nasıl ki, yaşanmışlığı olmayan bir hakikati yaşamış sayan her çıkarım, yaşanacakları ipotek altına alacak demekse ve o ipoteğin adı, sonunda yine dönüp dolaşıp yanılsama olarak karşımıza çıkıyorsa ve, bildiklerimiz sonuçta yanıldıklarımıza yetmez hale geliyorsa, öyle de; kulluk yolundaki suskunluk ve duralamalarımız, bir ömür k/aybı olarak mahcup ve anlayış bekleyici konumda kalmamız ötesine geçemez, ironik kazanımlarla yüzleşmek akıbetine uğramaktan azatlığın yolunu kesecektir… ki her susku; bir vazgeçmenin ilk adımıdır…
gökyüzündeki manzaraya bakıp, bu tabloyu kim yaptı diye soran bir çocuğun halis kalbinde saklı değil midir, iyi ki varsın beni var eden, varlığından haberdar eden rabbim nidasıyla yüzlerimize yayılan, sonsuza müteveccih o bembeyaz pamuk yığınları gibi bulut tebessümler… o halde, asık bir suratla bir canı, cananını aramaktan alıkoyan nedir ve korkarım bu yine kendisinden başkası değilse nerededir, ulu ulu nehirlerin, denizlerin, okyanusların ummanına akmaya çakılı kalışlarındaki bu bulutsuzluk hasretinin efsunu… ve hangi kalbin nefesi ummanında yankısını bulmamış…
annelerimizden aldığımız o hesaba gelmez şefkatler, bütün insanlıkla paylaşarak geçmedikten sonra, hangi ömür uzundur… ve öte gecelerde uyumak istemek, nasıl ölümcül bir kâbusun ninnisidir… dört işlemden hangi azıksız sağlama ırgatlığı yüzleşmesiyle, gettoların inleri asude ve müstağni, yaşamaktan yana… ki bu sağlamadan önceki bütün işlem olup bitimlerinin, hesap günü bir referans alınma kabiliyeti de yok, kesinlikle… bunu bilerek biriktirilen çukurda kalmış deneyimlemelerle yüz yüze gelindiğinde, her şeyin sıfırdan başlaması talebinin anlamsızlığı kaçınılmazdır… hesabıyla yüz yüze gelmezden önce, yaşamakta olduklarını bir kevgirde biriktirmeyi sürdürmekten yana mı insan ya da bu kadar azık, bu yol arkadaşlığın için kâfi mi bunu düşünmeye neden yanaşmaz…
Kendim için seviyorsam namerdim, Allah için seviyorum seni.. yalan!... ruhundaki eksikliği doldurmak için sever insan.. her kim ki Allah için sevebilirse gerçek aşkı bulmuştur..
Sevdiğini Allah için sevmek, imanın temelidir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Allahü teâlâ kıyamette buyurur ki: Benim azametim için birbirini sevenleri, hiçbir himayenin bulunmadığı bugün, rahmetim altında himaye ederim.) [Müslim]
(Allah için dost olan kimseyi, Allahü teâlâ, Cennette hiçbir ameliyle ulaşamayacağı yüksek dereceye yükseltir.) [İ. Ebi-d-dünya]
(Kıyamette Arşın etrafında, yüzleri ayın on dördü gibi parlayan insanlar için kürsüler kurulur. Herkes feryat ve figan ederken onlar sakindir. Herkes korku ve dehşet içindeyken onlar üzülmez. Bunlar, Allah için birbirini sevenlerdir.) [Hâkim]
(Cennetin güzel köşkleri, Allah rızası için birbirini sevenler içindir.) [Ebu-ş-şeyh](Alinti)
“Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten menedersiniz…” (Âl-i İmrân, 110)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)
Kâinâtın Fahr-i Ebedîsi bir gün, iyiliği tavsiye edip kötülüğe mânî olma mes’ûliyetinden bahsederken şöyle bir misal vermiştir:
“Gemi yolcuları alt ve üst katlara yerleştiler. Geminin alt katında seyahat edenler; Su ihtiyacımızı karşılamak için ikide bir yukarı çıkıyor, üsttekileri rahatsız ediyoruz. Geminin tabanında bir delik açıp suyu oradan alalım. diye konuştular.
