anı yoktur. anıların kendisinden kaynaklanan, bir başka kişilikle yaşanmış, bir başka hayat vardır. gerçek zaman,eşit saatlere bölünmüş, mekanik bir yapı değildir. tüm bunların sonunda burnumuza gelen şey, 'katmerli papatyaların ateşte yanan kalplerinin kokusu' olacaktır...
Kişisel yaşantının bütünü ya da belli bölümlerini ya da gözlemleri dile getirmek amacıyla yazılmış edebi metinler ya da kayıtlardır. Otobiyografi ile karıştırılabilen anı, ondan dışsal olaylara verdiği önem nedeniyle ayrılır. Anıda kişisel yaşam izlenimlerinin yanı sıra bu izlenimlerin dış boyutları da geniş olarak yer alır. Otobiyografide yazar öncelikle kendilerini konu edinirken, anı yazarları çoğunlukla çeşitli tarihsel olaylarda rol oynamış ya da bu olayların yakın gözlemcisi olmuş kişilerdir
bir yolculuk esnasında, gayet kendisini modern sanan bir bayanla olan sohbetten, kısa bir yazı yazacağım...
Muhabbet muhabbeti açtığında konu her zamanki gibi din ve ahlak mevzusuna gelmiştir...
kendisine şöyle bir soru yöneltmiştim...
-Madem zenginsiniz neden hacca gitmiyorsunuz demiştim...? ? ? -Hacca gindenlerin kalblerinin çoğu fesat... -Madem sağlıklısınız neden oruç tutmuyorsunuz.....? ? ? ? -Oruç tutanlar hep yobaz... -Madem zamanınız var, neden namaz kılmıyorsunuz....? ? ? ? -Namaz kılanların hepsi çoğu fesat...benim kalbim temiz...
Bende artık dayanamayarak şu soruyu kendisine yönelttim...
-eee...! ! ! madem siz bu kadar güzel ahlaka sahipsiniz, neden siz yapmıyorsunuz...:o) (yorumsuz)
zihnimin derinliklerindeki fotoğraf kareleri kimisini yırttım kimisine sakal,bıyık çizdim ama negatifler büyük fotografcının elinde.; ( ve şimdilerde onun karanlık odasında tekrar banyolanıyorum tüm günahlarıma tek objektifleri şahitti..
sabahtan akşama sokakta kaldığımız,o sokak senin,bu sokak benim gezdiğimiz,daldan incir koparıp yediğimiz,abilerin pazar günleri futbol oynadığı arsada elimizle tepsiyle uğur böceği yakaladığımız,dört yapraklı yoncayı usanmadan aradığımız uzak yıllar...
anılar sadece hatırlamak istediginde çıkan gereksinim giderici ögeler gibi o anı yaşar yaşatırlar
eskiyi....geçmişi hatırlatan....
anı nedir? hatıra nedir?
anı yoktur.
anıların kendisinden kaynaklanan,
bir başka kişilikle yaşanmış,
bir başka hayat vardır.
gerçek zaman,eşit saatlere bölünmüş,
mekanik bir yapı değildir.
tüm bunların sonunda burnumuza gelen şey,
'katmerli papatyaların ateşte yanan
kalplerinin kokusu' olacaktır...
mazi/
fi...
geçmiş zaman odur ki;
şudur ki;
budur ki;
can sıkıcıdır inan ki......./.
Çok güzel ve değerli...
Kişisel yaşantının bütünü ya da belli bölümlerini ya da gözlemleri dile getirmek amacıyla yazılmış edebi metinler ya da kayıtlardır. Otobiyografi ile karıştırılabilen anı, ondan dışsal olaylara verdiği önem nedeniyle ayrılır. Anıda kişisel yaşam izlenimlerinin yanı sıra bu izlenimlerin dış boyutları da geniş olarak yer alır. Otobiyografide yazar öncelikle kendilerini konu edinirken, anı yazarları çoğunlukla çeşitli tarihsel olaylarda rol oynamış ya da bu olayların yakın gözlemcisi olmuş kişilerdir
anılarımla aramı allahın doguyla batıyı ayırdıgı gibi ayırdım.
yaşanmış olay ların sonradan hatırlanması demektir
anı
bir anı bile kalmamıştır
geceler boyu sevişmelerden
binlerce yıl uzaktadır
binlerce kez dokunduğun ten
yazabildiğin şiirlerdedir...
