ask in seni mutlu edecegini sanarsin ama sonunda seni hic mutlu etmez, sinirlerini bozar, seni sinirden delirtir, seni olmak istemedigin bir insana dönüstürür, söylemek istemedigin sözleri söyletir, normal sartlarda katlanmak istemediklerine katlanirsin sirf bu duygu yüzünden.
Gerçekten varolan, esas temeli saf sevgiye dayandığı için günümüzde bazı insanlar tarafından "ezik duygu" gözüyle bakılan ve misyonerlerce şimdilerde yozlaştırılmaya çalışılan, sonra da ortadan tamamen kaldırılmaya çalışılacak olan, bir insanın diğer bir insanı psikolojik durum, maddi durum, sosyal statü, dış görünüş, kültürel birikim, vb.. gibi küçük ayrıntıları gözetmeden sevmesine sebep olan en doğal insani duygulardan birisidir aşk.
İnsanlar hep aşktan, aşkın açısından dem vursa da içten içe aşk kapısını çalsın ister.. hatta kapıyı falan boşversin direkt davetsiz dalsın hayatına bir renk, bir anlam katsın ister.. aşkı dolu dizgin yaşarken dünyada ondan mutlusu yoktur, aşk bitip de acısı kalınca geriye, şikayetler başlar.. olmaz olsunlar, lanet olsunlar havada uçuşur.. Aşkın acısıyla-tatlısıyla, vuslatıyla-hasretiyle aşk olduğunu, aşka yüreğini açtığında bütün bunları baştan kabul ettiğini unutmamalıdır insan...
her gelene, her şeye eyvallah demesek de aşkla gelene ‘eyvallah’ deriz..
Gittin ya; kör baykuş tünemiş sevda çınarımızın altında yılanlar kıvrılmakta gözlerinde bıraktığın harla gece sessiz, ay şahit kurtlar aşk ziyanlığı sofrasında
Bazı erkekler kadınlara sadece zekası için aşık oluyorlar. Beyninin kıvrımları cezbedip baştan çıkarıyor onları... en ince ayrıntısına kadar keşfetmek istiyor.. zamanla onların sadece kıvrım olduğu, sandığından fazlasının bulunmadığını düşünmeye başlıyor.. o zaman bedenine yöneliyor kadının.. dolgun göğüsler, yuvarlak kalça... onu o an için tahrik edecek şeyleri görüyor.. bir süre için bunlar da oyalamaya yetiyor onu.. sonra.. sonrası tıpkı içindeki meyve suyu biten küçük karton kutular gibi... son bir kez şişiriyor kutuyu,yere koyuyor,ve tüm ağırlığıyla üzerine zıplıyor, gümmm!!! Duyarlı bir vatandaşsa(!) kutuyu çöp kutusuna atıyor, etrafı kirletmesine izin vermiyor.
fasa fisoda,faso fiso...birkaç saatlik yada birkaç günlük beraberliğin adına aşk deyipisevdaya hakaret edip,ayağa düşürmenin adı işte...AŞKMIŞ TA mışşşşşşşşşşş..
Ben' herkes' gibi değilim diyen birinin herkesten hiç bir farkı olmadığını anlayana kadar geçen ayaklarınızın yerden kesildiği geçen süreç
ask in seni mutlu edecegini sanarsin ama sonunda seni hic mutlu etmez, sinirlerini bozar, seni sinirden delirtir, seni olmak istemedigin bir insana dönüstürür, söylemek istemedigin sözleri söyletir, normal sartlarda katlanmak istemediklerine katlanirsin sirf bu duygu yüzünden.
Karadeniz'li birine aşk nedir? diye sormuşlar.
Üstad cevap vermiş:
– Bayiliysınız boş gonişmaya.
:)
evrenin yaratılma sebebidir aşk.
Gerçekten varolan, esas temeli saf sevgiye dayandığı için günümüzde bazı insanlar tarafından "ezik duygu" gözüyle bakılan ve misyonerlerce şimdilerde yozlaştırılmaya çalışılan, sonra da ortadan tamamen kaldırılmaya çalışılacak olan, bir insanın diğer bir insanı psikolojik durum, maddi durum, sosyal statü, dış görünüş, kültürel birikim, vb.. gibi küçük ayrıntıları gözetmeden sevmesine sebep olan en doğal insani duygulardan birisidir aşk.
