© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sesim kıRıldı, seslenemiyorum..
Kurudu SÖZyaşlarım, yazamıyorum...
SİYASET-DEVLETİ ELEŞTİRME ŞU BU SUÇLUYU ARAMA SUÇLU ARAMA BUNLARDAN VAZGEÇMENİN VE MİLLETİN FERTLERİNİN BİR BİRİNİ ŞUCU BUCU DEMEDEN AYRIMSIIZ OLARAK ALLAH2IN KULLARI HEMDE ACİZ KULLARI OLDUKLARININ FARKINA VARMALARI VE BİRBİRLERİNE VE ÖNCELİKLE BİR ŞAHSA ŞUNA BUNA DEĞİL ALLAHA MUHTAC OLDUKLARINI BİLİP VE ALLAH'IN KENDİLERİNİ NE İÇİN YARATTIĞINI BİLİP GÖRMELERİ VE BİR BİRLERİNİN YÜZLERİNE BAKABİLME CESARETİ GÖSTERMELERİNİN YARDIMLAŞMALARININ BİRBİRLERNİ BAZI ŞEYLERDE OILSUN TERCİH ETMELERİNİN PARA,RIZIK,ZENGİNLİK FAKİLİK,GİBİ MADDİ KONULARDA ORTAK BİR DÜNYADA YAŞADIKLARININ VE HERKESİN ADEM VE HAVVANIN ÇOCUKLARI OLDUKLARINN FARKINA VARMASI İÇİN MÜHİM BİR FIRSATTIR Kİ BENLİĞİN VE EGONUN TAVAN YAPTIĞI ŞU AHİR ZAMANDA BİR KUTLU HAZİNENİN BU KARDEŞLİK OLGUSU OLDUĞUNUN FARKINA VARILMASI VE TOPLUMSAL UZLAŞMANIN GÖNÜL ERLERİ ÖNCÜLÜĞÜNDE GERÇEKLEŞTİRİLMESİ İÇİN BİR ZEMİNDİR DİYORUM. TEKRAR HEPİMİZE GEÇMİŞ OLSUN TÜM ADEM VE HAVVANIN SOYUNDAN GELEN GARDAŞLARIMIZA VE BİZE AMİN.
Bizim öğretmen
Fişi yazar,
Ali gel, okula git,
Ali ata bak,
Ali'ye emir kipiyle konuşur,
hem sanki bütün işi Ali yapacak,
Ali sanki babasının oğlu,uşağı,
biz ilme aliyle başladık ama,
şükür Ali'ye emir kipiyle konuşmadık.
Önce bana Ali'yi anlat,
Ali nedir? kimdir?
kime denir?
hayatı nedir?
şahsiyeti nedir?manası nedir?
A harfiyle Ali kelimesi başlar,
a harfiyle Allah kelimesi başlar,
ali Allah'ın kuludur,
askeridir,
memurudur,
bana bunu anlat hoca,
ali nedir kimdir,
şahsiyeti nedir,
Ali gel okula git.
Ali'ye emir kipile konuşma,
Ali Muhammed'in ammizadesi ve veziridir,
Bizim öğretmen
Fişi yazar,
Ali gel, okula git,
Aliye emir kipiyle konuşur,
Sonra bizi şu kurtardı bu kurtardı,
Allah'sız bir kurtuluş diye birşey yok hoca,
Allah'sız bir bela da yok,
bana a'yı anlat,
bana Allah'ı anlat.
bana bir harf dahi öğretmemişsin be hoca,
neyine 40 yıl kölelik bekliyorsun,
Hem de Ali kelimesini kullanarak....
Bütün hayatım altüst olmuştu,
ben ise kıvranma peşindeyim,
Yurt yurt gezmekteyim,
okula gitme gibi bir adetim olmadı olamadı,
ancak birinci sınıftayım,
öğretmen abimin arkadaşlarıyla ortaklaşa kiraladıkları evdeyim,
evin anahtarını ancak alabildim,
yarın anayasa sınavı var ve ben hala derse konsantre olup çalışamadım çünkü zamanı -tabiri caizse- adeta sürünerek geçirmiştim,
zira 1 tl lik yemek parasını dahi bulamaz haldeydim.