Bu durumda üst kattakiler onlara mânî olmazsa, hepsi birden boğulup giderler. Şayet onlara gemiyi delmenin yanlış olduğunu anlatırlarsa, hem kendilerini, hem diğerlerini boğulmaktan kurtarırlar.” (Buhârî, Şehâdât, 30; Tirmizî, Fiten, 12)
bir hadisi şerifte ne gecer...biribirinizi sevmedikce iman etmiş sayılmazsınız....yani düşünün biribirmizi allah için sevince bile cennete gitme şansın yükseliyo rabbim bizi cennete koymak için sebebp arıyor..ama bizim gözlerimiz okadar kör olmuşki.....nasıl bakarsak öyle görürüz nasıl düşünürssek öyle gercekleşir....saygılarımla allaha emanet olun inş..
Allah için sevmek odur ki, kişi kişide görmesi gerekeni görür, yüce yaratıcıyı görür ve sever onun için ateşe tapana da, putperestede gönül kapılarını açar. Çünkü sevdiğini Allah için sevmektedir.
ALLAH İÇİN SEVMEK DEMEK ALLAH RIZASI İÇİN SEVMEK DEMEK DEĞİLDİR TIPKI BESMELEDE OLDUĞU GİBİ BEN BU İŞİ ONUNLA ONUN ADINA YAPIYORUM DEMEKTİR... ÇÜNKÜ SEVENDE SEVİLEN DE ALLAH'TIR... BEN SENİ SEVİYORUM DİYEN YALAN KONUŞMAKTADIR.SEVEN ALLAH'TIR.O SEVERKEN BİZİ KULLANIYOR....
: Öyle ise beni uğrunda sevdiğin Allah’ta seni sevsin..
Allahım, ben Onu Seviyorum Sende Sev... Ona,Er- Rahman Er- Rahim esmâsıyla tecelli et.. El- Müheymin sıfatınla koru ve gözet... Ey EL Vedud, sevgini ve aşkını ver onun kalbine... Kalbini aşkınla öyle doldur ki hasret onu hiç yıldırmasın hiç üzmesin..
İnsan sevgi için yaşar ALLAH kulunu sevmiş Alemler yaratmış… Sonra bülbül gülü sevmiş,gül suyu beklemiş…dağların zirveleri o kadar yalnızmış ki gök yüzünde uçuşan bulutlarla dertleşmiş,bulutları sevmiş…balık suyu,kuş semayı,yılan toprağı sevmiş… Snra insan….insan doğayı sevmiş,başka bir insanı sevmiş,yaratanı sevmiş… Yaratanı sevmiş Dünyada her varlık birbirini sevmiş ve birbirine sevgi ile karşılık vermiş…nasıl mı? yarattığı kulu seven AALLAH insana dünyayı vermiş…bulutlar yankızlık çeken dağlara göz yaşı vermiş…su balıklara can vermiş…gök yüzü kuşlara uçma,toprak yılana yaşama izni vermiş…
İnsan ağaca su,ağaç insana meyve vermiş…bir insan başka bir insanı sevmiş,sevdiği ona gönlünü vermiş… İnsan ALLAHI sevmiş,ALLAH ona cenneti vermiş… Demek ki üzerinde bulunduğumuz dünyada her şey sevgi içinmiş… EN BÜYÜK AŞK ALLAH AŞKIDIR...
Allah Teâla şöyle buyurdu: “Benim rızam için birbirini sevenlere, benim için bir araya gelenlere, benim için birbirlerini ziyaret edenlere ve benim için yardımlaşanlara sevgim vacip olmuştur...
eğer Allah rızası için seversen unutmaki bu sevgin asla bitmez, asla nefrete dönüşmez..
düşüyorum öyleyse varım, varlığımı en iyi Allah la ispatlarım. hiçkimse sevebilen insanın evrimle bunu öğrendiğine ikna edemez beni, ama yinede darvinide seviyorum, yaradandan ötürü
Rabbine en çok yakın olan kişidir ALlahı seven kişi; her şeyi onun için onun rızasını kazanmak için yapmak, attığın her adımda,aldığın her nefeste,soluduğun her havada onun imzası olduğunu bilmek, onunla yaşadığını bilmek,onunla var olduğunu bilmktir ve bu yüzden ona yakışır kul olmaktır her şeyi ALLAH için sevmek, Onun için yapmaktır... selam ve duayla
Öncelikle Allah sevgisini yürekten hissetmek lazım O'nun sevgiyi yarattığını hatırlamak lazım ki, sevgiyi yataran için sevebilelim... Yaşamınızın biryerinden bu kavramı yerleştirirseniz, yüreyinizdeki sevginin sandığınızdan çok daha büyük olduğunu hissedebilir ve çok mutlu olursunuz...
