« binalar, sütunların değil, manevi yapıların üzerinde ayakta dururlar, devasal aynalar gibi. bunlar, sakinlerinin düşüncelerini, duygularını yansıtırlar ama farkları kırılmazlar, yıkılmazlar. »
Şimdi yazmam gereken şeyler, üstünü karalamam gereken yazılar var! Sen fark etmediğimi zannediyordun, ben ciğerim yana yana görmezden geliyordum. Ve... Bilsinler ardında bıraktığım kırıntılarımın pişmanlığıma sadaka olduğunu, demli acılarımı limanda boğmaya gidiyordum. Bundan böyle boğulmak yerine limanda güneşlenmeyi seçerek...
Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman – Huri Çalışkan kaleminden,
Ne vakit orkideli şehirler yorsa insanı, arka kapıdan çocukluğuna kavuşuyor olgunluk. Soğuk odalarda, pamuk yorganların altından, odun sobasında pişen ekmek ve portakal kabuklu ıhlamur çayı kokusu ile uyanışlara...
“Günaydın Diyebilmek Adına”
Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman – Huri Çalışkan kaleminden,
çoğu insan, çocukluğuna ait izleri siyah boyalarla silmek ister. bazıları iyileşmek için yıllarca psikolog kapılarında bekler, bazıları ise sessizliğini kilitli sandıklara gömer. naftalin koymazlar, çünkü çürümesini dilerler, bazı anılar ancak çürüyünce unutulur sanılır.
Ancak Sıla öyle değildi. ayaklarına gelincik kokusu bulaşmıştı onun, hatta çocukluğunu cam bir fanusta saklamak isterdi. çünkü sevmenin rengini bulmuştu.
Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman – Huri Çalışkan kaleminden,
Huri Çalışkan, 1978 yılında Kocaeli’nde doğdu. Çocukluğunu ve gençliğini İzmit’in sokaklarında, anne kokulu avlularda geçirdi. Hemşirelik eğitimini tamamladıktan sonra 2001 yılında yöneticilik yolculuğuna adım attı. Sağlık sektöründe uzun yıllar boyunca hem yönetici hem lider olarak görev aldı; süreç geliştirme ve kalite belgelendirme alanındaki başarılarıyla kurumlara iz bıraktı.
Ancak asıl iz, satırlarda saklıydı. Çünkü o, hayatı boyunca iyileştirmeyi sadece mesleğiyle değil, kelimeleriyle de yaptı.
Kalemiyle konuşan bu kadın için yazmak bir iç yolculuktu. Ruhunun dehlizlerinde sessizce yürüdü, en çok da yürürken gölgesinin acıdığı yerleri anlattı. Ve bir gün, sessizliğin yorganı gibi kelimelerle sardı acılarını.
Böyle doğdu ilk romanı:
“Avluda Yürüyen Gölgeler” Küllerinden değil, kalbinden doğan kadınların romanı.
Kelimeler onun ellerinde hem bir sığınak, hem bir pusula olur; siz de o kelimelerin ruhuna dokunmaya cesaret edin.
Romanın kahramanı Sıla, yazarın yalnızca kaleminden değil, ruhundan da süzüldü.
,,Kül olmanın eşiğinden dönen bir kadındı Sıla…”
Hayatın yükünü tek başına omuzlarken, sessizliğin bile sesini duymayı öğrendi. Çığlık atmadan, sitem etmeden, bir annenin sabrı ve bir kadının iç gücüyle yürüdü. Yürümeye gücünün kalmadığını sandığında, aslında ruhunun hep yürüdüğünü fark etti.
Ve kendini değil, bir çocuğu, bir geçmişi, bir kadını, bir hikâyeyi taşıdı.
“Avluda Yürüyen Gölgeler” Küllerinden değil, kalbinden doğan kadınların romanı.
Huri Çalışkan’ın Kaleminden: Zarafetin ve Derinliğin Buluştuğu Bir Yolculuk
Edebiyatın nabzını, doğanın sessiz müziğiyle birleştiriyorum; bu kitapta ruhun en ince titreşimlerini gözler önüne seriyorum. Her mısrada geçmişin gölgelerini, her dizede umut ışığını taşıyorum ve sizi yalnızca okumaya değil, bizzat yaşamın derinliklerine dalmaya davet ediyorum.
“Avluda Yürüyen Gölgeler”de tanıdığımız Sıla’nın içsel yolculuğu, bu seçkide farklı imgelerle yeniden doğuyor; ağaç kovuklarında saklı anılar, mahzende dinlenen duygular ve limanlarda savrulan umutlar edebi bir şölene dönüşüyor.
