baharistan adımı aldığım kitpta anlatılan halktır... birde bunları hiç sevmeyen daristanlılar var sürekli baharistanlılarla uğraşan sürekli onları ezen ne yapsalar suçlu olan bir halk... oysa ki onların tek yaptıkları insanca yaşamak yaşamaya çalışmak ama daristanlılar sayesin de ne mümküm bütün kötülükler hainlikler onda baharistanlılar bişey yapsa da yine onları suçlasak ezssek diye beklemedeler... aynı şu anda yaşanılan bazı durumlar gibi ama er geç her baharistan kadar güzel ve yaşanılır olacak...
Ey gönül,sen bütün dünya muradından el çektikten sonra,muradının sevgilisine seni kim kavuşturabilir? Vuslat dertle,merakla elde dilir...Sende o dert ve merak yoksa bari inle ki bir gönül ehli teessür duysun...
...
Her kime şu beş saadet verilmiş ise,tatlı yaşayışın dizgini onun eline bırakılmıştır... 1 Vücut sağlığı 2 Güven 3 Rızık genişliği 4 Şefkatli ve vefalı arkadaş 5 Ferağat duygusu...Her kim bu Allah vergilerinden mahrum ise tatlı bir dirlik ondan yüz çevirmiştir...
...
Bilgiden başka hiçbir kuvvete heves etme...
...
Gizli sırlarını hiç bir dostuna açma; çünkü,dostlukların bozularak düşmanlığa döndüğü,dostluğun sona erdiği çok görülmüştür...
...
Ne kadar çok olursa olsun mal ile mağrur olma; çünkü mal ve servet bir gün hadiselerin rüzgarlariyle darmadağın olur...
...
Bir gün dervişin biri Hoca Abdülhalik Gucdevani'ye şu sözleri söyledi: Eğer yüce Allah,beni cennet ile cehennemden birini seçmekte serbest bırakmış olsaydı ben cehennemi beğenirdim...Çünkü cennet nefsin dileğidir...Halbuki cehennem ulu yaradanı dilemektir...Hoca dervişin sözlerini kabul etmedi ve buyurdu ki: kulun ihtiyar ile ne ilgisi var? O bize her nereye git derse gider ve nerede kal derse kalırız...
...
Hiç kimse zahmet ve emekle vuslat hazinesine kavuşamadı...Yine ne gariptir ki,hiç kimse de emeksiz o hazineyi bulamadı...
...
Seven o kimselerdir ki,sevgisinden ne kadar düşmanlık görse yine dostluğunu artırır...
...
Bayezid'e sordular: Farz nedir? Sünnet nedir? Buyurdu ki: sünnet,dünyayı terk etmek,farz da Allah ile birlik olmaktır...
...
Bundan önce,onu kendimden dışarda sanırdım...Onu ancak yolumun son durağında bulabileceğimi ümidederim...Ey Allahım: bugün seni bulunca ilk adımımı attığım yere döndüğümü anladım...
Herat piri der ki: Allah kendini arayanlarla birliktedir...Ellerinden tutar...Aradıklarının tarafına koşturur...
...
Hasri demiştir: sofi o kimsedir ki,öldükten sonra var olmaz ve varlığa kavuştuktan sonra da ölmez...Yani sofi,kendi tabii varlığından fani olur ve fani ise geri dönmez...Amma fenaya erdikten sonra tekrar bekaya dönenler vardır ki,bunlarda ölümden sonra ebedi hayat gerçekleşmiş olur...Ve sofi bir daha fani olmaz...
...
Gönül sahipleri için yar kokusunun duyulmadığı her yer,bir zindansa da,yanık aşıklar için yabancılar sohbetinden daha sıkıntılı bir zindan yoktur...
Şeyh Ebül-Abbas Kassab kaftanını dikmekle uğraşan bir derviş gördü...Düzgün düşmeyen kıvrımların dikişlerini çözüyor,tekrar dikiyordu...Şeyh dervişe döndü; o senin putundur,dedi...
...
Ezeli güzelliğin aşkı gönlünde yer ederse umut gözünü cennet hurilerine çevirme; uzak ufuklara kadar her şeyi çirkin görmedikçe başlangıcı olmayan güzelliğin sevgisi sana kolayca yüz çevirmez...
