Attığım her adım Bir sonraki belayı çağırıyor Ve Her yeni bela bir öncekini aratıyorsa Derhal bu kısır döngüyü kır Zinciri kopar Ve Attığın bu bataklıktan beni çek kurtar !
Ne söylediğinin yada ne yazdığının bir önemi yoktur. Önemli olan ne yaptığındır... Nasıl bir tepki verdiğin, nasıl davrandığındır... Cümlelerin arasındaki mimiğindir esas olan jestindir... Söylemediklerindir, yazmadıklarındır... Güven, süreç ister... Öyle anlık bedavadan alınıp satılan bir şey değildir.. En önemli şey güvendir..
Sen ki Gökte parıl parıl parlayan bir yıldızdın... Silinip gitmesin adın...
Gecenin karanlığında dalgalı bir denizin yüzüne yansıyan sabaha çıkamayacak bir yakamoz Ya da Adeta suya yazılan bir yazı gibi Kaybolmamalı... Unutulmamalısın...
Perdeleri yırtan, Kırmızı çizgileri hoyratça defalarca aşan bir insan Elde ettiği ile tatmin olamaz Umduğuyla mutlu olamaz... İlk düğmeyi doğru iliklemek Ve Temiz başlangıçlar lazım hayatta...
Ne bileyim doldursan Parmaklarımın arasını Ellerimi Avuçlarımı Başımı Dudaklarımı Ağzımı Boynumu Omuzlarımı Kollarımı Kucağımı Dizlerimin üzerini Şöyle sele serpe uzansan üzerime Kaplasan bedenimi Ne bileyim doldursan Bu öyle bir boşluk ki, Gecenin insafına bırakma beni...
Karıncalara basmamak için özen gösteriyorum Mayıs çiçekleri de açmış bembeyaz Çiçekleri çok seviyorum Bilmiyorum Aklıma nereden geldi Seninle üç beş tane çocuğumuz olsa ne iyi olur değil mi...
Bugün içimde kıpırtı Yürüdüm deniz kenarında Hava da tam içim gibi Ne yağdı yağacak Ne de güneş açtı açacak Bir de kuşlar Geçimlerinin derdinde Ne yapsın zavallılar Hiç durmadan çalışıyorlar Evet Bugün içime aktın Yaşamam için bir umut bıraktın
Attığım her adım
Bir sonraki belayı çağırıyor
Ve
Her yeni bela bir öncekini aratıyorsa
Derhal bu kısır döngüyü kır
Zinciri kopar
Ve
Attığın bu bataklıktan beni çek kurtar !
Siyasetini başına çal, ya içimden defol git ya da beni yanına al !
Ne söylediğinin yada ne yazdığının bir önemi yoktur.
Önemli olan ne yaptığındır...
Nasıl bir tepki verdiğin, nasıl davrandığındır...
Cümlelerin arasındaki mimiğindir esas olan jestindir...
Söylemediklerindir, yazmadıklarındır...
Güven, süreç ister...
Öyle anlık bedavadan alınıp satılan bir şey değildir..
En önemli şey güvendir..
Görmemişliğime
Hayranlığıma
Cahilliğime ver...
Herşey öyle uyumlu
O kadar içine çekici
O kadar gerçekçi ki
Affet...
Cesaretime
Aşkıma
Cehaletime ver...
Sen ki
Gökte parıl parıl parlayan bir yıldızdın...
Silinip gitmesin adın...
Gecenin karanlığında
dalgalı bir denizin yüzüne yansıyan
sabaha çıkamayacak bir yakamoz
Ya da
Adeta suya yazılan bir yazı gibi
Kaybolmamalı...
Unutulmamalısın...
Perdeleri yırtan,
Kırmızı çizgileri hoyratça defalarca aşan bir insan
Elde ettiği ile tatmin olamaz
Umduğuyla mutlu olamaz...
İlk düğmeyi doğru iliklemek
Ve
Temiz başlangıçlar lazım hayatta...
Gelgitler...
Savrulmalar...
Çalkalanmalar...
Ne bu acı çekmeler falan filan...
Sevgili
Gel, aşkta sabit kadem kıl...
Kötü şey yoktur.
Bir şeyin ya kendisi güzeldir ya da neticesi...
