1) ben hali 2) sen hali 3) biz hali 4) mutluluk sarhoşu hali 5) gerçek dünyaya dönme hali 6) salya sümük hali 7) daha uzar gider bu haller....bence yeter :))
Misk ve amber kokularıyla kokulanmış, gül sularıyla yıkanmış, nakışlı ipeklere sarılmış saç tellerini birbirine sunmayan iki sevgili görmedim.
Bunu ayrılık zamanlarında bir hatıra olarak saklamak için yaparlar.Bazen kullanılmış eşyalar gönderirler.Görüşmleleri yasaklanmış sevgililer arasında sıkça görülür bu.Kimi zaman da çiğnenmiş sakız gönderir sevgili.' Onun tükürüğü bana hayat suyudur' der âşık.... o günü bayram bilir/ler...' G.Gerdanlığı'ndan
âşık bunun farkındadır.Sürekli şikayet eder, sızlanır.Bütün âşıkların divanları, şiirleri sıkılsa acı dolu bir feryat damlar.Maşukta vefalı davranış çok seyrek görülür, bu sebeble göstereceği vefa âşık için çok değerlidir...'G.Gerdanlığı'ndan
'Bil ki, vefâ hissi âşık için ihmale gelmez bir zarurettir.
Temiz sevgilerin, samimi muhabbetlerin en başta gelen şartıdır vefâ.Âşık, maşukuna kopmaz zincirlerle kenetlenir.Onu unutmaz, onu ihmal etmez.Her yerde, her zaman onunladır.Bir gölge sadakatiyle vefâ gösterir ve bunu da gönülden, isteyerek yapar.
Yapmak istemeyeni kim zorlayabilir ki?
Âşkına vefâ mührünü vuramayan kimsenin âşıklar diyarında yeri yoktur....'G.Gerdanlığı'ndan
Sultanların toplantılarına katıldım, hiçbir yerde âşığın sevgilisine gösterdiği saygının dengini görmedim.
Padişahlara tesir edebilenlerin nüfuzunu, vezirlerin kullandığı yetkileri gördüm, devlet adamlarının tattığı sevinçleri bilirim, bunların biri bile sevgilisinin gönlünü kazanan âşığın memnûniyetive sevinci kadar olmadı.
Sultanların huzurunda kabahatinden dolayı korkuyla titreyenleri gördüm; üyük günah işleyen suçluların yakalandıkları esnadaki durumlarını bilirim.
Onların hali, gazaba gelen, öfkesi sınır tanımayan bir sevgilinin huzurundaki bîçare âşığın durumundan daha az gösterişlidir...'Güvercin Gerdanlığı'ndan
Sevgilinin eziyetlerine katlanıyor diye hiç kınanır mı âşık?
Büyük bir hata olur bu.Bu türden çilelere katlanmak insanın haysiyetini zedelemez, onurunu kırmaz.Yârin eziyetine razı olmak, hatta sürûr duymak âşığın meziyetidir.Gerek eza,gerek lütuf sevgiliden geliyorsa hararaetin buharı sayılmalı...Hakaret olabilir mi hiç?
Âşık, '' Hoştur bana senden gelen, nârında hoş, nûrun da hoş'' diyen
Âşık ketum olur, aşkı hususunda dilini tutmayı bilir.Kendisine soru sorulduğunda, aşkını gizler, yârini ağyâra söylemez.Bu hususta büyük sabır gösterir, kendini tutar.Her nevi aşk kaygısından uzakmış gibi durur.Ama...Aşk gizli kalabilir mi hiç?
Aşk taşar, aşk sızar.
Bir kor misali gönlü yakan aşk, aşığın gözlerinden ve tavırlarından belli olur.Aşkın kokusu yayılır etrafa, ateşin kömürde, suyun toprakta, sesin havada yayılması gibi...' Güvercin Gerdanlığı'ndan
“”Sevmenin tabakaları, mahabbet,aşk ve derd olmak üzere üç derecedir:
-Mahabbet odur ki,mahbubunu görürse memnundur,görmezse kaydında değildir. -Aşk odur ki, mahbubunu görürse memnundur, görmezse mahzundur. -Derd odur ki,mahbubunu görürse de mahzundur, görmezse de mahzundur.””