...
Sümnun Muhip demiştir: kulun Allahına sevgisi; bütün alemi çirkin bulmadıkça temiz sayılmaz...
...
Şeyh Ebu al-Hasan Hırkani bir gün müritlerine sordu: kainatta en iyi şey nedir? Cevap verdiler: Ey şeyh bunu siz buyurunuz; şeyh dedi ki: öyle bir gönüldür ki,içinde daima sevgilinin hatırası yaşıya...
Kendisinde bir eksiklik yokmuş gibi başkalarının ayıbını ortaya atmak,akıllı adama yaraşmaz...Mademki bir kimse senin ayıplarına karşı sükut etmiştir...Sen niçin susmuş olan adama ayıplarını söyletirsin?
...
Cihanda fazilet ehli pek azdır...Her boşboğaza kulak vermemelidir...Hele dudaklarından yalancılık kokusu tütenlerin nefesleri çekilir gibi değildir...
...
Hasmın sana isnat ettiği ayıptan,onun inadına kurtulmak daha hoştur...Böyle ayıpsız oturmak,düşmanı kendin gibi ayıplı görmekten daha hayırlıdır...
...
Lugatta okumuştum ki kıl,kanattır...Lugat bilginleri katında bu böyleyse de o kanat,ancak güzellik kuşunu ölüm yuvasına uçuran bir kanatmış...
...
Körün biri karanlık bir gecede elinde fener ve omuzunda testi olduğu halde yoluna giderken boşboğazın biri yanına yaklaştı,ey nadan dedi,senin için geceyle gündüz birdir...Karanlıkla aydınlığın senin gözünde bir farkı yokken bu fenerin ne faydası var? Kör güldü: bu fener kendim için değildir...Senin gibi kör kalbli sersemler içindir ki,bana çarpıp da testimi kırmasınlar,dedi...
...
Her kimi akıllı görürsen onun divanelik sermayesinden bir payı vardır...Hadiselerin güneşi altında yaşayanlar,divaneliğin gölgesinde bahtiyar geçinirler...
...
Ey iş bilici hikmet ehli; bir sarhoş kavga niyetiyle yolunu keserse ona karşı yumuşak davran; hakikatin inceliklerini bilenlar nazarında namus ve şeref bir kıl gibidir...Onu akılsızlarla çekişerek iki parça etme...
...
Bir ikbal sahibi latife ederse ayıplama; o,akıl ve din kaidesine göre mubah bir iştir...Gönül bir aynadır,ciddi işlerin sıkıntısı da onun pasıdır...O pası başka hangi cila silebilir?
...
Rivayet ederler ki,ulu peygamberimiz şöyle buyurmuştur: 'Gerçek imanlı kimseler şakacı ve tatlı sözlü,iki yüzlüler ise ekşi yüzlü ve çatık kaşlı olurlar.' Hazreti Ali de şöyle buyurmuştur: 'İnsanları kötü huylardan ve ekşi çehrelilikten uzaklaştırmak için şaka yapan kimselerden korkulmaz.'
...
Ey değerli oğul,ey gönüller bağlayan taze,dedi...Her rasgelenle süt ve şekerin birleşmesi gibi düşüp kalkma,her alçağın aldatıcı ipiyle kuyuya inme; sen Allah'ın çehresini aksettiren bir aynasın...Her ipsiz sapsıza yüz gösterme...
...
Her an dizgini yabancıların pençesine kaptırma; hususi halvetinde umuma iltifat gösterme; senin yanağın parlak bir aynadır...Bu saf ve temiz aynayı tozlarla kirletme...
...
Filozoflar demişlerdir ki: dost mihnet günleri için lazımdır...Yoksa rahat günlerde dost eksik değildir...
...
Aşk, söylenmesi elde olmayan bir sırdır...İki yüz kat perde arkasında bile gizlenemez...
Alçaklardan iyilik ummak,umutsuzluk denizinin dalgaları arasına gemi yollamaktır...Mal ve mevki hırsiyle düşman karşısında zebun olmak,kendini can korkusu tehlikesine atmaktır...
...