Kalemimin yumuşaklığıyla en keskin duyguları bile nazikçe işlerken; şairane zekâmla metni bir şiir kâğıdına dönüştürüyorum. Bu seçkide, hem duygularınıza hem de düşüncelerinize dokunan parmak izleri arayın…
— Huri Çalışkan Yazar | Şair Avluda Yürüyen Gölgeler’in yazarı
“Bazı kelimeler vardır, sahibine gider... Bu kitap, yüreğinizin bir köşesinde kendine yer bulsun, her satırında bir hatıra, her cümlede bir nefes saklı kalsın.”
Biliyordum, dünyayı sadece ziyaret eden ruhtan ibaretti. Âmâ “Ruhunu bedenine öyle güzel giymişti ki, adeta tutuldum,” diyordu Sıla, Erdem’i satırlara işlerken.
İçimde sürekli mesaisi olan inşaat işçileri barındıran biriyim.
Oysa bilirim ki mimarlarım, mühendislerim şahane yapılar kurabilecek kapasitededirler.
Emek verilmiş betonlar kurumasın diye gözyaşlarıyla sulanmıştır; binanın, korunağı olan, çatıya tam sıra geldiğinde, göğüs kafeslerinin içinde kalbi olmayanlar tarafından yeniden yıkılmıştır.
Şimdi yazmam gereken şeyler, üstünü karalamam gereken yazılar var! Sen fark etmediğimi zannediyordun, ben ciğerim yana yana görmezden geliyordum. Ve... Bilsinler ardında bıraktığım kırıntılarımın pişmanlığıma sadaka olduğunu, demli acılarımı limanda boğmaya gidiyordum. Bundan böyle boğulmak yerine limanda güneşlenmeyi seçerek...
Belki de fırtına yıkmak için değil, sizi başka bir yere taşımak içindir. Düşünceleriniz, kaderinizin rotasını çizer. Ne düşünürseniz, cevabınız da o olur; yaşayacağınız da.
Sıla’nın hikayesi, hayatın getirdiği fırtınalara karşı dimdik duran bir kadının yaşam mücadelesi. Fırtınanın sizi taşıdığı yere şahit olmak isterseniz, bu yolculuğa siz de katılın.
Hayat fırtınalarla dolu, evet... Ama unutmayın, o fırtınada size şemsiye tutan insanlar da var.
Sıla için bu yazılanlar bir sosyal mesaj değil; yaşadığı sahnelerin perde arkasından değil, bizzat içinden yükselen bir ses. Çaresizliğin nasıl yakıcı bir şey olduğunu bilen Sıla, size yalnızca umudu değil, mücadeleyi ve sabrın gücünü anlatıyor.
Bu kitap, asla pes etmeyen bir kalbin ve inançla hayata tutunan bir ruhun hikayesidir. Çünkü düşüncelerimizi olumlu tuttuğumuzda, en sert fırtınada bile güneş doğar.
İnsan kendini de çekip almasını bilmeli , kalınmayacak her yerden .
Kalbini filizlendiremeyecek binalardan, bedenini hasta eden ruhlardan.
« binalar, sütunların değil, manevi yapıların üzerinde ayakta dururlar, devasal aynalar gibi. bunlar, sakinlerinin düşüncelerini, duygularını yansıtırlar ama farkları kırılmazlar, yıkılmazlar. »
,, Huri Çalışkan'ın kalemiyle, AVLUDA YÜRÜYEN GÖLGELER,
Roman,
ve...kendi omzundan öpmeli insan, o yüklerle onca yolu yürüyebildiği için
Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman – Huri Çalışkan kaleminden,
Şimdi yazmam gereken şeyler, üstünü karalamam gereken yazılar var!
Sen fark etmediğimi zannediyordun, ben ciğerim yana yana
görmezden geliyordum.
Ve...
Bilsinler ardında bıraktığım kırıntılarımın pişmanlığıma sadaka
olduğunu, demli acılarımı limanda boğmaya gidiyordum. Bundan
böyle boğulmak yerine limanda güneşlenmeyi seçerek...
Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman – Huri Çalışkan kaleminden,
Sen fark etmediğimi zannediyordun, ben ciğerim yana yana
görmezden geliyordum.
Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman – Huri Çalışkan kaleminden,
evet Sıla... şimdi birde buradan bak geldiğin o yerlere
...
Ne vakit orkideli şehirler yorsa insanı, arka kapıdan çocukluğuna kavuşuyor olgunluk.
Soğuk odalarda, pamuk yorganların altından, odun sobasında
pişen ekmek ve portakal kabuklu ıhlamur çayı kokusu ile uyanışlara...
“Günaydın Diyebilmek Adına”
Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman – Huri Çalışkan kaleminden,
Sigaranın azaltamadığı acılara aşk mı denirdi?
Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman – Huri Çalışkan kaleminden,
çoğu insan, çocukluğuna ait izleri siyah boyalarla silmek ister.
bazıları iyileşmek için yıllarca psikolog kapılarında bekler,
bazıları ise sessizliğini kilitli sandıklara gömer.
naftalin koymazlar, çünkü çürümesini dilerler,
bazı anılar ancak çürüyünce unutulur sanılır.
