Bu günlerden birincisi - ki, Gilberte'i görmekten beni mahrum edebilecek kudretlerin timsali olan kar, bir ayrılık gününün hüznünü ve hattâ bir yola çıkış gününün manzarasını veriyordu, çünkü şimdi değişmiş, tamamiyle örtülere bürünmüş olan mutad ve yegâne görüşme yerimizin çehresini değiştiriyor ve âdeti üzere kullanılmasına engel oluyordu - bununla beraber bugün, aşkımı ilerletti, zira Gilberte'in benimle paylaşabileceği ilk keder gibi bir şey oldu... Bizim takımdan yalnız ikimiz vardık ve onunla yalnız bulunmak ise, bu havada ancak benim için gelmiş gibi, sade tarafımdan değil, onun tarafından da bir hususiyet başlangıcı idi; bu bana, bir matineye davetli bulunduğu bu günlerden birinde, gelip benimle Champs-Elysés'de buluşmak için, bundan vazgeçmiş kadar duygulandırıcı bir hareket gibi geliyordu; etrafımızı ihata eden şeylerdeki durgunluk, tenhalık ve haraplık arasında canlı kalan dostluğumuzun hayatiyet ve istikbaline daha çok güvenmeye başlıyordum; ve Gilberte enseme kar topları tıkarken kışlık ve yeni ülkede bana bir seyahat arkadaşı gibi katlanmakla gösterdiği hem bir tercih alâmeti, hem de felâket arasında muhafaza ettiği bir nevi sadâkat gibi görünen hale içim titreyerek gülümsüyordum... Biraz sonra, birbiri peşinden, tereddütlü serçeler gibi, kar üstünde simsiyah, kız arkadaşları geldiler... Oynamaya koyulduk ve pek gamlı başlamış olan bugünün neşe içinde sona ermesi mukadder olduğundan, esiralmaca oynamadan önce, ilk gün Gilberte adını çağırdığını işitmiş olduğum sert sesli arkadaşına yaklaşıyordum ki bana: 'Hayır, hayır, Gilberte'in takımında oynamaktan hoşlandığınız malûm, zaten görüyorsunuz ki size işaret ediyor.' dedi... Gerçekten Gilberte de beni, karlı çayıra, takımına, güneşi pembe parıltılar, eski dibalardaki mânevi aşınma hali vererek kılaptanlı bir ordugâh şekline koyduğu takımına çağırıyordu...
...
Bu günlerden birincisi - ki, Gilberte'i görmekten beni mahrum edebilecek kudretlerin timsali olan kar, bir ayrılık gününün hüznünü ve hattâ bir yola çıkış gününün manzarasını veriyordu, çünkü şimdi değişmiş, tamamiyle örtülere bürünmüş olan mutad ve yegâne görüşme yerimizin çehresini değiştiriyor ve âdeti üzere kullanılmasına engel oluyordu - bununla beraber bugün, aşkımı ilerletti, zira Gilberte'in benimle paylaşabileceği ilk keder gibi bir şey oldu... Bizim takımdan yalnız ikimiz vardık ve onunla yalnız bulunmak ise, bu havada ancak benim için gelmiş gibi, sade tarafımdan değil, onun tarafından da bir hususiyet başlangıcı idi; bu bana, bir matineye davetli bulunduğu bu günlerden birinde, gelip benimle Champs-Elysés'de buluşmak için, bundan vazgeçmiş kadar duygulandırıcı bir hareket gibi geliyordu; etrafımızı ihata eden şeylerdeki durgunluk, tenhalık ve haraplık arasında canlı kalan dostluğumuzun hayatiyet ve istikbaline daha çok güvenmeye başlıyordum; ve Gilberte enseme kar topları tıkarken kışlık ve yeni ülkede bana bir seyahat arkadaşı gibi katlanmakla gösterdiği hem bir tercih alâmeti, hem de felâket arasında muhafaza ettiği bir nevi sadâkat gibi görünen hale içim titreyerek gülümsüyordum... Biraz sonra, birbiri peşinden, tereddütlü serçeler gibi, kar üstünde simsiyah, kız arkadaşları geldiler... Oynamaya koyulduk ve pek gamlı başlamış olan bugünün neşe içinde sona ermesi mukadder olduğundan, esiralmaca oynamadan önce, ilk gün Gilberte adını çağırdığını işitmiş olduğum sert sesli arkadaşına yaklaşıyordum ki bana: 'Hayır, hayır, Gilberte'in takımında oynamaktan hoşlandığınız malûm, zaten görüyorsunuz ki size işaret ediyor.' dedi... Gerçekten Gilberte de beni, karlı çayıra, takımına, güneşi pembe parıltılar, eski dibalardaki mânevi aşınma hali vererek kılaptanlı bir ordugâh şekline koyduğu takımına çağırıyordu...
...
'Aşk yaşta değil baştadır.' sözünün estetik kaygı güdülmeden söyleniş şekli. :)
Aşkın yaşı elbette yoktur ama mevsimi vardır kışın pek sarmaz mesala....
Aşkın yaşı yoktur ama her yaşın aşkıda biraz farklıdır galiba.. Kimi daha havai, kimi sel gibi gelip geçen, kimide daha ağır yere basan..
Nalan Altınörs - 'Yıllar Sonra Rastladım Çocukluk Sevgilime'
aşkın yaşı da yok başı da.hele zamanı hiç yok...Zaman kavramını yerle bir eden tek duygu!
aşık olunacak birisini bulursan neden olmasın?
bazı oyuncaklarda bile yaş sınırı varken aşkın yaşı yoktur demek pek ibreti alem bir durum olsa gerektir,diye düşündü deli gönül..
Hangi aşkın yaşı yoktur...?