Düşmanla daima iyi geçin ki,düşmanlık kılıciyle postunu paralamasın,dostlarınla da o kadar geçimsizlik yapma; sonra senden öc almak için düşmanlarla dost olurlar...
...
İğnesinde mazarrat ağusu,oluğunda alçaklık oku gizlenmiş bir akrep yola çıkmıştı...Geniş bir suyun kıyısına geldi...Şaşırdı,ne geçmeğe,ne de geri dönmeğe gücü yetiyordu...Kaplumbağanın biri akrebin bu halini görerek ona acıdı...Arkasına bindirerek suya atıldı...Karşı kıyıya doğru yüzmeğe başladı...O sırada kulağına bir ses geldi...Akrep arkasına bir şeyler vuruyordu...Sordu: bu ses ne? Akrep cevap verdi: bu benim iğnemin sesidir...Senin sırtına vuruyorum...Her ne kadar sana bir tesiri olamayacağını biliyorsam da huyumun icabının yerine getiriyorum...Kaplumbağa kendi kendine: bu tıynetsiz hayvanı kötü huyundan ve iyi huylu kimseleri de onun şerrinden kurtarmaktan daha büyük bir iyilik olamaz diyerek suyun içine daldı...Akrebi dalgalara ısmarladı: öyle bir yere gönderdi ki bir daha dönmesin...
...
Ey Assar,her insanın tabiatında şefkat ve sevgi arama; gül asla çorak yerde yetişmez...Melekler,resimden nasıl kaçarsa vefa da halkın manasız suretlerinden öyle kaçar...Feleğin kalburu bunların tepesine Allah'ın kazalarından baka bir şey elemez...Sevgi ve şefkat yönünden daima iyiliklerini istediğin kimseler her zaman seninle kavgaya kalkışır ve sana kin beslerler...Gözünde yaş gibi sakladığın (kötülüklerden koruduğun) insanlar fırsatını bulunca kanını dökerler...
...
Öğmeyi,kötülemeden; üstünü esireden ayıramayan bayağı bilgisizin şiirinden dem vurmasına şaşarım...Çünkü o bedii duygu anlamına gelen (şiir) le arpa anlamına gelen (şair) i biribirinden seçemez...
...
Kaybolan bir şey değersiz bile olsa,onu aramadan dizgin çevirmek,vazgeçmek gerektir deme; tetkik ve tahkik ehli olanların töresinde bulmak zevki bulunan şeyden daha üstündür...
...
Alçak ruhlular sana deve bile bağışlasalar alma; çünkü bu bağış cömertlerin adeti dışındadır...O verdiği devenin boynuna bir minnet gerdanlığı asar ki,bir deve yükünden yüz kat ağır gelir...
...
Nefse ait işlerde kimseye kefil olma! Korkarım ki,yüksek değerini alçaltırsın...Kahpeye kefil olan temiz etekli kimseler,sırası gelince vücutlarını kahpelikle kirletmek zorunda kalırlar...
...
Tamahkar kimse insaflı olmaz,Allah'tan sana gelen her murada ortak çıkar...Fakat bir de muratsılık yoluna adım atarsan ilk adımda geri kaçar...
Şerli bir kimse sana saldırmak isterse o belayı akıl tedbirinden başka bir vasıtayla başından savmaya çabalama; yalvarma yoluyla kurtuluş arama; çünkü onu bir kötülükten vazgeçirsen bile daha beter bir başka kötülük düşünür...
...
Tatlı sözlerle düşman pençesinden kurtulmak umudu kesilince acı sözlere başlamak yerinde olur...
Anahtar kapıyı kolaylıkla açmazsa kilidi kırmak için taşa doğru dönmek gerekir...
...
Ey kardeş hiç kimse seni senden daha iyi bilmez...Kendi değerinden fazla kıl kadar yükselmek isteme;
Akılsızın biri seni değerinden fazla öğse de yine kendini bil,ayağını haddinden dışarı basma...
...
Bir alçak,gece gündüz bütün halkın gözü önünde duran binlerce ayıbına bakmaz; kerem sahiplerinde ufacık bir kusur görse onları kınamaktan başka bir şey düşünmez...Alçaklar,kerem sahiplerinin kusurlariyle baştan başa dil kesilirler,halbuki kerem sahipleri onların ayıplariyle ağızlarını bulaştırmaya tenezzül göstermezler...