Allah için sevenler cennette zümrütlerle yakutlarla donananmış köşklerin içinden çok güzel manzaralar görecekler ve oradan dışarıya baktıklarında orada alınlarında Allah için sevenler yazısı olan insanları görürler.
Şehvetinin esiri olmuş her bir nefis dizginlerinden boşanmış bir at gibidir Bu atı kırbaçlayıp şaha kaldıran sinsi şeytanın ta kendisidir Dizginleri ele alıp atı durduracak kişi yalnızca atın seyisidir Bunu da her zaman için yaptıracak olan yÜrekten gelen ALLAH sevgisidir
Eşini Allah için sevmek anne,babasını Allah için sevmek komşusunu,arkadaşını Allah için sevmek insanları,insanlığı onun için sevmek her şey onun eseri değilmi? her şeyde onun tecellisini görmeye çalışmak sevmek onun yarattıklarını,onun için sevmek başına ne gelirse gelsin ondan bilip,hayır ve şer, buda Allahdan diyebilmek gelenide sevebilmek onun için sevebilmek tasavvuf da bu olsa gerek
nasıl ki, yaşanmışlığı olmayan bir hakikati yaşamış sayan her çıkarım, yaşanacakları ipotek altına alacak demekse ve o ipoteğin adı, sonunda yine dönüp dolaşıp yanılsama olarak karşımıza çıkıyorsa ve, bildiklerimiz sonuçta yanıldıklarımıza yetmez hale geliyorsa, öyle de; kulluk yolundaki suskunluk ve duralamalarımız, bir ömür k/aybı olarak mahcup ve anlayış bekleyici konumda kalmamız ötesine geçemez, ironik kazanımlarla yüzleşmek akıbetine uğramaktan azatlığın yolunu kesecektir… ki her susku; bir vazgeçmenin ilk adımıdır…
gökyüzündeki manzaraya bakıp, bu tabloyu kim yaptı diye soran bir çocuğun halis kalbinde saklı değil midir, iyi ki varsın beni var eden, varlığından haberdar eden rabbim nidasıyla yüzlerimize yayılan, sonsuza müteveccih o bembeyaz pamuk yığınları gibi bulut tebessümler… o halde, asık bir suratla bir canı, cananını aramaktan alıkoyan nedir ve korkarım bu yine kendisinden başkası değilse nerededir, ulu ulu nehirlerin, denizlerin, okyanusların ummanına akmaya çakılı kalışlarındaki bu bulutsuzluk hasretinin efsunu… ve hangi kalbin nefesi ummanında yankısını bulmamış…
annelerimizden aldığımız o hesaba gelmez şefkatler, bütün insanlıkla paylaşarak geçmedikten sonra, hangi ömür uzundur… ve öte gecelerde uyumak istemek, nasıl ölümcül bir kâbusun ninnisidir… dört işlemden hangi azıksız sağlama ırgatlığı yüzleşmesiyle, gettoların inleri asude ve müstağni, yaşamaktan yana… ki bu sağlamadan önceki bütün işlem olup bitimlerinin, hesap günü bir referans alınma kabiliyeti de yok, kesinlikle… bunu bilerek biriktirilen çukurda kalmış deneyimlemelerle yüz yüze gelindiğinde, her şeyin sıfırdan başlaması talebinin anlamsızlığı kaçınılmazdır… hesabıyla yüz yüze gelmezden önce, yaşamakta olduklarını bir kevgirde biriktirmeyi sürdürmekten yana mı insan ya da bu kadar azık, bu yol arkadaşlığın için kâfi mi bunu düşünmeye neden yanaşmaz…
kardeşim biz soruyoruz cevap sende olamaz mı ya ne çağrıştırıyorsa çağrıştırıyor önemli olan gerçek anlamı
Yunus Emre
biliyorsun emrivakilerden hiç hoşlanmam!!!
Kendim için seviyorsam namerdim, Allah için seviyorum seni..
yalan!...
ruhundaki eksikliği doldurmak için sever insan..
her kim ki Allah için sevebilirse gerçek aşkı bulmuştur..
