eski mısırlılar gerçekten orijinal bir parfüm yaratmak için öne çıkacak ve diğerlerini bastıracak ekstra bir nota, son bir esans eklenmesi gerektiğine inanırlardı. efsaneye göre bir gün firavunun mezarında bir amfora bulunmuş. amforayı açtıklarında bir parfüm o kadar güzel ve güçlüymüş ki bir an için dünyadaki herkes kendini cennette sanmış. 12 esans tanımlanabilmiş, ama en önemlisi olan on üçüncü asla belirlenememiş. *neden? -neden mi? -ne demek, neden? -çünkü bu bir efsane, mankafa! *efsane nedir? -boş ver...
tıpkı müzikteki akorlar gibi parfüm akorunda da dört esans ya da nota bulunur. aralarında armonik bir ilişki olması için özenle seçilirler. her parfümde üç akor bulunur. baş, kalp ve temel yani toplam 12 nota baş akoru ilk izlenimi verir, birkaç dakika sonra yerini kalp akoruna bırakır, kalp parfümün temasıdır. birkaç saat sürer, son olarak da, taban akoru parfümün bıraktığı iz, birkaç gün sürer.
- bu kadar yürekten çağırma beni, bir gece ansızın gelebilirim, beni bekliyorsan uyumamışsan sevinçten kapında donabilirim + kapıda naparsın naparsın - donabilirim + oğlum donabilirim değil ölebilirim. - belki ben donarak oluyorum dimi emel hanım? + niye donuyorsun oğlum - gece soğuk olmaz mı? + şarkıda donulurmu be - ben şarkıda donmuyorum ki kapıda donuyorum...
Baby Houston: Ben mi? Ben her şeyden korkarım… Gördüğümden, yaptıklarımdan ve kim olduğumdan... Ama bunlardan daha da fazlası, bu odadan çıkıp gitmekten ve hayatımın geri kalanında bir daha asla burada hissettiğim gibi hissedememekten korkuyorum… Senin yanındayken hissettiğim işte bu…!
bir boşluktayım, hafızam silinmiş...gökten bilmediğim mekana düşmüş gibiyim.. çok özlemiş olmalısın... yürüyorum hızlı adımlarla, karanlık ama korkmuyorum... bilmediğin gözlerimden bahset...ellerimin tanımadığın sıcaklığını anlat...beni düşündüğünde içinde aynı anda kaç çiçek filizleniyor..hadi anlat.. günlerdir içimde...çığlık çığlığa söyleyip de..kimsenin duymadığı..kimsenin bilmediği aşkı itiraf ettim...içinde senin adının geçtiği...
Arkadaşlar bu terimi sadece filmlerde ki repliklere bağlı kalmayalım kendi repliğiimizi kendimiz yazalım diye ekledim.Belki ilerde bütün replikleri biriktirip bi film yaparız ha :)
Birkaç örnek:
*Hayır yanılıyorsun unuttuğum senin gözyaşların değildi tersine onlar hiç aklımdan çıkmadığı için terkettim seni.benim yanımda olduğun sürece hep ağlamaya mahkum olacaktın bu yüzden bende kendi acılarımı ve senin acılarını almış ve gitmiştim.
**Bir naylon tobanın doğaya dönüşünün 150-200 bin yıl süreceğinden söz edip duryorsun; prki ya ben ben ne olacağım hiç bir zaman doğaya dönemiyeceğim hep bir pislik doğanın sırtında bir kambur olarak kalacağım.
Arkadaşlar bu terimi sadece filmlerde ki repliklere bağlı kalmayalım kendi repliğiimizi kendimiz yazalım diye ekledim.Belki ilerde bütün replikleri biriktirip bi film yaparız ha :) Yani başka filmlerin değil kendi filminizin repliğini yazın.
****Yürürken çok şey düşünüyor insan değilmi.
Bu repliğin aslında uzun bir girişi olacaktı ama şu ana bu repliğin güzelliğine uyduramam diye yazmamayı tercih ettim.belki sonra yazarım düzelterek.
Olay prodüksiyon şirketinde geçmektedir.Çiçeği burnunda senarist yapımcıya heyecanla yeni hazırladığı filmi anlatmaktadır: -Tevfik abi...Bu sefer yırttık abi.Testere 3 ü ben çekicem gavurlardan önce... -Ne diyosun (isim) ya! Delirdin mi sen bi git...İşim başımdan aşkın benim. -Abi bi dinle yaw.Filmin müziğini biile düşündüm. -? ? -Gel testereeee gel testereeee bitsiin bu gurbeeett! -Sigigi laaaannn!