...
Bir alçak sana düşmanlık yaparsa ona karşı kurnazlık düşünmek akıl işi değildir...Yüz türlü kurnazlık tertip etmektense,en iyisi onunla hem savaştan,hem barıştan uzak durmaya bak...
Helal rızıkla geçinmek istersen,evinde kalabalık saklama,bilir misin ki bu darlık sarayında helal rızık çok bulunmaz...
...
Seninle aynı yaratılışta olmayanlarla düşüp kalkma...Yoldaşlık bağının ipi tabiat birliğindedir...Cinsi kendi cinsiyle,yabancıyı yabancıyla kıyas edersen bu,sütün şekerle ve suyun yağ ile birleşmesine benzer...
...
Beş ayaklı yengeçe sordular: Niçin böyle biçimsiz kılıklı,eğri yürüyüşlü oldun? Yılandan ibret aldım,dedi; Çünkü doğruluğu yüzünden daima başından cefa taşı,kuyruğundan sitem yarası eksik olmaz...
...
Kerem sahibi,alçaklardan korkarsa şaşmamalıdır...O,alçaklardan değil,onların pisliklerine bulaşmaktan çekinir...Küle ayak basmayan,içinde gizlenmiş olan ateşten korkar...
'istan' ve 'ya' ekleri sonuna geldiği kelimeye ait milletin yaşadığı yer ifadesinde kullanılır. Mesela; Bulgaristan, Afganistan, Romanya, Almanya, Habeşistan, Türkmenistan, Türk-ya, Petunya pardon Petunya bir bitki çeşidi.. O zaman demekki Baharistan'da özel bir isim olsa gerek..
halkın hakka kavuşmasıdır
baharistan adımı aldığım kitpta anlatılan halktır... birde bunları hiç sevmeyen daristanlılar var sürekli baharistanlılarla uğraşan sürekli onları ezen ne yapsalar suçlu olan bir halk...
oysa ki onların tek yaptıkları insanca yaşamak yaşamaya çalışmak ama daristanlılar sayesin de ne mümküm bütün kötülükler hainlikler onda baharistanlılar bişey yapsa da yine onları suçlasak ezssek diye beklemedeler...
aynı şu anda yaşanılan bazı durumlar gibi ama er geç her baharistan kadar güzel ve yaşanılır olacak...
...
Ey gönül,sen bütün dünya muradından el çektikten sonra,muradının sevgilisine seni kim kavuşturabilir? Vuslat dertle,merakla elde dilir...Sende o dert ve merak yoksa bari inle ki bir gönül ehli teessür duysun...
...
Her kime şu beş saadet verilmiş ise,tatlı yaşayışın dizgini onun eline bırakılmıştır...
1 Vücut sağlığı 2 Güven 3 Rızık genişliği 4 Şefkatli ve vefalı arkadaş 5 Ferağat duygusu...Her kim bu Allah vergilerinden mahrum ise tatlı bir dirlik ondan yüz çevirmiştir...
...
Bilgiden başka hiçbir kuvvete heves etme...
...
Gizli sırlarını hiç bir dostuna açma; çünkü,dostlukların bozularak düşmanlığa döndüğü,dostluğun sona erdiği çok görülmüştür...
...
Ne kadar çok olursa olsun mal ile mağrur olma; çünkü mal ve servet bir gün hadiselerin rüzgarlariyle darmadağın olur...
...
Bir gün dervişin biri Hoca Abdülhalik Gucdevani'ye şu sözleri söyledi: Eğer yüce Allah,beni cennet ile cehennemden birini seçmekte serbest bırakmış olsaydı ben cehennemi beğenirdim...Çünkü cennet nefsin dileğidir...Halbuki cehennem ulu yaradanı dilemektir...Hoca dervişin sözlerini kabul etmedi ve buyurdu ki: kulun ihtiyar ile ne ilgisi var? O bize her nereye git derse gider ve nerede kal derse kalırız...
...
