Bilenim, Başım öyle çok ağrıyor ki. Kalabalık. Bu sesler, alkış, sonu nola? Bilenim, sese mi yürümeli? Sanki geldiği yer cehennem. Huzurum ey! Neredesiniz? Çok kalabalık. Arkamda mısınız? Tutunduğum dal, geliniz...
nirvanaya ulaşmış, tırışkadan öten bülbül......üzerimde şu an iki numara bol duruyo gibi....bakarsın ben bir beden büyürüm, veya o bir beden küçülür de ortalarda buluşuruz be evlat! ......izle ve gör! ......- :))
Uzak doğuda bir Budist tapınağı,bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu. Burada geçerli olan incelik, anlatılmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti. Bir gün tapınağın kapısında bir yabancı geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda bir tokmak, çan veya zil yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı. İçerdeki Budist, kapıda duran yabancıya baktı. Gelen yabancı, tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu. Budist bir süre kayboldu, sonra ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve yabancıya uzattı. Bu yeni bir aracıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yabancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir gül yaprağını kabın içersindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı. İçerdeki Budist saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı...
Bir marifetdir ki, her şeyi görür, ve tümünün anlamda yok olmasını kavrar.- Hallac.
Sormuşlar:
'Ey bilge, ne temennî ederdin? '
— Doğmamış olmayı.
— Ama doğdun, şimdi ne temennî ediyorsun?
— Ölmüş olmayı.
Blake der ki, ahmak kişinin yüreği dilindedir..bilge kişinin ise dili yüreğindedir..
yani hissettiğini hemen söylemez..bizim dilimizle de Yûnus şöyle söylemiş aynını:
Söylememek harcı söylemenin hasıdır
Söylemeklik harcısı gönüllerin pasıdır...
Daha değil, henüz olmadım..
Bilenim,
Başım öyle çok ağrıyor ki. Kalabalık. Bu sesler, alkış, sonu nola?
Bilenim, sese mi yürümeli? Sanki geldiği yer cehennem.
Huzurum ey! Neredesiniz?
Çok kalabalık. Arkamda mısınız?
Tutunduğum dal, geliniz...
bilgelik nedir beyler yardımm! ! !
'Bilgelik, sadece bilmek değil, aynı zamanda bilgiyi hayata uygulamak ve mutlu olmayı da başarmaktır.'
Alain
Bilge benım adımdır,ama ben adımı hıc sevmem cunku bana gore,ukala anlamı tasımaktadır haz etmem...
Bilmediklerinin farkında olandır.
Vazgeçmeyi bilendir.
ferrasini satıp himyana dağlarına giden garip şahsiyet....
(spesifik) kitapta her sayfada en az 10 tane geçen sözcük
bilgeler yemek yemez.
yok sana börek ;))
nirvanaya ulaşmış, tırışkadan öten bülbül......üzerimde şu an iki numara bol duruyo gibi....bakarsın ben bir beden büyürüm, veya o bir beden küçülür de ortalarda buluşuruz be evlat! ......izle ve gör! ......- :))
'entry' miz... nirvanaya sıfır çeyrek...yılmak yok! ...Pp
Uzak doğuda bir Budist tapınağı,bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu.
Burada geçerli olan incelik, anlatılmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti.
Bir gün tapınağın kapısında bir yabancı geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda bir tokmak, çan veya zil yoktu.
Bir süre sonra kapı açıldı. İçerdeki Budist, kapıda duran yabancıya baktı.
Gelen yabancı, tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu.
Budist bir süre kayboldu, sonra ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve yabancıya uzattı.
Bu yeni bir aracıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti.
Yabancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir gül yaprağını kabın içersindeki suyun üstüne bıraktı.
Gül yaprağı üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı.
İçerdeki Budist saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı.
Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı...
Yön tayin eden ve gösteren
Önder.
bildiklerini toplum için kullanandır...
güzel bir kız çocuğu ismi..
Bildiklerini yorumlayabilen.