Sevdiğini Allah için sevmek, imanın temelidir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Allahü teâlâ kıyamette buyurur ki: Benim azametim için birbirini sevenleri, hiçbir himayenin bulunmadığı bugün, rahmetim altında himaye ederim.) [Müslim]
(Allah için dost olan kimseyi, Allahü teâlâ, Cennette hiçbir ameliyle ulaşamayacağı yüksek dereceye yükseltir.) [İ. Ebi-d-dünya]
(Kıyamette Arşın etrafında, yüzleri ayın on dördü gibi parlayan insanlar için kürsüler kurulur. Herkes feryat ve figan ederken onlar sakindir. Herkes korku ve dehşet içindeyken onlar üzülmez. Bunlar, Allah için birbirini sevenlerdir.) [Hâkim]
(Cennetin güzel köşkleri, Allah rızası için birbirini sevenler içindir.) [Ebu-ş-şeyh](Alinti)
Hakk’a Dâvet
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten menedersiniz…” (Âl-i İmrân, 110)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)
Kâinâtın Fahr-i Ebedîsi bir gün, iyiliği tavsiye edip kötülüğe mânî olma mes’ûliyetinden bahsederken şöyle bir misal vermiştir:
“Gemi yolcuları alt ve üst katlara yerleştiler. Geminin alt katında seyahat edenler; Su ihtiyacımızı karşılamak için ikide bir yukarı çıkıyor, üsttekileri rahatsız ediyoruz. Geminin tabanında bir delik açıp suyu oradan alalım. diye konuştular.
Bu durumda üst kattakiler onlara mânî olmazsa, hepsi birden boğulup giderler. Şayet onlara gemiyi delmenin yanlış olduğunu anlatırlarsa, hem kendilerini, hem diğerlerini boğulmaktan kurtarırlar.” (Buhârî, Şehâdât, 30; Tirmizî, Fiten, 12)
bir hadisi şerifte ne gecer...biribirinizi sevmedikce iman etmiş sayılmazsınız....yani düşünün biribirmizi allah için sevince bile cennete gitme şansın yükseliyo rabbim bizi cennete koymak için sebebp arıyor..ama bizim gözlerimiz okadar kör olmuşki.....nasıl bakarsak öyle görürüz nasıl düşünürssek öyle gercekleşir....saygılarımla allaha emanet olun inş..
Allah için sevemek bir karşılık beklemeden sevmektir onu sadece Allah rızası için sevmektir
Allah için sevmek odur ki, kişi kişide görmesi gerekeni görür, yüce yaratıcıyı görür ve sever
onun için ateşe tapana da, putperestede gönül kapılarını açar.
Çünkü sevdiğini Allah için sevmektedir.
Yaratılanı sev Yaratan dan ötürü (Yunus Emre)
Ne olursan ol yine gel (Mevlana)
Allah için sevmek,ne güzel anlatmış pirlerimiz..
ALLAH İÇİN SEVMEK DEMEK ALLAH RIZASI İÇİN SEVMEK DEMEK DEĞİLDİR TIPKI BESMELEDE OLDUĞU GİBİ BEN BU İŞİ ONUNLA ONUN ADINA YAPIYORUM DEMEKTİR... ÇÜNKÜ SEVENDE SEVİLEN DE ALLAH'TIR... BEN SENİ SEVİYORUM DİYEN YALAN KONUŞMAKTADIR.SEVEN ALLAH'TIR.O SEVERKEN BİZİ KULLANIYOR....
'Yaradılanı severim yaradandan ötürü'
: Ben seni Allah için seviyorum..
: Öyle ise beni uğrunda sevdiğin Allah’ta seni sevsin..
Allahım, ben Onu Seviyorum Sende Sev...
Ona,Er- Rahman Er- Rahim esmâsıyla tecelli et..
El- Müheymin sıfatınla koru ve gözet...
Ey EL Vedud, sevgini ve aşkını ver onun kalbine...
Kalbini aşkınla öyle doldur ki hasret onu hiç yıldırmasın hiç üzmesin..
bir karşılık beklemeden sevmek olabilir mi?