Hiç kimse zahmet ve emekle vuslat hazinesine kavuşamadı...Yine ne gariptir ki,hiç kimse de emeksiz o hazineyi bulamadı...
...
Seven o kimselerdir ki,sevgisinden ne kadar düşmanlık görse yine dostluğunu artırır...
...
Bayezid'e sordular: Farz nedir? Sünnet nedir? Buyurdu ki: sünnet,dünyayı terk etmek,farz da Allah ile birlik olmaktır...
...
Bundan önce,onu kendimden dışarda sanırdım...Onu ancak yolumun son durağında bulabileceğimi ümidederim...Ey Allahım: bugün seni bulunca ilk adımımı attığım yere döndüğümü anladım...
Herat piri der ki: Allah kendini arayanlarla birliktedir...Ellerinden tutar...Aradıklarının tarafına koşturur...
...
Hasri demiştir: sofi o kimsedir ki,öldükten sonra var olmaz ve varlığa kavuştuktan sonra da ölmez...Yani sofi,kendi tabii varlığından fani olur ve fani ise geri dönmez...Amma fenaya erdikten sonra tekrar bekaya dönenler vardır ki,bunlarda ölümden sonra ebedi hayat gerçekleşmiş olur...Ve sofi bir daha fani olmaz...
...
Gönül sahipleri için yar kokusunun duyulmadığı her yer,bir zindansa da,yanık aşıklar için yabancılar sohbetinden daha sıkıntılı bir zindan yoktur...
Şeyh Ebül-Abbas Kassab kaftanını dikmekle uğraşan bir derviş gördü...Düzgün düşmeyen kıvrımların dikişlerini çözüyor,tekrar dikiyordu...Şeyh dervişe döndü; o senin putundur,dedi...
...
Ezeli güzelliğin aşkı gönlünde yer ederse umut gözünü cennet hurilerine çevirme; uzak ufuklara kadar her şeyi çirkin görmedikçe başlangıcı olmayan güzelliğin sevgisi sana kolayca yüz çevirmez...
...
Sümnun Muhip demiştir: kulun Allahına sevgisi; bütün alemi çirkin bulmadıkça temiz sayılmaz...
...
Şeyh Ebu al-Hasan Hırkani bir gün müritlerine sordu: kainatta en iyi şey nedir? Cevap verdiler: Ey şeyh bunu siz buyurunuz; şeyh dedi ki: öyle bir gönüldür ki,içinde daima sevgilinin hatırası yaşıya...
...
...
Kendisinde bir eksiklik yokmuş gibi başkalarının ayıbını ortaya atmak,akıllı adama yaraşmaz...Mademki bir kimse senin ayıplarına karşı sükut etmiştir...Sen niçin susmuş olan adama ayıplarını söyletirsin?
...
Cihanda fazilet ehli pek azdır...Her boşboğaza kulak vermemelidir...Hele dudaklarından yalancılık kokusu tütenlerin nefesleri çekilir gibi değildir...
...
Hasmın sana isnat ettiği ayıptan,onun inadına kurtulmak daha hoştur...Böyle ayıpsız oturmak,düşmanı kendin gibi ayıplı görmekten daha hayırlıdır...
...
Lugatta okumuştum ki kıl,kanattır...Lugat bilginleri katında bu böyleyse de o kanat,ancak güzellik kuşunu ölüm yuvasına uçuran bir kanatmış...
...
Körün biri karanlık bir gecede elinde fener ve omuzunda testi olduğu halde yoluna giderken boşboğazın biri yanına yaklaştı,ey nadan dedi,senin için geceyle gündüz birdir...Karanlıkla aydınlığın senin gözünde bir farkı yokken bu fenerin ne faydası var? Kör güldü: bu fener kendim için değildir...Senin gibi kör kalbli sersemler içindir ki,bana çarpıp da testimi kırmasınlar,dedi...
...
Her kimi akıllı görürsen onun divanelik sermayesinden bir payı vardır...Hadiselerin güneşi altında yaşayanlar,divaneliğin gölgesinde bahtiyar geçinirler...
...
Ey iş bilici hikmet ehli; bir sarhoş kavga niyetiyle yolunu keserse ona karşı yumuşak davran; hakikatin inceliklerini bilenlar nazarında namus ve şeref bir kıl gibidir...Onu akılsızlarla çekişerek iki parça etme...