'Züleyha mısın zalim! ...' Dudaklarını sıkı sıkı yumdu,gözlerini kapadı,başını iki yana sallayarak içindeki kuyudan gelen bir sesle,bir kez daha; 'Züleyha mısın zalim! ...' dedi. Yüzünden acı damlıyordu. ... Ne ki,onun yüzünden damlayan acı hiç kimsenin kâlbinin üzerine düşmüyordu.Onun içindeki fırtına,hiç kimsenin dalındaki bir yaprağı bile kımıldatmıyordu.Onun çakmak çakmak gözleri hiç kimsenin kâlbine bir çıngı bile düşürmüyordu.Sürekli onun tepesinde dolanıp duran bulutlardan boşanan aşk yağmurları,hiç kimsenin üzerine bir damla bile düşürmeden yalnızca onu sırılsıklam ıslatıyordu. Evet,yalnızca onu...
Uçurumun kenarındayım Hızır Ben fakir En hakir Bin taksir Ateşten Kalleşten Mızrakla gürzden Dabbet-ül arz dan Deccalden Yedi düvelden Korku nedir bilmeyen ben Tir tir titriyorum Gülce'den Ödüm patlıyor Gülce'ye bakmaktan Nutkum tutuluyor Ürperiyorum Saniyeler gözlerinde birer can Her saniyede bir can veriyorum...
Ömer Lütfi Mete'de aşk bu hâli alır....(gülce'den alıntıdır)
ama en güzeli, 'bulunma hali'
ve bazen de, ne güzeldir sadece 'yalın hali'...
1) ben hali
2) sen hali
3) biz hali
4) mutluluk sarhoşu hali
5) gerçek dünyaya dönme hali
6) salya sümük hali
7) daha uzar gider bu haller....bence yeter :))
Ve sonuc.....
Boyle olmasını ben istememistim Nalan...
Hayatın kötü sürprizi iste.....: :)
....hey şövalye Türk filmi repliği gibi oldu bu....
- giriş
- gelişme
- inan bana böylesi her ikimiz için de daha iyi olacak.. en çok da senin için:P:P
Râm ol bana, ruhun yeni bir âleme girsin,
Yazmış kaderin: Aşkıma ömrünce esir'sin.!
Aklınla, şuurunla, hayâlinle bilirsin,
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...
(S.P) (...ikibinyılönce...)
zuhal olcay'ın son albümü.
AŞKIN HALLERİ
.
'Kanaat
Misk ve amber kokularıyla kokulanmış, gül sularıyla yıkanmış, nakışlı ipeklere sarılmış saç tellerini birbirine sunmayan iki sevgili görmedim.
Bunu ayrılık zamanlarında bir hatıra olarak saklamak için yaparlar.Bazen kullanılmış eşyalar gönderirler.Görüşmleleri yasaklanmış sevgililer arasında sıkça görülür bu.Kimi zaman da çiğnenmiş sakız gönderir sevgili.' Onun tükürüğü bana hayat suyudur' der âşık.... o günü bayram bilir/ler...' G.Gerdanlığı'ndan
.
.
İhanet
İhanet, vefânın zıddıdır.
Vefâ âşığın, ihanet daha ziyade mâşuğun işidir.
âşık bunun farkındadır.Sürekli şikayet eder, sızlanır.Bütün âşıkların divanları, şiirleri sıkılsa acı dolu bir feryat damlar.Maşukta vefalı davranış çok seyrek görülür, bu sebeble göstereceği vefa âşık için çok değerlidir...'G.Gerdanlığı'ndan
.
.
Vefâ
'Bil ki, vefâ hissi âşık için ihmale gelmez bir zarurettir.
Temiz sevgilerin, samimi muhabbetlerin en başta gelen şartıdır vefâ.Âşık, maşukuna kopmaz zincirlerle kenetlenir.Onu unutmaz, onu ihmal etmez.Her yerde, her zaman onunladır.Bir gölge sadakatiyle vefâ gösterir ve bunu da gönülden, isteyerek yapar.
Yapmak istemeyeni kim zorlayabilir ki?
Âşkına vefâ mührünü vuramayan kimsenin âşıklar diyarında yeri yoktur....'G.Gerdanlığı'ndan
.
'Halifelerin halılarını çiğnedim...
Sultanların toplantılarına katıldım, hiçbir yerde âşığın sevgilisine gösterdiği saygının dengini görmedim.
Padişahlara tesir edebilenlerin nüfuzunu, vezirlerin kullandığı yetkileri gördüm, devlet adamlarının tattığı sevinçleri bilirim, bunların biri bile sevgilisinin gönlünü kazanan âşığın memnûniyetive sevinci kadar olmadı.
