Beyt ül Hikme yani hikme giller gibi mardin'de eski ve geniş sülalelerin lakapları vardır genellikle hayvan isimleri konulmuştur beyt ül hindi,beyt ül armuşa,mesela ben bir beyt ül cemel yani cemel gillerden günümüzdeki ismiyle erdeve lerdenim daha geniş bilgi için bakınız www.erdeve.com veya mardindeki lakaplar.
Bir rivayete gore Aristoteles halife Memnun'un ruyasina girmis ve kendisinden mutlulugun kaynagi olan felsefeyi gelistirmesini istemis. 832'de Bagdat'ta Beytülhikme'nin yani 'Bilgelik Evi'nin kurulmasiyla bu ruya gerceklesmis. Bu kurum butun Yunanca eserlerini sistemli bir bicimde cevirmis.
Simdi bu tarihi olaya hemen ''iste iste musluman alimler taklitci, kopyaci'' diye ustu kapalı olarak dine saldirirlar. Allah'a inanmayandan Allah'in kudretini goremesi tabii beklenemez. Fakat bilmezler mi, Ronesans olsun, yasamis cogu batili alim de bizim alimlerimizden etkilendigini. Ya da bilmezler mi, putperestlik diye tum Eski Yunan'a ait eserleri Avrupa yakarken bizim alimlerimizin koskoca bir Tarihi kurtardigini. Allah'in kudretine inanmayanlar bari Felsefe bilim tekonolojisine tanik olsunlar. Eski yunan filozoflarından geriye kalan eserleri gidip orjinalerini sıkıyorsa bulsunlar, bakalim en eski bulacaklari eser Arapca mi yoksa Latince mi...
Zaten taklit de degil olay; etkilenmektir ama o da bir yere kadar dogrudur. Cunku sadece etkilenmekle kalmamis gerektiginde karsi fikirler uretmis, elestirmisler, gelistirmislerdir.
Ruya muya ama su andaki tekonolojimiz, felsefe-tarih-dusunce gibi ilmi-bilmi olan pek cok sey bahsettigim ruyaya baya borcluymus megersem :)
Beyt ül Hikme yani hikme giller gibi mardin'de eski ve geniş sülalelerin lakapları vardır genellikle hayvan isimleri konulmuştur beyt ül hindi,beyt ül armuşa,mesela ben bir beyt ül cemel yani cemel gillerden günümüzdeki ismiyle erdeve lerdenim daha geniş bilgi için bakınız www.erdeve.com veya mardindeki lakaplar.
kütüphane
Medresenin Abbasilerdeki karsiligi..
Bir rivayete gore Aristoteles halife Memnun'un ruyasina girmis ve kendisinden mutlulugun kaynagi olan felsefeyi gelistirmesini istemis. 832'de Bagdat'ta Beytülhikme'nin yani 'Bilgelik Evi'nin kurulmasiyla bu ruya gerceklesmis. Bu kurum butun Yunanca eserlerini sistemli bir bicimde cevirmis.
Simdi bu tarihi olaya hemen ''iste iste musluman alimler taklitci, kopyaci'' diye ustu kapalı olarak dine saldirirlar. Allah'a inanmayandan Allah'in kudretini goremesi tabii beklenemez. Fakat bilmezler mi, Ronesans olsun, yasamis cogu batili alim de bizim alimlerimizden etkilendigini. Ya da bilmezler mi, putperestlik diye tum Eski Yunan'a ait eserleri Avrupa yakarken bizim alimlerimizin koskoca bir Tarihi kurtardigini. Allah'in kudretine inanmayanlar bari Felsefe bilim tekonolojisine tanik olsunlar. Eski yunan filozoflarından geriye kalan eserleri gidip orjinalerini sıkıyorsa bulsunlar, bakalim en eski bulacaklari eser Arapca mi yoksa Latince mi...
Zaten taklit de degil olay; etkilenmektir ama o da bir yere kadar dogrudur. Cunku sadece etkilenmekle kalmamis gerektiginde karsi fikirler uretmis, elestirmisler, gelistirmislerdir.
Ruya muya ama su andaki tekonolojimiz, felsefe-tarih-dusunce gibi ilmi-bilmi olan pek cok sey bahsettigim ruyaya baya borcluymus megersem :)