Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;) sizce ne demek, Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;) size neyi çağrıştırıyor?
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;) terimi Elif Key tarafından tarihinde eklendi
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;) terimi Elif Key tarafından tarihinde eklendi
Kan yasası bu insanın:
Üzümden şarap yapacaksın
Çakmak taşından ateş
Ve öpücüklerden insan!
Can yasası bu insanın:
Savaşlara yoksulluklara
Ve binbir belaya karşın
İlle de yaşayacaksın!
Us yasası bu insanın:
Suyu şavka döndürüp
Düşü gerçeğe çevirip
Düşmanı dost kılacaksın!
Anayasası bu insanın
Emekleyen çocuktan
Uzayda koşana dek
Yürürlükte her zaman...
Can Yücel
Bir serçe kuşuna ev sahiplik etti kalbim
Ne kapılarımı kapatıp hapsetmeye el verir yüreğim
Ne de bırakıp gitmesine hazır değil ellerim…
Azad Penaber
Bana yüreğini ver
Bitsin vatan hasretim
Boşa geçen kayıp zaman
Nerede doğdum, yaşadım, öldüm...
Bir bir bilinsin
Bana yüreğini ver
Gözlerini Mardin eyleyim
Dargeçit'te vurulmayasın ama
Nusaybin’de yıkılmayasın
Bana yüreğini ver
Seni göğüs kafesimde başkent eyleyim
Sur'da ayaklarından vurulmayasın
“Tahir” gibi yere yığılmayasın ha
Bana yüreğini ver
Van Gölü’nün maviliğinde özgürleşelim
Erciş’ten Edremit’e kadar
Sana yasak şiirler okuyayım akşamüstü
Ahlat’ta gün batana kadar
Azad Penaber
<3
Gitme, karışır tatlıma ACI...
{ . . < 3 . . }
Bir insan gülünce, içinde bir mevsim değişir.
Bir insanı gülüşünden hissettiyseniz, en fazla, güldüğü yerden sevdiyseniz, o insanın baharına açmış bir çiçeksiniz siz...
Terketmeyin, sevin...!
Azad Penaber
... aynı yel değirmeninin dönmeyen kanatlarıyız biz, adsız bir rüzgâra asılı, havadan koparılmış bir soluk, yeniden havaya dönüşen.
Michael Hülse
YOKLUĞUN, CEHENNEMİN DİĞER ADIDIR
ÜŞÜYORUM, KAPATMA GÖZLERİNİ
NUH'a haber eyleyin de , gelsin de TUFAN görsün...!
Bu mektuplar aslında sanadır sevgili arkadaşım.
Adını bile bilmediğim sana.
Öylesine yakından ve derinden tanıyoruz ki birbirimizi,
öylesine ortak bir umut ve bilinçle paylaşıyoruz ki yeryüzünü,
yaşama öylesine inanıyoruz ki,
adını bilmesem ne çıkar?
Onat Kutlar
Senden sonra ağız dolusu kahkaham kalmadı, her gülüşe bir ucundan, bu dünyada bir daha seni göremeyecek olmanın kekre tadı karıştı.
Senden sonra çok yağmur yağdı
K.S
Kovalamayın beni yatağa
Hiç uykum yok
Daha lafınıza karışacağım
Ortalığı dağıtacağım
Televizyonu kapatacağım
Ayçiçeği resmi yapacağım daha
Başparmağıma
şiir okuyacağım
Islık çalacağım
Daha çok işim var
Gecenizi karartacağım
Kütahya vazonuzu kıracağım
Vakitsiz yatırmayın beni
Daha çok erken
Can yücel
Ahh vakitsiz uyuyan çocuk, yüreğimizi seninle gömdük... :((
Bir Ayağım Cennette
Bir ayağım cennette, durup
Bakıyorum karşı kıyıya.
Dünyada koca gün sona ermek üzere,
Ama ne garip ektiğimiz şu tarlalar
Sevginin ve nefretin tohumlarıyla.
Zamanın emeğine rahat vermiyor zaman,
Hiçbir şey ayıramıyor artık
Buğdayla burçağı yan yana biten.
Saplara sessizce dolanan
O süs otları; bunlar bizim işte.
Kötülükle iyilik yan yana
Hasadını toplayacağımız
Hayır ve günah tarlalarında.
Gene de cennetten sürüyor kök
Başlayan gün gibi tertemiz.
Zaman’toplayıp yemişlerini
Yakıyor o ilk yaprağı
Korkunun, acının biçiminde
Kış yollarında uçuşan.
Ama aç tarlayla kararmış ağaç
Çiçek açıyor bilinmeyen cennette.
Acının, iyiliğin tomurcukları
Yalnız bu karanlık tarlalarda açıyor.
Cennet nasıl bilebilir
Umudu ve inancı, acıma ve sevgiyi
Gömülü kalmışsa hep
Bellek buluncaya dek kendi definesini?
Cennette hiç bu garip mutluluklar
Yağmaz şu bulutlu göklerden.
Edwin Muir
Yolun ötesine geçebilirdik, ama duraksadık,
Derken devriyeler geldi
Komutanları sorumlu ve kararlı,
Asık yüzlü ve kayıtsız öbürleri.
Beklerken sorgulama başladı. Her şeyin
Hemen açıklanması gerekiyormuş,
Kimmişiz, neciymişiz, nereden geliyormuşuz,
Amacımız neymiş, kimin adına,
Kime karşı çalışıyormuşuz.
Sorular, sorular.