“Ve insanlar Homeros’un cennetindekiler gibi kucakladın mı kayboluyorlar. Hepsi birer gölge. Teneke bile değiller. Sevgi garip bir yangın. Yaşaması için büyümesi gerek. O yangına herşeyini atacaksın; zamanını, gururunu, dehanı. Ve kül olacaksın. İnsanlar ondan korkuyor, ondan yaşamıyorlar. Sonsuz karşısında cücenin korkusu..”
Murphy: Hey Tars, dürüstlük parametren ne?
Tars: Yüzde doksan.
Murphy: Yüzde doksanmı?
Tars: Duygusal varlıklarla iletişim kurarken tam dürüstlük ne diplomatik nede çok güvenli sayılır.
Murphy: Tamam yüzde doksan olsun Doktor Brand.
İnterstellar: Yıldızlararası.
eski mısırlılar gerçekten orijinal bir parfüm yaratmak için öne çıkacak ve diğerlerini bastıracak ekstra bir nota, son bir esans eklenmesi gerektiğine inanırlardı. efsaneye göre bir gün firavunun mezarında bir amfora bulunmuş. amforayı açtıklarında bir parfüm o kadar güzel ve güçlüymüş ki bir an için dünyadaki herkes kendini cennette sanmış. 12 esans tanımlanabilmiş, ama en önemlisi olan on üçüncü asla belirlenememiş.
*neden?
-neden mi?
-ne demek, neden?
-çünkü bu bir efsane, mankafa!
*efsane nedir?
-boş ver...
Perfume: The Story of a Murderer
tıpkı müzikteki akorlar gibi parfüm akorunda da dört esans ya da nota bulunur. aralarında armonik bir ilişki olması için özenle seçilirler. her parfümde üç akor bulunur. baş, kalp ve temel yani toplam 12 nota baş akoru ilk izlenimi verir, birkaç dakika sonra yerini kalp akoruna bırakır, kalp parfümün temasıdır. birkaç saat sürer, son olarak da, taban akoru parfümün bıraktığı iz, birkaç gün sürer.
Perfume: The Story of a Murderer
Ayşe: Benim için bir tek sen varsın Haşmet.
Haşmet: Benim için de sen.
Ayşe: Ne yapacağız şimdi bundan sonra?
Haşmet: Bilmem. Ama, yaşıyoruz, iki kişiyiz, birbirimizi seviyoruz. Korkma, dünyada her zaman inanılacak sağlam şeyler bulunur..
Ah Güzel İstanbul
- bu kadar yürekten çağırma beni, bir gece ansızın gelebilirim, beni bekliyorsan uyumamışsan sevinçten kapında donabilirim
+ kapıda naparsın naparsın
- donabilirim
+ oğlum donabilirim değil ölebilirim.
- belki ben donarak oluyorum dimi emel hanım?
+ niye donuyorsun oğlum
- gece soğuk olmaz mı?
+ şarkıda donulurmu be
- ben şarkıda donmuyorum ki kapıda donuyorum...
Gene saklandın di mi o camekanların ardına
Benim babam zengin, alacağım mıstığı, binicem sırtına vurucam kırbaçı...
Ben aşkı kurbağaların bacaklarına benzetiyorum. Islak, gevşek.
-neden uçmuyor İnci?
-uçar bi gün
Bitişlerde bile, dönüp gülümsemek benim karakterimdir.
sarhoşken söylenmiş her söz, ayıkken düşünülmüştür...
kadınlar; tabancadan bile tehlikelidir...
Sakın bana masum olduğunu söyleme çünkü bu benim zekama hakarettir...
'Ne kadar yalnızdır krallıgı olmayan bir prens ve içtenliği olmayan bir adam'
El Espinazo Del Diablo
Her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım. Çok fazla var, sanki her an için kafama cam parçaları batıyor. Anlıyor musun?
Karanlıktan korkuyorum patron lütfen ışığı kapatma…
John Malkovich
Bu gün müjganda bi haller vardı. gazozunu içmedi....
Bu gün müjgan güzel bile değildi...