sonra bizimkilerden izin istedim sınava hazırlanacaktım,
biraz anayasaya baktım çalışacaktım çalışmalıydım ve
az da olsa çalıştım derken,
uykuya daldım mı dalmadım mı tam hatırlamıyorum bile,
saat gecenin bilmem kaçı,
bir uğultu,
demir yüklü bir tren sesi gibi,
yerin taa dibinden,
çaresizim duvarlar çatlıyor ve en fazla kapıya kadar bir iki adım... sağ elim beşparmakla beraber duvara yaslı ve sanki orada dur der gibi...her şey kilitlendi sanki önden bir set arkadan bir set çekildi,
Sadece dilimden Ya Rabbi kelimesi zikredildi,
neyse deprem bitti gürültü bitti... ben de yatak elbisemle dışarı çıkabildim,
insanlar dışarıda sanki mahşervari bir kalabalık seziyordum,
herkes şokta, millet bir birini soruyor, sanki bir elektrik şoku yemiş gibi olduk,
sonrası sabah oldu ve deniz köşkler,gümüşpala e- beş kara yolu her iki taraf da insan eti kokuyor ömrümde bu kokuyu hiç almamıştı burnum,
İETT otobüsünde yolcular sağa sola bakıyor,
sanki dedim ya mahşer olmuştu san ki kıyamet kopmuştu,
sonra mı Beyazıt'a, meydana kadar gittim o kapıda şöyle bir ilan gördüm sınav ertelenmişti.
evet bu hayat bir imtihan hayrıyla, şerriyle,
ve Rabbini zikreden Rabbini bu dünyada yalvaracak yegane ilah bilen kişi ve Rabbine nida edip yalvaran kişiler hem bu dünyada hem öbür dünyada kurtulacak,
ancak şu ki ölüme katiyyen bir çare yok mutlak öleceğiz...GEÇMİŞ OLSUN.MARAŞ,GEMİŞ OLSUN ADIYAMAN GEÇMİŞ OLSUN URFA GEÇMİŞ OLSUN DİYARBAKIR GEÇMİŞ OLSUN KİLİS GEÇMİŞ OLSUN ADANA GEMİŞ OLSUN URFA GEÇMİŞ OLSUN OSMANİYE TÜRKİYE GEÇMİŞ OLSUN ALLAH'IN ONCA VARLIK İÇİNDE İNSAN OLARAK YARATMIŞ OLDUĞU TÜM KULLAR.HEPİMİZE GEÇMİŞ OLSUN.
Allah var ve kullarını unutmadı unutmaz yeter ki kul Rab desin.
Deprem bana Allah'ı hatırlattı,dünya ve içindekilerin çoğu ise unutturdu, Allah tekrar kendini hatırlattı...Unutmamak dileğiyle bize hayatı ikram eden Allah'a şükürler olsun amin.
başına bir musibet bir bela geldiğinde şöyle geri çekilip hayatın fotoğrafını ve yaşadıklarının fotoğrafını çekip acaba şu soruyu hiç sordun mu,Allah bizden ne istiyor?
sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde olurum
kötü geçen bir güzü
ve umutsuz bir aşkı anlatan
rüzgarla savrulan
kağıt parçalarına
yazılmış
dağıtılmamış
bildiriler gibi
uzun bir yolculuğa hazırlanan
yalnız bir yolculuğa.
çünkü beyaz bir gemidir ölüm
siyah denizlerin hep çağırdığı
batık bir gemi
sönmüş yıldızlar gibidir
yitik adreslere benzer
ölüm
yanık otlar gibi.
Sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde
ÖLÜRÜM...
Behçet Aysan
SUSMA'yın ne olur.?
"BEN BURADAYIM" deyin gecenin karanlığına ve soğuğuna inat. Yüreğimiz geceden donuk, ses verin ısınacak tüm Türkiye.!
SUSMA'YIN NE OLUR.!!!
D/Uyuyor musun?
Hayat boğazımdan geçmiyor...
ve son Süleyman Hz.mehdi as mi bulun derim.yada şimdiden görmeden inanın mübarekler.
mühür kimdeyse Süleyman odur
1541 BU DİN KUŞATMASI KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
Sabahın keskin ayazında o güzel gözlerinde ölüyorum sımsıcak bir şekilde. Azrail kıskanıyor, son nefesimi sana verirken.
Bana kulak ver ki,
Sana ses olayım....
mektupları yırtıp attın diyelim
resimleri bir bir yaktın diyelim
bir mazi var onu nasıl silelim
sen beni ömrünce unutamazsın......
Özledim sesini, ne olur konuş
Bir gül açtır zamanların ötesinden
Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün, gel
Gök mavisinden, deniz mavisinden
Bana bir şarkı söyle...
İçimde bir şey kımıldıyor
Gözlerim kan çanağı, yorgunum, uykusuzum
Bir baksana ne haldeyim, deli divane
Yaralıyım, çaresizim, umutsuzum
Bana bir şarkı söyle...
Yağmur ol yağ üstüme, güneş ol ısıt
Dökül karanlığıma ışıklar gibi
Al beni, en uzaklara götür
Sesin aksın içimde bir pınar gibi
Bana bir şarkı söyle...
