Jean Luc MARİON, Fransız Filozof ve İlahiyatçı, Mistik Tecrübeyi tarif ederken bir çerçeve çizer, bu felsefecilerin Tanrı kavrayışı değil, Mistiklerin Yaşayışı anlamında - doygunluk - olarak açıklar.
-- Sezgiyi aşan, kontrol edilememekle çerçevelenmiş olan, belli bir tür gerçeklikdan söz edilmeli. Kendisini anlamlandırabileceğimiz bütün anlamların ötesinde ve üstünde. Onun zuhur edişini kısıtlayabileceğimiz, herhangi bir anlamlı biçim, veya kategori yoktur. Onu öngörmek de ihtimal dışıdır, zira onun verilişi herhangi bir zorunlu durumu aşar. Burada mesele bunu sınırlı bir kavram içinde algılama değildir, zira o söz konusu kavramdan her zaman taşar. Onun bu fazlalığını herhangi bir kavramla kuşatmak olası değildir.
YALAN GİBİ.
Zaman da yarılır, beynim de, azgın sular dolar, tenim dağılır. Burda eski bilgilerin hükmü yok. Yenilerine de benim gücüm yok, dağılsa şekiller, uçsam tüy gibi, sonsuz saltanat bir an gibi. Dinlemeyin beni, bütün söylediklerim, yalan gibi.
Mutluluğun tılsımı işte bu..Bir gün sonrasını,bir saat sonrasını ,bir dakika sonrasını düşünmeden ana bırakmak kendini..İşte bu özgürlüğün delisiyim...
'carpe diem'(günü yakalamak mı? bu yeterli değildir.çünkü günler geçer,çünkü hiç bir sey yerinde durmaz.çok değişen,ama devam eden şimdiyi yakala.anı yaşamak mı? söz konusu bile değildir.simdiği ytasamak tek yol budur.
Eflatuna sormuşlar, insanoğlunun şaşırtan davranışları nelerdir diye, Eflatun: 1- İnsanoğlu çocukluktan sıkılır, büyümek için acele eder, sonrada çocukluğunu özler. 2- İnsanoğlu para kazanmak için önce sağlığını harcar, sonrada kaybettiği sağlığını geri kazanmak için parasını. 3- İnsanoğlu hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar sonrada hiç yaşamamış gibi ölür. 4- Hayata hazırlanmaya o kadar çok zaman harcarki, sonrada hayatı yaşamaya zamanı kalmaz. 5- İnsanoğlu geleceğini o kadar çok düşünürki, bugünün avuçlarının içinden aktığını fark etmez bile. Oysaki hayat ne geçmişte ne gelecek yalnızca bu içinde bulunduğumuz anda yaşanır demiş.
“ Ormana gittim, çünkü bilinçli yaşamak istiyordum. Hayatı tatmak ve yaşamın iliğini özümsemek istiyordum! Yaşam dolu olmayan her şeyi bozguna uğratmak için. Ve ecel geldiğinde fark etmemek için hiç yaşamamış olduğumu.”
Tanpınar'a göre zaman denilen şey içiçe geçmiş anlardan oluşmuş bir olgu. çizgisel bir düzleme indirgenemez. anı ne kadar iyi yaşarsak zamanı o kadar iyi yaşarız. doğu anlayışı da anı yaşamaktan geçer zaten..
ne dün ne bugün ne de yarın gönlünün istediği gibi yaşamalısın dolu veya boş çünkü hayat senindir sen onu yönlendirmelisin ve senin hanene kaydediliyor herşey gerisi boş
daha hayatımıza başlarken biri bize ölmekte olduğumuzu söylemeli.o zaman hayatımızın her anını dolu dolu yaşardık.bir yapında bakın! yapmak istediğiniz neyse,şimdi yapın...! yarınların sayısı çok değil.
geriye bakmayın..gelecek için de hayal kurmayın...size ne geçmişi geri verebilirler ne de gelecek hayallerinizi tatmin edebilirler.göreviniz,ödülünüz,kaderiniz burada ve 'şimdi' dir....
Jean Luc MARİON, Fransız Filozof ve İlahiyatçı, Mistik Tecrübeyi tarif ederken bir çerçeve çizer, bu felsefecilerin Tanrı kavrayışı değil, Mistiklerin Yaşayışı anlamında - doygunluk - olarak açıklar.