SEVDİĞİNİZE SEVDİĞİNİZİ SÖYLEMEK ARADAKİ SEVGİYİ ARTIRIR KİŞİ SEVDİĞİYLE BERABERDİR
İnsan sevgi için yaşar
ALLAH kulunu sevmiş
Alemler yaratmış…
Sonra bülbül gülü sevmiş,gül suyu beklemiş…dağların zirveleri o kadar yalnızmış ki gök yüzünde uçuşan bulutlarla dertleşmiş,bulutları sevmiş…balık suyu,kuş semayı,yılan toprağı sevmiş…
Snra insan….insan doğayı sevmiş,başka bir insanı sevmiş,yaratanı sevmiş…
Yaratanı sevmiş
Dünyada her varlık birbirini sevmiş ve birbirine sevgi ile karşılık vermiş…nasıl mı? yarattığı kulu seven AALLAH insana dünyayı vermiş…bulutlar yankızlık çeken dağlara göz yaşı vermiş…su balıklara can vermiş…gök yüzü kuşlara uçma,toprak yılana yaşama izni vermiş…
İnsan ağaca su,ağaç insana meyve vermiş…bir insan başka bir insanı sevmiş,sevdiği ona gönlünü vermiş…
İnsan ALLAHI sevmiş,ALLAH ona cenneti vermiş…
Demek ki üzerinde bulunduğumuz dünyada her şey sevgi içinmiş…
EN BÜYÜK AŞK ALLAH AŞKIDIR...
Allah Teâla şöyle buyurdu: “Benim rızam için birbirini sevenlere, benim için bir araya gelenlere, benim için birbirlerini ziyaret edenlere ve benim için yardımlaşanlara sevgim vacip olmuştur...
eğer Allah rızası için seversen unutmaki bu sevgin asla bitmez, asla nefrete dönüşmez..
TANRIM,
aslında sadece düşünüyorum,
düşüyorum öyleyse varım, varlığımı en iyi Allah la ispatlarım.
hiçkimse sevebilen insanın evrimle bunu öğrendiğine ikna edemez beni, ama yinede darvinide seviyorum, yaradandan ötürü
ALLAH için sevmek ne güzel şeydir
Rabbine en çok yakın olan kişidir ALlahı seven kişi; her şeyi onun için onun rızasını kazanmak için yapmak, attığın her adımda,aldığın her nefeste,soluduğun her havada onun imzası olduğunu bilmek, onunla yaşadığını bilmek,onunla var olduğunu bilmktir ve bu yüzden ona yakışır kul olmaktır her şeyi ALLAH için sevmek, Onun için yapmaktır...
selam ve duayla
ne güzel bişiii
allah için sevmek ve şu dünyadaki yaptıgımız herşeyi allahın rızasını kazanmak için yapmak bunu başarabildigimiz gün ne mutlu bize
Öncelikle Allah sevgisini yürekten hissetmek lazım O'nun sevgiyi yarattığını hatırlamak lazım ki, sevgiyi yataran için sevebilelim...
Yaşamınızın biryerinden bu kavramı yerleştirirseniz, yüreyinizdeki sevginin sandığınızdan çok daha büyük olduğunu hissedebilir ve çok mutlu olursunuz...
Allah gibi sevmek...
Allah için sevenler cennette zümrütlerle yakutlarla donananmış köşklerin içinden çok güzel manzaralar görecekler ve oradan dışarıya baktıklarında orada alınlarında Allah için sevenler yazısı olan insanları görürler.
Allah Sevgisi
Şehvetinin esiri olmuş her bir nefis
dizginlerinden boşanmış bir at gibidir
Bu atı kırbaçlayıp şaha kaldıran
sinsi şeytanın ta kendisidir
Dizginleri ele alıp atı durduracak kişi
yalnızca atın seyisidir
Bunu da her zaman için yaptıracak olan
yÜrekten gelen ALLAH sevgisidir
Eşini Allah için sevmek
anne,babasını Allah için sevmek
komşusunu,arkadaşını Allah için sevmek
insanları,insanlığı onun için sevmek
her şey onun eseri değilmi?
her şeyde onun tecellisini görmeye çalışmak
sevmek onun yarattıklarını,onun için sevmek
başına ne gelirse gelsin ondan bilip,hayır ve şer, buda
Allahdan diyebilmek gelenide sevebilmek onun için sevebilmek
tasavvuf da bu olsa gerek
gerçek Aşk ve yaratanın yaradılanaq verdiği en güzel şey olsa gerek