ânı
yani onu
o ise sevgiliyi
sevgili ise hedefi
hedef ise sonumu
sonum için şu ânı
Yaşanmış olaylardan belleğin sakladığı,sırası geldiğinde anımsanan iz ,izlenim,hatıra. ANI
anı bence gerçek olan yaşanmış olaylardır
(Örneğin geçen sene yaptığımız güzel bir şeyi bu sene anlatmamıza denir) ! ! !
8.11.2006 23:37
Anılar düştü peşime uyumaz oldum
Düşlerim vardı yamacına
Varamaz oldum
Rüzgarla yarışırken koşamaz oldum
Düze çıkmaz yollarım inemez oldım
Geçmiş günler düğüm düğüm
Çözemez oldum güzelim
Sevda yüklü bulutlardan geçemez oldum güzelim
seslendiren:Kazım Koyuncu
Anılar düştü peşime uyumaz oldum
Düşlerim vardı yamacına
Varamaz oldum
Rüzgarla yarışırken koşamaz oldum
Düze çıkmaz yollarım inemez oldım
Geçmiş günler düğüm düğüm
Çözemez oldum güzelim
Sevda yüklü bulutlardan geçemez oldum güzelim
seslendiren:Kazım Koyuncu
bir yolculuk esnasında, gayet kendisini modern sanan bir bayanla olan sohbetten, kısa bir yazı yazacağım...
Muhabbet muhabbeti açtığında konu her zamanki gibi din ve ahlak mevzusuna gelmiştir...
kendisine şöyle bir soru yöneltmiştim...
-Madem zenginsiniz neden hacca gitmiyorsunuz demiştim...? ? ?
-Hacca gindenlerin kalblerinin çoğu fesat...
-Madem sağlıklısınız neden oruç tutmuyorsunuz.....? ? ? ?
-Oruç tutanlar hep yobaz...
-Madem zamanınız var, neden namaz kılmıyorsunuz....? ? ? ?
-Namaz kılanların hepsi çoğu fesat...benim kalbim temiz...
Bende artık dayanamayarak şu soruyu kendisine yönelttim...
-eee...! ! ! madem siz bu kadar güzel ahlaka sahipsiniz, neden siz yapmıyorsunuz...:o) (yorumsuz)
kötü anıları hatırlamaktansa yaşanmadığını kabul etmek daha güzel! !
insanın hayatında her zaman hatırlanacak anlardır.iyisiyle,kötüsüyle....
'anı denen
zifiri renklilikten.'
;)) ..harikaaa.! !
o beni hiç sevmez ben onu hiç sevmem
anılarımla aramdaki mesafe giderek açılıyor....yalnızlığın değişik bir türü galiba...sanırım yaşlanıyorum.....
ANI..
Ne varsa en güzel üç gün üç gece
Bir kıyı şehrinde seninle yaşadık
Tutuştum,elim ellerine değince
Öylesi sıcaktın,öylesi aydınlık
Güzellikten,mutluluktan,sevgiden
Kumların üstünde bir evren yarattık
O dakikalar yaşandı mı sahiden
Bir düş müydü yoksa gerçekten var mıydık
Nasıl geçip gidiverdi o zamanlar
O bir daha zor yaşanılır çılgınlık
O alev alev yaktığımız ormanlar
Ey şimdi o kıyı şehrinde kalanlar
Duyun,anlayın,haykırın çığlık çığlık
Böyle bir anı bir daha yaşanmaz artık.
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
zihnimin derinliklerindeki fotoğraf kareleri kimisini yırttım kimisine sakal,bıyık çizdim ama negatifler büyük fotografcının elinde.; (
ve şimdilerde onun karanlık odasında tekrar banyolanıyorum
tüm günahlarıma tek objektifleri şahitti..
Hatıra; çabuk biten ve okuna okuna hiçbir cazibesi kalmayan eski bir kitap.... cm
birkaç şarkıya kıstırılmışlık hali
her dinlediğin müzikte aklına yaşadıkların gelmesi ve gözlerini dolmaya mahkum eden acımasız gösteri...
sabahtan akşama sokakta kaldığımız,o sokak senin,bu sokak benim gezdiğimiz,daldan incir koparıp yediğimiz,abilerin pazar günleri futbol oynadığı arsada elimizle tepsiyle uğur böceği yakaladığımız,dört yapraklı yoncayı usanmadan aradığımız uzak yıllar...
kımılerı analarıyla hatırlanır, kımılerı anılarıyla....
umarım anılarıyla hatırlananlardan olursunuz