...
Bir ikbal sahibi latife ederse ayıplama; o,akıl ve din kaidesine göre mubah bir iştir...Gönül bir aynadır,ciddi işlerin sıkıntısı da onun pasıdır...O pası başka hangi cila silebilir?
...
Rivayet ederler ki,ulu peygamberimiz şöyle buyurmuştur: 'Gerçek imanlı kimseler şakacı ve tatlı sözlü,iki yüzlüler ise ekşi yüzlü ve çatık kaşlı olurlar.' Hazreti Ali de şöyle buyurmuştur: 'İnsanları kötü huylardan ve ekşi çehrelilikten uzaklaştırmak için şaka yapan kimselerden korkulmaz.'
...
Ey değerli oğul,ey gönüller bağlayan taze,dedi...Her rasgelenle süt ve şekerin birleşmesi gibi düşüp kalkma,her alçağın aldatıcı ipiyle kuyuya inme; sen Allah'ın çehresini aksettiren bir aynasın...Her ipsiz sapsıza yüz gösterme...
...
Her an dizgini yabancıların pençesine kaptırma; hususi halvetinde umuma iltifat gösterme; senin yanağın parlak bir aynadır...Bu saf ve temiz aynayı tozlarla kirletme...
...
Filozoflar demişlerdir ki: dost mihnet günleri için lazımdır...Yoksa rahat günlerde dost eksik değildir...
...
Aşk, söylenmesi elde olmayan bir sırdır...İki yüz kat perde arkasında bile gizlenemez...
...
...
Alçaklardan iyilik ummak,umutsuzluk denizinin dalgaları arasına gemi yollamaktır...Mal ve mevki hırsiyle düşman karşısında zebun olmak,kendini can korkusu tehlikesine atmaktır...
...
Düşmanla daima iyi geçin ki,düşmanlık kılıciyle postunu paralamasın,dostlarınla da o kadar geçimsizlik yapma; sonra senden öc almak için düşmanlarla dost olurlar...
...
İğnesinde mazarrat ağusu,oluğunda alçaklık oku gizlenmiş bir akrep yola çıkmıştı...Geniş bir suyun kıyısına geldi...Şaşırdı,ne geçmeğe,ne de geri dönmeğe gücü yetiyordu...Kaplumbağanın biri akrebin bu halini görerek ona acıdı...Arkasına bindirerek suya atıldı...Karşı kıyıya doğru yüzmeğe başladı...O sırada kulağına bir ses geldi...Akrep arkasına bir şeyler vuruyordu...Sordu: bu ses ne? Akrep cevap verdi: bu benim iğnemin sesidir...Senin sırtına vuruyorum...Her ne kadar sana bir tesiri olamayacağını biliyorsam da huyumun icabının yerine getiriyorum...Kaplumbağa kendi kendine: bu tıynetsiz hayvanı kötü huyundan ve iyi huylu kimseleri de onun şerrinden kurtarmaktan daha büyük bir iyilik olamaz diyerek suyun içine daldı...Akrebi dalgalara ısmarladı: öyle bir yere gönderdi ki bir daha dönmesin...
...
Ey Assar,her insanın tabiatında şefkat ve sevgi arama; gül asla çorak yerde yetişmez...Melekler,resimden nasıl kaçarsa vefa da halkın manasız suretlerinden öyle kaçar...Feleğin kalburu bunların tepesine Allah'ın kazalarından baka bir şey elemez...Sevgi ve şefkat yönünden daima iyiliklerini istediğin kimseler her zaman seninle kavgaya kalkışır ve sana kin beslerler...Gözünde yaş gibi sakladığın (kötülüklerden koruduğun) insanlar fırsatını bulunca kanını dökerler...
...
Öğmeyi,kötülemeden; üstünü esireden ayıramayan bayağı bilgisizin şiirinden dem vurmasına şaşarım...Çünkü o bedii duygu anlamına gelen (şiir) le arpa anlamına gelen (şair) i biribirinden seçemez...
...