Durup yanıtladık bütün gün;
Yolun öbür yanında, çitin ötesindeki
Aldırışsız âşıkları seyrettik
Bir başka yıldızda el ele dolaşan çiftleri,
Seslensek, bizi duyacak kadar bize yakın.
Yanıtlarımızı, davranışlarımızı
Seçecek durumda değiliz burada,
Az ötede aldırışsız âşıklar dolaşsa,
Kaygısız tarla çok yakınımızda da olsa.
Tam sınırdayız,
Nerdeyse tükendi dayanma gücümüz
Ve hâlâ sürüyor sorgulanmamız.
Edwin Muir
{ . . . . . . . . }
Harf harf duruyorsun alnımda öylece dur
şiirden ipekten bir yazın ortasında
bir çizgiyi anlatıyorsun hecelerle çiz
biz bütün kesişmelerin çıkmaz sokağıyız
dışarda kuşlar başka, aşk başka,
Tozan Altan
{ ................ }
Biz mi taşırız aşkları
Aşklar mı bizi
Şimdi hangi kentte
Yağdığını unuttuğum bir yağmur
Ertelenmiş bir aşkın saçlarını yıkıyor
O günden beri
Öznesi yaralıdır şiirin
Orada yıldızlar daha parlaktır
Aynalar daha ayna
Yaşamaya başladığın an
Biraz daha koyulaşır ağaçların yeşili
Orası
Şiirin kendini göndere çektiği yerdir
Sensiz, paslı bir çivi gibi duruyorum
Bir duvarın yüzünde,
Ateşe ve rüzgâra dair bir dize kuşan
Bu geceyi teslim al
Bir selam uçur bana
Hâlâ bir sabah serinliği ise adresim
İnsana dair her çığlık
De ki şiirdir biraz
A. Hicri İzgören
Gecesini arar ..........
Göğsümde ağlayan bir yıldız *
Sabahlara sorar ?
Neden böyle ?
neden hep yalnız ?
Seninim artık Gitme !
yorgun soygun akşamlara ••• Hangi kış baharı görmüş İmkansız Ben ismini sayıkladım daldım rüyalarına .. @
Bir seni sarıp sakladım Gece yarılarına •••
Al gözyaşım göğe düştü
Ellerimden bin düş uçtu ~ ~ ~
Geldi ömrümüz kavuştu Kaybolan yıllarına. ) ``:
/aln.
ben, hüzünlü küçük bir periyi biliyorum
okyanusta yaşayan
ve yüreğini tahta bir kavalda
usul usul çalan
küçük hüzünlü bir peri
geceleri bir öpücükle ölen
ve sabahları bir öpücükle
yeniden doğacak olan..
Furuğ Ferruhzad
<3 <3 <3
{..................}
Bu ne güzel bir şarkı böylee :)
Seni getiren yıllara ve yollara teşekkürler Elif CAN <3
Sen bir peri misin :))
Ballu kaymağum :))
Başının ağrısından sana
İyi pazarlar herkese :))
Elif CAN, duygularımız karşılıklı :)
Ez tora zaf haskena...
Canan Hanım, başımızı (aklımızı) alıp gitmeyi başardık diyelim bedenimizle birlikte, peki bize asla itaat etmeyen yüreğimizi ne yapacağız? :))
Aklımızla yüreğimiz arasında kaldığımızda, akıl mı, yürek mi?
Melek 'immmmm. elinde ne varsa birak gel ..
Pencerenin önünde sana serenad ımı dinle ;))
Gitmek isteyeni kırk düğüm halatla bağlasan, tutamazsın. Kalmak isteyene saç teli yeter...
Elifim, özledim seni...
Sevgiler :)
Kimin gözlerini,
Sabah güneşiyle kıyaslarım şimdi?
Salomeye
Öyle bir hayat yaşadım ki
Cenneti de gördüm cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm pes etmeyi de
Bazıları seyrederken hayatı en önden
Kendime bir sahne buldum oynadım
Öyle bir rol vermişler ki
Okudum okudum anlamadım
Kendi kendime konuştum bazen evimde
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki "söz ver kendine"
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman
Hep acele etmem bundan,
Anladım...
Friedrich Nietzsche
Bir Ben Biliyorum
Friedrich Nietzsche’ye
Bir ben biliyorum
Yorgun gözlerinin altındaki halkaların
Ebem kuşağı olduğunu ve
İstediğinde yedi renk bakabileceğini
Siyah saçlarındaki akların aslında
Hırçın dalgaların gelgitlerinden oluşan
Köpüklerin bulaşığı olduğunu
Bir ben biliyorum
Yüreğinin severken
Ölmekten değil de öldürmekten korktuğu için
Tir tir titrediğini
Kayboluşlarında kendini bulup
Her şeye yeniden başlama hevesini
Yalnızlığının nasıl kursağında bıraktığını
Bir ben biliyorum
Dağların eteklerine ziller takıp
Hızla doruklara kaçışından olduğunu
Ruhunun serin esintisinin
Hayatın çarmıhına
Yalpalarda çürüyen tahtaların
Paslı çivileriyle gerildiğini
Bir ben biliyorum
Her kundaklama sonrası
Ormanlarının zehrini
Bir hışımla genzine çektiğini
Bu yangınlarla
Ciğerinin de yandığını
Yine de hiç ağlamadığını
Bir ben biliyorum
Bu şehrin goncalarını bile sevmediğini
İnim inim inleyen gecelerinde
Demlenemediğini
Bir ben tanıyorum
Ve bir ben seviyorum adamım seni
Bu şehirde adam gibi...
Lou Andreas Salome
Ne ölülerin ne sağların arasındayım,
Ne sağım ne de ölüyüm.