[Ah Müjgan Ah filminden]
Sessiz film benimki, repliği yok...
Baby Houston: Ben mi? Ben her şeyden korkarım… Gördüğümden, yaptıklarımdan ve kim olduğumdan... Ama bunlardan daha da fazlası, bu odadan çıkıp gitmekten ve hayatımın geri kalanında bir daha asla burada hissettiğim gibi hissedememekten korkuyorum… Senin yanındayken hissettiğim işte bu…!
* Dirty Dancing Filminden.
Benimki doğa üzerine belgesel olduğundan repliği yok..
Hayatımda senın kadar kitap okuyan ve senın kadar yanlış yoruımlayan baska bırını görmedım.(sadece sozler aklıma kalmıs hangı fılmden unuttum)
Bütün kelimeler kullanıldı,tüm cümleler kuruldu.
yaşasın sessiz sinema./
bir boşluktayım, hafızam silinmiş...gökten bilmediğim mekana düşmüş gibiyim..
çok özlemiş olmalısın...
yürüyorum hızlı adımlarla, karanlık ama korkmuyorum...
bilmediğin gözlerimden bahset...ellerimin tanımadığın sıcaklığını anlat...beni düşündüğünde içinde aynı anda kaç çiçek filizleniyor..hadi anlat..
günlerdir içimde...çığlık çığlığa söyleyip de..kimsenin duymadığı..kimsenin bilmediği aşkı itiraf ettim...içinde senin adının geçtiği...
Arkadaşlar bu terimi sadece filmlerde ki repliklere bağlı kalmayalım kendi repliğiimizi kendimiz yazalım diye ekledim.Belki ilerde bütün replikleri biriktirip bi film yaparız ha :)
Birkaç örnek:
*Hayır yanılıyorsun unuttuğum senin gözyaşların değildi tersine onlar hiç aklımdan çıkmadığı için terkettim seni.benim yanımda olduğun sürece hep ağlamaya mahkum olacaktın bu yüzden bende kendi acılarımı ve senin acılarını almış ve gitmiştim.
**Bir naylon tobanın doğaya dönüşünün 150-200 bin yıl süreceğinden söz edip duryorsun; prki ya ben ben ne olacağım hiç bir zaman doğaya dönemiyeceğim hep bir pislik doğanın sırtında bir kambur olarak kalacağım.
***Bazen aynaya bakıyorum ve kendimi göremiyorum, aynamı beni göstermeyecek kadar kirlendi yoksa ben mi ben kendim olamayacak kadar kirliyim.
Arkadaşlar bu terimi sadece filmlerde ki repliklere bağlı kalmayalım kendi repliğiimizi kendimiz yazalım diye ekledim.Belki ilerde bütün replikleri biriktirip bi film yaparız ha :) Yani başka filmlerin değil kendi filminizin repliğini yazın.
****Yürürken çok şey düşünüyor insan değilmi.
Bu repliğin aslında uzun bir girişi olacaktı ama şu ana bu repliğin güzelliğine uyduramam diye yazmamayı tercih ettim.belki sonra yazarım düzelterek.
Olay prodüksiyon şirketinde geçmektedir.Çiçeği burnunda senarist yapımcıya heyecanla yeni hazırladığı filmi anlatmaktadır:
-Tevfik abi...Bu sefer yırttık abi.Testere 3 ü ben çekicem gavurlardan önce...
-Ne diyosun (isim) ya! Delirdin mi sen bi git...İşim başımdan aşkın benim.
-Abi bi dinle yaw.Filmin müziğini biile düşündüm.
-? ?
-Gel testereeee gel testereeee bitsiin bu gurbeeett!
-Sigigi laaaannn!
Çölde bir yalnız Âdem..
:)
insanı insan iyileştirir.
senaryo henüz hazırlık aşamasında. oyuncu seçimleri bitti bitecek. başrol kadın hazır. esasoğlan da bulunur elbet...
“Ve insanlar Homeros’un cennetindekiler gibi kucakladın mı kayboluyorlar. Hepsi birer gölge. Teneke bile değiller. Sevgi garip bir yangın. Yaşaması için büyümesi gerek. O yangına herşeyini atacaksın; zamanını, gururunu, dehanı.
Ve kül olacaksın. İnsanlar ondan korkuyor, ondan yaşamıyorlar. Sonsuz karşısında cücenin korkusu..”