerin Hacı Babasıyla 'HAYATTA BEŞİKTAŞ' diye ölümsüzleştirenlerdir. Tribüne boydan boya 'Ölüm Ne
Zaman ve Nereden Gelirse Gelsin; Mezarıma Siyah Beyaz Güller Atılacaksa, Mezar Taşıma BEŞİKTAŞ Yazılacaksa,
Böyle Ölüm Hoş Gelsin Sefa Gelsin...' yazan ölümsüz sevgidir. ÇARŞI ruhu BEŞİKTAŞININ uslanmaz asi ruhudur,
BEŞİKTAŞINI taparcasına seven çılgın aşığıdır.
Girilmez yazılı tabelanın tam altındaydı. Ameliyathane-nin o çirkin yüzlü kapısı o ana kadar ona hiç bu kadar soysuz gelmemişti. Başını iki küçük elinin arasına almış, oracığa çömelivermişti. Gözlerinden akan yaşlar Kızılırmak'ın deli suları gibiydi. Varsın aksındı. Hatta hiç durmasındı. Ama doktor amca müjdeli haberi bir an evvel versindi. 'Baban kurtuldu' desindi. 11 yaşındaki o gencecik yüreği şimdi bir ayrı çarpıyordu. Çaresizlik durağında beklemek onu bir hayli yıpratmıştı. Şöyle bir ayağa kalkar oldu. Acıktığını hissetmişti. Ellerine baktı... Kan içindeydi. Üzerinde babasının ona 100. yılda aldığı nostalji formalarından vardı. O günü hiç unutamıyordu. Babası iş çıkışı 'store'a uğramış, akşam yemeğinde ona sürpriz yapmıştı. Heyecandan sabaha kadar formayla dolaşmış, hiç uyumamıştı. Ya şimdi! Babası azraille çatışıyordu. Üstündeki formanın armasını öptü, gözlerini kapadı, ağzından iki üç kelime döküldü: 'Seninle ağladık, senle güldük biz...' Sonra bir duygu sağanağı patladı. Bir türlü gözlerine dolan yaşlara hakim olamıyordu. Formasının alt kısmıyla gözlerini sildi. 'Ne vardı sanki balkona çıkacak' diye kendi kendine hayıflandı. Fenerbahçe maçının atmosferinden etkilenmişti babası... Konya maçından sonra eve geldiğinde şampiyon oldukları sene diktirdiği bayrağı sandıktan çıkarmış, bir güzel ütülemişti. Bayrağı caddeye asacaktı. Ama ip eksikti. Onu da ertesi gün işten gelirken alacaktı. Bu işleri iyi biliyordu. 1982 şampiyonluğunda İstanbul'u bayrak delisi yapmışlardı. Antrenmanlıydı. İpi alıp geldiğinde bir yandan çocuğu ile konuşuyor, maaşını aldığında 1 numaralı Pancu formasını alacağını taahhüt ediyordu. İşte o anda balkonun en bakımsız ve çürük yeri çökmüştü. Babası gözü önünde Beşiktaş bayrağıyla aşağı düşüyordu. Bayrağın balkon demirlerine takılması düşüş hızını kesmişti. Hastaneye nasıl gelmişlerdi hatırlamıyordu. Birden irkildi. Babası hâlâ çatışıyor muydu azraille? Doktor hâlâ neden 'müjde' dememişti? Babası da annesi gibi onu terk mi edecekti? Hüzünler hiç bitmez miydi? Ve kapı açıldı... Doktor karşısında dimdik duran çocuğa ağlamaklı bir sesle ancak 'Kimin kimsen yok mu? ' diyebildi. 'Kurtaramadık' diyememişti bile. Avucunda doktorluğuna lanet edercesine sıktığı bir kağıt parçası vardı. Sessizce uzatıverdi çocuğa... Ufacık elleriyle buruşuk kağıdı düzeltti. Kağıtta; 'Sevdamız uğruna canlar verdik biz Siyahın zindan olsun beyaz aydınlık Herkese nasip olmaz Beşiktaşlılık' yazıyordu.. çArşı işte bu
sevgi yaşamak taraftar ölüm yaşam