Hayal gemisi
hep yanında olmasını istemek
şehvetin adını aşk koydular ;bu masala kendileri de kandılar
şair aldatmacası ,kurgu
günümüzde de hala inananlar varmıdır ki ?
Canı sıkılan insanların oynadığı bir oyun.. Sıkıntı geçer oyun biter...Basit.
dünyanun en büyük yalanı ...
İnsanlar hep aşktan, aşkın açısından dem vursa da içten içe aşk kapısını çalsın ister.. hatta kapıyı falan boşversin direkt davetsiz dalsın hayatına bir renk, bir anlam katsın ister.. aşkı dolu dizgin yaşarken dünyada ondan mutlusu yoktur, aşk bitip de acısı kalınca geriye, şikayetler başlar.. olmaz olsunlar, lanet olsunlar havada uçuşur..
Aşkın acısıyla-tatlısıyla, vuslatıyla-hasretiyle aşk olduğunu, aşka yüreğini açtığında bütün bunları baştan kabul ettiğini unutmamalıdır insan...
her gelene, her şeye eyvallah demesek de aşkla gelene ‘eyvallah’ deriz..
Aşk.. Ağırlıktır kalpte ömür boyu taşıdığımız bence....
hakkaten var mı ki?
Gittin ya;
kör baykuş tünemiş sevda çınarımızın altında
yılanlar kıvrılmakta gözlerinde bıraktığın harla
gece sessiz, ay şahit
kurtlar
aşk ziyanlığı sofrasında
Aşk kalpte sızı başta ağrı ,yokluğu dert varlığı dert istemesek de hep var olacak aşk...
Ne diyordu şarkıda, "Aşk, eski bir yalan, Adem'le Havva'dan kalan..."
Bazı erkekler kadınlara sadece zekası için aşık oluyorlar. Beyninin kıvrımları cezbedip baştan çıkarıyor onları... en ince ayrıntısına kadar keşfetmek istiyor.. zamanla onların sadece kıvrım olduğu, sandığından fazlasının bulunmadığını düşünmeye başlıyor.. o zaman bedenine yöneliyor kadının.. dolgun göğüsler, yuvarlak kalça... onu o an için tahrik edecek şeyleri görüyor.. bir süre için bunlar da oyalamaya yetiyor onu.. sonra.. sonrası tıpkı içindeki meyve suyu biten küçük karton kutular gibi... son bir kez şişiriyor kutuyu,yere koyuyor,ve tüm ağırlığıyla üzerine zıplıyor, gümmm!!! Duyarlı bir vatandaşsa(!) kutuyu çöp kutusuna atıyor, etrafı kirletmesine izin vermiyor.
Aşk bu, körün taşı gibidir.
Kimini bulur, kimini vurur.
Onu gördüğünde sol tarafın acıyorsa budur o olan şey !
Bu kadar ici boşalmis ,anlamsızlasmıs baska bir kelime yok...
anlatılmaz yaşanır...derd ve derman ...şeker kaplı zehir...insanı insan yapan güzellik...
Bir kelebeğin havalanıp sonra da ölmesi.
Gerçek aşkı bulabilmek ne mümkün?
Kalbin kanatlanıp uçması mutluluğa
Aşk bu..
Kimi yaşayabildiği yere kadar yaşar..
Kimi taşıyabildiği yere kadar...
fasa fisoda,faso fiso...birkaç saatlik yada birkaç günlük beraberliğin adına aşk deyipisevdaya hakaret edip,ayağa düşürmenin adı işte...AŞKMIŞ TA mışşşşşşşşşşş..
Aşk seversen tüm benliğin'le damarlarında gezen alyuvarlar gibidir için herzaman ciz ciz eder valla ....
Aşk döngüsü: saygı duruşu, cicim ayı, mucuk ayı, trip ayı, boynuz ayı, alkol ayı, ayı oğlu ayı, İstiklal Marşı ve kapanış…