Sultanların huzurunda kabahatinden dolayı korkuyla titreyenleri gördüm; üyük günah işleyen suçluların yakalandıkları esnadaki durumlarını bilirim.
Onların hali, gazaba gelen, öfkesi sınır tanımayan bir sevgilinin huzurundaki bîçare âşığın durumundan daha az gösterişlidir...'Güvercin Gerdanlığı'ndan
.
.
İtaat
Sevgilinin eziyetlerine katlanıyor diye hiç kınanır mı âşık?
Büyük bir hata olur bu.Bu türden çilelere katlanmak insanın haysiyetini zedelemez, onurunu kırmaz.Yârin eziyetine razı olmak, hatta sürûr duymak âşığın meziyetidir.Gerek eza,gerek lütuf sevgiliden geliyorsa hararaetin buharı sayılmalı...Hakaret olabilir mi hiç?
Âşık, '' Hoştur bana senden gelen, nârında hoş, nûrun da hoş'' diyen
Diyebilendir...' Güvercin Gerdanlığı
.
.
Sır saklama
..İtaat
....Sakınmak
......Vefâ
........İhânet
..........Kanaat
............Firkat
..............Visâl
................?
Sır saklama
Âşık ketum olur, aşkı hususunda dilini tutmayı bilir.Kendisine soru sorulduğunda, aşkını gizler, yârini ağyâra söylemez.Bu hususta büyük sabır gösterir, kendini tutar.Her nevi aşk kaygısından uzakmış gibi durur.Ama...Aşk gizli kalabilir mi hiç?
Aşk taşar, aşk sızar.
Bir kor misali gönlü yakan aşk, aşığın gözlerinden ve tavırlarından belli olur.Aşkın kokusu yayılır etrafa, ateşin kömürde, suyun toprakta, sesin havada yayılması gibi...' Güvercin Gerdanlığı'ndan
.
..
Aşk yalnız, umutsuzca seveni tanır.
___ Schiller
“”Sevmenin tabakaları, mahabbet,aşk ve derd olmak üzere üç derecedir:
-Mahabbet odur ki,mahbubunu görürse memnundur,görmezse kaydında değildir.
-Aşk odur ki, mahbubunu görürse memnundur, görmezse mahzundur.
-Derd odur ki,mahbubunu görürse de mahzundur, görmezse de mahzundur.””
Ya siz Efendim..
Ya siz..
Hangisisiniz..?
'Züleyha mısın zalim! ...'
Dudaklarını sıkı sıkı yumdu,gözlerini kapadı,başını iki yana sallayarak içindeki kuyudan gelen bir sesle,bir kez daha;
'Züleyha mısın zalim! ...' dedi.
Yüzünden acı damlıyordu.
...
Ne ki,onun yüzünden damlayan acı hiç kimsenin kâlbinin üzerine düşmüyordu.Onun içindeki fırtına,hiç kimsenin dalındaki bir yaprağı bile kımıldatmıyordu.Onun çakmak çakmak gözleri hiç kimsenin kâlbine bir çıngı bile düşürmüyordu.Sürekli onun tepesinde dolanıp duran bulutlardan boşanan aşk yağmurları,hiç kimsenin üzerine bir damla bile düşürmeden yalnızca onu sırılsıklam ıslatıyordu.
Evet,yalnızca onu...
Aşkın Hâlleri
Hüseyin Su
Uçurumun kenarındayım Hızır
Ben fakir
En hakir
Bin taksir
Ateşten
Kalleşten
Mızrakla gürzden
Dabbet-ül arz dan
Deccalden
Yedi düvelden
Korku nedir bilmeyen ben
Tir tir titriyorum Gülce'den
Ödüm patlıyor Gülce'ye bakmaktan
Nutkum tutuluyor
Ürperiyorum
Saniyeler gözlerinde birer can
Her saniyede bir can veriyorum...
Ömer Lütfi Mete'de aşk bu hâli alır....(gülce'den alıntıdır)
körlük hali..
maymunluk hali..
delilik hali..
Uykusuzluk,iştahsızlık ve buna bağlı baş dönmesi miğde bulantısı.Kalabalıktan kaçıp yalnız kalma isteği..
en güzeli yalın halii..
saf
katıksız
arı....
gaz hali hep duman etti, sıvı hali sırımsıklam ve katı hali taş etti kalbimi.
Hal mi kalır aşıkta?
aşığım
aşıksın
aşık
aşığız
aşıksınız
aşıklar
Bunlarda olur mu acaba? :)