Bütün renkleri kat birbirine
Buram buram bir turuncu getir geçen yazdan
Bir tüy gibi, bir bahar dalı gibi
Hafiften, inceden, güzelden, en beyazdan
Bana bir şarkı söyle
Bazen, kar nasıl hazin yağa, r bilirsin
Kurşuni bir gökyüzünden ağlamaklı
İşte öyleyim, kapkarayım bugün gel
En hüzünlü sesinle, en dokunaklı
Bana bir şarkı söyle....
Ümit Yaşar Oğuzcan
İ.N. sen'in çok başka oldugunu vedalaşınca anladım!!
"Hatırladıgın sürece o hikaye bitmemiştir."
Yıldızlar görse bendeki güzelliğini
Birer birer düşerler içimdeki denize,
Aydınlanırım, o kadar aydınlanırım ki,
Bana gelirsin...
Bahar anlarsa duyduğum üzüntüyü,
Bütün dallarını uzatır kalbime doğru
Çiçeklenirim, o kadar çiçeklenirim ki,
Bana gelirsin...
Din duysa ettiğim ibadetleri
Bütün mihraplarıyla çevrilir bana
Büyürüm, o kadar büyürüm ki,
Bana gelirsin...
İçimde bir kere görsen güzelliğini
Garkolursun nurdan bir âleme
Bulmak için, kendini bulmak için
Bana gelirsin...
Yıldızlar görse bendeki güzelliğini
Birer birer düşerler içimdeki denize,
Aydınlanırım, o kadar aydınlanırım ki,
Bana gelirsin...
Celal Sılay
Son nefesim ol, içime es...
Sen benim,
Yazılmamış şiirim,
Söylenmemiş şarkım,
Gidilmemiş yolum,
Keşfedilmemiş dünyamsın...
Sana önceden yazdığım dizeler yalan söylüyordu;
Seni bundan daha çok sevemem, diyenler hani;
Ama o zamanlar, aklım bir türlü almıyordu,
İçimdeki alevin daha da parlak yanabileceğini.
Oysa zaman,kralların fermanını bile değiştirir,
Yeminler arasına girer, milyonlarca oyunuyla,
Kutsal güzelliği karartır, sivri niyetleri köreltir;
Nice dik başları değişimin çarkına uydurur sonunda;
Heyhat! Ben de zaman denen zorbanın korkusuyla,
'En çok şimdi seviyorum seni,' diyemez miyim;
Aşkımdan kuşku duymadığım, en emin olduğumda,
Geleceği unutup, o güne taç giydiremez miyim
Aşk bir bebek olduğuna göre...
Hayır, bunu diyemem,
Büyümesini sürdüren şeyi,
Büyümüş gibi göremem....
William Shakespeare
Orada mısın?
Koyu mavilikte
bir an
dur ve dön:
Buradayım-
buraya dek uzanıyor
derinliğin.
Sessizliğim:
orada
duyuruyor mu beni sana
buradan,
rüzgarın dalları
bir an
bıraktığı aralarda?
Ara ara
dokunuyorum sana
buradan
oraya.
Buradasın:
ulaştım sana.
Burada:
yumuşak yumuşak
renklerle çizgilerle
geciktirsen de gelişimi
bir çığ gibiyim artık
doruklarında toplanan.
Buradasın-
burada:
yorgun beynim
bitkin gövdem
kımıltılarla
yaklaşırken sana,
incecik bileklerin
koştu bana,
karşıladı
bezgin devinimlerimi
dipdiri gerilimlerle.
Buradasın-
burada:
yanımda...
Oruc Aruoba
Topraklar, gül suyu verirken
Kaynayan yaralara.
Zıpkın yiyen bir balığın
İlk çığlığında sevdim ben seni.
Rüzgarlardan gizli,
Somun kokusu barındıran gecelerin sırrında,
Bir geleceğin kızıllığında;
Ateşten bedel ödemiş bir kırmızının
Güzelliğinde sevdim ben seni.
Taner Kocakaya
Orada mısın?
Göremiyorum seni-
öylesine yoğun bir karanlık
uzanıyor ki benden sana
gözlerim
delinmiş gibi.
Oradasın.
Görüyorum seni-
öylesine yoğun bir aydınlık
ulaşıyor ki benden sana
gözlerim
dirilmiş gibi.
Oruç Aruoba
Yeter olsun gözlerinde ışık fırtınası
Sözlerinde baskı yasası, yeter !
Hangi kavgayı özlesem, suskunum sana
Zafer sabahlarında gece kadar
Bayram sabahlarında yas kadar suskun
Böyle güzelliklere de
Böyle suskunluklara da lanet olsun
Al bu suskunluğumu, al artık
Al ki,
Bütün gürültüler kahrolsun...
Adnan Yücel