Ancak Sıla öyle değildi.
ayaklarına gelincik kokusu bulaşmıştı onun,
hatta çocukluğunu cam bir fanusta saklamak isterdi.
çünkü sevmenin rengini bulmuştu.
Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman – Huri Çalışkan kaleminden,
Ve...
Bu hüzünlü yüreğimi kimse görmeden, bilmeden şöyle bir yol kenarına bıraksam...
Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman – Huri Çalışkan kaleminden,
İnsan kendini de çekip almasını bilmeli , kalınmayacak her yerden .
Kalbini filizlendiremeyecek binalardan, bedenini hasta eden ruhlardan.
Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman – Huri Çalışkan kaleminden,
ayak üstü geçirdiğim acılarım vardı, kalbimi yataklara düşüren.
sadece duş başlığımın ve Yaradan'ın bildiği....
öyle işte.....
Ruhumda hâlâ dut kokusu var. Oysa ağaç yoktu o bahçede…
Bazı gölgeler, çiçek açarak seslenir...
Avluda Yürüyen Gölgeler – Huri Çalışkan
Rüzgârın fısıldadığı her nota, gölgelerimde bir hikâye bırakır…”
Avluda Yürüyen Gölgeler
— Huri Çalışkan’ın kaleminden, duyanlar için....
Rüzgâra doğru yürüyordu...
Küllerinden değil, kalbinden doğan kadınların sessiz gücüyle.
~Huri Çalışkan
Yazar Hakkında:
Huri Çalışkan, 1978 yılında Kocaeli’nde doğdu. Çocukluğunu ve gençliğini İzmit’in sokaklarında, anne kokulu avlularda geçirdi. Hemşirelik eğitimini tamamladıktan sonra 2001 yılında yöneticilik yolculuğuna adım attı. Sağlık sektöründe uzun yıllar boyunca hem yönetici hem lider olarak görev aldı; süreç geliştirme ve kalite belgelendirme alanındaki başarılarıyla kurumlara iz bıraktı.
Ancak asıl iz, satırlarda saklıydı.
Çünkü o, hayatı boyunca iyileştirmeyi sadece mesleğiyle değil, kelimeleriyle de yaptı.
Kalemiyle konuşan bu kadın için yazmak bir iç yolculuktu. Ruhunun dehlizlerinde sessizce yürüdü, en çok da yürürken gölgesinin acıdığı yerleri anlattı. Ve bir gün, sessizliğin yorganı gibi kelimelerle sardı acılarını.
Böyle doğdu ilk romanı:
“Avluda Yürüyen Gölgeler”
Küllerinden değil, kalbinden doğan kadınların romanı.
Kelimeler onun ellerinde hem bir sığınak, hem bir pusula olur; siz de o kelimelerin ruhuna dokunmaya cesaret edin.
sevgilerimle
Sıla: Bir Kadının Sessizlikten Doğuş Hikâyesi
Romanın kahramanı Sıla, yazarın yalnızca kaleminden değil, ruhundan da süzüldü.
,,Kül olmanın eşiğinden dönen bir kadındı Sıla…”
Hayatın yükünü tek başına omuzlarken, sessizliğin bile sesini duymayı öğrendi.
Çığlık atmadan, sitem etmeden, bir annenin sabrı ve bir kadının iç gücüyle yürüdü.
Yürümeye gücünün kalmadığını sandığında, aslında ruhunun hep yürüdüğünü fark etti.
Ve kendini değil, bir çocuğu, bir geçmişi, bir kadını, bir hikâyeyi taşıdı.
“Avluda Yürüyen Gölgeler”
Küllerinden değil, kalbinden doğan kadınların romanı.
İnsan bazen bir cümlede saklar bütün çocukluğunu...
Bir ses, bir koku, bir bakış yeter de artar o eski evin kapısını aralamaya.
— Kelimelerin Uykusu Kaçtığında
Avluda Yürüyen Gölgeler ~ Romanı
Huri Çalışkan’ın Kaleminden: Zarafetin ve Derinliğin Buluştuğu Bir Yolculuk
Edebiyatın nabzını, doğanın sessiz müziğiyle birleştiriyorum; bu kitapta ruhun en ince titreşimlerini gözler önüne seriyorum. Her mısrada geçmişin gölgelerini, her dizede umut ışığını taşıyorum ve sizi yalnızca okumaya değil, bizzat yaşamın derinliklerine dalmaya davet ediyorum.
“Avluda Yürüyen Gölgeler”de tanıdığımız Sıla’nın içsel yolculuğu, bu seçkide farklı imgelerle yeniden doğuyor; ağaç kovuklarında saklı anılar, mahzende dinlenen duygular ve limanlarda savrulan umutlar edebi bir şölene dönüşüyor.