Kaybolan bir şey değersiz bile olsa,onu aramadan dizgin çevirmek,vazgeçmek gerektir deme; tetkik ve tahkik ehli olanların töresinde bulmak zevki bulunan şeyden daha üstündür...
...
Alçak ruhlular sana deve bile bağışlasalar alma; çünkü bu bağış cömertlerin adeti dışındadır...O verdiği devenin boynuna bir minnet gerdanlığı asar ki,bir deve yükünden yüz kat ağır gelir...
...
Nefse ait işlerde kimseye kefil olma! Korkarım ki,yüksek değerini alçaltırsın...Kahpeye kefil olan temiz etekli kimseler,sırası gelince vücutlarını kahpelikle kirletmek zorunda kalırlar...
...
Tamahkar kimse insaflı olmaz,Allah'tan sana gelen her murada ortak çıkar...Fakat bir de muratsılık yoluna adım atarsan ilk adımda geri kaçar...
...
...
Şerli bir kimse sana saldırmak isterse o belayı akıl tedbirinden başka bir vasıtayla başından savmaya çabalama; yalvarma yoluyla kurtuluş arama; çünkü onu bir kötülükten vazgeçirsen bile daha beter bir başka kötülük düşünür...
...
Tatlı sözlerle düşman pençesinden kurtulmak umudu kesilince acı sözlere başlamak yerinde olur...
Anahtar kapıyı kolaylıkla açmazsa kilidi kırmak için taşa doğru dönmek gerekir...
...
Ey kardeş hiç kimse seni senden daha iyi bilmez...Kendi değerinden fazla kıl kadar yükselmek isteme;
Akılsızın biri seni değerinden fazla öğse de yine kendini bil,ayağını haddinden dışarı basma...
...
Bir alçak,gece gündüz bütün halkın gözü önünde duran binlerce ayıbına bakmaz; kerem sahiplerinde ufacık bir kusur görse onları kınamaktan başka bir şey düşünmez...Alçaklar,kerem sahiplerinin kusurlariyle baştan başa dil kesilirler,halbuki kerem sahipleri onların ayıplariyle ağızlarını bulaştırmaya tenezzül göstermezler...
...
Bir alçak sana düşmanlık yaparsa ona karşı kurnazlık düşünmek akıl işi değildir...Yüz türlü kurnazlık tertip etmektense,en iyisi onunla hem savaştan,hem barıştan uzak durmaya bak...
...
Arslanın ormanında barınan tilki,kurtların pençe yarasından emniyette yaşar...
Büyüklerin komşuluğuna sığınan kimse,ufak tefek zalimlerin şerrinden kurtulmuş olur...
...
Helal rızıkla geçinmek istersen,evinde kalabalık saklama,bilir misin ki bu darlık sarayında helal rızık çok bulunmaz...
...
Seninle aynı yaratılışta olmayanlarla düşüp kalkma...Yoldaşlık bağının ipi tabiat birliğindedir...Cinsi kendi cinsiyle,yabancıyı yabancıyla kıyas edersen bu,sütün şekerle ve suyun yağ ile birleşmesine benzer...
...
Beş ayaklı yengeçe sordular: Niçin böyle biçimsiz kılıklı,eğri yürüyüşlü oldun? Yılandan ibret aldım,dedi; Çünkü doğruluğu yüzünden daima başından cefa taşı,kuyruğundan sitem yarası eksik olmaz...
...
Kerem sahibi,alçaklardan korkarsa şaşmamalıdır...O,alçaklardan değil,onların pisliklerine bulaşmaktan çekinir...Küle ayak basmayan,içinde gizlenmiş olan ateşten korkar...
...
'Uzun sözlerin ipini kesmek ve sözü çoğaltma sebeplerini toparlamak için yazılan tarih:
Cami'nin çalakalem tabiatını sınadığı bu garip eser,Hicret tarihinin 892. yılında sona ermiştir...'
'istan' ve 'ya' ekleri sonuna geldiği kelimeye ait milletin yaşadığı yer ifadesinde kullanılır. Mesela; Bulgaristan, Afganistan, Romanya, Almanya, Habeşistan, Türkmenistan, Türk-ya, Petunya pardon Petunya bir bitki çeşidi..
O zaman demekki Baharistan'da özel bir isim olsa gerek..