-- Sezgiyi aşan, kontrol edilememekle çerçevelenmiş olan, belli bir tür gerçeklikdan söz edilmeli. Kendisini anlamlandırabileceğimiz bütün anlamların ötesinde ve üstünde. Onun zuhur edişini kısıtlayabileceğimiz, herhangi bir anlamlı biçim, veya kategori yoktur. Onu öngörmek de ihtimal dışıdır, zira onun verilişi herhangi bir zorunlu durumu aşar. Burada mesele bunu sınırlı bir kavram içinde algılama değildir, zira o söz konusu kavramdan her zaman taşar. Onun bu fazlalığını herhangi bir kavramla kuşatmak olası değildir.
YALAN GİBİ.
Zaman da yarılır, beynim de, azgın sular dolar,
tenim dağılır. Burda eski bilgilerin hükmü yok.
Yenilerine de benim gücüm yok, dağılsa şekiller,
uçsam tüy gibi, sonsuz saltanat bir an gibi. Dinlemeyin
beni, bütün söylediklerim, yalan gibi.
gökhan, 21 Kasım 2004
En güzel zamanını hatırla, hep heyecan ve tutku olan anlardır. O an ise hayatında olması gereken andır .
Mutluluğun tılsımı işte bu..Bir gün sonrasını,bir saat sonrasını ,bir dakika sonrasını düşünmeden ana bırakmak kendini..İşte bu özgürlüğün delisiyim...
zeki insanın olgusu.
dünyada bir insanı yalnız bırakırsınız, siz yalnız kaldığınız sürece.
'carpe diem'(günü yakalamak mı? bu yeterli değildir.çünkü günler geçer,çünkü hiç bir sey yerinde durmaz.çok değişen,ama devam eden şimdiyi yakala.anı yaşamak mı? söz konusu bile değildir.simdiği ytasamak tek yol budur.
fazlasıyla komformist
fütursuz hedonizm
Anı yaşamak en güzeli ama bence çok zor...
Eflatuna sormuşlar, insanoğlunun şaşırtan davranışları nelerdir diye,
Eflatun:
1- İnsanoğlu çocukluktan sıkılır, büyümek için acele eder, sonrada çocukluğunu özler.
2- İnsanoğlu para kazanmak için önce sağlığını harcar, sonrada kaybettiği sağlığını geri kazanmak için parasını.
3- İnsanoğlu hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar sonrada hiç yaşamamış gibi ölür.
4- Hayata hazırlanmaya o kadar çok zaman harcarki, sonrada hayatı yaşamaya zamanı kalmaz.
5- İnsanoğlu geleceğini o kadar çok düşünürki, bugünün avuçlarının içinden aktığını fark etmez bile. Oysaki hayat ne geçmişte ne gelecek yalnızca bu içinde bulunduğumuz anda yaşanır demiş.
deyince aklıma 'ölü ozanlar derneği' geliyor.
“ Ormana gittim, çünkü bilinçli yaşamak istiyordum. Hayatı tatmak ve yaşamın iliğini özümsemek istiyordum! Yaşam dolu olmayan her şeyi bozguna uğratmak için. Ve ecel geldiğinde fark etmemek için hiç yaşamamış olduğumu.”
Tanpınar'a göre zaman denilen şey içiçe geçmiş anlardan oluşmuş bir olgu. çizgisel bir düzleme indirgenemez. anı ne kadar iyi yaşarsak zamanı o kadar iyi yaşarız. doğu anlayışı da anı yaşamaktan geçer zaten..
saçma bişee..şimdi anı yaşarsam geleceğimi kim güzelleştierecek? ? bu sözü bana söleyenmi? ?
Society of Dead Poets
ne dün ne bugün ne de yarın gönlünün istediği gibi yaşamalısın dolu veya boş çünkü hayat senindir sen onu yönlendirmelisin ve senin hanene kaydediliyor herşey gerisi boş
carpe diem...
daha hayatımıza başlarken biri bize ölmekte olduğumuzu söylemeli.o zaman hayatımızın her anını dolu dolu yaşardık.bir yapında bakın! yapmak istediğiniz neyse,şimdi yapın...! yarınların sayısı çok değil.
geriye bakmayın..gelecek için de hayal kurmayın...size ne geçmişi geri verebilirler ne de gelecek hayallerinizi tatmin edebilirler.göreviniz,ödülünüz,kaderiniz burada ve 'şimdi' dir....