Kalemimin yumuşaklığıyla en keskin duyguları bile nazikçe işlerken; şairane zekâmla metni bir şiir kâğıdına dönüştürüyorum. Bu seçkide, hem duygularınıza hem de düşüncelerinize dokunan parmak izleri arayın…
—
Huri Çalışkan
Yazar | Şair
Avluda Yürüyen Gölgeler’in yazarı
“Bazı kelimeler vardır, sahibine gider...
Bu kitap, yüreğinizin bir köşesinde kendine yer bulsun,
her satırında bir hatıra, her cümlede bir nefes saklı kalsın.”
Sevgi ve ilhamla,
Huri Çalışkan
Biliyordum, dünyayı sadece ziyaret eden ruhtan ibaretti.
Âmâ “Ruhunu bedenine öyle güzel giymişti ki, adeta tutuldum,”
diyordu Sıla, Erdem’i satırlara işlerken.
Avluda Yürüyen Gölgeler
Romanı, Huri Çalışkan’ın kaleminden.
Kalbimden, sana
İçimde sürekli mesaisi olan inşaat işçileri barındıran biriyim.
Oysa bilirim ki mimarlarım, mühendislerim şahane yapılar kurabilecek kapasitededirler.
Emek verilmiş betonlar kurumasın diye gözyaşlarıyla sulanmıştır; binanın, korunağı olan, çatıya tam sıra geldiğinde, göğüs kafeslerinin içinde kalbi olmayanlar tarafından yeniden yıkılmıştır.
,, Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman ''
seyircisiydim Gök kubbenin, damıtılmış cemre düşmeden boşluğuma.
Avluda Yürüyen Gölgeler ~ Romanı
Şimdi yazmam gereken şeyler, üstünü karalamam gereken yazılar var!
Sen fark etmediğimi zannediyordun, ben ciğerim yana yana görmezden geliyordum.
Ve...
Bilsinler ardında bıraktığım kırıntılarımın pişmanlığıma sadaka olduğunu, demli acılarımı limanda boğmaya gidiyordum. Bundan
böyle boğulmak yerine limanda güneşlenmeyi seçerek...
Avluda Yürüyen Gölgeler ~ Romanı
Fırtına size ne ifade ediyor?
Belki de fırtına yıkmak için değil, sizi başka bir yere taşımak içindir. Düşünceleriniz, kaderinizin rotasını çizer. Ne düşünürseniz, cevabınız da o olur; yaşayacağınız da.
Sıla’nın hikayesi, hayatın getirdiği fırtınalara karşı dimdik duran bir kadının yaşam mücadelesi. Fırtınanın sizi taşıdığı yere şahit olmak isterseniz, bu yolculuğa siz de katılın.
— Avluda Yürüyen Gölgeler Romanı
Sıla'nın Mesajı
Hayat fırtınalarla dolu, evet... Ama unutmayın, o fırtınada size şemsiye tutan insanlar da var.
Sıla için bu yazılanlar bir sosyal mesaj değil; yaşadığı sahnelerin perde arkasından değil, bizzat içinden yükselen bir ses. Çaresizliğin nasıl yakıcı bir şey olduğunu bilen Sıla, size yalnızca umudu değil, mücadeleyi ve sabrın gücünü anlatıyor.
Bu kitap, asla pes etmeyen bir kalbin ve inançla hayata tutunan bir ruhun hikayesidir. Çünkü düşüncelerimizi olumlu tuttuğumuzda, en sert fırtınada bile güneş doğar.
— Avluda Yürüyen Gölgeler Romanı
seyircisiydim gökkûbbenin, damıtılmış cemre düşmeden boşluğuma...
Avluda Yürüyen Gölgeler ~ Roman
İnsan kendini de çekip almasını bilmeli , kalınmayacak her yerden .
Kalbini filizlendiremeyecek binalardan, bedenini hasta eden ruhlardan.
?si=Tli9ti6ytnXlU6rp
çoğu insan Çocukluğuna ait izleri, siyah boyalarla silmek ister,
bazıları iyileşmek adına psikolog, psikolog dolaşmak zorundadır,
kilitli sandıklara sessizliklerini kilitler bazılarıda, naftalin koyma gereği de duymazlar, çürümesini dilediklerinden.
_°~____?__
Sılayı bu hayatın içinde ayrı tutan neydi.?
___<____<___<_________
zamanın içinde ki ihtiyacıma göre gelen kitaplarda edindiğim, tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki;
,, okuyucu kitabı bulmaz, kitap okuyucuyu doğru zamanda bulur düşüncesinde oldum her daim."
Avluda Yürüyen Gölgeler Romanına denk geldiğiniz de, Sıla'ya selam söyleyin olur mu?
sizi duyacağım.!
sevgiler Huri Çalışkan