1929 yılında Kazım Nami 11 Şubat 1929 tarihli Hakimiyet-i_Milliye gazetesinde Amerika’yla Türkiye arasındaki benzerlikler üzerinde durmakta,bizim onlardan çok şeyler öğreneceğimizi söylemekte,”kainatın bütün faaliyet ve yaratış sahası önümüzde duruyor onlara benzemeliyiz tespitinde bulunuyordu.Batı’nı karşısındaki ezilmişlik bu dönem her vesileyle dile getirilmiştir. Örneğin Olaylı geçen bir Galatasaray-Fenerbahçe maçı sonrası Falih Rıfkı Atay 15 Mayıs 1929 tarihli Hakimiyet-i-Milliye gazetesinde,Spor gibi güzel ve necip bir garp eseri ne ancak bu kadar şarklılık konabilir,diye yazmıştır.Özellikle 1930’lardaAvrupalılaşma isteğine bağlı olarak Avrupa kökenli çok sesli müzikten,orkestralardan,Batı müziği enstrumanlarından övğüyle bahsadilmekte,”Doğu müziği Türkler açısından yüz kızartıcı bir müzik olduğu iddia edilmektedir.
hangi savaş alanında kaybettik ki o güzel, boyun eğmez, bağımsız, hür şahsiyetimizi? hangi feylesoflar kulağımıza üfleyerek, bizi batı’nın komplekslileri yaptı? biz kutsal değerlerimizi nasıl unuttuk ki; onlara sövülüyor; bilmem hangi felsefenin empoze ettiği yeni dinimizin itikadınca susuyor; bu sövücülere hümanistlik taslıyoruz! kim, kiminle ise, Allah onu onunla haşretsin! amin…
arkadaşların hitaplarına baktım biri diyorki hey dostum canın cehenneme! ya da hey lanet olası herif...argo laflarımıza bile neler yansımış böyle.........................
şu an neredeyse hepimizin yaptığı şey..onların giydiği giysileri giyiyoruz...onların yediği yemekleri yiyiyoruz..onların dinlediği müzikleri dinliyoruz....bunun ne kadarı doğru bilemiyorum....
1929 yılında Kazım Nami 11 Şubat 1929 tarihli Hakimiyet-i_Milliye gazetesinde Amerika’yla Türkiye arasındaki benzerlikler üzerinde durmakta,bizim onlardan çok şeyler öğreneceğimizi söylemekte,”kainatın bütün faaliyet ve yaratış sahası önümüzde duruyor onlara benzemeliyiz tespitinde bulunuyordu.Batı’nı karşısındaki ezilmişlik bu dönem her vesileyle dile getirilmiştir. Örneğin Olaylı geçen bir Galatasaray-Fenerbahçe maçı sonrası Falih Rıfkı Atay 15 Mayıs 1929 tarihli Hakimiyet-i-Milliye gazetesinde,Spor gibi güzel ve necip bir garp eseri ne ancak bu kadar şarklılık konabilir,diye yazmıştır.Özellikle 1930’lardaAvrupalılaşma isteğine bağlı olarak Avrupa kökenli çok sesli müzikten,orkestralardan,Batı müziği enstrumanlarından övğüyle bahsadilmekte,”Doğu müziği Türkler açısından yüz kızartıcı bir müzik olduğu iddia edilmektedir.
Mustafa Çapar:Türkiye’de Eğitim
hangi savaş alanında kaybettik ki
o güzel, boyun eğmez, bağımsız, hür şahsiyetimizi?
hangi feylesoflar kulağımıza üfleyerek,
bizi batı’nın komplekslileri yaptı?
biz kutsal değerlerimizi nasıl unuttuk ki;
onlara sövülüyor;
bilmem hangi felsefenin empoze ettiği
yeni dinimizin itikadınca susuyor;
bu sövücülere hümanistlik taslıyoruz!
kim, kiminle ise,
Allah onu onunla haşretsin!
amin…
batı ve medeniyet, bu iki kelimeyi biraraya getirene helal olsun:P
Hedefimiz muassır batı medeniyetidir, bu uğurda gerekirse canımızı veririz! ! !
arkadaşların hitaplarına baktım biri diyorki hey dostum canın cehenneme! ya da hey lanet olası herif...argo laflarımıza bile neler yansımış böyle.........................
şu an neredeyse hepimizin yaptığı şey..onların giydiği giysileri giyiyoruz...onların yediği yemekleri yiyiyoruz..onların dinlediği müzikleri dinliyoruz....bunun ne kadarı doğru bilemiyorum....