Bazen kırk yıl arasa bulamayacağı bir fırsat, insanın ayağına kadar gelir de, elinin tersiyle itiverir...
Sevgili
Bilir misin çaresizlik ne?
Çaresizlik, gözlerinde...
Bir merhaba demek bu kadar zor olmamalı
Hangi köyden
Hangi mahalleden olursan ol
"Merhaba"
"Merhaba"
Bu güneş hepimizin
Bu sabah bizim
Bir merhaba demek bu kadar zor olmamalı
Kelebekler uçuşuyor
Irmaklar akışıyor
Ben anlatayım sen dinle
Sen anlat ben dinleyeyim
Bu bahar bizim
Bir merhaba demek bu kadar zor olmamalı
Getir yiyeceklerini
Benimki de ortada
Çağıralım
Çoluğumuzu çocuğumuzu
Sevdiklerimizi
Yiyelim içelim
Bu aşk
Bu topraklar bizim
B.Ş.
Ne bileyim doldursan
Parmaklarımın arasını
Ellerimi
Avuçlarımı
Başımı
Dudaklarımı
Ağzımı
Boynumu
Omuzlarımı
Kollarımı
Kucağımı
Dizlerimin üzerini
Şöyle sele serpe uzansan üzerime
Kaplasan bedenimi
Ne bileyim doldursan
Bu öyle bir boşluk ki,
Gecenin insafına bırakma beni...
Şair, şiiriyle tam doyurmalı !
Altını, üstünü tam doldurmalı...
Eksiksiz, fazlasız...
Buğday gibi, başak gibi...
Masa gibi, sandalye gibi olmalı...
Herkese isyan eden bu yüreğim
Bir tek sana yenik
Sana bitik
Sana mahkum
Olmasada yanında
Yanındaymış gibi SEVMEK
Tenine dokunmadan
Kokusunu bilmeden
Ellerini tutmadan
Gözlerine dalmadan
İşte böyle
ÖZLEMEKTIR SEVMEK
Kalbim güçlü kelimelerin ağırlığını taşıyamıyor!!!
Bahanelerin ve gerekçelerin rahatlatıcı uyuşukluğundan kaçarak hesaplaşmalıyız.
'Ne çok gülmüşümdür, içinde binlerce kötülük bulunan ama kendini iyi biri zanneden zayıflara.'
Sırtımda dağ taşımışım yıllar yılı. Bırakınca yüklerimi hızlandı dizlerim...
Değildir kahraman yalnız er kişi,
Bir arslan, arslandır olsa da dişi.
Ziya Gökalp
Karıncalara basmamak için özen gösteriyorum
Mayıs çiçekleri de açmış bembeyaz
Çiçekleri çok seviyorum
Bilmiyorum
Aklıma nereden geldi
Seninle üç beş tane çocuğumuz olsa ne iyi olur değil mi...
Bugün içimde kıpırtı
Yürüdüm deniz kenarında
Hava da tam içim gibi
Ne yağdı yağacak
Ne de güneş açtı açacak
Bir de kuşlar
Geçimlerinin derdinde
Ne yapsın zavallılar
Hiç durmadan çalışıyorlar
Evet
Bugün içime aktın
Yaşamam için bir umut bıraktın
Saatler sürsün
Aylar sürsün
Sen zaten bir ömürsün
Bir sağa döneyim
Bir sola döneyim
Üst üste, alt alta…
Geceyi kaldırıp atıp
Hep seni örtüneyim
Öpüşlerim
Boynuna, kulağına…
Burnuna, yanağına…
Tükenişlerim
Gerdanlığına…
Asil'im
Her gece her gece şiirleşelim...
Kelimelerimi toparlayamıyorum
Kuğu...
Büyü...
Buğu...
Su !
Bütünlüğü sen sağla..
Cezve..
Kahve...
Telve...
Zevce !
Dokunulmazımsın...
Sokulunmazımsın...
Bulunmazımsın...
Azımsın...
Yaklaşılmazımsın...
Aşılmazımsın...
Azımsın...
Aşka…
Sana doyulmaz !
Seni yaşamak bitmez !
Ey güzel ülke
Beni mezarlarına göm
Sana hasret
Sana aç, sana bîilaç
Sana sersefil ölüp gittiğimde…